Nükleer T*p Tan*m* Tarihçesi ve *çeri*i

advertisement
 Büşra AKIN
 112105004
 Doğum Yılı:1992
 Memleketi: Çanakkale
 Lise: Ali Haydar Önder Lisesi – Eşit Ağırlık
 Üniversite: Yeni Yüzyıl Üniversitesi – Tıbbi Görüntüleme
Teknikleri
 1800`lü yılların başında İngiliz kimyager John Dalton`un atom teorisini
ortaya atması
 1895`de Alman Wilheim Conrad Roentgen`in X ışınlarını bulması
 1928`de Amerika`da Ernest Lawrence`ın siklotronu yapması
 1934 yılında Marie Curie`nin yapay radyoaktiviteyi keşfetmesidir.
 Ancak birçok tarihçi nükleer tıbbın gerçek başlangıcı olarak radyoaktif
iyodun toksik guatr (zehirli guatr) tedavisinde kullanılmaya başlandığı
1940`lı yılları göstermektedir.
 Nükleer tıp görüntülemelerinde en sık kullanılan radyoaktif madde
olan teknesyum yapay olarak 1937 yılında üretilmiş, 1965 yılından
sonrada ticari üretim, dağıtım ve kullanımı başlamıştır.
 Nükleer tıp alanında ilk uzmanlar 1972 yılında Amerika Birleşik
Devletleri`nde yetişmeye başlamıştır.
Nükleer tıp, canlılara verilen radyoaktif maddelerin
yaydıkları ışınların özel yöntemler veya cihazlarla
dışarıdan sayımı veya görüntü halinde izlenmesi veya
tanımlanması ile tehşis konulmasını sağlayan tıp
dalıdır.Anatomik bilgiler veren tanısal radyolojiden
farklı olarak nükleer tıp yöntemleri ile herhangi bir
organın yapı ve fonksiyonu hakkında bilgi sahibi
olunur.
Kullanılan cihazlar, radyoaktivite sayıcıları, Gamma
kamera veya Pozitron Emisyon Tomografisi olarak
adlandırılır. Görüntüleme için kullanılan maddeler,
radyonüklidler veya radyonüklidler ile birleştirilen
farmasötiklerdir. Bu maddeler vücutta fizyolojik
işlevsellikleri ile görüntü sağlarlar. Görüntü almak için
kullanılan en basit cihaza "Gamma kamera" adı verilir.
Bu cihazların daha gelişmiş türleri "SPECT" (Single
Photon Emission Tomography) adını alır. En son
kullanıma giren Nükleer Tıp cihazı PET/CT ve PET/MR'dır.
Bu sistemlerde amaçlanan fizyolojik görüntüleme ile
anatomik görüntülemenin tek bir görüntüde
birleştirilmesidir.
Sintigrafiler incelenecek her organ için farklı bir
radyoaktif ilaç verilerek, o ilacın incelenen organda
tutuluşu, dağılımı, atılışı gibi özellikleri inceleyen bir tanı
yöntemidir. Radyolojik tetkiklerin aksine nükleer tıpta
organların yapısından çok işlevi ve çalışma bozuklukları
incelenir. Özel radyoaktif ilaçların hedef organda
tutulma özelliğinden yararlanarak yüksek doz radyoaktif
ilaçlar tedavi amacıyla da kullanılırlar. Bir çok hastalıkta
hasta için son derece kolay ve rahat tedavi olanağı da
sunmaktadır.
 Planar Görüntüleme: Planar görüntülemede gama ışını yayan
radyoaktif maddelerle gama kamera adı verilen cihazlar kullanılarak
iki boyutlu görüntü alınması söz konusudur ve rutin çalışmaların
çoğunluğu bu niteliktedir.
 SPECT (Single Photon Emission Computed Tomography) :Vücut
içerisindeki radyoaktif madde dağılımının üç boyutlu olarak, bir
başka deyişle tomografik olarak görüntülenmesidir.
 PET (Positron Emission Tomography) :Pozitron ışıması yapan
radyoaktif moleküller ve özel görüntüleme aygıtları ile yapılan
tomografik görüntüleme yöntemine verilen isimdir. Günümüzde
radyoaktif şekerin (FDG) vücuda verilmesinden sonra, dağılımının
görüntülenmesi en sık yapılan uygulamadır. Kanser dokularının
gösterilmesinde halen mevcut en duyarlı yöntem olduğu
bilinmektedir.
1- PET/CT ve Kanser: Tümörün iyi ya da kötü huylu olduğunun
saptanması, Kanserin vücuda yayılımının saptanması, Verilen tedaviye
cevabın saptanması..
2- PET/CT ve Beyin: Alzheimer (Bunama) hastalığının erken teşhisi,
Epilepside (Sara) nöbete neden olan odakların saptanması..
3- PET/CT ve Kalp: Tıkalı olan kalp damarının kalp kasına verdiği
zararın saptanması, Kalp hastalığının yaygınlığının saptanması, Kalp
krizi sonrası PTCS/Stent cerrahisinden hastanın ne kadar
yararlanacağının saptanması..
Nükleer görüntüleme için çok küçük miktarda radyoaktif madde ve
radyofarmasötik kullanılır. Farmasötikler vücuda verildiğinde özgül olarak
herhangi bir organa, kemiğe veya dokuya bağlanan maddelerdir. Verilen
radyofarmasötiğin organ tarafından tutulum oranı ve vücuttan
temizlenme miktarı göz önüne alınarak organın fonksiyonu hakkında bilgi
sahibi olunur. Radyoaktif madde ile bağlandığında radyofarmasötik adını
alır ve görüntülenmesini istediğimiz organa gidip bağlanır ve
beraberindeki radyoaktivite sayesinde gamma ışınları yayarak o organın
gamma veya PET kameraları ile görüntülenmesini sağlar. Nükleer tıp
uygulamaları ile vücudun aldığı radyasyon dozu radyolojik X-ışını tanı
yöntemleri ile yaklaşık aynı seviyelerdedir.
Nükleer tıp yöntemleri ile ciddi rahatsızlıkların teşhisi, tedavisi ve
takibi mümkün olur. Genellikle hastalıklar diğer radyolojik
yöntemlerle saptanabilir hale gelmeden ve klinik bulgular
gelişmeden önce, yani hastalığın erken döneminde nükleer tıp
yöntemleri ile tespit edilebilirler. Böylece hastalık daha fazla
ilerlemeden ve daha başarılı bir şekilde tedavi edilebilir.
Download