Makale PDF - Güncel Gastroenteroloji

advertisement
Güncel Gastroenteroloji
Hücre membran›
Bio. Özlem ERKAN
Ankara Üniversitesi, Hepatoloji Enstitüsü, Ankara
ücre membranı bütün hücrelerde sitoplazmanın etrafında bulunan, ileri derecede
aùdalı ancak esnek çatılardır. Bu membran
hücreye üekil verir ve hücrenin sınırını belirleyerek
seçici bir bariyer görevi görmektedir. Hücre membrana dinamik bir yapıya sahip olduùu ve
hücrede pekçok fizyolojik olayların meydana
geldiùi kompleks bir yapı olarak bakılmaktadır.
H
Hücreye ulaüan bütün kimyasal ve elektriksel bilgiler hücreye hücre membranı tarafından
aktarılmaktadır. Zarlar hücre içinde de özgülleümiü
bölükler oluüturur. Bu tür hücre içi zarlar, mitokondriler, ER, sarkoplazmik retikulum ,golgi aygıtları,
salgı tanecikleri, lizozomlar ve çekirdek zarı gibi
birbirinden yapısal olarak ayırd edilebilen birçok
çatı (organel) olusturur.
Biomedikal önem;
Zar çatısında meydana gelen deùiüiklikler sonucunda su dengesi ve iyon akıüı etkilenebilir. Bu
etkilenmenin akabinde hücre icindeki her olayda
etkilenecektir. Zar bileüenlerinin eksiklikleri veya
deùiüimleri çeüitli hastalıklara yol açabilmektedir.
Normal bir hücre içi ve dıüı ortamın sürdürülmesi,
yaüam için temel öùedir.
Yaüam sulu bir ortamda doùmuütur. Peki çoùu
memelinin gazlı bir ortamda yaüaması nedeni ile
bu sulu ortam nasıl sürdürülür?
Zarlar bu görevi, vücut suyunu içeride tutarak ve
bölüklere ayırarak baüarırlar.
Vücut içi suyu bölüklere ayrılmıütır. Su ,insan
bedeninin yaùsız vücut kütlesının %56 sını teükil
etmektedir ve iki geniü bölüùe daùılmıütır.
62
1. Hücre içi sıvı: Bu bölük total suyun üçte ikisini
kapsamaktadır.
• Hücrelere enerji üretmek,depolamak ve kullanmak
• Kendi kendisini onarmak
• Kopyasını oluüturmak
• Özgül iülevleri baüarmak için gereken ortamı
saùlamak görevleridir.
2. Hücre dıüı sıvı: Bu bölük ise total suyun üçte
birini kapsamaktadır. Plazma ile doku arası
bölükler arasına daùılır. Hücre dısı sıvı bır
daùıtım sistemidir.
•
•
•
•
Hücrelere besin
Oksijen
Çesitli iyonlar ve iz elementler
Birbirinden
geniü
çapta
uzaklaümıü
hücrelere ait iülevler arasında eügüdüm saùlayan
düzenleyici molekülleri taüımak görevleridir.
úç ortam K ve Mg dan zengindir. Ana anyonu ise
fosfattır. Hücre dıüı sıvı yüksek Na ve Ca kapsarken
ana anyonu Cl dır.
HÜCRE ZARININ MOLEKÜL DÜZEN‹
Hücre fizyologları 920 ve 930` larda zarda lipitlerden baüka maddelerin de bulunacaùına ait
bilgiler de elde etmeye baslamıülardır.
Permeabilite ve yüzey gerilim calıümaları zarda
sadece lipitlerin bulunmadıùını göstermekteydi.
Lipitlerin üzerinde yer alacak bir protein
tabakasının yüzey gerilimini azaltacaùı ve zarın
Mart 2002
seçici geçirgenliùinde de rol oynayabileceùı
düüünülmekteydi.
Hücre zarına giren moleküllerin zarda ne üekilde
düzenlendiklerini öùrenmek üzere birçok suni
zarlar geliütirilmiütir.Tarihi bakımdan ilk ilerı
sürülen zar modeli Danielli ve Davson (935)`a
aittır. Bu modele göre hücre zarı,ortasında lipit ve
iki yanında protein bulunan tabakalardan
oluümuü yapıdır.
Yaùların hidrofil olan polar tarafları dıüa ve polar
olmayan hıdrofob tarafları ise birbirine dönük
olarak yer alır. Polar tarafları da zara dik olarak
yerleümiü protein tabakası ile örtülmüütür. Zarda
yer yer porlar bulunmaktadır. Porlar protein
molekülleriyle astarlanmıütır. Böylece hidrofıl bölgeler oluümuü buralardan solüt iyonlar ve
moleküller geçer. Solüt olmayan moleküller
muhtemelen lipitte erir ve hücreye böylece girer.
Proteinlerin dıü tarafta bulunduùu kanaatine bu
araütırıcıları götüren gözlem,zarın yüzey geriliminin yaù damlalarının yüzey geriliminden düüük
olmasıydı. Proteinin dıü taraflarda bulunarak
yüzey gerilimini azalttıùı düüünülmekteydi.
Daha sonra Siınger ve Nicolson integral proteinlerin ve lipitlerin görev sırasında çift tabaka içinde
yer deùiütirme yapmalarına dayanarak zarın sıvımozayık
bır
modele
sahip
olduùunu
söylemiülerdir. Bu modele göre biomoleküller lipit
tabakalarının arasına mozayık üeklinde proteinler
serpistirilmis olup yerleri sabit deùildir. Görev
sırasında yer deùiütirirler.
Fosfolipidler; Zarlarda bulunan iki temel fosfolipid
sınıfından fosfoglıseridler daha sık görülür ve kendisine ester baùları ile iki yaù asiti ve fosforlanmıü
bir alkolün baùlanmıü olduùu bir gliserol omurgasından oluüur.
Fosfolipidlerın ikinci sınıfı,bir gliserol yerine bir sfingozin omurgası içeren sfingomiyelinlerden oluüur.
Sfingomiyelinler, adlarının iüaret ettıùi gibi miyelin
kılıflarda baskın haldedır.
Glıkosfingolipidler; Serebrozidler ve gangliyozidler
gibi üeker taüıyan lipidler olup bunlarda sfingozinden türetilir. Sfingomiyelinde alkol grubuna bır fosforilkolin baùlanmıütır. Serebrozidde ise bu noktada glukoz veya galaktoz olarak tek bir heksoz
parçası bulunur.
Steroller; En sık bulunan sterol kolesteroldür.
Kolesterol sadece memeli hücresi plazma
zarlarında bulunur ama daha az miktarlarda
mitokondrilerde, golgi aygıtı ve çekirdek
zarlarında da yer alır. Plazma zarının dıü tarafına
doùru genel olarak daha fazla miktarda bulunur.
Hücre zarının yapısına giren proteinlerin hem
yapısal hem de fonksiyonel olarak yer aldıkları
düsünülmektedır. Genellikle hücre zarlarının
yapısına giren proteinlerın % 50 kadarının sabit bir
yapı göstermesi sebebiyle proteinlerın bır kısmı
mekanik yapı proteini olarak kabul edilir.
Proteinler zarda çesitli görevler yapmak üzere
bulunan fonksiyonel proteinlerdir. Bunların bir
kısmı zar yapısına baùlı olan enzimlerlerdir. Hücre
Akıcı-mozaik zar modeli
GG
63
zarlarının üzerinde bulunan diùer bazı proteinler
yanyana gelen hücrelerin birbirine yapıümasına
ve hücrelerin birbirlerini tanımalarına yardım
eder. Bunların bir kısmı antijen ,bir kısmı da reseptör olarak görev yapan proteinlerdir. Yin, zardaki
proteinler, iyon ve moleküllerin hücreden içeri ve
dıüarı aktıf olarak taüınmasında görevli olurlar .
Proteinler, taüıdıkları hidrofil gruplarına göre,zara
çeüitli üekillerde baùlanırlar. Zar proteinleri, zara
baùlanmalarına,yani zarda bulundukları yere
göre iki gruba ayrılırlar.
1. integral veya intrinzik proteinler
2. periferal veya ekstrinzik proteinler
Proteinlerin zarda intrinzik veya ekstrinzik olarak
yer alıüı protein molekülü üzerinde bulunan
hidrofıl ve hidrofob gruplarına baùlıdır. Suda
çözünebilir proteinlerin hidrofilik amino asitleri protein molekülünün yüzeyinde yer alır. Hidrofobik
amino asitleri ise bu
tip proteinlerin orta
kısımlarında bulunur. Zarda yerlesen integral proteinlerde ise zarın lipit moleküllerine dönük
tarafında hidrofobik gruplar yerleümiülerdir.
úntegral proteinler zara kısmen gömülü olurlar ve
zardaki proteinlerin %70 ını meydana getirirler.
Hem zarın yüzeyinde bulunan kısımları ile iyon,
küçük moleküller ve hormonlar gibi maddelerle
interaksiyonlar yaparlar,hem de devamlı olan
lipit tabakasının dıüında bulunurlar. Fakat eski zar
modellerinde düüünüldüùü gibi devamlı tabaka
teükil etmezler.
Zarda bulunan karbohidratlar ise hekzozlar,hekzoz
amınler ve siyalik asit olarak bilinen N- glikozil –
nöramik asittir. Bu monosakkaritler bir, iki veya
daha çok sayıda olarak ya zarın proteinlerine
baùlanabilirler ve glikoproteinleri teükil ederler
veya zarın lipitlerine baùlanarak glikolipitleri
meydana getirirler. Kırmızı kan hücresi zarı zar karbohidratları için iyi bir örnektir. Kırmızı kan hücresi
zarlarında % 8 orannda karbohidrat bulunur. Bu
karbohidratların çoùunluùu glikolipit üeklinde
olup baülıca gangliyositlerdir. Az bir kısmı da proteinlere baùlı glikoproteinlerdir.
Kuyruklara ne kadar fazla sayıda kırık girerse zar
o kadar az sıkı paketlenir yanı daha akıükan hal
alır.
Plazma zarı geçirimsizse moleküllerin çoùu bir
hücreye nasıl girer? Bu hareketin seçiciliùi nasıl
saùlanır? Çok hücreli organizmaların da karmaüık
biyolojik süreçlerin eügüdüm altında yürütülmesi
için komüu ve uzak hücreler arasında iletiüim yollarına sahip olmaları zorunludur. Bu iüaretlerin
zara gelmesi ve zar tarafından iletilmesi veya bunların bazı etkileüimler sonucu üretilmesi zorunludur.
Küçük moleküllerin zarı aüan hareketi
• Sızma (edilgen ve kolaylaütırılmıü)
• Etkin taüıma
Büyük moleküllerin zarı aüan hareketi
• Endositoz
• Eksositoz
Zarlar üzerinden iüaret iletimi
Hücre yüzeyi almaçları
• úüaret iletimi
• úüaretin içe alınması
Hücreler arası temas ve iletiüim
Taüıma sistemleri iülevsel yönden hareket eden
moleküllerin sayısı ve hareket yönüne veya
hareketin dengeye veya dengeden uzaùa doùru
olup olmayıüına göre tanımlanabilir. Üniport sistemi bir tip molekülü çift yönde hareket ettirir.
Kontransport sistem bir solütün aktarılması bir
diùer solütün eü zamanlı veya ardıüık olarak
stoikiyometrik aktarılmasına baùlıdır. Simport, bu
solütleri aynı yönde hareket ettirir, antiport sistemleri iki molekülü zıt yönde hareket ettirir.
ZARLAR AMF‹PAT‹KT‹R
Zarlardaki tüm lipidler hem hidrofob hem de hidrofil bölgeler taüır bu yüzden amfipatik olarak
adlandırılırlar.
Doymuü yaù asitleri düz kuyruklara sahipken
zarlarda genellikle cis biçiminde bulunan doymamıü yaù asitleri kırık kuyruklar yapar.
64
Taüıma sistemleri
Mart 2002
Lipid çift katmanlı zarları kendi baüına serbest
olarak aüamayan moleküller bunu taüıyıcı proteinlere eülenik olarak baüarırlar. Bu ise
kolaylaütırılmıü sızma ve etkin taüıma gibi iki olayı
ve son derece özgülleümiü taüıma sistemlerini
içerir.
Kolaylaütırılmıü sızma ve etkin taüıma birçok ortak
özelliùe sahiptir.
1. Zarın iki yanındaki deriüim farkına
2. Kullanılabilir taüıyıcı miktarına
3. Solüt taüıyıcı etkileüiminin hızına
4. Yüklü ve yüksüz taüıyıcının her Ichiken ait
konformasyon deùiüikliùinin hızına baùlıdır.
Endositoz – Eksositoz
Küçük molekül aùırlıklı maddeler
zarından doùrudan geçerler.
• Solüt için özgül bir baùlanma noktası vardır.
• Taüıyıcı doyurulabilir türde olduùundan bir
azami taüıma hızı bulunur.
• Solüt için bir baùlanma sabiti bulunduùundan
sistemin tümü bir Km deùerine sahiptir.
• Çatı olarak benzer yarıümalı inhibitörler
taüımayı bloke eder.
úki sistem arasındaki ana farklılıklar üunlardır.
• Kolaylaütırılmıü
sızma çift yönlü çalıüırken
etkin taüıma genelde tek yönlüdür.
• Etkin taüıma daima bir elektriksel veya
kimyasal gradiyente karüı gerçekleüir ve enerji
gereksinir.
Kolaylaütırılmıü Sızma
Kolaylaütırılmıü sızma, basit sızmadan farklı niteliklere sahiptir. Kolaylaütırılmıü sızma hızı ise;
plazma
Büyük molekül aùırlıklı maddeler ise zardan
geçmeleri zor olduùu için hücre içine alınmaları
için baüka mekanizmalar geliümiütir. Hücre , plazma zarı ile hem katı parçacıkların yutulmasını
hem de sıvı parçacıkların bir çeüit içilmesini yapar.
Bu iki olaya endositoz denir. Hücreden büyük miktarda madde çıkarılması ise eksositoz adı verilen
bir görevdir. Bu iki olay birbirinin zıddıdır.
Endositozla hücre içine alınan parçalar daima bir
hücre içi vakuole girerler. Hücrede teüekkül eden
bu sitoplazmik vakuole endozom denir.
Endositozda, özelleümiü bazı hücreler tarafından
bakteri ve protozoon gibi mikroorganizmaların
veya katı parçacıkların yutulması veya yenmesi
olayı fagositozdur. Fagositozla teüekkül eden
fagositik vaküol bir fagozomdur.
Sıvıların alınmasına pinositoz denir. Fagositozla
pinositoz arasında ki fark çok bariz deùildir.
Pinositozla zarın saçak gibi uzantılarının aktif
hareketi ile alınacak maddelerin çevresi sarılır. Ve
hücre içinde geniü bir vakuol teüekkül etmiü olur.
Bu pinositik vakuollere pinozom denir.
Basit ve Kolaylaütırılmıü Difüzyon
GG
65
Download