pornografi ve kadınlara yönelik şiddet

advertisement
PORNOGRAFİ VE KADINLARA YÖNELİK ŞİDDET: PORNOGRAFİ
TANIMLARI VE TARTIŞMALARI
Psk. Şehnaz Köksal*
Kitle iletişim araçlarının yaygınlaşmasıyla toplumda pek çok kişiyi ilgilendiren bir konu
haline gelen “medyada şiddet gösterimi” psikolojik ve sosyolojik yönüyle olduğu gibi,
medyada sansür konusuyla ilgisi nedeniyle hukuksal ve felsefi yönüyle de yaygın biçimde
tartışılmaktadır.
Medyada şiddet gösterimi, anlatımın bir parçası olduğunda rahatsızlık yaratmamakta, ancak
bizzat kendisi seyretme nedeni olduğunda ya da çok fazla maruz kalındığında ortaya çıkan
etkileriyle ilgili bazı endişeleri de beraberinde getirmektedir. Gerçek ya da kurgusal şiddetin
izleyiciye bir tüketim materyali olarak sunumunun, insanlarda saldırgan davranma,
saldırganlığı kanıksama, etkilerine ve sonuçlarına duyarsızlaşmaya neden olduğunu gösteren
araştırma sonuçlarının yanı sıra özellikle pornografik-erotik materyalin kadınlara yönelik
saldırgan tutumlarla ilişkisi de bu araştırmalar arasında önemli bir yere sahiptir (Allen,
Emmers, Gebhardt ve Giery, 1995; Boxley, Lawrance ve Gruchow, 1995; Demare, Lips ve
Briere, 1993; Lanis ve Cowell, 1995; Malamuth ve Briere, 1986; Osborne, 1995). Nedensel
bir ilişkinin ortaya konulamaması uzun süre bu konu üzerinde ağırlıkla radikal feminist akım
etkisinde gelişen polemiklere neden olmuş, ancak özellikle son on yılda gelişen literatürde
kullanılan tutum ölçekleri, deneklerin toplumsal cinsiyet rol algılarını göz önünde bulunduran
çalışmalar ( Malamuth ve Briere, 1986; Mayerson ve Taylor, 1987), zayıf ve dolaylı da olsa
bir pornografi-şiddet ilişkisini gündemde tutmuştur.
Bu yazıda, kitle iletişim araçlarında yer alan özel bir tür olarak pornografi ve özel bir tür
şiddet olarak da kadınlara yönelik şiddet arasındaki ilişki ele alınmaktadır.
Pornografik-erotik materyal tanımları
Pornografik ve erotik materyalin konuya müstehcenlik açısından yaklaşan yasal tanımları
bulunmakta, ancak bu tanımlar neredeyse rastgele seçilmiş özelliklere odaklaşan, çok geniş
tutulmuş tanımlar olduğu gibi; zararlı olabileceği düşünülen bu tür materyalin engellenmesi
ve kovuşturulmasında çok işe yaramamakta, bilimsel çalışmalarda kavramsal açıdan
yönlendirici gücü düşük kalmaktadır (Fisher ve Barak, 1991). Bu nedenle bilimsel çevrelerde
ve yasal komisyonlarda, pornografik materyalin görünen içeriğini temel alan, daha daraltılmış
tanımlar tercih edilmeye başlanmıştır. İçeriği temel alan tanımlar, pornografik-erotik
materyalin ilettiği mesajla, tutum ve davranışlar üzerindeki potansiyel etki arasındaki ilişkiyi
gözönünde bulundurması açısından önem taşımaktadır (Fisher ve Barak, 1991).
Bulgular ve tartışmalar, pornografik içeriğin temel özelliğinin, pornografide kadın-erkek
ilişkisinin eşitsizlik üzerinde temellenen bir cinsellik bağlamında sunulması olduğunu ve bu
eşitsizliği “hak eden” bir kadın tipinin ön plana çıkarılması olduğunu göstermektedir (Zillman
ve Briant, 1984). Konuya eşitsizlik açısından yaklaşan tanımlarda, şiddetin açık görünümüyle
örtük imâsı arasında potansiyel zarar bakımından önemli bir fark olmadığına dikkat çekilerek,
eşitliğin temel konu olduğu vurgulanmaktadır (McCormack, 1993).
Doğrudan doğruya şiddet sahneleri içeren pornografi türleri şiddet içerdiği için eleştirilirken,
şiddet içermeyen pornografi ise cinsel eşitsizlik fikri üzerine kurulu olduğu için eleştirilmekte,
pornografi ve erotik materyal arasındaki farkı belirleyen ayırıcı özelliğin, eşitsizlik mesajı
olduğu anlaşılmaktadır. Dahası, pornografide yalnızca kadın erkek eşitsizliğinin değil, başka
eşitsizlik görünümlerinin de cinsellik bağlamında işlenebildiği görülmektedir. Cowan ve
Campbell’in (1994) yaptığı bir araştırmada, ırklararası pornografi video kasetleri incelenmiş,
değerlendirmelerin sonunda ırklararası cinsel ilişkide daha fazla saldırganlık görülmüş,
bulgular pornografinin hem cinsiyet ayrımcısı hem de ırkçı olduğu şeklinde yorumlanmıştır.
Pornografik içeriğe hakim olan eşitsizlik teması, izleyicilerce de algılanmaktadır.
Pornografinin boyutlarının ve tanımının analiz edildiği bir çalışmada denekler, cinsel imajlar
yansıtan cümleleri ne derecede pornografik bulduklarını ifade etmişler; faktör analiziyle farklı
değerlendirme boyutları ortaya çıkarılmış, ve bu boyutlar açısından pornografinin aşağılama,
nesneleştirme ve sömürüyü yansıttığı sonucuna varılmıştır (Dalecki ve Price, 1994).
Pornografi ve şiddet ilişkisi
ABD’de 1970 yılında kurulan Birleşik Devletler Müstehcenlik ve Pornografi Komisyonu, o
döneme kadar yapılmış olan araştırma sonuçlarını gözden geçirerek, açık-saçık medyanın,
davranış üzerinde -saldırganlık ve antisosyal davranışlar da dahil olmak üzere- bilinen
olumsuz bir etkisinin olmadığını açıklamıştır. 1986 yılında oluşturulan Başsavcılar Pornografi
Komisyonu ise, önceki komisyonun aksine, araştırmaların, cinsel şiddet içeren materyale
maruz kalmakla, kadınlara yönelik saldırgan davranışlar arasında nedensel bir ilişki
gösterdiğini rapor etmiştir. Her iki komisyonun raporu da geniş tartışmalara neden olmuştur.
İlk komisyon şiddet içeren pornografinin özel önemini yeterince vurgulamadığı için, ikinci
komisyon ise bazı laboratuvar araştırması sonuçlarını abartılı bir biçimde genellediği için
ciddi biçimde eleştirilmiştir (Mulin ve Linz, 1995).
Konuyla ilgili bilimsel çalışmalarda çelişkili sonuçlar alınması nedeniyle bu tartışmalar sona
erdirilememektedir. Ancak pornografik-erotik materyalin zararı ya da zararsızlığı bilimsel
anlamda kesinlikle ortaya konulamasa bile, yakın dönemde yapılan araştırmalar gözden
geçirildiğinde bir dizi ortalama sonuç ortaya çıkmaktadır.
Potansiyel bir yıkıcı etkiye yol açan tür, muhtemelen cinsel şiddet içeren pornografidir.
Karşılıklı anlaşmaya dayalı ve şiddet içermeyen ilişkilerin yer aldığı uyaranların tersine,
muhtemelen cinsel şiddet içeren pornografi yıkıcı bir etkiye yol açmaktadır.
Pornografi kullanımı tipik olarak tecavüz destekçi tutumlarla eşlenmiştir ve bazı deneysel
araştırmalar sonucunda görüldüğü gibi tecavüz destekçi tutumlar, deneklerce rapor edilen
potansiyel saldırganlıkla ve deneklerin gerçekleştirmiş olduklarını rapor ettiği gerçek cinsel
saldırganlıkla korelasyon göstermektedir. Bu nedenle pornografi ve cinsel saldırganlık
arasındaki ilişki, deneklerin cinsel şiddet ya da zorlamaya ilişkin tutumlarından etkileniyor
olabilir (Demare, Lips ve Briere, 1993).
Bunların dışında deneysel çalışmalarda dikkate değer bir başka sonuç ortaya çıkmaktadır:
Deneysel çalışmalarda alınan sonuçlara göre, kadınlara yönelik şiddetin, hem şiddet içeren
pornografiyle hem de şiddet içermeyen pornografiyle pozitif bir ilişki içinde olduğu
görülmektedir. Aradaki fark, şiddet içeren pornografide bu etkinin daha güçlü olmasıdır.
Şiddet içermeyen pornografi ise, şiddete başvurma eğilimini arttırıcı yönde bir etki
yapmaktadır (Allen, Emmers, Gebhardt, Giery, 1995).
Pornografi ve sansür
Pornografinin ne olduğuna ilişkin tanımlardaki belirsizliğe rağmen, tipik bir pornografi
tartışması kolaylıkla denetim biçimlerinin ve denetim gerekçelerinin tartışılmasına dönüşür.
“Pornografinin olumsuz etkilerinden korunmak” amacıyla yapılacak müdahalelerin temel
haklar ve özgürlükler açısından başka sorunlara neden olmaması sağlanmalıdır. Bunun içinse,
müdahale gerekçeleri sigara ve alkol aleyhtarı kampanyalardaki kadar açık olmalıdır.
Pornografinin sansürünü esas alan düşünceleri eleştirdiği bir makalesinde McCormack (1993)
yasaklama kararlarına dayanak oluşturan “kadın erkek eşitliğine katkı sağlama” gerekçesini
eleştirerek, bu kararı verenlerin, “pornografiyi eşitsizliğin bir sonucu olarak değil de sebebi
olarak yorumlama nedenleri hakkında” tatmin edici bir açıklama getiremediklerini ileri
sürmektedir. Yazar bu konudaki görüşünü iki temel fikir etrafında oluşturur: Birincisine göre
sansür, kültür emekçisine karşı ayrımcılık güder ve kadının bağımlılığına katkıda bulunur.
İkincisine göre ise cinsler arasındaki eşitliğin birinci düşmanı, kadın imajını aile merkezli bir
yapıda ele alan kültürel yapıdır. Eşitsizliğin asıl kaynağı ise, pornografide tek bir boyutuyla
çizilen “şehvet düşkünü kadın tipi” değil, “geleneksel kadın stereotipi”dir. Pornografide
ayrımcılığın göstergesi, şehvet düşkünü kadın tipinin yanında, şehvet düşkünü erkek tipinin
yer almamasıdır. Pornografi bunun yerine, cinsel isteklerini spora, arabalara, politikaya ve
paraya yönelterek yücelten bir “işadamı erkek” tipi çizerek kadını değersiz bir konuma iter
(McCormack 1993).
Yine McCormack’a göre sansür, kadını çocuk konumuna iterek erkeğe bağımlılığını
arttırmaktadır. Bu durum, aşırı derecede korunmuş olması nedeniyle, kadının kendi benliğini
keşfetme şansını yok etmekte, aklının ve hayallerinin önünde bir engel oluşturmaktadır.
Yazar, eşitliğin, yasal veya mekanik ölçümlerle belirlenecek eşit haklar ve şartlar olarak değil,
kendimiz için özgürce düşünebileceğimiz bir yaşam kalitesi olarak tanımlanmasını, bu
nedenle, bir tür Orwellci sahte seçenek süreci olan “dengeleyici” haklara karşı da tavır
alınmasını önermektedir (McCormack, 1993).
Pornografinin sansürünü ya da denetimini gündeme getiren konunun, yalnızca insan
cinselliğinin geleneksel sınırların dışına taşırılması olmadığı anlaşılmaktadır. Pornografi
tartışmaları geleneksel ahlâksallık çerçevesinden çıkmış, cinsel eşitsizliği vurgulayan
yönüyle, eşitsizliğin ve eşitsizliğin meşrulaştırılması konularının genel çerçevesi içinde
tartışılan bir konu haline gelmiştir.
Literatürdeki bulgular pornografi ve kadınlara yönelik şiddet arasında bir neden sonuç ilişkisi
kurulmasını güçleştirmekte, pornografinin ve kadınlara yönelik şiddetin her ikisinin de aynı
düşünce ve tutumlardan kaynaklanan paralel sonuçlar olduğunu düşündürtmektedir. Bu
nedenle pornografi konusu, kadınlara yönelik şiddet ve sansür gerekçeleri açısından
tartışılırken sağlam verilerden hareket edilmesi önem taşımaktadır. Aksi takdirde, sansür ya
da denetim gerekçeleri kadınlara yönelik şiddetin gerçek kaynağını görmemizi engelleyerek,
toplumsal yarar yerine temel haklar ve özgürlükler açısından zarar getirebilir.
KAYNAKÇA
Allen, M., Emmers, T., Gebhardt, L., & Giery, M.A. (1995). Exposure to pornography and acceptance of rape myths. Journal of Communication,
45(1), 5-26.
Boxley, J., Lawrance, L. & Gruchow, H. (1995). A preliminary-study of 8th grade students’ attitudes toward rape myths and women’s roles. Journal of
School Health, 65(3), 96-100.
Cowan, G., & Campbell, R.R. (1994). Racism and sexism in interracial pornography: A content analysis. Psychology Of Women Quarterly, 18(3),
323-338.
Cowan, G., & Dunn, K. F. (1994). What themes in pornography lead to perceptions of the degradation of women. Journal of Sex Research, 31(1), 1121.
Dalecki, M.G., & Price, J. (1994). Dimensions of pornography. Sociological Spectrum, 14(3), 205-219.
Demare, D., Lips, H. M., & Briere, J. (1993). Sexually violent pornography, anti-women attitudes, and sexual aggression: A structural equation model.
Journal of Research in Personality, 27(3), 285-300.
Fisher, W.A., & Barak, A. (1991). Pornography, erotica, and behavior: More questions than answers. International Journal of Law and Psychiatry,
14(1-2), 65-83.
Lanis, K., & Covell, K. (1995). Images of women in advertisements: Effects on attitudes related to sexual aggression. Sex Roles, 32(9-10), 639-649.
Malamuth, N. M., & Briere, J. (1986). Sexual violence in the media: Indirect effects on aggression against women. Journal of Social Issues, 42(3), 7592.
Mayerson, S. E., & Taylor, D. A. (1987). The effects of rape myth pornography on womens attitudes and the mediating role of sex-role streotyping.
Sex Roles, 17(5-6), 321-338.
McCormack, T. (1993). If pornography is the theory, is inequality the practice? Philosophy Of the Social Sciences, 23(39), 298-326.
Mulin, G. R., & Linz, D. (1995). Desensitization and resensitization to violence against women: Effects of exposure to sexually violent films on
judgements of domestic violence victims. Journal of Personality and Social Psychology, 69(3), 449-459.
Osborne, R.L. (1995). The continuum of violence against women in Canadian universities: Toward a new understanding of the Chilly campus climate.
Womens Studies International Forum, 18(5-6), 637-646.
Zillman, D., & Bryant, J. (1984). Pornography, sexual collousness, and the trivialization of rape. Journal of Communication, 32(4), 10-21.

Emniyet Genel Müdürlüğü, Trafik Araştırma Dairesi

Türk Psikoloji Bülteni 4 (9) 80-83
Download