süt kategorisi soru kataloğu - Ambalajlı Süt ve Süt Ürünleri

advertisement
SÜT KATEGORİSİ SORU KATALOĞU
İÇİNDEKİLER
I.
Aseptik Ambalajlama
II.
Süt Kategorisi
III.
Okul Sütü Projesi
IV.
Laktoz İntoleransı
V.
Geri dönüşüm
I. ASEPTİK AMBALAJLAMA
1. Aseptik işlem ve ambalajlama nedir?
Geçmiş zamanlarda hızla bozulabilen ürünlerin soğutularak ya da katkı maddesi ile daha uzun
süre saklanabilmesi mümkün oluyordu. Aseptik işleme ve ambalajlama teknolojisi buna gerek
kalmadan paketlenmesine, dağıtımına ve depolanmasına olanak tanıyan bir metodolojidir. Bu
yöntem süt, soya içecekleri, meyve suları ve nektarlar gibi hassas gıdalar için bile
kullanılabilmektedir.
Aseptik işlemde sıvı gıda ve içecekler, ambalajlanmadan ve dolum yapılmadan önce büyük bir
hızla ultra yüksek sıcaklığa tabi tutularak ve ardından aynı hızla soğutularak sterilize edilmektedir.
Bu işlemle, geleneksel sterilizasyondan kaynaklanan besin değeri kaybı da en düşük seviyeye
indirilmektedir.
2. Aseptik ambalajın avantajları nelerdir?
Tetra Pak aseptik ambalajının en önemli özelliği ürünleri uzun süre paketlendiği günkü tazeliğinde
korumasıdır. Aseptik karton ambalajların altı katmanlı yapısı sayesinde, süt gibi hassas bir gıda
maddesi, meyve suları ve bu ambalajlarda sunulan diğer ürünler, hiçbir katkı maddesi olmaksızın
aylarca oda sıcaklığında tazeliğini korur.
3. 6 katman konsepti nedir?
6 lamine katman yüksek kaliteli karton, polietilen ve aluminyumdan oluşmaktadır. Malzemenin
%70’ini oluşturan kağıt, ambalaja sertlik, sağlamlık ve form verir. En iç katmanda yer alan ve
toplam malzemenin %24’ünü oluşturan polietilen, ambalaja sıvı geçirmez özellik kazandırır.
Dıştaki koruyucu kaplama ise kutunun kuru kalmasını sağlar.
Malzemenin %6’lık bölümünü oluşturan aluminyum ise paketin iç kısmındaki gümüş renkli
katmandır. Gıdaya temas etmeyen bu folyo saç telinin 6 kat inceliğindedir. En önemli özelliği,
sütün bozulmasına sebep olan ışık ve oksijeni geçirmemesidir. Bu sayede, soğutucu ve koruyucu
katkı maddesine gerek kalmaksızın gıdanın bozulmadan korunabilmesini sağlar.
4. Neden kutunun dibinde bir tortu kalıyor?
Süt paketlenmeden önce “homojenizasyon” adı verilen bir işleme tabi tutulmaktadır. Bu işlemle
yağ ve yağ dışındaki katı maddelerin karışması sağlanır. Bu sayede sütün her damlasında aynı
besin değeri korunmuş olur. Bazen süt tavsiye edilen raf ömrünün sonlarına geldiğinde bazı
proteinler sütten ayrılarak paketin dibinde bir tortu bırakabiliyor. Süt ekşimediği sürece paketin
dibinde tortu bulunsa bile tüketilecek kaliteye sahip demektir.
II.
SÜT KATEGORİSİ
5. UHT süt nedir? UHT sütün dört ay süresince tazeliğini koruması nasıl sağlanıyor?
UHT (Ultra High Temperature- Ultra Yuksek Isı), 1961 yılından bu yana sıvı gıda işlemesinde tüm
dünyada kullanılan en üstün teknolojidir. UHT işleminde; süt 2-6 saniye süreyle 135˚C-150˚C
ısıya tabi tutulduktan sonra, hızla oda sıcaklığına soğutulur. UHT işlemi ile sütteki sağlığa zararlı
tüm mikroorganizmalar yok olur. UHT işlemi 2-6 saniye gibi son derece hızlı bir şekilde
gerçekleştirildiği için, sütün tadında, görünümünde ve besin değerinde bir kayıp ya da değişim
meydana gelmez. Ardından altı katmandan oluşan ve sütü bozucu hava & ışıktan koruyan,
ambalajlara doldurulur. Bu sayede 4 ay boyunca paketlendiği günkü tazeliğini korur. UHT sütler,
ambalajı açıldıktan sonra muhakkak buzdolabında muhafaza edilmeli ve 2-3 gün içinde
tüketilmelidir.
6. UHT işlemi sonucunda, sütün içerdiği besin maddelerinde değişiklikler oluyor mu?
UHT işlemi sonucunda yağın, laktozun ve tuz minerallerinin besleyici özelliğinde bir değişme
olmaz. Protein ve vitaminlerin yapılarında ise ufak değişimler meydana gelir.
UHT işleminde proteinin %20 sini oluşturan serum proteinler suda çözünürlük özelliğini kaybeder.
Bu sayede besin değerlerinde bir kayıp olmamakla birlikte sütün sindirimini daha da kolaylaştırır.
Vitamin açısından ise folik asit ve C vitamini UHT işlemi ve ambalajdaki oksijen sonucunda
değişir. Süt ana bir C vitamini ve folik asit kaynağı değildir. Çünkü sütte bulunan folik asit ve C
vitamini miktarı, insan sağlığı açısından gerekli olan miktarın çok altındadır.
KATKI VE KORUYUCU MADDE HAKKINDA
7. Uzun ömürlü sütler herhangi bir koruyucu madde içeriyor mu?
Uzun Ömürlü Süt katkı maddesi içermiyor. UHT süt hiç bir katkı maddesi içermeksizin, UHT ve
aseptik ambalajlama teknolojisi ile uzun ömürlü hale geliyor. UHT teknolojisinde süt çok kısa bir
süre yüksek ısıda tutularak içindeki zararlı mikroorganizmalardan arındırılıyor. Aseptik ambalaj
ise hava ve ışık gibi dış etkenlerin süte ulaşmasını engelliyor böylelikle sütün koruyucu madde
olmaksızın dört ay süresince oda sıcaklığında tazeliğini koruması sağlanıyor.
8. TV’deki doktorlar ambalajlı sütte katkı maddesi olduğunu söylüyorlar?
Uzun Ömürlü Süt katkı maddesi içermiyor. Katkı maddesi olup olmadığını tesbit etmek
üniversitelerin Gıda Teknolojisi bölümlerinin yetkinliğindedir ve onlar da UHT sütlerde
katkı maddesi olmadığı konusunda hemfikir. Maalesef, uzmanlık alanları dışında konuşan
bazı bilim adamları, akıl karışıklığına yol açarak, toplumu yanlış yönlendirebiliyor.
9. Tetra Pak paketleme malzemesinde Bisfenol-A var mı?
Hayır. Tetra Pak paketleme malzemelerinde Bisfenol-A kullanılmamaktadır. Gıda ile temas eden
Tetra Pak kartonlarında Bisfenol-A (BPA) içermeyen, polietilen veya polietilen kopolimerler
kullanılır.
10. UHT süt kanser yapar mı ve homojenizasyon zararlı mıdır?
UHT teknolojisi, sütün insanlara sağlıklı ve güvenli şekilde ulaştırılmasını sağlayan devrim
yaratan bir teknolojidir. UHT ya da homojenizasyon işlemlerinin, sütün besin değerlerinde
azalmaya yol açtığı, insan sağlığı açısından zararlı olabilecek herhangi bir özelliği bulunduğuna
dair hiçbir bilimsel ve klinik bulgu bulunmamaktadır.
KAYNATMA – SAKLAMA – TAT
11. Ambalajlı sütü içmeden önce bakterileri öldürmek için kaynatmamız gerekir mi?
Açık sütten farklı olarak ambalajlı sütü içmeden önce kaynatmaya gerek yoktur. Çünkü ambalajlı
UHT süt 2-6 saniye çok yüksek ısıya tabi tutulduktan sonra anında soğutularak içindeki bakteriler,
besin değerinde hiçbir kayba uğramaksızın öldürülmektedir. Ayrıca hava ve ışık ile teması
kesildiğinden hiçbir mikroorganizma içine girememektedir.
12. UHT süt ısıtılıp içilebilir mi? Isıtılırsa besin değeri düşer mi?
Evet, eğer ısıtmak istiyorsanız 30 – 35 °C’ ye kadar ısıtabilirsiniz ancak kaynatmamalısınız. Eğer
ısıtma işlemini kaynatmaya dönüştürmüyorsanız ve buzdolabından çıkarıp kısık ateşte 1 - 2
dakika tutuyorsanız besin öğelerindeki kayıplar oldukça sınırlı olacaktır. Ancak UHT sütün
kaynatılmaya gerek kalmaksızın tüketilebileceği unutulmamalıdır.
13. Sütün saklama şartları ne olmalıdır?
UHT sütler açılmadıkları takdirde 4 ay süresince oda sıcaklığında saklanabilirler. Bu saklamanın
buzdolabında olma zorunluluğu kesinlikle yoktur. Önemli olan bu sütlerin ambalajlarının hasar
görmemesidir. Açılan UHT sütler sonrasında buzdolabında saklanmalı ve iki-üç gün içerisinde
tüketilmelidir.
14. Ambalajlı sütü paket açıldıktan sonra buzdolabında tutmak gerekiyor mu?
Kutusu açıldığı anda ambalajlı süt, kutunun hava ve ışık almama özelliğini kaybetmesi sebebiyle,
herhangi bir diğer doğal ürün gibi bakteri, ısı ve nemden etkilenebilecek hale gelir. Bu sebeple
açıldıktan sonra mutlaka buzdolabında saklanmalı ve iki-üç gün içerisinde tüketilmelidir.
15. Paketli sütün tadı ve yoğunluğu açık sütten neden farklı?
Paketlenmiş süt, homojenizasyon işlemine tabi tutulmuştur. Bu da sütün içinde bulunan yağ ve
yağ dışındaki katı maddelerinin tamamen karışmasını ve eşit şekilde dağılımını sağlamaktadır.
Böylece sütün her damlası aynı besin değerine sahip olmaktadır. Paketli sütün daha yoğun
olmasının nedeni budur.
16. Neden farklı markalara sahip ambalajlar içindeki sütlerin tatları ve yoğunlukları
değişebiliyor?
Bütün ambalajlı süt markaları belirli bir kalite standardına uygun üretilmektedir. Ancak UHT
teknolojisinde farklı işlemler uygulanabilmektedir. Bunun dışında farklı bölgelerden toplanan
sütler ve onların içerisindeki yağ oranları da tatta bir farklılık yaratabilmektedir.
SÜT VE BESLENME
17. Sütün beslenmedeki önemi nedir?
Beslenme, insanın büyümesi, gelişmesi, sağlıklı ve üretken olarak uzun süre yaşaması için
gerekli olan su, enerji ve besin öğelerinin (karbonhidrat, protein, yağ, vitamin ve minerallerin)
gereksinen miktarlarda düzenli olarak alınmasıdır. Belirlenen besin öğesi ihtiyaçlarının
karşılanmasında, süt ve süt ürünleri en önemli besin gruplarının başında gelmektedir. Süt
özellikle protein, yağ, vitamin (C vitamini hariç) ve mineraller ( başta kalsiyum ve fosfor) gibi
beslenmede çok önemli olan besin öğelerini bünyesinde bulundurmaktadır. Bundan dolayı süt ve
ürünlerine temel besin maddesi diyebiliriz.
18. Sütün faydaları nelerdir?
Süt bebeklikten yaşlılığa vücudun gelişmesi ve sağlığının korunması için gerekli olan enerji,
karbonhidrat, protein, yağ, vitamin ve mineralleri içeren bir besindir. Süt; büyüme ve gelişmeyi,
besin öğelerinin vücutta elverişli kullanılmasını, sinir sisteminin fonksiyonlarının yerine
getirilmesini sağlar. Ayrıca vücut direncinin gelişmesini sağlayarak bağışıklık sistemini güçlendirir,
kan yapımında görevleri olan çok sayıda vitamini de içerir. Süt; kalsiyum, fosfor, iyot, sodyum,
magnezyum gibi minerallerden de zengin bir kaynaktır.
19. Yaş gruplarına göre süt tüketimi nasıl olmalıdır?
Süt yaşamın her döneminde mutlaka tüketilmelidir.
Çocukluk ve ergenlik döneminde güçlü kemik ve diş oluşumunu sağlar, kemik yoğunluğu artırır,
sağlıklı büyümeye, özellikle de 1-4 yaş döneminde zihinsel gelişime yardımcı olur.
Gebelik ve emzirme dönemlerinde, bebeğin büyümesi ve gelişmesi için gerekli vitamin ve
minerallerin vücuda alınmasına ve bebeğin kemik gelişimine yardımcı olur. Aynı zamanda
annenin kemik ve diş sağlığının korunmasını sağlar.
Yetişkinlerde ve yaşlılarda ise, kemik sağlığının korunmasında etkili rol oynar ve vücudun ihtiyaç
duyduğu protein, kalsiyum, fosfor, B2 vitamini gibi birçok besin öğesini içerir.
Bu yüzden daha sağlıklı ve kaliteli bir hayat için, çocukların, gençlerin, gebelerin her gün en az 2
bardak süt ve 1 porsiyon sütlü ürün, yetişkin ve yaşlıların da ortalama 2 bardak süt içmeleri
önerilmektedir.
20. Süt anemi (kansızlık) neden olur mu?
Sağlıklı beslenmek için her besin grubunun dengeli tüketilmesi gerekir. Çünkü tek başına hiçbir
besin grubu ya da yiyecek tüm besin ihtiyacınızı karşılayamaz. Süt pek çok besin öğesi
bakımından çok zengin olmasına rağmen, yeterli oranda demir içermez ama kansızlığa da neden
olmaz. Kansızlığı önlemek için, günlük beslenmede demir ve demirin kullanımını etkileyen
yiyeceklerin yeterli ve dengeli beslenme kuralları içinde düzenli olarak tüketilmesi gerekir.
21. Kalsiyum eksikliği süt ile giderilebilir mi?
Süt ve ürünleri kalsiyum açısından oldukça zengindir. Bir bardak sütte (200ml) yaklaşık 200 – 220
mg kalsiyum vardır. Bunun da ötesinde kemik ve diş sağlığı açısından sütte bulunan
kalsiyum:fosfor oranı ideal aralıkta olan 1:1 – 1:1,5 sınırındadır. Bu ve benzeri nedenlerden dolayı
patolojik bir bozukluk olmadığı müddetçe günlük kalsiyum ihtiyacının karşılanmasında süt en
ideal besindir.
22. Süt yerine tüketilen yoğurt ve peynir gibi süt ürünleri sütün yerini tutar mı?
Eğer süt tüketilemiyorsa öncelikle yoğurt, ancak yoğurt da tüketilemiyorsa peynir tüketimi kabul
edilebilir.
23. Süte meyve veya pekmez katarak tüketmek sakıncalı mıdır?
Eğer meyve veya pekmez ile süt tüketimi artırılacaksa bu yapılabilir.
AÇIK SÜT
24. Türkiye'de tüketilen sütün ne kadarında ambalaj kullanılıyor? Türkiye’de neden hala açık
süt satılıyor?
Türkiye tüketilen sütün halen %39’u açık süttür. Açık süt çoğunlukla alışkanlık ve de daha iyi
yoğurt yapıldığı inancıyla tüketilmektedir. Bunun yanı sıra son zamanlarda doğal süt veya
köy/çiftlik sütü adı altında yüksek fiyatlara satılan açık sütlere de rastlanmaktadır.
25. Açık süt içmek neden yanlış? / Sokak sütü sağlığa zararlı mıdır?
Süt, doğası gereği, daha sağılma aşamasından başlayarak bakteri üremesine ve kalite
bozulmasına son derece yatkındır. Sokak sütçülerinin pazarladıkları sütlerin kaliteleri son derece
düşüktür. Hacettepe Üniversitesi’nin sokakta satılan açık sütler ile ilgili yaptığı araştırmalarda
(2001 & 2010) sokak sütlerinin hem mikrobiyolojik kalitesinin çok kötü olduğu, hem de açık
sütten daha fazla maddi kazanç elde edebilmek için
çeşitli hilelere başvurulduğu
gözlemlenmiştir. Tüketicilerin, soğuk koşullarda fabrikalara ulaştırılan, laboratuvarlarda kaliteleri
kontrol edilen, separatörlerde temizlenen, kontrollü koşullarda belirli sıcaklık derecelerinde belirli
bir süre ısısal işleme tabi tutulan ve steril ambalajlarda aseptik koşullarda ambalajlanan sütleri
tercih etmeleri, hem sağlıkları hem de verdikleri paranın karşılığını almaları açısından önemlidir.
Bir başka faktör de açıkta satılan ürünlerin içinde ne olduğunu tam olarak bilemeyiz. Aynı
zamanda işlemden geçmemiş açık sütlerin tüketilmeden önce mutlaka kaynatılması
gerekmektedir ki bu da sütün besin değerinde azalmalara yol açabilir.
III. OKUL SÜTÜ PROJESİ
26. Dünyadaki Okul Sütü Programları’nda elde edilen somut faydalar nelerdir?
Örneklendirebilir miyiz?
Araştırmalar, Okul Sütü Programı'nın uygulandığı ülkelerin hepsinde çok önemli yararlar elde
edildiğini ortaya koyuyor. Bu türden programlar, sağlığı olumlu etkileyerek öğrenme yeteneğini
geliştiriyor, okula devamlılık ve başarı düzeyini yükseltiyor. Ayrıca bedensel ve zihinsel gelişime
yardımcı olduğu gibi, çocuğun okula bağlılığını da artırıyor.
Örneğin, Endonezya'da Okul Sütü uygulamasının okula devam oranını yüzde 20 artırdığı
saptanmış. Okul Sütü Programı’nın gerçekleştirildiği Japonya'da, 1960'lı yıllarda 5 litre düzeyinde
seyreden yıllık süt tüketim miktarının bugün 70 litreye yükseldiği görülüyor. Aynı şekilde,
Portekiz'de bu miktar 1972'de 29 litreyken, 1990'da 70 litreye ulaştı. Güney Galler'de yapılan bir
araştırma da okullarda, Okul Sütü Programı’na katılan çocukların, katılmayan çocuklardan yüzde
40 oranında daha fazla süt içtiğini gösteriyor.
27. Okul Sütü uygulaması, eğitim ve süt içme alışkanlığının kazandırılması açısından başarılı
oldu mu?
2002-2003 öğretim yılındaki Okul Sütü Programı iyi bir örnek oluşturdu, deneyim kazanıldı.
Yapılan tüm araştırmalar da hedeflenen başarının yakalandığını gösteriyor. Özellikle program
kapsamındaki 7-12 yaş grubundaki çocuklar, sütün yararları, süt içmenin neden gerekli olduğu
konularında bilgilendirildi, süt içmeyi öğrenip sevdiler. 2011-2012 öğretim yılında Türkiye
genelinde ana sınıfı ve ilköğretim öğrencilerini kapsayan uygulamada 5 hafta boyunca haftanın
her günü öğrencilere okul sütü dağıtıldı. 2012-2013 öğretim yılında ise zaman genişletilerek 2.
Okul dönemi boyunca öğrencilere haftada 3 gün okul sütü dağıtımı gerçekleştirildi. Bu sayede
ülkenin her yerinde öğrencilerin düzenli süt içme alışkanlığı kazanmasına yardımcı olundu.
28. Türkiye’deki süt tüketimi alışkanlıkları, özellikle de çocukların süt tüketimi konusunda bilgi
verebilir misiniz?
Süt tüketimi her yaştan insanın sağlıklı bir yaşam sürmesi açısından bir gereklilik olsa da,
özellikle çocuklar açısından özel bir öneme sahip. Ancak ne yazık ki ülkemizde süt tüketimi
oranları çok düşük. Kişi başına süt tüketimi Avrupa ülkelerinde ortalama 64 lt iken Türkiye’de 33
lt.dir. Ayrıca süt pazarının, yüzde 39’u “açık süt”. Oysa açık süt, içerdiği zararlı
mikroorganizmalarla insan sağlığını ciddi bir biçimde tehdit ediyor.
Bundan dolayı Okul Sütü Programı farklı bir önem ve ikili bir işleve sahip. Bu işlevlerden ilkini
çocuklarımızın süt tüketimini artırmak, ikincisini ise sağlıklı süt tüketilmesi yönünde kuvvetli bir
bilinçlenme yaratmak oluşturuyor.
29. Okul sütü programının uygulanması sırasında 2012 yılında bazı okullarda zehirlenme
vakaları oldu, çocuklar toplu olarak hastanelere kaldırıldı. Bunlar neden kaynaklandı?
Bakanlıklar ve uzmanların aktardığı üzere, 'zehirlenme' olarak adlandırılan durumların aslında
zehirlenme değil, süte alışkın olmayan çocuklarda oluşan laktoz intoleransından kaynaklandığı
belirtildi. Aç karnına içilen sütün bağırsaklar üzerindeki yumuşatıcı etkisini kimi çocuklar
'zehirlenme' sandı, küçük yaşlarda birbirlerinden psikolojik olarak hemen etkilenen diğer
arkadaşları da 'biz de zehirlendik' dedi. Çocukların sağlığını düşünen okul yönetimleri de işi şansa
bırakmayıp, çocukların hemen hastanelere sevkini yaptı. Yapılan tetkikler sonucunda sorunun
zehirlenme değil de, laktoz intoleransı olduğu sonucuna varıldı.
30. Haftada 3 gün çocuklara dağıtılacak 200 ml süt, uluslararası normlarda sağlıklı beslenme
için yeterli mi? 200 ml sütün besin değeri nedir?
İdeal değer günde 400 ml tüketilmesi. Eğer bir bardak sütün yanında, gün içerisinde peynir,
yoğurt gibi diğer süt ürünleri de tüketiliyorsa yeterli olacaktır. Besin değerine örnek verecek
olursak, bir bardak süt bir çocuğun kalsiyum ihtiyacının yüzde 52’sini, protein ihtiyacının yüzde
30-35’ini, B12 vitamini ihtiyacının yüzde 95-98’ini, B2 vitamini ihtiyacının yüzde 44’ünü, A vitamini
ihtiyacının yüzde 9’unu, fosfor ihtiyacının yüzde 50-55’ini ve potasyum ihtiyacının yüzde 2530’unu karşılar.
31. Okul sütünün amacı nedir, kaç yıl sürmesi planlanıyor?
Sürdürülebilir bir proje olarak yola çıkılan okul sütü projesinin amacı, çocuklara süt ve süt ürünleri
tüketme alışkanlığının kazandırılmasının yanı sıra uzun vadede gelecek nesillere sağlıklı bireyler
yetiştirilmesini sağlamaktır.
32. Neden ambalajlarda marka adı / logo yok?
Okul Sütü projesinde kullanılan sütler devlet adına Milli Eğitim Bakanlığı için üretilmiş ürünlerdir.
Bu sebepe üreticilerin logoları ambalaj üzerinde yer almamaktadır. Programa özel bir tasarım ve
logo geliştirildiği için üretici bilgileri paketlerin yan kısmında yer almaktadır.
33. Bu marketlerde satılan sütten farklı bir süt mü? İçeriği nedir?
Okul sütü projesinde kullanılan sütlerin raflarda para ile satılan sütlerden hiçbir farkı yoktur. Okul
sütleri de marketlerde satılan sütler gibi Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığı
kontrolleri ile imalat yapan üreticiler tarafından üretilmektedir.
34. Bu gerçek süt mü, süt tozundan mı yapılıyor? İçinde katkı maddesi var mı?
Okul sütü marketlerde satılan sütler gibi geleneksel yöntemlerle toplandıktan sonra soğutuculu
nakliye tankları içinde fabrikaya götürülen, kalite kontrolleri gerçekleştirilerek fabrikada UHT işlemi
gören süttür. (UHT işleminde; süt 2-6 saniye süreyle 135˚C-150˚C ısıya tabi tutulduktan sonra,
hızla oda sıcaklığına soğutulur. UHT işlemi ile sütteki sağlığa zararlı tüm mikroorganizmalar yok
olur. UHT işlemi 2-6 saniye gibi son derece hızlı bir şekilde gerçekleştirildiği için, sütün tadında,
görünümünde ve besin değerinde bir kayıp ya da değişim meydana gelmez. Ardından altı
katmandan oluşan ve sütü bozucu hava & ışıktan koruyan, ambalajlara doldurulur. Bu sayede 4
ay boyunca paketlendiği günkü tazeliğini korur). Tarım, Gıda ve Hayvancılık Bakanlığı ile Sağlık
Bakanlığı kontrolleri ile üretim yapan üreticiler tarafından üretilmektedir. İçinde hiçbir katkı
maddesi bulunmamaktadır, tamamen doğaldır.
35. Okul sütlerinin üzerinde üretim tarihleri ve son kullanma tarihleri yer alıyor mu?
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığı'nın çıkarmış olduğu; Türk Gıda Kodeksi
Gıda Maddelerinin Genel Etiketleme ve Beslenme Yönünden Etiketleme Kuralları Tebliğine
(2002/58) göre; gıda maddelerinin etiketinde bulundurulması zorunlu bilgiler arasında Üretim
Tarihi bulunmamakla birlikte, ambalajlarda son kullanım tarihi ve seri numarasının yazılması
zorunludur. Okul Sütü Projesi’nde de tebliğe uygun olarak ilerlenmektedir. El değmeden, tam
hijyenik koşullarda üretilen tüm Okul Sütü ambalajlı sütler son kullanma tarihine kadar, ilk günkü
tazeliğiyle güvenle tüketilebilir.
36. 2015 yılında kullanılan okul sütü ambalajlarının 3 farklı çeşitte olmasının sebebi nedir?
İçindeki ürün farklılık gösteriyor mu?
Tüketicilerden gelen talepler ve yeni trendler doğrultusunda, çocukların işlevsel olarak tutuşu
daha kolay ve de görsel olarak daha yeni, farklı alternatifleri tercih ettiklerini gözlemliyoruz. Bu
çerçevede süt üreticileri de yeni paket tiplerine yatırım yapıyor. Dolayısıyla, Okul Sütü Projesi
kapsamında da bu sene 3 farklı ambalajda süt üretimi gerçekleşiyor. Bu ambalajların hepsi 200ml
süt içermektedir.
37. Okul sütü projesinde neden UHT sütler kullanılıyor? Özel bir nedeni var mı?
Bildiğiniz gibi proje kapsamında Türkiye’nin dört bir yanında süt dağıtımı gerçekleştirilmektedir.
Nakliye, saklama koşulları ve 4 aylık raf ömrü olması açısından uzun ömürlü süt kullanımının
daha uygun olduğu görülmektedir.
38. Projede kullanılan sütler hangi koşullarda saklanıyor?
UHT sütler üreticiler tarafından kuru ve güneş ışığından uzak ortamlarda muhafaza ediliyor.
Okullara da teslim edilen sütler yine uygun saklama koşullarında depolanıyor.
IV. LAKTOZ INTOLERANSI
39. Laktoz intoleransı nedir ve ülkemizde ne kadar yaygındır?
Laktoz intoleransı, süt şekeri olan laktozun sindirilmesindeki yetersizliktir. İnce bağırsak
hücrelerinin doğal olarak ürettiği laktozun parçalanması için gerekli laktaz enziminin eksikliği
sonucu oluşur. Laktoz intoleransı vakalarının en büyük sebebinin düzenli süt tüketilmemesi
olduğu bilimsel olarak açıklanmaktadır.
Türkiye genelinde laktoz intoleransı oranını gösteren geniş çaplı bir araştırma bulunmamaktadır.
40. Çocuklarda laktoz intolaransı olup olmadığı nasıl anlaşılır?
Laktoz intoleransının tanısı solunum-hidrojen testi (tanıda altın standart) veya dışkı asiditesi
ölçümleri gibi metodlarla ile ortaya konulmaktadır. Ayrıca süt ve süt ürünleri tüketimi sonrası
ebeveynlerin takibi ile çocuklarda laktoz intoleransı belirtileri saptanabilmektedir. Bu belirtiler
bulantı, kusma, karın ağrısı, gaz, karında şişkinlik, döküntü, dil ve damakta şişme, boğazda
kaşıntı, yanma şeklinde ortaya çıkmaktadır.
41. Okul sütü projesinde dağıtılan sütlerin UHT olmasının laktoz intoleransıyla bağlantısı var
mıdır?
Hayır, dağıtılıan sütlerin UHT olmsının laktoz intoleransı ile alakası yoktur. Laktoz intoleransı
tüketilen süt ve süt ürününün markası ve ambalajı fark etmeksizin görülen bir rahatsızlıktır.
Laktoz intoleransı, süt şekeri olan laktozun sindirilmesindeki yetersizliktir. İnce bağırsak
hücrelerinin doğal olarak ürettiği laktozun parçalanması için gerekli laktaz enziminin eksikliği
sonucu oluşur. Laktoz intoleransı vakalarının en büyük sebebinin düzenli süt tüketilmemesi
olduğu bilimsel olarak açıklanmaktadır.
42. Bu yıl geçtiğimiz yıllardaki gibi bir durumla karşılaşmamak için ne tip önlemler alındı?
Bakanlıklardan alınan bilgiler doğrultusunda alınan önlemler şu şekilde:
 Program kapsamında, süt dağıtımı öncesi ve tüketim sonrasında öğrencilere ait bilgilerin içerik
ve formatı Sağlık Bakanlığı'nca belirlenecek.
 Öğrencilere ait bilgilerin e-okul sistemine kaydedilmesi, e-okul sistemine giriş yapılamadığı
durumlarda verilerin toplanması ve zamanında ulaşılabilir olması Milli Eğitim Bakanlığı'nca
sağlanacak.
 Öğrenci velileri, öğretmenler, aile hekimleri ve/veya sağlık kurumlarınca süte karşı duyarlılığı
tespit edilen öğrenciler, okul yönetimlerince program dışında tutulacak. Uzun dönemde
öğrencilerin gelişmelerine ilişkin çalışmalar, Milli Eğitim Bakanlığı ile işbirliği içinde Sağlık
Bakanlığı'nca yürütülecek.
 Program başlamadan önce ailelere süt içimi sonrası oluşabilecek basit rahatsızlıklar ve
bulguların anlatıldığı, bu bulguların büyük bir bölümünün geçici ve hafif olduğunun belirtildiği,
sütün öneminin vurgulandığı eğitim programları Milli Eğitim ve Sağlık bakanlıklarınca
düzenlenecek. Öğrencilerin eğitimi, Milli Eğitim Bakanlığınca görevlendirilen öğretmenler
tarafından yapılacak.
43. Laktoz intoleransı olan çocuklara nasıl bir tedavi uygulanıyor?
Laktoz intoleransını önlemek için, her gün bir su bardağı sütün düzenli olarak başka besinlerle
birlikte tüketilmesi uygun olabilmektedir. Bazı hastalara süt yerine yoğurt tüketimi önerilmektedir.
Bu bireylerde süt yerine süt ürünlerinin özellikle laktoz içeriği daha düşük olan ve laktoz
sindirimine yardımcı olabilecek enzim ve mikroorganizmaları içeren yoğurt gibi fermente süt
ürünleri, sütten daha iyi tolere edilirler. Peynir hemen hemen hiç laktoz içermemektedir.
44. Laktoz intoleransından nasıl kurtulabiliriz?
Süt içme alışkanlığı olmayan bireylerde sütün şekerine (laktoz) karşı geçici bir intolerans
gelişebilir. Bu durumda süt tüketimi kesinlikle bırakılmamalı aksine azdan (1/4 çay bardağı) çoğa,
artan oranlarda yavaş yavaş artırılmalıdır. Genellikle belli bir süre sonra süt tüketimine karşı bir
problem kalmayacaktır.
45. Laktoz intoleransında ölüm vakaları görülür mü?
Gıda hassasiyeti de dediğimiz laktoz intolerasında şikayetler hafif ve şiddetli olarak
seyredebilmektedir. Bu kişiden kişiye değişmektedir. Ancak herhangi bir ölüm vakasına yol
açmamaktadır.
46. Hangi durumlarda süt ajerjisi görülür?
Süt alerjisi olan kişilerde inek sütü proteinine karşı ve vücutta tepkiler gelişir. Bebeklerde görülen
besin alerjilerinin en sık görüleni inek sütü proteini alerjisidir. Genellikle iki yaşından sonra alerji
geriler ve belirtiler kaybolur. İnek sütü proteini alerjisi vakalarının % 80’i üç yaşına kadar geçer.
İnek sütü proteini teşhisi konduğunda diyetten süt ve süt ürünleri ile bunları içeren besinlerin
çıkarılmalıdır. Anne-babalar her şeyin içeriğini okumalı ve sakıncalı içerikleri yedirmemelidirler.
İnek sütü proteini alerjisi gelişmiş bebeğe 12-18 ay süreyle inek sütü verilmesi yasaklanır. Bu
sürenin sonunda inek sütü tekrar başlanabilir. Bu süre her bebek için farklı olabilir. Bu denemeler
altı ayda bir tekrarlanabilir.
V. GERİ DÖNÜŞÜM
47. Okul sütü paketleri geri dönüşebiliyor mu?
Evet, okul sütü paketleri de diğer süt ve meyve suyu paketleri gibi geri dönüşebilir niteliktedir.
48. Süt ve meyve suyu paketlerinin geri dönüşümüyle neler elde ediliyor?Süt ve meyve suyu
paketleri Türkiye’de iki şekilde geri dönüştürülüyor.
1. Paketin içindeki kağıt ayrıştırılarak kağıt geri dönüşüm fabrikalarında yine kağıt ürünleri elde
etmek için kullanılıyor. Paketin geri kalanı olan polietilen ve alüminyum parçalar da birbirinden
ayrışmadan polialüminyum olarak granül hale getirilerek plastik sektöründe kullanılıyor.
Defterler
Bobinler
Ambalaj kağıtları
Polialüminyum granüller
Granüllerden yapılmış buat (kablo bağlantı elemanı)
2. Paket bileşenlerinden ayrılmadan, kağıt, polietilen ve alüminyum hepsi birarada olarak
kırpılıyor, sonrasında ısıl işleme tabi tutulup yonga levhalar yapılıyor. Bu levhalar da inşaat
sektöründe, reklam sektöründe billboard olarak ve zaman zaman dekoratif amaçlı kullanılıyor
Ekopanel levhalar
49. Okul sütü paketlerinin geri dönüşüme gitmesini sağlamak için ne yapmalıyız?
Süt ve meyve suyu paketlerinin geri dönüşüme gitmesini sağlamak için atıkları yemek
artıklarından ayrı biriktirmeliyiz. Öncelikle paketin içindeki ürünü tamamen bitirmeli, kapladığı yeri
en aza indirmek için paketin kulakçıklarını açarak yassılaştırmalıyız. Yassılaştırdığımız paketleri
geri dönüşüm kutularına atmalıyız. Eğer bulunduğumuz bölgede geri dönüşüm kutuları yoksa
ayırdığımız paketleri bir poşette biriktirip, poşetin ağzını sıkıca bağlayarak atabiliriz.
50. Okullar biriktirdikleri atıkları kime verebilirler?
Ambalaj atıklarının toplanması ve geri dönüşümüyle ilgili yetki ve sorumlulukları belirten Ambalaj
Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği’ne göre ambalaj atıkları bağlı bulunduğunuz belediyenin ayrı
biriktirme çalışmaları kapsamında değerlendirilmelidir. Belediye, atıkları kendisi toplayabilir ya da
bu operasyonu lisanslı bir firma aracılığıyla yapabilir. Atıkların lisanslı olmayan başka kurum ve
kuruluşlar tarafından toplanması, taşınması veya bertaraf edilmesi yasaktır. Okulların bağlı
bulundukları ilçe belediyesiyle irtibata geçmelerini öneriyoruz.
51. Okullar biriktirdikleri süt kutularını satabilirler mi?
Hayır. Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği’ne göre okullar ayrı biriktirdikleri ambalaj atıklarını
bir bedel talep etmeksizin bağlı bulundukları belediyenin sistemine vermekle yükümlüdürler.
Download