Bir yerin Yerleşim Yeri Olarak Seçilmesinin Nedenleri

advertisement
1.KONU: NÜFUSUMUZUN DAĞILIŞI
Yükselti: Yükselti arttıkça iklim sertleşir. Yani kış mevsimi
daha soğuk ve uzun, yaz mevsimi daha serin ve kısa olur. Bu
yüzden yükselti arttıkça nüfus tenhalaşır. Yaz mevsiminin ise kısa
ve serin geçtiği bu yerlerde pek çok tarım ürünü yetiştirilemez.
Engebenin fazla olması kış mevsiminde çok kar yağışı olması
nedeniyle ulaşım çok zordur.
Eğim: Arazide eğim arttıkça tarımsal faaliyetler zorlaşır ve
buna bağlı olarak nüfus azalır.
Dağların uzanışı ve Güneş’e bakı: Ülkemizde dağlar
genellikle doğu - batı yönünde uzanır. Kıyıya paralel uzanan
Karadeniz ve Akdeniz dağları kıyı ile iç kesimler arasında
– Ulaşımı zorlaştırır.
– Denizin ılıman ve yağış etkisinin iç kesimlere ulaşmasını
engeller. Belirtilen nedenlerden dolayı kıyı ovaları iç kesimlerdeki
ovalara göre daha nüfuslanmıştır. Ülkemiz Kuzey Yarım
Küre’dedir. Kuzey Yarım Küre’de dağların güney yamaçları güneş
ışınlarını doğrudan aldığı için kuzey yamaçlara göre daha sıcaktır.
Bu yüzden ülkemizdeki dağların güney taraflarında nüfus daha
fazladır.
b. İklim özellikleri: Dünya üzerinde iklimin ılıman ve yağışlı
olduğu yöreler sık nüfuslu yerlerdir. Ülkemizde de iklimin ılıman
olduğu Marmara, Ege, Akdeniz ve Karadeniz kıyı kesimleri çok
nüfusludur.
İç kesimlerde, yer şekilleri bakımından tarıma elverişli
olmasına rağmen Konya ovasında olduğu gibi yağışların yetersiz
olduğu yerler ile Doğu Anadolu’da olduğu gibi yükseltinin fazla
deniz etkisine kapalı olduğu yerlerde iklim serttir. Buralarda
nüfus tenhadır.
c. Doğal bitki örtüsü: Ülkemizde nüfusun dağılışını
etkileyen en önemli doğal faktörlerden biri de doğal bitki
örtüsüdür. Ormanların yaygın olduğu yörelerde nüfus az ve
seyrektir. Bunun en önemli nedeni orman alanlarında tarıma ve
yerleşmeye elverişli alanların sınırlı olmasıdır.
d. Su kaynakları: Dünyanın her tarafında olduğu gibi
ülkemizde de nüfusun büyük bir kısmı su kaynaklarının
çevresinde yada yakınında toplanmıştır. Gerek içme ve kullanma,
gerekse tarımda ve sanayide suya ihtiyaç duyulduğu için
ülkemizde akarsu boyları, yeraltı su kaynaklarının ve göllerin
çevreleri yoğun nüfuslu yerlerdir.
e. Toprak: Ülkemizde iklim şartlarının elverişli olduğu
yerlerdeki verimli topraklar yoğun nüfuslu yerlerdir. Kıyılardaki
delta ovaları, iç kesimlerdeki Elazığ, Erzincan, Malatya, Kayseri,
Bolu, Adapazarı ovaları yoğun nüfuslu yerlerdir. Toprağın
verimsiz olduğu Tuz Gölü çevresi, Akdeniz Bölgesi’nde Taşeli
platosu gibi yerler ise tenha nüfuslu yerlerdir.
Nüfus: Sınırları belli bir alanda, belli bir zamanda yaşayan
insan sayısıdır.
Nüfus Yoğunluğu: Bir Kilometre kareye düşen insan
sayısına denir. Şu formülle hesaplanır.
Nüfus Yoğunluğu=Yaşayan İnsan Sayısı
Yüzölçümü
Örnek: Ülkemizin 31 Aralık 2015 günü nüfusu 78.741.053
kişidir. Yüzölçümümüz ise; 814.578 km karedir. Ülkemizde
kilometre kareye düşen insan sayısı bir başka deyişle ülkemizin
nüfus yoğunluğu nedir?
Çözüm: Nüfus Yoğunluğu :=75.627.384
814.578
Nüfus Yoğunluğu =96,664 (97)’dir.
Bir yerin Yerleşim Yeri Olarak Seçilmesinin Nedenleri
*Uygun iklim şartları
*Verimli tarım alanlarına sahip olması
*Endüstriyel gelişime uygun olması
*Yer altı kaynakları açısından zengin olması
*Turizmin gelişmiş olması
*Eğitim imkanlarının fazla oluşu
*Sahip olduğu sosyal, kültürel ve tarihi özellikler.
Günümüzde bir yerin nüfus artışında o yerin sahip olduğu iş
imkanları birinci derecede etkilidir.
YERLEŞME
Kırsal Yerleşme: Nüfusu 10 binden az olan yerlerdir.
Kasaba, köy, köyaltı yerleşmeler (mezra, mahalle, bağ, yayla,
divan)
Kırsal Yerleşme özellikleri
1.Nüfusları azdır ve kapladıkları alanlar küçüktür.
2.İdari bakımdan muhtarlıktır.
3.Sınırları ve ortak malları vardır.
4.Ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayanır.
5.İşbirliği ve soysa dayanışma kuvvetlidir.
Kentsel Yerleşme:
Küçük Şehir: 10.000-25.000-Sivrihisar,Alpu,Günyüzü
Orta Şehir : 25.000-100.000-Polatlı,Bozuyuk,
Büyük Şehir :100.000-500.000 Çorum , Niğde, Muğla
Metropol : 500.000 ‘den çok- İstanbul,İzmir, Ankara
Kentsel Yerleşmelerin Özellikleri
1- Nüfusları fazladır. Yayıldıkları alanlar geniştir.
2-Geçiminde tarım dışı sektörler ağırlıktadır.
3-Meskenler yanında çarşı, Pazar, fabrika, spor ve sanat
merkezleri vb. bulunur.
4-Ekonomisi; ticaret, sanayi, turizm, hizmet sektörlerinden
oluşur.
2. Beşeri Faktörler
a. Sanayileşme: Bütün Dünya'da olduğu gibi Türkiye'de
de, sanayileşmenin arttığı yerlerde nüfus yoğunluğu artmıştır,
İstanbul, İzmit, Adapazarı, Bursa, Adana ve İzmir buna örnektir.
b. Tarım: Tarımın geliştiği yerler yoğun nüfusludur.
Çukurova, Gediz, Bafra ve Çarşamba ovaları çevresi gibi.
c. Yeraltı kaynakları: Madenlerin veya enerji kaynaklarının
işletilmesinde yoğun nüfusa ihtiyaç olduğundan, bu alanlarda da
nüfus fazladır. Zonguldak, Soma, Elbistan buna örnektir.
d. Turizm: Ülkemizde, Ege ve Akdeniz kıyılarındaki
merkezlerde turizmden dolayı nüfus yoğunlaşmıştır.
e. Ulaşım: Ulaşım yolları kavşağında bulunan illerimizin
nüfusu artmıştır. Eskişehir, Ankara, Kayseri, İstanbul gibi illerin
gelişmesinde, ulaşım yolları üzerinde bulunmaları da etkili
olmuştur.
f. Tarihi faktörler: Anadolu’da geçmişte iklimi ve yüzey
şekillerinin elverişli, çevresiyle ulaşımı kolay olan yerler
dönemlerinde hep büyük merkezler olarak kalmıştır.
NÜFUSUN DAĞILIŞINI ETKİLEYEN FAKTÖRLER
Türkiye'de nüfusun farklı dağılışında etkili olan faktörler
şunlardır:
1. Fiziki Faktörler
a. Yüzey Şekilleri: Ülkemiz oldukça yüksek ve engebelidir.
Yükselti, arazinin eğimi, dağların uzanış doğrultusu ve güneşe
bakı gibi etmenler yüzey şekilleriyle ilgilidir.
1
Türkiye Fiziki Haritası
Ülkemizde Nüfus Sayımları ve Nüfus Artış Hızı
1927-2010 yılları arasında ülkemizdeki yapılan nüfus
sayımı sonuçlarına göre:
Nüfusumuz sürekli artmaktadır.
Hatay’ın anavatana katılması ile 1939’dan sonra
nüfusumuz artmıştır.
1939 yılında II. Dünya Savaşı’nın başlaması ile nüfus artış
hızı azalmıştır. Çünkü genç nüfus askere alınmıştır.
1945 yılından sonra savaşın bitmesi üzerine nüfus artış
hızı artmıştır.
1960 yıllardan sonra Avrupa’ya olan işçi göçleri nüfus
artış hızımızı azaltmıştır.
Balkanlarda yaşayan Türk vatandaşlarımızın Türkiye’ye
göçleri Nüfusumuzu arttırmıştır.
Ayrıca sağlık koşullarının düzelmesi, salgın hastalıkların
önlenmesi nüfus artış hızını arttırmıştır.
Türkiye Nüfus Yoğunluğu Haritası
Genel olarak yağışlı yörelerimiz yoğun nüfusludur. Ancak
Menteşe, Yıldız, Teke ve Taşeli yöreleri dağlık olduğu için
seyrek nüfusludur.
Ülkemizde nüfus sayımını Türkiye İstatistik
Kurumu (TÜİK) yapar.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 1926 yılında
Atatürk’ün isteğiyle Devlet İstatistik
Enstitüsü(DİE) adıyla kurulmuş 2005 yılında adı
TÜİK olarak değiştirilmiştir.
2.KONU: NÜFUSUMUZUN ÖZELLİKLERİ
Nüfus Sayımı: Sınırları belli bir alanda, belli aralıklarla o
bölgede yaşayan insan sayısını tespit etmek amacıyla yapılan
işlemdir.
Nüfusun Eğitim Durumu: Eğitim sosyal göstergeler içinde,
ekonominin ihtiyaç duyduğu kaliteli nüfusu yetiştiren temel
kaynaktır
Türkiye'de okuma yazma oranı, 1927'de yüzde 10.50 iken,
Halk Eğitim Merkezleri, Belediyeler, Ordu, Valilik ve Kaymakamlık
gibi kurumların çalışmaları sonucu bu rakam 2013 yılında ise
yüzde 95.78'e yükseldi.
***Okuma-yazma bilmeyenlerin yaklaşık yüzde 80'ini ise
kadınlar oluşturuyor
**İlkokul, ortaokul ve lise, kız ve erkek bütün vatandaşlar
için zorunludur ve devlet okullarında parasızdır.
Ülkemizde Nüfus Sayımları Niçin Yapılır?
1- En Önemli amacı: İnsanların beslenme sağlık eğitim vb
ihtiyaçları ile yapılması gereken yatırım ve planlamalar için
Toplam Nüfusu belirlemek.
1- Erkek-kadın nüfusu belirlemek
2- Kırsal-kentsel nüfusu belirlemek,
3- Nüfus yerleşim yerlerine göre dağılımını belirlemek,
4- Okuma-yazma(eğitim durumu) oranını belirlemek,
5- İç-Dış Göçleri belirlemek,
6- Nüfusun yaşlara göre dağılımını belirlemek
7- Üretici Tüketici nüfusu belirlemek.
Nüfus Sayımının Geçmişi
Osmanlı Devleti’nde ilk nüfus sayımı padişah II. Mahmut
döneminde 1831 yılında yapıldı dönemdeki nüfus sayımının
yapılma nedeni; askerlik çağındaki Müslüman asker
sayısının ve vergi verecek insan sayısının tespit edilmesiydi.
* Cumhuriyet sonrası 1927 yılında yurdumuzda ilk nüfus
sayımı yapıldı ve toplam nüfusumuzun yaklaşık 13,5 milyon
olduğu tespit edilmiştir.
* 1935'te İkinci nüfus sayımı yapılmış olup, bu tarihten
itibaren her 5 yılda bir tekrarlanmıştır.
* 1990 yılından itibaren ise nüfus sayımlarının 10 yılda bir
yapılmasına karar verilmiştir.
* 1997 yılında seçmen sayısını tespit edebilme ihtiyacından
dolayı bir nüfus sayımı yapılmıştır
* 2000 yılında daki nüfus sayımında 67.803.927 dir.
**İlk kez sokağa çıkma yasağı olmaksızın adrese dayalı nüfus
sayımının 2007 yılında yapılması planlanmış ve çalışmalar
başlatılmıştır. "Adrese dayalı nüfus sayımı" Haziran 2007
tarihinde tamamlanmış, kalite kontrol çalışmalarının ardından
Ocak 2008'de açıklanmıştır. : 71.517.100
**31 Aralık 2015 sayımına göre Ülke Nüfusu: 78.741.053
2
Nüfusun Yaş Gruplarına Dağılımı: Yaş grupları nüfusun
genel yapısı ve doğurganlık oranı hakkında bilgi sahibi olmamızı
sağlar. Ayrıca iş, eğitim, sağlık vb. ihtiyaçların belirlenmesinde ve
geleceğe yönelik planlamanın yapılmasında önemli rol oynar.
Kırsal nüfus oranı sürekli olarak azalmıştır. Bunun en önemli
sebebi, köyden kente olan göçlerdir.
İlk olarak 1980 yılında ülkemizde yapılan nüfus sayımında
şehir nüfusu, kırsal nüfustan daha yüksek sayıya ulaşmıştır.
Göç alan bölgelerimizde kentsel nüfus oranı fazladır.
Kentsel nüfus oranı en fazla olan bölgemiz Marmara
Bölgesi iken en az olan bölgemiz Karadeniz Bölgesi’dir.
Çalışan Nüfusun Ekonomik Faaliyetlere Dağılımı:
14-65 yaş grubu nüfus çalışma çağındaki nüfus olarak
kabul edilir. Bu nüfus dilimi içinde bir işle uğraşan nüfusa aktif
(çalışan ) nüfus denir.
Ekonomik faaliyetler üç büyük gruba ayrılır. Bunlar
• Tarım (Tarım, hayvancılık, ormancılık, vs.)
• Sanayi (Endüstri, madencilik, vs.)
• Hizmet (İnşaat, ticaret, turizm, vs.) sektörleridir.
Az gelişmiş ülkelerde, toplam çalışan nüfusun % 90'a yakını
tarımsal nüfus özelliği taşır.
Gelişmiş ülkelerde ise tarımsal nüfus % 10 civarındadır.
Diğer nüfus, hizmet ve sanayi sektöründe çalışmaktadır.
Cumhuriyetin ilk yıllarında tarımda çalışan nüfusun oranı
(1927 yılında %89,6) çok fazla iken, günümüze doğru tarım dışı
sektörlerin gelişmesiyle bu oran azalmıştır.
2007 verilerine göre Türkiye’de çalışan nüfusun;
%27,1 ‘i tarım, %19,4 ‘ü sanayi ve %53,5 ‘i hizmet
sektöründedir.
-Ülkemiz de 15 yaş üstü nüfusun %52 si çalışmaktadır.
Ülkemizde Aktif(çalışan) nüfusun yarısı
çalışmamaktadır.(kadın-çocuk-yaşlı-işsiz)
-Ülkemiz de işsiz nüfusun artması; hızlı nüfus artışı ve iş
olanaklarının azlığındandır.
*0–14 yaş -çocuk nüfus, %25
*15–64 arası- çalışabilir nüfus ( faal,)%68
*65 yaş ve üzeri- yaşlı nüfus %7 –(2012) olarak kabul edilir.
**15 – 64 yaş arası nüfus üretime katkı sağladığından,
üretken nüfus(genç-faal) olarak tanımlanır.
**0–14 yaş arasındaki çocuk nüfus ve 65 üzeri nüfus yaşlı
nüfus genel olarak ekonomik anlamda bağımlı nüfus (tüketici
nüfus) olarak kabul edilmektedir.
Nüfusun Cinsiyete Göre Dağıtımı: Nüfusun cinsiyet
durumu bir ülkedeki kadın ve erkek nüfusu ifade eder. Bir
şehirde kadın ve erkek nüfus arasındaki farkı; sanayi, askeri
birlik, şehrin göç alıp vermesi gibi faktörler etkiler.
**Sanayi, ulaşım ve ticaretin geliştiği göç alan şehirlerde
(İstanbul, Ankara, İzmir, Adana) genel olarak erkek nüfus
fazladır. Göç veren(Trabzon, Tokat, Yozgat, Hakkâri) kırsal
yörelerde ise genel olarak kadın nüfus fazladır.
Az Gelişmiş Ülkelerin Özellikleri
Doğum oranı ve nüfus artış oranı yüksektir.
Genç nüfus oranı fazla, yaşlı nüfus oranı azdır.
Nüfus grafiği; geniş tabanlı üçgene benzer. Ortalama
yaşam süresi azdır.
Çalışan nüfusun yaş ortalaması düşük, bağımlı nüfus
oranı çoktur.
Tarım sektöründe çalışan nüfus fazla, hizmet ve sanayi
sektöründe çalışan nüfus azdır.
Nüfusun eğitim seviyesi düşüktür.
Nüfusun yarıdan çoğu kırsal kesimde yaşar.
Kırsal ve Kentsel Nüfus: Bir ülkenin kırsal alanlarında ve
kentlerinde bulunan nüfus miktarları, o ülkenin ekonomik ve
sosyal yapısını yansıtan önemli göstergelerden biridir.
Gelişmiş ülkelerde kırsal nüfus oranı toplam nüfusun
% 10'nunu geçmemektedir.
1927'de ülkemiz nüfusunun % 75,8'i kır, %24,2'si şehir
yerleşmelerinde yaşıyordu.
Gelişmiş Ülkelerin Özellikleri
Doğum oranı ve nüfus artış oranı düşüktür.
Ortalama yaşam süresi fazladır.
Genç nüfus oranı az, orta ve yaşlı nüfus fazladır.
Nüfus grafiği, tabanı dar, orta kesimi şişkin bir üçgene
benzer.
Çalışan nüfusun yaş ortalaması yüksek ve bağımlı nüfus
oranı azdır.
Hizmet ve sanayi sektöründe çalışan nüfus, tarım
sektöründe çalışan nüfustan fazladır.
Nüfusun eğitim seviyesi yüksektir.
Nüfusun yarıdan fazlası Kentte yaşar.
3
3.KONU: EĞİTİM VE ÇALIŞMA HAKKI
En Fazla Göç Veren iller: Kars, Tunceli, Bitlis, Giresun,
Rize, Sivas, Yozgat, Afyon, Kırşehir, Ağrı, Muş, Bingöl ve Şırnak
ençok göç veren illerdir.(Karadeniz-Doğu And. Böl)
En Fazla Göç Alan İller: İstanbul, Ankara, İzmir, Adana,
Bursa, Şanlıurfa, Antalya, Mersin, Konya, İzmit, Manisa,
Aydın, Gaziantep en çok göç alan illerdir.
En Fazla Mevsimlik Göç Alan İller: Adana, Mersin, Aydın,
Antalya, Muğla, İstanbul, İzmir, Bursa, Nevşehir, Eskişehir,
Gaziantep en fazla mevsimlik göç alan illerdir.
İç Göçleri Önlemek İçin:
1- Sulamalı tarıma geçilmeli
2- Ahır ve besi hayvancılığı geliştirilmeli
3- Gelişmemiş olan kırsal alanlardaki eğitim, öğretim ve
sağlık hizmetlerinin kalitesi arttırılmalı
4- Küçük sanayi kolları geliştirilmeli.
Eğitim Hakkı
Eğitim ve öğrenim hakkı ve bu hakkın nasıl kullanılacağı
yasalarla düzenlenmiştir.
Ülkemizde eğitim bütün çocuklar için 12 yıl zorunlu olup,
devlet okullarında parasızdır.
Devlet yardıma muhtaç başarılı öğrencilerin eğitimini
tamamlayabilmeleri için burs ve benzeri yardımlar yapar
Eğitim ve öğrenim hakkı ve ödevi
MADDE 42- Kimse, eğitim ve öğrenim
hakkından yoksun bırakılamaz.
Öğrenim hakkının kapsamı kanunla tespit edilir
ve düzenlenir.
Eğitim ve öğretim, Atatürk ilkeleri ve inkılâpları
doğrultusunda, çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre,
Devletin gözetim ve denetimi altında yapılır. Bu
esaslara aykırı eğitim ve öğretim yerleri açılamaz.
-Ülkemiz de göçler genelde; Doğudan-Batıya doğrudur.
-Göç eden nüfusun büyük kısmı Üretici(aktif) nüfustur.
Özel eğitime ihtiyacı olan çocukları topluma kazandırmak için
gerekli önlemleri alır.
Devletimiz, her seviyede eğitim kurumu açarken, hayırsever
vatandaşlarımızda eğitim ve öğretim hizmetlerine katkı
sağlamaktadır.
2-Dış Göç: Nüfusun bir ülkeden başka ülkelere yerleşmesine
dış göç denir. Ülkenin nüfus miktarını azaltır yâda arttırır. ÖR:
İşçi göçü
Dış Göçlerin Nedenleri:
1- Ekonomik nedenler
2- Doğal afetler
3- Savaşlar
4- Etnik nedenler
5- Sınırların değişmesi ve antlaşmalarla yapılan nüfus
değişimleri.
*Balkan ülkelerinden ülkemize 1995 yılında göç
yaşanmıştır.1950’den sonra Almanya başta olmak üzere Avrupa
ülkelerine ülkemizden işçi göçü yaşanmıştır. Günümüzde yurt
dışında 4 milyon civarında Türk yaşamaktadır.
Dış Göçlerin Sonuçları:
1- İşsizlik azalmıştır.
2- Dış ticaret gelişmiştir.
3- Turizm gelişmiştir.
4- Ülkeye döviz girdisi sağlanmıştır.
Çalışma Hakkı
Herkes çalışma ve işini özgürce seçme hakkına sahiptir.
İş talepleri devlet ve özel sektör yatırımlarıyla karşılanmaya
çalışılmaktadır.
Ülkemizde çalışma hayatını
düzenleme ve yürütme görevi
Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanlığı’na verilmiştir.
4.KONU: NEDENLERİ VE SONUÇLARI İLE GÖÇ
Göç: İnsanların, toplumsal, ekonomik veya siyasi nedenlerle
bir ülkeden bir ülkeye, bir yerleşim yerinden başka bir yerleşim
yerine gitmesine GÖÇ denir. Göç ikiye ayrılır:
1- İç göç
2 - Dış göç
1-İç Göç: Ülke içerisinde nüfusun yer değiştirmesi olayıdır.
İç göçler Mevsimlik ve Sürekli olmak üzere ikiye ayrılır.
a. Mevsimlik Göç: Genellikle yaz mevsiminde tarım
alanlarında çalışmak, yaylacılık ve turizm amaçlı olarak yapılan
göçlere mevsimlik göç denir. ÖR: Akdeniz Bölgesi, Ege Böl.
b. Sürekli Göç: Yerleşmek amacıyla yapılan göçlere sürekli
göç denir.
İç Göçlerin Nedenleri:
Kırsal alanlardaki hızlı nüfus artışı
Miras yoluyla tarım alanlarının daralması ve ailelerin geçimini
karşılamaması
Tarım alanlarının yetersiz gelmesi ve erozyonun artmasıyla
toprağın verimsiz hale gelmesi
Tarımda makineleşmenin artması ve buna bağlı olarak
tarımsal işgücünün azalması
Kırsal kesimde iş imkânlarının sınırlı olması
Ekonomik istikrarsızlık ve sosyal problemler
Eğitim ve sağlık hizmetlerinin yetersizliği
İklim ve yer şekillerinin olumsuz etkileri
Kentlerde sanayinin gelişmiş olmasından dolayı iş
imkânlarının fazlalığı
Kentlerde eğitim ve sağlık hizmetlerinin yaygınlığı
Beyin Göçü (Yetişmiş insan gücü hareketi) :Doktor,
mühendis, bilim adamı gibi yetişmiş kişilerin başka ülkelerde
çalışmasına beyin göçü denir.
Beyin Göçünün sebebi:
İlk ve Ortaçağlarda beyin göçü dini, siyasi, ilmi ve ideolojik
sebeplere dayanırken, günümüzde daha çok ekonomik ve
sosyal sebeplerle ayrıca siyasi baskılardan dolayı
gerçekleşmektedir.
Beyin göçü ülkenin gelişmesini yavaşlatır. Beyin göçünün
sebepleri ülkede imkanların sınırlı olması, devletin
ilgisizliği, ülkedeki kanuni düzenlemelerin yetersiz ya da
karmaşık olmasıdır.
Ülkemizde beyin göçü daha çok Avrupa ülkeleri ile ABD’ye
gerçekleşmektedir.
5.KONU: YERLEŞME VE SEYAHAT ÖZGÜRLÜĞÜ
Anayasamızın 23. maddesi gereğince istediği yere yerleşebilir
veya seyahat edebilir.
Ancak bu hakları savaş, terör, salgın hastalık, tarihi
eser bölgelerine zarar vermemek gibi nedenlerle bu hakları
kanunlarla kısıtlanabilir.
- İnsanlar salgın hastalık olan yerlere, tarihi eser kalıntıları
olan yerlere (sit alanları), hazine ve ya özel arazilere
yerleşemez.
-Seyahat hakkı ise kişinin suç işlenmesi, sağlın hastalık
bölgelerine gitme veya ayrılma gibi durumlarda kısıtlanabilir.
İç Göçlerin Sonuçları:
1- Ülke içerisindeki nüfus dengesiz dağılır.
2- Ekonomik yatırımlar dengesiz dağılır.
3- Çarpık kentleşme görülür.
4- Konut sıkıntısı ortaya çıkar.
5- Sanayi tesisleri kent içinde kalır.
6- Çevre sorunları ortaya çıkar.
7- Alt yapı hizmetleri aksar(Su, yol, elektrik vb. )
4
Download