Slayt 1

advertisement
SOLUNUM SİSTEMİNE (TORKSA)
İLİŞKİN CERRAHİ GİRİŞİMLER VE
HEMŞİRELİK BAKIMI
Doç. Dr. Dilek AYGİN
GÖĞÜS TÜPLERi VE PLEVRA DRENAJINDA
HEMŞiRENiN SORUMLULUKLARI
• Toraksa cerrahisi girişimler sonrası, akut ve kronik
sorunların tedavisi için göğüs tüpü uygulanmaktadır
• Akciğerler plevrayla çevrilidir. Normal durumda plevral
boşluk içinde vakum etkisi yapan, akciğerleri göğüs
duvarında tutan ve inspirasyon sırasında toraksın
genişleyerek, akciğerlerin genişlemesine izin veren
negatif basınç vardır.
GÖĞÜS TÜPLERi VE PLEVRA DRENAJINDA
HEMŞiRENiN SORUMLULUKLARI-1
• Travma, torasik cerrahi gibi nedenlerle plevral
membranların bütünlüğü bozulursa, hava plevral boşluğa
girer ve negatif basınç kaybolur. Bunun sonucunda
akciğerler kollabe olur.
GÖĞÜS TÜPLERi VE PLEVRA DRENAJINDA
HEMŞiRENiN SORUMLULUKLARI-2
• Göğüsten hava ya da sıvıyı çıkarmak ve akciğerlerin
genişlemesi için tekrar negatif basıncı oluşturmak
amacıyla tek göğüs tüpü plevral alana yerleştirilir.
Plevral alana yerleştirilen göğüs tüpü
Pnömotoraks ve hemotoraksta göğüs tüplerinin yerleştirildiği
bölge
• Hava ve sıvıyı çıkarmak için ise iki tüp yerleştirilir. Havayı
çıkarmak için yerleştirilen tüp anterior olarak 2.
interkostal aralığa, kan ya da sıvıyı çıkarmak için
yerleştirilen tüp midaksillar hatta 8. 9. interkostal aralığa
yerleştirilir.
• Çeşitli göğüs tüpleri vardır. En yeni sistem mobil göğüs
drenidir.
Mobil göğüs dreni
• Pnömomenektomi ameliyatı gibi daha etkili
durumlarda üç bölmeli sitem kullanılmaktadır.
• Birinci bölme boşaltım şişesidir. Şişenin dışına
dikine bir bant yapıştırılmalıdır.
• Saatlik olarak bu bandın üzerinde zaman ve sıvı
düzeyi işaretlenmelidir.
• İkinci bölme su contasını oluşturan şişedir.
• Üçüncü bölme emme düzenleyici şişedir.
• Suyun suyun altında olan tüp uzunluğu emme
gücünü belirler.
Üç bölmeli göğüs drenajı sistemi
Hemşirelik Bakımı
• Tüm tüplerin olabildiğince düz ve gevşek biçimde
olmasına dikkat edilir. Hastanın tüpler üzerine yatmasına
izin verilmez.
• Göğüs tüpleri, drenaj tüpleri ve drenaj toplama kapları
arasındaki tüm bağlantıların sıkı olmasına dikkat edilir.
• Buharlaşmayla su azalabileceği için su altı odası ve emme
düzenleyici odasına gerektikçe steril su eklenerek su altı
düzeyleri yeterli tutulur.
• Ölçüm zamanı ve sıvı düzeyleri düzenli kaydedilir.
• Drenaj miktarı ya da özelliklerindeki her türlü değişiklik
doktora bildirilir.
Hemşirelik Bakımı-1
• Su altı odasında hava kabarcıkları ve tüpte dalgalanma
izlenir. Tüpte hava kabarcıkları olmalıdır. Hiç dalgalanma
görünmüyorsa ya drenaj sistemi tıkalıdır ya da akciğerler
eski genliğine dönmüştür. Kabarcık çıkışı artmışsa hava
kaçağı olabilir.
Üç bölmeli disposible göğüs drenajı sistemi
Hemşirelik Bakımı-2
• Hastanın yaşamsal bulguları sık aralıklarla ölçülür,
akciğer sesleri dinlenir ve göğüs duvarı anormal
hareket olasılığına karşı gözlenir.
• Drenaj sistemi asla hastanın göğüs hizasına kadar
yükseltilmez çünkü sıvı tekrar akciğerlere döner.
Drenaj şişeleri taşma tehlikesi olmadıkça asla
boşaltılmamalıdır.
Hemşirelik Bakımı-3
• Hasta, akciğerlerin genişlemesini kolaylaştırmak
için, aralıklı olarak öksürme ve derin nefes almaya
teşvik edilir.
• Şişe devrilir su contası bozulursa şişe tekrar
düzeltilir ve hastaya birkaç kez derin nefes
aldıktan sonra zorlu nefes vermesi ve öksürmesi
söylenir.
•
•
•
•
•
Göğüs Tüplerini Sağmak Ve Sıkmak
Plevra boşluğuna uygulanan negatif basıcı kısa bir
süre artırabilir.
Artan negatif basınç tüpteki sıvının boşalmasını
kolaylaştırır.
Sıvının beklemesine bağlı pıhtı ve tıkanıklıkları
önler.
Hemşire eli ile göğüs tüpünü sıkıştırdığı zaman
sağma işlemini yapar.
Göğüs tüpleri yalnızca havanın boşaltılması için
kullanıldığında genellikle sağma ve sıkmaya
başvurulmaz.
Göğüs Tüplerinin Klemplenmesi
• Tüpün yerinden çıkması durumu, drenaj aletini
çabucak değiştirme ve hava kaçaklarını kontrol
etme dışındaki durumlarda artık
önerilmemektedir.
• Plevra boşluğunda hızla hava toplanmasıyla,
gerginlik pnömotoraksı gelişme riski, plevra
boşluğuna az miktarda atmosferik hava girmesi
riskinden çok daha büyüktür.
Göğüs tüpüne sıvazlama ya da sağma işlemi;
• Yapılıp yapılmayacağı tartışmalı bir konudur.
• Bu teknik asla rutin olarak yapılmamalıdır.
• İyi bir göğüs tüpü drenaj bakımı, göğüs tüpünü
sağma ve sıkma gereksinimini ortadan kaldırır.
• Drenaj tüpünün uzunluğunu hastaya göre
ayarlamak önemlidir.
• Tüp kıvrılmış, bükülmüş ya da pıhtılı ise drenaj
engellenir ve gerginlik pnömotoraksı gelişir.
• Gerginlik pnömotoraksı, plevral aralığa hızla hava
birikmesi nedeniyle gelişen acil bir durumdur.
• Bu durum intraplevral basıncı, kalp ve büyük
damarlarda basıyı artırır.
• Hava kaçağı tanımlanmadıysa ve tedavi
edilmediyse, etkilenen akciğer kollabe olur.
• Buna ilaveten mediastinum içindeki organlar
baskı altında kalır ve etkilenmeyen tarafa doğru
kayar bu duruma mediastinal şift denir.
• Mediastinal şiftte vena kavaya basınç olduğundan
venöz azalır ve kardiyak output düşer.
Mediastinal şift
Göğüs Drenajının Değerlendirilmesi
• Drenajın özelliği, normal olup olmadığı,
enfeksiyon ya da hemoraji gelişip gelişmediğini
gösterir.
• Hemşire drenajın rengini, miktarını not etmelidir.
• Drenajın parlak, koyu kırmızı ya da pembe olduğu
ve bulanık olup olmadığı değerlendirilmelidir.
Göğüs Drenajının Değerlendirilmesi-1
•
•
•
•
•
Yetişkinde beklenen drenaj miktarı, tüp
yerleştirildikten ilk 3 saatte 100 ile 300 ml; yirmi dört
saatte 500-1000 ml’dir.
Drenaj ameliyattan sonra ilk birkaç saatte fazla
miktarda kanlı olabilir ve sonra seröze döner.
Aniden fışkırma tarzında olan drenajda, kalmış (koyu)
kan olabilir ve aktif kanama (parlak kırmızı)
olmayabilir.
Bu fazla drenaj hastanın pozisyon değişikliği nedeniyle
olabilir.
Ani olarak 100 cc’den daha fazla drenaj olması,
torakstan taze kanamayı işaret eder.
Göğüs Tüpünün Çıkarılmasına Yardım Etme
• Göğüs tüpünün çıkarılması hekimlerin ya da ileri
uygulama hemşirelerinin görevidir.
• Hemşireliğin özelleşmiş bir alanında yüksek lisans
derecesi olan hemşiredir.
• Hemşireler göğüs tüpünü çıkarmak zorundaysalar,
bu işlem için kurumun yazılı politikası ve
standartları olmalıdır.
• Hemşire, göğüs tüpünün çıkarılması için hastayı
hazırlar, gerekli ilaç istemlerini alır ve tüp
çıkarılmadan önce hastanın analjezi gereksinimini
değerlendirir.
• Hastaya hastanın beklentisinin ne olacağı ve
işlem hakkında bilgi verir.
• Göğüs tüpünün çıkarılması sırasında doktor göğüs
tüpünü çıkarana kadar, hastanın nefesini alıp,
tutması önemlidir.
• Bu manevra flaster uygulamadan önce ve tüp
çıkarılırken, havanın göğüs içine girmesini önler.
• Hasta nefesini tutarken göğüs tüpü hızla
çekilir.Yara yerinin üzeri pansumanla kapatılır.
• Bazı olgularda yara, deri klipsleri ya da dikiş
ipleriyle dikilir.
• Hastaya rahat pozisyon verilir
• Göğüs tüpünün çıkarılması doktorun görevidir ve
hemşire bu uygulama için özel olarak
görevlendirilir.
Sualtı Kapalı Göğüs Drenajına ilişkin Olası Sorunlar
• Drenaj şişesinde kırık ya da çatlak olması
• Göğüs drenaj şişesinin devrilmesi
• Drenaj şişesinin hastanın göğüs seviyesine ve
üzerine çıkması
• Drenaj tüpünün şişeye yakın bir yerde bükülmesi
Sualtı Kapalı Göğüs Drenajına ilişkin Olası Sorunlar-1
• Şişeden hava çıkışını sağlayan açıklığın kapalı
olması
• Şişedeki su seviyesinin az olması, tüpün ucunun
açıkta olması
• Tüpün hastanın altında kıvrılması
• Tüpün takılı olduğu yerden çıkması
Göğüs Fizyoterapisi
• Pulmoner rehabilitasyon kapsamında yer alan ve
derin solunum ve öksürük egzersizlerini, postüral
drenajı, omuz-kol egzersizlerini, perküsyon ve
vibrasyon manevralarını içeren bir tedavi şeklidir.
a-Postüral drenaj: Akciğerin lob ve segmentlerinden
sekresyonu mobilize etmek için dokuz farklı
yerçekimi yardımlı pozisyonun kullanımını içerir.
• Postüral drenaj için en uygun zaman sabah
uyandıktan sonra (gece biriken sekresyondan
dolayı) ve yemekten 1-2 saat sonradır
(gastroözefajial reflüyü önlemek için).
• Postüral drenaj pozisyonları en az 5-10 dakika
olmalı, sekresyon miktarı fazla ve kıvamı koyu ise
daha uzun sürmelidir.
• Tedavinin toplam süresi 40-45 dakikayı
geçmemelidir
Postüral drenaj pozisyonları
b-Perküsyon: Solunum siklusunun başından sonuna
kadar kubbe şeklindeki el ile göğüs kafesine ritmik
bir şekilde vurarak ya da mekanik perküsyon
kullanarak havayolu sekresyonunun bronşial
duvardan gevşetilmesi için uygulanır.
• Perküsyonda parmaklar ve başparmak
addüksiyonda, el kubbe şeklinde uygulanır.
Perküsyonda elin pozisyonu.
c-Shaking: Sarsma tarzında yapılan daha yavaş
vibrasyon formudur.
• Solunumun ekspirasyon fazı boyunca etkilenmiş
akciğer segmenti üzerine 2 Hz frekans ile
yukarıdan aşağı doğru basınç uygulanır.
• Sıklıkla perküsyondan sonra uygulanır.
• Kontrendikasyonları perküsyon ile aynıdır.
• d-Vibrasyon: Ekspirasyon boyunca etkilenmiş
akciğer segmenti üzerine elle uygulanan shaking’in
daha nazik modifikasyonudur.
• Perküsyonu genellikle vibrasyon izler. Vibratör
ekspirasyon boyunca 10-15 Hz frekans ile
uygulanabilir.
• Çünkü vibratör göğüs kafesi üzerine çok az basınç
uygular ya da basınç uygulamaz.
• Perküsyon ve shaking’in kontrendike olduğu
durumlarda kullanılabilir.
e-Rib springing: Fazla basınçla yapılan vibrasyonun daha
güçlü şeklidir.
• Postüral drenaj, perküsyon ve vibrasyonun amaçları:
1-Ekspektorasyonla koyu sekresyonların atılımı
2-Hava yolları direncinin azalması
3-Oksijenasyonun artması
4-Kompliansın artması
5-Ventilasyonun gelişmesi
HAVAYOLU TEMİZLEME TEKNİKLERİ
a-Öksürük manevraları: Büyük ve santral hava yollarının
temizliği için en sık ve en kolay kullanılan yöntemdir.
• Kontrollü öksürük: Hava yolu kollapsına neden olmayacak
şekilde mukusun zorlu ekspirasyonla mobilize edilmesini
sağlar.
• Dik oturan hasta derin bir nefes alır sonra glottisi
kapatarak nefesini tutar intratorasik basıncı 50-200
mmHg arasında tutacak karın kaslarını kasar, abdominal
kasları kasarken glottisi açıp havayı hızlıca ve zorlu
şekilde dışarı verir
• Trakeal öksürük stimülasyonu: Öksürüğü kontrol etmeye
gücü yetmeyen hastalar için kullanılır (strok, kafa
travması). Öksürük refleksini başlatmak için trakeaya
hızlıca içten ve aşağı doğru basınç uygulanır.
• Aktif-asistif öksürük: Zayıf ve paralizili karın kaslarından
dolayı (servikal tetraplejideki gibi) inefektif öksürüğü
olan hastalarda kullanılır.
• Hastanın vital kapasitesi 1200-1500 ml altında ise derin
mekanik solunum ve takiben aktif-asistif öksürük
sağlanmalıdır.
• Manuel-asistif öksürük: Yardımcı kişi kolu veya elinin
tepesi ile göğüs kafesi üzerine güç uygularken eşzamanlı
olarak hasta ekspirasyon ve öksürmek için çabalar.
• Basınç, hasta yatarken göbek hizasından diyaframa karşı
uygulanır.
• Self-asistif öksürük: Daha avantajlıdır ve hastanın daha
fazla aktif katılımını içerir.
• Maksimal inspirasyon süresince baş ve gövdenin
pozisyonlanması hastaya öğretilmeli ve böylece öksürme
sağlanmalıdır.
KONTROLLÜ SOLUNUM TEKNİKLERİ
• Diyafragmatik solunum: Hastaya inspirasyon sırasında
diyafragmanın tam inmesi ekspirasyon sırasında pasif
relaksasyonu öğretilir.
• Hastanın ya da fizyoterapistin elleri abdomeni hareketini
hissedecek şekilde anterior kostal kenarın tam altında
rektus abdominis kası üzerine yerleştirilir.
• Yavaş ve derin solunum yapması istenir.
• Omuzlar gevşek üst göğüs hareketsizdir.
Diyafragmatik solunum
• Abdomenin yükselmesine izin verilir. Sonra yavaş
bir şekilde hava dışarı çıkarılır.
• Bu işlem 3-4 kez yaptırılır.
• Diafragmatik solunum hasta 45 derece sırt üstü
yatarken, oturma, ayakta durma, merdiven çıkma
gibi aktiviteler sırasında yaptırılır.
• İnspiryum sırasında abdomene ağırlık koyulup ya
da diafragmaya direnç uygulayarak çalıştırmak
diafragmaya rezistif egzersiz sağlar
Diyafragmatik solunum
• İnsentif spirometre:
• Özellikle operasyon sonrası pulmoner
komplikasyonları önlemek ya da azaltmak için
kullanılan mekanik bir cihazdır.
• Ağızlığının hastanın dudakları arasına yerleştirilip
yavaş ve derin bir inspirasyon yapılması,
inspirasyonda cihazın içindeki topların üç saniye
kadar tutulması önemlidir.
• Bu işlem alveollerin içinde kolletarel ventilasyonu
sağlar ve inspiratuvar kasları güçlendirir.
• Her saat 10-15 kez kullanımı önerilir.
• Segmental solunum:
• Akciğerin az havalanan segmentleri hedeflenir.
• Segmental solunumdan önce her hava yolu engeli
temizlenmelidir.
• Hipoventilasyon bölgesinin üzerine klinisyen ya
da hasta ellerini yerleştirerek direnç uygular bu
sırada hastadan nefes alması istenir.
• Klinisyen toraksın lokal genişlemesini
hissettiğinde el direnci tam inhalasyona izin
verecek şekilde gevşetilir.
Segmental solunum teknikleri.
• Büzük dudak solunumu (Pursed Libs Breathing):
• Dispneyi ve kronik obstrüktif akciğer hastalığı olan
hastalarda nefes işini azaltmakta kullanılır.
• Küçük hava yollarının kollapsı sebebiyle oluşan hava
tuzaklanmasını engeller.
• Hasta ağız kapalı iken birkaç saniye boyunca burnundan
nefes alır, sonra dudaklarını büzerek 4-6 saniye boyunca
yavaşça nefes verir.
Download