16523_saglkgrubu_201404061210

advertisement
06 NİSAN 2014
BASIN BÜLTENİ
UZMAN DOKTORLAR KANSERLE MÜCADELENİN YOLLARINI ANLATTI.
- BURSA KENT KONSEYİ (BKK) SAĞLIK ÇALIŞMA GRUBU TARAFINDAN DÜZENLENEN
‘KANSERLE YAŞAMAK’ KONULU PANELDE, OPT. DR. CEYHUN İRGİL, OPT. DR. CEM YILMAZ,
OPT. DR. CAN BAŞARAN, DİYETİSYEN NURDAN CAMCI ÜNAL VE PSİKİYATRİST UZM. DR.
BAHAR GÜRSOY KARESİOĞLU TARAFINDAN KANSERLE MÜCADELENİN YOLLARI ANLATILDI.
BURSA – Bursa Kent Konseyi (BKK) Sağlık Çalışma Grubu tarafından düzenlenen ‘Kanserle
Yaşamak’ konulu panelde uzman doktorlar, kadınların meme kanserinde ilk yardımı kendi kendilerine
yapabileceklerini vurgularken, bol sebze ve meyve tüketiminin kanser riskini azalttığını belirtti.
Atatürk Kongre Kültür Merkezi (Merinos AKKM) Orhangazi Salonu’nda düzenlenen ‘Kanserle
Yaşamak’ konulu panelin moderatörlüğünü BKK Yürütme Kurulu üyesi ve Sağlık Çalışma Grubu
Temsilcisi Genel Cerrahi ve Meme Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Ceyhun İrgil üstlendi.
“Türkiye’de 100 meme kanserli kadınımızdan 17’si 40 yaşın altında”
Panelde meme kanserinin tarihsel sürecinden bahseden Opt. Dr. Cem Yılmaz, meme kanserinin bir
alın yazısı veya her insanın başına gelebilecek olay olduğunu söyledi. Kadınların kendilerine emanet
olarak verilen bedenlerine saygı duymasını isteyen Yılmaz, bedenin makine veya cinsel obje
olmadığını belirtti. Meme kanserinin beraber yaşanılabilir ve kurutulabilir bir hastalık olduğunu ifade
eden Yılmaz, “Bedeninizi koruyun ve korunabilir kanserlerle ilgili bilgi sahibi olun. Rahim ağzı kanseri
aşısı yaptırın. Ne yazık ki Türklerin olduğu her yerde aşılanma oranları düşük. Önyargılarınızdan
arının ve özellikle çocuklarınızı rahim ağzı kanserine karşı koruyun. Türkiye, son yıllardaki istatistiklere
göre 40 yaş altındaki meme kanserlerinde dünyada lider. Ama bu ‘meme kanseri Türkiye’de patladı’
demek değildir. Türkiye’de 100 meme kanserli kadınımızdan 17’si 40 yaşın altında. 100 kadının 47’si
ise 50 yaşın altındadır. Avrupa’da bu oranlar yüzde 5 civarındadır. Bu evlatlarımız açısından ve
eğitime önem vermemiz açısından ciddi işarettir” dedi.
Yılmaz, Türkiye’de meme kanserlerinin yarısına yakınının geç devrede tedavi için geldiğini dile getirdi.
“İnsanlar, Angelina Jolie sayesinde meme kanseriyle ilgilenmeye başladı”
Meme kanserindeki son gelişmelerden bahseden Opt. Dr. Can Başaran ise, insana yardımı ilk olarak
kendisinin yapabileceğini, başvuruda bulunmadığı, kendi kendine kontrollerin yapılmadığı durumda
hastalara ulaşamadıklarını ifade etti. Kanser her dokuda ve organımızda çıktığını, herkesin kanserle
yaşadığını, önemli olanın bağışıklık sistemi olduğunu anlatan Başaran, “Bağışıklık sistemimiz her gün,
her saniye kanser hücresiyle savaşıyor. Sebepleri arasında çevresel etkenler, stres, beslenme
düzensizlikleri var. Bunlar değiştirilebilir faktörlerdir. Değiştiremediğimiz ise genetiğimizdir. Bunu da
Angelina Jolie ile öğrendik. Annesi yumurtalık kanseri, teyzesi meme kanseriydi. Kendisi de yapılan
tetkiklerle en zor kararını verdi. Gazetelerde ‘her iki memesi aldırdı’ ibareleri yer aldı. İnsanlar,
Angelina Jolie sayesinde meme kanseriyle ilgilenmeye ve gen testi yaptırmaya başladı. Aslında
Angelina Jolie her iki memesini aldırmadı, sadece içini boşalttırdı ve silikon protez yaptırdı. Çok basit
bir kan testiyle önümüzdeki dönemde ne olacağını size söyleyebiliyoruz. Kamyonun gelip çarpmasını
beklemiyoruz, testler sayesinde kenara çekiliyoruz” diye konuştu.
“Zeytinyağlı, balık yağı, ceviz ve fındık yağını tüketmeliyiz”
‘Kanser ve Beslenme’ konulu bir sunum yapan Diyetisyen Nurdan Camcı Ünal, yapılan araştırmalara
göre ölüm sebeplerinde kalp ve damar hastalıklarından sonra kanserin geldiğini hatırlattı. Kanserin
sebebi olan çevresel faktörlerin yüzde 35’ini beslenmenin oluşturduğunu söyleyen Ünal, fazla yağ ve
hayvansal protein alımının kansere sebep olduğunu belirtti. Yetersiz kalsiyum, fosfor ve D vitamini
tüketilmesinin de kanser riskini artırdığını anımsatan Ünal, “Saflaştırılmış ekmek tüketimi, hatalı
pişirme yöntemleri, kansorojen bileşikleri oluşturan kızartma, kavurma, mangal, besinlerin yanlış
hazırlanması, kuru baklagillerin nemli ortamda bekletilmesi, fazla tuz tüketimi, alkol ve sigara tüketimi,
gıda katkı maddelerinin çok fazla tüketilmesi kanser riskini artırıyor. Özellikle şişmanlıkla kanser riski
arasında da bir ilişki vardır” dedi.
Kanser riskini azaltan besinlerin de açıklayan Ünal, “Beslenmemizde daha çok zeytinyağlı, balık yağı,
ceviz ve fındık yağını tüketmeliyiz. Fiziksel aktivitelerimizi artırmalıyız. Diyet lifinin fazla tüketilmesi, A,
C, D, E vitaminleri, sebze ve meyve tüketimi, soğan ve sarımsak tüketimi, Omega 3 tüketimi, tam
tahıllı ürünler, lahana, karnabahar, pırasa, turp, şalgam, ıspanak, mercimek, nohut, barbunya, bezelye,
taze fasulye, bezelye, bakla, mantar, patlıcan, marul, kıvırcık, asma yaprağı, havuç, domates,
portakal, greyfurt, limon, karpuz, kavun, kuşburnu, böğürtlen, kızılcık, üzüm, incir, nar, kiraz, çilek,
kansere riskini azaltıcı besinlerdir. Her ürünü mevsiminde yemeliyiz. Yoğurt ve süt grubu da
tüketilmelidir” diye konuştu.
“Kanser kimliğimizi etkileyen bir krizdir”
Psikiyatrist Uzm. Dr. Bahar Gürsoy Karesioğlu ise stres faktörlerini anlattı. Kanserin başlı başına bir
kriz olduğuna dikkat çekti. Krizle birlikte stresin de elde edildiğini anlatan Karesioğlu, bunun da sonraki
süreci olumsuz etkilediğini belirtti. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre sağlıklı olmak için ruhsal, fiziksel ve
sosyal açıdan denge halinde olmak gerektiğini söyleyen Karesioğlu, “Kanser her fiziksel hastalık gibi
yaşamımızı ve kimliğimizi etkileyen bir krizdir. Krizin başlamasıyla kişilerde ciddi değişiklikler oluyor.
Mücadelede amaç, hastalığın oluşturduğu sonuçları ve hastalığı kabul edebilmek, tedaviyi
sürdürebilmek, ortaya çıkan yeni duruma uyum sağlamak, umudu koruyarak yaşamaktır. Kişilere
kanser tanısı konulduktan sonra ilk şaşkınlık hali görülür. Ardından inkar dönemi geliyor. Daha sonra
öfke, pazarlık ve depresyon dönemi geliyor. Bunlar kansere yakalananların doğal reaksiyonlarıdır.
Fiziksel ve ruhsal faktörler bu dönemlerin geçiş süreçlerini etkiler” dedi.
Konuşmaların ardından kanserle mücadele eden kadınlara söz verildi. Daha sonra ise soru cevap
bölümüne geçildi. Programın sonunda BKK personeli tarafından konuşmacılara günün anısına plaket
takdim edildi.
BURSA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ
BASIN VE HALKLA İLİŞKİLER ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ
Download