Otto Liman von Sanders

advertisement
Otto Liman von Sanders
I.Dünya Savaşı'nda, Almanya ile Osmanlı Devleti'nin müttefik olması sebebiyle, savaş
boyunca devletin 5. ordusunu kumanda etmiştir.
23.12.2015 / 16:13
Otto Liman Von Sanders, 17 Şubat 1855 tarihinde, o dönem "Prusya" olnin Pomerania bölgesinde, Slupsk'de dünyaya geldi. Babası Prusyalı Yahudi bir asilzade
ve mülk zengini bir aristokrattı. Sanders, o zamanlar aristokrat ailelere mensup
çocukların pekçoğu gibi orduya yazıldı ve 1874yılında, Essen Muhafız Birliği'nde
subay olarak orduya hizmet etmeye başladı.1911 yılında generalliğe kadar yükseldi.
Von Moltke, Baron von der Goltz gibi kendisinden önceki birkaç generalle aynı yolu
izledi ve1913 yılında, Alman ordusunun Osmanlı kuvvetlerine eğitim ve lojistik hizmeti
vermek üzere oluşturduğu komisyona başkan atanarak I.Kolordu Komutanlığı'na
getirildi. Yaklaşık seksen yıldır ordusunu Avrupa'nın teknik seviyesine getirmek için
modernizasyon çalışmaları yürüten Osmanlı İmparatorluğu'nda, bu amaç
doğrultusunda görev alan son Alman general, Liman Von Sanders oldu.
Özellikle Sultan II.Mahmut döneminde oldukça fazla ağırlık verilen askeri ıslahat
çalışmalarının, aradan yetmişbeş yıl geçmesine rağmen istenilen başarıya
ulaşamamasının nedeni, Alman teknik ve eğitim desteğinin yetersiz kalmasından
ziyade, Türklerin, Doğu medeniyetlerine özgü alışkanlıklarını, Batının katı askeri
metotlarına uyduramamasıydı. Osmanlı şehzadeleri ve yüksek asilzade sınıfının
oluşturduğu yönetim kademeleri ve bunlar arasındaki koordinasyonsuzluk büyük bir
problemdi. Bunun yanı sıra, saraydaki iç çekişmeler, yolsuzluklar ve kötüye kullanılan
görevler de bir hayli sorun teşkil ediyordu. Bu durumda, Alman danışmanların,
ordunun altyapısını iyileştirmeye, ıslah etmeye yönelik çalışmaları etkisiz kalıyordu.
Hizmet sektöründe ihtiyaç duyulan nakliye ve iletişim de, altyapı eksikliğinden dolayı,
o yıllarda oldukça yetersizdi.
Baslangıcta Liman, Osmanlı ordusu ve politik öncülüğü ile ilgili çok az fikir edinmişti.
I.Dünya Savaşı'nın patlak vermesine yakın, 1914 yılının Temmuz ayında, askeri ve
ekonomik yetersizliklerinden dolayı farklı arayışlar içinde olan imparatorlukta, İttihat
ve Terakki'li Enver Paşa, Almanya ile ittifak kurmak ve birlikte hareket etmek
yönünde bir öneride bulundu. Ancak, von Sanders ile istişare eden İstanbul Almanya
büyükelçisi Hans von Wangenheim, Enver'in bu önerisini uygun görmeyerek geri
çevirdi. Çünkü Osmanlı ordusu bir süredir devam eden iç ayaklanmalar nedeniyle
oldukça güçsüz kalmıştı; teçhizatlar büyük bir savaşa girmek için yetersizdi ve
imparatorluğun ciddi finansman let yönetimindeki hakimiyetinin gün geçtikçe
kaybolduğu gözleniyordu. Tüm bu olumsuzluklara rağmen, 1 Ağustos 1914 tarihinde,
Almanya ile Osmanlı İmparatorluğu gizli bir ittifak anlaşması imzaladı. Bu anlaşmaya
göre, imparatorluk ordularının askeri kararları ve operasyonları üzerinde belirleyici güç
Almanya olacaktı. İlk önceleri oldukça zayıf kalan bu etki, Enver ve Cemal Paşaların
imparatorluk yönetimiyle ters düşmesi sonucu aldıkları askeri kararlarda başarısız
olmaları nedeniyle, ordu üzerindeki yetki ve kontrol Almanlara geçti.
İki ay boyunca, İtilaf Devletleriyle sıcak savaştan kaçınan Osmanlı kuvvetleri,
gerginliğin tırmanması üzerine ülke çapında cepheler açmak zorunda kaldı ve böylece
Enver Paşa, doğudaKars'ı işgal eden Rus ordusunu bertaraf etmek için hazırladığı
planı Liman'a sunma fırsatını yakaladı. Liman her ne kadar paşayı bu plandan
vazgeçirmeye çalıştıysa da, Osmanlı İmparatorluğu'nun, I.Dünya Savaşı boyunca
uğrayacağı en büyük ve acı bozgun olan Sarıkamış Muharebesi, Enver Paşa'nın
kişisel kararıyla başlatıldı. Bunun yanı sıra, güney cephesinde, Cemal Paşa'nın
talimatıyla Süveyş Kanalı'na saldırıldı ve burada da büyük kayıplar verilerek bozguna
uğrandı. Cemal Paşa'nın bu dönemde kişisel askeri danışmanı ise, Alman Kress von Kressenstein'di.
Yenilgiden dolayı epey sarsılmış olan Enver Paşa İstanbul'a dönerek, başkent
civarındaki orduların komutasını aldı. Ancak, 18 Mart 1915 tarihinde, son teknolojik
teçhizatlarla donatılmış, devasa büyüklükteki İngiliz ve Fransız donanmaları Boğaz'a
girerek, Çanakkale, Dardaneltabyalarını bombalamaya başlayınca, 5.Ordunun
komutasını Liman von Sanders'e devretmek zorunda kaldı. Böylece, Osmanlı
İmparatorluğu'nun savunması, tamamiyle Alman generallere geçmiş oldu. Hızla
ilerleyen savaşa rağmen, savunma mekanizmalarını organize etmek ve stratejik
planlamaları yapmak için çok kısıtlı zamanı olan von Sanders'in ilk kozu, 84.000 kişilik,
iyi donanımlı askerlerden ve altı bölükten oluşan, imparatorluğun en iyi askeri gücü
olan 5.Ordu'ydu. İkinci kozu ise, zayıf İttifak liderliğinin yardımıydı.
İngiliz ve Fransız amiraller, İstanbul'a ulaşmak amacıyla, boğazlardaki kilit geçiş
noktalarını ele geçirmek için saldırmak yerine, süvari bölüklerini kullanarak Gelibolu yarımadasını kuşatmak ve böylece donanma zırhlılarını Marmara Denizi'nden
rahatça geçirebilmek için bir kara harekatı düzenlemeyi uygun gördü. Sadece bir ay
gibi oldukça kısa bir süreye sahip olan Liman von Sanders'in hazırlıklarını
tamamlamasına fırsat kalmadan, 25 Nisan 1915 tarihinde İngilizlerin en ağır
kuvvetleri, Seddülbahir Çıkarması'nı gerçekleştirdi. Beş ayrı noktadan yapılan
saldırılarda, von Sanders'in en iyi kararı, ileriki zamanlarda yeni Türkiye'nin kurucusu
ve atası Mustafa Kemal'i (Atatürk), 19. Tümenin komutasına geçirmek olmuştu.
Özellikle Seddülbahir çıkarmasında oldukça önemli bir rol oynayan Mustafa Kemal'in
tümeni, İtilaf güçlerine de ağır kayıplar verdirdi ve böylece Osmanlı'ya zaman
kazandırmış oldu. Anzakların gerçekleştirdiği saldırılara karşı mükemmel bir savunma
hattı oluşturan Mustafa Kemal'in bölüğü, Anzak süvarilerinin bayırın aşağısına kadar
geri çekilmelerini sağladı ve sert çarpışmaların ardından, bölgedeki kontrolü elden
bırakmayarak, İtilaf kuvvetlerinin burada, savaşın bitimine kadar etkili saldırılarda
bulunmasını engelledi.
Aynı yılın Kasım ayında, düşman kuvvetleri bölgeyi boşaltma kararı aldı. Bu beş aylık
süreç boyunca von Sanders, savunma üzerine kurulu muharebe planı doğrultusunda,
irili ufaklı birçok saldırıyı geri püskürttü. Çanakkale'de istediği sonucu elde edemeyen
İngiliz kuvvetleri, Arıburnutarafından Türk kuvvetlerini kuşatmak amacıyla, Suğla (
Anafartalar) körfezine çıkarma yapmaya karar verdi ve böylece, Anafartalar
Muharebesi başladı. Von Sanders için bu, beklenmeyen bir saldırı olsa da, yine iyi
kararlarından birini vererek, Mustafa Kemal'in 19.Tümenini o bölgeye kaydırdı.
Savaşın gidişatını değiştiren Conkbayırı savunması tarihe geçti ve oldukça küçük bir
kuvvetle yörenin kontrolünü elden bırakmayan Mustafa Kemal, general tarafından
Anafartalar Grubu Komutanlığı'na atandı. Sonuç olarak, fazla bir kayıp verdirilemese
de, İngiliz Tümenleri bölgeyi boşaltmak ve geri çekilmek zorunda bırakıldı. Bu
muharebe, hem Osmanlı'nın genel savaş içindeki konumunu güçlendirdi; hem de von
Sanders'e zaman ve itibar kazandırdı.
Önceki dönemlerde, Almanya'nın Osmanlı üzerindeki askeri misyonuna başkanlık
etmiş olan Baron von der Goltz, 1915 yılının başlarında, iktidarı epey sarsılmış olan
padişah V.Mehmet'e askeri yaverlik yapmak üzere İstanbul'a geldi. Ancak Baron,
savaşın o güne kadarki komutasını elinde bulunduran Enver, Cemal ve Talat Paşaları
sevmediği gibi, Sanders ile de uyum sağlayamadı. İşbaşına gelen Baron, öncelikle,
İngilizlere karşı birtakım saldırı planları üzerinde dursa da, tüm bu çabalar, Osmanlı'nın
en önemli üç cephesi olan Gelibolu, Kafkasya ve yeni açılan Mezopotamya cephelerindeki İtilaf kuvvetleri saldırıları karşısında etkili olamadı. Bununla birlikte
Goltz, Ekim 1915'de Enver Paşa tarafından, Mezopotamya'ya İngilizlerle yapılan
çarpışmalara komuta etmesi için gönderildi ve sekiz ay sonra burada hayatını
kaybetmesiyle birlikte, Sanders, Osmanlı'nın önde gelen komutanlarından biri haline
geldi.
Von Sanders, savaşın son yılı olan 1918'de, İngiliz General Allenby tarafından
bozguna uğratılmış olan Alman General Erich von Falkenhayn'dan görevini
devralarak, Filistin'deki Osmanlı Yıldırım Orduları'nın (IV., VII. ve VIII. orduların
birleşimi) komutanlığına getirildi. Liman, burada Osmanlı kuvvetlerinin oldukça güçsüz
bir duruma düşmesini engelledi. Komutasındaki tümenler herhangi bir saldırı yapacak
güce ve yeterli teçhizata sahip olmadığı gibi, tek yapabileceği İngilizlerden gelebilecek
bir saldırı halinde savunmada kalmaktı. Bu sırada, Osmanlı'ya son darbeyi vuran İngiliz
saldırısı, Megiddo Muharebesi'yle (Armageddon) geldi. Bir haftalık sert bir
çarpışmadan sonra, general, İngilizler tarafından esir alınmaktan son anda kurtuldu.
Savaştan sona erdikten sonra, 1919 yılının Şubat ayında Malta'ya sürgüne gönderilen
von Sanders, savaş suçlusu olarak yargılandıysa da, altı ay sonra serbest bırakıldı.
Aynı yıl, Alman ordusu tarafından emekli edildi. 1927 yılında, I.Dünya Savaşı boyunca
yaşadıklarını, geçmiş deneyimlerini ve Malta'da geçirdiği esaret günlerini anlattığı "
Türkiye'de Beş Sene" adlı anı kitabını yayımladı. Bu kitabın ardından, Otto Liman
von Sanders, 22 Ağustos 1929 tarihinde,Münih'te hayata veda etti.
Kaynak
© 2015 Mepa News Tüm Hakları Saklıdır!
Kaynak Gösterilmeden Alıntı Yapılamaz!
Tasarım ve Yazılım: Mepanews
Download