Tayland

advertisement
Sanayi ve Turizmle Büyüyen Ülke: Tayland
Siyah incilerin ana vatanı olarak bilinen Tayland, şimdilerde turizm ama daha çok sanayisi ile ön plana
çıkmakta. Güneydoğu Asya’nın en büyük ikinci ekonomisine sahip olan ülke ekonomisi ağırlıklı olarak
ihracata dayanmaktadır.
Güneydoğu Asya’nın kalbinde yer alan ve Hindiçini’ne açılan bir kapı olan Tayland Krallığı, kuzey ve
kuzeydoğuda Laos, kuzey ve batıda Myanmar, doğu’da Kamboçya ve güneyde Malezya ile çevrilidir.
Şuan 67 milyon olan Tayland nüfusunda sanayi bu gün önemli bir yer bulmuş durumdadır. Tayland’ın
ekonomik çıktısının yaklaşık olarak yarısını sanayi oluşturmakta ancak yüzde 12’lik tarım sektörü, ülkedeki
işgücünün yaklaşık olarak yarısını istihdam etmektedir.
Ürün ihracatı 1990’larda gerçekleştirilen yatırımlarla emek-yoğun tekstil sektöründen bilgisayar
aksesuarları ve otomobil parçaları gibi teknoloji-yoğun ürünlere doğru kaymıştır. Tayland, aynı zamanda
Dünya’nın en büyük pirinç ihracatçısıdır. Turizm gelirleri de ülke ekonomisinde GSYİH’sinin yüzde 6,5’i gibi ciddi
bir rakam tutmaktadır.
2010’da A.B.D. Doları’na karşı yüzde 8,2 değer kazanan Tayland Bahtı’nın özellikle Tayland ve yabancı
faiz oranları arasındaki farktan kaynaklanan sermaye girişi odaklı olarak 2011 yılında da ortalama olarak yüzde
3,7 daha değer kazanması öngörülmektedir. Aynı zamanda Tayland’ın güçlü ekonomik temelleri ve özellikle cari
işlemler fazlası da ülkenin içinde bulunduğu siyasi kargaşa ortamının doğurduğu olumsuz duyguları telafi
etmektedir.
2012-15 arasında ekonomik büyümenin, güçlü küresel ekonomiyle paralel olarak yıllık ortalama yüzde
4,5 oranında gerçekleşmesi beklenmektedir. İşsizliğin düşük olacağı ve hane halkının borçluluk seviyesinin
sürdürülebilir olacağı göz önüne alındığında özel tüketimdeki artışın sağlıklı olması beklenmektedir. Araç
üretimi ve elektronik gibi önemli sektörlerde kapasite kullanım oranlarının artmasıyla birlikte yatırımlarda
parlak büyüme beklentileri bulunmaktadır. Firmaların, öz kaynakları ile ilişkili olarak borçları düşüktür. Aynı
zamanda bankacılık sektörü son derece sağlıklı durumdadır.
Taşıt araçları sektörü hızla büyüyor
Tayland otomotiv endüstrisi ülkedeki siyasal karışıklıklara rağmen güçlü bir büyüme göstermiştir.
Ford’un yeni bir üretim tesisi açmasındaki ısrar otomotiv sektöründeki devamlı büyümenin göstergesidir.
Tayland’ın araç satışı, ülkenin Güneydoğu Asya’nın kesinlikle en büyük araç pazarı olduğunu kanıtlarcasına
2010’da yüzde 53,4 oranında büyümüştür. Ülke oto yedek parça gibi sanayilere sahip olmasının yanında bol ve
yetenekli işgücüne sahiptir. Oto yedek parçaları sanayi bilgisayar ve elektronik parçalarından sonra en büyük
ihracat kalemidir.
Tayland Sanayi Federasyonu’na göre ülkede üretilen araçların yüzde 38’i ihraç edilmektedir. Tayland
yapımı kamyonetlere de hem iç hem de dış pazarlarda talep artmaktadır. Avustralya, Yeni Zelanda, Çin ve
Hindistan ile imzalanan Serbest Ticaret Antlaşması otomotiv sektöründeki büyümeyi desteklemiştir.
İşçilik ve tedarikçi üssü olmanın yanı sıra, ülkenin oto yedek parça destek ağı oldukça güçlüdür. Bu,
Tayland’a oto yedek parçalarını ithal eden ve bunun sonucunda üretim maliyetleri oldukça yüksek ve altyapısı
yetersiz olan diğer ülkelere karşı avantaj sağlamaktadır. Tayland Otomotiv Sanayi Derneği ülkenin oto yedek
parçaları ihracatının giderek artacağını belirtmektedir. Yerli yedek parça üreticileri kamyonet parçalarının
yaklaşık yüzde 80’ini, binek otomobil parçalarının yaklaşık yüzde 55’ini ve motosiklet parçalarının ise neredeyse
tamamını üretmektedir. Motor, süspansiyon kontrolü ve yay, tekerlek göbeği, pervane milleri, fren, debriyaj,
direksiyon, klima, jant, araç gövdesi ve cam gibi parçalar yerel olarak üretilmektedir.
Yatırımlar tarımdan sanayiye kaymakta
Tayland, rekabetçi işgücü maliyetleri, düşük yaşama maliyeti ve esnek işçi kanunlarından dolayı
geleneksel olarak cazip bir yatırım merkezidir. Tayland ekonomisinin büyümesi ve kalkınması ile doğrudan
yabancı yatırımlar arasında çift yönlü, birbirini besleyen sıkı bir ilişki vardır. Tayland’da yabancı yatırımlar
ülkenin tarıma dayalı bir ekonomik yapıdan dengeli bir şekilde sanayi ve hizmete dayanan bir ekonomik yapıya
geçişinde önemli rol oynamıştır.
Önemli bir dış finansman olarak doğrudan yabancı sermaye yatırımları, Tayland’da finans sektörü
reformunda önemli bir katkılar sağlamıştır. Doğrudan yabancı yatırımlar mali sektörün yanı sıra, kurumsal
yeniden yapılanma süreçlerinde de etkili olmuştur. Ülke, kural olarak yabancı bir yatırımcıya yüzde 100 hisse
senedine sahip olma izni vermektedir. Yabancı yatırımcıları teşvik etmek amacıyla hükümet tarafından çeşitli
önlemler alınmaktadır. Bu önlemler yabancı yatırımcıları daha güçlü hale getiren haklar, birleşme gibi konularda
basitleştirilmiş yöntemler, iflasla ilgili yasaları tekrar düzenlemek gibidir.
Özel imalat sanayi doğrudan yabancı sermaye akımlarının büyük kısmını çekmektedir. Özellikle
otomotiv parçaları ve elektrik-elektronik eşya üreticileri son yıllarda ciddi olarak yatırımcıların ilgisini
çekmektedir.
Yatırım Kurulu tarafından yatırımcılara sunulan teşvikler, vergi teşvikleri ve vergi dışı teşvikler olarak
ikiye ayrılır. Kurumlar Vergisi ve İthalat Tarifesi değişiklikleri Yatırım Kurulu’nun öncelikli sektörlerde faaliyet
gösteren firmalara ve Serbest Üretim Bölgeleri’nde (Export Processing Zones) faaliyet gösteren firmalara verilir.
Örneğin, ithal edilen makine üzerinden alınan vergilerden muafiyet gibi. Vergi dışı teşvikler (garantiler, koruma,
izinler ve hizmetler) Yatırım Kurulu tarafından teşvik edilen bütün projelere sunulmaktadır. Buna örnek olarak,
yabancı işçi getirme, kendi topraklarına sahip olmak ve yurtdışından döviz havalesi verilebilir.
En büyük ikinci ekonomi
Tayland Güneydoğu Asya’nın en büyük ikinci ekonomisidir ve ekonomisi ağırlıklı olarak ihracata dayanmaktadır.
Ülke ihracatının yüzde 80’i sanayi ürünlerinden oluşur ve bu ürünlerin çoğunun girdisi ithal mallardır. Ülkede
petrol üretimi, tüketime göre yetersiz olduğundan dolayı, petrol ithaline bağımlıdır.
Japonya geleneksel olarak Tayland’ın dış ticarette en önemli partneridir. İki ülke arasındaki dış ticaret
hacmi 2010 yılı itibariyle 59 milyar ABD doları seviyesine ulaşmıştır. Tayland ve gelişmekte olan Asya Pasifik
ülkeleri arasındaki dış ticaretin kompozisyonu, bölgenin giderek artan entegre üretim yapısını yansıtacak
biçimde hammadde ve ara malından oluşmaktadır.
İki ülke arasında 1,57 milyar dolar ticaret
Türkiye ile Tayland arasındaki dış ticaret her geçen yıl artmış ve en yüksek seviyesine 2008 yılında 1,57
milyar dolar ile ulaşmıştır. Son 10 yılda dış ticaret dengesi Türkiye aleyhine seyretmiştir. 2011’in ilk 10 ayında
dış ticaret açığımız 2010’un aynı dönemine göre yüzde 43 artarak 1,17 milyar dolara yükselmiştir.
Türkiye’nin Tayland’a ihracatı 2008 ile 2010 yılları arasında yüzde 120 artarak 100 milyon dolardan 220
milyon dolar seviyesine çıkmıştır. Tayland’a ihracatımız, toplam ihracatımızın yaklaşık yüzde 55’ini oluşturan
demir veya alaşımsız çelikten yapılan yarı mamuller ilk sırada gelmektedir. Bu da sağlıklı bir ihracat yapısının
bulunmadığını göstermektedir. İkinci ve üçüncü sırada ise buğday unu ve buğday gelmektedir. Ülkemiz
Tayland’ın en büyük un tedarikçisi konumundadır. Tayland 2010 yılında ülkemizden 74 milyon dolarlık buğday
unu ithalatı yapmıştır.
Tayland’a sanayi ürünleri ihracatımızda yüksek potansiyel arz eden başlıca sanayi sektörleri ise
şunlardır; Otomotiv ana ve yan sanayi, Demir çelik ve demir çelikten ürünler, Elektrikli makine ve cihazlar,
aksesuar ve araçları, Plastikten ürünler
Kaynak
TC. Ekonomi Bakanlığı İhracat Bilgi Platformu, Ülke Masaları, Taylan Ülke Raporu
Download