Bilim, İlim, Din ve Cahillik

advertisement
DÜŞÜNCELER
Bilim,
İlim,
Din ve
Cahillik
"Bilimin konusu ne
Tanrı'nın varlığını veya
yokluğunu ve ne de
Ö'num sözlerinin
doğruluğurıu veya
yanlışlığını
kanıtlamaktır"
Prof, Dr. Tuncer GÜVENÇ
H.Ù. Jeoloji Müh, Bölümü
20
Geçenlerde bir öğrencim Yer
Küresi Tarihi dersinde İnsanın
Evrimi konusuna deyinip deyinmiyeceğîmi sorduktan sonra»
halka sokakta ücretsiz dağıtılan,
iki yahudi peygamber adı taşıyan birisi tarafından yazılmış bir
kitapçık gösterdi. Evrimin aldat™
maca olduğunu söyleyen yazarın materyalizm, mikrobiyoloji,
yaradılış, yahudilik, masonluk,
kapitalizm, strateji vd. konularda da yapıtları olduğu kitapçığında belirtilmektedir. Bu kadar
farklı ve üst düzey bilim, ekonomi, felsefe vd. konuları içeren
yapıtları verebilmek için yazarın
çok yönlü ve yüksek düzeyde
bir eğitim görmüş olması gerekir. Bu düzeyde bir kimsenin (kitapçığını) peygamber adıyla yayınlamasını anlamak olanağını
da bulamadık. Kitapçığında belirttiği kaynakların % 90'nın üzerinde ABD kökenli olması bana,
"vizyon" sahibi özal döneminde
bir bakanın (MEB) bir ABD gezisi dönüşünde ABD'nin en geri
bir protestan kilisesinin propaganda kitabını türkçeye çevirtip
islamiyet adına yahudl-hriatiyan
propagandası yaparak ücretsiz
dağıttığını anımsattı» Bilim, Evrim v© Din konusunu daha sonraya bırakarak "Neden dini ve
bilimi anlayamıyoruz?" sorusu
ve bu cahilliğin nedeni öncelik
kazandı.
Bugünkü anlamı ile bilim,
Rönesans ve Aydınlanma dönemlerinde yeni bir mantık ve
felsefe sayesinde akla, deneyime, gözleme ve eleştiriye dayanarak oluştu ve hız kazandı. Bilimin getirdiği yeniliklerin tekniğe
uygulanması İle de pek çok yeni
ve ileri bilim dalları oluştu. Bu-
gün artık bazı bilimler ve bilim
felsefesi ile uğraşmadan bu bilimler hakkında kısmen de olsa
konuşabilecek bilgi sahibi olmak artık olanaksızlaştı. Bugün
doğa bilimleri, insan bilimleri ile
birlikte evrende ve insan topluluklarında her konuyu incelemektedir. Bilimde eleştiri de yine bilimsel yöntemlerle ve acımasızca yapılmaktadır. Bilim ne
olursa olsun "müsbet" dediğimiz tanitlaşmış her şeyi inceler.
Bilimin konusu ne Tann'nın
varlığını veya yokluğunu ve ne
de O'nun sözlerinin doğruluğunu veya yanlışlığını kanıtlamaktır. Din de fizik, kimya, mikrobiyoloji, paleontoloji vd. konularını
incelemez, çünkü konusu değildir. Dolayısı ile konuları farklıdır,
Çatışma ise biri diğerini yarım
yamalak, yüzeysel bilgilerle yorumlamaya kalkınca ortaya çıkar. O da yorumlayanın yanlışları veya eksikliklerinden kaynaklanır, Her iki tür de kendi uğraşı
dallarından nasiplerini alamamışların eseridir,
Osmanlıcada bugün' bilim
sözcüğü de ilimdi. Genelde onbeşinci yüzyıldan beri artık
"ilim" denince İbn-i Haldun'dan
beri ayrılan îsnaklî ilimler** anlaşılmaktadır. Bugün ise bilime "dayanarak" dinsel konulan yorumladıklarını sananlar ilmi ve bilimi
çok kolay sanan, en uleması ise
yarım yamalak bir Arapça bilgisi
ve adına üniversite denilen sonradan arapiaşmış bir ülkenin en
ortaçağ (Islamın Orta Çağı) kalıntısı bir medresede elde ettikleri ezbere öğretiler ile doğrudan
Tanrı Buyruğu'nu (Kur'an) yorumlamaya kalkan kişilerin elinde İlim, tam anlamıyla cahil ola-
DÜŞÜNCELER
neği ile tanıştı. Böylece Doğu
için gerçek bir parlak dönem
başladı. Felsefe ve bilimsel birikimle tanışan ulema fetihler ilerledikçe süryani, fars. latin, hint
ve bizans kültürleri ile tanışıp,
dillerini öğrenerek bunlardan
pek çok yapıtı arapçaya kazandırdılar. Önceleri Plotinos» Eflatun ve Aristoteles gibi felsefecilerin etkisinde kalarak o zamanın bilim ve felsefesini islam
Bilim ilk dönemlerinde din ile
inançları ile bağdaştırmaya veya
birlikte incelenmiş ve gelişmiştir.
doğrudan bunlar üzerinde akıl
Ortaçağ sonlarına kadar bilim
ve gözlem yoluyla geliştirmeye
genelde ilimdir. Mezopotambaşladılar. Iran ve hint eserleriya'da, Mısır ve Hindistan'da din
nin incelenmesi ise Tanrı Buyruve bilim birliktedir. Anadolu'da
ğufnun (Kur'an) yorumlanmasınve Öreklerde dinin çok basit
da önemli farklılıklar yarattı. Yooluşu insanları felsefeye yöneltrumlamada XII. ve XIV. Yüzyılmiş, felsefe ile bilim birlikte gelardan sonra bir yenilik getirilelişmiştir. Romada ise bilim ve
medi, Artık nakli ilimler ile bilim
felsefeye önem verilmemiştir.
özdeşleşti ve felsefe konu dışı
Hıristiyanlığın doğuşu ile Roma
(Katolik) Kilisesi bilim ve felsefe- sayıldı. Bu dönemden sonra İsnin insanları hristiyanlık dışı yön- lam dünyasının merkezi arap
lendireceğine felsefe ve bilim veya araplaşmış ülkelerden
unutulmadıkça eğitimli insanla- Anadolu'ya ve Orta Asya'ya
rın hristiyanlaşmıyacağına inanı- kaydı. Tarihsel olayların özellikle
yordu. Tüm eski bilgileri kilise günümüzde d© süren Haçlı Sekuruluşlarında saklayan yönetim ferlerinin etkisi ve diğer nedenbu işleri Papa'nın ve kilisenin lerle bu merkezlerdeki ilerleme
yanılmazlığı (infailibllité pontifi- de yeteri kadar süremedi.
cale) doğması ile kilise kontroİslamiyetin parlak döneminlünde yalnızca din adamlarına
de, özellikle XIV, Yüzyıla kadar
ait bir konu olarak gördü. Biolan süre içinde din ve bilim
zans'taki eski felsefe kitapları Biadamlarının eğitimlerine ve uğzans'ın yıkılması ile Batı'ya (geraşı konularına kısaca değinerek
nelde İtalya'ya) götürülerek daha
amacımız din ve bilim arasındaönceden Endülüs'ten geçen bilki ilişkiler için ne gibi birikimler
gilerle hristiyan dünyasını etkilegerektiğini vurgulayarak o dödi. Rönesans v© aydınlanma lanemde bu gibi konularda islam
ikliğin ' doğmasına neden oldu.
din ve bilim adamlarının neler
Bu da bilim ve felsefenin gelişsöylediğini göstermek, yüzyıllarmesi için gerekli bir koşuldu.
ca bilimden uzak kalarak günüDoğuda ise İslamlığın ortaya müze gelen "ulemâ" veya islamçıkışı ile ilk fetihler sonucu müs- da olmayan, fakat yüzyıllardan
lüman ulema İskenderiye gele- beri arapça sayesinde islam dışı
rak ahkam kesmek anlamına
geliyor. Ayrıca İlimden gelen
"ulema1' sözcüğü ise, eğer mecazi anlamda kullanılmamışsa,
nakli ilimlerle uğraşan kişi anlamına gelir, Bugün ilim, tefsir, kıraat, hadis, fıkıh, kelam vd, dallarını ve eski islam bilim, ilim ve
din adamlarının yorumlarına» felsefelerine ve her tür katkılarına
kapalı öğretilen içerir.
olarak islamda Tanrı ile kul arasına giren ruhban sınıfının islamın bilim va felsefe kazançlarından bile haberleri olmadığını
gtetermektadlr.
Bu dönemlerin ileri gelen din,
felsefe ve bilim adamlarından
' bazıları El Kindi, Farabı» Ibn-I Sına, Ibn-I Rüşt, Ibn-I, Bâcee, IbnI Haldun, Bîrunl vd.'dir. Tüm
dünyada üstün değerleri ve
eserleri kabul edilmiş, yapıtları
latince başta birçok dile çevrilmiş (DU kişilerin ortak yanları
hepsinin Anadolu ve Grek felsefelerine hakim, çoğu Arapçadan
başka Türkçe, Farsça, Ibranice,
Süryanice, Hintçe, Grekçe ve
Latince dillerinden birkaç tanesini iyi bilen, astronomi, tıp, doğa bilimleri, matematik, mantık
vd. ve islam ilimleri, kısaca o zamanın tüm bilim ve ilimlerinin
birçoğunu öğrenmiş ve öğretebilir bir düzeye gelmiş kişi olmalarıdır.
Şimdi bu dönemlerde bu kişilerin söylediklerini bu günkü
bilim ve felsefe İle karşılaştırmayı düşünelim. "Bilginin kaynağı
akıl ve duyudur. İnsan bilim ve
felsefe ile yaşadığımız dünyayı
ve doğayı kavrayabilir. Temel
yöntem mantık ve akıl yürütmektir. İnsanı başarıya ulaştıran,
bilmeyi sağlayan akıldır, bu İnsanı adım adım yükselterek
peygamberlik katma ulaştım."
(Ibn-I Bacce XlLyy.); "Din bir
toplum ürünüdür, insan düşüncesinin eseridir. Bilimin kaynağı
toplumdur, akıl, deney, gözlemle bağlantılıdır." (Ibn-i Haldun
XIV yy.); Din için bilim gereklidir.
İman şaşmaz bir çözüm yolu
değildir. Madde yaratılmamıştır,
21
DÜŞÜNCELER
sonsuzdur. Oluş, yaratılış, orta- başka Sümer-Babil-Yahudi hi- ban sınıfının" cahilliği, bilimsizliya çıkış yoktan var olma anlamh kayelerini Tevrat'ta anlatıldığı gi- ği ile XV. yüzyıl öncesi islam din
na gelmez. Oluş sınırlı değil sü- bi benimseyen aklı başında kim- ve bilim adamlarının seviyeleri
reklidir. Tanrı akılla birleşmiştin se kalmamıştır. Buna bizim is- karşılaştırıldığında Isiam dünyaİnsan iradesi dışında verildiği lam bilim ve felsefesini bile bil- sının çöküşünü de, bugünkü din
söylenen birtakım ilkelere kesin- meyen "ulemayı"da ve Özal dö- sömürüsünü de anlamak kolaylikle bağlı kalamaz. Bilginin ge- nemi MEB bakanını da eklemek laşıyor»
çerliliği aklın kurallarına bağlıdır. gerekir,
Bugün de "hoca efendilerin,
Tann evreni yöneten güçlere daXV. yüzyıldan sonra medrese efendi hazretlerinin, şeyhlerin,
hi etmez. "(İbn-i Rüşt Xll.yy.)",
eğitimi yozlaşarak XX, yüzyıla şıhların, mollaların, pek çok
Her varlık belli sıra ile ve uyum
kadar genelde yalnızca nakli imam, vaiz ve müftülerin (emekiçinde görüş alanı içine çıkar,
ilimlerle uğraşan softalar yetiş- li veya değil) yaptıkları nedir?
Ademden önce başka ademler
tirdi, Medreselerden bilim ve fel- Halkı kandırarak hem sosyal,
gelmiştir. "(Muhittin Arabi XIIsefenin kovulması ise dînde hem ekonomik ve hem de siyaXII .yy.), "Ademden önce milyonyozlaşma, cahillik ve sapmalara sal güç kazandılar, pekçoğu
lama ademler gelip geçmiştin yer verdi. Bilimden, felsefeden
dünya ve ülke çapında holding(İmam Bakr Vll.yy.) vd, bu ör- uzak ulemanın yanında islam
1ère sahip oldular, Uluslararası
nekler* çoğaltılabilinir. Gerçek öncesi ve VI. yüzyıl çöl kenti ve
ilişkilere girdiler, aslında ona daodur ki islamın bilim ve felsefe- bedevisi yaşamını islam sanan yanarak bu konumu elde ettiler,
deki kazançlarından bu günkü gizli açık, ama her zaman takiy- Bu din tacirlerinin siyaset adambilim için bile önemli değerlerdir yeli tarikatlar yayıldı, Islamda ları ile ilişkisine değinmek isteve günümüz din adamlar», daha ruhban sınıfı olmamasına karşın miyorum. Demokrasiye geçme
doğrusu kendilerini böyle sunan yozlaşma sonucu kuramsal oh çabalarından beri (1946) başlaruhban sınıfı veya "ulema" ha- mayan bir ruhban sınıfı oluştu ve - mış ve günümüzde iğrenç bir
bersizdir ve Hristlyahlık ortaça- bu ruhban sınıfı genelde ve hal almıştır ve bazıları teröre bile
ğını aşamamıştır ve bu kişiler özellikle dinde cahilliğin doru- bulaşmışlardır.
tam bir cahillik içerisindedirler. ğunda olduğundan arapçadan
Bunun düzelmesi ise uzun
Zamanın dîn ve bilim ve nakli başka dilde islamlık olamıyacavadeli
bir din eğitimi politikası
ilimlerini özümsemiş bu din, bi- ğını ileri sürerek, diğer deyimle
oluşturmakla,
felsefe çalışmaları
lim ve felsefe adamlarının Tanrı varlıklarını sağlayan, kendilerine
ve islam karşıtlığını ve aklı ba- ekonomik, sosyal ve siyasal iti- ve eğitimi sağlamakla, İsiamiyeşında hiç kimse bunların kafir bar kazandıran ve sanki Tanrı ti türkçeleştirip, ortaya çıkmış
veya zındık olduğunu İleri sür- Arapçadan başka dili anlaya- olan ve halkı sömüren bu "ruhmemiştir. Bu kişilerin eserlerinin mazmış gibi arapçayı savunan ve ban" sınıfını devre dışı bırakBatı'da rönesans ve aydınlanma arap milliyetçiliği yaparak İslamlı- makla olur. Ufukta böyle bir çaçağındaki gelişmeleri etkilediği ğın Türkçeleşmesine de karşı ba veya eğitim görülmemektedir. Yüksek eğitimi yozlaştıran,
de bilinmektedir. Unutmayalım çıktılar. Halka Arapça ve dini bildeğil eğitim politikası iki "profeki bu kişilerin döneminde XIV."- diklerine inandırarak Anadolu insör"
bir bina İte üniversiteler açyy'iara kadar Batıda Katolik kili- sanın Tanrı sevgisini Tanrı korkumakla
bile görüşü alınmaya desesi, ademin ilk insan olduğunu suna dönüştürerek onları hem
ğer
görülmeyen,
tarikatçı'rektör
ve dünyanın yedi veya kırk bin ekonomik, hem sosyal ve hem
v©
dôkan
atayabllen,
ÂBD'de
yıl önce yaratıldığını öğretmekte de siyasi yönden sömürdüler.
Hrtotlyan ve Yahudi "hocave kimse farklı bir görüşü İleri
Bugünkü ve yakın geçmişi- lardan fslamı öğrenmek üzer©
sürememekteydi. Bugün, geri
mizdeki din adamlarının, risale burslu öğrenciler gönderen YÖK
kalmış ABD kır bölgelerindeki yazarlarının, daha doğrusu isbu konuda ancak Cumhuriyet
birkaç protestan kilisesinden lamda olmayan bu "islam ruhkarşıtı beşinci kol yetiştirebilir.
22
Download