unutmayın siz bir insansınız

advertisement
BD TEMMUZ 2016
Kültür Dünyası
Yaşar Öztürk
FİLOZOF İMPARATOR MARCUS AURELİUS’DAN
GÜNÜMÜZ İMPARATORLARINA MİRAS:
“UNUTMAYIN
SİZ BİR
İNSANSINIZ”
İnsanlık tarihi
boyunca gelmiş
geçmiş tüm hükümdarlardan yalnızca
Marcus Aurelius,
yanında “çok özel
görevli” bir kişi olmadan halkın karşısına çıkmamıştır, o
kişi olmadan halkın
arasında tek adım
atmamıştır.
60
BD TEMMUZ 2016
R
oma’nın “ölümsüz” imparatoru Marcus Aurelius’un, hiçbir
zaman yanından ayırmadığı o çok
özel görevlinin kesinlikle yapmak
zorunda olduğu “çok özel görevi”,
imparatora “insan olduğunu unutturmamak” idi.
Marcus Aurelius, halkının
karşısında çıktığında ya da halkının
arasında yürüdüğünde kendisine
yüksek sesle yapılan övgülerin
etkisinde kalmamak için yanından
ayırmazdı bu özel görevliyi. Çünkü
o kişinin hemen uzanıp, “Unutmayın, siz bir insansınız” diyeceğini
ve kendisini, halkın aşırı sevgi ve
övgü dolu sözlerinin etkisi altında
kalmaktan kurtaracağını biliyordu.
Yeryüzündeki hiçbir imparator,
patron, yönetici “Duyduk, duymadık” demesin:
“Marcus Aurelius, imparator
olduğunu değil, insan olduğunu
önemsiyordu ve bu önemli varlığını
gölgeleyebilecek her sözün, övgünün, alkışın etkisinden kendisini
uzak tutmaya çalışıyordu.”
ABD eski başkanlarından Abraham Lincoln, “Bir insanın karakterini ölçmenin en iyi yolu onu iktidara
getirmektir” demiştir.
Lincoln’un “Dürüst güçlü”
ölçeğinin tarttığı örnek imparator
Marcus Aurelius, dünyanın tek
sahibi olma gücünü elde etmesine
karşın “Peteğe yararı olmayan bir
eylemin arıya da yararı olmaz”
ilkesine saygısı doğrultusunda,
yaşamına para, mal-mülk, iktidar ya
da şöhret tutkusuyla değil erdem,
adalet ve barışa duyduğu özlemle
yön vermişti.
Roma tarihi uzmanı Gibon, onun
amacını şu kısa tümcede özetlemiştir: “Marcus’un tek amacı, halkının
mutluluğuydu.”
***
Roma tarihi uzmanı
Gibon, onun amacını
şu kısa tümcede
özetlemiştir:
“Marcus’un tek
amacı, halkının
mutluluğuydu.”
Socrates, Platon’un ünlü “Devlet” kitabında “Filozoflar kral ya
da krallar filozof olmazsa birey ve
kamunun mutsuz olacağı” görüşünü
açıklar.
Gelmiş geçmiş hükümdarlar
içinde “filozof kral/ kral filozof”
unvanını hak eden tek kişi Marcus
Aurelius olmuştur.
Marcus Aurelius gündüzleri
elinde kılıç ve ordusuyla, geceleri
elinde kalemi ve düşünceleri ile
61
BD TEMMUZ 2016
Dünyadaki hiçbir çıkar,
verdiğiniz sözü tutmamaya
veya kendinize olan saygınızı
kaybetmeye değmez.
Marcus Aurelius
sürdürdü savaşlarını.
“Roma’nın Son Beş İyi İmparatoru”dan biriydi. Başında imparatorluk tacı vardı ama ölümünden
sonra tacı, imparatorluğu değil, bir
imparatorluğu yönettiği felsefesini
özetleyen “Kendime Düşünceler”
kitabı kaldı.
Yaşamında dünyanın en büyük
bir imparatorluğunu yönettiği felsefesiyle Marcus Aurelius “ölümsüzlüğü”nde bugün, insanlığı aydınlatıyor, insanlığı yönetenlere “insan
olmalarını” öğretiyor.
***
yaşında evlatlık
seçildiği saraya taşınırken, annesinin evinden
ayrılması onu sevindirmemişti. Sarayda, sarayın
değil babasının kurallarına
uydu. Asla kendini kaybetmedi, iktidarın sarhoşluğuna
kapılmadı. Annesinin tüm
dayatmalarına karşın kendi
getirdiği post üzerinde uyumayı ölene kadar sürdürdü.
Bütün dünyanın sahibi
olmasına karşın az ve öz
olanla yetinmeyi sürdürdü.
18
62
Faustina ile evlendirilince imparatorluk tahtına giden merdivenin bir
basamağına daha çıktı. Faustina’nın
adının Gladyatörlerle çıkmasına
ileride tahta çıkacak olan oğlu
Commodus’un evlilik dışı ilişkiden
olduğu söylentilere aldırmadı.
“Her zaman sanki o an ölecekmişim gibi konuşmalı, düşünmeli ve
hareket etmeliyim” diyerek sürdürdü yaşamını.”
Dünyaya, Roma imparatorluğuna iz bırakmakla kalmayan Marcus
Aurelius, Roma’dan Anadolu’ya
geldi. Torosları aşıp Çukurova’ya,
Marcus Aurelius ve eşi Faustina
BD TEMMUZ 2016
Akdeniz’e indi. Suriye ve Mısır’a
geçti. Dağları deldirip genişlettiği yoldan dönerken Torosların
zirvesinde eşini yitirdi. Eşinin adına
Adana’nın kuzeyinde Faustinopolis’i (Faustinakenti)ni kurdu.
19 yıl 10 gün süren imparatorluğu süresince düşündüğü gibi
yaşamaya çalıştı ve insanları böyle
bir yaşama çağırdı.
Hiç bir Roma imparatorunun
yapmadığını yaptı. Yetkilerini yani
gücünü senato ile paylaştı. Senatonun da yükünü hafifletmek için bir
çok kente senato temsilcilikleri kurdurdu. Yargıya özel bir önem verdi.
Takvime yargı günleri ekledi. Rüşveti, dolandırıcılığı etkisizleştirdi.
Erzak sorununu çözerken kentlerin
bayındırlığına da özenliydi. Kadın
erkek ayrımına karşıydı. Bir gösteride oyuncu düşünce ip cambazları
için yere minder serilmesini buyurdu. Sevmediği gladyatör oyunlarını
kaldıramadı ama düzenledi.
“Kendime Düşünceler” İmparator olduktan sonra ölene kadar
10 yıl süresince yazdığı iç konuşmalardı. Eskiçağ’dan bugüne kalan
en önemli felsefi metinlerinden
biri olan “Ta eis eauton”, “Kendime Düşünceler” onun insanlığa
evrensel seslenişiydi. Eskimeyen,
güncelliğini yitirmeyen, akademisyen olmayanlarca da okunabilen bir
yapıt olan “Kendime Düşünceler”
ilk kez 1558 yılında Xilander tarafından Yunanca ve Latince metinlerle Zürich’te yayınlandı.
“Kendime Düşünceler”, genç
yaşta ölen Cumhuriyet’in öncü ka-
dın öğretmenlerinden “İstanbul Kız
Muallim Mektebi Ruhiyat Muallimi” Semiha Cemal tarafından 1932
yılında Türkçe’ye çevrildi.
***
astalandığında, dostlarına
“Neden benim için göz yaşı
döküyorsunuz ve neden salgın hastalık ve herkes için aynı olan ölüm
hakkında daha düşünmüyorsunuz?”
diyor ve ölüm konusundaki görüşünü şöyle açıklıyordu:
“Eğer atomlardan oluşuyorsak
ölüm dağılmadır, fakat öyle değilse
H
tükenme ve başka bir yere göç
etmedir.”
Marcus Aurelius, “İnsan”
doğdu, “insanca” yaşadı, “insanca”
öldü ve... Ölümüyle, “ölümsüzlüğe
doğdu.”
Yanından hiçbir zaman ayırmadığı özel görevli kişinin görevini,
yüzyıllar sonra da şimdi, kendisi
yerine getiriyor:
Kulağından eksik etmediği onun
sözünü, şimdi de kendisi fısıldıyor
yüzyıllar sonrasının hükümdarlarına:
“Unutmayın, siz bir insansınız...”
63
Download