yönetim

advertisement
İŞLETMENİN TEMEL FONKSİYONU: YÖNETİM
YONT 101- İŞLETMEYE GİRİŞ I, NEVİN SEYYAH
1
TEMEL KAVRAMLAR:
YÖNETİM: amaçların etkili ve verimli bir biçimde
gerçekleştirilmesi için bir insan grubunda işbirliği ve
eşgüdümleme sağlamaya yönelik olarak sürdürülen
çalışmaların tümünü ifade etmektedir.
YÖNETİM: işletmenin elindeki kaynaklarını (doğal
kaynaklar, insan kaynağı, sermaye, hammadde, makine)
planlayarak, örgütleyerek, yürüterek, koordine ve kontrol
ederek, etkili ve verimli bir şekilde kullanması suretiyle
amaçlarını gerçekleştirmesi sürecidir.
YÖNETİCİ: karı ve riski başkalarına ait olmak üzere mal
veya hizmet için üretim unsurlarının alımını yapan veya
yaptıran, bunları belli ihtiyaçları doyurmak amacına
yönelten, işletmeyi girişimci adına çalıştırma sorumluluğu
olan kimsedir.
TEMEL KAVRAMLAR:
PROFESYONEL YÖNETİCİ: yönetim işini bir meslek
olarak yapan kişidir ve işletmenin sahibi haline
gelmeden girişimcinin yaptığı her işi yapan ve bu
hizmetleri karşılığında aylık alan kimselerdir.
 Etkinliği ve verimliliği gözetlemelidir,
 İnsancıl davranış içinde olmalıdır,
 Eşitlikçi, açık ve güvenilir olmalıdır,
 Esnek olmalı ve gizliliğe özen göstermelidir,
 Kendini
ve
çalışanlarını
örgütü
ile
bütünleştirebilmelidir.
TEMEL KAVRAMLAR:
Yönetici terimi ve kavramı yerine kullanılan başlıca
kavramlar şunlardır:
Lider (Önder),
Koç (Coach-Öğretici),
Mentor (Koruyucu, Hami, Himaye eden),
Kolaylaştırıcı (Facilitator),
Mümkün Kılıcı (Enabler),
Destekleyici (Sponsor).
TEMEL KAVRAMLAR:
YÖNETİCİ BECERİLERİ:
Yöneticilerin örgüt içinde başarılı olabilmek için
bazı becerilere sahip olmaları gerekir. Bu beceriler:
 Kavramsal Beceri
 İnsan İlişkileri
 Teknik Beceri
YÖNETİM BİLİMİNİN DOĞUŞU VE
TARİHSEL GELİŞİMİ
KLASİK (GELENEKSEL) YÖNETİM TEORİSİ:
Verimlilik çözümleri ve işletmeler için getirilen
yönetsel öneriler yönetim tarihçileri tarafından klasik
yönetim kuramı olarak ele alınmıştır. Bu kuramın 3
önemli ismi Taylor, Fayol ve Weber’dir.
Klasik örgüt kuramının ilk ayağı olan bilimsel yönetim
yaklaşımı, 1900’lerin başında Frederick Winslow Taylor (1856-1915)
tarafından geliştirilmiştir. Taylor, işleri en küçük bileşenlerine ayırmış,
hareket ve zaman etütleriyle her işin standartlarını belirlemiş, iş
bölümü ve uzmanlaşma kavramları üzerinde durmuş, ustabaşı ile
çalışan ayrımını netleştirmiş, performansa dayalı ücret sistemini
geliştirmiş ve ergonomi üzerinde çalışmalar yapmıştır.
YÖNETİM BİLİMİNİN DOĞUŞU VE
TARİHSEL GELİŞİMİ
Kuramın ikinci ayağı yönetsel teori, Fransız
mühendis Henry Fayol (1841-1925) tarafından ortaya
atılmıştır. Fayol, yönetimin evrensel ilkelerini,
yönetimin süreçlerini ve yöneticinin sahip olması
gereken özellikleri belirlemiştir.
Kuramın üçüncü ve son ayağı olan bürokrasi
modeli ise Alman iktisatçı ve sosyolog Max Weber
(1864-1920)
tarafından
geliştirilmiştir.
Weber,
örgütlerde
hukuki
yetkiyi,
denetlenebilirliği,
otoritenin iş ile sınırlılığını, tüm karar ve işlemlerin
yazılılığını getirmiştir.
YÖNETİM BİLİMİNİN DOĞUŞU VE
TARİHSEL GELİŞİMİ
Klasik yaklaşımın odaklandığı 3 temel konu
vardır. Odaklanılan konular aşağıda belirtilmiştir:
1. Örgütün sahip olduğu kaynakların daha etkin bir
şekilde
kontrol
edilip
kullanılmasını
sağlamak.(F.Taylor ve Bilimsel Yönetim )
2. Genel örgüt ilkeleri oluşturmak.(H.Fayol ve Yönetim
süreci takipçileri)
3. En iyi örgütsel yapıyı oluşturmak.(M.Weber ve
Bürokrasi Yaklaşımı Takipçileri)
YÖNETİM BİLİMİNİN DOĞUŞU VE
TARİHSEL GELİŞİMİ
BİLİMSEL YÖNETİM YAKLAŞIMI: Öncülüğünü
Frederick Taylor’un yaptığı; Henry Gannt, Frank ve
Lillian Gilbert, Harrington Emerson, gibi araştırmacı
ve yazarların da katkıda bulunduğu bu yaklaşımda,
yönetim fonksiyon ve ilkeleri ile tek bir yönetim
teorisine ulaşmaya çalışılmaktadır.
Taylor’un dikkatini işletmelerdeki düzensizlik,
kötü yönetim ve özellikle israf ve kayıplar dikkatini
çekmiştir.
YÖNETİM BİLİMİNİN DOĞUŞU VE
TARİHSEL GELİŞİMİ
Bilimsel yönetimin temelleri 4 genel ilkede
toplanmıştır.
1. En iyi tek yol,
2. İşgörenlerin bilimsel yöntemlerle seçilmesi,
3. Finansal güdüleme araçları,
4. İşbölümü.
Bu anlayışın sonucu olarak zaman etüdü, iş ekonomisi,
teşvikli ücret sistemleri, iş standartları ve çalışmalar
yaygın hale gelmiştir.
YÖNETİM BİLİMİNİN DOĞUŞU VE
TARİHSEL GELİŞİMİ
YÖNETİM SÜRECİ YAKLAŞIMI: Bu yaklaşımın
öncüsü Henry Fayol, örgüt tasarımı, örgütün ve
yönetimin fonksiyonları ve yönetim ilkeleri açısından
yönetime yukarıdan bakarak üst kademe yönetim
birimini geliştirmeye çaba sarf etmiştir. Fayol’a göre,
teknik, ticari, finansal, muhasebe, güvenlik olmak
üzere gruplandırılan işletme faaliyetlerinden biri de
yönetim faaliyetidir. Fayol’a göre yönetim faaliyeti bir
süreç olup; planlama, organize etme, yürütme,
koordinasyon
ve
kontrol
fonksiyonlarından
oluşmaktadır.
YÖNETİM BİLİMİNİN DOĞUŞU VE
TARİHSEL GELİŞİMİ
 İleriyi Görme (Planlama)
 Örgütleme (Organize Etme)
 Kumanda Etme (Yürütme)
 Koordinasyon
 Kontrol
Henry Fayol’a göre yönetim ilkeleri aşağıda belirtilmiştir:
 İşbölümü
 Departmanlaşma
 Emir-komuta birliği
 Hiyerarşik Yapı
 Kontrol Alanı
 Yetki ve Sorumluluk Denkliği
YÖNETİM BİLİMİNİN DOĞUŞU VE
TARİHSEL GELİŞİMİ
1.
2.
3.


3 tür yetki vardır.:
Hiyerarşik Yetki (Komuta yetkisi)
Kurmay Yetki
Fonksiyonel Yetki
Amaç Birliği,
Yetki Devri.
YÖNETİM BİLİMİNİN DOĞUŞU VE
TARİHSEL GELİŞİMİ
BÜROKRASİ YAKLAŞIMI: Bürokrasi, belli bir örgütlenme ve yönetim
biçimi olup 1900’lerin başında E.M. Weber tarafından geliştirilmiştir.
Modelin özellikleri:
 İdeal bürokrasi modelinde,biçimsel yetki ve görevler, kanun, kaide ve yönetsel
kararlarla önceden tespit edilmiştir.
 Görev ve yetkiler, bir hiyerarşi ve makamlar sistemi oluşturacak biçimde
düzenlenmiştir.
 Astlar, üstlerin emirlerine işgal ettikleri makamın temsil ettiği gayrı şahsi ve
yasal yetkiye dayandığı için uyarlar.
 İlişkiler ve haberleşme yazılı olarak yürütülür ve bütün bu yazılı evrak örgütün
kalem teşkilatında toplanır.
 Görevlere, özel eğitim görmüş memurlar atanır.
 Görevler, önceden belirlenmiş, öğrenilmiş ve öğretilebilen genel kaidelere
uygun biçimde yürütülür.
 Örgütün özgürlüğünün korunması için, örgütsel kaynaklar dış denetimden
uzak tutulur.
YÖNETİM BİLİMİNİN DOĞUŞU VE
TARİHSEL GELİŞİMİ
NEOKLASİK (DAVRANIŞSAL) YÖNETİM TEORİSİ:
Özellikle 1924-1933 yılları arasında Elton Mayo ve
arkadaşları tarafından Western Electric Fabrikaların’nda
gerçekleştirilen Hawthorne Araştırmaları, bu kuramın
temel taşını oluşturmuştur. Aydınlatma, havalandırma,
ısıtma, molalar ve verimlilik arasındaki ilişkiyi inceleyen
araştırmalar, sürpriz sonuçlara ulaşmıştır. Bahsi geçen
fiziksel faktörlerin etkisi bir süre geçerliliğini korumakla
beraber , bu etkinin bir süre sonra azaldığı ve verimliliğin
tamamen eski değerlere döndüğü görülmüştür. Bu
araştırma , çalışanların verimliliği üzerinde psikolojik
faktörlerin önemli olduğunu ortaya koymuştur.
YÖNETİM BİLİMİNİN DOĞUŞU VE
TARİHSEL GELİŞİMİ
Neoklasik araştırmalar şu sonuçlara ulaşmıştır:
 Çalışan davranışlarında sosyal ihtiyaçların rolü
önemlidir,
 Çalışanlar her zaman rasyonel hareket etmez.
 Örgüt, teknik değil sosyal bir sistemdir.
 Örgütte biçimsel olmayan gruplar vardır.
 Gruplar, insanın alışkanlıklarını, değer yargılarını ve
amaçlarını etkiler.
 Yöneticiler baskıcı değil destekleyici, yol gösterici
olursa verimlilik artar.
YÖNETİM BİLİMİNİN DOĞUŞU VE
TARİHSEL GELİŞİMİ
Neoklasik teorinin iş hayatına getirdiği yenilikler ve
çözüm önerileri:
 İş genişletme,
 İş zenginleştirme,
 Rotasyon,
 Kararlara katılım,
 Adem-i merkeziyet,
 Biçimsel
olmayan
grupların
örgüt
yararına
kullanımı.(sosyal tatmin, haberleşme ,vb.)
Neoklasik yönetim teorisi insan ilişkileri yaklaşımı ve klasik yönetim
düşüncesinin karışımından oluşan bir düşünce sistemidir.
YÖNETİM BİLİMİNİN DOĞUŞU VE
TARİHSEL GELİŞİMİ
Hawthorne Araştırmaları temelde klasik yaklaşımın iki
ana yaklaşımını sınamak amacıyla gerçekleştirilmiştir.
Bu yaklaşımlar:
 İş yerinin fiziksel şartlarıyla çalışanların verimi
arasında olumlu bir ilişki vardır.
 İnsan en yüksek düzeyde kazanç elde etmek ister. Ona
en yüksek kazancı sağlayacak bir yönetim kurulmalı ve
birey dışarıdan yönetilmelidir.
Hawthorne
Araştırmaları’nda
ışıklandırma,
dinlenme araları, daha kısa çalışma süreleri gibi
konularla verimlilik arasında bir ilişki olup olmadığı
araştırılmıştır.
YÖNETİM BİLİMİNİN DOĞUŞU VE
TARİHSEL GELİŞİMİ
Hawthorne Araştırmaları’nın Çalışan Kişilerle
İlgili Bulguları: Çalışanların çalışma arkadaşları
tarafından kabul edilme, takdir ihtiyacının maddi
ödüller kadar, hatta daha önemli olduğunu ortaya
çıkarmıştır. Çalışanların ait oldukları gruplar içinde
çalışma arkadaşlarıyla rekabet etmek istemediğini,
grup baskısından çekindiğini göstermiştir.
Hawthorne Araştırmaları’nın Örgütlerle İlgili
Bulguları: Araştırma bulguları örgütlerin kısımları
arasında karşılıklı bağımlılık bulunan sosyal bir sistem
olduğunu göstermiştir.
YÖNETİM BİLİMİNİN DOĞUŞU VE
TARİHSEL GELİŞİMİ
1. McGergor’un
X-Y Teorisi: Bu teoriye
yöneticilerin davranışları ile insanları
algıladıkları arasında doğru orantı vardır.
göre,
nasıl
X tipi yöneticilere göre; insanlar çalışmaktan
hoşlanmaz, sorumluluktan kaçar dolayısıyla işi yapmaları
için bunları zorlamak, sıkı bir şekilde kontrol etmek ve
cezalandırmak gerekir.
Y tipi yöneticilere göre ise, çalışanlar tembel değildir,
gerekli ortam oluşturulduğu takdirde çalışma zevk haline
getirilebilir, sorumluluktan kaçmaz ve öğrenme eğilimi
gösterir, insan kendini kontrol edip yöneterek örgütün
amaçlarına katkıda bulunabilir. Dolayısıyla Y tipi yönetici
danışmacıdır, motivasyon sağlar, sıkı kontrolden kaçınır.
YÖNETİM BİLİMİNİN DOĞUŞU VE
TARİHSEL GELİŞİMİ
2. Likert Sistem 1 – Sistem 4 Modeli: Bir yöneticinin
davranışlarını bir uçta sistem 1 (istismarcı
demokratik), sistem 2 (yardımsever otokratik),
sistem 3 (katılımcı), sistem 4 (demokratik) olmak
üzere gruplamak mümkündür.
3. Chris Argyris Olgun ve Olgun Olmayan Kişi
Modeli: Modele göre, olgun olmayan kişi pasif,
bağımlılık taraftarı iken; olgun kişi aktif, bağımsızlık
yanlısı ve uzun vadeli bakış açısına sahip olma
özelliklerini taşır.
YÖNETİM BİLİMİNİN DOĞUŞU VE
TARİHSEL GELİŞİMİ
MODERN (ÇAĞDAŞ) YÖNETİM TEORİSİ: Modern
yönetim yaklaşımı sistem ve durumsallık yaklaşımları
olmak üzere ikiye ayrılmıştır.
1. Sistem Yaklaşımı: bilimsel disiplin olmaktan ziyade,
olaylara ve durumlara bakış tarzı olup; yönetim
olaylarını başka olay ve dış çevre şartlarıyla ilişkili
olarak incelemekte kullanılır.
2. Durumsallık (Koşulsallık) Yaklaşımı: her yerde ve
koşulda geçerli olan bir örgüt yapısının olmadığını,
örgütle ilgili her şeyin durum ve koşullara bağlı
olduğunu vurgular.
ÇAĞDAŞ VE GÜNCEL KAVRAMLAR, YAKLAŞIMLAR
VE UYGULAMALAR
TOPLAM KALİTE YÖNETİMİ: Toplam kalite
yönetimini
oluşturan
temel
ilkeler
aşağıda
sıralanmıştır:
 Müşteri odaklı olmak (İç müşteri-Dış müşteri),
 Önce insan anlayışı,
 Tam katılım,
 Sürekli gelişme ve iyileştirme (KAIZEN),
 Liderlik.
ÖZ YETENEK: Bir işletmeyi diğer işletmelerden
ayıran, rakipler tarafından kolayca taklit edilemeyen,
bilgi, beceri, yetenektir.
ÇAĞDAŞ VE GÜNCEL KAVRAMLAR, YAKLAŞIMLAR
VE UYGULAMALAR
DIŞ KAYNAK KULLANIMI (OUTSOURCING):
Örgütün her işi kendisinin yapması yerine, asıl faaliyet
alanı dışındaki işleri, bu işlerde uzmanlaşmış olan
başka
örgütlere
yaptırmasıdır.
Dış
kaynak
kullanımının örgüte sağladığı yararlar; maliyetlerin
düşürülmesi, kaynakların daha etkin kullanılması,
örgüt yapısını küçülterek daha esnek ve hızlı hareket
edebilir hale gelmesi sıralanabilir.
ŞEBEKE ÖRGÜTLER: Ortak girişim (joint venture) ve
dış kaynak kullanımının bir sonucu olup bir ürün için
gerekli kaynak ve faaliyetlerin tek bir örgütün
bünyesinde toplanması yerine, farklı örgütlere
dağıtılmasıdır.
ÇAĞDAŞ VE GÜNCEL KAVRAMLAR, YAKLAŞIMLAR
VE UYGULAMALAR
DEĞİŞİM
MÜHENDİSLİĞİ
(Reengineering):
Değişim mühendisliği, örgütte tüm iş yapma tarzı ve
süreçlerinin kökten gözden geçirilip değiştirilmesidir.
KIYASLAMA (Benchmarking): Kıyaslama, hızla
değişen rekabet koşullarında kaliteyi sağlamak,
süreçleri iyileştirmek, müşteri memnuniyetini, işletme
performansını ve rekabet edebilme gücünü artırmak
için öğrenmenin ve gelişmenin sonsuz süreçler
olduğunun bilincine varıp, diğer örgütlerle kıyaslamak
suretiyle, taklide yer vermeden, yaratıcılık katarak en
iyi uygulamaları uyarlamaktır.
ÇAĞDAŞ VE GÜNCEL KAVRAMLAR, YAKLAŞIMLAR
VE UYGULAMALAR
KÜÇÜLME (Downsizing): Küçülme, bir örgütün
verimlilik ve/veya etkinliğini artırmak için bilinçli
olarak, kalıcı bir biçimde personel azaltmaya
başvurmasıdır.
ÖĞRENEN ÖRGÜTLER: Öğrenen örgüt ortamı,
kişilerin kendi gerçeklerini ve geleceklerini nasıl
yaratacaklarını ve değiştirebileceklerini keşfettikleri
bir yerdir. Temelde bir zihniyet değişikliği
gerçekleştirmeye yarayan ilkelere (sistem düşüncesi,
bireysel ustalık, zihinsel modeller, ortak vizyon, ekip
halinde öğrenme) gereksinim duyulmaktadır.
ÇAĞDAŞ VE GÜNCEL KAVRAMLAR, YAKLAŞIMLAR
VE UYGULAMALAR
KRİZ YÖNETİMİ: Kriz, zorunlu ve plansız bir
değişimin ortaya çıkarmış olduğu baskı durumu ve bu
durumdan çıkmak için insanların bir denge arayışı için
gerilimi girmesi ile ilgilidir. Genel anlamı itibariyle
kriz, istikrarsız, düzenleme gerektiren bir durumdur.
Kriz dönemlerinin en belirgin özelliği belirsizliktir.
Krizin dikkat çeken 3 temel özelliği tehdit, zaman
baskısı ve sürpriz olarak sıralanmaktadır.
İşletmelerde krizlere neden olan faktörler:
1. İşletme Dışı Çevre Faktörleri,
2. İşletme İçi Faktörler,
Kriz yönetimi, kriz durumunu ortadan kaldırmak için planlı,
sistematik ve rasyonel bir şekilde uygulanan faaliyetler topluluğudur.
KRİZ YÖNETİMİ SÜRECİ
Kriz
sinyalinin
alınması
Hazırlık
koruma
Krizi
denetim
altına alma
Öğrenme ve
değerlendirme
Normal
duruma
dönüş
ÇAĞDAŞ VE GÜNCEL KAVRAMLAR, YAKLAŞIMLAR
VE UYGULAMALAR
PERSONELİ GÜÇLENDİRME: çalışanın bilgi, beceri,
yetki ve önceden belirlenmiş sınırlar içinde karar
verme, hareket etme isteğinin bulunması durumudur.
KURUMSAL YÖNETİM: örgütün yönlendirildiği ve
kontrol edildiği sistem olarak tanımlanabilir ve esasen
örgüt yönetimi; yönetim kurulu, hissedarları ve diğer
çıkar grupları arasındaki ilişkiler dizisini kapsar.
Kurumsal yönetimin ilkeleri şunlardır:
a) Şeffaflık
b) Hesap Verebilirlik
c) Sorumluluk
d) Adaletlilik
ÇAĞDAŞ VE GÜNCEL KAVRAMLAR, YAKLAŞIMLAR
VE UYGULAMALAR
YALIN YÖNETİM: daha iyi,daha hızlı ve daha ucuz;
daha az mekana, buluşa ve çalışma saatine ihtiyaç
duyan; israflı uygulamaları ortadan kaldıran bir
sistemdir.
Yalın Organizasyonlar, yapısında hiçbir gereksiz
unsur taşımayan ve hata, maliyet, stok, işçilik, geliştirme
süreci, üretim alanı, fire, müşteri memnuniyetsizliği, gibi
unsurların en aza indirgendiği yapılardır.
Yalın Düşünce, Japon kültürünü temel alarak gelişen,
müşteri odaklı değeri temel alan ve israflardan kurtularak
sürekli daha iyiye ulaşma çabasıdır.
ÇAĞDAŞ VE GÜNCEL KAVRAMLAR, YAKLAŞIMLAR
VE UYGULAMALAR
Japon usulü yönetimi diğer yönetim uygulamalarından
ayıran şey, ömür boyu iş güvencesidir. Japon
toplumunda kişiler topluma yararlı olabildikleri ölçüde
değer kazanabilmektedir. Yalın düşüncede önemli
unsurlar şunlardır:
1. Saygı,
2. Ekip çalışması,
3. Kaizen,
4. Genchi Gembutsu,
5. Zorlama.
ÇAĞDAŞ VE GÜNCEL KAVRAMLAR, YAKLAŞIMLAR
VE UYGULAMALAR
Yalın Yönetimde Liderlik: Yalın yönetimde liderler
bir sonraki adımı şekillendirmek üzere, tam gerektiği
zamanda ve hep şirket içinden çıkmışlardır; çünkü
yalın yönetimler liderlerini satın almak yerine
kendileri yetiştirir.
Yalın Yönetiminde İnsan: Japon düşüncesinde önce
insan gelir. Yalın yönetiminde insanın, kurumun en
değerli varlığı ve onun bilgisine, becerisine yapılan
yatırımın rekabet edilebilirliğin gereği olduğu inancı
paylaşılmaktadır.
ÇAĞDAŞ VE GÜNCEL KAVRAMLAR, YAKLAŞIMLAR
VE UYGULAMALAR
Yalın Yönetimde Problem Çözme: Japonlar
dünyanın en az özür dileyen insanlarıdır. Çünkü hata
yapmamaya şartlanmışlardır. Yalın üretimde hata,
hemen zaman kaybetmeden düzeltilir. Ertelemek,
daha sonra daha büyük kayıplara neden olabilir.
Yalın Yönetimde Kalite ve Müşteri Memnuniyeti:
Yalın yöneticilerin işi tüketicileri dinlemek, istenen
gerçek değeri ortaya çıkarmak ve sonra el birliğiyle
istenen değeri sağlayan yeni süreçler yaratmaktır.
Yalın Yönetimde Takım Çalışması: Yaşamdaki
önemli her şey, ortak çabaların sonucu ya da bir ekip
çalışmasının ürünüdür.
Download