Nöromüsküler bloke edici ilaçlar

advertisement
Nöromüsküler
bloke edici ilaçlar
Doç.Dr.M.Kemal Yıldırım



Nöromüsküler kavşak, motor sinirlerin
çıplak (miyelinsiz) uçları ile çizgili kas
hücre membranının yaptığı kavşak yeridir.
Burada motor sinir ucu bir plak şeklinde
yassılaşmıştır ve “sinir son plağı” adını alır.
Sinir son plağı, bağlı haldeki asetilkolin
molekülleri ile dolu binlerce vezikül içerir.



Bunun karşısındaki çizgili kas hücre
membranı farklılaşmış bir yapı gösterir.
Kas hücre membranının bu kısmına son
plak (kas taban plağı) adı verilir.
Motor sinir ucundan salıverildikten sonra
asetilkolin molekülleri, difüzyonla kas son
plağındaki nikotinik reseptörlere erişir ve
onları etkilerler.
Etki mekanizmaları ve
sınıflandırılmaları




Nöromüsküler bloke edici ilaçlar etki
mekanizmaları bakımından iki gruba
ayrılırlar:
1.Kompetitif blok yapanlar:
Bunlara “depolarizasyonsuz blok
yapanlar” adı da verilir.
En eski örneğini kürar veya kürarın
aktif alkaloidi olan D-tübokürarin
oluşturur.


Bu gruptaki ilaçlar kas son plağındaki
reseptörlere karşı nörotransmiter
madde (asetilkolin) molekülleri ile
yarışırlar (kompetisyon).
Böylece kompetitif antagonizma ile
asetilkolin’in son plak üzerindeki
depolarizan etkisini azaltırlar veya
tamamiyle engellerler.




Bu grup ilaçların yaptığı felç nöromüsküler
kavşakta asetilkolin konsantrasyonunun
artırmasıyla azaltılabilir;
Antikolinesterazlar bu mekanizma ile felci ortadan
kaldırırlar veya azaltırlar.
Başta neostigmin olmak üzere çeşitli
antikolinesterazlar klinikte bu gruptaki ilaçların
antagonisti olarak kullanılırlar.
Kompetisyon suretiyle blok yapan ilaçlardan
bazıları (galamin ve panküronyum gibi)
antimuskarinik etki de gösterirler. Bu etki özellikle
kalpte belirgindir.



2.Depolarizasyon suretiyle blok
yapanlar:
Bu ilaçlar, nöromüsküler
kavşaklardaki etkileri bakımından
asetilkolin’e benzer.
Son plakta kolinerjik reseptörleri
etkilemek suretiyle, onun gibi lokal
depolarizasyon yaparlar.


Ancak bu ilaçların yaptığı
depolarizasyon, bir impulsun açığa
çıkardığı asetilkolin’in normalde
yaptığı birkaç milisaniyelik
depolarizasyonun aksine, uzun süreli
olur ve dakikalarca devam eder.
Bunun sonucu olarak son plakta
“desensitizasyon” gelişir.
1.Depolarizasyonsuz blok
yapan ilaçlar



Bu gruptaki ilaçların, artık pek kullanılmayan dtübokürarin dışında kalanları kimyasal yapılarına
göre benzilizokinolin türevleri (atraküryum,
mivaküryum ve eskiden kullanılan galamin) ve
aminosteroid türevleri (panküronyum,
roküronyum ve veküronyum) olarak iki gruba
ayrılırlar.
Felcedici etki süresi en kısa (15-30 dakika) olan
atraküryum ve veküronyum, daha uzun etkili olan
diğerlerine göre daha fazla kullanılır.
Mivaküryum daha da kısa etkilidir.
D-Tübokürarin klorür




Birinci gruptaki ilaçların prototipini ve
farmakolojide “kürar-benzeri etki” nin bir
örneğini oluşturur.
Depolarizasyonsuz blok yapan diğer ilaçlar
da nöromüsküler blokla ilgili etkileri
aynısını yaparlar.
Çizgili kaslar üzerine etkisi:
D-tübokürarin insana 10-15 mg dozunda
i.v. injekte edildiği zaman tesiri çabuk
başlar ve çizgili kaslarda güçsüzlük veya
gevşek bir felç oluşur.



Çeşitli kasların bu ilaca karşı duyarlılığı
farklıdır. Kasların felci belirli bir sırayı izler.
En duyarlı olan kaslar göz, orta kulak, yüz,
çene, dil ve farenks kasları ile
parmaklardaki ufak kaslardır.
İlaç küçük dozda verilmişse felç hali
sadece bu kaslara kısıtlı kalır.
Boyun, ekstremite ve gövdedeki
lokomosyon ve postürle ilgili kaslar,
yukarıda sayılanlardan daha sonra felç
edilirler.



Doz artırıldığında interkostal kaslar ve en
sonunda diyafragma felç edilir ve solunum
durur.
Bu nedenle D-tübokürarin ve diğer
nöromüsküler bloke edici ilaçları
uygularken, sun’i solunum yapılması için
gereken instrümantasyon ve personelin
hazır olması gerekir.
D-tübokürarin ve diğer nöromüsküler
bloke edici ilaçların yaptığı çizgili kas felci
esnasında hasta hareketsiz ise de bilinç ve
sensoryum açıktır.




D-tübokürarin’in diğer yapılar üzerinde de
etkisi vardır.
Otonomik gangliyonlarda da asetilkolin’in
etkisini kompetitif antagonizma nedeniyle
azaltır ve gangliyonik aşırımı kısmen bloke
eder; ancak bu etki yüksek dozda ilaç
verildiğinde belirginleşir.
Sempatik gangliyonların blokajı sonucu
kan basıncında düşme olur.
Bu, D-tübokürarin verilenlerde sık görülen
bir yan tesiri oluşturur.




Kan basıncı düşmesine, ilacın vücutta
histamin salıvermesinin de katkısı vardır.
Bronkospazm, bronş ve salya salgılarının
artması gibi histamin salıverilmesine bağlı
diğer tesirler de görülür.
İlacın cilt içine injeksiyonu, lokal histamin
salıvermesi nedeniyle Lewis’in üçlü
cevabını meydana getirir.
D-tübokürarin, bronşiyal astmalı ve atopili
kimselerde kullanılmamalıdır.





D-Tübokürarin mide-barsak kanalından absorbe
edilmez.
Ciltaltı veya kas içinden absorbe edilir.
Plazma proteinlerine bağlanmaz.
Bu ilaç ve diğer nöromüsküler bloke ediciler,
moleküllerinde kuvaterner azot grupları
içerdiklerinden santral sinir sistemine giremezler.
Nöromüsküler kavşağa çabuk nüfuz eder, tesiri
hemen başlar. Bir dozun yaptığı kas felci, 1-2
dakikada başlar ve 20-30 dakika kadar devam
eder.


Myastenia gravisli hastalar ve hipokalemili
hastalar D-tübokürarin ve benzeri ilaçların
felç edici etkisine fazla duyarlıdırlar. Bu
gibi hastalarda kullanılmamalıdır.
Eter, izofluran, enfluran ve çok daha az
derecede olmak üzere, halotan gibi genel
anesteziklerle anestezi edilmiş kimselerde
depolarizasyonsuz blok yapan ilaçların
felcedici etkisi potansiyalize edilir.



Neomisin, streptomisin ve diğer
aminoglikozid antibiyotikler, polimiksin,
zayıf da olsa motor sinir uçlarından
asetilkolin salıverilmesini inhibe etmek
suretiyle çizgili kasları felç etme özelliği
gösterirler.
Bundan dolayı bu ilaçlar da
depolarizasyonsuz blok yapan ilaçların
etkisini potansiyalize edebilirler
Uzun süre fenitoin ile tedavi edilen
hastalarda bu tür ilaçlara duyarlılık
azalabilir.
Atraküryum bezilat


Yapıca dimetiltübokürarin’e benzeyen
sentetik bir ilaçtır.
En ilginç özelliği vücutta önemli ölçüde
non-enzimatik olarak inaktive edilmesidir.
İ.v. injeksiyondan sonra dolaşıma girince
plazma pH’sinde Hofmann eliminasyonu
denilen non-enzimatik bir kimyasal
reaksiyonla tek kuvarterner azot içeren
inaktif bir bileşik olan laudanozin
maddesine dönüşür.



Depolarizasyonsuz blok yapan diğer
ilaçlardan farklı olarak karaciğer fonksiyon
bozukluğu olanlarda etkinliğinde ve etki
süresinde artma olmaz.
Hastada hiperventilasyon yapılırsa, kan
pH’si artacağı için atraküryumun yıkılması
hızlanır ve etki süresi kısalır.
Atraküryumun i.v. injeksiyonundan sonra
kas felci çabuk başlar, yaklaşık 3-6
dakikada maksimuma çıkar ve 30 dakika
kadar devam eder.




Benzer ilaçların aksine bu ilacın yaptığı kas
felcinden hasta çabuk kurtulur.
Histamin salıverici etkisi, sempatik sistem
ve kardiyovasküler sistem üzerindeki
etkileri, benzeri diğer ilaçlarınkine göre
(veküronyum hariç) zayıftır.
Atropin ile premedikasyon yapılmamış
hastalarda ameliyat sırasında gelişen ağır
refleks bradikardiye neden olabileceği
bildirilmiştir.
Bu ilacın ara metaboliti olan laudanozin,
SSS’ne geçebilir ve onu stimüle edebilir.
Panküronyum bromür




Steroid halka sistemine bağlı iki
kuvarterner azot içeren (aminosteroid)
sentetik bir ilaçtır.
Kürarizan etkisi kalitatif yönden Dtübokürarin’inkine benzer.
Gravimetrik etki gücü yüksektir.
2 mg i.v. panküronyum’un yaptığı kas
gevşemesi, 10-15 mg i.v. D-tübokürarin’in
yaptığına aşağı yukarı eşit derecededir.
Etkilerinin başlama ve devam süreleri
aşağı yukarı aynıdır.




Panküronyum ganglion bloke edici etki
göstermez.
Histamin salıverici etkisi belirgin değildir.
Galamin gibi kalpte antimuskarinik (postsinaptik
M2 reseptör blokörü) etki gösterir; taşikardi
yapar, kalp debisini artırır ve kan basıncını
yükseltebilir. Seyrek olarak ventriküler
ekstrasistol oluşturur.
Panküronyum plazma kolinesterazını inhibe eder
ve bu ilaçtan sonra süksinilkolin verilirse onun
etki süresini uzatır.




Karaciğerde hidroksillenmek suretiyle
kısmen metabolize edilir.
Büyükçe bir kısmı değişmeden
böbreklerden itrah edilir.
Karaciğer ve böbrek yetmezliğinde
eliminasyonu yavaşlar.
Gebenin dolaşımından fötal dolaşıma
önemsiz derecede geçer, bu nedenle
obstetrik anestezide kullanılabilir.
Veküronyum bromür




Panküronyum gibi aminosteroid yapılı bir
ilaçtır.
Eşit-etkin dozlarda verildiğinde etki süresi
panküronyumunkine göre çok kısadır.
Veküronyumun etkisinin sona ermesi
eliminasyona değil, esas olarak dağılım
veya redistribüsyona bağlıdır.
Eliminasyonu karaciğerde metabolize
edilmek ve kısmen safra içine itrah
edilmek suretiyle olur.






Karaciğerde esas olarak, deasetilasyonla hidroksi ve
dihidroksi türevlerine dönüşmek suretiyle metabolize edilir.
3-hidroksi türevi ana ilacın %60’ına yakın bir etki gücü
gösterir.
İntravenöz injeksiyondan sonra kasların felç olmaya
başlaması yaklaşık 1 dakikada başlar ve felç 5-6 dakikada
maksimuma ulaşır.
Bu süre süksinilkolin’inkine göre oldukça uzun ve
panküronyumunkine göre biraz kısadır. Tek dozun etkisi 3060 dakikadır.
Veküronyum genellikle kardiyovasküler sistemde bir
değişiklik yapmaz.
Histamin salıverilmesine neden olmaz.
Roküronyum






Yeni bir aminosteroid türevi nöromüsküler bloke
edicidir.
Etkisinin başlaması en hızlı olan
depolarizasyonsuz blok yapıcı ilaçtır.
Farmakokinetik profili veküronyumunkine benzer;
fakat etkisi daha çabuk başlar ve etki süresi biraz
daha kısadır.
İntravenöz injeksiyondan 1 dakika sonra
intübasyon için yeterli bir gevşeme yapar.
Kardiyovasküler yan tesir yapmaz ve histamin
salıvermez.
Etkisinin çabuk başlaması nedeniyle trakea
intübasyonunu kolaylaştırmak için kullanılabilir.
Mivaküryum




Atraküryum ve veküronyuma göre daha
kısa etkili yeni bir ilaçtır.
Kısa süren cerrahi girişimler için uygundur.
Süksinilkolin gibi, plazmadaki
psödokolinesteraz tarafından hızlı bir
şekilde inaktive edilir.
Atipik kolinesteraz bulunanlarda veya
antikolinesteraz verildiğinde etki süresi
uzar.





Kardiyovasküler yan tesirlerinin minimum
derecede olduğu bildirilmiştir.
Etkisi diğer depolarizasyonsuz blok yapan
ilaçlarınkine göre daha çabuk gelişir.
İ.v. injeksiyondan sonra 3-6 dakika içinde
maksimum felç yapar.
Yaptığı felçten açılma da hızlı olur.
Etkisi ortalama 25 dakika sürer.
Depolarizasyonsuz blok
yapan ilaçlarla diğer ilaçlar
arasındaki önemli
etkileşmeler




Depolarizasyonsuz blok yapan ilaçların yaptığı
nöromüsküler blok inhalasyon genel anestezikleri
tarafından potansiyalize edilir.
En fazla potansiyalizasyon yapanlar; izofluran,
enfluran ve eterdir.
Halotan bunlara göre daha az potansiyalizasyon
yapar.
Azot protoksid ve katı genel anesteziklerin bu
bakımdan pek önemi yoktur.



Genel anesteziklerin yaptığı
potansiyalizasyon başlıca iki nedene
dayanır:
İ)Genel anestezikler santral etkileriyle
çizgili kasları gevşetirler; onların yaptığı
santral gevşeme, nöromüsküler bloke
edicilerin yaptığı periferik gevşemeye
eklenir,
İİ)Genel anestezikler kasın son plağını
kısmen stabilize ederler; bu nedenle
nöromüsküler bloke edicilerin aynı yöndeki
etkilerini artırırlar.


Neomisin, streptomisin ve diğer aminoglikozid
antibiyotikler motor sinir ucundaki kalsiyum
kanallarını bloke ederek asetilkolin salıverilmesini
inhibe ederler ve gerek depolarizasyonsuz
gerekse depolarizasyonlu blok yapan ilaçların
yaptığı kas felcini potansiyalize ederler.
Polimiksin B, kolistin, klindamisin ve linkomisin
gibi antibiyotikler presinaptik ve postsinaptik
etkileri ile nöromüsküler aşırımı zayıflatabilirler ve
nöromüsküler bloke edicilerin felcedici etkinliğini
artırırlar.



Dihidropiridin türevleri veya verapamil ya da
diltiazem gibi kalsiyum antagonistleri, lokal
anestezikler, kinidin ve diğer sınıf 1 antiaritmikler,
metronidazol ve diğer imidazol türevleri de
sözkonusu ilaçların etkinliğini artırabilir.
Hipokalemili hastalarda ve myastenia gravis
olgularında depolarizasyonsuz blok yapan ilaçlara
duyarlılık artmıştır. Tiazidler ve hipokalemi yapan
diğer diüretikler de duyarlığı artırabilirler.
Uzun süren fenitoin tedavisi duyarlılığı azaltabilir.
2.Depolarizasyonlu blok
yapan ilaçlar
Süksinilkolin klorür




Süksinik asidin dikolin esteridir.
Halen kullanılan nöromüsküler bloke ediciler
içinde etkisi en çabuk başlayan ilaçtır.
İntravenöz yoldan verilen 20 mg’lık ufak bir
dozunun etkisi 1 dakikada başlar ve 1.5-2
dakikada maksimuma erişir; yüksek dozda (1-2
mg/kg i.v. gibi) verildiğinde bu süreler daha da
kısalır.
Optimal dozda verildiğinde etkisi 5-10 dakika
kadar sürer.



Depolarizasyonsuz blok yapan ilaçların felç edici
etkisinin başlama ve maksimuma erişme süresi
süksinilkolininkinin, ilacına göre değişmek üzere
genellikle 2-3 katı kadardır.
Etkisi en çabuk başlayan ilaç olmasından başka,
halen kullanılan nöromüsküler bloke edici ilaçlar
içinde süksinilkolin, etkisi en kısa sürendir.
Etkisinin en çabuk başlaması nedeniyle, anestezi
başlangıcında trakea intübasyonunu
kolaylaştırmak için en tercih edilen ilaçtır.



Süksinilkolin ve diğer depolarizan ilaçlar
injekte edildikleri zaman, çizgili kaslarda,
özellikle göğüs ve abdomen kaslarında,
önce fasikülasyon biçiminde kasılmalar
görülür.
Daha sonra boyun, kol ve bacak kasları
felç olur.
Doz fazla değilse bu esnada yüz, çiğneme,
dil, farenks ve larenks kasları ancak
güçsüzlük halinde, solunum kasları ise
kısmi felç halindedir.

Buna göre, depolarizasyonsuz blok
yapan ilaçların aksine, süksinilkolin
verildiğinde diğer kaslarda felç
meydana geldiği zaman
diyafragmadaki nöromüsküler aşırım
da belirgin derecede bloke edilmiştir.


Süksinilkolin endotrakeal intübasyon,
endoskopi, laringospazmın
çözülmesi, ortopedik
manipülasyonlar ve elektrokonvülsif
şok tedavisi gibi kısa süreli girişimler
için kullanılması tercih edilen bir
ilaçtır.
Bu gibi durumlarda ilacın tek doz
halinde injeksiyonu yeterlidir.
Yan tesirleri


Süksinilkolin nisbeten fazla sayıda
yan tesir yapabilen bir ilaçtır.
Ancak i.v. injeksiyonundan sonra çok
çabuk felç yapar ve çabuk trakea
intübasyonuna olanak verir ve ayrıca
kısa etki süreli olması bir avantaj
sağlar.





Süksinilkolin kardiyovasküler sistemde,
asetilkolininkine benzeyen bir tesir yapar.
Bu tesir iki fazladır:
İ)Başlangıçta kısa süreli bradikardi meydana gelir,
bazen bununla birlikte kan basıncında düşme de
olur.
İİ)Daha sonra uzun süren bir taşikardi ve
hipotansiyon dönemi olur.
Süksinilkolin parasempatik gangliyonların
uyarılmasına bağlı olarak tükrük salgısında ve
solunum yolları mukoza bezlerinin salgısında
artma yapar.

Süksinilkolin ile kas felci yapılan
hastalarda ilacın uygulanmasını
izleyen birkaç gün içinde özellikle
omuz ve sırt kaslarında birkaç
saatten birkaç güne kadar süren
rijidite ve ağrı ortaya çıkar.

Süksinilkolin injeksiyonundan 3 dakika
kadar önce, depolarizasyonsuz blok yapan
bir ilacın, mutad felcedici dozunun 1/101/5’ine eşit ufak (subparalizan) dozda
verilmesi fasikülasyonları ve daha sonra
ortaya çıkacak ağrının insidensini azaltır.
Bu işleme prekürarizasyon denilir. Bu
amaçla veküronyum 0.01 mg/kg i.v.,
panküronyum 0.015 mg/kg i.v., dtübokürarin 0.05 mg/kg i.v. verilebilir.



Süksinilkolin çizgili kas hücrelerinden
potasyum iyonu salıverilmesine ve bu
nedenle hiperkalemiye neden olur.
Bu olayın meydana gelmesinde
hiperkapninin de katkısı olur.
Hiperkalemi süksinilkolinin yaptığı
bloku artırabilir.


Bazı patolojik durumlarda (ağır yanıklar, yaygın
travma, ayrıca inmede olduğu gibi yaygın yukarı
motor nöron zedelenmesi, yaygın aşağı motor
nöron hastalıkları ve tetanus gibi) zaten çizgili
kaslardan potasyum salıverildiği için ve
süksinilkolin ile salıverilme potansiyalize edildiği
için hiperkalemi bu ilaç verilince oldukça
belirginleşir; buna bağlı olarak ciddi ventriküler
aritmiler ve kalp durması meydana gelebilir.
Sayılan hastalık hallerinde süksinilkolin
kullanılmamalıdır.



Süksinilkolin çizgili kas hücrelerinden
potasyumdan başka kreatin fosfokinazın
da salıverilmesine neden olur.
İlacın injeksiyonundan sonra plazmada bu
enzimin düzeyi yükselir.
Süksinilkolin injeksiyonuna başlandığında
ortaya çıkan fasikülasyonlar sırasında
intraabdominal basıncın artması sonucu
intragastrik basınç yükselir ve bu durum
kusma refleksini başlatabilir.



Ancak, süksinilkolin alt özefageal sfinkteri
kastığı için mide içeriğinin kusma ile
akciğere aspire edilmesi riski düşüktür.
Genel anestezi sırasında kusma; boğulma
ve aspirasyon pnömonisine neden
olmasından dolayı sakınılması gereken bir
komplikasyondur.
İntragastrik basınç üzerindeki etki
prekürarizasyonla önlenebilir.


Süksinilkolin anestezi edilmemiş veya hafif
anestezi edilmiş hastalara injekte
edildiğinde, başlangıçta kaslarda
fasikülasyonların görüldüğü birkaç dakika
süresince göziçi basıncını yükseltir.
Bunun nedeni bu sırada ekstraoküler
kaslarda kontraksiyon yapması ve böylece
göz küresinin sıkılmasıdır; sonra kaslar
gevşer ve artan göziçi basıncı normale
döner.




Genetik yapı ile ilgili yan tesirler:
Süksinilkolin verilenlerde genetik
bozukluğa bağlı olarak seyrek görülen,
fakat tehlike arzeden iki önemli yan tesir
oluşabilir.
İ)Uzun süren apne:
Plazmasında süksinilkolini geç ve güç
parçalayan atipik psödokolinesteraz
bulunan kimselerde süksinilkolinin yaptığı
apne ilaç kesildikten sonra bir veya birkaç
saat sürebilir.


İİ)Malign hipertermi:
Özellikle 3-10 yaşlar arasındaki
çocuklarda, süksinilkolin verildiğinde
nadiren, rabdomyoliz, myoglobinüri
ve uzun süren kas rijiditesi ile birlikte
vücut temperatüründe süratli ve aşırı
bir yükselme meydana geldiği
bildirilmiştir.
Botulinum toksini

Clostridium botulinum’un özel bir
suşunun kültürlerinden elde edilen
saflaştırılmış botulinum A toksinihemaglutinin kompleksi (Botox ve
benzerleri) fokal distonilerin
tedavisinde kullanılır. Kolinerjik sinir
uçlarından asetilkolin salıverilmesini
uzun süreli olarak bloke eder ve
çizgili kas felcine neden olur.


Bu etkisi C.botulinum ile bulaşmış
besinlerle olan zehirlenmelerde ölüm
nedenini oluşturur.
Konkomitant şaşılık, paralitik şaşılık,
hipertiroidizme bağlı oküler myopati,
esansiyel blefarospazm gibi göz
hastalıklarının, hemifasiyal spazmın
ve spazmodik tortikolis’in tedavisinde
kullanılır.
Download