Word`e Aktar - Adanaevrimgazetesi.com

advertisement
TERÖR SONRASI STRES BOZUKLUĞUNA DİKKAT!
Tüm toplumların yüzyıllardır felaket olarak tanımladığı terör eylemlerinin, ülkemizde de
yıllardır gündemden hiç inmeden varlığını sürdürmesinin, bireylerin gündelik hayatlarının yanı
sıra geleceğe yönelik arzu, umut ve beklentilerine de ciddi şekilde zarar verdiğini ifade eden
Aile Terapileri ve Terapistleri Derneği (TERAPİDER) Genel Başkanı Uz. Dr. Taner
CANATAR; ‘Terör; politik, dini veya ekonomik bazı hedeflere ulaşmak için uygulanan her
türlü şiddet olarak tanımlanmaktadır. Dilimizdeki kullanımı ve zihinlerdeki ilk karşılığı ise
“korku” ya da “dehşet”dir. Bu doğrultuda teröristler, insanları bir şekilde dehşete düşürerek
korkutma, buna bağlı olarak da sindirme ve yıldırma yoluyla amaçlarına ulaşmayı hedefler.
Terör eylemlerine herhangi bir şekilde maruz kalan bireylerin gündelik hayatlarının yanı sıra
geleceğe yönelik arzuları, umutları ve beklentileri ciddi şekilde zarar görebilmekte,
bilinçlerinde kalıcı etkiler oluşabilmektedir. İnsanları strese sokan en büyük etkenlerden biri de
olayların kontrolünün kişinin dışında gelişmesi ve belirsizlik ortamıdır. Etrafında terör olayları
olup biten kişi, başına geleceklerden habersiz, endişe ve korkuyla hayatını sürdürmeye çalışır.
Bu açıdan baktığımızda teröre maruz kalmasak bile yarattığı psikolojik etki nedeni ile toplum
olarak terör mağduruyuz. Böyle bir durumda da maalesef bireyden topluma kadar genel bir
huzursuzluk hakim olur. Dolayısıyla terör, yoğun ve hızlı bir şekilde ortaya çıkan ve bireyin
üstesinden gelmekte zorlandığı travmatik durumlara sebebiyet vermektedir.’ dedi.
Felaketlerden sonra en sık görülen psikolojik bozukluklardan birisinin Travma Sonrası Stres
Bozukluğu (TSSB) olduğunu belirten CANATAR; ‘TSSB, popülasyonda %7 ile %35 gibi
yüksek oranda görülmektedir.Yapılan çalışmalarda kadın olma, evli olmama, eğitim düzeyinin
düşük olması, patlama sırasında saldırının meydana geldiği bölgede bulunma, patlamaya görsel
olarak tanıklık etme, yaralanmış olma, yaralanmanın tam olarak iyileşmemiş olması, yas
tutuyor olma (patlama nedeni ile bir yakın ya da tanıdığının ölmüş olması), patlamadan sonra
ekonomik güçlükler yaşama ve yaralanma nedeni ile çalışamıyor olmanın TSSB gelişimi ile
ilişkili olduğu saptanmıştır. Terör saldırılarına bir şekilde maruz kalan kişilerde; endişe, kaygı,
suçluluk, aşırı korku, reddetme, panik, yalnız hissetme, yorgunluk, yeme bozuklukları,
odaklanma bozukluğu, gerginlik, karamsarlık, bezginlik, kararsızlık, çaresizlik ve yaşanan
olayla ilgili sürekli zihin meşguliyeti gibi problemler ortaya çıkabilmektedir. Diğer taraftan
çocuklarda ise, çelişkili davranışlar, korku, çaresizlik, güvensizlik, okulu aksatmalar,
başarısızlık, uyku problemleri, aşırı tepkiler, yeme problemleri, karın ve baş ağrısı ile mide
bulantısı gibi durumlar görülebilmektedir. Ayrıca, TSSB’yle ilgili olarak yetişkin kişiler
arasında panik atak bozukluğunun görülme ihtimali de yüksektir. Buna rağmen bu mağdurların
çoğunluğu tedaviye başvurmamaktadır. Oysa terör eylemlerinden sonra ortaya çıkan sosyal
travmanın normalleştirilmesi ve terör mağdurlarının zararlarının tazmin edilerek tekrar normal
hayata döndürülmesi oldukça önemli bir konudur. Unutulmamalıdır ki terör, istismara açık bir
zeminin olmadığı, aksine adalet ve hoşgörünün hakim olduğu ortamlarda yaşama imkanı
bulamayacaktır.’ dedi.
Tarih: 21.12.2016
adana evrim gazetesi
http://adanaevrimgazetesi.com/
Download