do*al afetler ve çevresel etk*ler

advertisement
DOĞAL AFETLER
Doğal Afet Nedir?
Doğal afetler, genellikle insanların kontrolü dışında
gerçekleşen ve büyük oranda can ve mal kaybına
neden olan tehlikeli ve büyük çaplı doğa olayları
olarak tanımlanmaktadır.
Bu olaylar çoğu zaman kısa süreli olup, bir kez
başladıktan
sonra
insanlar
tarafından
sonlandırılamazlar.
Bazı doğal afetlerin zararları depremlerin yol açtığı
yıkımlarda olduğu gibi hemen afet sonunda ortaya
çıkarken, kuraklık ve erozyon gibi bazı afetlerin
zararları yıllar sonra görülebilir.
Doğal Afet Çeşitleri
Doğal afetler; jeolojik kökenli (Deprem, Tsunami,
Yanardağ patlamaları, Heyelan & Toprak kayması)
ve meteorolojik kökenli (Kasırga, Hortum, Sel, Su
Taşkını, Erozyon, Çığ) olarak ikiye ayrılırlar.
İnsan kökenli ve büyük oranda can ve mal kaybı ile
çevre kirliliğine yol açan nükleer, kimyasal ve
biyolojik kazalar da üçüncü bir grup olarak doğal
afetler kapsamına katılabilir.
Deprem
Deprem ve 0luşumu
Dünyadaki tektonik tabakaların hareketi sonucu
meydana gelen ve ortaya çıkardığı büyük enerji
ile oluşan sismik dalgaların, geçtiği yerleri ve
yeryüzünü sarsması olayına deprem denir.
Magma üzerinde yüzen levhaların konveksiyonel
akım sayesinde sürekli hareket halinde olması
nedeniyle, oluşan kinetik enerjinin aniden büyük
bir güçle açığa çıkmasıdır.
KONVEKSİYON AKIMLARI
Yerin derinliklerinde radyoaktif bozunma ile ortaya çıkan enerji
konveksiyon akımları ile yavaş bir şekilde yukarıya taşınır. Bunun
sonucunda Astenosfer yavaş bir şekilde hareket eder. Bu hareket
Astenosfer üzerinde yüzmekte olan litosferi hareket ettirir.
KONVEKSİYON LEVHALARI HAREKET ETTİRİR
Levhalar konveksiyon akımlarının etkisi ile birbirlerine yaklaşır,
uzaklaşır ya da birbirlerine göre yanal olarak kayarlar.
Depremlerin % 95’ in den fazlası tektonik tabaka (Levha) sınırları
boyunca meydana gelirler. Dünyada meydana gelen depremlerin
% 80’ i Pasifik Okyanusu ve kıyılarında gerçekleşmektedir. Bu
bölge “the Ring of Fire” olarak anılmaktadır.
DEPREMLERİN OLUŞUM NEDENLERİ
•
•
•
•
•
•
Faylar
Dalma-Batma zonları
Volkanlar
Heyelanlar
Çökmeler
Yeraltı patlatmaları
OLUŞUM ŞEKİLLERİNE GÖRE DEPREMLER
1)Çöküntü Depremleri: Yer altındaki mağaraların veya maden
ocaklarının çökmesi ile oluşan depremlerdir.
2)Volkanik Depremler : Volkanizma olayı sonucunda etkili olan
depremlerdir.
3)Tektonik Depremler: Kıta ve dağ oluşumu hareketleri sırasında
yer kabuğunda meydana gelen sıkışma ve kırılmalar sırasında olur.
En fazla görülen deprem çeşididir. Etki alanı çok geniştir.
Depremlerin Oluşum Derinlikleri...
SINIFLANDIRMA
ODAK DERİNLİĞİ
Sığ Odaklı (Shallow Focus)
0 – 70 km
Orta Odaklı (Intermediate Focus) 70 – 300 km
Derin Odaklı (Deep Focus)
Depremlerin Yaklaşık
%3’ü bu sınıftadır.
> 300 km
Depremlerin büyük
çoğunluğunun odak
derinliği 100 km’ den
azdır.
Depremleri Meydana Gelme Sıklığı
Büyüklük (Richter Ölçeği)
Görülme Sıklığı (Bir Yılda)
0 – 3.4
>800,000
4.9 – 5.4
1400
5.5 – 6.1
500
7.0 – 7.3
15
>8
10 Yılda 1 Kez
• Bir deprem dünyanın içinde “focus” denilen
bir noktada başlar.
Sismik aktiviteyi oluşturan enerjinin salınımı buradan başlar...
Depremin Merkez Üssü (Epicentre)
Depremlerin yerlerini ifade etmek için ‘’merkez üssü’’
terimi kullanılmaktadır. Bir depremin merkez üssü, odak
(focus) noktasının yer yüzündeki dik izdüşümü alınarak
belirlenir.
• Merkez üssü depremin esas başladığı nokta değildir…
FAY NEDİR?
Kıtasal kabuk levhalarının, yan yana gelmeleri ve
birbirlerine doğru hareket etmelerinden dolayı, yer
kabuğunun kendisi ile okyanus tabanındaki
sedimanter kayalar birlikte, üst üste bulunan defter
sayfaları gibi kıvrılır yada yırtılır-kırılırlar. Oluşan bu
türden kırılmalara fay denilir. Bir başka ifade ile fay
kayaların yüzey boyunca hareket ettiği yerlerdir.
FAYLAR YERKABUĞUNDA
KADAR UZANABİLİRLER.
15-20 km DERİNLİĞE
Fay Çeşitleri
Fayın türü uygulanan kuvvetin doğrultusu ile
ayrılmaktadır.
1. Normal Fay
2. Ters Fay
3. Doğrusal Atımlı Fay
Deprem Dalgaları (Seismic Waves)
Deprem anında blokların ani olarak kayması ile
deprem dalgaları üretilir ve bunlar kayalar
içerisinde odaktan çevreye doğru yayılırlar.
ÜÇ TİP DEPREM DALGASI VARDIR
Cisim Dalgaları
(BODY WAVES)
Yüzey Dalgaları
(SURFACE WAVES)
P- Dalgası
S- Dalgası
L- Dalgası
P DALGALARI (BOYUNA DALGALAR)
En hızlı dalgalardır. Yıkıma yolaçmazlar. Deprem kayıt
istasyonlarına ilk gelen dalgalardır.
S DALGALARI ( ENİNE DALGALAR)
P dalgalarından daha yavaş hareket ederler. Depremlerde
hasar yaparlar.
L DALGALARI ( YÜZEY DALGALARI)
Aynı türde yayılım gösteren ve dünyanın yüzeyi boyunca
yayılan deprem dalgalarına da yüzey dalgaları denir.
Depremlerde esas hasarı yapan bu tür dalgalardır.
DEPREMİN ŞİDDETİ & DEPREMİN BÜYÜKLÜĞÜ
Depremin Şiddeti: Herhangi bir derinlikte
meydana
gelen
depremin,
yeryüzünde
hissedildiği bir noktadaki etkisinin ölçüsü olarak
tanımlanır.
Depremin Büyüklüğü: Deprem sırasında açığa
çıkan enerjinin ölçüsüne göre tanımlanır.
DEPREMLERİN ÖLÇÜLMESİ
Deprem dalgaları sismograflarla kaydedilir. Sismograflar
sismik dalgaları saptayan ve kaydeden araçlardır.
Sismograf
Antik Çin Sismografı
Günümüz Sismografı
Tsunami
Tsunami Nedir?
Okyanus ya da denizlerin tabanında oluşan
deprem, volkan patlaması ve bunlara bağlı taban
çökmesi, zemin kaymaları gibi tektonik olaylar
sonucu denize geçen enerji nedeniyle oluşan
uzun periyotlu deniz dalgalarına Tsunami denir.
Tsunami, deprem ve volkan patlamaları gibi ani
gelişen bir afet değildir. Daha önceden tespit
edilmesi mümkündür.
Tsunaminin Oluşumu
Tsunami deniz tabanında veya yüzeyinde ki ani bir
hareketlenmenin su zerreciklerini sürüklemeye başlaması
ile oluşur.
Derin denizlerde çok yüksek dalga boyları görülmezken,
dalgalar sığ sulara ve V şeklindeki körfezlere ulaştığında
boyları önemli ölçüde artar.
Tsunami ilk oluştuğunda tek bir dalgadır ancak kısa bir sürede üç ya da beş dalgaya
dönüşerek çevreye yayılmaya başlar.
Bu dalgaların birincisi ve sonuncusu çok zayıftır ancak diğer dalgalar çok etkili bir
şekilde ilerler.
Bu nedenle depremlerden kısa bir süre sonra kıyılarda görülen anormal su düzeyi
değişimi ilk dalganın geldiğini gösterir.
Bu değişim, arkadan gelecek olan çok kuvvetli dalgaların ilk habercisi de olabilir.
Tsunaminin En Çok Oluştuğu Bölgeler
Tsunamiler en fazla, büyük depremlerin ve su altındaki aktif
yanardağ faaliyetlerin sıklıkla görüldüğü, okyanus kıyılarıdır. İç
denizlerde çok sık olmasa da tsunamilerin oluştuğu
bilinmektedir. Dünyada büyük ve yıkıcı tsunamilerin görüldüğü
ülkeler, Japonya, Şili, Filipinler, Yeni Zellanda ve Alaska’ dır.
Tsunami Uyarı Sistemleri
• Tsunami erken uyarı sistemleri,
okyanus
tabanında
ki
sensörlerden, su yüzeyindeki
şamandralardan ve uydulardan
gelen verilerin belli merkezle
de
sürekli
izlenmesinden
oluşur. Tsunami oluştuğunda
bu merkezler tsunamiden
etkilenecek kıyıları belirler ve
tsunami uyarısı yayınlar.
Yanardağ Patlamaları
Volkanlar (Yanardağlar)
Magmanın
yeryüzünde
veya
yeryüzüne
yakın
derinliklerdeki faaliyetine volkanizma denir. Bu sırada sıvı
katı ve gaz hallerinde yeryüzüne çıkan magma değişik
biçimde volkanları (yanardağları) meydana getirir. Her
volkan yer içinin (özellikle üst mantonun) yeryüzüne
çıkmıs bir parçası sayılır. Volkanın şekli ve yapısı onu
oluşturan magmanın fiziko kimyasal özelliğinin taşlaşmıs
bir örnegidir.
Normal olarak, yüksek basınç altında magma içerisinde
erimiş halde bulunan çeşitli gazlar basıncın azalması ile
magmadan ayrılır ve büyük bir güçle yeryüzüne çıkmak
ister. Böylece magma köpürür ,hafifler, daha akıcı bir hal
alır, kolay püskürme özelliği kazanır.
Volkan Türleri
Kalkan Volkanlar: bazaltik lavların dar kanallardan yavaş yavaş çıkması
ile meydana gelen az eğimli–hafifkubbemsi yapılardır.
Cüruf Koni Volkanlar:Akıcı bazaltik
lavların yer kabuğunun yarık ve
çatlaklarından çıkarak geniş alanlara
yayılmalari ile meydana gelir.
Kompozit Volkanlar
Büyük, uzun süre aktif ve daha çok lav
akıntıları ve döküntüler çıkaran volkanlardır.
Mt St Helen’s, Washington
Kompozit Volkan
Volkan Yapıları
MAAR: Bir veya birkaçkez patlamayla meydana
gelen ve yanlızca (tüflerden) küllerden olusan krater biçimindeki
volkanlara maar denir. Bunların çogunluğu dairesel göller
şeklinde bulunurlar.
KÜL VOLKANI: Bazı volkan konileri yanlızca küllerden oluşmuştur.
Bunların şekilleri düz ve muntazamdır. Genellikle birleşik volkan
bölgelerinde diğer büyük yapılar arasında yer alır.
LAV: Püskürme sırasında yüzeye çıkan magma Lav adını alır.
Yanardağın yamaçlarından, lavdan oluşan bir nehir gibi akan lav
akıntısının zamanla soğuyup katılaşmasıyla volkanik kayalar
oluşur.
Volkan Yapıları
SÖNMÜŞ VOLKANLAR: Son 10.000 yıl içinde hiçbir etkinlik göstermemiş
yanardağlar sönmüş olarak tanımlanır. Bunların yeniden etkin duruma gelme
olasılığı yok gibidir. Ancak çok enderde olsa sönmüş yanardağın püskürdüğü
olur.
UYUYAN VOLKANLAR: Herhangi bir etkinlik belirtisi göstermemesine karşılık,
günün birinde yeniden püskürme olasılığı olan yanardağlar için bu terim
kullanılır. Bunun yanı sıra günümüzde püskürmeyen
ve güncelleştirilmiş etkinlik sınıfına giren yanardağlarda
aynı biçimde tanımlanır. Bazı uyuyan yanardağlar kükürt
ve karbondioksit gibi volkanik gazlar çıkarır.
Dünyadaki En Önemli Volkanlar
1.Etna (Sicilya, İtalya)
12.Mount Shasta (California, ABD)
2.Hekla (İzlanda)
13.St. Helens Dağı (Washington,ABD)
3.Kilauea (Havai, ABD)
14.Novarupta (Alaska, ABD)
4.Krakatoa (Rakata, Endonezya) 15.Popocatépetl (Meksika)
5.Mauna Loa (Havai, ABD)
16.Ağrı Dağı (Türkiye)
6.Mauna Kea (Havai, ABD)
7.Mount Baker (Washington, ABD)
Volkanlar yer kabuğunu oluşturan
levhaların sınırlarında bulunur.
8.Erebus Dağı (Antarktika)
Çoğu okyanus ortası sırtlarda ya
9.Mount Hood (Oregon, ABD)
da okyanusların kenarlarındaki
10.Mount Fuji (Honshu, Japonya)
dalma -batma alanlarında oluşur.
Dünyadaki volkanların çoğu Büyük
11.Mount Rainier (Washington, ABD)
Okyanus
çevresinde
adalarındadır.
ve
Heyelan (Toprak Kayması)
Heyelan (Toprak Kayması)
Zemini kaya veya yapay dolgu malzemesinden oluşan bir yamacın yerçekimi,
eğim, su ve benzeri diğer kuvvetlerin etkisiyle aşağı ve dışa doğru
hareketidir. Bazı heyelanlar büyük bir hızla, bazıları daha yavaş gerçekleşir.
Heyelanlar aşınmada önemli rol oynar ve topografyada derin izler bırakırlar.
Heyelan Türleri
1. Asıl Heyelanlar
2. Göçmeler
3. Toprak kaymaları
olmak üzere üç tipe ayrılabilirler. Heyelanın tipini
kopan toprak ve kaya parçalarının kopma ve
sürüklenme şekli belirler.
Heyelanlarda Kopma Şekilleri
1. Yanal Yayılımlı
Kopma
2. Kitlesel Olarak
Devrilerek Kopma
3. İç bükey yüzeyde
Dönerek Kopma
4. Kayma ile yer
değiştirme
5. Yüzeye Paralel
Kopma
6. Kayaların Düşmesi
Heyelanı Etkileyen Faktörler
Eğimin Fazlalığı: Eğim, en önemli faktörlerdendir. Yamaç eğimi
arttıkça yamaçtaki kütleler daha kolay yer değiştirir.
Yağış : Yağışın artması toprak kaymasını da artırır. Çünkü
yağışlarla ya da kar ve buz erimesi sonucu tabakaların arasına
sızan sular sürtünmeyi azaltarak kütlelerin kaymasına neden
olur.
Kaya ve Toprakların Özellikleri: Killi taş ve topraklar bol
miktarda su emerek yumuşar. Toprakların gözenekli yapıda
olması da tabakaların arasına suların sızmasına neden olur. Bu
durumun görüldüğü yerlerde heyelanlar fazladır. Suyu
emmeyen sert kütlelerin bulunduğu arazilerde ise heyelan
oluşumu azdır.
Doğal Afetler-Beşeri Faktörler : Deprem, sel gibi doğal
etkenler de heyelanı artırmaktadır. Ayrıca yol, tünel, baraj
yapım çalışmaları yamaçların doğal dengesini bozarak
heyelanlara neden olur.
SEL
• Seller oluş hızlarına göre
sınıflandırılır; Kuvvetli yağışlardan
sonraki birkaç saat içinde veya bir
yerdeki suyun aniden serbest
kalması ile oluşan seller ani seller
olarak isimlendirilir. Bu tip seller
örneğin dağlık bölgelerdeki küçük
nehirlerin ani ve kuvvetli bir yağışa
maruz kalmalarıyla oluşur ve çok
hızlı bir şekilde en üst değerine
ulaşır.
• Sel ise genellikle daha yavaş gelişir
ve haftalar boyu etkili olur. Örneğin
büyük nehirler boyunca görülen
seller bu tip sellerdir.
SELİN NEDENLERİ
•
•
Sele en çok nehir yataklarından taşmalar
sonucu rastlanır. Ani ve kuvvetli yağışlar ve
kar erimesi sonucu taşmalar oluşmaktadır.
Nehir yataklarına gelen suyun sele
dönüşmesine yatakların amacı dışında
kullanılması da çok etkili olmaktadır.
Günümüzde çarpık kentleşme sonucu dere
yataklarının gecekondulaşma bölgesi haline
gelmesi, ağaçlandırılması, doldurulması
veya nehir yataklarının değiştirilmesi
sonucu her yıl ülkemizde büyük mal ve
hatta can kayıplarına rastlanmaktadır.
Dağlık alanlarda yağış ve tepelerdeki karın
erimesi sonucu dere yatakları
taşıyamayacağı miktarda su ile dolar ve ani
seller oluşur. Özellikle dağ eteklerindeki
yerleşim yerleri için heyelan tehlikesi de
yaratan bu seller oldukça tehlikeli
olmaktadır.
Diğer yandan okyanustaki depremler ve
volkanik patlamalar sonucu oluşan Tsunami
adı verilen dev okyanus dalgaları karaların
iç kesimlerine kadar girerek etkili olur.
Önlemler
•
* Sel baskınları ve taşkınlardan
korunmak için her şeyden önce,
doğal bitki örtüsünün, özellikle de
ormanların korunması gerekir. Çünkü
ağaçlar, yağmurun hızını keser ve
yağmur sularının toprağa sızmasını
sağlar. Böylece sular toprağın
yüzünde birikmez ve sel oluşumuna
yol açmaz. Ayrıca ağaç, gövdeleri,
suyun forumlord yamaçtan aşağıya
hızla akmasını önler.
* Suyun hızını kesmek için yamaçların
teraslandırılması, akarsu yataklarına
setler yapılması ve göletler
oluşturulması sel baskınlarının yol
açacağı zararları büyük ölçüde azaltır.
* Yerleşim yerleri sel bölgelerinin
dışına çıkartılmalıdır.
* Akarsu yatakları temizlenmeli ve
genişletilmelidir
* Akarsular barajlarla ve bentlerle
kontrol altına alınmalıdır.
Fırtına & Kasırga & Hortum
Çığ
• Çığ, genellikle bitki örtüsü olmayan
engebeli, dağlık ve eğimli
arazilerde, vadi yamaçlarında
tabakalar halinde birikmiş olan kar
kütlesinin iç ve/veya dış kuvvetlerin
etkisi ile başlayan bir ilk hareket
sonucu (tetiklenen), yamaçtan
aşağıya doğru hızla kayması olarak
tanımlanır.
• Çığ kısaca, kar tabakası veya
tabakalarının iç ve dış kuvvetler
etkisi ile yamaç eğim yönünde
gösterdiği akma hareketidir. Kar
tabakalarının birbirlerinden farklı
özellikleri olacağından; çığ, bazen
diğer bir tabaka üzerinde kayan bir
tabaka veya tabakalar ile veya tüm
tabakaların zemin üzerinde topluca
kaymaları sonucunda oluşur.
Önlemler
•
Öncelikle çığ bölgelerine yeni yerleşim birimleri
kurulmamalı.
Çığ ve sel yataklarında var olan yapılar derhal
kaldırılmalı.
Yamaçlardaki orman ve bitki örtüsü çığ düşmesini
azaltır. Bu nedenle, çığ vadilerinde ağaç ve bitki
örtüsünün ortadan kaldırılması, ormanın tahrip edilmesi
çığ tehlikesini artırır. O halde, ormanlar tahrip edilip çığ
güzergâhı yaratılmamalı.
Çığı oluşturan arazi ve hava şartları öğrenilmeli.
Hava, yol durumu ve çığ tehlikesi hakkında düzenli
olarak bilgi veren kaynaklardan yararlanılmalı.
Kar yağan aylarda, hava ve yol durumu raporları
dikkatlice izlenmeli.
Çığ güvenliği ile ilgili bilgi edinilmeli.
Çığ oluşmadan önce yapılması gereken en önemli
uygulama boşaltma planının yapılmış olmasıdır. Bu
planda şu konular yer almalıdır:
Boşaltılacak alandaki tüm tehlikeli patikaların
tanımlanmış iyi bir çizimi,
Acil kaçış yolları, toplanma alanları, park yerleri ve
etkilenen insanların geçici olarak iskân edileceği
yerlerin saptanması ve her an kullanıma hazır halde
bulundurulması,
Yakındaki yollarda çığ uyarı işaretleri, yolları çığ olma
durumunda kapatacak elle veya otomatik olarak çalışan
engellerin kurulması şarttır.
Çığ olan veya olma ihtimali bulunan yamaçlarda ağaç
kesimine son vermek ve bunu yasal yollarla sağlamak.
Daha önce çığ olduğu bilinen yerlere, av veya herhangi
bir amaçla gitmemeleri için uyarmak gereklidir.
Fırtına & Kasırga & Hortum
Rüzgar Hızı : Rüzgarlar hava kütlelerinin dünya üzerinde
dünyaya göre yaptıkları hareketlerdir. Bu hareketleri
sağlayan atmosferik kuvvetler vardır. Hava kütleleri bu
kuvvetlerin bileşke etkisiyle kuvvet yönünde yüksek
basınçtan alçak basınç merkezlerine doğru hareket
ederler.
Bir rüzgar hızı, onu meydana getiren iki nokta arasındaki
basınç farkına ve bu iki nokta arasındaki uzaklığa bağlıdır.
Basınç farkı ne kadar fazla ve iki nokta arasındaki uzaklık
ne kadar az ise rüzgar hızı o ölçüde fazla olacaktır.
Rüzgar hızını ölçen aletlerin bulunmadığı
yerlerde rüzgar hızını belirlemek için
Bofor Ölçeği kullanılır.
Bofor
No
Adı
0
1
Durgun hava
Hafif hava
2
Hafif rüzgar
3
4
İnce rüzgar
Orta dereceli r.
5
Sert rüzgar
6
Kuvvetli rüzgar
7
8
9
Orta dereceli
fırt.
Sert fırtına
Kuvvetli fırtına
10
Tam fırtına
11
Bora
12
Kasırga
Etkileri
Duman dik olarak yükselir.
Dumanın sürüklendiği yönle rüzgar yönü
belirlenebilir. Anemometre çalışmaz.
Rüzgar yüze dokunur, yapraklar sallanır. Rüzgar
anemometreleri döndürür.
Yaprak ve ince dallar durmadan sallanır.
Rüzgar, tozu ve sokaktaki kağıtları havalandırır.
Küçük dallar havalanır.
Küçük ağaçlar sallanır. Göllerde köpüklü küçük
dalgalar belirir.
Büyük dallar sallanır. Şemsiyeler güçlükle
kullanılır.
Bütün ağaçlar sallanır. Rüzgara karşı yürümekte
güçlük çekilir.
Ağaçların ince dalları kırılır.
Bazı hafif bina zararı olabilir.(Örneğin; Bacalar
yıkılabilir.)
Karalarda az rastlanır. Ağaçları köklerinden
söker. Binalarda büyük hasarlar yapar.
Karalarda ender görülür. Geniş çapta zarar
yapar.
Hiçbir yelkenli denize açılamaz.
Rüzgar hızı (10
m’deki) (m/s)
0.0 - 0.5
0.6 - 1.7
1.8 - 3.3
3.4 - 5.2
5.3 - 7.4
7.5 - 9.8
9.9 - 12.4
12.5 - 15.2
15.3 - 18.2
18.3 - 21.5
21.6 - 25.1
25.2 - 29.0
29.0’dan büyük
Fırtına
Rüzgar hızı 17.1 m/s den fazla olan rüzgarlara fırtına denir.
Fırtınaların üst limiti 75.0 m/s civarındadır. Fırtınalar
özellikle tropikal veya ekstratropik fırtınalar eşliğindeki
hava olaylarında görülür.
Fırtınalar karada ve denizde görülebilir. Denizde olanlar
daha fazla zarar vericidir. Çünkü deniz dalgası
kabarmalarına ve kıyılardaki alçak alanların sular altında
kalmasına sebep olurlar.
Fırtınalar bir cephe geçişiyle birlikte görülebileceği gibi,
güçlü bir kümülonimbus bulutundan da kaynaklanıyor
olabilirler. Kümülonimbus bulutu bazen başlı başına bir
tehlike kaynağı olabilir. Çünkü, yıldırım, dolu, şiddetli yağış
ve kuvvetli yer rüzgarları bu bulutun ürünlerindendir.
Kasırga
Kasırga fırtınanın çok şiddetli halidir. Saatteki hızı
300 km yi bulan yağmurlu fırtınalara kasırga adı
verilir. Genel olarak büyük can ve mal kaybına
neden olur, geniş alanları etkileyebilir. Özellikle
ekvatoral kuşakta beklenebilecek doğa olaylarıdır.
Kasırgalar, Amerika kıtasının güney ve orta
bölümleri başta olmak üzere, deniz suyu sıcaklığının
27 dereceden fazla olduğu sıcak denizlerde görülür.
karmaşayı ortadan kaldırmak
için kasırgalara ad verilir.
Kasırgalar şiddetlerine göre beş kategoriye ayrılır.
1. Kategori : Rüzgar hızı saatte 119-153 km
2. Kategori : Rüzgar hızı saatte 154-178 km
3. Kategori : Rüzgar hızı saatte 179-209 km
4. Kategori : Rüzgar hızı saate 210-250 km
5. Kategori: Rüzgar hızı saatte 250 km yi aşar
Hortum
Hortum, kümülus bulutları ile bağlantılı olarak silindir şeklinde dönerek
gezen bir rüzgâr türüdür. Hortumun (Tornado) oluşması için 3 etken
vardır;
1. Yer seviyesinden atmosferin orta seviyelerine kadar nemli hava
2. Karasız hava: yer seviyesinden itibaren sürekli yükselen sıcak hava
3. Kaldırma Gücü: havanın yükselmesi için bir kaldırma gücüne ihtiyaç
vardır. Bu güç genellikle zeminin yakınındaki havanın ısınmasıyla oluşur.
Hava ısındığı zaman daha hafif olur ve yükselmeye başlar. Yükselen
sıcak hava üzerindeki soğuk havayı yukarı doğru itmeye başlar bu
durumda hortum oluşumunu tetikler.
Hortumların Sınıflandırılması
F skalası olarak bilinen Fujita Hortum Skalası,
hortumların
verdikleri
zararlara
göre
şiddetlerinin
belirlenmesi
ilkesi
ile
geliştirilmiştir.
F
skalasında
hortumun
şiddetini
belirlemek
için
rüzgar
hızı
kullanılmaz.
F0: Basit Hortumlar (40-72 mph);
Hafif hasara yol açar.
Bazı ağaçların dalları kırılır
ve evlerde küçük hasarlar oluşur.
F1: Orta Ölçekli Hortumlar (73-112 mph); orta ölçekli
hasara yol açar. Evlerin çatıları, prefabrik yapılar ve
araçlar zarar görür.
F2: Güçlü Hortumlar (113-157 mph); Gözle görülür
derecede hasar verir. Evler, prefabrik yapılar hasar
görür, araçlar ve ağaçlar yerlerinden sökülür.
• F3: Şiddetli Hortumlar(158-206 mph); Şiddetli
zararlara yol açarlar.
• F4: Yıkıcı Hortumlar (207-260 mph); İyi inşaa edilmiş
yapılar dahi yıkılabilirler. Ormanlar ve şehir donatıları
büyük hasar görebilir.
• F5: (261-318 mph); İnanılmaz ölçüde büyük yıkımlar
görülür. Evler, ormanlar, ekili alanlar ve şehir donatıları
tamamen ortadan kaybolur.
Download