Birinci Dünya Savaşı ve Osmanlı

advertisement
BİRİNCİ DÜNYA
SAVAŞI VE OSMANLI
İÇİNDEKİLER
• I. Dünya Savaşı
• I. Dünya Savaşına Yol Açan
Sebepler
• I. Dünya Savaşının Başlaması ve
Gelişmesi
• Osmanlı Devleti'nin Savaşa
Girmesi
• I. Dünya Savaşı Sırasında Türk
Cepheleri
HEDEFLER
BAYBURT ÜNİVERSİTESİ
UZAKTAN EĞİTİM MERKEZİ
ATATÜRK İLKELERİ VE
İNKILÂP TARİHİ
• Bu ünitede amaçlanan kazanımlar;
• Birinci Dünya Savaşı öncesi yaşanan
gelişmeler, savaşın nedenleri, Osmanlı'nın
savaşa girişi, cepheler ve savaşın sonuçları
kavratılacak
ÜNİTE
4
Birinci Dünya Savaşı ve Osmanlı
1. I. DÜNYA SAVAŞI (1914-1918)
Dünyanın büyük devletlerinin Avrupa’da, Ortadoğu’da, Afrika’da ve
Uzakdoğu’da geniş bir alanda ve açık denizlerde, o zamana kadar
görülmemiş büyüklükte ve uzun süreli savaşına I. Dünya Savaşı
denilmektedir.
1.1. I. Dünya Savaşına Yol Açan Sebepler
Ekonomik Rekabet ve Sömürgecilik: Birinci Dünya Savaşı’nın temel
sebeplerinden biri olan Ekonomik Rekabet ve sömürgecilik, genel anlamda
tüm tarafları ilgilendirmekle beraber esas itibariyle daha çok İngiltereAlmanya eksenindeki çatışmaların ana sebebini oluşturmaktadır.
Sömürgecilik anlayışı, Rönesans’tan sonra Sanayi İnkılabı ile önem
kazanmış, ham madde ve pazar arayışı; gelişmemiş, ham madde kaynakları
zengin ülkelerin sömürge olarak kullanılması arzusunu ortaya çıkarmıştır.
Öncülüğünü İngiltere’nin yaptığı sömürgecilikte bu devleti Fransa, Belçika,
Hollanda, Almanya, Rusya gibi ülkeler takip etmiştir. Sömürgecilik
faaliyetine daha sonra ABD’nin de katılmasıyla sömürgecilik Pasifik
Okyanusuna da egemen olmuştur. Bunun yanı sıra büyük devletlerin
sömürgecilik anlayışı içinde çeşitli ülkelerde maden, demiryolu, deniz
işletmeleri gibi dış yatırımları da olmuştur.
Avrupa’da
Alman-Fransız;
Balkanlar’da
Rus-Avusturya
Rekabeti:
Avrupa’daki Alman-Fransız çatışması savaşın başka bir nedenini
oluşturmaktadır. 1870 yılında Alman milli birliğinin kurulması aşamasında
Almanlar Sedan Savaşı’nda Fransızları yenmişler ve yer altı kaynakları
açısından zengin Alsace-Lorraine’i Fransa’dan almışlardır. Bu tarihten
itibaren Fransızlar bunu milli bir mesele haline getirmişlerdir. Almanya
eninde sonunda Fransa ile mutlaka savaşacağını bildiğinden hızlı bir
silahlanma çalışması ve ittifak arayışına girmiştir.
Diğer yandan Balkanlar’da da Rusya ile Avusturya arasında çekişme
yaşanmaktadır. Akdeniz’e açılmak isteyen Rusya, Panislavizm politikasıyla
Balkanları nüfuzu altına almak isterken, aynı şekilde Avusturya’da
Balkanlar’da hakimiyet kurmak istemektedir. Çıkar çatışması bu iki devlet
arasında şiddetli rekabete yol açmaktadır.
Milliyetçilik: 1789 Fransız İnkılabı ile ortaya çıkan milliyetçilik fikri,
milli devletler kurma düşüncesini geliştirmiş, bu anlayış daha sonra da
Avrupa milletlerinin benimsediği kendi milletini üstün görme politikasının
kaynağı olmuştur. Panislavizm, Pan-Germenizm gibi milliyetçi akımların
ortaya çıkması bu anlayışın ürünüdür.
Bayburt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi
2
Birinci Dünya Savaşı ve Osmanlı
Osmanlı toprakları
üzerindeki nüfuz mücadelesi ve ileride “Hasta Adam” denilen Osmanlı’nın
mirasının ne şekilde paylaşılacağı meselesi, I. Dünya Savaşına yol açan bir
diğer önemli nedendir. XIX. Yüzyıl başlarındaki Rus, İngiliz, Fransız
rekabetine, yüzyılın sonlarında Almanya’nın da katılması bu rekabeti
hızlandırmıştır.
Osmanlı
Topraklarının
Paylaşılması
İsteği:
Hızlı Silahlanma-Militarizm: Avrupa’da siyasi ve askeri çevreler,
büyük çatışmanın kaçınılmaz olduğunu biliyordu. Böyle bir çatışma
başladığında da hiç kimse hazırlıksız yakalanmak istemiyordu. Bu sebeple
bir silahlanma yarışı başladı. 1910 yılında Fransa’da bir askeri tatbikata
katılan Mustafa Kemal Paşa, Fransa’nın yaptığı askeri hazırlığı görünce
arkadaşı Fethi Okyar’a, yakın gelecekte büyük bir savaşın patlak vereceğini
ve Fransa’nın bu hazırlığı sıradan sebeplerle yapmış olamayacağını
söylemiştir.
Bu tarihlerde Alman savaş sanayii büyük adımlarla gelişmekteydi.
Krupps Silah Fabrikası daha savaş başlamadan büyük bir şöhret kazanmıştı.
Almanya ile Avusturya-Macaristan İmparatorluğu toplam 115 milyon
nüfusa sahipti. Bunun 22 milyonunu seferber etmişlerdi. İngiltere’nin
sömürgelerini sayılmasa bile ortakları ile beraber bu kuvvetin iki katına
yakın asker sahiplerdi. İngiltere deniz gücü bakımından büyük bir üstünlüğe
sahipti. Lojistik destek kaynakları sınırsızdı.
Fransa eğitimli subay kadrosuna ve hafif topçu birliklerine sahipti.
Almanya da eğitimli subay açısından iyi durumdaydı; ama üst düzey
komutan açısından aynı şey söylenemezdi.
Halkanın en zayıf devleti Rusya idi. Hükümet de ordu da zaaf
içindeydi. Ulaşım yolları sıkıntılıydı. Bir yandan büyük savaşın ona tarihsel
emeli olan Boğazları kazandıracağını düşünmekte, diğer yandan ise savaşa
yeterli ölçüde hazırlıklı olmadığından tedirginlik yaşamaktaydı.
Bloklaşma: Almanya milli birliğini kurduktan sonra, dış politikada
farklı bir yol izlemiştir. Alman milli birliğinin kurucusu Bismarc,
Almanya’yı Avrupa’nın karada en güçlü devleti haline getirmek istiyordu.
Bismarc’in bu arzusunu gerçekleştirmesini engelleyecek tek güç Fransa’ydı.
Çünkü Alman milli birliği kurulurken Fransızlar, Almanlara yenilmişlerdi.
Bismarc, Fransa’nın en kısa sürede kendisini toparlayacağı ve Almanya’dan
bu yenilginin intikamını almaya çalışacağı inancındaydı. İşte bu düşünce
Almanya’yı, güçlü devletleri Fransa’ya karşı kendi yanına çekme arayışına
yöneltmiştir. Böylece dünya devletleri arasında ilk kez gruplaşma hareketi
başlatılmıştır. 1860-1890 yılları arasında yapılan antlaşmalarla Almanya,
Çarlık Rusya’sını ve Avusturya-Macaristan’ı yanına almıştır. Bu birliğe
“Üçlü İttifak” adı verilmiştir. İtalya da daha sonra bu Üçlü İttifaka
katılmıştır. 1890’a kadar Üçlü İttifak da her hangi bir çözülme
yaşanmamıştır. Bismarc, özellikle Rusya ile ittifaka önem vermekteydi.
Bayburt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi
3
Birinci Dünya Savaşı ve Osmanlı
Tarihte Bismarc’ın Kabusu olarak ifade edilen görüşe göre eğer Almanya
Fransa ile bir savaşa girerse arkasında bulunan Rusya bu savaşta dışarıda
bırakılmalıydı. Aksi halde Almanya iki ateş arasında kalabilir ve bu bir
felaket olurdu. Ancak ileride Rusya-Avusturya-Macaristan rekabetinden
dolayı bu ittifak bozulacaktır.
1890’da Almanya’da bir taht değişikliği yaşanmış yeni imparatorla
Başbakan Bismarc arasında dış politikada ciddi görüş ayrılıkları yaşanmaya
başlanmıştı. Bu yüzden Bismarc başbakanlıktan istifa etmiştir. II. Wilhelm
döneminde Almanya, Çarlık Rusya’sının kendi yanında yer almasını
gereksiz görmüş ve 1890’da Çarlık Rusya’sı ile süresi dolan ve yenilenmesi
gereken antlaşma yapılmayarak, Rusya devletlerarası alanda Almanya’nın
karşısına itilmiştir. Bu durum Rusya’yı 1894’de Fransa ile anlaşmaya
yöneltmiştir. Bu birlikteliğe İngiltere’nin de katılmasıyla Üçlü İttifaka karşı
“Üçlü İtilaf” bloğu oluşturulmuştur. Zamanla bloklar arasındaki ekonomik
rekabet, silahlanma yarışı gerginlik yaratmış, bu gerginlik de I. Dünya
Savaşının çıkışında etkin rol oynamıştır.
1.2. I. Dünya Savaşının Başlaması ve Gelişmesi
Avrupa’da oluşan iki blok arasında yaşanan tüm gerginliklerin
sonucunda artık bu gerginliği savaşa dönüştürecek bir kıvılcım
beklenmektedir. Bu tarihlerde Avusturya–Macaristan İmparatorluğu’nun
uyarılarına kulak asmayan Sırbistan bu ülkenin sınırları içinde yaşayan
Sırpları ve Slavları kışkırtmaktan vazgeçmiyordu. 1908’de Osmanlı’da
Meşrutiyetin ilanı sırasında Bosna’nın Avusturya–Macaristan’a geçmesi ile
bu bölge üzerinde hak iddia eden Sırplar yoğun milliyetçilik propagandası
yapıyorlardı.
Avusturya-Macaristan Sırplara gözdağı vermek amacı ile Bosna’nın
Saraybosna şehrinde büyük bir askeri tatbikat gerçekleştirerek tam bir gövde
gösterisi yaptı. Ancak bu tatbikatın ardından Avusturya-Macaristan veliahdı
Fraçois Ferdinand bir resmigeçit düzenleyerek halkı selamladığı sırada bir
Sırp Milliyetçisi (Gabriel Prençip) tarafından düzenlenen suikast sonucunda
öldürüldü (28 Haziran 1914). Bunun üzerine Avusturya–Macaristan,
Sırbistan’a nota vererek katilin kendilerine iadesini istedi. Ayrıca Sırp
ordusunda Avusturya aleyhtarı subayların tasfiyesini talep etti. Daha başka
istekler de sıralanınca anlaşıldı ki Avusturya’nın niyeti savaş için bahane
üretmekten başka bir şey değildi.
Bu olayın intikamını almak için Sırbistan’a savaş açmaya karar veren
Avusturya-Macaristan,
müttefiki
Almanya
tarafından
cesaretlendirilmekteydi. Bu olaylar üzerine
Avusturya-Macaristan’ın
Sırbistan’a savaş ilan etmesiyle I. Dünya Savaşı başlamış oldu. Rusya’nın
Sırbistan’ı yalnız bırakmamak amacıyla savaşa katılması, Almanya’nın da
Avusturya-Macaristan’ın yanında savaşa girmesini kaçınılmaz kılmıştır.
Bayburt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi
4
Birinci Dünya Savaşı ve Osmanlı
Almanya, savaşa girmesi ile birlikte Alman Genel Kurmayının
1900’lerde hazırladığı savaş planını uygulamaya koymuştur. Bu plana göre
Almanya savaşa girdiği andan itibaren bütün gücüyle Fransa üzerine
yüklenecek ve 6 haftalık süre zarfında Avusturya-Macaristan Rus
kuvvetlerini oyalayacaktır. 6 haftalık sürenin tamamlanması ile birlikte
Fransızların işini bitirmiş olan Almanlar, Avrupa topraklarından geçerek
Rusya üzerine yürüyecekler ve Avusturya kuvvetleri ile birlikte Rusya’ya
kesin darbeyi indireceklerdir. Ancak savaşın başlamasıyla birlikte
uygulamaya konulan bu plan Almanların Fransız cephesinde bataklığa
saplanmaları ve bir türlü Fransız cephesini kıramamaları üzerine başarılı
olamamış, Almanlar Fransızları yenemedikleri gibi, Fransız topraklarında
ağır kayba uğramışlardır. Öte yandan Avusturya da, Rus kuvvetlerini
oyalamada yetersiz kalmıştır. Fransızları yenemeyen Almanların, Avrupa
topraklarını çiğnemeleri ve Belçika’ya saldırmaları, Belçika’nın yanı sıra,
İngiltere’nin de Almanya’ya karşı savaşa katılmasına yol açmıştır. Kafkasya
topraklarında Avusturya ile birlikte, Ruslara yok edici darbeyi indiremeyen
Almanların Avrupa’da uyguladıkları savaş planları tümüyle başarısız
olmuştur. Bu başarısızlık Almanları zinde yeni kuvvetler bulmaya ve yeni
cepheler açmaya yöneltmiştir.
Almanların bu amaçlan kullanabilecekleri hazırdaki kuvvet Türk
kuvvetleri idi. Bu nedenle Almanlar Osmanlı’nın savaşa bir an önce girmesi
için ellerinden geleni yapmışlardır. Avrupa’da bu gelişmeler yaşanırken,
Uzakdoğu da yayılmacı bir politika izleyen Japonya’nın işine yaramıştır.
Almanya’ya 23 Ağustos 1914’de savaş ilan eden Japonya, Almanya’nın
Uzakdoğu’daki sömürgelerini ele geçirmiş ve Kasım 1914’de savaşı kendi
açısından sonuçlandırmıştır.
1.3 Osmanlı Devleti’nin Savaşa Girmesi
Osmanlı Devleti gibi büyük bir coğrafyaya sahip olan devletin böyle
büyük bir savaşın dışında kalması mümkün değildi. Osmanlı yöneticileri
bunu bildiklerinden dolayı savaş öncesinde bloklar arasında yerini almak
için çalışmalar yürütmüşlerdi. Ayrıca Osmanlı yöneticileri açısından bu
savaşa katılmanın gerekçeleri bulunmaktaydı. Bu nedenler kısaca şöyle
özetlenebilir:
 Osmanlı Devletinin daha önce kaybettiği toprakları geri almak
istemesi
 Osmanlı Devleti’nin, Batı’da kaybettiği toprakların yerine Doğu’da
yeni topraklar kazanmak ve sınırlarını Asya’ya doğru genişletmek istemesi
 Kapitülasyonlardan kurtulmak ve ekonomik bağımsızlığını
kazanmak istemesi
 Osmanlı Devleti’nin, kendisini parçalayıp aralarında paylaşmak
isteyen İtilaf Devletleri’ni engellemek istemesi
 Osmanlı kaybettiği itibarını yeniden kazanmak istemesi
Bayburt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi
5
Birinci Dünya Savaşı ve Osmanlı
I.Dünya Savaşı öncesi Avrupa’da başlayan hızlı kamplaşma birçok
ülkeyi etkisi altına almıştı. Osmanlı Devleti her iki kanattan da uzak kalırsa
yalnızlığa itilir ve iki tarafın da hedefi haline gelebilirdi. Taraflar arasında
başlayan savaşta çok akılcı davranıp güçlü olanın yanında yer almalıydı.
Osmanlı böyle yaparsa zaferin nimetlerinden yararlanabileceğini
düşünmekteydi.
Osmanlı Devleti’nin öncelikle İngiltere’nin yanında yer alması
gerektiği düşünüyordu. Zira İngiltere, güneş batmayan imparatorluğu
sebebiyle sınırsız imkânlara sahipti. Almanya çok güçlü görünse de İngiltere
veya Fransa gibi yerleşik kuvvet dengelerine sahip değildi. Bu yüzden
Enver Paşa ve arkadaşlarının hissiyatı Almanya yanında olsa bile,
İngiltere’den yana olmak mantıken daha ağır basıyordu. Sadrazam Sait
Halim Paşa da aynı görüşteydi.
Bu yüzden ilk ittifak teklifi İngiltere ve Fransa’ya yapıldı. Ancak bu
iki devlet savaşta sırtlarına yük olur ve bir de onun sorunları ile uğraşmak
zorunda kalabileceklerini düşünüyorlardı. Ayrıca bir de Rusya faktörü vardı.
İngiltere’nin 1908 Reval Antlaşması ile Osmanlı Devleti üzerindeki
politikasına serbestlik tanıdığı Rusya, Osmanlı Devleti ile aynı safta yer
alırsa emellerini gerçekleştiremezdi. Böyle bir ittifaka Rusya’nın izin
vermesi hiç mümkün değildi. Bu nedenlerle İtilaf Devletleri Osmanlının bu
teklifini reddettiler.
Fakat İtilaf devletleri Osmanlı Devleti’ni kendi saflarına almamakla
beraber karşı tarafta yer almasını da istemiyorlardı. Onun için Osmanlı
Devleti’ne tarafsız kalmasını önerdiler.
Osmanlı Devleti’nin bu savaş başladığında İtilaf Devletlerinden
umudunu kesmiş ve mecburen Almanya tarafına yönelmişti. Aslına bakılırsa
Osmanlı Devleti hakkında Almanya da kararsızdı. Alman askeri ve siyasi
kurmaylarının uzun değerlendirmelerinden sonra Osmanlı Devleti’ni kendi
saflarına almanın zarardan çok fayda getireceğine kanaat getirdiler.
Almanya’nın Osmanlı’yı kendi yanına almasının nedenlerine kısaca
bakıldığında şunlar söylenebilir:
• Halifenin gücünden yaralanarak İtilaf devletlerinin sömürgesi
Müslümanların isyan etmesini sağlamak
• Yeni cepheler açarak Almanya’nın yükünü hafifletmek
• İngiltere için önemli olan Süveyş Kanalını tehdit etmek
• Rusya’ya Boğazlardan gidecek yardımı engellemek
• Osmanlının yeraltı ve insan kaynaklarından yaralanmak
Yaşanan tüm bu gelişmeler sonucunda Almanya ile 2 Ağustos 1914’te
ittifak antlaşması imzalayan Osmanlı Devleti bu devletin ısrarlarına rağmen
savaşa girmekte gönülsüz davranmıştır. Aynı ay içinde tarafsızlığını ilan
etmiştir. İmzalanan antlaşmanın savunma antlaşması olduğunu söyleyerek
zaman kazanmaya çalışmış böylece savaşın gidişatına bakmak istemiştir.
Doğal olarak bu tutum Almanya’nın tepkisine neden olmuştur.
Bayburt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi
6
Birinci Dünya Savaşı ve Osmanlı
Ancak Osmanlı Devleti bu savaşın dışında kalamayacağının farkında
olduğundan. En yakın tehlike Rusya gibi görünmesine rağmen ikili
görüşmeler sırasında Osmanlı Devleti’nin toprak bütünlüğü konusunda,
Rusya’dan garanti alınabilmiş, İngiltere ve Fransa’dan alınamamıştı. Böyle
olunca da bu büyük savaşın ana hedeflerinden birinin Osmanlı Devleti’ni
parçalamak ve aralarında paylaşmak olduğunu anladı. Bunun farkında olan
Osmanlı Devleti’nin bir kenarda tarafsız beklemesi çok da akılcı bir
yaklaşım değildi. Bütün bu nedenlerden dolayı tarafsızlığını ilan etmiş
olmasına rağmen muhtemel gelişmeler karşısında hazırlıklı bulunmak için
seferberlik ilan etmiştir.
Almanya ise bir an önce Osmanlı’nın savaşa katılmasını istemekteydi.
Çünkü batı cephesinde işleri zorlaşmış ve doğudan saldıran Rusya,
Almanya’yı iki ateş arasında bırakmıştı. Yani Bismarc’ın Kâbusu gerçek
olmuştu. Osmanlı Devletini savaşın içine çekmek için bir mizansen
gerekmekte idi. Akdeniz de İngiliz gemileri ile çarpışan ve Türk
Boğazlarına giren iki Alman savaş gemisi Türkiye’yi savaşa sokacak bahane
oldu. Osmanlı devleti önce bu gemilerin Almanya’dan satın alındığını
duyurdu. Yavuz ve Midilli adı verilen Alman mürettebatlı, Türk bayraklı bu
gemiler, Enver Paşanın bilgisi dâhilinde Karadeniz’e çıkarıldı. Amiral
Şusan komutasındaki bu gemilerden 28-28 Ekim 1914 tarihlerinde Rus
kalelerine ateş açması sonucunda Rusya bu olayı Osmanlı Devleti’nin
kendisine savaş ilanı olarak değerlendirip karşılık vermesiyle Osmanlı
Devletin bir anda kendisini savaşın içinde buldu. Bu olayla birlikte Osmanlı
Devleti tarihinin son savaşına katılmış oldu
1.4. I. Dünya Savaşı Sırasında Türk Cepheleri
Osmanlı Devletinin savaşa katılmasıyla savaş alanı genişlemiştir.
Birçok cephede savaşmak zorunda kalan Osmanlı Devleti’nin hareket
planının esasını, İttifak Devletleri’nin Avrupa da ki yükünü hafifletmek
oluşturmaktadır. Bu amaçla 3 aşamalı şu plan uygulanacaktır:
• Ruslara karşı; Orta Asya’daki ve Kafkasya’daki Müslümanların,
halifenin ilan edeceği cihat çağrısı ile harekete geçirilmesi.
• İngilizlere karşı; Habeşistan, Sudan, Trablusgarp’daki
Müslümanların yine halifenin cihat çağrısı ile harekete geçirilmesi.
• Boğazların Türk ve Alman kuvvetlerince ortak savunulması.
Bu planla; Kafkasya’da Ruslar, Süveyş’te İngilizler meşgul edilerek,
Almanya ve Avusturya’nın yükü hafifletilecek, İngiltere’nin Hindistan ile
olan deniz yolu bağlantısına engel olunacak ve güneyde ki zengin
petrollerden ittifak devletlerinin yararlanması sağlanacaktır. I. Dünya
Savaşında bu amaçla Türk Ordusu şu cephelerde savaşmıştır.
Kafkas Cephesi: Avrupa’da cephe savaşlarında sıkışan Almanya,
Osmanlı Devleti’nden acilen Kafkas cephesini açmasını istiyordu. Çünkü bu
durumda Rus kuvvetleri bölünecek ve bir kısmı güneye gidecekti. Osmanlı
Bayburt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi
7
Birinci Dünya Savaşı ve Osmanlı
orduları onları oyalarken kendisi de Avrupa cephelerinde nefes alma imkânı
bulacaktı.
Almanya kendisine yakın gördüğü Enver Paşa’nın desteğini alarak
Osmanlı Devleti’ni bu cepheyi açmaya ikna etti. Erkan-ı Harbiye vekili olan
Enver Paşa Kafkas cephesinin Osmanlı Devleti için yeni fırsatlar
yaratabileceğine inanıyordu.
Ayrıca Hazar Denizinin kuzeyinden geçerek Orta Asya Türk dünyası
ile irtibat kurulabilirdi. Savaşa giriş sebeplerimizden birini teşkil eden
Asya’ya açılma politikası gerçekleşme şansı bulurdu. Hatta buradan öteye
Basra ve Hindistan’a uzanarak hem Basra petrolünü kontrol etmek, hem de
Hint Müslümanlarını İngiltere aleyhine harekete geçirmek mümkün olurdu.
Ancak 22 Aralık 1914’te başlayan Sarıkamış harekâtı tam bir
felaketle sonuçlandı. Çok zor şartlarda Erzurum’a kadar ulaşan yaklaşık 115
bin kişilik ordu Allahuekber Dağları’nda soğuklara yenik düştü. Yaklaşık 90
bin asker daha düşmanı bile görmeden donarak öldü. Asker için en büyük
düşman uyku oldu. Zira uyuyan bir daha uyanamıyordu.
Geriye kalanlar ise Rus orduları karşısında bir varlık gösteremediler.
1915 baharında Ruslar Van, Bitlis ve Muş’u ele geçirdi.
Türk ordusu çekilirken başka bir saldırı ile karşı karşıya kaldılar.
Doğu Anadolu’da yaşayan Ermeniler Türk ordusuna arkadan saldırdı.
Bunun üzerine Osmanlı Hükümeti 27 Mayıs 1915’te bir karar alarak
bölgede yaşayan Ermenileri savaş olmayan başka bölgelere nakletmeye
başladı. Tarihte Tehcir Olayı olarak bilinen bu zorunlu göç olayı Ermeniler
tarafından bir soykırım iddiasına dönüştürüldü. Zorunlu göçe tabi tutulan
Ermenilerin bir kısmı Suriye’de kaldı, bir kısmı ise buradan Lübnan’a
Mısır’a, Avrupa’ya ve ABD’ye gitti. Bu gidenler daha sonra Ermeni
diasporasını oluşturdu. Gittikleri ülkelerde sürekli sözde soykırım iddialarını
gündemde tuttular.
1916’da Karadeniz üzerinden gerçekleştirdikleri sevkiyat ile Ruslar
yeniden harekete geçtiler. Bu saldırı sonucu Erzurum, Erzincan ve
Trabzon’un bir bölümü ile Artvin ve Rize Osmanlı’nın elinden çıktı.
Aynı yılın içinde Mustafa Kemal Paşa’nın görev yaptığı XVI.
Kolordu Edirne’den Diyarbakır’a gönderildi. Mustafa Kemal Paşa Muş ve
Bitlis’i yeniden ele geçirdi.
1917 yılında Rusya’da Bolşevik ihtilali patlak verdi. Rusya BrestLitowsk antlaşmasını imzalayarak savaştan çekildi. İşgal ettiği toprakları da
terk etti. Rus ordusunun çekilmesi ile ileri harekâta başlayan Türk ordusu
Bakû’ye kadar ilerledi. Kafkasya’nın önemli bir bölümü Osmanlı’nın eline
geçti (1918). Ancak Mondros Ateşkes Antlaşması ile Türk ordusu
Kafkasya’yı boşaltmak zorunda kaldı.
Çanakkale Cephesi: Çanakkale Cephesi’nin açılmasına Rusların isteği
üzerine karar verilmiştir, ama burada bir cephe açılması çok daha önce
Bayburt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi
8
Birinci Dünya Savaşı ve Osmanlı
düşünülmüştü. Türkiye savaşa girdikten sonra Kasım 1914’te İngiliz
Bahriye Nazırı Churchill ve Amiral Fisher, Türk kuvvetlerinin Süveyş’e
saldırmalarını önlemek amacı ile Gelibolu Yarımadasına bir çıkarma
yapılmasını önermişlerdi. Fakat İngiliz savaş kabinesi bu öneriyi kabul
etmemişti. Nihayet, l915 yılı başında Avrupa’daki savaş, mevzi harbine
dönüşünce İngilizler, bütün kuvvetlerini Batı Cephesine yığmaktansa
Çanakkale ya da Balkanlarda ikinci bir cephe açarak harbi, hareket harbine
çevirmeyi ciddî olarak düşünmeye başladılar.
İtilaf Devletleri açısından bu cephenin açılma gerekçeleri şunlardı:
 Çanakkale ve İstanbul boğazlarını ele geçirip aynı zamanda Osmanlı
Devleti’nin siyasi varlığına son vermek. Osmanlı devlet merkezi
etkisizleştirilirse cepheler çöker ve Osmanlı Devleti rakip olmaktan çıkardı.
 Rusya’ya silah ve cephane yardımı yapmak ve böylece, çöken Rus
cephesini yeniden ayağa kaldırarak Almanya’yı doğudan sıkıştırmaktır.
 Rusların elinde bulunan tahıl stoklarından yararlanmak ve bu şekilde
Avrupa’da baş gösteren erzak sıkıntısına çözüm bulmak.
 Bütün bu amaçlar tahakkuk ettiği takdirde savaşa girme konusunda
karasız kalan devletlerin İtilaf Devletleri safında savaşa girmesini sağlamak.
Deniz Savaşları: İngiliz ve Fransız gemilerinden oluşan İtilaf
donanması, Çanakkale önlerine gelerek buradaki Türk istihkâmlarını
bombalamaya başladı. 19 Şubat 1915’te başlayan bombardıman Seddülbahir
ve Kilidülbahir tabyalarında büyük tahribat yarattı.
Yaklaşık bir ay süren bombardıman sonucu Türk tabyaları büyük
tahribata uğramıştı. İtilâf Devletleri mayın arama tarama gemilerinin,
Boğazların girişindeki tüm mayınları temizlediklerini düşündüklerinden, 18
Mart 1915’de Müttefik Donanması’nın boğazları zorlayarak geçmesi
kararını almışlardı. Müttefik Donanması’nın taarruzu 18 Mart günü başladı.
Ancak, müttefik mayın arama-tarama gemileri, Türk mayın gemisi Nusret’in
8 Mart’ta döktüğü mayınları fark edememişti..
Bir ay süren bombardımana rağmen İtilaf güçleri Türk istihkâmlarını
yok etmeyi başaramamıştı. Gerek Nusret mayın gemisinin döşemiş olduğu
mayınların patlaması, gerekse kıyılardan başlayan yoğun topçu
bombardımanı İtilaf donanmasının büyük kayıplar verdird. 18 büyük
gemiden yedisi batırıldı geriye kalanlar ise büyük hasar görerek Ege
Denizine çekilmek zorunda kaldı.
Müttefik Donanması’nın Boğazı terk etmesiyle, tarihin bu büyük
“Boğaz Muharebesi” Türklerin kesin zaferiyle sonuçlandı.
Türk tarafının bu başarısı sonucunda Müttefikler karaya asker
çıkarmaya karar verdiler
Kara Savaşları: Müttefiklerin kara çıkarması 25 Nisan 1915 sabahı
başladı. Müttefikler Saros Körfezi ve Anadolu kıyılarına yaptıkları sahte
çıkarma hareketlerinde başarılı olmuşlar ve Çanakkale cephesini yöneten
Bayburt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi
9
Birinci Dünya Savaşı ve Osmanlı
Alman General Liman Von Sanders’in dikkatini o bölge üzerine
toplamışlardı. Müttefiklerin esas çıkarma yaptıkları bölgeler ise Seddülbahir
ve Arı Burnu olmuştur.
Bu cephede yaşanan bir olay Mustafa Kemal’in Çanakkale Savaşında
nasıl bir azim ve kararlılık, inanç ve cesarete sahip olduğunu açık bir şekilde
ortaya koyan örneklerden biri şöyledir:
Conkbayırı’nda Mustafa Kemal’den hücum emri alan bölük komutanı:
“Cephane yok saldıramayız.” deyince, Mustafa Kemal şu cevabı vermiştir:
“Cephane yoksa süngü takın. Ben size hücumu değil ölmeyi emrediyorum.
Biz ölene kadar geçecek zaman içinde yeni birlikler gelecek ve yerimizi
alacaktır.” Emri Türk ordusunun müdafaasını, İtilaf Devletlerinin ise
başarısızlığını etkileyen kader anı olmuştur.
Bu olayın ardından geçen günlerde ve aylarda Müttefikler,
Çanakkale’deki Türk kuvvetlerini imha ederek Boğazı açmak, Türkler de
Boğazı savunmak ve düşmanı denize dökmek amacıyla her geçen gün artan
bir gayretle savaştılar, çok kanlı muharebeler cereyan etti. Savaş bir süre
sonra bir mevzi savaşına dönüştü.
Türk tarafının çetin direnişi karşısında İngilizler, Türk kuvvetleri
önünde duramayacaklarını anladıklarından işgallerini kaldırılarak, müttefik
kuvvetlerin tahliyelerine karar verdiler. Bu nedenle İngilizler, önce
Anafartalar ve Arı Burnu, daha sonra da Seddülbahir bölgelerini boşalttılar
ve kuvvetlerini geri çektiler. Böylece, 18 Mart Deniz Zaferi’nden sonra
yaklaşık altı aydan fazla sürmüş olan Çanakkale Cephesi’ndeki kara
savaşları da Türklerin zaferiyle sona erdi.
Çanakkale savaşları Türk Milleti’nin tarihinde en büyük zaferlerden
biri olmuştur. Bu zaferin birçok önemli sonucu vardır. Ama hiç şüphesiz ki,
en önemli sonucu gelecekteki “Türk Milli Mücadelesi”nin önderi ve
komutanı olacak olan Mustafa Kemal Paşa’yı tarih sahnesine çıkarmasıdır.
Çanakkale Savaşları’nda büyük askerî başarılar kazanıp, haklı olarak
“Anafartalar Kahramanı” adıyla anılacak olan Mustafa Kemal Paşa, bu
savaşların sonunda ordu, kamuoyu ve basının yakından tanıdığı bir isim
olacaktır.
Çanakkale Savaşlarının Türk ve Dünya Tarihi açısından sonuçlarına
bakıldığında şunlar söylenebilir:
 Çanakkale geçilememiş ve müttefikler Osmanlı Devleti’ni savaş dışı
bırakamamışlardı. Bu durum savaşı en az iki yıl uzatmıştır.
 Balkan Savaşı esnasında perişan bir vaziyette gördükleri Türk
ordusunu küçümseyen, Türklerin artık bittiklerini ve yok olacaklarını
düşünen müttefikler, beklemedikleri ağır bir yenilgiye uğramışlardı.
 Türk vatanı ve başkenti İstanbul, erken gelecek olan bir istila ve
işgalden kurtulmuştu.
 Hasta adam denilen Osmanlı Devleti’ne son vermeyi ve saf dışı
etmeyi tasarlayan hayalci projeleri hazırlayanlar, uğranılan başarısızlık
Bayburt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi
10
Birinci Dünya Savaşı ve Osmanlı
sonucu kendi koltuklarını kaybetmişler ve projenin mimarlarından biri olan
W. Churchill istifa etmek zorunda kalmıştır.
 Boğazları geçemeyen müttefikler, Rusya’ya silah yardımında
bulunamadıkları gibi, Rusya’dan sağlayacakları tarım ürünlerini Avrupa’ya
götürememişler ve Avrupa’daki açlığı ve sefaleti önleyememişlerdir.
 1917’de Rusya’da ihtilâl çıkınca, boğazlar kapalı olduğundan
İngiltere ve Fransa müttefikleri Çar’a yardım yapamamışlar ve Çarlık Rusya
devleti yıkılmıştır.
 Büyük ölçüde kendi imkânlarımızla kazandığımız bu zafer, on
binlerce kayba neden olsa da Türk kamuoyu ve Türk kuvvetleri için büyük
bir moral kaynağı olmuştur.
 Osmanlı Devleti Trablusgarp ve Balkan savaşlarında kaybettiği
itibarını geri kazanmıştır.
 İtilaf Devletleri tarafsız kalan ülkelerin de kendi yanlarında savaşa
gireceğini düşünüyorlardı. Ancak bu düşünceleri gerçekleşmedi. Bulgaristan
İttifak Devletleri safında savaşa girerken Romanya ve Yunanistan ise İtilaf
Devletleri safında savaşa girme işini ağırdan aldı. Bu durum Osmanlı
Devletine lojistik destek sağlamak için yol bulamayan Almanya’ya,
Avusturya üzerinden Osmanlı Devletine bağlantı kurma şansı verdi.
 Osmanlı Devletinin bu savaşta vermiş olduğu kayıpların önemli bir
kısmı gönüllüler arasındaki toplumun aydın kesimini oluşturan yüksek
tahsilli kimselerdi. Bu yetişmiş insanların kaybı daha sonraki eğitim ve
kültür hayatının gelişmesini engelleyen önemli bir etken oluşturdu.
 Çanakkale cephesindeki muharebelerin sona ermesinden sonra
buradaki birlikler diğer cephelere kaydırılarak yeni savunma hatları
oluşturulmuş ve düşman kuvvetleri oyalanmıştır. Kafkas, Mısır ve Irak
cephesinde düşmana karşı ciddi direniş sergilenmesi İtilaf Devletlerinin
Avrupa cephesinde tutması gereken kuvvetleri buralara kaydırmasına sebep
olmuştur.
Kanal Cephesi: Mısır’da Osmanlı hakimiyetini yeniden sağlamak ve
Süveyş Kanalını ele geçirerek, İngiltere’nin Hindistan yolunu kesmek
amacıyla girişilen Kanal Harekatı, 1915 yılı başından itibaren iki kol halinde
gerçekleşmiştir. Gerekli ulaşım imkanlarının sağlanamaması yüzünden
harekat başarısızlıkla sonuçlanmış, karşı taarruza geçen İngilizler, Türk
ordusunu geri çekilmeye mecbur etmişlerdir.
Kanal Harekatının başarısızlıkla sonuçlanması
üzerine, bu bölgedeki savaşın ağırlık noktası Filistin ve Suriye’ye kaymıştır.
Bu arada Mekke Emiri Şerif Hüseyin ile anlaşan ve onlara Suriye, Irak ve
Hicaz’ı içine alan, müstakil bir Arap Devleti kurmaları vaadinde bulunan
İngilizler, aynı zamanda Siyonistlere de Filistin ‘de bir devlet kurmaları
sözünü vermiştir. Böylece İsrail Devleti’nin kurulması için gerekli zemin
Filistin Cephesi:
Bayburt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi
11
Birinci Dünya Savaşı ve Osmanlı
hazırlanarak, Filistin
Meselesi olarak bilinen olayların tohumları
saçılmıştır.
1917’de İngilizlerle Kudüs’ü ele geçirmişler, 1918’de M. Kemal
‘ in komuta ettiği 7.Ordu mevzilerini başarıyla savunmuştur. 8. Orduya
bozan İngilizler, M. Kemal Paşa’nın ordusunu da yok etmek istemiş ancak
bunu anlayan M. Kemal İngilizlere karşı başarılı savaşlar vererek, ordusunu
imhadan kurtarmıştır.
Irak Cephesi: 1914’te Basra’ya asker çıkaran İngilizler, Abadan
petrollerini
korumak ve kuzeye doğru
ilerleyerek, Ruslarla
birleşip
Anadolu’yu çember içine almak düşüncesindeydiler. Ayrıca; Türk
kuvvetlerinin İran’a girmesini ve Hindistan’ı tehdit etmesini önlemeyi de
düşünmüşlerdi. Kütulamara’ya ve oradan da kuzeye ilerleyen İngilizler,
1915 sonlarında kuvvetlerin büyük bölümünü kaybederek, geri
çekilmişlerdir. İngilizler karşısında elde edilen bu başarılar uzun sürmemiş,
yeniden Basra’ya kuvvet çıkaran İngilizler, 1917‘de Bağdat’a girmişlerdir.
1918’de Kerkük’ü ele geçiren İngilizler, Mondros Mütarekesi imzalandığı
sırada Musul yakınlarına kadar gelmiş bulunmaktadırlar.
Galiçya ve Makedonya Cephesi: Türk kuvvetleri, müttefiklere yardım
amacıyla Osmanlı sınırları dışındaki Galiçya ve Makedonya’da da
savaşmışlardır. Galiçya cephesinde Alman-Avusturya kuvvetlerine yardım
eden Türk kuvvetleri Romanya kuvvetlerini yenmişlerdir. Makedonya’da
da Türk askerleri Bulgar kuvvetlerine yardımcı olmuşlardır.
Bayburt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi
12
Birinci Dünya Savaşı ve Osmanlı
Özet
•Avrupa'da Sanayi Devrimi sonrasında ortaya çıkan hammede
ve pazar arayışı yoğun bir sömürgecilik faaliyeti başlatmıştı.
1870'de İtalya 1871'de Almanya milli birliklerini tamamlayınca bu
devletlerde bu yarışa girişti. Özellikle Almanya'nın hızlı
sanayileşmesi ve milli birliğini Fransa ile yaptığı Sedan Savaşı
sonucunda gerçekleştirmesi Avrupa'daki dengeleri değiştirdi
Avrupa'da Almanya-Fransa rekabeti bu devletleri ittifak arayışlarına
itti ve XX. yüzyılın başında üçlü ittifak ve itilaf blokları oluştu. Bu
dönemde Osmanlı'nın kaybettiği Balkan Savaşları sonucunda
Balkanlarda ortaya otorite boşluğunu Rusya ile AvusturyaMacaristan doldurmaya çalışıyordu. Rusya'nın desteklediği
Sırbistan, Avusturya'nın 1908'de ilhak ettiği Bosna-Hersek'te
milliyetçilik faaliyeti yürütüyordu. 1914 yılında Sırbistan ile
Avusturya-Macaristan arasında yaşanan çatışma önce bir anda
Avrupa ve ardından da tüm dünya devletlerini etkileyen bir savaşa
dönüştü. Böylece dünyanın en büyük savaşı olan I. Dünya Savaşı
başlamış oldu.
• Savaş Öncesinde Osmanlı öncelikle İtilaf Devletleri bloğunda yer
almak istese de bu talebi karşılık bulmayınca Almanya'nın
liderliğini yaptığı Üçlü İttifak grubunda yer almaya mecbur kaldı.
Almanya, Batı cephesinde iki ateş arasında kalınca bir oldu-bitti ile
Ekim 1914'te Osmanlı Devleti bu büyük savaşa dahil oldu.
Almanların yoğun talebi üzerine açılan Kafkas Cephesi Osmanlı
açısından tam bir felaketle sonuçlanarak 90.000 civarında
mehmetçik düşmanı dahi göremeden soğuktan can verdi. Savaş
boyunca açılan cephelerden Çanakkale Cephesi dışında tüm
cephelerde Osmanlı savaşı kaybetti. Ancak Çanakkale'de gerek
deniz gerekse kara savaşlarında Türk askerinin göstermiş olduğu
büyük başarı, Osmanlı Devleti'nin erken gelecek bir işgalini
engellediği gibi savaşın uzamasına ve Rusya'da ihtilal çıkmasına
neden olmuştur. Bu cephe genel itibariyle savaşın sonucunu
değiştirmese de Mustafa Kemal'i tarih sahnesine çıkarması ve Milli
Mücadele ruhu temellerinin atılması nedenleriyle Türk tarihi ve
Türk milleti açısından son zamanların en önemli zaferlerinden birini
oluşturmuştur.
Bayburt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi
13
Birinci Dünya Savaşı ve Osmanlı
Ünite Değerlendirme
Soruları
1. Birinci Dünya Savaşı sırasında İtilaf Devletleri'nin Çanakkale cephesini
açmalarının nedenleri arasında aşağıdakilerden hangisi yoktur?
a) Osmanlı Devleti'ni savaş dışı bırakmak
b) Rusya'ya silah ve cephane yardımında bulunmak
c) Balkan devletlerinin İtilaf Devletleri yanında yer almasını sağlamak
d) Boğazları ele geçirmek
e) Rusya'daki yeni rejimi yıkmak
2. Osmanlı Devleti'nin I. Dünya Savaşı'nda İngiltere'nin Hindistan ile olan
bağlantısını kesmek ve Mısır'ı ele geçirmek amacıyla açtığı cephe
aşağıdakilerden hangisidir?
a) Galiçya Cephesi b) Kanal Cephesi
c) Çanakkale Cephesi
d) Irak Cephesi
e) Filistin Cephesi
3. Almanya'nın I. Dünya Savaşında Osmanlı Devleti'ni kendi yanına
çekmeye çalışmasının nedenleri arasında aşağıdakilerden hangisi
gösterilemez?
a) Savaşı Ortadoğu’ya kaydırarak Avrupa’da rahatlamak
b) Rusya’nın dikkatini Avrupa dışına çekmek
c) İngilizlerin sömürge yollarını kesmek
d) Osmanlı Devleti'nin teknik gücünden faydalanmak
e) Rusya ile İtilaf devletlerinin bağlantısını kesmek
4- Aşağıdaki maddelerden hangisi I. Dünya Savaşı’nın genel nedenleri
arasında yer almaz?
a) Milliyetçilik fikirlerinin hızla yayılması
b) Avrupa’da sömürgecilik ve pazar yarışının başlaması
c) Üçlü İtilaf ve Üçlü İttifak devletlerinin arasındaki rekabet
d) Silahlanma yarışının hızlanması
e) Osmanlı’nın kaybettiği toprakları geri almak istemesi
5.Aşağıdakilerin hangisinde üçlü itilaf ve üçlü ittifak devletleri doğru
seçenekte verilmiştir?
İtilaf Devletleri
İttifak Devletleri
a) İngiltere-Fransa-İtalya / Almanya-Bulgaristan-Avusturya-Macaristan
b) Almanya-Osmanlı- Avusturya-Macaristan / İngiltere-Rusya-Fransa
c) İngiltere-ABD-Rusya / Almanya-Fransa-Avusturya-Macaristan
d) İngiltere-Fransa-Rusya / Almanya-İtalya-Avusturya-Macaristan
e) Almanya-İtalya-Avusturya-Macaristan / İngiltere-ABD-Fransa
6. I. Dünya Savaşı öncesi Almanya, İngiltere'ye karşı Hindistan'da
ayaklanma çıkarmak istiyordu.
Aşağıdakilerden hangisi Almanya'nın bu isteğini gerçekleştirmek amacına
yönelik bir girişimdir?
a) Osmanlı halifesinin cihat ilan etmesini sağlamak
b) Ren bölgesine asker yığmak
c) Kanal harekatını düzenlemek
d) Galiçya'da Ruslara karşı Türk askerlerinden yararlanmak
e) Çanakkale Savaşları'nı önlemek
Bayburt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi
14
Birinci Dünya Savaşı ve Osmanlı
7. I. Dünya Savaşı'nda;
- Osmanlı Devleti'ne karşı Çanakkale cephesinde Kuzey Afrika ve
Hindistan Müslümanlarının da savaşması
- Arapların halifeye karşı ayaklanarak savaş açması
gibi gelişmeler değerlendirildiğinde aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
a) Halifenin siyasi ve dini gücünü kaybettiği
b) Ümmet anlayışının sona erdiği
c) İslam dünyasının bağımsızlık savaşı verdiği
d) İslam dünyasına sömürgeci devletlerin baskı yaptığı
e) Ulusal çıkarların ön plana geçtiği
8. Osmanlı Devleti'nin I. Dünya Savaşı'na girmesinde aşağıdakilerden
hangileri daha etkili olmuştur?
a) Balkan Savaşları-II. Meşrutiyetin ilanı
b) Toprak kayıpları-Coğrafi konumu
c) Ordusunun gücü-İttihat ve Terakki Fırkası
d) Balkan Savaşları-Kapitülasyonların kaldırılması
e) Rus Çarlığı'nın yıkılması-Ege Adaları sorunu
9. Almanya ve İtalya'nın; XIX. yüzyıl sonlarından itibaren İngiltere ve
Fransa'ya karşı birlikte hareket etmelerinin en önemli nedeni olarak
aşağıdakilerden hangisi gösterilebilir?
a) Siyasi birliklerini geç sağlamaları
b) Sanayi devrimini tamamlayamamaları
c) Sömürge alanlarını ele geçirmek istemeleri
d) Avrupa devletleriyle sınır sorunları yaşamaları
e) Osmanlı Devleti'nin yanında yer almaları
10. Aşağıdakilerden hangisi Osmanlı Devleti'nin I. Dünya Savaşı'na İttifak
Grubu'nda girmesinin nedenlerinden değildir?
a) İtilaf Devletleri'nin XIX. yüzyıldan itibaren Osmanlıya karşı izledikleri
politikaları
b) Turancılığı gerçekleştirmek fikri
c) Avusturya Macaristan İmparatorluğunun Panslavizm ideali
d) Savaşı Almanya'nın kazanacağı düşüncesi
e) Yeni kaybedilen toprakları geri alma isteği
1
2
3
4
e
b
d
e
CEVAPLAR
5
6
d
a
7
8
9
10
a
b
c
c
Bayburt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi
15
Birinci Dünya Savaşı ve Osmanlı
KAYNAKLAR
Doğan, O., (2011) Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi, Okutman Yayıncılık,
Ankara
Turan, R., Safran, M. vd., (2011), Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi,
Okutman Yayıncılık, Ankara
Komisyon, (2003), Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti Tarihi, (Ed. Sezer, A.),
Siyasal Kitabevi, Ankara
Yalçın E.S., Turan M., vd., (2003), Türk İnkılab Tarihi ve Atatürk İlkeleri,
Siyasal Kitabevi, Ankara
Komisyon, (2009), İmparatorluktan Ulus Devlete Türk İnkılab Tarihi, (Ed.
Öztürk, C.), Pegem Akademi, Ankara
Yıldız Y., (2009), Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi, Nobel Yayınları,
Ankara
YÖK, (1997), Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Türk İnkılabının Hazırlık
Dönemi ve Türk İstiklal Savaşı, YÖK Yayınları, Ankara
Safa, P. (1996), Türk İnkılabına Bakışlar, Atatürk Araştırma Merkezi,
Ankara
Renouvin, P. (1969), Birinci Dünya Savaşı Tarihi (1914-1918), C. 1, Altın
Kitaplar Yayınevi, b.y.
Renouvin, P. (1969), Birinci Dünya Savaşı Tarihi (1914-1918), C. 2, Altın
Kitaplar Yayınevi, b.y.
Bayburt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi
16
Download