CELAL BAYAR ÜN*VERS*TES* AHMETL* MYO ÇEVRE KORUMA

advertisement
CELAL BAYAR ÜNİVERSİTESİ
AHMETLİ MYO
ÇEVRE KORUMA 2. HAFTA
Öğr. Gör. Arzu SALKIM ER
Büro Yönetimi
DÖNEMİN İŞLEYİŞİ
• GİRİŞ
• SEKTÖREL ÇEVRE SORUNLARI
• ATMOSFERİK ÇEVRE KİRLİLİĞİ
Hava Kirliği
Su Kirliliği
• İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNE BAKIŞ
• ÇEVRESEL PROBLEMLER VE ÇEVRE KORUNMASINDA KİŞİSEL TUTUMLAR
• ÇEVRE KİRLİLİĞİNİN SONUÇLARINA EKONOMİK ÇÖZÜM ARAYIŞLARI
• ÇEVRESEL BOZULMA VE KARBON TİCARETİ
• ÇEVRE VE DOĞAL KAYNAK YÖNETİMİ
GİRİŞ
• 21. yüzyılda durmaksızın gelişen endüstri, temelde
biz insanlara daha kolay ve iyi yaşama ortamı
sağlamayı amaçlamaktadır.
• Bunun bilincinde olan insanoğlu, gelişen
endüstrileşmenin getireceği olası nimetlerden daha
fazla faydalanabilme arzusunu hep taşımıştır.
• Ancak, insanoğlu bunu yaparken çevresine yapmış
olduğu tahribatın ileride ne sonuçlar vereceğini
kestirememiş ve bunun bedelini pahalıya ödemiştir.
• Endüstrileşen ülkeler, geç de olsa bu çevre
tahribatının tüm canlılar üzerindeki olumsuz
etkilerini fark ettiler. Bunun sonucu olarak çevre
koruma bilinci ortaya çıkmaya başladı.
• Çevre koruma düşüncesi ne bir lüks ne de
geçmişe özlem duyma rüyasıdır.
• Aksine, toplumların gelişmesine dayanak olabilen
ve bu yüzden de uzun dönemde insan soyunun
varlığını sürdürebilmesi için kaçınılmaz olan bir
gerekliliktir.
• Sanayi devriminden sonra, insan kaynaklı emisyonlardaki artışın
etkisiyle atmosferdeki karbondioksit seviyesi hızla artmış ve
atmosferin kimyası değişmiştir. Bu bağlamda son 40-45 yıl içinde iklim
değişikliğine ilişkin kamuoyunun farkındalığı ve kaygıları da yaygın
hale gelmiştir. İnsan kaynaklı iklim değişikliğinin ekosistemler ve
insanlar üzerinde nasıl etki yapacağının tahmini ve değişimin olumsuz
etkilerinin önlenmesi konusundaki çalışmalara daha fazla önem
verilmeye başlanmıştır.
SEKTÖREL ÇEVRE SORUNLARI
Çevre Kirliliği Tarihsel Gelişim
• Özellikle 18. yüzyılda, başlayan “Endüstri Devrimi”
sürecinin hızla tüm dünyaya yayılması ile birlikte
daha fazla üretim için endüstrinin doğal aracı
durumundaki hammadde tüketimi de hızla
artmıştır.
• Doğal kaynaklar hiç bitmeyecekmişçesine büyük bir
savurganlıkla harcanmıştır.
• Bunun yanında fabrikalardan üretim amacıyla
kullanılan son derece zararlı atıklar da çevreye
atılıyordu.
• Çevre tahribatının tüm canlılar üzerindeki
olumsuz etkilerini fark edilmesi ile1950 ile 1960
yılları arasında çevre koruma bilinci ortaya
çıkmaya başladı.
• Çeşitli ülkelerde oluşan baskı grupları ve basın,
çevre sorunlarını gündeme getirerek
kamuoyunun dikkatini ekoloji ve çevre
kavramlarına çekmeyi başarmıştır.
• Bu amaçla geliştirilen çevre yönetim araçlarının
başında Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED)
gelmektedir.
O günden günümüze kadar ÇED konusunda
yapılan çalışmaları şöyle özetleyebiliriz:
• 5 Haziran 1972 İnsan ve Çevre (İsveç – Stockholm)
• UNEP (Birleşmiş Milletler Çevre Programı) kurulmuştur.
• 1980, UNEP ve UNDP (Dünya Bankası ve Birleşmiş
Milletler Ekonomik Kalkınma Teşkilatı) “Ekonomik
Kalkınmada Çevre Politikaları ve Yöntemleri
Deklarasyonu’’ kabul edilmiştir.
• 1982’de OECD (Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü)
“Kalkınma Yardımlarının Çevresel Boyutları” konulu
toplantı düzenlenmiştir.
• 1. Ocak 1970 Ulusal Çevre Politikası Kanunu (NEPA),
ABD’de NEPA’nın yürürlüğe girmesiyle birçok ülkede çevre
sorunları ile ilgili devlet örgütleri geliştirilmiştir.
• ÇED uygulamasını zorunlu kılan NEPA örneğinden
hareketle, ABD’de pek çok eyalet ve bazı büyük
belediyeler, benzer düzenlemeleri yürürlüğe
koyarak uygulamaya geçmişlerdi. ABD’de NEPA’nın
yürürlüğe girmesiyle birçok ülkede çevre sorunları
ile ilgili devlet örgütleri geliştirilmiştir.
• 1973 yılında Kanada’da “Çevre Değerlendirme ve
Denetleme Yöntemleri” (EARP) isimli doküman
yayınlanmıştır.
• 1973’te AET (Avrupa Ekonomik Topluluğu)
bünyesinde “Birinci Çevre Eylem Programı”
yürürlüğe konmuştur. Söz konusu eylem programı
1976, 1982 ve 1986’da üç kere gözden geçirilerek
yenilenmiştir.
Çevreye İlişkin Tanımlar
Çevre: Kısaca, canlı ve cansız varlıkların bir arada
bulundukları birbirini etkiledikleri ve birbirinden
etkilendikleri ortamı “çevre” olarak tanımlayabiliriz.
Çevrebilimi: Tüm canlı ve cansızların karşılıklı
etkileşimini inceleyen bilim dalına “çevrebilim”
denir.
Çevre Kirliliği: Çevrenin doğal yapısını ve bileşiminin
bozulmasını, değişmesini ve böylece insanların
olumsuz yönde etkilenmesini “çevre kirlenmesi”
olarak tanımlanabilir.
Çevre Kirliliği
Ekoloji: Organizmaların çevreleriyle olan ilişkilerini
inceleyen bir bilim dalıdır. Ekoloji, çeşitli türdeki
canlıların çevreleri ile uyumlu olarak nasıl
yaşamlarını sürdürdüklerini veya bu canlı varlıkların
hangi şartlar altında besinlerini ve ihtiyaçlarını
karşıladıklarını ve çeşitli fonksiyonların ne tür bir
canlı topluluğu içinde yürütüldüğünü inceleyen
bilim dalıdır.
Ekolojik Denge: İnsan ve diğer canlıların varlık ve
gelişmelerini doğal yapılarına uygun bir şekilde
sürdürebilmeleri için gerekli olan şartların
bütününe çevre dengesi denir.
Doğa: İnsan etkinliğinin dışında kendi kendini sürekli
olarak yenileyen ve değiştiren güç canlı ve cansız
maddelerden oluşan varlığın tümüne doğa denir.
Yaşam Kalitesi: Yaşam kalitesi, kişinin içinde yaşadığı
çevrede kendi sağlığını kişisel olarak algılayışını
tanımlamaktadır.
Esas amaç kişilerin kendi fiziksel, psikolojik ve sosyal
işlevlerinden ne ölçüde memnun olduklarının ve
yaşamlarının bu yönleri ile ilgili özelliklerin varlığı
veya yokluğunun ne ölçüde onları rahatsız ettiğinin
saptanmasıdır.
Sürdürülebilir Kalkınma: Bugünkü ve gelecek
kuşakların çevreyi koruyarak, sağlıklı ve dengeli bir
çevrede yaşamasını güvence altına alan kalkınma
politikalarının bütününe “sürdürülebilir kalkınma”
denir.
Çevre Koruma: Çevresel değerlerin ve ekolojik
dengenin tahribini, bozulmasını ve yok olmasını
önlemeye, mevcut bozulmaları gidermeye, çevreyi
iyileştirmeye ve geliştirmeye yönelik çalışmaların
bütününe çevre koruma denir.
Alıcı Ortamlar: Hava, toprak ve suyu alıcı ortamlar
olarak tanımlamaktayız.
Çöp Nedir? – Atık Nedir?
Çöp:
Çöp, İşlevini yitirmiş ve kullanılamaz her türlü
materyale verilen genel addır.
• Yenilen ve kendilerinden yiyecek ve içecek maddeleri
üretilen meyve, sebze ve diğer gıda maddeleri ile
üretimde veya tüketimde kullanılan maddelerin işe
yaramayan kısımları, kullanılmaz hale gelen eşyalar
ve değerini yitiren maddeler olarak da
tanımlanmaktadır.
• Çöpü toplayıp bertaraf etmekle görevli kişi, kurum ve
kuruluşların gözünde; cinsi, niteliği ve niceliği ne
olursa olsun, "çöplük" olarak belirlenen yerlere
bırakılan, insan ve çevre sağlığına zarar vermeden
bertaraf edilmesi gereken katı atıkların hepsi çöptür.
Atık:
• Kullanılma süresi dolan ve yaşadığımız ortamdan
uzaklaştırılması gereken katı maddelere ‘katı atık’
denir.
• Kullanılmış ve artık istenmeyen ve çevre için zarar
oluşturan her türlü maddedir.
• Atık türleri: Evsel atık, Endüstriyel atık, Hastane
atıkları vs. olarak sayılabilir…
Atık:
Herhangi bir faaliyet sonunda çevreye bırakılan her
türlü maddeye atık denir.
• Endüstriyel Atık: Teknolojik gelişmeye bağlı olarak
ortaya çıkan çevre ve insan sağlığını tehdit eden
endüstriyel nitelikli atıklara endüstriyel atık denir.
• Evsel Atık: Evsel atıkları kısaca evlerden atılan tehlikeli
ve zararlı katı atık kavramına girmeyen, mutfak, bahçe
gibi yerlerden gelen katı atıklar olarak tanımlayabiliriz.
Evsel katı atıkların çoğunu organik atıklar(yağ), kalan
kısmını ise kağıt, karton, tekstil, plastik, deri, ağaç,
metal, cam ve kül gibi maddeler oluşturur.
Büyük yerleşim merkezlerinin karşılaştıkları en önemli
sorunlardan birisi de, kentsel çöpler, yani evsel
atıklardır.
Evsel Atık
Endüstriyel Atık
Radyoaktif Atık
Tıbbi Atık
Yağ
• Atık yağlar ekotoksik özelliğe sahiptir.
• Ortamı kirleterek,ortamda yaşayan canlıların yaşam
alanlarını yok ederek tahribatına yol açar.
• Atık yağlar su kirliliğinin %25 ‘ini oluşturmaktadır.
• Evsel suların içindeki bu yağlar biyolojik olarak
arıtmak mümkün değildir.
• Atık yağlar suya karıştığı zaman; temiz su yüzeyini
kaplar. Su sistemine zarar verir.
• Havadan suya oksijen transferini önler, zamanla
oksijenin azalmasına sebep olur.
• Kanalizasyonların temizlenmesi ülkemiz için çok
büyük maliyetlere neden olmaktadır.
• Bu nedenle ülke ekonomisine zarar verir.
• Atık yağlar soba, fırın gibi yerlerde yakılması
yasaktır.
• Atık yağların yakılması; içindeki ağır metal ve klor
bileşenleri hava ile birlikte, atmosfere salınarak
havayı kirletir.
• İnsan sağlığı açısından oldukça zararlıdır.
• Çöpe dökülen atık yağlar dolaylı bir şekilde alıcı
ortama karışır.
• Depolama alanlarında sık sık yangına
neden olur.
• Lokanta, restoran ve fast food gibi pişirme
merkezlerinde kızarmalık yağ gereğinden fazla
kullanıldığı zaman kimyasal yapısı bozulur.
• Sağlığımızı tehlike altına sokar.
• Toprağa döküldüğü zaman toprağın yapısını bozar.
Bitkilere zarar verir.
• Verim kaybına neden olur.
“1litre atık yağ, 1 milyon litre suyu kullanılamaz, 5
milyon litre suyu içilemez duruma getirir.”
Bitkisel Atık Yağlar Ne Yapılmalıdır?
• Kullanılmış kızartmalık yağları diğer atıklardan
ayrı olarak temiz ve ağzı kapaklı bir kapta
biriktiriniz.
• Kullanılmış kızartmalık yağları, çevrenin
korunması amacıyla kanalizasyona, toprağa,
denize ve benzeri alıcı ortamlara dökmeyiniz.
• Bu yağları kullanılmış kızartmalık yağ
toplayıcılarına vermeye özen
gösteriniz.
Bitkisel Atık Yağların Geri Dönüşümü
• Kullanılmış bitkisel atık yağlardan Biodizel
üretilmektedir.
• Biodizel; ayçiçek, soya, kanola, aspir gibi yağlı
tohum bitkilerinden elde edilen yağların veya
hayvansal yağların bir katalizör eşliğinde kısa
zincirli bir alkol ile reaksiyonu sonucunda açığa
çıkan ve yakıt olarak kullanılan bir üründür.
• Hava kirliliğini azaltan organik ve çevreci bir
yakıttır.
• Plastikler: Henüz 60 yıllık bir teknolojik gelişmeye
sahip olan plastik ürünler, diğer temel maddelerle
kıyaslanabilir bir tüketim seviyesine kısa sürede
ulaşmıştır.
Plastik malzemenin hafifliği ve ucuz işlem maliyeti,
metal ve ağaç gibi yapı malzemelerine karşı bir
avantaj doğurmaktadır.
Türkiye’de kişi başına yılda yaklaşık 6,5 kg. plastik
tüketilmektedir.
Bu miktar dünya ortalamasından 2 defa daha
düşüktür.
• Hastane(Tıbbi) Atıkları:
Hastanelerden veya diğer sağlık kuruluşlarından
tıbbi, enfekte patojen ve patolojik atıklara hastane
atıkları denmektedir.
Hastane atıklarına kullanılan serum kordonları, ilaç
ve kimyasal madde şişeleri, kan tüpleri, insan
vücudundan alınan parçalar, metal ameliyat araç ve
gereci, kullanılan enjektörleri örnek verebiliriz.
• Gelişmiş ülkelerde tıbbi kuruluşlar her yıl yarım
milyon ton atık üretmektedir.
• Hastaneler tıbbi atıkların %77’sini üretmektedir.
• Sağlık uygulamalarının tek kullanımlık malzemeye
dayandırılması da bu atık miktarını arttırmaktadır.
Tıbbi Atıkların Gruplandırılması
• Genel atıklar
• Patolojik atıklar
• Radyoaktif atıklar
• Kesici-Delici aletler
• Kimyasal atıklar
• İnfeksiyöz atıklar
• Farmasötik atıklar
• Basınçlı kaplar
Patolojik atıklar
• Doku, organ, insan fetusu ve hayvan cesetleri,
kan ve vücut atıklarıdır.
• Ülkemizde tüm insan vücut parçaları
gömülmektedir.
Kesici-Delici aletler

İğneler, diğer kesici-delici özellikte atıklar,
bıçaklar, infüzyon setleri, testerelerden
oluşan bu tür atıklar, infekte olsun veya
olmasın, yüksek derecede tehlikeli atık
olarak kabul edilir.
Farmasötik atıklar
• Hastanede kullanılan, artmış veya günü geçmiş
her türlü ilaç vb. maddeler.
Atıkların Poşetlere Göre sınıflandırması
• Kırmızı torba =
• Mavi torba =
• Sarı torba =
• Siyah torba =
Tıbbi atıklar
Evsel atıklar
Tehlikeli atıklar
Geri kazanılabilen
atıklar
• Radyoaktif Atık:
İlgili mevzuat uyarınca yetkili kılınan kuruluşlar
tarafından belirlenen serbest bırakma seviyelerinin
üzerinde aktivite ve konsantrasyonda
radyoizotopları bulunduran veya bu
radyoizotoplarla bulaşmış ve tekrar kullanılması
düşünülmeyen madde ve malzemelere radyoaktif
atık denir.
• Piller:
Doğru akımda düşük bir güç veren, içerisinde
kadminyum, cıva, kurşun, çinko gibi zehirli
maddeleri bulunduran, sağladıkları enerji şebeke
enerjisinden pahalı olan, özerk üreteç olma
özelliğine sahip, kolayca taşınabilir enerji kaynağına
pil denir.
İnşaat Atıkları
• Çevre ve görüntü kirliliğine neden olan inşaat
atıkları önemli kent sorunlarından biridir.
• Yapılan araştırmalar, 185 metrekarelik bir evin
yapımı sırasında, 3,5 tondan fazla atık ortaya
çıktığını göstermektedir.
• Günümüzde bazı ülkelerde inşaat atıklarının geri
dönüşüm konusunda çalışmalar yürütülmekte ve
atıkların toplanıp geri kazanılması uygulanmaktadır.
• Tadilat yapılan yapılardan çıkan inşaat
malzemelerinin başka işlerde yeniden kullanılması
da olası geri kazanma yollarından biridir.
Arıtma
Atık su veya gazların kirleticilerden temizlenmesi
işlemlerine arıtma denir.
Tekstil fabrikası artıma tesisi
Geri kazanım (Geri Dönüşüm): Demir, çelik, bakır,
kurşun, kağıt, plastik, kauçuk, cam gibi atık
maddelerin, hammadde gibi kullanılarak, çeşitli
işlemler sonucunda şişe, kutu, plastik, kağıt, gübre
gibi yeni bir maddeye dönüştürülerek kullanılır hale
getirilmesine geri kazanım denir.
Çevre Hakkı: Çevre hakkı, bugün çevre politikaları
alanında önemli ve belirleyici bir değer olarak
karşımıza çıkmaktadır.
Bu noktada çevre hakkı, konusu ve tarafları ile
birlikte önem kazanmaktadır.
Çevre hakkı çevrenin korunması ve
geliştirilmesidir. Bu açıdan, çevre hukuku ve
hakkının konusu, çevre kavramının tanımı ile
açıklığa kavuşturulmuştur.
Download