b-osmanlı-rus savaşları

advertisement
T.C.
TRAKYA ÜNİVERSİTESİ
FEN-EDEBİYAT FAKÜLTESİ
TARİH BÖLÜMÜ
18. YÜZYIL OSMANLI-RUS İLİŞKİLERİ
LİSANS TEZİ
TEZİ HAZIRLAYAN
MEHMET KARASAKAL
TEZ DANIŞMANI
YRD. DOÇ. DR. NİLÜFER BAYATLI
EDİRNE
2002
İÇİNDEKİLER
ÖNSÖZ.............................................................................................................................. 5
GİRİŞ................................................................................................................................. 6
A-RUSYA’NIN GELIŞMESI COĞRAFI KONUMU VE SINIRLAR........................ 6
B-XVIII. ASRA DOĞRU OSMANLI İMPARATORLUĞU....................................... 7
1-OSMANLININ AVRUPA KARŞISINDA GERI ÇEKILIŞI...................................... 7
2-GERILEMESINE RAĞMEN OSMANLININ GÜÇLÜLÜĞÜ.................................. 7
3-GENEL OLARAK XVIII. YY.’DA OSMANLI İMPARATORLUĞU...................... 8
4-OSMANLI İMPARATORLUĞU’NUN DEMOGRAFIK YAPISI............................. 8
C-OSMANLI-RUS İLIŞKILERININ BAŞLAMASI VE GELIŞMESI...................... 8
1-İLK SÜRTÜŞME VE 1569 SEFERI........................................................................... 8
2-ÇEHRIN SEFERI......................................................................................................... 9
D-I.PETRO VE OSMANLI İMPARATORLUĞU........................................................ 10
I.BÖLÜM
I.MUSTAFA DÖNEMİ (1695-1703)............................................................................... 12
A-TAHTA GEÇIŞI VE İLK İCRAATLARI................................................................. 12
B-KARLOFÇA'DAN SONRA OSMANLI İMPARATORLUĞU............................... 12
1-BARIŞ İÇIN RUS İSTEKLERI................................................................................... 13
2-İSTANBUL ANTLAŞMASI VE ÖNEMI................................................................... 14
C II.MUSTAFA’NIN ÖLÜMÜ VE ŞAHSIYETI.......................................................... 15
II. BÖLÜM
II. AHMED DÖNEMİ ( 1703 – 1730 )............................................................................ 17
A-TAHTA GEÇIŞI VE İLK İCRAATLAR................................................................... 17
B-RUSLARIN BALKANLARDAKİ FAALIYETLERI............................................... 17
C-PRUT SEFERI.............................................................................................................. 18
1-HARBIN SEBEPLERI................................................................................................. 18
2-TÜRK-RUS HARBINDEKI GELIŞMELER.............................................................. 19
3- PRUT ANTLAŞMASI................................................................................................ 21
4- PRUT’UN DEĞERLENDIRILMESI ( KRITIĞI ).................................................... 21
D-RUSYA ILE ANLAŞMAZLIK VE EBEDI BARIŞ.................................................. 22
E-III.AHMED’IN ÖLÜMÜ VE ŞAHSIYETI................................................................ 23
III.BÖLÜM
OSMANLI – RUS İŞKİLER İ DAHİLİNDE ÇAR PETRO (1689 –1725).................. 24
A- ÇAR PETRO VE TARIH SAHNESINE ÇIKIŞ.......................................................24
B- PETRO’NUN ŞARK POLITIKASI........................................................................... 24
C-RUSYA’DA PETRO’NUN YENILIKLERI.............................................................. 26
D-PETRO’NUN ÖLÜMÜ VE RUS TARIHINDEKI ROLÜ....................................... 26
E- PETRO’NUN VASIYETNAMESI............................................................................. 27
F – PETRO’ NUN HALEFLERI.................................................................................... 28
IV. BÖLÜM
I. MAHMUD DÖNEMİ ( 1730 – 1754 )......................................................................... 29
A-TAHTA ÇIKIŞI İLK İCRAATLARI......................................................................... 29
B- RUS ORDUSUNUN KIRIM’ I İSTILASI................................................................ 29
C-OSMANLI RUS SAVAŞLARI ( 1736 – 1739 ).......................................................... 30
1. HARBIN SEBEPLERI................................................................................................ 30
2. SAVAŞIN GELIŞIMI VE BITIŞI............................................................................... 30
3. BELGRAD ANTLAŞMASI VE ÖNEMI................................................................... 32
D. LEHISTAN MESELESI............................................................................................. 33
E- I. MAHMUD’UN ÖLÜMÜ VE ŞAHSIYETI............................................................ 34
V. BÖLÜM
III. MUSTAFA DÖNEMİ ( 1757 – 1774 )...................................................................... 36
A. TAHTA ÇIKIŞ VE İLK İCRAATLARI................................................................... 36
B. 1768 – 1774 OSMANLI – RUS SAVAŞLARI............................................................36
1 – HARBIN SEBEPLERI.............................................................................................. 36
2- HARBIN GELIŞIMI VE BITIŞI................................................................................ 37
A)KARTAL SAVAŞI................................................................................................38
3- RUSLARIN MORA HAREKATI VE ÇEŞME FACIASI......................................... 39
4. RUSLAR’IN KIRIM HAREKATI.............................................................................. 42
5- HARBIN YENIDEN BAŞLAMASI........................................................................... 42
C. III. MUSTAFA’NIN ÖLÜMÜ VE ŞAHSIYETI....................................................... 43
VI . BÖLÜM
I . ABDÜLHAMİD DÖNEMİ ( 1774 – 1789 )............................................................... 45
A-TAHTA GEÇIŞI VE İLK İCRAATLARI................................................................. 45
B-KÜÇÜK KAYNARCA ANTLAŞMASI...................................................................... 45
C-AYNALI KAVAK TENKIHNAMESI........................................................................46
D-KIRIM‘IN İLHAKI...................................................................................................... 48
E-I. ABDÜLHAMID ‘IN ÖLÜMÜ VE ŞAHSIYETI.................................................... 50
VII.BÖLÜM
III.SELİM DÖNEMİ........................................................................................................ 51
A-TAHTA GEÇIŞI VE İLK İCRAATLARI................................................................. 51
B-OSMANLI-RUS SAVAŞLARI.................................................................................... 52
1-SAVAŞ DÖNEMI........................................................................................................ 52
2-YAŞ ANTLAŞMASI................................................................................................... 55
3-SAVAŞIN SONUÇLARI............................................................................................. 56
C-RUSYA İLE İLK İTTIFAK........................................................................................ 57
D-III.SELIM’IN YAPTIĞI DÜZENLEMELER........................................................... 59
E-III.SELIM’IN ÖLÜMÜ VE ŞAHSIYETI.................................................................. 60
SONUÇ.............................................................................................................................. 62
BİBLİYOGRAFYA.......................................................................................................... 65
-DİZİN-.............................................................................................................................. 67
EKLER.............................................................................................................................. 72
ÖNSÖZ
Tarihi olayları incelemede iki devlet arası münasebetler her zaman ilgimi
çekmiştir. Bu nedenle daha severek işleyebileceğim iki devlet ilişkileri Genel anlamda
tezimin ana konusu olarak belirlenmiştir. Büyük bir imparatorluk olan Osmanlı Devleti
ve en yoğun olarak ilişkide bulunduğu Rusya Devleti’nin münasebeti değerli danışman
hocamın da rızasıyla bitirme tezimin konusu olmuştur. Ancak,iki ülkenin uzun siyasi
geçmişi nedeniyle ben bu iki büyük devletin XVIII.yy.’ı acizane anlatmaya çalıştım.
Konuları anlatırken başta Akdes Nimet Kurat, Süleyman Kocabaş ve Mehmed
Saray gibi Osmanlı-Rus ilişkilerinde müstesna eserler yazmış olan hocalarımın
haricinde 30’un üzerinde eserden yararlandım. Gerek arşivlerin lisans öğrencilerine
kapalı olması, gerek kütüphanelerden kitap çıkarılamaması bazı olmaması gerek
durumlar neticesinde pek orijinal bir çalışma yapamadığımı üzülerek ifade etmek
istiyorum. Ancak,mevcut kaynakları en iyi şekilde tetkik ve tasnif ederek bu açığımı
kapatmaya,sunumu en iyi şekilde tamamlamaya çalıştım.
Çalışmalarım esnasında birikimlerini ve yardımlarını hiçbir şekilde benden
esirgemeyen ve yönlendirmeleriyle çalışmalarımı takip eden,ayrıca örnek bir insan olan
çok değerli hocama Yrd..Doç. Dr. Nilüfer BAYATLI’ya sonsuz teşekkürlerimi bir borç
biliyorum. Ayrıca “Metod” konusunda bilgilerinden istifade ettiğim, bilimsellik
açısından çalışmama öğretileriyle katkıda bulunan sayın hocam Prof. Dr. İlker ALP’e,
ayrıca tezimi bilgisayarda yazımı sırasında önemli katkıları olan arkadaşım Yüksel
ÖZDEMİR’e ve öğrenimim boyunca çok yardımını gördüğüm Araştırma Görevlisi
Cengiz FEDAKAR’a,bu seviyeye gelmemde katkısı olan bütün hocalarıma ve bölümün
çalışanlarına da ayrıca teşekkür ediyorum ve saygılarımı sunuyorum.
EDİRNE 2002
Mehmet KARASAKAL
GİRİŞ
A-Rusya’nın Gelişmesi Coğrafi Konumu Ve Sınırlar
Rusya’nın doğuda Sibir, Astırhan ve bilhassa Kaşan hanlıklarının yıkılmasıyla
doğuya, bomboş Sibirya’ya doğru yayılışını önleyecek bir unsur kalmamıştır. Güneyi
Kırım Hanlığı
Kafkasya’yı Osmanlı ve İran ,batıyı Polonya ,kuzey-batıyı İsveç
kapatılıyordu. Nitekim , bu engeller dolayısıyla XVII.asır içinde ciddi bir ilerleyiş ancak
doğuya doğru oldu.
Büyük Petro,1725’e kadar İsveç aleyhinde topraklar kazanarak Baltık Denizi’ne
çıktı. 1721’de Estonya,Litvanya,Güney Korelya,Rusya’ya geçti.Büyük Petro ,sınırlarını
Baltık ve Pasifik’e (Büyük Okyanus) kadar genişletmiştir. Sırada Karadeniz vardı.
Ancak Osmanlı engelini bir türlü aşamadı.1
Büyük Petro ile Büyük (II) Katerina arasındaki dönemde (1725-1762) durgunluk
vardı. II Katerina döneminde Polonya Krallığı aleyhine genişleyen Rusya ,üç aşama
sonundaki bölüşün sonunda büyük Polonya Devletini tamamen ortadan kaldırdı.
Böylece, Rusya –Almanya-Osmanlı burun buruna gelmiş ,aradaki stratejik bölge yok
olmuştu.
1783’de Kırım Hanlığı Rusya’ya ilhak edildi. Bütün Ukrayna,Kırım,Azar
Denizi’nin doğusu Rusya’nın eline geçti. Karadeniz deki Osmanlı tekeli sona erdi. Azak
Denizi’nin tamamı ile Kırım’dan batıya doğru Dinyester’e kadar olan Karadeniz’in
kuzeybatı sahiline Rusya yerleşti.
Daha sonra Kafkasya’nın ve Batı Türkistan’ın tamamı fethedildi. Çin’den bazı
belgeleri aldılar ve sınırlarını maksimum seviyeye ulaştırdılar.2
1750’de Polonya ve Prusya hariç Avrupa’nın en geride büyük devleti iken
1771’de Osmanlı’yı kesin şekilde mağlup etmesi ,Kırım’ı işgali , Polonya’da üstünlük
kazanması üzerine birden yükseldi. Fransa ve İngiltere’den sonra Dünyanın 3.devleti
oldu ve Osmanlı’yı 4.’lüğe düşürdü.
1) Yılmaz Öztuna,Devlerler ve Hanedanlar(Avrupa Devletleri), C.IV, Ankara 1996, s.213.
2) Yılmaz Öztuna, a.g.e.,, s.1-2.
3) Yılmaz Öztuna, Büyük Osmanlı Tarihi, C.V, İstanbul 1994, s.34.
Bu sıralama I. Dünya Savaşından sonra sırasıyla
İngiltere ,Amerika ,Fransa
Almanya, Japonya, Rusya, İtalya, Çin şeklinde olmuştur.
II. Dünya Savaşından sonra ise Rusya ABD’den sonra Dünyanın 2.ehemmiyetli
devleti haline geldi. Aslında günümüzde de öyledir.1750’li yıllarda Rusya’nın başşehri
Petersburg, yüzölçümü:16517185 kilometre kare, nüfusu: 15000000,büyük şehirleri
Moskova 120000, Petersburg 100000 nüfuslu idi3.
B-XVIII. ASRA DOĞRU OSMANLI İMPARATORLUĞU
1-Osmanlının Avrupa Karşısında Geri Çekilişi
Osmanlı orduları Temmuz 1683’de Viyana’yı şiddetle muhasara etti. Ancak
Alman-Leh kuvvetlerinin müşterek karşı koymasıyla
Osmanlı bozguna uğradı ve
Belgrad’a çekildi.
Bu yenilgi Avrupa’nın Osmanlıyı durdurabileceği heyecanını doğurmuştu.
Osmanlı İmparatorluğu ,artık eski gücünde olmadığını saklayamıyordu. Ve artık yavaş
yavaş çözülüyordu .Viyana bozgunundan sonra 1699’a kadar olan devre bu gerçeği tüm
çıplaklığıyla gözler önüne serdi4.Osmanlının batıda
büyük toprak kaybetmesi
ve
Rusya’nın da Avrupa’daki ittifaka katılması ile bu çözülme daha sonrada devam etti.
2-Gerilemesine Rağmen Osmanlının Güçlülüğü
XVIII. asrın başlarında Osmanlı İmparatorluğu ,büyük ve derin zaaflarının açığa
çıkarmış ve eski gücünden çok şey kaybetmiştir. Ancak temelleri o derece sağlam
atılmıştır ki, gerilemesi ve çökmesi için daha yüzyıllar geçecektir. Henüz 1769’a kadar
Osmanlı ,hemen her bakımdan Dünyanın halen birinci devletidir. Hatta 1739’da biten
savaşta ,o tarihte güç kazanmış olan Almanya ve Rusya İmparatorluklarının ikisine
birden karşı koyup savaşı zafer ve büyük toprak kazancıyla kapamıştır. Gerçekten bu
devirde en kuvvetli diğer iki devletin birleşik kuvveti Osmanlı gücünün derecesine
erişmiyordu5.
4)Feridun Emecan,Osmanlı Devleti Tarihi (Ircıca),C.I,İstanbul 1999,s.55.
5)Yılmaz Öztuna,Büyük Türkiye Tarihi,C.VI,İstanbul 1978,s.?.
3-Genel Olarak XVIII. YY.’da Osmanlı İmparatorluğu
Avrupa müspet bilgi ve tenkidi görüş teşebbüslerindeki azim ve devamlılık,
çalışkanlık ve ileri görüşlülüğüyle ,çoktan Doğuyu ve Doğunun en büyük ve ileri
temsilcisi
Osmanlı
İmparatorluğu’nu
geçmişti.
XVIII.
asırda
hemen
bütün
müesseselerinde Avrupa’nın Türkler’e olan üstünlüğü açığa çıkacaktı. Üstelik
okyanusları ele geçirmesi ,Batıya büyük bir maddi güç ve zenginlik kazandıracak
,sermaye birikmesi yolu ile Dünyanın en büyük kısmını ele geçirmeye hazırlanacaktır.
XVIII. asrın ortalarından itibaren Hindistan’daki pek kudretli Türk İmparatorluğu
birden çöküvermiştir. Ancak ,anavatan Anadolu ve Rumeli’ne dayanan Osmanlı
Devletinde çöküntünün bu kadar ani olmaması tabiidir.6
4-Osmanlı İmparatorluğu’nun Demografik Yapısı
XVIII. Y.Y ‘da Osmanlı Devletinin başkenti İstanbul’dur. Yüzölçümü:15538000
kilometre karedir. Nüfusu :76150000’dir.
Osmanlıların Avrupa ve Afrika’daki büyük şehirleri:İstanbul 1400000, Kahire
580000, Edirne 350000,Cezayir 125000 ,Tunus 115000, İskenderiye 93000,Bükreş
50000, Selanik 75000 ,Belgrat 74000, Vahran 53000, Filibe 50000, Bosna sarayı 50000,
Silistre 50000, Sofya 50000, Üsküp 50000,Babadağı50000 Asya şehirleri bu listeye
alınmamıştır. İstanbul, dünyanın en kalabalık şehriydi. 7
C-Osmanlı-Rus İlişkilerinin Başlaması Ve Gelişmesi
1-İlk Sürtüşme Ve 1569 Seferi
Ruslar, bazen kendi komutanları, bazen de himayesindeki Kossoklar ,Çerkezler ve
Nogaylar vasıtasıyla Osmanlı himayesindeki Azak kalesine doğru taarruz ettikleri halde,
Çar IV İvan, Kırım Han’ına gönderdiği mektuplarda, tecavüz hareketlerinin kendi
kontrolü dışında yapıldığını ifade ederek Osmanlı Devleti ile açık bir ihtilaftan şiddetle
6) Yılmaz Öztuna,Büyük Türkiye Tarihi,C.VI,İstanbul 1978,s.266.
7)Yılmaz Tuna,Büyük Türkiye Tarihi,C.V.İstanbul 1994,s.29-30.
kaçınmıştır.8Bu sebepledir ki Osmanlı Devleti karşı tedbirler almaya başlamıştır. Ancak
bunları pek hayata geçirememiştir.(Don-Volga Kanalı Projesi gibi)
Sokullu Mehmed Paşa ,eskiden Nogaylar'ın elinde olan ancak şimdi kafirlerin olan
Kozan ve Ejderhan’ı (Astırhan) almaya karar vermiştir. Aldığı tedbirler ve topladığı
kuvvetlerle 1569 yılını Ağustos ayında Perovolok mevkiine geldi. Ancak buraları
müsait bulmayıp ,zaman kaybetti. Astırhan’a yardımcı Rus kuvvetlerinin geldiğini
duyunca onlardan önce çok iyi tahmin edilmiş olan Astırhan Kalesini kuşattı Kale
kuşatması büyük bir kayıpla başarısızlıkla sonuçlandı. Seferin başarısızlıkla
sonuçlanmasının en önemli sebebi, İstanbul’ da Sokullu’nun muhaliflerinden de cesaret
alan ve hiçbir zaman oralarda Osmanlı hakimiyetini istemeyen Kırım Hanı’nın hainnane
hareketlerde bulunduğudur.9
2-Çehrin Seferi
Barış ancak gerçekleşmişken Sarıkamış Kassaklarının lideri olan Doresenko’nun
Ruslara iltihakı ve Ukrayna’nın Rus istilasına uğraması Çehrin Seferi’nin başlamasına
sebep oldu. IV Mehmet Tuna’ya kadar iştirak etmiş daha sonra geri dönmüştür. Üstün
Rus kuvvetlerine karşı bir şey yapamayan ve geri çekilen Şeytan İbrahim Paşa da
azledilmiştir. Bilahare Kara Mustafa Paşa kumandasındaki Osmanlı orduları Çehrin
Seferinde büyük mücadelelerde bulunmuşlardır.10Çehrin Kalesi Tasma Suyu kenarında
bulunuyordu. Etrafı bataklık için-deydi Meydana gelen şiddetli çarpışmalardan sonra
nihayet muhasaranın otuz üçüncü günü iki lağım patlatılarak surlardan gedikler açıldı.
Çehrin zapt edildi.12 Ağustos 1678’de kazanılan bu zafer ile Ruslara ağır bir darbe
vuruldu.11
Çehrin Seferinde Rusların ve Kazakların yenilmelerinde Kırım kuvvetlerinin
hissesi büyük olmuştur. Sefer sonunda akdedilen barışın esasları,Ruslarla Türkler değil
,Kırım ile Moskova mümessilleri arasında,Bahçesaray’da akdedilmiş olması ayrıca
önemlidir.12İki yıl süren müzakerelerden sonra nihayet barış yapılabildi.
8)Mehmet Saray,Türk-Rus münasebetlerini bir analizi,İstanbul,1998,s.28,29.
9) Mehmet Saray,a.g.e.,s.32-33.
10)Mücteba İlgüreh,”IV.Mehmed” maddesi,Doğuştan Günümüze Büyük İslam
Tarihi,C.II,İstanbul,1993, s.67,68.
11) Mehmet Saray,a.g.e., s.41.
12)Akdes Nimet Kurat,a.g.e., s.234.
7 maddeden ibaret olan ve “Bahçesaray Barışı” adını taşıyan bu uzlaşma Rusya ile
ve aynı zamanda Osmanlı Devleti arasında yapılmış olmakla,”İlk Türk-Rus barışı”
mahiyetindedir. Maddeleri şunlardır:
1-Mütareke 20 yıl müddetle olup (3 Ocak 1681’den başlayarak) Kırım Hanlığı ile
Rusya devlet sınırlarını Dinyeper Nehri tespit edilecekti,Han’a geçen 3 yılın vergisi
birden ödenecek ve bundan sonra Mutod yıllık gönderilecekti.
2-Dineper ile Aksu arasında Han ve Türkler hiçbir şehir (kale) yapmayacak ve
mültecileri kabul etmeyeceklerdi.
3-Tatarlar,Dinyeper’in her iki tarafta sürülerini otlatabilecekler,Kazaklar da Dinyeper
boyunca balık avlamak ve tuz almak için Karadeniz’e kadar gidebileceklerdi.
4-Kiyef , Moskova hükümetinin elinde kalacaktı.
5-Zaporog Kazakları ,Çar’a tabii olacaklardı.
6-Çar’ın lakapları tam olarak yazılacaktı. Tatarlar para karşılığında veya mübadele
suretiyle salı verileceklerdi.
7-Sultan ve Han Çar’ın düşmanlarına yardım etmeyeceklerdi.13
Buna göre Rus-Kırım münasebetleri uzun süre bu “Bahçesaray Barışı”na göre tanzim
edildi.
D-I.Petro Ve Osmanlı İmparatorluğu
Petro 1689 Ağustos’unda hakimiyeti eline aldı. Başa geldiğinde daha çocuk idi.
Ancak 1694’den sonra devlet işleriyle ve ciddi meselelerle meşgul olmaya başladı.
Petro, akıl hocaları İskoçyalı Gordon ve İsviçreli Lefort ‘un teşvikleri ile büyük bir işe
teşebbüse karar verdi.Rusya’yı “sıcak” denizlere çıkarmak için harekete geçmek !..
Bu maksatla ,Osmanlı Devletinden ,Don Nehri mansıbındaki Azak Kalesinin zaptı
için sefer hazırlığına başladı.14(Ancak buna II.Mustafa döneminde değineceğiz.)
O zamana kadar karanlıkta kalan ,fakat başındaki adamın dehası ile Kuzeyde
Osmanlılar için uğursuz ışık saçan bir millet Avrupa sahnesinde birden bire ortaya çıktı.
13) Akdes Nimet Kurat,a.g.e.,s.235.
14) Akdes Nimet Kurat,a.g.e.,s.252.
Bu gelişmenin sonucu olarak bütün eğlenceler,idamlar,vezirlerin sık sık yer
değiştirmeleri bıçak gibi kesildi. Bu millet Ruslar,bu adamda Çar Petro(I.)15 idi.
Papaların ve Alman ileri gelenlerinin de yardımlarıyla tedricen modernleşen
Ruslar, jeopolitik mevkilerinin sağladığı avantajla, ateşli silahlar bakımından pek
gelişmemiş olan Doğu Türk ilerine doğru ilerlemeye başlarken, kurdukları muazzam
haber alma teşkilatıyla Rus emperyalizminin
de temellerini atmış oluyorlardı.
Avrupa’nın Rönesans ve reform hareketlerini müteakip Türklere karşı önce dengeyi,
sonra ilim ve teknikte ilerleyerek üstünlük sağlamaları ve bunun neticesi olarak askeri
galebeleri,
Ruslara
Asya’da
üstünlük
kazandırmıştır16.Bütün
bunlara
rağmen
Rusya,Osmanlı Devletine tek başına harp açmak cesaretini daha kendinde
görmemektedir.II.Viyana Bozgunundan sonra Avrupa Hristiyan aleminde teşekkül eden
yeni haçlı birliğine girmek suretiyle,Osmanlı’dan da toprak koparma yolunu tuttu.17
Moskova hükümeti,daha 1686’da “Mukaddes ittifak”a katılmakla,Osmanlıya karşı
düşmanca bir durum almıştır.Moskova Rusya’sında “Türk Düşmanlığı”nın uzun
zamanda beri mevcut olduğunu da görmüştük.1687 yılında kırıma karşı sefer açmakla
Rusya,Osmanlı İmparatorluğu ile de fiilen harbe başlamış oluyordu.Petro da
Kremlindeki “Türk düşmanlığı” telkini ile büyüdüğünden Karadeniz’e çıkmak ve
Türkler’i en nazik yerlerinden vurmak siyasetine benimsemiş ve bu maksatla Azak
Kalesi’ni zapta büyük emellerini gerçekleştirmeye karar vermiştir18.Babası Çar Aleksey
Michayloloziç de azılı Türk düşmanı olup, Osmanlı Devletine düşmanlığını açıkça
göstermiştir19.Çar Petro,Osmanlı tarihlerinde “Koca Petro veya Deli Petro” olarak
adlandırılır.20
Viyana bozgunu (1683) ile, Türkler bütün Avrupa cephelerinde mücadele etmek
mecburiyetinde kalınca,Ruslar teşebbüsü tamamen ellerine geçirmişlerdir.Bundan sonra
genişledikçe hırsı artan,hırsı arttıkça saldıran bir Rus emperyalizmi,buna karşı cepheden
cepheye koşan Türklerin hukuku korumak için kanlarıyla suladıkları vatan topraklarının
şanlı müdafaalarına tanık olunacaktır.
15)Alohonse De Lamortine,Osmanlı Tarihi,C.II,s.795,796.
16) Mehmet Saray,a.g.e..,s.46-47.
17)Zuhuri Danışman,Osmanlı İmp. Tarihi,C.X,İstanbul 1965,s.150.
18) Akdes Nimet Kurat,a.g.e.,s.252-253.
19)Süleyman Kocabaş,Tarihte Türk-Rus Mücadelesi,İstanbul 1989,s.63.
20)Zuhuri Danışman,a.g.e..,s.150.
I.BÖLÜM
II.MUSTAFA DÖNEMİ (1695-1703)
A-Tahta Geçişi Ve İlk İcraatları
II.Mustafa, IV.Mehmed’in oğlu olup, annesi Rabia Gülnüş Sultan’dır.5 Haziran
1664 tarihinde Edirne’de dünyaya gelmiştir.Babası IV.Mehmed tarafından Lehistan
seferinde Baba Dağı’na kadar beraber götürüldü.Bu dönemde hükümdar tarafından
II.Mustafa iclas edilmek istenmiş ise de , halim ve selim bir zat olan II.Süleyman tahta
çıkartılmış Mustafa, babası ve küçük kardeşi Ahmed ile Topkapı sarayında şimşirlik
dairesinde hapsedilmiştir.1689’da her üçü de Edirne’ye nakledildi.21
IV.Mehmed’in büyük oğlu II.Mustafa amcasının ölümü üzerine tahta çıktı(6 Şubat
1695) vezir Mezomarta Hüseyin Paşa,Türklerin yetiştirdikleri son deha sahibi amiral ,
Venedik donanmasını, Sakız Boğazı ve Koyun Adaları açık deniz muharebelerinde ard
arda iki defa ağır şekilde bozdu (9 ve 18 Şubat 1695) ve Sakız ‘ı geri aldı. (22 Şubat)22
I.Mustafa, II.Viyana muhasarasından beri devam etmekte olan harbe son vermek
istiyordu. Ayrıca padişah harplerdeki muvaffakiyetsizliklerini kendisinden önceki
padişahların zafiyetine bağlıyor kendisine zevk-i sefanın haram olduğunu ve niyetinin
ceddi Kanuni Süleyman gibi bizzat sefere çıkmak olduğunu ifade ediyordu.II.Mustafa ,
ilk sefer-i hümayununa çıktı.Transilvanya ‘da Lugoş Meydan Muharebesinde Alman
ordusunu yendi.(22 Eylül 1695)23
21)Alderson,”II.Mustafa” maddesi,İslam Ansiklopedisi,C.XVII,İstanbul 1964,s.696.
22)Heyet ,Osmanlı Tarihi,Türk Ansiklopedisi,C.XXVI,Ankara 1977,s.106.
23) Heyet ,Osmanlı Tarihi,Türk Ansiklopedisi,C.XXVI,Ankara 1977,s.106.
24)Heyet,Osmanlı Tarihi.,a.g.e.,s.105.
B-Karlofça'dan Sonra Osmanlı İmparatorluğu
1683-1699 büyük savaşına “Felaket seneleri” denir. Bu yıllarda Osmanlı, tek
başına
kudretli
bir
koalisyonla
İmparatorluğu, Polonya
savaşmıştır.
Almanya
İmparatorluğu,
Rusya
Krallığı ve Venedik Cumhuriyeti bu koalisyonun büyük
devletleridir, bunlara Osmanlı’nın hemen hemen daimi denecek şekilde harp halinde
bulunduğu İspanya Krallığı ile bir sürü orta ve küçük boyda devlet eklenebilir.24
26 Ocak 1699 tarihinde Karlofça Antlaşması imzalanmış ve bu antlaşmayla
Osmanlı İmparatorluğu’nun gerileme dönemi açık olarak belirtilmişti.Karlofça
Antlaşması her ne kadar ittifak mensupları ile aynı mahal ve zamanda kararlaştırılmış
ise de her hükümet kendisine ait meselelerde yalnız başına Osmanlı hükümeti ile
anlaşmaya vardıklarından, ilk bakışta umumi bir konferans mahiyetinde görüldüğü
halde, aslında ayrı ayrı müsalehalar manzumesidir.25
Karlofça Antlaşmasından sonra Osmanlı Devleti siyasi alanda kaybedilen
bölgelerin geri alınması için umutsuca çaba harcamaya başlamıştı. Fakat Avrupa
devletleri uygarlık yönünden büyük aşamaları başarmış olduklarından sonuç
alınamamıştı. Böylece Osmanlı hükümeti de kuzeyde büyük idealler peşinde koşan
güçlü ve tehlikeli bir düşman devlet olan Rusya karşısında yalnız kaldığını anlamıştı.26
1-Barış İçin Rus İstekleri
Karlofça müzakerelerine Ruslar iştirak ettilerse de, Kerç Boğazı’nı istemeleri
yüzünden bir anlaşmaya varılamadı. İki yıllık bir mütareke akdedildi.27Daha sonra
müttefiklerinin antlaşmalar imzalamaları sonucu yalnız kalan Rusya,bu hali ile emeline
ulaşamayacağını düşündüğü için İstanbul’a bir elçilik heyeti gönderdi.28Yeni Rus Çarı
25)İsmet Parmaksızoğlu,”Karlofça” maddesi ,İslam Ansiklopedisi,C.VI,İstanbul 1964 ,s.349.
26)Genelkurmay Askeri Tarihi ve Stratejik Etüt (ATASE) Başkanlığı ,Prut
seferi,C.III,K.IV,Ankara1981,s.3.
27)Akdes Nimet Kurat,Rusya Tarihi,Ankara 1993,s.255.
28)Sezer Tansuğ,”Osmanlı Gravürleri”,Osmanlı Ansiklopedisi,C.V,İstanbul 1996,s.253.
29)Mehmet Saray ,a.g.e.,s.49.
30)Süleyman Kocabaş,Tarihte Türk-Rus Mücadelesi,İstanbul 1989,s.70.
31)Zuhuri Danışman,Osmanlı İmparatorluğu Tarihi,C.X,İstanbul 1965,s.158.
Deli Petro,ne yapıp yapıp Rus tüccarlarının Karadeniz’de ticari faaliyette bulunmalarını
temine çalışıyordu.Onun içindir ki gönderdiği elçilere bu durumu ne pahasına olursa
olsun iyi savunmalarını tembih etmişti.29Antlaşma şartlarını konuşmak için İstanbul’a
gelen Rus elçisi Galitzin
30
Oukraintsov,Osmanlı Devleti’nden Azak ve Taygon’dan
İstanbul’a kadar Karadeniz’de Rus gemilerinin serbestliğini ve diğer isteklerde
bulunmuş ancak bunlar daha divan tercümanı Aleksandır Mavro kordato tarafından
reddedilmiştir. Petro, İsveç ile harp etmeyi kararlaştırdığı için isteklerinde fazla ısrarcı
olmamıştır.Rus elçisi Oukraintsow ile Reisülküttap Rami Mehmet Efendi ve divan-ı
hümayun baş tercümanı Mavrokordato arasında yapılan müzakerelerden sonra31 iki
devlet arasında 14 Temmuz 1700 tarihinde İstanbul Antlaşması imzalandı.
2-İstanbul Antlaşması Ve Önemi
1-Azak Kalesi Ruslara terk edilecekti.
2-Rusların Dinyeper üzerinde ele geçirdikleri Tavan,Kaskerman,Nusretkerman,
Sağkerman kaleleri yıkılarak arazileri Osmanlılara iade edilecektir.
3-Ruslar İstanbul’da daimi elçi bulunduracaklardır.
4-Ruslar Kudüs’ü ziyarette tamamen serbest olacaklardır.32
5-Rus Kazakları Karadeniz’e inmeyecekler ,Tatar askerleri de Rusya’ya akın
yapmayacaklar.
6-Son muharebeye kadar Rus Çarlığının Kırım Hanlarına verdikleri haraç kaldıracaktır
ve Rusya’nın istiklali tarafımızdan tasdik edilecektir.33
7-Esirler karşılıklı iade edilecektir34
Petro bütün ısrarlarına rağmen iyi bir antlaşma yapamadığı içim tekrar faaliyete
geçerek,bu seferde kuvvet yoluyla neticeye gitmeyi denedi.Ancak,bununda çıkar yol
olmadığını çok geçmeden anlamıştır.Bir Rus elçisini İstanbul’da daimi olarak oturmaya
başlaması kararı da Türkiye’nin aleyhindeydi.I.Petro,P.A Tolstoy’u büyükelçi olarak
31)Zuhuri Danışman,Osmanlı İmparatorluğu Tarihi,C.X,İstanbul 1965,s.158.
32) Mehmet Saray ,a.g.e.,s.158.
33)Zuhuri Danışman,a.g.e,s.49.
34)Süleyman Kocabaş,Tarihte Türk-Rus Mücadelesi,İstanbul 1989,s.70.
atayarak 1702’de İstanbul’a gönderdi.Osmanlı Sarayı bu elçiye daima şüphe ile
baktı.Elçi,normal elçilik görevleri dışında casusluk,reayayı kışkırtma vs. faaliyetlerinde
bulunuyordu.35
Rusya bu antlaşma ile Osmanlı Devletinden ilk kazançlarını elde etmiş oluyordu.
İstanbul barışı,Osmanlı imparatorluğunun Rusya’ya karşı yenilgiyi kabul ettiği ilk siyasi
uzlaşma belgesi olarak nitelendirilebilir. Çünkü bu anlaşmayla Karadeniz’in kilit
sayılan Azak Kalesi’nin Ruslar’a terk edilmesi Aşağı Dinyeper'e göre geniş bir bölgeyi
kapsayan Kazak topraklarının yine Ruslar’a verilmesi,özellikle Kırım Hanlığı’na karşı
yeni gelişmekte olan Rus tehlikesinin daha da arttırmış bulunuyordu.36
Bu antlaşmayla Rusya Karadeniz’e ayağını atmış Kırım Hanlığının gelir
kaynaklarını kurutarak burasının zayıflatılıp Rusya’nın eline olgun bir meva gibi
düşmesinin ortamı meydana getirilmiştir. Rusya’nın bağımsız bir devlet olduğu yani
varlığı Osmanlı tarafından ilk defa tam anlamıyla resmen tanınmıştı.37
II.Mustafa’nın Ölümü ve Şahsiyeti
Osmanlı merkezi yönetiminin yeni bir iç krizle karşı karşıya kaldığı dönemde
Sultan II.Mustafa’nın tahtan indirilmesi ve Amcazade Hüseyin Paşa,Rami Mehmed
Paşa gibi devlet adamları ile birlikte huzuru temin için çalışan fakat bu arada oldukça
nüfusta kazanan padişahın hocası Şeyhülislam Feyzullah Efendinin katli ile sonuçlanan
Edirne vakası idi(1703)38.Hatta isyanın hedefi ilk önce doğrudan Şeyhülislamın
kendisiydi. Nitekim isyan sırasında Feyzullah Efendi feci bir şekilde öldürüldü. İkinci
Mustafa tahttan çekildi. Yerine III.Ahmed geçti.Bu pek kolay olamadı,zira bu isyan
sırasında ilk defa Al-i Osman’a alternatif arayışları görüldü.
Sultan II.Mustafa hadiseler üzerine 23 Ağustos 1703’de tahttan indirilmiş oğlu ve
yeğenleriyle birlikte Sarayda göz altına alınmıştır. Mustafa hizmetleri ortada iken
karşılaştığı bu durumdan dolayı çok müteessir oldu. Zaten İstiska ve Mesane
35)Süleyman Kocabaş,a.g.e,s.71.
36)Genel Kurmay Askeri Tarih ve Stratejik Etüt(ATASE) Başkanlığı,Prut Seferi,C.III,K.IV,Ankara
1981,s.17.
37)Süleyman Kocabaş,a.g.e,s.71.
38)Feridun Emecen,”Kuruluştan Küçük Kaynarcaya”,Osmanlı devleti Tarihi (ırcıca),C.I,İstanbul
1999,s.57.
hastalıklarından muzdarip bulunan Mustafa 30 Aralık 1703’de vefat etti. Yeni
Camiindeki türbede babasının ayak ucuna defnedildi.39
II.Mustafa şehzadeliğinde seferlerde bulunarak yetişmiş son harp adamı
padişahtır. Ve ondan sonra padişahların bizzat orduya kumanda etmeleri Sefer-i
Hümayun’a çıkmaları adeti kalmıştır40.(Bkz.Harita 1)
II. Mustafa silah kullanmakta, bilhassa okçulukta çok mahir sürat-i intikal sahibi
halim ve selim hakşinas zamanının ilimlerine aşina bir zat idi. Kendisine
imparatorluğun düştüğü fena durumdan kurtaracak bir hükümdar nazarıyla bakıldığı
için, zamanda cereyan eden vekayinin tespitine ehemmiyet verilmiştir.41
II.Mustafa orta boylu kısa boyunlu kızıl ve seyrek sakallı görünüşü itibariyle
heybetli idi. II.Mustafa’nın 20 evladı dünyaya gelmiş olup bunlardan 10 tanesi erkekti.
Şeyhzadelerden Mahmut ve Osman tahta cülus etmişlerdir.42
Edebiyata meraklıydı ”ikbal-i”mahlası ile bazı şiirler yazmıştır. Hüsnihat sahibi de olup
sülus,nesih ve celide de mahiret kazanmıştır. Zamanın tarihine önem vermiş ve Silahtar
Fındıklı Mehmet Ağa’yı bu işle görevlendirmiştir. Devrin Nusretname adlı eseri bu
suretle meydana gelmiştir.
39)Mücteba İlgüler,”II.Mustafa”,Doğuştan Günümüze Büyük İslam Tarihi,C.II,İstanbul 1993,s.114.
40)Heyet, Osmanlı İmparatorluğu.,Türk Ansiklopedisi,C.XXVI,Ankara 1977,s.106.
41)Alderson,a.g.e,s.699.
42)Mücteba İlgürel,a.g.e,s.114.
II. BÖLÜM
III. AHMED DÖNEMİ ( 1703 – 1730 )
A-Tahta Geçişi Ve İlk İcraatlar
IV. Mehmed’ in Rabia Gülnüş Sultan’dan doğma oğlu olup, 1673’ de dünyaya
gelmiştir. Sultan II. Mustafa’nın öz kardeşidir. 23Ağustos 1703 (10 Rebiülevvel 1115)
de Edirne ‘de tahta cülus ettiği zaman 30 yaşının içinde bulunuyordu. Bir isyandan
sonra tahta çıktığı için, asi Yeniçerilerin istedikleri 60 kadar devlet adamını onların
eline teslim teslime mecbur olmuştur. Bu sırada Osmanlı tarihinde, ancak üç kez vuku
bulmuş olan Şeyhülislam katli hadiselerinden biri bu devride olmuştur. Şeyhülislam
Feyzullah Efendi yeniçerilere teslim edilmiş ve onlar tarafından türlü hararetlerle
öldürülmüştür.
Baltacı Mehmet Paşa’yı sadaretten azil ile yerine Çorlulu Ali Paşa’yı getiren
( 3 Mayıs 1706 ) padişah, yedi yıl içinde yedi sadrazam değiştirmeye mecbur oldu43.
Bunların ekserisi liyakatsiz kimselerdi. Bu yüzden devletin başına birçok gaileler
getirmiştir.44
III. Ahmed devrinde dış siyasetin esası, Karlofça antlaşması ile verilen yerlerin
geri alınmasıdır. Bu siyaset silahla yürütülmüş, Rusya ve Venedik’e Karlofça’da
verilenler geri alınmış, Almanya’ya verilen topraklar ise büyük gayretlere rağmen geri
alınamamıştır, Polonya’ya verilenler ise alınmak istenmemiştir. Zira Bâb-ı Ali’nin
43)Enver Ziya Koral,”III.Ahmed” maddesi,İslam Ansiklopedisi,C.I,İstanbul 1964 ,s.165.
44)Mücteba İlgürel,a.g.e,s.115.
siyaseti artık Polonya’yı var gücüyle, Almanya ve Rusya’ya karşı desteklemek ve bu iki
devlet arasında ezilmesini sağlayabilmektir.45
B-Rusların Balkanlardaki Faaliyetleri
Rusların dostluk gösterilerini samimi olmadığını anlayan Padişah II. Mustafa
(1695-1703) ve halefi III. Ahmed (1703-1730) bir yandan Rus elçilerini sorguya çekip
Çar’a Azak taraflarında dostane olmayan hareketlerden sakınmasının ihtar eden sert
mektuplar göndermişler, diğer taraftan da kötü niyetli komşuya karşı hudut
kalelerindeki beylere hazırlıklı olmalarını bildirmişleridir.
IV. İvan'dan itibaren Rus Çarlığı hristiyanlık propagandasının tesir kuvvetini iyice
idrak ile Balkanlardaki hristiyan unsurların ve bilhassa Ortodoksların hamisi gibi
hareket ediyorlardı.46 Rus Çarı Petro da
bu sırada Balkanlardaki hristiyanlar
kışkırtmaktan geri kalmıyordu. Çünkü, siyasi idealini gerçekleştire bilmek için
Osmanlılara karşı savaşa girme kararlı bulunduğundan, aradaki barış antlaşmasını
çiğnemekten çekinmedi.47
Ruslar, Türk hakimiyetindeki Karadağ, Bağdan, Eflak, Sırbistan ve Mora ya
propagandacılar gönderiyorlar ve bu faaliyetten neticede alıyorlardı. Nitekim, Bağdan
voyvodası Dimitri
Kantemir, Eflak voyvodası Brankovan, Rus Çarının vaatlerine
kanmış, biri alenen diğeri gizli olarak Ruslara yardım edeceklerine dair birer antlaşma
imzalamışlardır. Sırp lideri Boğdan Popoviç de,Ruslar harekete geçer geçmez her türlü
yardımı esirgemeyeceğine dair söz vermiştir.
Deli Petro, İsveç Kralı XII. Karl (Demirbaş Şarl) ‘ı yenince, Doğu Avrupa da
birden bire üstün duruma geçiverdi. Çar, Baltık kıyılarını emniyet altına aldıktan sonra
ikinci büyük gayesi olan güney politikasına döndü. Çar Petro, İsveç harbi devam
ederken bir yandan Azak taraflarındaki hazırlıkların tamamlamış, bir taraftan da
Balkanlardaki hristiyan Ortodoksları kışkırtarak kendisi için müsait zemini hazırlamıştı.
Harp için bahane arıyordu. İsveç Kralının Osmanlıya ilticası kendisine bu vesileyi
vermiş ve bundan
sonra Çar gönderdiği elçilerle Osmanlı Hükümetini tehdide
başlamıştır.48
45)Heyet,Osmanlı İmparatorluğu,Türk Ansiklopedisi,C.XXVI,Ankara 1977,s.106.
46)Mehmet Saray,a.g.e.,s.52.
47)Genelkurmay Askeri Tarih ve Stratejik (ATASE)Başkanlığı,a.g.e.,s.18.
48)Mehmet Saray,a.g.e.,s.52.
C-Prut Seferi
1-Harbin Sebepleri
İsveç kralı XII. Şarl‘ın, Rusya ile savaşa devam ederken, Osmanlı-İsveç askeri
ittifakının kurulmaması hem İsveç hem de Osmanlı açısından bir talihsizlik olmuştur.49
İsveç Kralı Ukrayna Kazakları ile anlaşıp Ruslara saldırdı. Ancak Poltova da yenilgiye
uğrayarak müttefiki Kazak hatmanı ile Osmanlı topraklarına sığındı 50. Poltova zaferi ile
şımaran Ruslar Osmanlı hükümeti üzerindeki baskılarını arttırmışlardır.51
Petro, Osmanlılarla harbe karar vererek Osmanlı idaresindeki Ortodoks Reayayı
(Rum, İslav, Eflak ve Bağdonlılar) metbutları aleyhine tahrik ile Türkler ile yapacağı
muharebede dahili isyanlarda istifade etmek istedi52. Ayrıca, Rusların Osmanlıya iltica
etmiş olan İsveç Kralı ile askerlerini vurmak için Türk topraklarına tecavüz edip 48 saat
içerilere kadar ilerlemeleri, Kırım Hududuna sarkıntılığa başlamaları, Osmanlı-Rus
sulhüne rağmen Azak denizinde bir Rus Donanması kurmuş olmaları ve bilhassa
İstanbul’daki Moskof elçisi Tolstoy’un Türk milletine iltica etmiş olan İsveç Kralı
XII.Charles (Karl-Şarl)’ın hudut haricine atılması ve Mazeppa’nın da hemen Rusya’ya
teslimini isteyecek kadar küstahlığa kalkışması nihayet sulhçu padişahın ikazıyla
neticelenmiştir.53(Bkz.Harita 4)
Kırım Han’ın ve hudut valilerinin verdiği malumattan sonra Osmanlı Devleti,
Ruslarla Harbin kaçınılmaz bir hal aldığını anlamış ve 1710Aralığında bütün eyaletlere
gönderdiği fermanlarla ertesi sene baharında ordunun toplanmasını emretmiştir. Türk
ordusu 1711 Nisanın da sadrazam ve serdar-ı Ekrem Baltacı Mehmet Paşa’nın
komandasın da Tuna nehrine ilerlerken Rus Çarı da Lehistan ve Bağdan hudutlarına
yığdığı kuvvetlerle, Tuna'yı Türk orduları gelmeden ele geçirmek üzere ileri harekete
geçti.54(Bkz. Harita 3)
49)Süleyman Kocabaş,Tarihte Türk-Rus Mücadelesi,İstanbul 1989,s.75.
50)Feridun Emecen,a.g.e.,s.58.
51)Genelkurmay Askeri Tarihi ve Stratejik Etüt(ATASE) Başkanlığı,a.g.e.,s.51.
52)İsmail Hakkı Uzunçarşılı,Osmanlı Tarihi,C.VI,s.179.
53)İsmail Hami Danişmend,İzahlı Osmanlı Tarihi Kronolojisi,C.IV,İstanbul,s.3.
(*)Mazeppa:Lehistan Kralının hizmetine verilmiş olan genç bir Leh soylusudur.Polonyalı bir soylunun
karısına aşık olduğu için suçlanmıştır.Vahşi bir atın sırtına bağlanmış sırtındaki yükünde etkisiyle at onu,
Kazakların ülkesi Ukraynaya kadar getirmişti.
2-Türk-Rus Harbindeki Gelişmeler
1711 ilkbaharında, 100 bin kişilik bir Türk ordusu, Baltacı Mehmet Paşanın
kumandasında harekete geçti. Kırım kuvvetleri ise Dinyester boyunda
Rusların
karşılamaya hazırlandılar. Petro Yaş şehrinden hareketle, Prut nehrinin sağ sahilini
takiben Tuna boyuna inmekte iken, Türk ordusu karşına çıkı verdi. Bunun üzerine,
Ruslar çekilmeye başladılar. Fakat Devlet Giray Hanın süratli manevraları neticesinde
Rusların ricat yolları kesildi ve Çar, 38 bin kişilik bütün kuvveti ile Pagunluk
mevkiinde, Prut boyundaki bataklık bir sahada kuşatıldı.55 (2 Temmuz 1711)(Bkz.
Harita5-6)
Türkler hem asker hem de topların sayısı bakımından, Ruslara nispetten dört misli
fazla idiler. Rus Ordusunun yarısından fazlası muhabere kabiliyetini kaybetmiş, yorgun
ve açtı. Türk topları Rus ordugahını her taraftan ateş altına almıştı. Baltacı Mehmet Paşa
tam yürüyüş emrini vermek üzere iken, Ruslar barış için girişimlere başladılar.
Muhaberenin üçüncü günü idi. Katerina, I. Petro’nun çadırına girerek, onu Osmanlılara
sulh teklifinde bulunmaya razı etti.56 Kırım Hanı Devlet Giray bir daha ele geçmeyecek
bu fırsatın kaçırılmaması için ısrar etmiştir.57 Devlet Giray Han ile XII. Şarl’ın Türk
ordugahında ki mümessili Poniatovski’nin itirazlarına rağmen Baltacı Mehmet Paşa ile
Şafirov arasında muahede akdedildi.58 Baltacının kendi söylediğine göre çok muzaffer,
çok af edici padişahın bu antlaşmayı müsamaha ile karşılayacağı ümidiyle imzaladı.59
Rusları sulha zorlayan sebepler beli idi. Baltacıyı ise sulha sevk eden sebepler
nelerdi? Bu durum daima tartışma konusu olmuştur. Baltıcı çevresine verilen
mücevherle paralar sebep gösterilse de bu yanlıştır. Sebeplerin tümü değildir.60 Ayrıca,
bizzat Katerina’nın, Baltacının çadırına kadar geldiği ve istirhamlarda bulunduğu
hakkında da zayıf rivayetler vardır. Bu nokta aydınlık değildir.61
Bu askeri başarı, diplomatik başarı ile neticelendirilseydi Ruslara karşı önemli bir
engel teşkil edilebilirdi. Yani, Rus ordusu Çarı ile birlikte teslim alına bilseydi, Rus
kalkınmasının hızı kesilecek ve gelişme planları hiç olmazsa 50-100 yıl daha geriye
54)Mehmet Saray,a.g.e,s.54.
55)Akdes Nimet Kurat,Rusya Tarihi,Ankara 1993,s.260.
56)Süleyman Kocabaş,a.g.e,s.82.
57)Mehmet Saray,a.g.e,s.58.
58)Mücteba İlgürel,a.g.e,s.118.
59)Joseph Van Hammer,Büyük Osmanlı Tarihi,C.VII,s.152.
60)Süleyman Kocabaş,a.g.e,s.84.
61) Zuhuri Danışman,Osmanlı İmparatorluğu Tarihi,C.X, İstanbul 1965,s.202.
atıla bilecekti. Gerek askeri gerek siyasi bakımdan dünyada benzerine çok az
rastlanabilecek bu büyük tarihi fırsat böylece elden kaçırılmıştır.62
Kırım Hanı ile
İsveç Kralının sürekli uyarıların karşı anlaşılmaz nedenlerle
direnerek, çok mütevazı koşullarla bir mütareke ve barış antlaşmasına razı olmak,
Osmanlı Devletini ele gelecek yönelik büyük tarihi çıkarlarının gerçekleşmesine kesin
olarak engel olmuştur.
3- Prut Antlaşması
22 Temmuz 1711 de Türk ordugahına gelen Rus murahhası Şafirov ile şu şartlarla
sulh antlaşması yapıldı :
1- Azak Kalesi ne şekilde teslim alınmış ise yine öylece ( Türklere ) teslim
edilecek.
2- Muahede hilafına yapılan Taygon, Kamanke, Yeni Kule kaleleri yıkılacak ve bundan
sonra oralarda kale yapılmayacak. Kamanke kalesindeki bütün harp levazımı
Osmanlılara terk edilecek.
3- Ruslar, Lehistan işlerine müdahale etmeyecek.
4- Baraboş, Potkalı ve Kırım hanına tabi Kassaklara Ruslar tarafından müdahale
edilmeyecek.
5- Osmanlı Devleti misafiri olan İsveç Kralı XII. Şarl’ın memleketine gitmesine Ruslar
tarafından katiyen mani ve taarruz olunmayacak ve isterlerse sulh yapabilecekler.
6- Osmanlıya gelip giden Rus tüccarından başka, Osmanlıda Rus elçisi bulunmayacak.
7- Osmanlı Hükümet Rus reayasını ve Ruslarda Osmanlı reayasını metbuları aleyhine
tahrik etmeyecekler.
8- Evvelce ve sonradan elde edilen Müslüman esirler Osmanlı Hükümetine iade
olunacak.
9- Ruslar tarafından eskisi gibi Kırım Hanına yine vergi verilecek63
10- Ruslar, İstanbul da daimi elçi bulunduramayacaklar.64
11- Bu antlaşma şartları yerine getirilinceye kadar Başbakan Şafirof, Başkomutan
Seremetef, Çarın oğlu Petroviç Mihal, İstanbul da rehin tutulacaktı65.
62)Genelkurmay Askeri Tarihi ve Stratejik Etüt(ATASE) Başkanlığı,a.g.e,s.152.
63)Mehmet Saray,a.g.e,s.58-59.
64)İsmail Hakkı Uzunçarşılı,a.g.e,s.180.
65)Süleyman Kocabaş,a.g.e,s.78.
4- Prut’un Değerlendirilmesi ( Kritiği )
1711 Prut harbinin tarihi incelenirken, Baltacının çok güç durumda bulunan Çar’ı
esir alıp, Rus ordusunu ve I. Petro’nun sulh şartı olarak “her ne isterse veririm”
demesine rağmen çok hafif şartlarda antlaşma yapılması üzerinde sürekli durulur ve
Baltacı suçlanır. Baltacıyı tenkit ederek önce onun şahsiyeti bilmek, tanımak gerekir. O
siyasetten hiç anlamayan, kendisi bile ordunun sevk ve idaresine atandığında aciziyetini
söyleyen, hak etmediği bir konumda olan bir komandandır. Şimdi onun biraz tanıdıktan
sonra Prut’un kritiğini yapabiliriz.
Bu Türk-Rus savaşı sonunda Divan, Eflak ve Bağdan voyvodalarının Ruslarla iş
birliğini önlemek için, bundan böyle bu iki Romen ülkesine yerli asiller (boyarlar)
arasından değil İstanbullu Rumlardan seçtiği prensleri göndermeye başlamıştır.(Bkz.
Harita 2)66
Yapılan antlaşmada çok önemli eksiklikler bulunmaktadır. İsveç konusuna hiç
deyinilmemiş ve Rusların İsveçlilerden aldıkları yerlerin geriye verilmesi, Lehistan’da
Leçinshki’nin krallığa getirilmesi, milli çıkarlarımıza çok yararlı olduğu halde dikkate
alınmamıştı. Ayrıca antlaşmaya, Rusların taahhütlerini ne zaman yerine getirecekleri
konusunda bir zaman ve süre kaydı da konulmamıştır. 67
Prut barışı askerlik bakımından Rusların büyük bir hezimeti neticesi olmakla
beraber, diploması itibari ile büyük bir Rus zaferi idi. Ruslar, ancak “ Kağıt üzerinde”
Türklerin bütün isteklerini yerine getirmişlerdi. Osmanlı ricalinde bir kısmı rüşvet ve
vaatlerle elde edilerek Bab-ı Ali ‘nin İsveç Kralını yüz üstü bırakılmasına yol
hazırlamıştı. Baltacı Mehmet Paşanın cehaleti ve cesaretsizliği, Petro’nun ve Rus
ordusun, dolayısıyla Rusya’nın muhakkak bir yıkımdan kurtarılmasına imkan verdi.68
D-Rusya ile Anlaşmazlık ve Ebedi Barış
66)Yılmaz Öztuna ,Başlangıçtan Zamanımıza Kadar Büyük Türkiye Tarihi,C.VI,İstanbul 1978,s.279
67)Genelkurmay Askeri Tarih ve Stratejik Etüt(ATASE) Başkanlığı,a.g.e.,s.167.
68)Akdes Nimet Kurat,a.g.e.,s.261.
69)İsmail Hakkı Uzunçarşılı,a.g.e.,s.180.
70)Genel Askeri Tarihi ve Stratejik Etüt(ATASE) Başkanlığı, a.g.e,s.169.
71)İsmail Hami Danişmend,a.g.e,s.7.
Çar Petro kurtulduktan sonra, yukarıda söylediğimiz gibi, muahede maddelerini
tatbik etmemek için vesilelerle ve bahaneler arayarak işi uzattı.69 Rusların Barış
koşullarını yerine getirmemekte direnmeleri üzerine III. Ahmed büyük divanı toplamış
ve yeniden savaş açılmasına karar vermişti.70 Osmanlı iki defa harp hazırlığı yaptı.
Fakat, Felemenk ve İngiltere’nin araya girmesiyle Prut muahedesi yeniden görüşüldü.
24 Haziran 1713 de Edirne antlaşması ile Prut sulhu katileştirildi. Bu suretle Kırımla
Lehistan tehlikeden kurtulmuş ve Karadeniz’e yaklaşan Rus tehlikesi geri atıldı.71
Rusya
için
şeref
verici
olmayan
giriş
bölümün
Prut
Antlaşmasından
çıkarılmasından başka, yeni antlaşmada çok büyük ehemmiyeti olan üç yeni madde yer
alıyordu :
1- Son antlaşmadan beri Kırım Hanına verdiği vergiyi kaldırıyordu.
2- Çar’a İstanbul’da sürekli bir elçi bulundurmak hakkı veriyordu.
3- Antlaşmayı imzalayan iki devlete bu krallığın haklarını ve anayasasını korumak bahis
konusu olduğundan ordularını Polonya’ya sokmakta serbestlik tanıyordu.72
E-III.Ahmed’in Ölümü Ve Şahsiyeti
I.Edirne Vakası denen bir ayaklanma sonucu tahta çıkan III.Ahmed (23 Ağustos
1703-1 Ekim 1730) Patrona Halil denen diğer bir ayaklanmayla tahtan indirildi.73
III.Ahmed, asileri tatmin etmek için sadrazamlığı,Kaptan Paşayı ve Kahya beyi
boğdurup,cesetlerini at meydanına yolladı. Asiler padişahın feragatını üstlendiler.
III.Ahmed kendisinin ve çocuklarının hayatına kıyılmamak şartı ile tahtan feragat
etti74.Ahmed kendisinden sonraki padişah(I.Mahmud) döneminde 1736 yılında öldü.
Yeni Camii türbesine defnedildi.
72)Joseph Van Hammer,a.g.e,s.261.
73)F.Çetin Derin,Türk Dünyası El Kitabı(Coğrafya-Tarih),C.I,Ankara 1992,s.483
74) Enver Ziya Koral,a.g.e,s.168.
75)Mücteba İlgürel ,a.g.e.,s.136.
27 yıl Osmanlı tahtını işgal eden III.Ahmed, oldukça yakışıklı bir padişahtı.
Kadınlar arasında yaşamış harpten katiyen hazmetmezdi. Ahmed’in toplam 31 tane
çocuğu vardı. Şairliği ve hattatlığıyla meşhur idi75
III.BÖLÜM
OSMANLI – RUS İŞKİLERİ DAHİLİNDE ÇAR PETRO (1689 –1725)
A- Çar Petro ve Tarih Sahnesine Çıkışı
Petro, 1689 Ağustos’unda hakimiyete geçtikten sonra da “ çocukluk eğlencelerini”
bırakmadı, eskisi gibi askerlik oyunları ve gemicilikle meşgul oluyordu. Devlet işleri
annesi ve patriğin elindeydi. Bu durum Petro’nun annesi ölünceye kadar devam
etti(1694). Bu tarihten sonra devlet işleriyle ve ciddi meselelerle meşgul olmaya
başladı.76
Petro, Çar Aleksey’in ikinci evliliğinden dünyaya gelmiş ağabeyi çılgın İvan’dan
sonra Çar olmuştu. Fakat, İvan’ın adı altında devleti yöneten kız kardeşleri Sophie’nin
kıskançlığına baskısına ve tehditlerine hedef olmuştu.
Petro, yüz hatları, zekası ve delice cesaretiyle askerler arasında kendisini
sevdirmişti. Bir saray entrikası sonunda Sophie saf dışı bırakılınca Petro, on yedi
yaşında tek başına bütün iktidara sahip olmuştu. Çarların geleneğine göre soylular
arasında bir genç kızla evlenmiş, karısına çok eziyet etmiş, son derece barbarlıklar
76) Akdes Nimet Kurat,a.g.e.,s.252.
77)Alphanse Lamartine,Osmanlı Tarihi,C.II,s.800-801.
yapmış, kendisini içkiye, sefahati zulme vermişti. Fakat herkesin kendisine haklı olarak
büyük lakabını verdirecek çalışmalardan hiçbir zaman sapmamış ve “ muazza bir
sürüden” bir millet yapma azminden asla vazgeçmemişti.77
XVII. asrın son yarısında Ruslar’ın başına geçen meşhur I. Petro ( Büyük Deli
Petro ) Rusya’yı Avrupalılaştırmak istiyordu. Bunun içinde, Karadeniz’ e inmek için
Osmanlı Devleti ile Baltık’a çıkmak için İsveç ile, Avrupa’ya yaklaşmak için de
Lehistan ile çarpışmak ve bu üç devleti bertaraf etmek icap ediyordu.78
B- Petro’nun Şark Politikası
Prut hezimetinden sonra Petro, Osmanlı İmparatorluğu ile herhangi bir ihtilaftan
çekildi. 1712 ‘de Azak Kalesi Türkler’e iade edildiği gibi, Azak Denizi kıyısında Rus
donanmasının dayanak noktası olan Taganrog(Taygon) kalesi yıkıldı ve Rus donanması
da lağvedildi. Bu suretle Ruslar’ın Karadeniz’e çıkmalarının önü alınmış oldu. Buna
mukabil Petro, Hazar Denizi sahilleri boyunca Rus fütuhatını genişletti. Bu
münasebetle, hatta Rusya ile Osmanlı İran’a hücum ettiler. Rusya ile İran arasında,
Petersbutg’da yapılan barış şartları mucibince, İran hükümeti, Derbend ve Bakü
şehirlerinden başka, Hazar Denizi’nin güneyindeki Geylani Mazerderan ve Astrabad
bölgelerini Rusya’ya bırakmak zorunda kaldı. Rusya bu suretle, Kafkasların güneyine
kadar inmiş oldu. Petro, Türkistan Hanlıkları ile yakından ilgilendi. Doğu
Türkistan’daki Yarkend Şehri civarında çok zengin altın madeni bulunduğunu haber
alan Petro, 1715 ‘de buraya askeri bir ekspedisyon gönderdi ise de,
bu hareket
muvaffakiyet sizlikle sonuçlandı.
Petro’nun idaresinde, Rus fütuhatı, Baltık Denizi ve Hazar Denizi istikametinde
gelişmiş, Rusya “emperyalist “ bir devlet olmak yolunda süratli adımlarla ilerlemeye
başladı.79(Bkz.Harita II)
Ruslar’ın Doğu Türk illeri, Uzak-Şark meseleleri ile daha ilmi bir şekilde meşgul
olmak üzere, ilk defa Petro’nun tesis ve haleflerinin ikmal ettiği “ Şark ilimler
Akademisi” meydana getirilmiştir. Alman, Rus ve diğer Avrupalı alimlerin içinde
çalıştığı bu müessesenin görünüşte gayesi, bilinmeyen Şark’ı ve Şark milletlerini tetkik
78)Zuhuri Danışman ,a.g.e.,s.162-163.
79)Akdes Nimet Kurat,a.g.e,s.262-263.
etmek, gerçekte ise Rus emperyalizmine zemin hazırlamaktı. Deli Petro, ölmeden önce
gerçekleştirmek istediği, hayatının en büyük gayelerinden biri olarak kabul ettiği Şark
ilimler Akademisi’nin temellerini atmış, kadrosunu ve masrafları tespit ederek,
çalışacak alimleri dahi davet etmişti. Fakat gerçekleştirmeye vakit bulamadan 1724’de
öldü.
Şark İlimler Akademisi’nde, Müslüman Türk dünyası bir bütün olarak ve her yönü
ile ele alınmış; psikoloji, pedagoloji ve sosyoloji ilmine göre tetkik edilip, hangi
şartlarda zaaf gösterdiği, hangi şartlarda yenilmez olduğu tespit edilmişti.
Petro’nun hayatı boyunca takip ettiği Türk düşmanlığı siyaseti vasiyetnamesinde
işaret ettiği gayeler ve nihayet kurduğu Şark İlimleri Akademisi’nin çalışmalarıyla Rus
siyaseti için çizdiği esaslar daha sonraki Çar’lar ve Rus nesilleri tarafından sadakatle
takip ve icra edilmiştir.80
Şu muhakkaktır ki; hiçbir Avrupa devleti, Osmanlı İmparatorluğuna karşı Rusya
kadar hunharca, zalimane ve gayri ahlaki bir siyasete takip etmemişti. XVII. Asırda
başlayan bu Rus siyaseti, Türk milletini dünya yüzünden kaldırmak siyaseti,fasılasız
olarak bugüne kadar devam etmiştir.
Rusya daima Türkler’e düşman olmuş, dost göründüğü vakit de düşman olduğu
günlerden daha fazla zararlı olmuştur.81
C-Rusya’da Petro’nun Yenilikleri
Büyük Petro’nun birinci emeli nizam ve intizamdan uzak “köhne bir İslav devleti“
olan Rusya’yı Avrupa’yı örnek alarak ve yeniliklerle ıslah etmekti.82
Petro’nun bu amaçla yaptığı ve teşebbüs de bulunduğu reformlarını şu şekilde
sıralayabiliriz:
1.Ordu ve donanmada yenilikler.
2.Ekonomik saha yenilikler
3.İçtimai sınıflar : “dvaryonlar*”, tüccarlar, köylüler
4.Devlet mümessilleri, Senato, Kolegium’lar
80)Mehmet Saray,a.g.e,s.66-67.
81)Zuhuri Danışman,a.g.e,s.163.
82)Süleyman Kocabaş,a.g.e,s.68-69.
* Dvaryon:Rusya’da kibar,asil olan sınıfa verilen isim.
** petro’nun ıslahatları hakkında daha ayrıntılı bilgi için Akdes Nimet Kurat,Rusya Tarihi’nden
faydalanabilirsiniz.
5.Kültür sahasında yenilikler**
D-Petro’nun Ölümü ve Rus Tarihindeki Rolü
Gayet iri yapılı, sağlam bünyeli ve fevkalade enerjik bir kimse olan Petro, hayatını
çok suistimal ettiğinden ( kadınlar, alkol ve gayet çok çalışma ) bünyesi zayıf düşmüştü.
1725 kışı başında hasta olan Petro, nihayet 28 Ocak ( 8 Şubat ) 1725 tarihinde öldü, bu
zaman ancak 53 yaşında idi.
I.Petro’ nun Rus tarihindeki rolü çok büyüktür. O, Rus hükümdarlarının en
ehemmiyetlisi sayılır. Petro, Rusya’yı eski Moskova zihniyetinden tamamen kurtarıp
yeni bir Rusya oluşturdu: Rusya’yı Avrupalılaştırdı. Avrupa tekniğini ve zahiri olsa
dahi, garp yaşayış tarzını Rusya’ya soktu.83
Petro, hayata geçirdiği ıslahatlara karşı gelenleri idamla cezalandırdı. Bu uğurda,
oğlu hakkında dahi idam karanı verdirip, onu kendi eliyle öldürdü. Bu aşırılıkları ve
çılgınlıkları sebebiyle halk ona “ deli “ lakabını taktı. Daha sonra, onun yaptığı
ıslahatların Rusya tarihi açısından büyüklüğünü anlayan Rus devlet adamları ve
tarihçileri de “Büyük “ lakabını verdiler84.
E- Petro’nun Vasiyetnamesi
Sonraki Rusya tarihi, Büyük Petro’nun çizdiği yoldan yürüyerek ,büsbütün
emperyalist bir çehre aldı. Bundan dolayı tarihi literatür de “ Büyük Petro’nun siyasi
vasiyetnamesi “ ‘den bahsetmek ödev olmuştur.85 Bu vasiyetnameye göre;
1- Rus milletinin her zaman harp halinde bulundurmak lazım.
2- Her türlü vasıtalarla Avrupa’nın ileri memleketlerinden harp zamanında askeri
önderler , barış zamanında ise bilginler celbedilmelidir.
3- Her fırsatta Avrupa dalaverelerine ve çekişmelerine karışmalı
4- İçindeki intizamsızlığı ve keşmekeşi körükleyerek , Polonya’yı parçalamalı
5- İsveç’ten mümkün olduğu kadar , bol yer almalı ve onun bize hücum etmesi
sağlamalı
83)Akdes Nimet Kurat,a.g.e,s.271.
84)Süleyman Kocabaş,a.g.e,s.68-69.
85)Akdes Nimet Kurat, a.g.e,s.272.
6- Rus Çar ailesine mensup olanların her zaman Alman Kraliyet ailesine mensup
gelinler seçmeleri gerekir.
7- Ticareti geliştirmek için İngiltere’nin ittifakını aramalı .Bu devlete bahriyesinden
dolayı ihtiyacımız vardır.
8- Rusya’nın sahası kuzeyde aralıksız olarak Baltık Denizi kıyıları boyunca ve güneyde
Karadeniz kıyıları boyunca genişlemelidir.
9- Mümkün olduğu kadar İstanbul’a ve Hindistan’a yaklaşmalı
10- Avusturya ile sulh akdetmeli ve onu titizlikle korumalı
11- Avusturya Hanedanı Türkleri Avrupa’dan çıkarmaya teşvik etmeli.
12- Macaristan’da , Osmanlı ülkelerinde ve Güney Polonya’ da yaşamakta olan bütün
müntesir Ortodoksları , Rusya ‘nın etrafına toplamak için elde olan bütün imkanlardan
faydalanmalıdır.
13- İsveç parçalandıktan , İran yenildikten , Lehistan boyunduruk altına alındıktan ,
Türkiye istila edildikten ordularımız birbirine kavuştuktan , Karadeniz’le Baltık Denizi
donanmamız tarafından muhafaza altına alındıktan sonra , dünya hakimiyetini
paylaşmak için, ayrı ayrı ve gizli olarak, ilkin Versailles Hanedanına sonra da
Viyana’nınkine teklifte bulunmalı
14- Farz- ı muhal her iki devlete de Rusya’nın teklifini ret ederse o vakit ikisinin
arasında nifak sokmaya ve onları zayıflatmaya çalışılmalı ta ki Ruslar bütün
kuvvetlerini harekete geçirebilsinler.*
Bu vasiyetnamede Rusların tahakkuk ettirmek istedikleri maddelerin Büyük Petro
tarafından , birer birer tespit edilmiş ve kendisinden sonraki Rus çarlarına bunu
gerçekleştirmeleri için temenni de bulunduğu iddia edilmiştir. Fakat
, böyle bir
vasiyetnamenin sıhhati tarihten tevsik edilmiş değildir.86
F – Petro’ nun halefleri
Petro ölmeden önce yakınlarına, “Ben bir kanal açtırdım, bu bitmek üzeredir.
Benden sonra gelenlerin vazifesi sadece bu kanalı tamamlamak ve suyu akıtmak
oluyor.“ diye Rusya’ nın durumunu ve geleceğini manalı bir şekilde ifade etmiştir.
Gerçekten halefleri onun tespit ettiği esaslara harfiyen riayet etmiş , güney siyasetinde
Karadeniz yoluyla boğazlara ve Balkanlara inme belli başlı hedeflerini teşkil etmiş.
86)Akdes Nimet Kurat,a.g.e., s.273 .
Türkler’e karşı yapacakları mücadele, Avusturya ile mümkün olduğu kadar müttefik
olarak hareket etmeye çalışmışlardır.87
Petro , bir vasiyetname ile haleflerini tespit etmeden ölmüştü. Menşikov ‘un ve
hassa olayları zabitlerinin istekleri üzerine tahta Petro ‘ nun karısı çıkarıldı. I Katherina
adıyla 1725 ‘den 1727 ye kadar hakimiyet sürdü. Katherina’nın bıraktığı vasiyetname
mucibince Petr Alekseyeviç tahta geçti, ve II Petro adıyla ( 1727 – 1730 ) hakimiyet
sürmeye başladı. II Petro 1730 da çiçek hastalığından ölünce tahta Büyük Petro‘nun kızı
Anna geçirildi. ( 1730- 1740 ) Anna‘nın hakimiyeti zamanında I Petro’nun koyduğu
ekonomik prensipler devam ettirildi, sanayi müesseseleri devlet tarafından korundu ve o
nispette köylü zümresinin durumu daha sıkı bir hal aldı.88
IV. BÖLÜM
I. MAHMUD DÖNEMİ ( 1730 – 1754 )
A-Tahta Çıkışı İlk İcraatları
Osmanlı Padişah’ı II. Mustafa’nın büyük oğlu olup, 2 Ağustos 1696 ( 3 muharrem
1108)‘da Edirne Sarayı’nda dünyaya geldi. I. Mahmud Patrona Halil İsyanı neticesinde
III. Ahmed ‘in tahttan indirilmesi üzerine 1730 ( 19. Rebiülevvel 1143 – 1 teşrin 1730
)‘da tahta çıktı89.
Patrona Halil İhtilalini çıkaranları az zamanda temizledikten sonra , daha mutedil
şekilde Lale Devri'nin hemen bütün geleneklerini devam ettirdi. Onun çeyrek asrı bulan
saltanatı , Osmanlı İmparatorluğu‘nun son şevket ve bahtiyarlık çağlarından biridir. 90
I . Mahmud‘un ilk günlerinde hakimiyet tamamen asillerin elinde kaldı . Patrona
Halil ‘ in Sultan Mahmud ile yaptığı ilk görüşme esnasında , bütün arzusunun , Damad
İbrahim Paşa zamanında kabul edilen malikane usulü ile bazı vergilerin kaldırılması
87) Mehmet Saray,a.g.e., s.87.
*Büyük Petro’nun “Vasiyetnamesi” hakkında daha ayrıntılı bilgi için bak. Mehmet Saray,Türk-Rus
Münasebetleri’nin Bir Analizi.
88)Akdes Nimet Kurat,a.g.e.,s.276.
89)M.Münir Aktepe,”I.Mahmud” maddesi,İslam Ansiklopedisi,C.VII,İstanbul 1964,s.158.
90)Heyet,Osmanlı İmparatorluğu,Türk Ansiklopedisi,C.XXVI,Ankara 1977,s.107.
91)Joseph Van Hammer,a.g.e,s.454.
olduğu açıkça söylediği ve I. Mahmud‘un da ilk icraat olarak, bu gibi vergilerin
kaldırılmasını emrettiği görülmüştür.
B- Rus Ordusunun Kırım’ ı İstilası
Rus Başkumandan‘ı Münih yarımadanın batı tarafında bulunan ve Kırım‘ın en
hareketli ticaret şehri sayılan Gözleve ( Kaslow
) üzerine yürüyordu . Bu şehrin
zenginliği Münch‘ün askerlerinin ganimeti oldu . Perekop tahkimatı önünde belirdikten
tam bir ay sonra, Rus Ordu‘su Kırım Han’larının eski ikamet şehri olan Bahçesaray ‘ın
kapılarına dayandı ve kısa bir mukavemetten sonra, şehir baştan başa yağmalandı. İki
bin ev ve hanın büyük sarayı alevler arasında yok oldu. Selim Giray Han tarafından
kurulmuş olan zengin kütüphane bir kül yığını haline geldi; Civitlerin kütüphanesi bile
askerin kızgınlığından kurtulamadı . Münch, Perekop tahkimatını ve şehrin savunma
tesislerini yerle bir ettikten sonra Kırım‘ dan çıktı.91 Halbuki vaktiyle Avusturya,
İngiltere ve Hollanda Rusya’nın akdinden dönmeyeceğine dair teminatta bulunmuş
olmalarına rağmen , bilhassa Hollanda seferi Cornelis Calkoen ‘in bu sıradaki gayretleri
sonuçsuz kalmıştı 92
Kırım felaketleri Bab- ı Ali tarafından haber alınınca memleketini son derece
kötü savunduğu için Kaplan Giray azledildi. Hanlığa veliaht durumunda bulunan Feth
Giray atandı. Bu ortamda Fransa‘nın İstanbul sefiri Margius de Villeneuve, Osmanlı
hükümetini Rusya‘ya harp ilanı için teşvik etmeye başladı. Nihayet 2 Mayıs 1736
tarihinde Rusya’ ya harp ilan edildi.
C-Osmanlı Rus Savaşları ( 1736 – 1739 )
1. Harbin Sebepleri
Ruslar, 1711 Prut ve 1713 Edirne Antlaşmalarını bir türlü hazmedemiyorlardı . İlk
fırsatta , aleyhlerine gördükleri durumu lehlerine çevirmek için çalışıyorlardı . OsmanlıVenedik, Osmanlı-İran Savaşların başlaması onlara bu fırsatı verdi . Osmanlı adı geçen
harplerde iyice yorulmuştu . I. Petro’ nun kızı Çariçe Anna babasının yolundan gidiyor,
92) Mücteba İlgürel,a.g.e,s:139-140.
92) Mücteba İlgürel,a.g.e,s:139-140
Osmanlı devletine harp ilan edecek ortamı meydana getirmek için faaliyetlere
başlıyordu .93
Osmanlılara tabi Gürcistan ‘ a asker sokan Ruslar Gürcüleri tahrik etmişler Kral
ve oğlunun Moskova ‘ya ilticasına sebep olmuşlardır. Kuban ve Azak taraflarında sınırı
geçerek , Nogay ve Çerkez taifesinden 15 kişiyi katletti, 20 kişiyi esir almışlardı .
Ayrıca , Kırım sınırlarına da tecavüzler eksik olmuyordu . Osmanlı , İran savaşı nedeni
ile sabrediyor ve ikazda bulunmakla yetiniyordu . Bu sırada Lehistan meselesi sebebi ile
Fransa‘da Osmanlı Devleti’ni Rusya ‘ya karşı harbe kışkırtıyordu. Bu arada Osmanlı
Devleti’ ne karşı Avusturya Rusya ile ittifak yaptı . Yapılan tahrik ve anlaşmazlık
Osmanlı-Rus harbini kaçınılmaz kıldı . Gerçi , daha sonra Avusturya’da Osmanlı’ya
karşı Rusya‘nın yanında savaşa girdi.
2. Savaşın Gelişimi Ve Bitişi
Türk – Rus harbi Rusya’nın Osmanlı Devleti’ni antlaşmalara aykırı davranışlarda
bulunmakla suçlayarak 30 Mart 1736 ‘ da Azak Kalesi’ ne aniden 90 bin asker ve 90
adet topla saldırışıyla başladı . Osmanlı Devleti Ruslara karşı hazırlıksızdı . Rusya’nın
aniden harp ilanı İstanbul’ da şok tesiri yaptı .
Fransız Elçisi’nin bütün gayretlerine rağmen Avusturya ‘ da Osmanlı Devleti’ ne
harp açmış bulunuyordu . Bu suretle Osmanlı devleti bir kere daha , iki büyük Avrupa
Devleti ile harp haline girmişti. Şüphesiz bu çok tehlikeli idi. Sadrazamın ve
kethüdasının gafletleri yüzünden de Avusturya Cephesi‘nde hiçbir hazırlık yapılmamış
adeta devlet bir baskına uğramıştı.94
Özi ve Kılburnu Kaleleri, harekete geçen Osmanlı Kuvvetleri tarafından çok
geçmeden geri alındı( Ekim 1738 ). Ayrıca , Kırım Hanı Mengli Giray ve Serasker
Mehmet Paşa, Kırıma saldırıya geçen Rus kuvvetlerini yenilgiye uğrattı. Bu arada Azak
Denizi yönünden harekete girişen bir Rus Kuvveti’ de Kaptan – ı Derya Süleyman Paşa
tarafından bertaraf edilmiştir. Bütün bu savaşlar sırasında Karadeniz ‘deki Osmanlı
Donanması‘da Ruslara karşı büyük başarılar kazanarak kara ordusunu başarılı bir
şekilde destekledi . Böylece, Rusların bütün Kırım Yarımadası’nı işgalleri önlenmiş
oldu95. Bu arada Fransa‘nın sulh
tavassutu, mağlup durumda olan ne Rusya ne
93) Süleyman Kocabaş,a.g.e,s.96
94)Zuhuri Danışman, a.g.e., s. 261
95)Yaşar Yücel, Ali Sevim, Türkiye Tarihi, C.IV, Ankara 1992, s. 14.
Avusturya tarafından müspet karşılandı. Vidin seraskerliğinden sadarete getirilen İvas
Mehmet Paşa, 1739 baharında ordunun başında Belgrad üzerine yürüdü. Osmanlı
ordusu Avusturya ordusunu Belgrad önünde büyük bir hezimete uğratarak sulha mecbur
etti. Diğer taraftan Ruslar Hotin‘i ele geçirmiş olmalarına rağmen, İsveç – Fransa
İttifak‘ı Osmanlı–Prusya antlaşması ihtimalinin belirmesi ve Osmanlı–İsveç ticaret
muahedesi , onları tereddüde sevk etmişti. Tam bu sırada Avusturya’nın Osmanlı
Devleti ile anlaşarak ittifaktan çekilmesi Rusya’yı da musalaha akdine mecbur etti.96
Fransız Hükümeti‘nin girişimleri sonucunda Ruslar, Osmanlı ordularının Avusturya
cephesinde kendi cephesine kaydırılacaklarını düşünerek Osmanlılarla barışa razı
oldular.97 Osmanlı – Rus – Avusturya Harbi’nin başlangıç ve sonunda İstanbul’ da en
fazla faaliyet sarf eden 2 kişi vardı . Birisi Fransız elçisi Villeneuve diğeri de Avusturya
elçisi Talman idi98
Avusturya ile Osmanlı Devleti arasında mutavassıt rol oynayan Fransa seferi
Marguis ‘de Villeneuve , aynı tarihte Rusya ile de bir ahidname imzalamasını sağladı .
3. Belgrad Antlaşması Ve Önemi
Antlaşma tarihi 18 Eylül 1739 , onaylama tarihi ise 17 Aralık 1739 olarak tespit ve
kabul edilmiştir. Antlaşma toplam 15 maddeden ve bir bitiş kısmından oluşmaktadır.
Antlaşmanın esas hükümleri şunlardır.
1- Azak Kalesi tamamen yıkılarak 1700 yılında tayin edilen sınırlarıyla her iki devletin
tasarrufundan çıkarılıp orada boş ve fasıla olarak kalacak.
2- Osmanlılar eski Rus hududu olan Don Nehri üzerindeki Çerkovski Adasında ve
Azak Denizi yanında yeni bir kale yaptırılabileceklerdi.
3- Ruslar Azak Denizi ile Karadeniz‘de ne savaş ne de ticaret gemisi
bulunduramayacaklardı.
4- Kırım , Tatarlar ile Ruslar’a tabi ve Kalmuklar’ın mücadelelerine son verileceği gibi,
Kırımlılar Rus topraklarına akın yapıp şehir ve kasabaları vurmayacaklardı .
5- Kafkasya’nın kuzeyindeki büyük ve küçük Kabartaylar hiçbir tarafa tabi olmayıp
müstakil kalacaklar , ve iki devlet arasında fasıla teşkil edileceklerdi . Ne Osmanlılar ne
Ruslar ne de Tatarlar bunların işlerine karışmayacaktı .
96) Mücteba İlgürel,a.g.e,s.141.
97) Yaşar Yücel ,Ali Sevim,a.g.e,s.23.
98) Zuhuri Danışman,a.g.e,s.259.
6- Rus papazları Kudüs ile diğer ziyaret yerlerine serbestçe varabileceklerdi .
Kendilerine vergi ve cizye teklif olunmayacaktı .
7- İki devlet arasındaki ticaret, diğer devletlerle olan antlaşmalar esası dahilinde cereyan
edecekti . Rusların Karadeniz ticareti , Osmanlı tebasına ait gemilerle yapacaktı
8- Ruslar Hotin ve Bağdan’ ı terk edip eski hudutlarına çekileceklerdi .
9- Rus Hükümdarına imparator diye hitap edilmesine dair iki devlet dostane anlaşmaya
çalışacaklardı.
10- Antlaşma imzalandıktan sonra en geç 3 ay içinde taraflarca tasdik edilip Fransa
elçisi vasıtasıyla mübadele olacaktı.99
Rusya
Osmanlı
hakkında
beslediği
emperyalist
emellerini,
Petro‘nun
vasiyetnamesinde belirttiği şekilde tahakkuk ettirme yollarını aramıştı . Bunun için
Avusturya ile ittifak etmiş, bizi iki cephede birden mücadele etmek zorunda bırakmış ve
her bakımdan sarsmış ise de Avusturya’nın yarı yolda kendisinin yalnız bırakması
üzerine hedefine varamamıştır100
Osmanlı Devleti gerek Karlofça‘da gerek Pasarofça‘da imzalamış olduğu
muahedelerin en müsaidi olan bu iki muahede ile zararların bir kısmını telafi ettiği gibi
devrin iki büyük devletine de karşı koyabileceğini ispat etmiş bulunuyordu
101
Osmanlı
Hükümeti antlaşmanın “ karşılıklı elçi gönderme “ hükümlerine göre Petersburg‘a
Mehmed Emin Efendi ’ yi elçi olarak göndermişti 102(Bkz. Harita-7)
D. Lehistan Meselesi
II . Viyana seferinden sonra Rusya ile antlaşma yaparak onu “ Mukaddes ittifak “
a sokmak pahasına bir kısmını Türklerden alığı Ukrayna üzerindeki hakimiyetinden
bilhassa Kiyef ‘ den vazgeçmesi , Lehistan için affedilecek hatalardan değildi . Zira , bu
99)Heyet ,Mufassal Osmanlı Tarihi,C.V,İstanbul 1971,s.2517.
100)Mehmet Saray,a.g.e,s.75.
101)Mücteba İlgürel,a.g.e.,s.142.
102)Yaşar Yücel ,Ali Sevim,a.g.e..,s.23.
103)Mehmet Saray,a.g.e..,s.75.
104) Heyet,Mufassal Osmanlı Tarihi,C.V,İstanbul 1971,s.2563.
havaliye hakim olan Rusya bundan sonra Lehistan ve Osmanlı Devleti ile yaptığı
mücadelelerde stratejik bakımdan daima avantajlı bir halde bulunmuştur103
Osmanlı Devleti Belgrad Antlaşması ‘na sadık ve barışı muhafaza eden bir
politika izlemiştir. Rusya’ da Osmanlı Devleti’nin fiilen bir tecavüze uğramadan bu
barışçı gidişatını bozmayacağını bildiğinden hemen harekete geçmiş, Lehisan’a asker
sevk edip bu memleketin iç işlerine karışmaktan çekinmemiş Bab – ı Ali’nin şiddetli
protestolarına hiç aldırmamıştır.
Bu hal halk
arasında büyük hiddet yaratmış ve
padişahı da kızdırmıştı. Ancak , Bab – ı Ali yine barış politikasına bağlı kalmış ve
meseleleri müzakere yoluyla hale çalışmıştı. 104
XVIII. Asrın ortalarına kadar Lehistan politikasında başarılı olan Osmanlı Devleti
kral olarak zaman zaman kendi namzedini seçtiği gibi Rusya’nın namzetleri dışında
kendisine zararlı olmayan namzetleri de destekledi . Osmanlı Devleti Lehistan
meselesinde Rusya’ nın kendine düşmanlığı sebebi ile Leh Krallığı ‘na Rus taraftarı
birisinin getirilmesine azami dikkat gösterdi . Çünkü Rusya Lehistan’ı zorlayıp batıya
doğru yayılmak istiyordu . Lehistan’ın Rus himayesine düşmesi Osmanlı ülkeleri Eflak ,
Boğdan ve Kırım’ın tehdit edilmesi demekti. Aynı şekilde Avusturya’nın da Erdel ve
Transilvanya‘ya yönelik tehditlerini frenlemek için Lehistan yaşatılmalıydı . Osmanlı ,
Lehistan‘ın güçlü bir devlet olmasını da istemiyordu . Lehistan’a karşı en baştan beri
takip edilen politikanın temelini “ Ne ölsün ne onsun “ teşkil ediyordu . Bu politikanın
İngiltere’ nin XIX. asırda kendi menfaatlerini tehdit eden Rus tehlikesine karşı takip
ettiği Türk politikasını andırıyordu .
Lehistan’ da Rusların durumlarını gittikçe sağlamlaştırmaya başlamaları ve
Osmanlı Devleti’nin bunun aleyhine Fransız ve Anti- Rus taraftarı Lehlilerin tahrikleri
Bab-ı Ali’ de gittikçe Rusya‘ya karşı harp düşüncesinin fiiliyata çıkmasını
kamçılıyordu. Zaten Lehistan
Krallığı ve Kırım Hanlığının Rus tehlikesine karşı
kuzey sınırlarında kendisine bir koruma duvarı olarak gören Osmanlı Devleti, XVIII.
Yüzyılda vuku buluna bütün Türk
- Rus harplerine Lehistan ve Kırım sebebi ile
girmişti.105 1711 Prut , 1736 – 1739 Türk – Rus harplerinin birinci sebebi bunlardı .106
105)Süleyman Kocabaş, a.g.e.,s.107-108,110.
106) Heyet,Mufassal Osmanlı Tarihi,C.V,İstanbul 1971,s.2563.
Ayrıca , Rusların Osmanlı hududunu pervasızca ihlalleri ile aynı sebepler 1768 –1774
harbinin de önde gelen sebepleri oldu .
E- I. Mahmud’un Ölümü ve Şahsiyeti
59 yaşının içinde bulunan padişahın bir müddettir sıhhati bozuk idi. 13 Aralık
1754 günü Bab-ı Ali civarında Ağa Caminde hasta olarak Cuma namazını kıldıktan
sonra Topkapı Sarayını demir kapı denen methaninden girdiği sırada vefat etmiştir107.
I.Mahmud İstanbul’un asayişi için şiddetli tedbirlere başvurmaktan hiç
çekinmemiştir. Zamanında serseri ruhlular İstanbul da barınamamıştır. Ayrıca,
hayırseverliği ile tanınan I. Mahmud insan sevgisi ile tanınmıştı.
Devrinde çok savaş olmamakla beraber o savaşı hiç sevmezdi. Savaşa teşvik
edildiğinde de “ Nasihatname ” ler göndererek saldırıları durdurmaya çalışmıştır.108
Sultan I. Mahmud döneminde Osmanlı politikasının doğruluğu Sultan III. Ahmed
Dönemindeki hile dolu politikayı ortadan kaldırmıştı.109
I.Mahmud zayıf, kısa boylu bir insandı . Cirit oynamayı, ata binmeyi ve yüzmeyi
severdi. Satranç oynar lale yetiştirirdi . O zaman anlayışına göre çok bilgili olduğu
söylenen bu padişahın bilhassa şiir ve musiki ile uğraştığı, “ Sebkati “ mahlası
kullandığı ve Arap dilinde de şiir yazdığı bilinmekteydi. Ayasofya, Fatih , Valide Camii
ve Galata Sarayı’nda kurduğu kütüphanelerle milletinin minnettarlığını kazandı.110
107)M. Münir Aktepe,”I.Mahmud” maddesi,İslam Ansiklopedisi,C.VII,İstanbul 1964,s.164.
108) Mücteba İlgürel,a.g.e,s.146.
109) Alphanse Lamartine ,Osmanlı Tarihi,C.II,s.853.
110) Joseph Van Hammer,a.g.e,C.VIII,s.171.
V. BÖLÜM
III. MUSTAFA DÖNEMİ ( 1757 – 1774 )
A. Tahta Çıkış ve İlk İcraatları
III. Ahmed’in Mihrimah Sultan’ dan doğma oğlu olup, 1717 ‘ de dünyaya
gelmiştir. III.Mustafa 30 Ekim 1757 ( 16 Safer 1171 ) de 41 yaşında iken tahta
çıkmıştır111. Cülusuna kadar geçen hayatını 40 yıllık devresine dair bildiklerimiz pek
azdır112.
III. Mustafa’nın hükümdar olarak yaptığı ilk ve tek hayırlı iş , hiç şüphesiz , Ragıp
Paşa’yı Sadrazamlığa getirmiş olmasıdır. Padişahlar tahta çıkışlarında , gerek “ eskinci “
denen ve sefere takılan yeniçerilere , gerekse “ mütekaidin “ yada “ oturak ” denilen ve
artık sefere katılmayan ama yedek tutulan emeklilere cülus bahşişi verirlerdi. III.
111)Mücteba İlgürel,a.g.e,s.151.
112)Bekir Sıtkı Baykal,”III.Mustafa”maddesi,İslam Ansiklopedisi,C.VIII,İstanbul 1964,s.700.
Mustafa bu bahşişi veren padişahların sonuncusu oldu . Ondan sonra tahta çıkanlar ,
isyanların ana kaynağı haline gelen bu eski usule son verebildiler. 113
B. 1768 – 1774 Osmanlı – Rus Savaşları
1 – Harbin Sebepleri
1739 Belgrad Muahedesi‘nden sonra Rusya , açıkça Osmanlıya savaş açmaktan
çekinmemekle birlikte , sinsi bir Türk düşmanlığı siyaseti gütmüştür. Osmanlı
İmparatorluğu ’ nun Ortodoks tebası arasında propagandaya başlamış , Karadağ ve Batı
Gürcistan ’ da huzursuzluklar çıkartmıştır.114 Rusya ’ nın Lehistan’ ı elde etmek için
giriştiği teşebbüsler ve bazı Leh vatanseverlerinin Osmanlı topraklarına sığınmaları
üzerine onları takip eden Rus kuvvetlerinin sınırı aşarak Lehlileri ve Türkleri kılıçtan
geçirmeleri yüzyıllardan beri Lehistan meselelerine hassa olan Osmanlı ’ da tepki
uyandırmış , Fransa ‘nın teşviki ve tahriki ile hazırlık yapılmadan Rusya ’ ya savaş
açılması kararlaştırılmıştır.115
Vezir-i Azam Koca Ragıb Paşa‘nın ölümü Osmanlı Devleti için büyük bir
olumsuzluk olmuştur. Çünkü bundan sonra , gelen vezir-i azamlar o kadar yetenekli ve
tecrübeli kişiler olmamıştır. Öyle ki Ragıp Paşa, çoktandır savaş isteyen III. Mustafa ‘
ya, mantıklı gerekçeleri ve devletin o anki durumunu yetersizliğini sunarak onu
caydırmıştı. Ragıp Paşa‘nın ölümü ile vezirliğe Mehmet Muhsin Zade Paşa atanmıştı ve
harbe karar verilmişti.(Bkz. Harita 9)
Ancak , harbe hazırlıksız olunduğu gibi, harp ilanın zamanlamasında da yanlışlık
yapılmıştı. 8 Ekim'de harp ilanı , kışın başlangıcı olduğu için bu mevsimde harp
yapılamayacağından düşmana hazırlanma fırsatı verilmişti. Rusya kış süresince
Kafkasya Cephesi , Kırım Tuna Cephesi ve Lehistan için askeri birlikler hazırladı.116
Ayrıca Baltık Denizi’nden yola çıkacak bir filoda , Mora Yarımadasına asker döküp ,
Rumları ayaklandıracaktı. Görülüyor ki ikinci Katerina , Osmanlıya karşı beş ayrı
cephede savaşmayı planlamış bulunuyordu.
113) Joseph Van Hammer,a.g.e.,C.VIII,s.79.
114) Yılmaz Öztuna ,Başlangıçtan Zamanımıza Kadar Büyük Türkiye Tarihi,C.VI,İstanbul
1978,s.352 .
115) F. Çetin Derin ,Türk Dünyası El Kitabı(Coğrafya-Tarih),C.I, Ankara 1992,s.485.
116) Süleyman Kocabaş,a.g.e,s:116 ..
2- Harbin Gelişimi ve Bitişi
Osmanlı bu harp döneminde başından beri hata yapıyordu. Ruslara Harp ilanından
7-8 ay geçtikten sonra , gayri muntazam ve maneviyatı bozuk bir ordu ve bu orduyu
sevk ve idareden aciz bir kumanda heyeti ile harekete geçilmişti . Ruslar ise , bu
zaman zarfında hummalı bir çalışma ile bütün eksiklerini tamamlayıp 65 bin kişilik
muntazam bir ordu hazırladıkları gibi Doğu Türk illerini parçalanmasına amil olan
Kalmuklar’dan 20 bin ve Kossaklar‘dan 10 bin kişilik takviye kuvveti almışlardı.
Hazırlıklarını tamamlayan Rus ordusu 5 koldan Türk topraklarına saldırdı.117 Rus
General Galiçin , Hotin’i yakıp yıktıktan sonra halkını kılıçtan geçirdi. Ayrıca meydana
gelen diğer olaylardan ziyade ordu karargahında da durum hiç iç açıcı değildi. Ordunun
mühimmat depolarından uzaklaştıkça ulaşım yolları yapılmadığından kıtlık ve açlık
kendisini hissettirmişti. Bu vaziyet askerlerin maneviyatını bozuyor günden güne
firarlar çoğalıyor bu işe ordunun tam bir zaafa sürüklüyordu . Yağlıkçızade’nin aczi ve
dirayetsizliği iyice ortaya çıktığından daha fazla vakit kaybetmeden azledilmiş ve yerine
Moldovancı Ali Paşa getirilmiştir. Ali Paşa ilk iş olarak Galiçin kuvvetlerinin üzerine
asker sevk etmiş ve böylece kışın bir daha taarruz etmemesi sağlanmıştır.
Yeni sadrazam Rus ordusunu mağlup etmek üzere Tuzla’yı geçmeye teşebbüs etti.
Ancak,fazla yağmurla kabaran sular köprüleri yıkınca karşıya geçen kısımla gerideki
ordunun irtibatı kalmadı , ordu asker ve mühimmat bakımından ağır kayıplara uğradı .
(28 Eylül 1769 ) Askerin bu perişanlığı ve kışın yaklaşması üzerine Hotin Kalesi terk
edildi. Han Tepesi üzerinden Baba Dağı’na geçildi.118 Ruslar Hotin’i işgal ettiler. Eflak
ve Bağdan’ a yayılmaya başladılar. Özi ve Bender Kaleleri düşman istilasına karşı açık
kalmışlardı.
Bender taraftarı ser askeri Ali Paşa Kırım Hanı’nın da yardımı ile Bender üzerine
gelmekte olan 20 bin kişilik Rus kuvvetini ve Rus taraftarı Lehlileri bozguna uğratarak
başarılar kazandılar. Fakat Ali Paşa’nın ansızın vefatı havaleyi de düşmana açık bıraktı.
Öte yandan ordunun kışlaya çekilmesi üzerine Ruslar Yaş kentini işgal etmiştir.
Yaş şehrine giren General Kanta Kuzen , Boğdan Voyvodası Ligor Kiga ( Griga Kiga )
‘yı tutsak alıp şehri yağma ettirmiştir , bu arada Rus yanlısı Boğdanlılar da isyana
117) Mehmet Saray,a.g.e.,s.79.
118) Mücteba İlgürel,a.g.e.,s.160.
başlamışlardır. Bu sırada işgal edilen yerlerdeki Türkler acımasızca öldürülmüşlerdir.
Bu sırada İbrail Muhafızı Abdi Paşa Dağıstanlı Ali Bey ve İşkodralı Mustafa Bey ‘in
kuvvetleri Kalas ‘ a değin ilerleyen Rus kuvvetlerini yenilgiye uğratarak Kalas’ ı
kurtarmışlardır. Daha sonra Abdi Paşa , Boğdan seraskerliğine atanmıştır. Dinyester
yenilgisi dolayısıyla Hotin Kalesi’ nin kaybı üzerine Vezir- i Azam Serdar Moldovancı
Ali Paşa görevden alınarak yerine Halil Paşa ( İvas Paşazade ) vezir – i azamlığa
getirilmiştir.(Aralık 1769)119
a)Kartal Savaşı
Ruslar Boğdan’ı aldıktan sonra Eflak ‘a Doğru yayılmaya başladılar. Kendilerine
Eflak ve Boğdan ahalisi tarafından da yardım ediliyordu.
Rus ordusunun yeni
başkumandanı Romanzof Hantepesi’nde karargah kurarak tahkimat yapıyordu .
Sadr- ı Azam Halil Paşa yeni Kırım Hanı Kaplan Giray ile Abdi Paşa’ yı
Boğdan‘ın istirdadı ile
vazifelendirilmiştir. Fakat Kırım Hanı ile Abdi Paşa’nın
harekatından casusları vasıtası ile haberi alan Rus Kumandanı ansızın yaptığı bir
baskınla Boğdan’ın geri alınması için hazırlanan kuvvetleri bozguna uğrattı. Bu baskın
ile düşmanın tahmin edilenden çok daha kuvvetli olduğunu ileri süren Abdi Paşa ile
Kırım Han’ ı Sadrazamın bizzat 60 bin kişilik bir ordu ile hareket etmesi gerektiğini
yazdılar .
Bunun üzerine derhal hareket eden sadrazam bir ay içinde orduyu kartal sahrasına
geçirdi120. Harekattan haberi olmayan sayısı 100 bin kişiden fazla olan Osmanlı
Ordusunu birden bire karşılarında bulan Rus kuvvetlerinin sol kanadına saldıran Kırım
Han’ ı onları kuşatmaya başladı.
Vaktiyle Prut savaşında Büyük Petro’ nun durumuna düşmek üzere olan
Romanzov , 18 bin kişilik bir kuvvetle beşer tabur halinde kare biçiminde mevzilenen
ordu savunma durumunda bulunuyordu. 5 saat süren bir savaştan sonra Rus kuvvetleri
yenilgiye uğratılmıştı. Bununla birlikte ani bir karşı saldırıya geçmiş , beklenmedik bu
Rus saldırısı ile düzensiz koskoca Osmanlı ordusu , karşı koyamayarak siperlere
kaçmaya başladılar . Böylece Kartal Ova’sında Debbağ köprüsü civarında yapılan
savaş sonrası galip durumdayken düzensizliği nedeniyle yenilgiye uğrayan Osmanlı
119) Yaşar Yücel,Ali Sevim,a.g.e.,s.49.
120) Mehmet Saray,a.g.e.,s.82 .
ordusu üçte biri ( 35 bin ) şehit olmuştur. 143 top ile 7 bin yiyecek maddeleri yüklü
araba düşman eline geçmiştir.121 Böylece Bender, İsmail , İbrail , Akkerman ve Kili
gibi kaleler Rusların eline geçti.
Baba Dağı’nda kışlamaya mecbur kalan Osmanlı ordusuna , Rus orduları
başkumandanı Romanzov tarafından sulh şartları yazılan bir mektup geldi. Ancak
Avusturya ve Prusya’ nın tavassut teklifleri yüzünden bu teşebbüs akamete uğradı 122.
3- Rusların Mora Harekatı ve Çeşme Faciası
Eflak ve Boğdan’da Osmanlı – Rus savaşları sürüp giderken Osmanlı Devleti’ni iç
sorunlarla meşgul etmeyi planlayan II . Katerina Mareşal Münih ‘ in tavsiyesiyle
Mora‘daki Ortodoks halkı kışkırtıp isyan ettirme kararı aldı . II . Katerina bu amaçla
Rus ordusunda topçu komutanlığı yapmakta olan Makedonyalı Mavro Mihal (
Papazoğlu )’i beraberinde İncil, kendi resmi ve haçlar olduğu halde , Mora ‘ya
gönderdi.123
Baltık’da hazırlanan Rus Donanması , İngiliz zabitlerinin
de yardımıyla
Akdeniz’e girmiş bulunuyordu . Bu durumu daha önceden istihbar eden Fransızlar
Osmanlı Devleti’ i ikaz etmişlerse de böyle bir harekete pek ihtimal vermemişti . Rus
donanmasının Amiral Kont
Aleksi Orlof ‘ un kumandasında fakat esasında İngiliz
General ‘i Elphinstone‘un sevk ve idaresinde mora sahillerine gelmesiyle Maina ve
civarı ahalisi isyana başladı. ( Mart 1770 ) 124
Mora ‘ da ayaklanmanın başlaması üzerine Osmanlı donanması Kaptan – ı Derya
Hüsamettin Paşa’nın komutasında Çanakkale Boğazı’ndan Ege Denizine açıldı .
Osmanlı donanmasının Mora yakınlarına gelmesi sonucunda Novarin Kalesinde
bulunan Aleksi Orlof isyancı başlılar Mavro Mihal ve Bennaki ile birlikte Navori
işgalden kurtulmuş Ruslarda Mora
‘dan tamamı ile çekilmişlerdir.(Haziran 1770
başları)
Mora isyanından ne Ruslar ne de Rumlar istediklerini bulamamışlardır. Ruslar
aldıkları havadise göre 100 bin Rum ‘un isyana hazır olduğunu zannediyorlardı .
Rumlar ise “mutlaka sizi kurtaracağız“ diye vaatlerde bulunan Ruslar vaatlerini
121) Yaşar Yücel,Ali Sevim,a.g.e.,s.50 .
122) Mücteba İlgürel,a.g.e.,s.160.
123) Yaşar Yücel,Ali Sevim,a.g.e.,s.51.
124) Mücteba İlgürel,a.g.e.,s.160-161.
tutmamakla itham ediyorlardı. Mora Seraskeri Muhsinzade Mehmet Paşa bütün asileri
temizleyerek isyanı bastırdı .
Osmanlı donanmasının gelmekte olduğu haberi üzerine denize açılan Orlof
donanmaya rastlayamayınca Atina ve Pire taraflarındaki Rumları isyana teşvik etti ise
de Mora ‘ da yüzüstü bırakılmalarına kızan Rumlar bu defa tahriklere kapılmadılar
125
.
Bu arada Osmanlı donanmasının Midilli Adasının güneyinde bulunduğunu öğrenen
Aleksi Orlof Türk donanmasını İstanbul’dan yardım almadan önce savaşa zorlamak
amacıyla harekete geçirerek Koyun Adaları önlerinde Osmanlı donanması ile
çarpışmalara girişti. ( Temmuz 1770 )126
6 Temmuz sabahı 2 donanma Sakız Boğazı’nın kuzeyinde Koyun Adaları
açıklarında karşılaştı. Türk ve Rus donanmaları derhal top ateşine başladılar. Bir Türk
ve Rus gemisi battı . Türk toplarının üstünlüğü karşısında Amiral Elphinstone geri
çekildi. Muharebe 4 saat sürmüştü. Batan Rus gemisi Amiral Spiridov‘la Başkumandan
Orlof‘un kardeşi Kont Fedor Orlof denizden güçlükle kurtarılmışlardı. Türkler ’den ise
Cezayirli Gazi Hasan Bey ‘in gemisi batmış ve Türk generali yüzerek hayatını
kurtarmıştı127. İki donanma karşılıklı durdukları halde alevlerden çekindikleri için
birbirine hücum etmeden harp sahasını terk ettiler .
Türk Donanması Çeşme Limanına çekildi . Fakat Çeşme Liman ‘ ı küçük olduğu
için neredeyse üst üste , sıkışık bir şekilde demirlenmişti. Yaralı olarak yatmakta olan
Hasan Paşa ( Cezayirli ) bunun mahzurunu kaptan paşaya bildirince o kıyılara top
yerleştirerek emniyet tedbiri aldığını merak etmemesini söylemişti. Savunmasız bir
limanın derinliğinde üst üste yığılmış 60 Osmanlı gemisinin ancak birkaç sıra halinde
dizilme suretiyle Orlof, talihinin kendisine sunduğu bu fırsatı kaçırmamıştır.
Üç ateş gemisini barut ve yanacak maddelerle doldurarak Amiral Grieg‘in
komutasında 4 geminin yedeğinde getirdi ve denizden esen rüzgarın etkisini terk ederek
Çeşme Körfezinin ağzından serbest bıraktı, ateş gemilerinden biri zamanından önce alev
aldı ve Osmanlılara tehlikeyi haber verdi. Üzerinden Adriyatik Denizi’nde korsanlığa
alışmış tayfalar bulunan öteki iki gemi Osmanlı gemilerinin ilk hattını oluşturan
gemilere yanaştı. Birkaç dakika içinde bitişik duran Osmanlı gemisi de ateş alarak
denizden esen rüzgarın itişi ile daha arkada duran gemilerin üzerine sürüklenmeye
125) Mehmet Saray,a.g.e.,s.85 .
126) Yaşar Yücel,Ali Sevim,a.g.e.,s.54 .
127) Yılmaz Öztuna,a.g.e.,s.58-59 .
başladı . Bir anda çeşme limanı alev alev yanan bir deniz görünümüne bürünmüştü .
Haykırışlar feryatlar arasında tayfalar ve leventler ya denize atlıyorlardı yada kayıklara
doluşarak kıyıya varmaya çalışıyorlardı.128
Facia İstanbul’ da duyulunca Hüsameddin Paşa azledildi. Asıl suçlunun Cafer Bey
olduğu teşhis edilemediği için Kaptan –ı Derya‘lık ona verildi.
Ruslar Çeşme zaferinden sonra Limni Adasını İşgal edip Kalesini Muhasara altına
aldılar. Hasan Paşa bunun üzerine Rusların üzerine yürümüş ve onları adadan
uzaklaştırmıştır. Bu başarısından dolayı Hasan Paşa “Gazi “ unvanını almış Kaptan – ı
Deryalığa getirilmiştir. Rus donanması Midilli , Rodos , Eğriboz
Adalarını
işgal
teşebbüsleri netice vermeyince Ege Denizini terk etmek zorunda kaldı . Diğer taraftan
Rusların Mısırda isyan halinde olan Bulut Kapan Ali Bey ‘ e Müzahereti Beyrut’u topa
tutup asker çıkarma teşebbüsü de akamete uğradı . Ruslar bilahare Ege Denizine dönüp
Bodrum İstanköy ve Sakız’ a asker çıkarmışlar fakat tutunamamışlardır. Ancak Sporad
Adaları’nda savaş sonuna kadar kalabilmişlerdir. 129
4. Ruslar’ın Kırım Harekatı
Osmanlı Hükümeti’nin Kırım hanlarını kendi valileri gibi tayin ve azledebilmesi,
Ruslar‘ın menfi faaliyetlerini, bilhassa bu istikamette geliştirmesine sebep oldu.
Ruslar, Kırım halkına Osmanlı aleyhtarı propaganda ve bağımsızlık taraftarı
kışkırtmalarda bulunuyordu . Bu da Kırım han ve ileri gelenlerin Osmanlı Devleti ‘ ne
ihanet etmelerine sebep olmuştur. Zemini hazırlayan Ruslar, 1771‘de 30 bin Rus, 60 bin
Nogay ve Kassak kuvveti ile birkaç koldan Kırım’a taarruza geçtiler. Kırım Hanı Selim
Giray‘ın yanlışlıkları Serasker İbrahim Paşa‘yı müşkül duruma düşürmüştü. Kırım
kuvvetleri stratejik önemi büyük olan Orkapı (Urkapı)‘yı müdafaa edemedikleri gibi,
halk da Rus propagandalarına aldanarak Rus kuvvetlerine kapıyı açtı. Böylece, bu
mühim kapı Ruslar‘ın eline geçti. Ayrıca , Ruslar , verdikleri sözde durmayarak Kırım‘a
girdikten sonra çocuk, yaşlı, kadın demeden katliamlara giriştiler. Halkın bir bölümünde
Anadolu ‘ ya geçmek için denize açıldı, ancak bunların bir bölümü de boğularak öldü .
Kırım Han‘ı Selim Giray ve kaçabilen halk İstanbul‘a gelmişti. Han tayin ettikleri
Şahin Giray, Osmanlı askerlerinin derhal çekilmesini isteyecek kadar ileri gitti . Kefe ,
128) Alphans Lamortine,a.g.e,s.885-886 .
129) Mücteba İlgürel,a.g.e.,s.162 .
Yeni Kale ve Kerç gibi müstahkem mevkileri ele geçiren Ruslar, yer yer görülen
direnmeleri de kırdılar.130
Kırım‘ın kısmen Rus himayesine girmesi dahilinde meydana gelen olaylar
esnasında sadarete Muhsin Zade Mehmet Paşa getirildi. ( 11 Aralık 1771 ) Vaktiyle
savaş aleyhtarı bir sadrazamın şimdi barış yanlısı olarak tekrar gelmesi ve padişahın da
artık barış yanlısı olması, üstelik Kırım’ı elde eden II. Katerina‘nın da barışı arzu
etmesi üzerine 6 aylık bir mütareke imzalandı. ( Mayıs 1772 )
5- Harbin Yeniden Başlaması
İki taraf arasında yapılan barış müzakereleri Kırım‘ın serbestisi maddesi yüzünden
kesildi . Fakat , Muhsin Zade Mehmet Paşa bu sırada mütarekeyi uzatmaya ve
müzakereleri tekrarlatmaya muvaffak oldu. Fakat , Ruslar‘ın Kırım‘ın istiklali
hususunda diretmeye devam etmeleri üzerine müzakere yeniden bozuldu.
Ruslar‘ın Kırım için bu kadar direnmelerinin Kırım‘ın işgaline bir mukaddime
teşkil ettiğini sezen Osmanlı elçileri müzakere mahallini terk etmişlerdi . Mütareke
müddetinin sona ermesiyle Ruslar , Tuna boyunda, Kırım, Kuban ve Gürcistan‘da
taarruzlara başladılar.
Bir anlık fırsattan yararlanarak alınmış olan tedbirler semeresini vermiş Rus
taarruzları muvaffakiyetle her cephede durdurulmuştur. Rus kuvvetleri Rusçuk ve
Silistre önünde büyük bir hezimete uğramışlar , Varna önünde ise bol miktarda
mühimmat bırakarak kaçmak zorunda kalmışlar. Rus kumandanı sulh yapmayı teklif
etmiş fakat bu kısa başarılarla ümide kapılan İstanbul’un talimatı üzerine reddedilmiştir.
Bunun üzerine Ruslar tekrar taarruza geçerek , Kozluca Cephesinde ordularımızı
yenmişler ve ilerlemeye başlamışlardır. Bunun üzerine zor durumda kalan Serdar- ı
Ekrem sulh teklifinde bulunmuş Rus mareşalde bu teklifi kabul etmiştir.
Bir müddet önce daha müsait şartlarda sulh yapmak mümkün iken şimdi daha ağır
şartlarla hem de itiraz etmeden sulh yapmak durumunda kalınışı ne kadar kötü bir
duruma düştüğümüzün en açık delili idi131. Aslında , Rusya’daki Don Kazaklarının
ayaklanması baş gösteren şiddetli veba salgını ve özellikle mali sıkıntıların artması
nedenleri ile Rus Hükümeti de bir an önce barış yapılmasını istemekte idi132. Ancak
130) Mücteba İlgürel,a.g.e.,s.162.
131) Mehmet Saray ,a.g.e.,s.91 .
132) Yaşar Yücel,Ali Sevim,a.g.e.,s.91.
barışı isteyen taraf Osmanlı olduğu için galip taraf Rusya olmuştu. Bu sırada Canik
mutasarrıfı Hacı Ali Paşa’nın Kırım‘ı kurtarmak üzere asker çıkarıp harekata girişmesi
de iki tarafın anlaşma kabulü ile yarım kalmıştır .
III. Mustafa döneminde ki Osmanlı – Rus savaşlarının bitimi ile Padişah III.
Mustafa ‘da vefat etmiştir. Bu sebeple antlaşma I. Abdulhamid‘in saltanatını henüz
başlarında olmuştur.
C. III. Mustafa’nın Ölümü Ve Şahsiyeti
III. Mustafa uzun bir süredir hastaydı . Karasu mağlubiyetini de duyunca bunun
üzüntüsü ile hastalığı daha da artmıştır. Bütün bunlara rağmen , bu haldeyken bile
devletin şeref ve haysiyetini kurtarmak amacıyla 1773 yazında bizzat ordunun başında
sefere çıkmak istedi.133 Ancak padişahın hareketi sağlık durumunun tamamen
düzelmesine kadar ertelendi 134.
Bu sırada Padişahın çok sevdiği Fokşan‘a murahhas olarak gönderilen Şeyh
Yasincizade vefat etti ve padişah buna çok üzüldü . Bazı batıl inançlara ve yıldız falına
kapılan padişah Yasincizade‘nin ölümünün kendi ölümünün yaklaştığına bir işaret
saydı. Eskiden II. Selim ve III. Murad’da öleceklerini anlamışlardı. III. Selim kendi
yaptırdığı bir hamamın yanmasını III. Murad ise saraydaki köşklerden birinin camları
kırılınca duyduğu şangırtılı bir gürültüyü ölümlerine işaret saymışlardı, öyle de olmuştu.
III. Mustafa 21 Ocak 1774 ‘ de bir Cuma günü öğle ezanı okunurken hayata
gözlerini yumdu .
III. Mustafa ilme ve alime önem veren ve alimleri himaye eden yenilik taraftarı bir
padişah olarak tarihe geçmiştir. Harem hayatından hoşlanmazdı . Askeri teftişlerde
bulunmak , ata binmek , avlanmak , mesire yerlerini gezmek onun en büyük zevkleriydi.
III. Mustafa ayrıca iyi kalpli cömert ve hayırsever bir şahsiyet olarak bilinmektedir. III.
Mustafa‘nın hayırla yad edilmesi gereken diğer bir özelliği de başlattığı ıslahat
çalışmalarının III. Selim ve II Mahmud‘a örnek teşkil etmiş olmasıdır. Onun en büyük
talihsizliği de saltanatın çok mücadeleli bir devre rastlamasıdır.135 Bütün saltanatı
boyunca memleket
işlerinin
133)Yaşar Yücel,Ali Sevim,a.g.e,s.63.
134)Joseph Van Hammer,a.g.e,s.521.
135)Mücteba İlgürel,a.g.e.,s.63-65.
düzelmesi
için boş
yere çırpınmış
durmuştur.
Muvaffakiyetsizliğinin sebebi olarak onda devlet adamı vasıflarının noksan olduğunu
göstermek doğru olmaz. Daha ziyade bunu devrin şartlarında aramak yerinde olur .
İstikbal hakkındaki bütün ümidini terbiyesine büyük bir ihtimam gösterdiği oğlu Selim’
e bağlamıştır. Ragıp Paşa’dan sonra kendisini de yardımcı olabilecek gerçek bir devlet
adamı bulamamış, bundan böyle kendi başına sevk ve idare ettiği devleti tek mesulü
olmakla beraber Rus harbine sokmakla Osmanlı tarihinin bir devrini kapamıştır.136
(Bkz.Harita 8)
VI . BÖLÜM
I . ABDÜLHAMİD DÖNEMİ ( 1774 – 1789 )
A-Tahta Geçişi ve İlk İcraatları
I.Abdülhamid, III. Ahmet ve Rabia Şermin Sultanın oğulları olup, 1725 senesinde
( 5 Recep 1137) doğmuş ve 21 Ocak 1774 ( 8 Zilkede 1187) ‘te büyük kardeşi III.
Mustafa‘ dan sonra tahta geçmiştir 137.
Osmanlı Devleti ‘ nin son derecede buhranlı döneminde saltanat tahtına çıkmıştır .
Devleri Rus savaşından en az bir zararla çıkarmayı amaçlayan yeni hükümdar, sarayda
geçirdiği uzun süre kapalı bir yaşam nedeniyle, bu ciddi devreyi olumlu bir sonuca
ulaştıracak yetiştirecek yeteneğe sahip değildi.138 Zaten artık ok yaydan çıkmış,
muahede görüşmelerine doğru adımlar atılıyordu. Küçük Kaynarca Muahedesi için
hazırlıklar tamamlanmıştı.
136)Bekir Sıtkı Baykal,a.g.e,s.708.
137)M. Cavit Baysun,”I.Abdülhamid” maddesi, İslam Ansiklopedisi,C.I,İstanbul 1964,s.73;Mücteba
İlgürel,a.g.e,s.166
138)Yaşar Yücel,Ali Sevim,a.g.e.,s.64.
B-Küçük Kaynarca Antlaşması
Çaresizlik içinde kalan Osmanlı Hükümeti murahhasları, sadaret kethüdası Ahmed
Resmi ve Reisülkütab İbrahim Münib efendiler, Ruslar‘ın tensib ettikleri Küçük
Kaynarca kasabasına gönderildiler. Rus murahhası General Rebnin idi. Müzakereler iki
günde ve iki celsede neticelenip, 28 madde olarak 17 Temmuz 1774 ‘te imza olundu.
Antlaşmanın en önemli maddeleri :
1- Kırım hanlığı, Kuban
ve Bucak Tatarları müstakil oluyordu. Din işlerinden
Halife‘nin makamına tabi bulunacaklardı.
2- Yenikle, Kılburunu Azak ve Kere Kaleleri Ruslar ‘ a bırakılıyor
3- Dinyeper( Özi ) ve Bum( Aksu )arasındaki arazi Ruslar ‘ a veriliyordu , Bum Nehri
sınır kabul ediliyordu.
4- Küçük ve Büyük Kabartan ülkesi Ruslar’a terk ediliyor. Ruslar‘da Beserabya, Eflak,
Boğdan, Akdeniz Adaları ve Gürcistan‘ı Osmanlı ‘ ya geri veriyorlardı.
5- İki ülke, sınırlarda serbestçe kale inşa edebileceklerdi.
6- Ruslar, İstanbul’da daimi elçi bulunduracaklardı.
7- İngiltere ve Fransa ‘ya verilen kapitülasyon imtiyazları Ruslar ‘a da verilecekti.
8- Rusya , Osmanlı ülkesinde münasip gördüğü şehirde konsolosluk açmakta serbest
olacaktı.
9- Ruslar, Osmanlı İmparatorluğu bünyesindeki Hristiyanlar‘ı himaye edeceklerdi.
10- Karadeniz ve Akdeniz ‘ serbest ticaret yapabileceklerdi.
11- Rus seferlerinin Eflak ve Boğdan hakkındaki müracaatları dikkate alınacaktı.
12- Osmanlı , Rusya ‘ ya üç sene içinde 15 bin kese akçe ( 7,5 Milyon kuruş harp
tazminatı ödeyecekti.139
13- Bab-ı Ali, milyonlarca Ortodoks tebasına en büyük şefkatle muamele edecekti. 140
Küçük Kaynarca Antlaşması’yla Rusya kati şekilde Karadeniz sahillerine uzanmış
ve çok geniş mümbit ve geniş arazi elde etmişti. Kırım Hanlığı‘nın Rusya‘ya katılması
için ilk adım atılmıştı. En önemli husus da, Rusya Ortodoks tebaayı himaye bahanesiyle
Osmanlı’nın iç işlerine karışmak imkanını elde etmişti.141 Ayrıca, Karadeniz ve
139)Süleyman Kocabaş,a.g.e.,s.138.
140)Yılmaz Öztuna,a.g.e.,s.366.
141)Akdes Nimet Kurat,a.g.e.,s.290-291.
Akdeniz‘de Rusya ‘ya serbest ticaret yapma hakkının verilmesi de “Boğazlar Meselesi“
adıyla anılan bir meselenin sarih olarak ortaya çıkmasına sebep oldu.142
1768 – 1774 Osmanlı – Rus Savaşı devlet otoritesini zayıflatmış ve bazı yerlerde
isyan hareketlerinin görülmesine sebep olmuştur.143 Ayrıca, Ruslar‘la yapılan bu
savaşlarda Osmanlı Devleti’nin düzen ve disiplinden yoksun toplama kuvvetlerle eğitim
ve disiplinli Avrupa ordularına karşı mücadele edemeyeceği anlaşıldığı için Avrupai
tarzda askeri ıslahat yapmasının son derecede zorunlu olacağı kesin dille ortaya
çıkarmıştır.144
C-Aynalı Kavak Tenkihnamesi
Her zamanki gibi yine Kırım konusu mesele teşkil etmiş ve iki ülke yine
durumuna gelmiştir. 4 Tatar ve 1 Rus ‘ dan oluşan bir heyetin İstanbul’ a gelip, “Şahin
Giray‘ın hanlığının onaylanması ” önerisini reddeden Osmanlı Hükümeti, halkın
istediği III. Selim Giray‘ın atayıp gönderdi. Böylece Kırım ‘ da biri Osmanlı ve halkın,
diğeri Rus yandaşı olmak üzere iki han olmuş oldu. Bu olay üzerine Ruslar Kırım ‘a
kuvvet gönderdi, meydana gelen çarpışmada galip gelen Ruslar oldu. III. Selim Giray,
Kırım‘ı terk etmek zorunda kaldı. (1778)
Bunun üzerine Kırım’ın kurtarılması amacıyla askeri hazırlıklar yapılmış aynı
zamanda diplomatik girişimlerde de bulunulmuş, ancak olumlu bir sonuç elde
edilmemiş ve donanmanın Karadeniz ‘ e açılması emri verilmişti. Ancak savaş göze
alınamadığından geri çekilmiş padişaha gerekçe olarak da antlaşma maddesine aykırı
olmasıydı. Bunun üzerine I.Abdülhamid, “Ruslar’ın Kırım’da kuvvet bulundurmalarının
anlaşmaya göre aykırı olduğunu bu durumda Osmanlı kuvvetlerinin de Kırım‘a
girebileceğini, buna engel oldukları takdirde asıl Ruslar‘ın barışı bozmuş olacaklarını
”Gazi Hasan ve Hacı Ali Paşalar ‘a bildirmiştir. Daha sonra Osmanlının savaşa
girmesini destekleyen Fransa‘dan “savaşa girilmeme hususunda aracı olmasını” istemiş,
böylece savaş istekleri birden bire sönüvermişti.145
İstanbul‘ daki Fransız elçisinin aracılık girişimleri sonucunda, Ruslar‘la
İstanbul‘da Haliç tersanesi yakındaki Aynalı kavak kasrında bir anlaşma yapıldı.(10
142)Süleyman Kocabaş,a.g.e.,s.141.
143)Mücteba İlgürel,a.g.e.,s.167.
144)Yaşar Yücel,Ali Sevim,a.g.e.,s.65.
145) Yaşar Yücel,Ali Sevim,a.g.e..,s.70.
Mart 1779) Küçük Kaynarca Antlaşması‘nın bazı maddeleri gözden geçirilip
değiştirilerek yeniden düzenlenen bu antlaşmaya göre :
1- Rusya , Romanya prensiplerinin tayinine karışmaktan vazgeçiyordu.
2- Padişah‘da Kırım hanlarını tayin hakkından feragat ediyordu.
3- Kırımlılar tarafından seçilecek olan han, padişahın bir itirazı bahis konusu olmaksızın
otomatik şekilde Osmanlı hükümdarı ve İslam Halifesi tarafından tasdik edilecekti.146
4- Ruslar, Kırımdan askerlerini çekecekler.147
5- Özü kırı otlakları Osmanlı ‘ ya bırakılıyordu.
6- Rusya, Eflak ve Boğdan Hıristiyanlarını himaye edecek bunlardan alınan vergi ağır
olmayacak
7- Rus ticaret gemileri, İngiliz ve Fransız ticaret gemileriyle eşit haklara sahip olacaktı.
Gemilerin
tonajı
400
tonu
geçmeyecek,
Osmanlı
tebasından
mürettebat
bulundurulmayacaktı.148
Bu antlaşmayla padişahın Kırım haklarından feragat etmesiyle Osmanlıların Kırım
üzerindeki sonuncu haklarından biri daha ortadan kaldırılmış oluyordu. Böylece Kırım
Hanı bağımsız bir duruma getirilmiş Osmanlı Hükümet, Şahin Giray’ın hanlığını
onaylamıştır.
D-Kırım‘ın İlhakı
Küçük Kaynarca ve akabinde imzalan Aynalı kavak antlaşmasıyla Kırım bağımsız
oldu. Rusya‘nın ilhakına açık hale getirildi. Avrupa devletleri içine düştüğü çıkmazları
gayet iyi takip eden Katerina, durumun kendileri için elverişli yola girdiğini görerek
Patemkin‘in emrine verdiği 70 bin kişilik bir Rus ordusu ile Kırım ‘ fiilen işgal
ettirdi.149 Osmanlı Hükümeti Aynalı kavak Tenkihnamesi’nin beşinci maddesine
istinaden Özi eyaletinin bir kısmına sahip çıktı. Bunun üzerine Şahin Giray Ruslar ‘ın
teşvik ve tahrikleriyle Osmanlı Hükümetine cephe aldı. Bu Sırada tamamen bir Rus
taraftarı olan Şahin Giray’ a kendi halkı isyan edince selameti Ruslar‘a sığınmakta
buldu.(1781) Fakat çok geçmeden Şahin Giray
II. Katerina‘nın Ukrayna valisi
Potomki‘nin yardımı ile Kırım‘a avdet etti.150 Çariçe‘ in 19 Nisanda imzaladığı halde
146)M. Cavit Baysun,a.g.e.,s.75.
147)Yılmaz Öztuna,a.g.e.,s. 373-374.
148)Süleyman Kocabaş,a.g.e.,s.143-144.
149)Mehmet Saray,a.g.e.,s.95.
150)Mücteba İlgürel,a.g.e.,s.170.
gizli tutulan Ukaz‘ı , II. Katerina’nın tahta geçmesini 21. yıldönümü olan 9 Temmuz
1983 günü bizzat Kırımlılar‘a okudu. Bu ferman ile Kırım bir eyalet şeklinde Rusya
İmparatorluğu’na katılıyordu.
Osmanlı cihan İmparatorluğun bile bir vilayet şeklinde ilhaka ve iç bağımsızlığını
kaldırmaya cesaret edemediği Kırım‘ın Ortodoks Rusya ‘ ya katılması büyük tepki
doğurdu. Prens Potemkim, bir iki ayda 30 binden fazla Kırım ileri gelenlerini
işkencelerle idam ettirerek bu tepkiye cevap verdi. Rusya’ dan ilk göçmenler getirip
Kırım‘a yerleşmeye başlandı. Kırım da 1,5 Milyon kadar Türk yaşıyordu. Ancak,
nüfusun bir çok bölümü öldürüldü veya göç ederken sefaletten öldü, kalan kısmı
Balkanlar‘a Anadolu‘ya gelip Osmanlı İmparatorluğu‘nun hemen her tarafına
yerleştirildi. Bir hamlede Kırım‘ın Türk nüfusu büyük bir kısmını kaybetmişti. Bugün
bilindiği gibi Kırım‘da Türk kalmamıştır.151
Ruslar‘ın Kırım‘ı ilhakı Osmanlı Devleti‘nin çöküşünde yeni bir merhale teşkil
etti. Ruslar Osmanlı için kuzeyde daha büyük tehdit unsuru haline geldiler. Bu sırada
Avusturya, Fransa ve İsveç‘in Rusya‘yı desteklemeleri sonradan pişmanlıklarına sebep
oldu. Çünkü Rusya‘nın büyüyüp tehlikeli rakipleri olmasını kolaylaştırdılar. İngiltere ve
Prusya, Kırım‘ın ilhakına kesin karşı idi. Fakat bunlarda pasif davranmaları sonucu,
Rusya ‘ yığ ilhak işinde cesaretlendirdiler.
Osmanlı Devleri güçsüzlüğü sebebiyle Kırım‘ın ilhakına ve burada yapılan
katliamlara seyirci kaldı. Olayları protesto bile edemedi. Osmanlı halkında ise galeyan
son safhada idi. Şimdiye kadar kaybedilen toprakların hiçbirisine Kırım kadar
üzünülmemişti. İlk defa ahalisinin büyük bölümü Türk ve tamamen Müslüman bir
toprak elden çıkarılıyordu.152 Kırım ebediyen kaybedilmişti. Bu neticeyi hazırlayan
amillerin başından Ruslar‘ın güneye inme politikalarında bitmek tükenmek bilmeyen
hırsları ve ülkenin bir kapı veya kilit durumunda olmasının bu hırsı daima kamçılamış
olmasıdır. İkinci amil Kırım Hanlar‘ının takip ettiği yanlış siyaset idi. Her şeyleri ile
Osmanlı tebası olduklarını söyledikleri zaman bile istiklal davasından vazgeçmemişler,
onun için de daima iki yüzlü davranmışlardır.
Kırım‘ın Ruslar tarafından ilhakından sonra Osmanlı – Rus münasebeti birkaç
senen gergin ve mütereddit devam etti. I. Abdülhamid‘in son senelerinde, sadarete Koca
Yusuf Paşa‘nın geçmesiyle işler değişti. Yeni vezir –i Azam Rusya ile harbi elzem
151)Yılmaz Öztuna,a.g.e.,s.375.
görüyor, İngiltere ve Prusya elçileri de Bab-ı Ali’yi Ruslar aleyhine tahrik ediyorlardı.
II. Katerina 1781‘den beri Avusturya ile müttefikti, Osmanlı Devleti‘nin talsimine
mütedair Avusturya İmparotoru III. Josef ile bir proje hazırlamıştı. “Rum Projesi“ adı
verilen bu projenin esasları hakkında İngiltere ve Prusya, Osmanlı Devleti‘ni tenvire
çalışıyorlardı. Nihayet, Çariçenin nümayişkar bir surette Kırım‘ı ziyaret edip Avusturya
İmparatoru ile mülakat etmesi de Bab-ı Ali artık tahammül edemedi.153 Yeni bir
Osmanlı – Rus harbini ufukta gören hükümet, Rus elçisine yedi maddelik bir ültimatom
vererek kati cevap istedi. Bir müddet sonra elçiden cevap çıkmayacağını anlayan
hükümet harbe karar verdi( 13 Ağustos 1787)154.
E-I. Abdülhamid ‘in Ölümü Ve Şahsiyeti
Özi kalesini kurtarmak için gösterilen gayretler boşa çıkmış, yardıma gönderilen
ince donanma da bir iş becerememişti. Cezayir‘li Hasan Paşa‘nın Donanmasının
galibiyeti ise peş peşe gelen mağlubiyetlere bir çare olmamıştı.155 Odessa yakınlarında
Özi Kalesi düştü (17 Aralık 1788), 80 bin kişilik ordusuyla kaleye giren Prens
Potemkim 25 bin Türk asker, sivil, kadın ve çocuğunu boğazladı. Bu tafsilatı anlatan
sadaret arizasını okuyan I. Abdülhamid‘e teessüründen elinden kağıt halde inme indi ve
birkaç gün sonra öldü 156( 28 Mart 1789 – 11 Recep 1203 )157.
I.Abdülhamid şehzadeliğinde kapalı bir hayat yaşamış olduğu için kendisiden
önemli işler beklenemezdi. Devri, Osmanlı Devleti‘nin kritik devirlerine isabet etmiş,
bu yüzden sadarete dirayetli bir vezir arayıp durmuştu. Kolayca tesir altında kalır veren,
dindar, halka karşı müşfik bir insandı. Ağutos1782‘de büyük İstanbul yangınında itfaiye
işlerinin bizzat başında bulunarak halkın sevgini kazanmıştı.
152)Süleyman Koacabaş,a.g.e.,s.146-147.
153) M. Cavit Baysun,a.g.e..,s.75.
154)Mücteba İlgürel,a.g.e.,s.171.
155) Mücteba İlgürel,a.g.e.,s.175.
156)Heyet,Osmanlı İmparatorluğu,Türk Ansiklopedisi,C.XXVI,Ankara 1977,s.108.
157)M. Cavit Baysun ,a.g.e.,s.75.
I.Abdülhamid devlet işleri ile yakından alakadar olur, her mesele hakkında
fikirlerini yazarak vezirlerine bildirirdi. Sadrazamlarının liyatkatlısı Halil Hamid Paşa ‘
dır.
I.Abdülhamid’in bazı hayratlarıda vardır. Beylerbeyi’nde validesi Rabia Sultan
namına bir cami ve mektep, Emirgan’da zevcelerinden Hümaşah Sultan ile oğlu
Mehmed
için
bir
camii
ile
çeşme
yaptırmıştır.
Ayrıca
Behçekapı’da
bir
imaret,sebil,kütüphane,türbe ve Medine’de bir Medrese yaptırmıştır.
VII.BÖLÜM
III.SELİM DÖNEMİ
A-Tahta Geçişi Ve İlk İcraatları
Osmanlı hanedanlarının 28.Hükümdarı olup, III.Mustafa’nın oğludur. 24 Aralık
1761(27 Cemaziyelevvel 1175-24 Kasım 1761)158 tarihinde İstanbul’da doğmuştur.
Annesinin adı Mihrişah Sultan’dır. Fransız İnkılabı zamanına tesadüf eden bu padişahın
saltanat devri, Türk kültür ve medeniyet tarihinde bir dönüm noktası teşkil eder.
III.Mustafa’nın oğlu III.Selim’in iyi bir tahsil görmesine itina etmiştir. XVIII.asrın
başlarında itibaren Osmanlı
İmparatorluğu’nda Islahat teşebbüsüne girişildiği
malumdur. Bir çok Türk müellifinin kanaatine göre, Selim’de ıslahat fikirlerini daha
genç yaşlarda babasının tesiriyle edinmiştir.159
158)Yavuz Bahadırlıoğlu,”III.Selim” maddesi,Osmanlı Padişahları Ansiklopedisi,C.III,İstanbul
1986,s.587.
159)A. Cevat Eren ,”III.Selim”maddesi,İslam Ansiklopedisi, C.X,İstanbul 1964,s.441.
I.Abdülhamid, 1789 ocağında Özi Kalesi’nin düşmesi üzerine, pek müteessir
olarak hastalanmış ve Nisan 1789’da vefat etmişti. Şimşirlik’teki harem dairesinde
bulunan III.Selim’e haber bildirilmiş ve muhteşem bir merasimle, III.Selim Osmanlı
tahtına cülus etmiştir. Selim’in tahta geçmesi İstanbul’da ve bütün imparatorluk
topraklarında sevinçle karşılandı, her tarafta şenlikler yapıldı.
1774 Kaynarca muahedesinden beri memlekette artan huzursuzluk ve 1788’den
beri Avusturya-Rusya’ya karşı savaşlarda başarısızlığın sebepleri yaşlanmış padişah
iradesizliğine hami olunmaktaydı. Selim’in tahta cülusu yabancı dost memleketlerde
ilgi ile karşılanmıştır.
III.Selim saltanatın ilk günlerinden itibaren 1788 baharından beri, Kafkasya ve
Rumeli’de Rusya ile Avusturya’ya karşı savaşan ordularının gücünü arttırmaya gayret
etti.
Tahta çıktığı sıralarda Özi ve Hotin gibi, mühim kaleler düşmanın eline
geçmiş,Avusturya’da bir koldan da Rus orduları ile birleşerek, Osmanlı kuvvetlerini
Kalas civarında tazyike başlamışlardı.
B-OSMANLI-RUS SAVAŞLARI
1-Savaş Dönemi
21 Temmuz 1774 tarihinde Perşembe günü “ebedi”kaydıyla akdedilen Küçük
Kaynarca sulhu gittikçe şiddetlenen mütemadi bir gerginlik devresi şeklinde 13 sene 23
gün sürdükten sonra nihayet 13 Ağustos 1787 Perşembe günü Osmanlı’nın Rusya’ya
harp ilanıyla sona ermiştir160. Osmanlı ordusu Şubat 1788’den itibaren İstanbul
yakınlarındaki Davut paşa ordugahında toplanmaya başlamıştı. Sadrazam Yusuf Paşa da
serdar-ı ekrem tayin edilmişti.!7 Mart 1788 tarihinde Padişah 1.Abdülhamit, adet
olduğu sürece sancak-ı Şerifi sadrazama teslim etmişti. Bu şekilde hazırlıklarını büyük
ölçüde tamamlayan Osmanlı ordusu 22 Mart 1788 tarihinde Edirne üzerinde cepheye
doğru hareket etti. Ordunun Edirne’ye varmasından sonra burada son tedbirler
alındı.Ordu iki ayrı cephede çarpışacağından görev bölümü yapıldı.Sadrazamla Serdar-ı
160)İsmail Hami Danişmend,a.g.e.,s.64.
Ekrem Yusuf Paşa’nın Avusturya Cephesi’ne gitmesine kara verildi.Rus Cephesi
komutanlığına da eski sadrazamlardan Şahin Ali Paşa tayin olundu.161
Bilindiği üzere Osmanlı-Rus-Avusturya savaşları 1.Abdülhamit döneminde
(1787),başlamıştır. 7 Nisan 1789’da
Abdülhamid’in ölmesi ile savaşlar, III.Selim
dönemine miras kalmış, bu dönemde de sürmüştür.
III.Selim’in padişah olduğu sıralarda, ilkbahar gelmiş olduğundan sefer zamanı da
başlamıştı.Bilindiği gibi daha önce, Özi Kalesi kuşatılmış, Rus Cephesinde başarısızlık
olmuş ordu Rusçuk’da kışlamıştı. 1788’in sonbahar aylarında Avusturya’ya karşı olan
üstünlük de kaybedilmişti.Nitekim 27 Nisan 1789 günü Serdar-ı Ekrem Rusçuk
sahasına çıkmıştır.
Bu arada Ruslar,Özi Kalesi’ni aldıktan sonra Bender’i kuşatmışlar ve Boğdan’a
yerleşmişlerdi Bir kısım Avusturya kuvveti de Bender’de bulunmaktaydı162.
Yeni Padişahın cülusuyla harp yeni bir heyecan kazandı.Yusuf Paşa sadaretten
azledilip, Vidin seraskerliğine nakledildi.,Sadr-ı azamlığa da, Avusturya cephelerinin
muzaffer kumandanı Kethüda Hasan Paşa getirildi. Yeni bir şevk ve heyecan içinde
hazırlıklar devam ederken Yer göğü kumandanı Kemankeş Mustafa Paşa’nın gafleti
yüzünden Rus ve Avusturya kuvvetlerinin baskısına uğrayarak Fokşani’de mağlup
olması ordunun maneviyatını yeniden bozdu. Bunun üzerine III.Selim, askerin gayretini
yükseltmek için onları teşvik edici ferman gönderdi.Ordu padişahın bu fermanını alınca
Fokşani
mağlubiyetinin
intikamını
almak
için
yemin
etti.163Ancak,yapılan
mücadelelerde galip gelen taraf yine Ruslar oldu. Ve yine Osmanlı askerlerinin
maneviyatı bozuldu.
Harbin başlangıcında,Osmanlı Devleti Rus taarruzlarına karşı yalnız kalmamak
için,keza Rus tehlikesi ile karşı karşıya olan İsveç’i müttefik olarak bulmuş,ancak iki
cephede birden savaşmak zorunda olması sebebiyle İsveç İttifakı istenildiği kadar
verimli olmamıştır.
Diğer taraftan,Avusturya ve Rusya’nın genişlemesini istemeyen Prusya,Osmanlı
Devleti’nin kuvvetli iki rakip karşında gerilemekte olmasından endişe duymaya
başlayarak Osmanlı Devleti’ne ittifak teklifinde bulundu164.Görüşmeler sonucunda 31
161)Rıfat Uçaral,Doğuştan Günümüze Büyük İslam Tarihi (Osmanlı Devleti ),C.II,İstanbul
1993,s.228-229.
162)Rifat Uçaral,a.g.e.,s.233.
163)Mehmet Saray,a.g.e.,s.99-100.
164)Mehmet Saray,ag.e.,s.100.
Ocak 790 günü Osmanlı-Prusya İttifak antlaşması imzalandı. Tamamı 5 madde olan bu
antlaşmaya göre165
1- Avusturya daha fazla ilerlemeyecek,Rusya da Tuna’nın beri tarafına geçmeyecekti.
Daha ileri gittikleri halde Prusya derhal harbe girecekti.
2- Osmanlılar’ın Avusturya ve Rusya ile sulh akdi Prusya’nın malumatı dahilinde
olacak ,bu sulhu Avusturya ve Rusya’dan biri,taraflardan birine saldırarak bozacak
olursa,her iki taraf bütün kuvvetleri ile diğerinin yardımına koşacaktı166
3- Osmanlı Devleti, Rusya ve Avusturya ile barış yapmadıkça Prusya’da savaşı
bırakmayacak,buna karşılık Prusya,İsveç ve Lehistan birlikte veya ayrı ayrı olarak
Avusturya ve Rusya ile barış yapmadıkça Osmanlı Devleti de barışa yanaşmayacaktı.
4- Osmanlı Devleti ile Prusya arasındaki 1761 ticaret antlaşması aynen yürürlükte
kalacak.
5-Bu antlaşmanın onaylı metinleri 5 ay içinde,mümkün olursa daha önce İstanbul’a teati
edilecekti167
Bu ittifakla Osmanlı Devleti,tarihinde ilk defa olarak, bir Hristiyan devlet ile
karşılık esasına göre bir antlaşma imzalamış oluyordu. Bu süratle Avrupa diplomasisine
ve ittifaklar dönemine giriyordu.
Prusya ile ittifak akdedildikten sonra ağır tekliflerle sulh teşebbüsünde bulunan
Avusturya ve Rusya’ya yüz verilmedi.Bu nazik devrede,bozulan nizam ve intizamı
düzeltebilecek yegane devlet adamı olan Serdar-ı azam Gazi Hasan Paşa’nın vefatı
büyük bir talihsizlik olmuştur.
Prusya ile yapılan ittifak sonucunda Prusya kralı Friedrich Wilhelm, Osmanlı
Devleti’nin düşmanlarını sulhe zorlamak için hudutlarına 150 bin asker sevk etti.Ve
bizzat ordusunun başına geçti.Yeni Avusturya imparatoru Leopold, Prusya’nın bu
tehdidinden korkarak,Osmanlı Devleti ile 4 Ağustos 1791’de Ziştovi Antlaşmasını
yapmak zorunda kaldı.Buna göre Avusturya, Belgrad dahil işgal ettiği bütün toprakları
Osmanlı’ya geri veriyordu168
Osmanlı Devleti, Avusturya ile savaşı bitirmekle her şeyden önce iki cepheli
savaştan kurtulmuş oldu ve bütün dikkatini Rusya cephesine topladı.Ancak bu arada
165) Rifat Uçarol,a.g.e.,s.237.
166) Mehmet Saray,a.g.e.,s.101.
167) Rifat Uçarol,a.g.e..,s.238.
168)Süleyman Kocabaş,a.g.e.,s.159.
İsveç,Osmanlı Devleti’ne haber dahi vermeden 1790 yılında Rusya ile anlaşmıştır.
Bunun üzerine Rusya da cephedeki kuvvetlerini Osmanlı sınırına kaydırmıştır. İsveç’e
verilen paralara rağmen, bu devletin yaptığı hareket İstanbul’da üzüntüye sebep
olmuştur.Bu durum karşısında da Osmanlı Devleti müttefiki olan Prusya’nın Rusya’ya
karşı savaş açmasını istemeğe başlamıştır169
Rusya’nın müttefiki Avusturya’nın harpten çekilmesi,Prusya’nın sulh için
Rusya’yı harple tehdidi yanında İngiltere de Rusya’yı Osmanlı lehine tehdit ediyordu.
III.Selim,tahta çıktığı andan itibaren Ruslara karşı başarı elde etmek için çalışmıştı.
Fakat denizlerde bazı galibiyetler elde edilmekle beraber, karada savaşlar Osmanlı
Devleti’nin aleyhine gelişiyordu. Koca Yusuf Paşa’nın yeniden sadrazamlığa getirilmesi
ile ümitlene Osmanlı, 9 Nisan 1791 de yapılan Maçin Muharebesi’nden sonra, artık yeni
bir zafer kazanma ümidini tamamen yitirmişti.
Son çarpışmadan sonra aracılık yapan devletler,ihtilale karşı Rus silahlarının
lüzumuna kani olan Fransa,İspanya ve Napoli’nin de desteklemeleri ile Bab-ı Ali’ye
nihayet fedakarlıkta bulunmayı kabul ettirdiler.170
Bu sıralarda Fransız ihtilalinin yayılmasından korkan Avrupa devletleri,bu
hareketi önlemek için Rusya’nın kendileri ile birlik olmalarını istemeleri üzerine,
II.Katerina da bir an önce Osmanlı Devleti ile barış yapmaya gayret gösterdi.171
2-Yaş Antlaşması
Son pürüzlerinde giderilmesi ile 31 Temmuz 1791’de bir barış mukaddematı ve
aynı
zamanda
8
aylık
bir
mütareke
yapıldı
ve
11
Ağustos’ta
galatide
imzalandı.172Ziştovi’de Avusturya ile sulh akdeden Osmanlı murahasları, Ruslar’la da
müsaraya memur edilerek Yaş kasabasına gönderildiler.Uzun süren müzakerelerden
(Kasım 1791-Ocak 1792),on üç madde ve bir hatime’den ibaret olan sulh antlaşması
kararlaştırıldı.(9 Ocak1792)173.Bu antlaşmaya göre:
1-1774 Kaynarca muahedesi,1779 Aynalı kavak Tenkihnamesi, 1783 ticaret
muahedesi,ve 1784’de Kırım ile Taman’ın ilhakı ve Kuban nehrinin hukuk tayini
hakkındaki muahedeler yürürlülükte kalacak.
169)Rifat Uçarol,a.g.e.,s.243.
170)Joseph Van Hammer,a.g.e.,s.100.
171)Rifat Uçarol,a.g.e.,s.244.
172)Joseph Van Hammer,a.g.e.,C.IX,s.100-101.
173)Mehmet Saray,a.g.e.,s.106.
2-Turla(Dinyester)’nın sol tarafındaki arazi Ruslar’a sağ tarafındaki Bender, Akkerman,
Kili, İsmail v.s. o tarafta Ruslar’ın işgal ettikleri kale ve şehirler Osmanlı’ya iade
edilecekti.
3-Harekat sahası olan Boğdan voyvodalığı hakkında,Kaynarca muahedesi ve bu
muahededen sonraki antlaşmalar
4- Kuban Kafkasya'daki iki devletin hududu teşkil edecek.
5-İki devletin daimi suretle sulh içinde yaşamalarını temin için Tiflis Gürcü Prensliğine
Çıldır Valileri tarafında taarruz olunmayacak.
6-Garb ocakları korsanlarına karşı Rus ticaret gemileri muhafaza ve vuku bulan zararlar
ocaklarca tazmin ettirilecek174.
7-Bu antlaşma beş hafta içinde,mümkün olursa daha kısa zamanda iki devletin
hükümdarı tarafından onaylanacaktı.175
3-Savaşın Sonuçları
Görüldüğü gibi, 1787 yılında Osmanlı Devleti’nin Kırım’ı yeniden ele geçirmek
üzere Rusya’ya savaş ilan etmesiyle başlayan 1787-1791-1792 Osmanlı-RusyaAvusturya Savaşı, dört yıl sürmüş ve Osmanlı Devleti’nin yenilmesi ile sona ermiştir.
1787-92 Osmanlı-Rus harbi, daha çok Osmanlı’nın aleyhine oldu.Bu durumu
Osmanlı Devleti kendi eliyle hazırladı. Kırım’ı geri alma sevdasıyla böyle büyük bir
gaileye sevketmenin akıl karı olmadığı şüpheden uzak değildir. Çünkü, ordu harbe
hazırlıksız girmişti. Kırım’ı kurtaralım derken, koskoca Özi eyaletini kaybettik. Ayrıca
bu harpte maddi kayıplar bir tarafa ,330 bin şehit verildi.176
Antlaşmanın onaylanmasından sonra Osmanlı hükümeti Mustafa Rasih Efendi’yi
büyük elçi olarak Rusya’ya Rus hükümeti de Mareşal Kufuzof’u elçi olarak İstanbul’a
göndermişlerdir. Böylece,savaş sonrası Osmanlı ordusu İstanbul’a dönmüştür.(3 Nisan
1792)177
174)Mehmet Saray ,a.g.e.,s.107.
175)Rifat Uçarol,a.g.e.,s.244.
176)Süleyman Kocabaş,a.g.e.,s.163.
177)Ali Sevim, Yaşar Yücel,a.g.e., s.128.
Ruslar,bu harpten azda olsa yeni kazançlar sağlamış, fakat müttefiki Avusturya ile
hazırladığı Grek projesini gerçekleştirememiş,buna mukabil Osmanlı Devleti’ne iki
cephede birden yıllar yılı uğraştırmakla ızdıraplarının daha çoğalmasına sebep
olmuştur178.
Osmanlı, Rus baskısına son vermek için harbe girmişti.Ancak Rus baskısı ve tesiri
daha belirgin bir duruma geldi.Ruslar daha güneye indiler,Avusturya’da balkanlara
biraz daha sokuldu.Bunlarda Osmanlı Devleti için bundan böyle balkanlarda yeni
problemlerin başlangıcı oldu.
Diğer taraftan bu savaş, Osmanlı Devleti’nin kuvvetinin iyice azaldığını açık
olarak ortaya çıkarmıştır.Bunun kabul edilmesidir ki Osmanlı’ları tarihlerinde ilk defa
olarak Avrupalı Hristiyan Devletlerin yani yabancıların yardımı aramaya sevk
etmiştir.Bu da onu diplomasi alnında dışa açılmaya yöneltmiştir.Nitekim bundan böyle
Osmanlı Devleti,varlığının devamı için Avrupa Devletleri arası ilişkilerden yararlanma
siyasetine ağırlık vermeye başlamıştır.Ancak sadece bu siyasetle devletin geleceğe
güvenle bakmasının yeterli olmayacağı anlaşılmıştır.Bu bakımdan sona eren 17871791,1792 savaşı, Osmanlı Devleti’nin kuvvetlendirmek üzere daha önce yapılanlardan
daha geniş kapsamlı ıslahatların gerçekleştirilmesini düşünülmeye başlanmasına sebep
olmuştur.179(bkz.harita 10)
C-Rusya İle İlk İttifak
Devletler arasında dostluklar ve düşmanlıklar ebedi değildir.Milli menfaatlerin
gerektirdiği hallerde bunlar yer değiştirebilir.Yaklaşık olarak bir buçuk asırdan
beri,birbirleriyle devamlı mücadele eden Osmanlı ile Rusya’nın XIX.asrın başında
birden bire müttefik oluşları ilk bakışta yadırganabilir.İki ülkeyi birbirine yaklaştıran I.
Napolyon tehlikesi olmuştur.180
Osmanlı-Rus yakınlaşmasında ilk adımı Ruslar attı. III.Selim, ezeli düşmanın bu
yakınlaşma isteğini önceleri ne ret nede kabul etmiştir.Fakat Fransız’ların Malta’dan
sonra Mora’ya da asker çıkarmaya kalkmaları üzerine daha önce hazır bekleyen Rus
178)Mehmet Saray ,a.g.e.,s.107.
179)Rifat Uçarol,a.g.e.,s.245.
180)Süleyman Kocabaş,a.g.e.,s.166.
donanmasının yardım bahanesi ile Boğazlar’a girmesine müsaade etmekle, OsmanlıRus ittifakı bir emrivaki haline gelmiştir181.
Rus elçisi Vasili Tamara ile İsmet Bey ve İngiliz elçisinin de katılımıyla ittifak
antlaşmasının şartları üzerine çalışmalar yaptılar.Nihayet, 23 Aralık 1798’de Rus elçisi
ile Osmanlı temsilcisinin tespit ettiği Osmanlı-Rus ittifakı imzalanmıştır.Birisi açık
diğeri gizli iki bölümden oluşan 14 maddelik bu ittifakın açık hükümleri özetle
şöyledir:
1- Osmanlı ve Rusya Devletleri birbirlerinin toprak bütünlüklerinin aynen korunması
hususunda güvence vermişlerdir.
2- Ruslar,Fransa’nın Mısır’ı işgalinden önceki Osmanlı sınırlarını aynen kabul etmiştir.
3- Her iki devletten birine bir saldırıda bulunulacak olursa her iki tarafın çıkarları göz
önüne alınarak ortak hareket edecekler,her iki devlet birbirlerine kara,deniz birlikleriyle
yada para yardımında bulunacaklardır.Ancak yardım şekli,iki devlet arasında yapılacak
görüşmelerle belirlenecektir,askeri yardım gönderen taraf bütün masrafları da
üstlenecektir.Bu,Rusların isteği ile kabul edilmiştir.
4- İki devlet,bu anlaşmayı,kendi sınırlarına genişletmek amacıyla yapmadıkları için
İngiltere,Prusya ve Avusturya devletlerinin de bu ittifaka katılmakta serbest
olacaklardır.
5-Bu anlaşma,8 yıl süre ile yürürlükte kalacaktır.
23 maddeden oluşan antlaşmanın gizli maddeleri ise şöyledir:
1- Rusya,12 savaş gemisinde oluşan bir donanma ile Osmanlı Devletine yardım
edecek,bu donanmanın Akdeniz’e geçmesine izin verilecek Osmanlı donanmasının da
katılacağı bu donanma Fransızların Akdeniz’deki yayılma hareketlerine engel olacak ve
Fransız ticaret gemilerini batıracaklardır.
2- Her iki devlet,Karadeniz’i kapalı deniz olarak tanıyacaklar,buraya girme girişiminde
bulunacak olan yabancı devletlere ait gemilere bütün kuvvetleri ile karşı koyacaklardır.
3- Rusya,Fransızlar’ın Osmanlı ülkesine yeniden saldırıya geçtikleri,yada Osmanlı
tebasını ayaklandırmayı başardıkları takdirde,bütün mühimmatı ile birlikte 80 bin kişilik
bir kuvvet ile yardımda bulunacaktı.
181)Rifat Uçarol,a.g.e.,s.243.
4- Bu antlaşmanın Fransa'ya karşı yapıldığı hususu iki tarafın onayıyla, Fransa ile
savaşa girecek başka bir devlete bildirilecektir.182
5-Taraflarda biri diğerinin gelemeyeceği kadar uzaklarda harp ediyorsa,asker yerine
para yardımı yapılacaktır.183
Yukarıda özetle belirtilmiş olan bu antlaşmayla Osmanlı ile Rusya arasında
karşılıklı yardıma dayanan bir ittifak oluşturulmuştur. Osmanlı Devleti tarihinde çok
önemli bir yeri olan bu antlaşmayı yapmadan önce,bu tür uluslararası bir ittifaka
girmemiş ve Avrupa devletlerine karşı daima yalnız kalma siyasetini uygulamıştır.Bu
ittifakın kabulüne kadar geçen dönemlerde Osmanlı ve Rus devletleri,birbirleriyle
sürekli savaşlar yapmışlardı.184Ancak şu da bir gerçektir ki
bu ittifak,iki devletin
birbirlerine karşı öteden beri beslendikleri duygulardan vazgeçmelerinin ifadesi
olmayıp,hadiselerin doğurduğu zorunlu bir netice idi185.
Yapılan Rus ittifak antlaşmasıyla Rus harp filosu ilk defa boğazlardan geçerek
Akdeniz'e açılma imkanı buldu.Rusya’nın bu antlaşmayla geçici olarak elde ettiği ve
tarihi emellerini gerçekleştiren bu imkanı kalıcı bir hak haline getirmek istemesi,bundan
sonraki Rus politikasının ana hedeflerinde birini teşkil edecek ve “Boğazlar meselesi”
böylece gündeme gelmiş olacaktır. Osmanlı-Rus ittifakı bu zamana kadar yalnızca savaş
meydanlarında karşılaşan iki devlet kuvvetlerinin –hedefler farklı dahi olsa – müşterek
düşman
karşısında
faaliyette
bulunmalarının
örneklerinden
ilkini
sergilemesi
bakımından da önem taşımaktadır.186
Yukarıda da değindiğimiz gibi Rusya’yla dostluk uzun süreli olmadı.Çok
geçmeden Osmanlı Devleti, ittifak ettiği İngilizler’in Akdeniz’deki harekatından,
Ruslar’ında Hristiyan teba arasındaki yaptığı propagandalardan, her iki devletin ve
hususiyle Rusya’nın eski emellerinden vazgeçmeyeceğini anlamıştır.Birazda Mısır’dan
uzaklaşan
Napolyon’un
dostluk
tezahürlerine
dayanamayarak
Fransa
tarafına
mezletmeye başladı.Böylece 25 Temmuz 1802’de yapılan Paris Antlaşması ile iki
devlet
arasında,
Mısır’ı
işgal
ile
başlayan
düşmanlık
resmen
sona
ermiş
oluyordu.(Bkz.harita 12)
182)Ali Sevim ,Yaşar Yücel,a.g.e.,s.138.
183)Mehmet Saray ,a.g.e.,s.109.
184) Ali Sevim ,Yaşar Yücel,a.g.e.,s.138.
185) Mehmet Saray ,a.g.e.,s.109.
186)Kemal Beydilli,”Küçük Kaynarca’dan Yıkılışa”,Osmanlı Devlet Tarihi(IRCICA),C.I,İstanbul
1999, s.75.
Anlaşıldığı üzere Rusya’yla mücadele her zaman zinde kamış,yeni yüzyılda da
naklolmuştur.Temelini Rusya’nın Osmanlı aleyhine çalışması ve toprak bütünlüğünü
tehdit etmesi olan siyaset, zaten barış ortamını aratmaya yetmiştir.
D-III.Selim’in Yaptığı Düzenlemeler
III.Selim iyi bir eğitim ve öğretim görmüş,şehzadeliğinde oldukça serbest bir
hayat yaşamış, daha o zamanlar Avrupa Devletlerinin siyasetlerini,idari ve asker
teşkilatlarını öğrenmeye merak sarmış,memleketin iç meseleleriyle alakalanmış, ileri
görüşlü bazı yakın adamlarının da teşvik ve telkinleriyle ıslahat ve yenilik taraftarı
olmuştur.Bunun için itimat ettiği devlet ricalinin fikirlerini alarak ticari,siyasi ve askeri
alanlarda yapılacak ıslahatların geniş bir planı yapılarak işe başlanıldı.187
III.Selim dönemindeki yenilikleri ana başlıklar halinde şöyle sıralayabiliriz.
1- Nizam-ı Cedid, III.Selim’in yaptığı ıslahatların tümüne denmektedir. III.Selim büyük
bir reform hareketine girmiş ve bunlar tarihte Nizam-ı Cedid adı altında toplanmıştır.
2- Nizam-ı Cedid Ordusu ve finansmanı olarak İrad-i Cedid Hazinesi kuruldu.
3- Osmanlı ordusunun teknik sınıfını teşkil eden Humbaracı,Lağımcı,Topçu ocakları
ıslah edildi.
4- Avrupa kentlerinin başkentlerinde ilk daimi elçilikler kuruldu.
5- Mühendishane-i Bahri Hümayun(Deniz Mühendishanesi) ıslah edildi.
6- Mühendishane-i Berri Hümayun(Kara Mühendishanesi) okulu açıldı.188
7- Tımar ve zeamet usulleri yeni kanunlarla düzenlenerek bunların açıkta olanlarının
(mahlul)gelirleri devlet hazinesine aktarıldı189.
8- Uzun zamandan beri terk edişmiş olan meşveret usulünün canlandırılması ve
kurumsallaştırılması sağlanmıştır.190
9- Yapacağı yenilikler için rapor hazırlattı
10- Anadolu ve Rumeli'deki Eyaletleri tekrar düzenledi.
11- Matbaa-i Amire adıyla devlet matbaası kurdu.
12- Fransızca dili devletin ilk resmi yabancı dili oldu.
187)F. Çetin Derin,a.g.e.,s.486.
188)Rifat Uçarol,a.g.e.,s.330-335.
189)Kemal Beydilli ,a.g.e.,s.74-75.
190)Heyet, Ana Britanicca,C.XVII,s.220.
E-III.Selim’in Ölümü Ve Şahsiyeti
Asilerin faaliyetleri neticesinde padişah zor durumda kalmıştır.Öyle ki yenilikçi
aleyhtarı asiler Padişahın hali için Şeyhülislam Ataullah Efendi’den fetva aldılar.
III.Selim
büyük
bir
üzüntü
ile
böyle
asi
tebaanın
padişah
ve
halifesi
olmaktansa,olmamak daha iyidir diyerek padişahlıktan çekildiğini bildirdi.Bu suretle 29
Mayıs1807 günü III.Selim tahtan çekildi.Yerine IV.Mustafa
(1807-1808) padişah
oldu.Aynı zamanda da Nizam-ı Cedid sona erdi.191
Alemdar Mustafa Paşa yanına sığınan reformcuların etkisiyle harekete geçmiş ve
yeni padişah (IV.Mustafa)’a yardım etmek görüntüsüyle İstanbul’a gelmiş.Ancak, bu
hareketin III.Selim’i tekrar tahta çıkartma amacı taşıdığını gören IV.Mustafa tahtını
sağlamlaştırmak için çok denenmiş bir usule başvurarak amcası eski sultan ve
hanedanın son ferdi olan kardeşi Mahmud’un öldürülmesine müsaade etmiştir.192Ancak
zorla
savaşa
giren
Alemdar
Mustafa
Paşa
biraz
geç
kalmıştır.III.Selim
öldürülmüştür.Mahmud ise hafif yaralı olarak kurtarılmıştır.(28 Temmuz 1808).Böylece
Osmanlı tahtında II.Mahmud dönemi başlamıştır.(1808-1839)
Nizam-ı Cedid Sekban-ı Cedid altında ihya edilmiş, mürtecilerden temizlenmiş,
III.Selim’in şehit edilmesi olayıyla en uzaktan ilgili olanlar dahil (bin kişiye
yakın)tamamı idam edilmiştir.23 Yaşındaki II.Mahmud, çocuğu olmayan III.Selim
tarafından oğlu gibi en büyük ihtişam ve sevgiyle büyütülmüştür.III.Selim’in bütün
fikirlerinin varisidir.193
III.Selim’in defni, II.Mahmud’un tahta cülusunun ertesi günü yapıldı.Selim’in
cenazesi büyük bir törenle kaldırıldı.Babasının inşa ettirdiği Laleli Camii yakındaki
türbesine defn olundu.Selim’in ölümü bütün memlekette büyük teessür yarattı.
Osmanlı padişahları arasında III.Selim, ihtilal sonunda öldürülen ikinci padişahtır. Şair,
edip
musikişinas,Avrupa
medeniyetini
takdir
eden
vatansever
ve
devletin
yükselmesinde büyük gayretler sarf eden bu padişahın ölümü devlet ve memleketin
büyük bir buhran içinde kalmasına yol açacaktı.
191)Rifat Uçarol,a.g.e.,s.345.
192)Kemal Beydilli,a.g.e.,s.81.
193) Heyet ,Osmanlı İmparatorluğu,Türk Ansiklopedisi,C.XXVI,Ankara 1977,s.108.
SONUÇ
XVIII.yy. Osmanlı-Rus münasebetleri çerçevesinde olayları neticelendirmeden
önce iki devlet arasındaki ilkleri hatırlamakta fayda görüyorum:İlk Osmanlı-Rus
ilişkileri 1492 yılında Moskova Krezi’nin bir elçilik heyetinin İstanbul’a göndermesiyle
başlamıştır. İlk Osmanlı-Rus çarpışması 1569’da Ejderhan Seferiyle vuku bulmuştur.İlk
Osmanlı-Rus barışı da 1681’de akdolunan Bahçesaray Antlaşmasıdır.
Osmanlı-Rus ilişkilerinin en yoğun yaşandığı dönem şüphesiz XVIII. yy’dır.
Osmanlı İmparatorluğunun gerileme dönemini de teşkil eden bu yüzyıl,Rusların
emellerini gerçekleştirmede her şeyi göze aldıkları kendilerinin iyi olduğu her durumda
hiçbir şekilde savaşmaktan kaçınmadıkları, ancak zayıf oldukları dönemlerde de
Osmanlı’yla barış halinde yaşayıp Osmanlı’dan gelebilecek muhtemel tehlikelerden
kendilerini esirgedikleri bir dönem olmuştur.Yani iki devlet ilişkisi Rusya’nın tavrına
göre belirleniyor.Rusya uslu durduğunda ilişkiler iyi,atağa kalktığında ilişkiler kötü
olmuştur. Osmanlı ise bu muhtemel durumlar karşısında adeta savunma yapmaktaydı.
Rusya, XVIII. yy’a gelinceye değin,iki önemli politika gütmekteydi,bu doğrultuda
hareket ediyordu.Bunlardan birincisi, Osmanlı İmparatorluğu’yla diplomatik ilişkide
bulunmak ikincisi ise ,Karadeniz’e ulaşmak.Nihayetinde bu iki isteğine kavuşma pek
gecikmedi ve 1700 İstanbul Antlaşması’yla hem diplomatik ilişkiler kurdu hem de
Azak’ı alarak Karadeniz’e olta attı.Bundan sonra ise hedeflerini daha büyük tuttu Ve
Osmanlı Devleti aleyhine her şekilde gelişme ve genişlemeyi kendine ideal edindi.Zaten
XVIII.yy. Osmanlı-Rus ilişkilerine baktığımızda şu husus dikkat çekicidir.Rusya
Karadeniz’e yani güneye inmek istemektedir. Osmanlı ise Rusya’ya karşı toprak
bütünlüğünü korumaya ve Rusya’nın güneye inmesine mani olmaya çalışmaktadır.
Rusya özellikle Çar Petro(deli) döneminde Osmanlı Devletine karşı politikasının
stratejisini
belirlemiştir.Bunu
Petro’nun
vasiyetnamesinde
de
görmekteyiz.Bu
vasiyetnameyle Petro haleflerinin de kendisi gibi düşünmesini sağlamış ve Osmanlı’ya
karşı Rusya’nın çizgisini belirlemiş .Öyle ki, sırf bu yüzden Osmanlı bir çok kez birden
fazla cephede savaşmak zorunda kalmıştır. Osmanlı’nın gerilemesinde daha sonra da
yıkılma dönemine girmesinin de Rus yayılmacılığı en büyük amil olmuştur.
1711,1739,1768,1792 Savaşları bunun en büyük kanıtı olmuş bu yüzyıl boyunca
Osmanlı Devleti nerdeyse her zaman savaşmak zorunda kalmış buda devleti ekonomik
ve siyasi anlamda çökertmiştir.
Öyle ki bu yüzyılda Rusya’yla meydana gelen savaşlar neticesinde imzalanan
antlaşmalar , Osmanlı’nın yıkılışına kadar kendisini zor durumda bırakacak maddeleri
içermekteydi.”Boğazlar Meselesi”, “Ermeni Meselesi” bunlardan en ciddi olanlarıdır.
Rusya’nın XVIII. yy. dış politikamıza baktığımızda iki önemli idealist yayılış
göze çarpmaktadır.Bunlardan birincisi Baltık Denizine ulaşmak ,ikincisi ise
Karadeniz’in kuzeyini ele geçirerek sıcak sulara inmekti.Rusya’yı bu gayeye zorlayan
sebep ise coğrafi imkansızlıkların dışında,Baltık Denizi’nin bir İsveç gölü, Karadeniz’in
ise bir Türk gölü haline gelmesi ve kendisinin kuzey soğuk kara parçasına hapis
olunmasıydı.
Neticede Rusya XVIII.yy. başlarında yayılmacı hedeflerinden Baltık Denizi
kıyılarına
yerleşmeyi
gerçekleştirmiştir.
Fakat
Karadeniz’e
yerleşmeyi
henüz
başaramamıştır.Bundan sonrada hedef olarak sürekli buna yönelmiştir ve aşamalarda
maalesef bunu da gerçekleştirmiştir.
Rusya,XVIII. yy başlarından itibaren Osmanlı İmparatorluğunun zayıflamasından
yararlanarak önce Karadeniz’in kuzeyini ele geçirmek sonrada Kafkaslar’a, Boğazlar’a
ve Balkanlara kısacası, Osmanlı sınırlarını zorlayarak güney siyasetini uygulamaya
başlamıştır.Bunu da Osmanlı sınırları içindeki Ortodoksları korumak adı altında
yapmıştır.
1774 Küçük Kaynarca ve 1792 Yaş Antlaşmalarıyla Osmanlı Rusya karşısında
gerilemiş Rusya ise emellerinin birçoğunu gerçekleştirmiştir.Kırım’ı ilhak etmiş
Karadeniz’e inmiş,Ortodoksların korumacılığını üstlenerek Osmanlı’nın iç işlerine
müdahale imkanı bulmuş Akdeniz ve Karadeniz’de ticaret yapma imtiyazını elde
etmiştir.
Anlaşıldığı üzere XVIII. yy. Osmanlı İmparatorluğu için bir felaket yüzyılı
olmuş, ekonomik açıdan çökmüş, ordusu yorgun düşmüş ve Avrupa ordularına karşı
teknolojik ve diğer bakımlardan geri kalmış, yetenekli idarecilerini kaybetmiş yerine
yenilerini yetiştirememiş,yani idari açıdan pasifleşmiş ve bunların sonucunda artık
kendi ayakları üzerinde duramaz hale gelmiştir.Öyle ki batılı devletlerden yardım ister
himaye görür duruma düşmüştür.
Rusların sistematik idari-idealist politikası hedefine ulaşmış, doğunun ve dünyanın
en büyük devleti yorgun düşmüş, daha sonraki yüzyıllarda hasta adam muamelesi
görecek bir hale gelmiştir.
Osmanlı’nın bu durumuna karşı Rusya gelişmiş İngiltere,Fransa,Almanya gibi
büyük
devletler
arasında
yerini
almıştır.Bu
yükselişinde
Osmanlı’ya
borçlu
kalmıştır.Çünkü Osmanlı’nın zayıf bulunduğu her durumu değerlendirmiş kendi lehinde
menfaat bulmuş, Osmanlı’nın güçlü göründüğü dönemlerde de hemen dost
olmuştur.Zira, büyük tarihçilerin dediği gibi dost göründüğünde de düşman olduğundan
daha zararlı olmuştur.
BİBLİYOGRAFYA
-AKTEPE, M. Münir, ”I.Mahmut” maddesi, İslam Ansiklopedisi C.VII, İstanbul1964.
-ALDERSON, ”II.Mustafa” maddesi, İslam Ansiklopedisi, C.XVII, İstanbul1964.
-BAHADIROĞLU, Yavuz, ”III.Selim”maddesi, Osmanlı Padişahları
Ansiklopedisi, C.III, İstanbul 1986.
-BAYKAL, Bekir Sıtkı “III.Mustafa”maddesi, İslam Ansiklopedisi, C.VIII, İstanbul
1964.
-BAYSUN, M.Cavit, “I.Abdülhamid” maddesi, İslam Ansiklopedisi, C.I, İstanbul
1964.
-BEYDİLİ, Kemal, “Küçük Kaynarcadan Yıkılışa”, Osmanlı Devleti Tarihi(Ircıca),
C.I, İstanbul.
-DANIŞMAN, Zuhuri, Osmanlı İmparatorluğu Tarihi, C.X, İstanbul 1965.
-DANİŞMEND, İsmail Hami, İzahlı Osmanlı Tarihi Kronolojisi, C.IV, İstanbul.
-DERİN, F.Çetin,Türk Dünyası EL Kitabı (Coğrafya-Tarih),C.I, Ankara .
-EMECEN, Feridun, ”Kuruluştan Küçük Kaynarcaya”, Osmanlı Devleti
Tarihi(Ircıca), C.I, İstanbul 1999.
-ERENA,Cevat; “III.Selim” maddesi, İslam Ansiklopedisi, C.X, İstanbul 1964.
-Genelkurmay Askeri Tarih ve Stratejik Etüt (ATASE)Başkanlığı, Osmanlı
Tarihi(Prut Savaşı 1711), Ankara 1981.
-HAMMER, Joseph Van, Büyük Osmanlı Tarihi, C.VII,VIII,IX.
-HEYET, Ana Britanicca, C.XVII..
-HEYET, Mufassal Osmanlı Tarihi, C.V, İstanbul 1971.
-HEYET, ”Osmanlı İmparatorluğu”,Türk Ansiklopedisi,C.XXVI, Ankara 1971.
-İLGÜREL, Mücteba, “II.Mustafa” maddesi,Doğuştan Günümüze Büyük İslam
Tarihi, C.II, İstanbul 1993.
-KARAL, Enver Ziya, ”III.Ahmed” maddesi, İslam Ansiklopedisi, C.I, İstanbul1964.
-KIREEV, Nikolay.G, “XVIII.yy. Ortalarında Karadeniz’de Türk-Rus İlişkilerinin
Kurulması”, Türk-Rus İlişkilerinde 500 yıl, Ankara 1992.
-KOCABAŞ, Süleyman, Tarihte Türk-Rus Mücadelesi, İstanbul 1989.
-KURAT, Akdes Nimet, Rusya Tarihi, Ankara 1993.
-LAMARTİNE, Alphanse, Osmanlı Tarihi, C.II.
-ORESHKOVA, Svetlana F, ”1683-1737 yılları arasında Rus-Türk İlişkileri”, TürkRus İlişkilerinde 500 yıl, Ankara 1992.
-ÖZTUNA, Yılmaz, Başlangıçtan Zamanımıza Kadar Büyük Türkiye Tarihi, C.V,
İstanbul 1978.
-ÖZTUNA,Yılmaz, Büyük Osmanlı Tarihi, C.V, İstanbul 1994.
-ÖZTUNA,Yılmaz, Devletler ve Hanedanlar(Avrupa Devletleri), C.IV, Ankara 1996.
-PARMAKSIZOĞLU, İsmet, ”Karlofça” maddesi, İslam Ansiklopedisi, C.VI, İstanbul
1964.
-SARAY,Mehmet,Türk-Rus Münasebetlerinin Bir Analizi, Ankara 1999.
-TANSUĞ, Sezer, ”Osmanlı Gravürleri”, Osmanlı Ansiklopedisi, C.V, İstanbul 1996.
-UÇAROL, Rıfat, ”Küçük Kaynarca Antlaşması’ndan 1839’a Kadar Osmanlı
İmparatorluğu”, Doğuştan Günümüze Büyük İslam Tarihi, CXI, İstanbul 1993.
-UZUNÇARŞILI,İsmail Hakkı,Osmanlı Tarihi,C.VI.
-YÜCEL, Yaşar, SEVİM, Ali, Türkiye Tarihi, C.IV, Ankara 1992.
-DİZİN-
-A-
-B-
Abdi Paşa.....................................................38,39,67 Baltık Denizi...........................6,25,27,37,63,67
Abdülhamit(I) .........................45,47,50,51,78,80,95 Babadağı......................................................8,67
Adriyatik Denizi.............................................. 41,67 Bab-ı Ali1..............................22,38,46,49,54,67
Afrika..................................................................8,67 Bahçesaray...................................9,10,29,62,67
Ağa Camii.........................................................34,67 Bahçesaray Barışı..................................9,10,67
Ağustos..........10,15,17,23,24,29,49,52,54,55,72,73, Bakü..........................................................25,67
................................................74,75,76,77,78,79,81, Balkan(lar)........................17,18,28,48,56,63,67
Ahmed Resmi...................................................45,67 Baltacı Mehmed Paşa..17,19,20,21,22,73,74,67
Ahmed(II) ....................................................... 72,74 Baraboş......................................................21,67
Ahmed(III)..................2,15,23,17,65,67,73,75,83,93 Batı Gürcistan............................................36,67
Akdeniz....................................40,45,46,58,59,63,67 Batı Türkistan..............................................6,67
Akkerman....................................................39,55,67 Belgrad (Antlaşması)............................32,33,67
Aksu.............................................................10,45,67 Bender Kalesi..............................38,39,52,55,67
Aleksandır Mavra Kardata...............................13,67 Bennaki......................................................40,67
Aleksey Michaylolloziç...............................11,13,67 Beserabya..................................................45,67
Aleksi Orlof......................................................40,67 Beyrut........................................................41,67
Ali Bey..............................................................38,67 Bodrum......................................................41,67
Al-i Osman..................................................15,53,67 Boğdan...................34,38,39,45,46,47,52,55,67
Ali Paşa........................................................37,37,67 Boğdan Papaviç.........................................18,67
Almanya...........................................6,7,12,17,64,67 Bosna Sarayı................................................8,67
Amcazade Hüseyin Paşa..............................15,67,73 Brankovan.................................................18,67
Amerika..............................................................7,67 Buğ.......................................................10,45,67
Anadolu...............................................8,42,48,60,67 Bulut Kapan Ali Bey.................................41,67
Anna............................................................28,30,67 Bükreş..........................................................8,67
Aralık...................15,32,34,38,42,50,51,57,72,73,74 Büyük Katherina.......................................53,67
.................................................75,76,77,78,79,80,81
-C-
Arap..................................................................35,67 Cafer Paşa .................................................41,67
Astrabat.............................................................25,67 Canik.........................................................43,67
Astrhan ...........................................................6,9,67 Cemaziyelevvel.........................................51,67
Asya...............................................................8,11,67 Cezayir........................................................8,67
Ataullah Efendi.................................................60,67
Cezayirli Hasan Paşa...........................40,41,67
Avrupa.......................6,7,8,10,11,13,18,24,25,26,27
Cornelis Calkoen......................................60,67
...................31,46,48,54,55,56,58,59,60,61,63,66,67 Cuma.........................................................44,67
Avusturya.....................27,28,29,30,31,32,33,34,39,
-Ç-
...................49,51,52,53,54,55,56,57,72,73,74,75,76 Çehrin..........................................................9,67
Ayasofya.....................................................35,67,77
Çerkez.....................................................5,30,67
Aynalı Kavak ......................................4,46,47,48,67 Çerkovski..................................................32,67
Azak Denizi........................................6,19,24,31,32 Çeşme Olayı.........................................39,41,67
Azak Kalesi.....................8,10,11,14,21,24,30,32,73 Çıldır..........................................................55,67
Çin............................................................6,7,67
Çorlulu Ali Paşa........................................17,67
-D-
-G-
Dağıstan...................................................................37,68 Galata Sarayı.................................................35,68
Damad İbrahim Paşa...........................................29,75,68 Galati............................................................ 55,68
Daroşenko.....................................................................68 Galiçin...........................................................37,68
Debbağ Köprüsü......................................................39,68 Galidzin.........................................................13,68
Demir Kapı..............................................................34,68 Gazi Hasan Paşa.............................40,47,54,80,68
Dimitri Kantemir....................................................18 ,68 Geylan...........................................................25,68
Divan..............................................................13,14,22,68 Gözleve.........................................................29,68
Grek...............................................................56,68
-E-
Edirne...............5,8,12,15,17,21,23,29,30,52,68,73,74,81 Grieg.............................................................41,68
Edirne Ant...........................................................22,30,68 Güney Litvanya...............................................6,68
Edrine Sarayı...........................................................29,68 Güney Polonya..............................................27,68
Eflak.................................18,19,22,33,38,39,45,46,47,68 Gürcistan.......................................30,36,43,45 ,68
Ege Denizi..........................................................40,41,68
Eğriboz.....................................................................41,68
-H-
Ejderhan(bkz.Astrhan)..........................................9,62,68 Hacı Ali Paşa.................................................74,68
Ekim.............................................6,23,31,36,37,68,75,80 Halil Hamid Paşa......................................... 50,68
Elphinstone..............................................................40,68 Haliç..............................................................47,68
Emirgan....................................................................50,68 Halil Paşa......................................................38,68
Erdel.........................................................................34,68 Hasan Paşa...............................................41,73,68
Ermeni......................................................................63,57 Hazar Denizi.................................................25,68
Estonya......................................................................6,68 Haziran......................................12,22,40,72,73,74
Eylül.............................12,32,38,68,72,73,74,75,76,77,7
..............................................75,76,77,78,79,80,81
8,79,80,81
Hindistan....................................................8,27,68
-F-
Hotin Kalesi..............................31,32,37,38,51,68
Fatih Camii..............................................................68,77 Hristiyan...............................11,18,46,54,56,59,68
Felemenk..................................................................22,68 Hümaşah Sultan............................................50,68
Feth Giray................................................................30,68 Hüsamettin Paşa............................................40,68
Feyzullah Efendi.................................................15,17,68
Fındıklı Mehmet Ağa...............................................16,68 -İFilibe..........................................................................8,68 İbrahim Münib..............................................45,68
Fokşan............................................................44,53,68,80 İbrail.........................................................38,39,68
Fransa ................6,7,30,3,32,36,46,47,49,51,54,58,59,64 İncil...............................................................39,68
Fransız İnkilabı........................................................51,68 İngiltere............6,7,22,27,29,34,46,49,5457,64,68
Fransızca..................................................................60,68
İrad-ı Cedid..................................................59,68
Friedrich...................................................................54,68 İran.........................................6,25,27,30,76,79,68
İskoçyalı Gordon.....................................................10,69 Kaskerman kalesi..........................................14,69
İskodra.................................................................... 38,69 Katherina(I)..............................................28,29,69
İslav.....................................................................19,26,69 Katherinna(II)...............................................29,69
İsmail........................................................39,55,76,80,69 Kazak................................9,10,14,15,18,19,43,69
İsmet Bey.................................................................57,69 Kefe...............................................................42,69
İspanya................................................................12,54,69 Kemankeş Mustafa Paşa...............................52,69
İstanbul................................8,9,13,14,19,21,22,23,27,30 Kerç Kalesi....................................................42,69
.............31,34,40,41,42,43,4,47,50,54,56,60,62,75,77,78 Kılburnu Kalesi.............................................31,69
İstanbul Ant.......................................................14,62,69 Kırım(hanlığı)........6,8,9,10,14,15,34,45,46,79,69
İstanköy....................................................................41,69 Kiev.................................................................8,69
İsveç..........6,13,18,19,20,21,22,24,27,32,49,53,54,63,80 Kili...........................................................39,55,69
İsviçreli Leford........................................................10,69 Koca Ragıb Paşa...........................................37,69
İtalya..........................................................................7,69 Koca Yusuf Paşa............................49,54,69,79,80
İvan(IV)...........................................................4,18,24,69 Kont Aleksey Orlof..................................40,41,69
Kossak...........................................................37,69
-J-
Koyun Adaları..........................................40,41,69
Japonya......................................................................7,69 Kozan..............................................................9,69
Josef(III)..................................................................49,69 Kremlin.........................................................11,69
Kuban.............................................30,43,45,55,69
-K-
Kudüs.......................................................14,32,69
Kabartay...................................................................32,69 Küçük Kaynarca Antlaşması......45,46,47,66,69,78
Kafkasya................................................6,32,37,51,55,69
Kalas...................................................................38,51,69 -LKolegium.................................................................26,69 Lağımcı Ocağı....................................................69
Kalmuk..........................................................26,32,37,69 Lale Devri.....................................................29,69
Kamanke..................................................................21,69 Laleli Camii.............................................61,69,77
Kantakuzen..............................................................38,69 Leçinshki.......................................................22,69
Kanuni Sultan Süleyman.........................................12,69 Lehistan..12,19,21,22,24,27,30,33,34,36,37,53,69
Kaplan Giray.......................................................30,38,69 Ligor Kiga.....................................................38,69
Kara Mustafa Paşa.....................................................9,69 Limni........................................................41,69,78
Karadağ1ı......................................................................69 Litvanya..........................................................6,69
Karadeniz...........................6,10,11,13,14,15,22,24,25,27 Lugoş.............................................................12,69
..............................................28,31,32,46,47,58,62,63,65
-M-
Karasu......................................................................43,69 Macaristan.....................................................27,69
Karl (Şarl) (XII)........................................18,19,20,21,69 Maçin Muhaberesi........................................54,69
Karlofça (Ant.)...............................................13,17,73,69 Mehmet Paşa.....................7,19,20,22,73,74,76,79
Kartal Ovası.............................................................39,69 Mahmud(I).............................3,23,29,34,35,77,94
Kartal Savaşı.......................................................38,39,69 Mahmud(II)....................................44,60,61,75,79
Kasım.................................................. 51,55,74,75,77,81
Makedonyalı Mavra Mihal......................................39,70
-O-
Malta........................................................................57,70 Ocak ...10,13,15,46,53,56,72,76,7,78,79,80,81,82
Margius de Villenevve.............................................30,70 Odesa.............................................................50,70
Mart.............................30,40,47,50,52,72,76,77,79,80,81 Orkapı...........................................................42,70
Matba-i Amire.........................................................60,70 Orlov........................................................40,42,70
Mayıs...................................................17,30,42,60,73,81 Ortodoks.....................18,19,27,36,39,46,49,60,70
Mayna...........................................................................70 Osman(II)...........................................................70
Mazerderan..............................................................25,70 Osmanlı.............................1,11,13,14,15,16,17,18
Mazibba.........................................................15,25,55,70 ,19,20,24,25,26,27,28,29,30,32,33,34,35,36,37,38
Medine.....................................................................50,70 ...........39,40,41,42,43,44,45,46,47,48,49,50,51,52
Mehmed Emin Efendi..............................................33,70 56,60,61,62,63,64,65,66,6,69,71,72,73,74,75,76,7
Mehmed Muhsinzade Paşa.................................70,77,78 7,79,80
Mehmed(IV)............................................................12,70 Oukraintsov..............................................13,14,70
Mengli Giray...........................................................31,70
-P-
Mensikov......................................................................70 Papa...............................................................10,70
Mezomarta Hüseyin Paşa........................................12,73 Paris Antlaşması............................................59,70
Mısır..........................................................41,57,59,80,81 Pasifik.............................................................6,70
Midilli.................................................................40,41,70 Patrona Halil İsyanı..................................23,29,70
Moskova........................................7,9,10,11,26,30,62,70 Perekop.........................................................29,70
Moldovancı Ali Paşa...........................................37,38,70 Perevalog............................................................70
Mora.............................................3,18,37,39,40,57,74,78 Petersburg..................................................7,33,70
Muharrem................................................................29,70 Petr Alekseyeviç...........................................28,70
Murad(III)................................................................44,70 Petro(I)................................................10,14,26,70
Mustafa Bey............................................................38,70
Petro(II)....................................................40,62,70
Mustafa(II)......................................10,12,15,16,17,70,82 Pofkalı...........................................................56,70
Mustafa(III) .................................3,10,36,38,43,44,70,87 Pogunnuk......................................................56,70
Mustafa(IV) .............................................................60,70 Polonya............................................6,12,23,27,70
Mühendishane-i Bahri Hümayum............................60,70 Potemkim......................................................50,70
Mühendishane-i Berri Hümayum............................60,70 Prusya..........................................6,31,39,49,53,70
Münch......................................................................29,70 Prut Savaşı...............................................39,74,84
Müslüman......................................................21,25,49,70 Prut(ant.)..................................................21,23,70
-N-
-R-
Napolyon........................................................57,59,80,81 Rabia Gülnüş Sultan................................12,17,70
Navarin Kalesi..............................................................70 Rabia Şermin Sultan.....................................45,70
Nisan.....................................19,48,51,54,56,74,75,76,80 Ragıp Paşa..........................................36,37,44,70
Nizam-ı Cedid...........................................59.60.61.80.81
Nogay.................................................................8,9,30,42
Nusretkerman...........................................................14,70
Rami Mehmed Efendi.........................................14,52,71 -TRebiülahir................................................................17,71 Taganrog .................................................24,25,71
Rebnin......................................................................45,71 Tasma Suyu.....................................................9,71
Recep..................................................................45,50,71 Tatar..........................................10,14,32,45,46,71
Rönesans..................................................................11,71 Tavan.............................................................14,71
Rusçuk................................................................43,52,73 Taygon................................................13,21,24,71
Rusya...............1,2,3,4,8,10,11,13,14,17,19,20,21,22,24, Temmuz.............7,14,20,21,40,45,48,59,72,73,75
25,26,27,28,29,34,37,38,39,40,41,42,43,44,45,46,47,48, ........................................................76,77,78,79,80
50,51,61,62,64,73,75
Tolstoy.....................................................14,19,71
Topçu Ocakları.........................................39,59,71
-S-
Topkapı Sarayı.........................................12,34,71
Safer ........................................................................26,71 Transilvanya.............................................12,34,71
Sağırman Kalesi.......................................................14,71
Tuman...............................................................71
Sakız Adası..............................................................12,71 Tuna.......................................9,19,37,41,43,53,71
Sakız Boğazı.......................................................12,40,71 Tunus...............................................................8,71
Sekban-ı Cedid.........................................................61,71 Tuzla.............................................................38,71
Selanik.......................................................................8,71 Türk...............1,4,5,7,9,8,11,14,15,16,17,18,19,20
Selim Giray (III)......................................................47,71 ,22,25,27,28,29,35,38,39,41,43,49
Selim(III) ..................................51,52,53,54,59,60,61,71 Türkistan....................................................6,25,71
Serasker İbrahim Paşa.............................................42,71
U-
Seremetef.................................................................21,71 Ukrayna.........................................6,9,18,43,48,71
Sırbistan...................................................................18,71
Sibir(ya).....................................................................6,71 -ÜSilistre...................................................................8,43,71 Üsküp..............................................................8,71
Sofya..........................................................................8,71
Sokullu Mehmed Paşa...............................................9,71
-V-
Spiridov...................................................................40,71
Vahran............................................................8,71
Sporad Adaları........................................................41,71
Vasili Tamara...............................................57,71
Süleyman Paşa........................................................31,71
Venedik...............................................12,17,30,71
Versailles......................................................28,71
-Ş-
Vidin........................................................31,52,71
Şafirov.................................................................20,21,71 Vilhelm(II).........................................................71
Şahin Ali Paşa..........................................................52,71 Viyana..............................................7,11,12,28,33
Şahin Giray....................................................42,46,48,71
Şarl (XII)(bkz karlXII).............................18,19,20,21,71
Şeyh Yasinci............................................................35,71
Şeytan İbrahim Paşa..................................................9,71
Şubat....................................................12,26,52,72,76,80
-Y-
Yağlıkçızade.........................................37,71
Yarkend................................................25,71
Yaş...................13,15,18,19,21,22,28,29,50
33,36,38,40,41,44,48,49,30,51,71
Yeniçeri...........................................17,36,71
Yenikale...............................................42,71
Yergöğü...............................................52,71
Yusuf Paşa...........................................52,71
-ZZaporoğ.................................................10,71
Zilkede.................................................45,71
Zişvovi............................................54,55,71
EKLER
EK-1
Dönemin Kronolojisi
1691
28 Haziran
19 Ağustos
:Sultan II.Ahmed’in tahta çıkışı
:Salankamen muhaberesinde Köprili Fazıl Mustafa Paşa’nın şehit
edilmesi
30 Ağustos
:Arabacı Ali Paşa’nın Sadrazamlığa tayini
1692
12 Haziran
:Varat kalesinin Avusturyalılar tarafından alınışı
18 Temmuz
:Venediklilerin Hanya kalesini kuşatması
2 Ağustos
:Sadrazam Çalık Ali Paşanın Belgrad üzerine gidişi
1693
6 Ocak
:Dördüncü Mehmedin ölümü
27 Mart
:Çalık Ali Paşanın istifasıyla boşalan sadrazamlığa Bozoklu Mustafa
Paşanın tayini
12 Eylül
:Belgradın kuşatmadan kurtarılması
1694
14 Mart
:Bozoklu Mustafa Paşanın azliyle Sürmeli Ali Paşanın Sadrazamlığa
getirilmesi
28 Haziran
:Gabella kalesinin düşman eline geçmesi
12 Eylül
:Varadin kuşatması
1695
21 Eylül
:Sakız kalesinin “Vire ile” (şartlı olarak) Venediklilere teslimi
6 Şubat
:Sultan II.Ahmedin ölümü
6 Şubat
:Sultan II:Mustafa’nın tahta geçişi
18 Şubat
:Koyun Adaları zaferi
6 Mayıs
:Sadrazam Sürmeli Ali Paşanın azliyle Elmas Mehmet Paşanın
Sadrazamlığa tayini
30 Haziran
:Sultan II:Mustafa’nın Avusturya fethine çıkması
9 Eylül
:Lippa fethi
18 Eylül
:Zeytinburnu zaferi
22 Eylül
:Lugos zaferi
1696
6 Ağustos
:Azak Kalesinin elimizden çıkması
27 Ağustos
:Olasch (Olah) zaferi
1697
11 Eylül
:Sente malubiyeti
18 Eylül
: Sadrazam Elmas Mehmed Paşanın Sente savaşında şehit olmasıyla
boşalan makama Amcazade Hüseyin Paşanın tayini
1699
26 Ocak
:Karlofça Antlaşmasının taraflarca imzalanması
1700
14 Temmuz
:Osmanlı-Rus barış antlaşmasının imzalanması
21 Temmuz
:Kaptan-ı Derya Mezomarta Hüseyin Paşanın vefatı
1702
4 Eylül
:Amcazade Hüseyin Paşanın istifasıyla boşalan sadrazamlığa Daltaban
Mustafa Paşanın tayini
1703
24 Ocak
:Rami Mehmed Paşanın sadrazamlığı
22 Ağustos
:Edirne Olayı ve Sultan II.Mustafanın tahtan indirilmesi
1703
22 Ağustos
:III.Ahmed’in Edirne’de tahta geçmesi
29 Aralık
:Sultan II.Mustafa’nın vefatı
1704
28 Eylül
:Enişte Hasan Paşanın sadrazamlıktan uzaklaştırılıp yerine Kalaylıkoz
Ahmed Paşanın getirilmesi
25 Aralık
:Baltacı Mehmed Paşanın ilk sadrazamlığı
1706
3 Mayıs
1708
:Çorlulu Ali Paşanın sadrazamlığa tayini
14 Aralık
:Bektaş Hocanın Oran’ı fethi
1710
16 Haziran
:Köprülüzade Numan Paşanın sadrazamlığa tayini
18 Ağustos
:Baltacı Mehmet Paşanın ikinci kez sadrazamlığı.
1711
21 Temmuz
:Prut savaşının kazanılmasıyla Osmanlı-Rus barış antlaşması
20 Kasım
:Baltacı Mehmet Paşanın uzaklaştırılmasıyla yerine Ağa Yusuf Paşanın
sadrazamlığa tayini
1712
10 Nisan
:Şair Nabi’nin vefatı
12 Kasım
:Silahtar Süleyman Paşanın sadrazamlığa tayini
1713
6 Nisan
:Hoca İbrahim Paşanın sadrazamlığa tayini
27 Nisan
:Silahtar Ali Paşanın sadrazamlığa tayini
24 Haziran
:Ruslarla Edirne Antlaşmasının imzalanması
1714
8 Aralık
:Venedik üstüne sefere çıkılması
1715
7 Haziran
:İstendil adasının fethi
22 Ağustos
:Mora fethinin tamamlanması
24 Eylül
:Suda kalesinin fethi
1716
24 Nisan
:Nemçe (Avusturya) seferinin açılması
5 Ağustos
:Osmanlı ordusunu Varadin’de bozulmasıyla Silahtar Ali Paşa’nın
şehit düşmesi
22 Ağustos
:Hacı Halil Paşanın sadrazamlığa tayini
Eylül sonu
:Tarihçi Naima’nın (Mustafa Naim) vefatı
1717
18 Ağutos
:Belgrad’ın düşman eline geçmesi
28 Ağustos
:Nişancı Mehmet Paşanın sadrazamlığa tayini
1718
9 Mayıs
:Nevşehirli Damad İbrahim Paşanın sadrazamlığa tayini
21 Temmuz
:Pasorofça Antlaşmasının imzalanması
1719
25 Mayıs
:Üç dakika süren büyük İstanbul depremi
21 Temmuz
:İstanbul’da Gedik Paşa semtini kül eden büyük yangının çıkması
1723
9 Temmuz
:Gürcistan’da tifli ve Gori’nin fethi
15 Ekim
:Kermenşahın vefatı
1724
6 Mayıs
:Hoy kalesinin fethi
31 Ağustos
:Hamedan’ın fethi
3 Ekim
:Revan’ın yeniden alınması
1725
3 Ağustos
:Tebriz’in fethi
4 Eylül
:Gence’nin fethi
6 Eylül
:Hurremabad’ın fethi
1727
Temmuz başı
:Matbaanın kurulması için padişahın ferman vermesi
16 Aralık
:İbrahim Müteferrika matbaasının işlemeye başlaması
1729
27 Temmuz
:İstanbul’un sekizde birini yakan büyük yangın
1730
2 Temmuz
:Nihavend’in elimizden çıkması
3 Ağustos
:Sultan III.Ahmed’in doğu seferine çıkmak için Üsküdar’a geçmesi
28 Eylül
:Patrona Halil isyanı
1 Ekim
:Sultan III.Ahmed’in padişahlıktan çekilmesi
2 Ekim
:II.Mahmud’un Tahta geçmesi
15 Kasım
:Patrona Halil ile yandaşlarının öldürülmesi
1731
22 Ocak
:Kabakulak Mustafa Paşanın sadrazamlığı
28 Ocak
:Patrona Halil isyanına katılmış olanlarının toplanması
30 Temmuz
:Kermenşah’ın geri alınması
10 Eylül
:Topal Osman Paşanın sadrazamlığı
16 Eylül
:Korican zaferinin kazanlıması
11 Ekim
:Urmiye kalesinin fethi
4 Aralık
:Tebriz’in geri alınması
1732
10 Ocak
:Osmanlı-Safevi barışı
12 Mart
:Hekimoülu Ali paşanın sadrazamlığı
1733
19 Temmuz
:Bağdat zaferi
1735
12 Temmuz
:Gürcü İsmail Paşanın sadrazamlığı
1736
9 Ocak
:Setid Mehmed paşanın sadrazamlığı
16 Haziran
:Sadrazamın Rus seferine çıkması
1 Temmuz
:Sultan II.Ahmed’in vefatı
4 Ağustos
:Banyaluka zaferi
6 Ağustos
:Muhsinzade Abdullah Paşanın sadrazamlığı
19 Aralık
:Yeğen Mehmet Paşanın sadrazamlığı
1738
15 Ağustos
:Orsova fethi
1739
22 Mart
:Hacı İvaz Mehmed paşanın sadrazamlığı
22 Temmuz
:Hisracık zaferi
1 Eylül
:Belgrad kalesinin teslim alınması
18 Eylül
:Avusturya ve Rusya ile Belgrad barış antlaşması
1740
23 Haziran
:Nişancı hacı Ahmed Paşanın sadrazamlığı
1742
21 Nisan
:Hekimoğlu Ali Paşanın ikinci kez sadrazamlığı
1743
29 Mayıs
:İran şahı nadir şahın Irak sınırına saldırması
23 Eylül
:Seyid Hasan Paşanın sadrazamlığı
27 Eylül
:Nadir şahın Musul kuşatması
1744
29 Temmuz
:Nadir Şahın Kars kuşatması
9 Ekim
:Nadir Şahın kuşatmayı kaldırmak zorunda kalıp çekilmesi
1745
28 Aralık
:Büyük İstanbul yangını(Balat ve Fenerde 800 ev yandı)
1746
9 Ağustos
:Tiryaki Hacı Mehmed Paşanın sadrazamlığı
4 Eylül
:Osmanlı-Avşar barış Antlaşması
1747
24 Ağustos
:Boynueğri Seyid Abdullah Paşanın sadrazamlığı
1750
3 Ocak
:Mehmet Emin Paşanın sadrazamlığı
4 Şubat
:Büyük İstanbul Yangını (İstanbul’un birkaç mahallesi ve tarihi
konaklar yok oldu)
27 Nisan
:Çarşıların yanması
1752
1 Temmuz
:Bahir Mustafa Paşanın sadrazamlığı
1754
3 Eylül
:İstanbul depremi(Ayasofya,Bayezid ve Fatih camilerinin kubbeleri
zarar gördü.İstanbul 5-6 gün içinde 14 defa sallandı
13 Aralık
:Sultan I.Mahmud’un ölümü
1757
30 Ekim
:Sultan III.Mustafa’nın tahta geçmesi
1763
8 Nisan
:Hamze Hamid Paşanın sadrazamlığı
1 Kasım
:Bahir Mustafa Paşanın üçüncü sadrazamlığı
1764
9 Mart
:Temeli 19 nisan 1760’da atılan laleli camiinin açılışı
1765
28 Mart
:Muhsinzade Mehmed Paşanın sadrazamlığı
1766
22 Mayıs
:İstanbul’u yer
le bir eden deprem
1768
7 Ağustos
:Hamza Mahir Paşanın sadrazamlığı
8 Ekim
:Rusya’ya savaş açılması
20 Ekim
:Hacı Mehmed Emin Paşanın sadrazamlığı
1769
1 Mayıs
:Osmanlı ordusun ilk Hotin zaferini kazanması
12 Ağustos
:İkinci Hotin zaferi ve Molvadari Ali Paşanın sadrazamlığı
21 Eylül
:Hotin kalesinin Rusların eline geçmesi
12 Aralık
:İvazzade Halil Paşanın sadrazamlığı
1770
9 Nisan
:Mora zaferi
7 Temmuz
:Donanmamızın çeşmede yakılması
1 Ağustos
:Bender Mağlubiyeti
22 Ekim
:Limni adasının kurtarılması
25 Ekim
:Silahtar Mehmed Paşanın sadrazamlığı
1771
24 Haziran
:Kırım’ın elimizden çılması
2 Ağustos
:Şanlı Özi (veya Özü) zaferi
12 Eylül
:Yerköy zaferi
11 Aralık
:Muhsinzade Mehmed Paşanın ikinci sadrazamlığı
1773
29 Haziran
:Şanlı Silistre zaferi
20 Ekim
:Şanlı Varua zaferi
1774
21 Ocak
:Sultan III.Mustafanın vefatı
21 Ocak
:Sultan I.Abdülhamid’in tahta geçişi
21 Temmuz
:Küçük Kaynarca Antlaşması (Rusya ile)
4 Ağustos
:Sadrazam Muhsinzade Mehmed Paşanın ölümü
10 Ağustos
:İzzet Mehmed Paşanın sadrazamlığı
1775
6 Temmuz
:Derviş Mehmed Paşanın Sadrazamlığı
1776
2 Mayıs
:İran’a savaş ilanı
1777
5 Ocak
:Darendeli Cebecizade Mehmet Paşanın sadrazamlığı
5 Mayıs
:Büyük Sine zaferi
1778
1 Eylül
:Yeniçeri Ağası Kalafat Mehmed Paşanın sadrazamlığı
1779
21 Ağustos
:Kara vezir adıyla meşhur Seyyid Mehmet Paşanın sadrazamlığı
8 Eylül
:Şehzade Mustafa Paşanın doğumu
1781
20 Şubat
:Kara Vezir Seyyid Mehmet Paşanın ölümüyle boşalan sadrazamlığa
İzzet Mehmet Paşanın ikinci defa tayini
1782
25 Ağustos
:Hacı Yeğen Mehmet Paşanın sadrazamlığı
1783
9 Temmuz
:Kırım hanlığının Rusya’ya bağlanması
1785
31 Mart
:Şahin Ali Paşanın Paşanın sadrazamlığı
20 Temmuz
:Şehzade Mahmud’un (II.Mahmud) doğumu
1786
24 Ocak
:Koca Yusuf Paşanın Sadrazamlığı
1787
13 Ağustos
:Rusya’ya tekrar savaş ilanı
1788
21 Eylül
:Osmanlının kazandığı büyük Şebeş zaferi
17 Aralık
:Özi Kalesinin Ruslar tarafından işgali ile 25 bin kişiyi alçakça
katletmesi
1789
6/7 Nisan
:Sultan I.Abdülhamid’in vefatı
7 Nisan
:Sultan III.Salim’in Osmanlı tahtına çıkması
7 Haziran
:Koca Yusuf Paşanın yerine Meyyit Hasan Paşanın sadrazamlığa
getirilmesi
11 Temmuz
:Osmanlı-İsveç işbirliği
1 Ağustos
:Fokşan bozgunu
22 Eylül
:Boze bozgunu
23 Eylül
:İsmail Zaferi
8 Ekim
:Belgrad’ın düşman eline geçmesi
3 Aralık
:Cezayirli Gazi Hasan Paşanın sadrazamlığı
1790
31 Ocak
:Osmanlı-Prusya işbirliği
30 Mart
:Rusçuklu Çelebizade Şerih Hasan Paşanın sadrazamlığı
8 Haziran
:Yerköy zaferi
22 Aralık
:İsmail kalesinin düşman eline geçmesi
1791
15 Şubat
:Koca Yusuf Paşanın sadrazamlığı
10 Temmuz
:Maçin kalesinin düşman eline geçmesi
4 Ağustos
:Ziştovi barış antlaşması
1792
4 Mayıs
:Damad Melek Mehmed Paşanın sadrazamlığı
1793
24 Şubat
:Nizam-ı Cedid ordusunun kurulması
1794
19 Ekim
:İzzet Mehmed Paşanın sadrazamlığı
1798
2 Temmuz
:Mısır seferine çıkan Napolyon Bonapert’ın İskenderiye’yi işgali
22 Temmuz
:Kahire’nin Bonapart’ın eline geçmesi
30 Ağustos
:Yusuf Ziyaüddin Paşanın sadrazamlığı
2 Eylül
:Fransaya savaş açılması
1799
3 Ocak
:Divan edebiyatının en usta şairlerinden Galip Dedenin ölümü
18 Mart
:Napolyon Bonapart’ın Akka önünde yenilmesi
22 Ağustos
:Napolyan’un gizlice Fransaya kaşması
1801
27 Haziran
:Fransa’nın Mısır’dan çekilmesi
1802
25 Haziran
:Osmanlı-Fransız barış antlaşması
1803
30 Nisan
:Suud bin Abdülaziz’in Mekke’ye girmesi
1805
24 Nisan
:Hafız İsmail Paşanın sadrazamlığı
8 Temmuz
:Kavalalı Mehmed Ali Paşanın Mısır valiliğine tayini
24 Eylül
:Osmanlı-Rus Antlaşmasının yenilenmesi
1806
2 Haziran
:Nizam-ı Cedid ordusuna karşı yeniçerilerin Edirne’de ayaklanması
14 Kasım
:İbrahim Hilmi Paşanın sadrazamlığı
13 Aralık
:Kara Yorgi isimli haydudun sıpları ayaklandırması
22 Aralık
:Rusya’ya savaş ilanı
1807
20 Mart
:İngilizlerin İskenderiye’yi teslim almaları
25 Mayıs
:Kabakçı Mustafa isyanın patlaması
29 Mayıs
:Sultan
III.Selim’in
padişah olması
tahtan
indirilmesiyle,Sultan
IV.Mustafa’nın
Harita-3: Prut Savaşında Türk ordusunun yığınak planı ve uygulaması
(ATASE’den alınmıştır)
Harita-4
:Prut Savaşı’nda Rus yığınak planı ve uygulaması
Harita 5-6: Prut Savaşı’nda tarafların ileri harekatları(11-18 Temmuz 1711)
Download