Full Text - Çukurova Araştırmaları Dergisi

advertisement
ÇUKUROVA ARAŞTIRMALARI DERGİSİ
ISSN: 2458-7559
DOİ Number: http://dx.doi.org/10.18560/cukurova.1057
CİLT 2, SAYI 2, KIŞ 2016
s. 54-71
MALLOS SİKKELERİ ÜZERİNE BİR İNCELEME
Fatih ERHAN 1
Özet
Antik Çağ yazarlarının verdiği bilgilere göre, Kilikia Bölgesi’nin Pedias kısmında yer alan Mallos
kentinin kesin yeri henüz tespit edilememiştir. Buna karşılık, Hellenistik ve Roma dönemlerinde
Mallos’un bir uydu yerleşmesi veya yeni kent merkezi olduğu düşünülen Magarsus ise, Adana’ya 49 km
uzaklıktaki Karataş İlçesi’nin 4 km batısında, Dört Direkli Mevkii’nde yer alır. Mallos, antik coğrafyacı
Strabon’a göre Troia Savaşı’ndan sonra bölgeye gelen Apollon’un bilici rahipleri Mopsos ile
Amphilokhos tarafından kurulmuştur. Diğer bir antik yazar olan Arrianos ise, kentin bir grup Argoslu
tarafından kurulduğunu belirtir. Mallos kenti, ilk kez MÖ 5. yy.ın ortalarından sonra kendi adına sikke
basmaya başlamıştır. Kent, kesintilerle olsa da Roma İmparatoru I. Valerianus Dönemi’ne (MS 253260) kadar otonom ve yarı otonom olarak sikke basmaya devam etmiştir. Her ne kadar kentin
sikkeleri üzerine birçok araştırma yapılmış olsa da bunlar daha çok katalog şeklinde yürütülmüş
çalışmalar olduğundan, kente ait sikkelerde yer alan bazı tipler henüz kesin olarak kimliklendirilmiş
değildir. Buradan hareketle, bu makalede amaçlanan, yeni araştırmalar ışığında, kentin bastığı
sikkelerin yeniden incelenmesi ve değerlendirilmesidir.
Anahtar kelimeler: Antik Kilikia, Mallos, Magarsus, sikke
A REVIEW ON MALLOS COINS
Abstract
According to the given by writers of ancient period, the actual site of Mallos city located in Pedias part
of Kilikia region, haven’t been determined yet. On the contrary, Magarsus, thought to be the new city
centre or a secondary settlement of Mallos in the period of Rome and Hellenistic, is located in the Dört
Direkli, 4 km west of Karataş town which is 49 km away from Adana. Mallos, according to the ancient
geographer Strabon, was established by omniscient priests Amphilokhos and Mopsos of Apollo who
came to the region after the Troian War. However, according to another ancient author, Arrianos,
state that the city was established by a group of Argos. After the middle of the 5th c., Mallos for the
first time began to mint coins in its own name. The city, even if there were discontinuity, continued to
mint coins until the period Valerianus I (253-260 AD). Even though there were many studies on the
coins of the city, some types belonging to the coins haven’t been exactly identified yet because these
are studies carried out in catalog form. Accordingly, the goal of this article, in the light of new
researches, is to re-examine an re-evaluate the coins mint by the city.
Keywords: Ancient Cilicia, Mallos, Magarsus, coin
1
Dr., Çukurova Üniversitesi, e-posta: [email protected]
MALLOS SİKKELERİ ÜZERİNE BİR İNCELEME
55
GİRİŞ
Şu ana kadar yapılan araştırmalarda, Mallos kentinin kesin yeri henüz tespit edilememiştir.
İlk kez 2013 yılından itibaren bilimsel kazılarına başlanmış olan 2 ve Adana ilinin Karataş
ilçesinin 4 km batısında yer alan Magarsus’un ise (Harita 1) Hellenistik ve Roma
dönemlerinde Mallos kentinin bir uydu yerleşmesi veya yeni kent merkezi konumunda
olduğu düşünülmektedir. 3
Antik Çağ’da Kilikia Bölgesi’nin Pedias (düzlük, ovalık) kısmında yer alan Mallos kenti,
Strabon’a göre, Mopsos ve Amphilokhos tarafından kurulmuştur. 4 Diğer bir antik yazar olan
Arrianos ise kentin bir grup Argoslu tarafından kurulduğunu belirtir. 5 Kent, Antik Çağ’da
Athena Magarsia Tapınağı ve gramerci ve filozof Krates’in doğum yeri olarak ünlenmiştir. 6
Mallos, sikke basmaya başladığı dönemden itibaren, bölgenin tarihsel kronolojisi içerisinde,
Perslere bağlı Kilikia Syennesis Krallığı (MÖ 542-401), Pers Satrapları (MÖ 401/400-333),
III. Aleksandros ve Diadokhlar (MÖ 333-301) ve Seleukos Krallığı (MÖ 281-188)
hakimiyetinde kalmıştır. MÖ 2. yy. ve 1. yy.ın ilk yarısında, önce Seleukos Krallığı’nın
hakimiyet alanı içerisinde kalan kent, MÖ 67 yılından itibaren Roma denetimine girmiş ve
bu hakimiyet MS 260 yılına kadar sürmüştür. Kent merkezinin Mallos’tan Magarsus’a
taşınması ise, muhtemelen Seleukos Krallığı Dönemi’nde olmuş olmalıdır.
Izgara planlı bir tasarıma sahip olan Mallos/Magarsus kenti, güneydoğudan kuzeybatıya
uzanan ve kısmen arazide izlenebilen bir surla çevrilidir. Kalıntıları günümüze ulaşmış olan
yapılar arasında tiyatro, stadion, Athena Magarsia Tapınağı, Bizans ve Osmanlı Hamamları,
sarnıç, Ortaçağ Kalesi yer alır. Bunların yanında, sur içerisinde işlevleri henüz
belirlenememiş yapılara ait kalıntılar da yer almaktadır (Plan 1). Dağınık bir yerleşim
alanına sahip olan kentin, sur dışında kalan kuzey ve kuzeydoğu kısımları, büyük ölçüde
toprak altında kalmıştır. 7 Kentin nekropolisinin de bu alanda olduğunu düşünülmektedir.
Erken Dönem (Kilikia Syennesis Krallığı veya 1. Otonom Dönem)
(MÖ 5. Yüzyılın Ortaları-MÖ 386)
Mallos kenti, ilk kez MÖ 5. yy.ın ortalarından sonra kendi adına sikke basmaya başlamıştır. 8
Kent, kesintilerle olsa da, Roma İmparatoru I. Valerianus Dönemi’ne (MS 253-260) kadar
otonom ve yarı otonom olarak sikke basmaya devam etmiştir. Kentin şehir yılı MÖ 68’de
başlar.
Kazılar hakkında detaylı bilgi için bk.: Erhan-Gülşen, 2016: 180 -5.
Magarsus, kalıntılarıyla tipik bir Yunan kenti görünümü sergilese de, hiçbir zaman kendi adına sikke basmamış ve
yazıtlarda da adı hiç geçmemiş, onun yerine hep Mallos adı kullanılmıştır. Bu yüzden, Hellenistik ve Roma
dönemlerinde siyasi açıdan hiçbir zaman gerçek anlamda bir polis olmamıştır. Bu bağlamda, Mallos ve Magarsus’un
siyasi tarihini birbirinden bağımsız ve/veya ayrı ele almak doğru olmayacaktır. Her ne kadar da birçok araştırmacı
tarafından Mallos kenti Magarsus’un yaklaşık 25 km kuzeydoğunda yer alan Kızıltahta köyüne konumlandırılsa da,
bunu kanıtlayacak kesin bilgilere sahip değiliz. Magarsus ve çevresinde yürüttüğümüz ön çalışmaların sonuçlarına
göre, Mallos’un Magarsus’a çok daha yakın bir konumda olması gerektiğini düşünmekteyiz. Buna göre, Karataş ilçe
merkezinin kuzey ve kuzeydoğusundaki tepelik alanlar, birçok açıdan Mallos kentinin yeri için daha uygun
görünmektedir. Ancak, bu sorunun kesin çözümü, bilimsel kazıların devamı ve ileride yapılacak yüzey araştırmaları
ile mümkün olabilecektir.
4 Buna göre, Troia Savaşı’ndan sonra bölgeye gelen Mopsos ile Amphilokhos, Mallos kentini kurarlar. Ardından
Amphilokhos Argos’a döner, ancak bir süre sonra tekrar Mallos’a geri gelir. Mopsos’la aralarında başlayan iktidar
mücadelesi sonucunda, her ikisi de hayatını kaybeder ve kentte birbirini görmeyen iki yere gömülürler. Strabon, XIV.
V. 16.
5 Arrianos, 2.5.
6 Strabon, XIV. V. 16.
7 Erhan-Gülşen, 2016: 175.
8 Mallos sikkeleri hakkında ilk incelemeler için bk.: Imhoof-Blumer, 1883: 89-92.
2
3
ÇUKUROVA ARAŞTIRMALARI DERGİSİ
CİLT 2, SAYI 2, KIŞ 2016
56
FATİH ERHAN
MÖ 5. yy.da bölgede yerel Syennesis Krallığı’nın 9 hakim olduğu genellikle kabul edilen bir
görüştür. Bu dönemde Mallos, gümüş stater ve oboller basmıştır. Sikkelerde daha çok kentle
ilişkili sembollerin yer aldığı otonom baskı ağırlık gösterir. Bu sikkelerin üzerinde, MÖ 425375 tarihleri arasında, Mallos’un 10 Yunanca isminin kısaltmaları veya tam hali olarak; ΜΑΡ,
ΜΑΡΛ, ΜΑΡΛΟ, ΜΑΡΛΟΤΑΝ, ΜΑΛΡΟ 11 yazıtları yer almaktadır.
Bu dönem baskılarında en sık görülen sikke tipleri; Athena başı, kanatlı tanrı (?), çift yüzlü
baş, Bellerophontes, kuğu, insan yüzlü boğa başı veya ön gövdesi, Gorgon Medusa başı,
baykuş, kaplumbağa ve Astragalos’tur.
Kentin erken tarihli sikkelerinde en sık karşılaştığımız tip olan kuğu 12, Mallos kentinin
simgesi olarak karşımıza çıkmaktadır (Resim 1). Bu simgeler, o dönenim kentlerinde veya
kent devletlerinin bir nevi arması görevini görüyordu. Kuğunun seçilmiş olması da tesadüf
değildir. Zira, kentin doğusunda ve batısında iki adet lagün (Ağyatan ve Akyatan)
bulunmaktadır. Günümüzde de göçmen kuşların göç esnasında bir süre kaldıkları bu
lagünlerde, öyle anlaşılıyor ki Antik Çağ’da da bolca kuğu yaşamaktaydı.
Bu dönemde en sık karşılaşılan diğer bir tip ise insan yüzlü boğa başı veya ön gövdesidir
(bk. Resim 1, ön yüz). Bu tasvirler, Pyramos (Ceyhan) Nehri’ni 13 temsil etmektedirler. 14
Kentin sikkelerinde nehir tanrıları, bu dönemden sonra, 4. yy.da insan başı şeklinde,
Hellenistik Dönem’den sonra da insan şeklinde, yüzen nehir tanrıları olarak varlığını Roma
Dönemi sonuna kadar sürdürmüştür.
Kentle ilgili bu tiplerden sonra, diğer bir büyük grubu ise kanatlı tanrı (?) tasvirleri
oluşturmaktadır (Resim 2). Henüz kimliklendirmesi kesin olarak yapılamamasına karşın,
biz bu tasvirlerin, Pers Satrapları Dönemi’nde tasvirleri görülecek olan Ahura Mazda’nın
öncül tipleri olduğunu düşünmekteyiz.
Bu dönemde görülen tiplerden bir diğeri ise tanrıça Athena’dır (Resim 3). Tanrıçanın
yalnızca miğfer giymiş baş tasvirlerinin yer aldığı tiplerde, kutsal kuşu baykuş tasvirlerine
de rastlanır. Bu tasvirler, Athena’nın kentte erken dönemden itibaren kültünün varlığına
işaret etmektedir. MÖ 4. yy.da kesin olarak varlığını bildiğimiz Athena Magarsia Tapınağı
belki de bu dönemde de vardı.
Mallos sikkelerinde çift yüzlü erkek başı da sık görülen tiplerdendir (Resim 4). Ancak şu ana
kadar bu tasvirlerin neyi veya kimi tespit ettiği temsil edilebilmiş değildir.
Kent sikkelerinde kahraman Bellerophontes tipleri de görülür (Resim 5). Bu tasvirlerde
kahraman, Pegasos’a binmiş olarak tasvir edilmiştir. Bu sahne, büyük bir ihtimalle,
MÖ 859-612 yıllarında Assur hakimiyetinden sonra Kilikia Bölgesi, “Syennesis” unvanı (veya adı) taşıyan bir dizi kral
tarafından yönetilmeye başlanmıştır. Kral Syennesis, ilk kez MÖ 585 yılında tarih sahnesine çıkmıştır. Syennesis
kelimesinin unvan mı, yoksa ad mı olduğu kesin olarak belli değildir. Ancak, Herodotos, Syennesis’ten “…Kilikia Kralı
Syennesis…” olarak bahseder ve Babil Devleti’yle birlikte 28 Mayıs MÖ 585’teki Lydialılarla Medler arasındaki Güneş
Tutulması Savaşı’nda ara bulucu olarak oynadığı rolü anlatır. Herodotos, V. 118 ; I, 74.
10 Sikkeler ve yazıtlara göre kent Mallos ismini, Seleukos Kralı IV. Antiokhos Epiphanes Dönemi’ndeki kısa süreli
‘Pyramos kıyısındaki Antiokheia’ şeklindeki değişiklik dışında, Roma İmparatorluğu’nun bölgedeki hakimiyetinin sona
erdiği MS 260 yılına kadar korumuştur.
11 Head, 1991: 723.
12 Kuğu, Asterte-Aphrodite’nin sembolüdür. Tanrıçanın bu dönemin sonlarında ve Pers Satrapları Dönemi’nde sıklıkla
görülen tasvirleri de, kentteki kültüne işaret eder. Head, 1991: 723.
13 Eski Yunan inancında Su Kültü önemli bir yer tutmaktaydı. Bu bağlamda, nehirler de bazen hayvan (theriomorphik),
bazen insan (antropomorphik) veya bazen de ikisinin karışımı bir ikonografiyle kişileştirilmişlerdir. Homeros’a göre
denizler, nehirler ve su kaynakları Okeanos’un çocuklarıdır. Skamandros (Karamenderes) gibi bazı nehirleri ise,
Zeus’un oğlu olarak göstermiştir. Altınoluk, 2010: 3, 7. Hesiodos ise, 3000 kadar nehrin, Okeanos ve Thetys’in oğulları
olduğunu belirtir. Hesiodos, 335-345.
14 Pyramos hakkında detaylı bilgi için bk.: Tekin, 2001: 527 vd.
9
ÇUKUROVA ARAŞTIRMALARI DERGİSİ
CİLT 2, SAYI 2, KIŞ 2016
MALLOS SİKKELERİ ÜZERİNE BİR İNCELEME
57
kahramanın Khimera’yı öldürmesine ithafen sikkeler üzerinde yer almıştır. 15
Kentin sikkelerinde en çok görülen tiplerden biri de Gorgon Medusa başıdır (Resim 6). 16
Medusa başları bu dönemde tüm Yunan dünyasında sıklıkla kullanılan bir tiptir. Bölgede ise,
bu dönemde Kelenderis sikkeleri üzerinde sıklıkla yer alırlar.
Bu dönemde, kentin sikkelerinde nadir de olsa tasviri görülen kaplumbağa, hem kara hem
de deniz kaplumbağası olarak, günümüzde de bölgede sıklıkla karşılaşılan bir hayvan
olduğu için sikkeler üzerinde kendine yer bulmuş olmalıdır (Resim 7).
Bu dönem sikkelerinde görülen diğer bir tip olan Astragalos ise, yine bu dönem Yunan
Sanatı’nda sıklıkla karşılaşılan bir tasvirdir (Resim 8). Astragalos’un kehanet veya kült için
mi yoksa oyun amaçlı mı kullanıldığı sorunsalı, henüz çözümlenebilmiş değildir.
Mallos’un Erken Dönem sikke tiplerinde, ağırlıklı olarak yerel kültürün etkisi görülürken,
Yunan kültürü etkisi de önemli bir yere sahiptir.
Pers Satrapları Dönemi (MÖ 386-334)
Kilikia kentlerinin görece bağımsız olarak hareket ettikleri erken dönemden (MÖ yaklaşık
450-400) sonra, Anadolu’daki Pers satrabı Kyros ve Pers İmparatorluğu’nun başındaki II.
Artakserkses arasındaki iktidar mücadelesini, kardeşini Kunaksa’da yenip, öldüren (MÖ
401-399) 17 Artakserkses kazanmıştır. Bu mücadelede Kyros’un yanında yer alan Syennesis
Krallığı’nın özerkliğine, Persler tarafından son verilerek, Kral Barışı’ndan sonra bölge
doğrudan merkeze bağlı Pers satraplarının yönetimine bırakılmıştır. 18 Kilikia bu tarihten
sonra satraplar Tiribazos (MÖ 386-380), Pharnabazos (MÖ 379-374), Datames (MÖ 378372) ve Mazaios (MÖ 361-334) tarafından yönetilmiştir.
Bu dönem sikkelerinde, erken dönemde kullanılan birimler devam ederken, kentin sikke
yazıtları, MÖ 375-1. yy. arasında, ΜΑΛ, Μ, ΜΑΛΛΩΤΗΣ 19 şeklinde görülür.
Yaşanan siyasi gelişmelerle birlikte Greko-Pers bir görünüm gösteren bu dönem
sikkelerinde; Ahura Mazda, kanatlı tanrı (?)(diskli veya disksiz), Baal, Athena, Demeter,
Kronos, Aphrodite, Hermes ve Aphrodite, Herakles, Pers Satrabı, Pyramos (insan başı
şeklinde), kuğu ve Gorgon Medusa en sık görülen sikke tipleridir.
15 Bellerophontes, Belleros’u öldüren demektir. Korinthos kral ailesinden ve ünlü Sisyphos’un torunu ve Glaukos’un
oğludur. Homeros, İlyada, VI. 178 -183. Kahraman esas olarak, Poseidon’un oğludur ve tanrısal gücünü de buradan
almaktadır. Erhat, 1997: 73. Khimera ise, Homeros’a göre; tanrı soyundan, önü aslan, arkası yılan, ortası keçi olan kötü
kokulu bir yaratıktır. Homeros, İlyada, VI. 178 -183. Hesiodos’a göre ise, Ekhidna ve Typhon’un çocuklarından biri
olan Khimera, biri aslan, biri keçi ve biri de yılan (ejderha) kafası olan üç başlı, ağzından ateş üfleyen korkunç bir
yaratıktır. Hesiodos, 306-325. Mithos’a göre, yanlışlıkla Belleros adında bir adamı öldüren kahraman, suçundan
arınmak için Tiryns Kralı Proitos’un sarayına sığınmıştır. Kraliçe Anteia, onu, kendisine sarkıntılık etmekle suçlayıp,
krala şikayet edince; Proitos da kahramanı elinde bir mektupla (tabletler) kayınbabası Lykia Kralı Iobates’e gönderir.
Kral, kahramanı dokuz gün misafirperver bir şekilde ağırladıktan sonra, onuncu gün damadından gelen mektubu
görür ve Bellerophontes’den Khimera’yı öldürmesini ister. Homeros’a göre kahraman da, onu bir vuruşta yere serer.
Homeros, Ilyada, VI. 152-183. Hesiodos’ta ise, kahramanın bu işi Pegasos’la birlikte yaptığı anlatılır. Hesiodos, 324.
16 Gorgon’lar, eski Yunan mitolojisinde ejderha kanatlı “korkunç” dişi canavarlar olarak tanınırlar. Aiskhylos, 800.
Deniz Tanrısı Phorkys ile Keto’nun kızları olan bu üç Gorgon’un isimleri Stheno, Euryale ve Medusa’dır. Ölümsüz olan
diğer kardeşlerin aksine, Medusa ölümlüdür. Hesiodos, 274 vd. Çok bilinen mithosta, Perseus tarafından öldürülen
Medusa’nın kesilen boynundan, Poseidon’un çocukları olan Pegasos ve Khrysaor çıkmıştır. Medusa’nın kesik kafasını
alan Athena ise, onu Aigis’inin ortasına yerleştirerek, düşmanlarını taşa dönüştürmüştür. Gorgonlar içerisinde en
bilineni olan Medusa, erken dönem vazo resimlerinde, başından yılanlar çıkan, korkunç köpek dişleri olan bir canavar
olarak tasvir edilir. MÖ 5. y.y.dan itibaren ise saçlarını arasından yılanlar çıkan, güzel ama soğuk yüzlü bir kadın
olarak tasvir edilmiştir. Grimal, 1997: 218.
17 Bosch, 1957: 20.
18 Erzen, 1943: 10.
19 Head, 1991: 724.
ÇUKUROVA ARAŞTIRMALARI DERGİSİ
CİLT 2, SAYI 2, KIŞ 2016
58
FATİH ERHAN
Bölgedeki Pers etkisinin en açık örneklerinden olan Ahura Mazda 20 tasvirleri satrap
Tiribazos Dönemi’nde görülür (Resim 9). Bu tasvirler, Pers dininin bölgede yavaş yavaş
etkisini artırdığını göstermektedir. Ahura Mazda’yı temsil ettiğini düşündüğümüz kanatlı
tanrı (?) tasvirleri, bu dönemde de varlığını sürdürmektedir. Pers etkisinin açık etkilerini
gösteren bir diğer tip ise sikkelerin ön yüzlerinde görülen Pers Satrabı başı tasvirleridir.
Bu dönem sikkelerinde Suriye-Fenike etkisini gösteren Baal 21 tipleri de görülmeye başlar
(bk. Resim 9, ön yüz). Tanrı’nın fırtına, yağmur ve verimlilik üzerine hakimiyeti, Mallos gibi
ağırlıklı olarak tarımla geçinen bir kent için oldukça önemlidir.
Kentin sikkelerinde bu dönemde görülen bütün Pers ve Suriye-Fenike etkisine rağmen
Yunan kökenli tipler ağırlığını hala korumaktadır. Bunlardan en sık görülen tipler; Demeter,
Athena, Aphrodite, Hermes, Kronos ve Herakles’dir. Bunlardan Athena, erken dönemden
itibaren baş tasvirleri ile kentin sikkelerinde görülmeye devam eder.
Bu dönem sikke tasvirlerinde Demeter’in büyük bir yeri vardır. Tanrıçanın erken tipleri
kesin olarak kimliklendirilememiş olsa da, aslında, tasvirlerde Demeter’in kimliği kesin
olarak ortaya çıkmıştır (Resim 10). Nitekim tanrıça, baş tasvirlerinin yanı sıra, elinde
buğday başağı ve meşale ile tasvir edilmiştir. Buğday, tarımı ve verimi; meşale ise tanrıçanın
Hades tarafından yeraltına kaçırılmış olan kızı Persephone’yi 22 arama çabalarını
simgelemektedir.
Bazı sikkelerin ön yüzünde yer alan Kronos 23 tasvirleri ise, zamanı temsil eden Tanrı’nın,
Zeus’un kararıyla, Demeter’in kızının yılın belli aylarını yeryüzünde geçirmesiyle ve
tanrıçanın bu dönemi dört gözle takip etmesiyle alakalı olmalıdır (bk. Resim 10, ön yüz).
Dolayısıyla, yalnız Demeter’le birlikte tasviri görülen Kronos’un, Mallos’ta kendine ait bir
kültünün bulunmasından ziyade, tanrıçanın kültü ile ilişkilendirilmesi gerekmektedir.
20 Ahura Mazda (Ormuzd, Hürmüz), öğretileri bir Pers peygamberi olan Zerdüşt (Zarathustra) tarafından yayılan
Zerdüştilik (Zoroastrianism, Mazdaizm) dininin tanrısıdır. Monoteist bir yapıya sahip olan Zerdüşt dininin kutsal
kitabı Avesta’ya göre Ziyayi Azizi, 2009: 67 vd., Ahura Mazda bütün iyi şeyleri yaratan, adalet ve akıl tanrısıdır.
Boyce,1983: 685. Ahura Mazda Persia’da ilk kez Behistun yazıtlarında, Akhaimenid Dönemde (MÖ yaklaşık 550-330)
ortaya çıkar. II. Artakserkses (MÖ 405/4-359/58) Dönemi’ne kadar yalnız tapınım göre tanrı, bu dönemde Mithra ve
Anahita ile bir üçlünün parçası olur. Tanrının Akhaimenid Dönemi’nin erken evrelerinde tasviri yoktur: ilk tasvirleri
batı satrapları tarafından MÖ 5. y.y. sonlarında kullanılmıştır. Yine, kaynaklara göre tanrının ilk heykeli II.
Artakserkses Dönemi’nde Lydia Satrabı tarafından MÖ 365 yılında yaptırılmıştır. Tanrının erken tasvirlerinde
vücudunun alt kısmı kanatlı güneş diski şeklindedir. Başındaki tacı, elinde tuttuğu lotus çiçeği ve çelenk diğer
belirteçleridir. Boyce,1983: 686.
21 Baal, Semitik kökenli fırtına, yağmur ve verimlilik tanrısıdır. Suriye-Fenike Bölgesi’nde MÖ 2. Binyıl’dan itibaren
yaygın bir tapınımı vardır. Sami dillerinde Baal, ortak bir ad olarak, sahip veya efendi anlamına gelmektedir. Bu
kelimenin, dinsel anlamda, bir yerin veya bir nesnenin tanrısı anlamında kullanıldığı sanılmaktadır. Baal, giderek
evrensel bir bereket tanrısı olmuştur. Tanrının ikonografisi ait olduğu bölge, kent ve kültürlere farklılıklar
göstermektedir. Kilikia Bölgesi’nde tanrı, üç farklı karakterde kaşımıza çıkar. Birincisi Kilikia Pedias’da görülen ayakta
duran Baal; ikincisi Baaltars olarak adlandırılan, Tarsos kentinin Baal’ı; üçüncüsü ise Rhosos kentinin Baal’ıdır. Erhan,
2014: 86.
22 Yunan Pantheonu’nda yeraltı tanrısı olan Hades (Plouton), Kronos’la Rheia’nın oğludur. Hesiodos, 453 vd. Üçüncü
kuşak Yunan tanrıları evrenin yönetimini ele alınca, kardeşleri Zeus ve Poseidon’la birlikte dünya yetkilerinin
paylaşımında yeraltı dünyasını almıştır. Homeros. Ilyada, XV, 189 vd. Hades üstüne anlatılan tek efsane, Demeter’in
kızı Persephone’yi (Kore) kaçırmasıdır. Mevsim dönümünü, toprağın ve bitkisel doğanın canlanmasını, kışın ölmesini
simgeleyen bu efsanede Hades’in rolü; aşık olduğu Persephone’yi kaçırdıktan sonra, bir daha yeryüzüne çıkmasını
önlemek için bir nar tanesi yedirmesinden ileri gitmez. Kızın kaçırılmasında payı olan Zeus, Demeter’in yalvarmaları
üzerine, Persephone’nin altı ay yeraltında, altı ay da yeryüzünde kalmasını buyurur. Erhat, 1997: 120.
23 Kronos, Ouranos’la Gaia’nın oğludur. Hesiodos, 137 vd. Titanlar soyundandır ve babası Ouranos’u erkeklikten
yoksun etmekle, birinci kuşak tanrıların egemenliğine son verip, ikinci kuşağı başa getirmiştir. Agizza, 2001: 20 vd.;
Grimal, 1997: 407. Ama, babası gibi, kendisi de oğlu tarafından tahtından indirilmiş ve Zeus önderliğinde üçüncü
kuşak tanrıların, yani Olymposluların egemenliği başlamıştır. Tanrı sanat eserlerinde sakallı ve başında diadem
bulunan yetişkin bir erkek olarak tasvir edilir. Genellikle, elinde veya yanında harpa vardır; bazen elinde tırpanla da
tasvir edilir. Tanrının, elinde bebek Zeus’u tutan eşi Rheia ile de tasvirleri vardır. Erhan, 2014: 167.
ÇUKUROVA ARAŞTIRMALARI DERGİSİ
CİLT 2, SAYI 2, KIŞ 2016
MALLOS SİKKELERİ ÜZERİNE BİR İNCELEME
59
Kentte tasviri görülen Yunan kökenli diğer bir tip ise tanrıça Aphrodite’dir. Nitekim, her ne
kadar Semitik bir tanrıça olan Astarte ile aynı karakter yapısına sahip olsa da sikkelerdeki
ikonografisi Yunan sanatı özellikleri taşımaktadır. Özellikle tanrıçanın baş tasvirleri sıklıkla
sikkeler üzerinde yer alır; ama bazen, Hermes’le birlikte ayakta duran tasvirleri de kendine
yer bulmuştur (Resim 11).
Bu dönem sikkelerinde tanrı ve tanrıça tasvirlerinin yanı sıra, kahraman tasvirleri de yer
alır. Antik Yunan dünyasının en önemli kahramanı olan Herakles’e ait tasvirler, Mallos’da
yalnızca bu dönemde görülmektedir (Resim 12). Bu tasvirler, kahramanın tip gelişimi
hakkında da önemli bilgiler vermektedir. 24
Erken Dönem’deki insan yüzlü boğa başı veya ön gövdesi şeklinde olan nehir tanrısı
Pyramos tasvirleri, bu dönemde, başında tahıl tacı bulunan insan başına dönüşmüştür
(Resim 13). Bu değişim, kente özgü değildir: MÖ 5. yy.dan itibaren tüm Yunan Sanatı’nda
görülür. 25
Bu dönem sikkelerinde sıklıkla görülen diğer tasvirler ise, erken dönemde de görülen kuğu
ve Gorgon Medusa tipleridir. Ancak, Medusa tipleri, bu dönem Yunan Sanatı’nın etkisiyle, 26
saçlarından yılanlar çıkan, soğuk yüzlü bir kadın başına dönüşmüştür (bk. Resim 13, arka
yüz).
Pers Satrapları Dönemi sikke tasvirleri, genel olarak, Greko-Pers bir görünüm sergiler.
Büyük İskender ve Diadokhlar Dönemi (MÖ 333-301)
Büyük İskender (III. Aleksandros) MÖ 334-325 yılları arasında Persler’e karşı giriştiği
büyük fetih seferi esnasında, önce Batı ve Orta Anadolu’yu denetimi altına almış ve
Kilikia’ya gelmiştir. 27 MÖ 333 yılında Issos’ta yapılan savaşta III. Dareios yönetimindeki
Pers ordusuna karşı büyük bir zafer kazanmış ve Kilikia’yı da topraklarına katmıştır. 28 Issos
Savaşı’ndan sonra sefere devam eden kral, Kilikia Satraplığı’na Balakros’u tayin etmiştir. 29
Büyük İskender’in MÖ 323 yılında ölümüyle imparatorluğun toprakları komutanları
arasında paylaşılmış ve Diadokhlar Dönemi olarak bilinen süreç başlamıştır. 30
Bu dönemin sikke birimleri, yazıtları ve tipleri, Pers Satrapları Dönemi’nin devamı
şeklindedir. Satrap Balakros (MÖ 333-323) Dönemi’nde, ön yüzde tahtta oturan Baaltars,
arka yüzde ise Athena başı tasvirlerinin yer aldığı baskılar yoğunluktadır. Baaltars, adı
üzere, Tarsus kentinin Baal’ını temsil etmektedir (Resim 14). İkonografisi ise tahtta oturan
Zeus tasvirleri ile oldukça benzerdir. Athena başı tasvirleri ise, tanrıçanın Yunan sanatından
bilinen üç sorguçlu miğfer giymiş başlarından oluşur.
Kentin sikkelerinde bu dönemde Greko-Pers bir geleneğin devam ettiğini söylemek
mümkündür.
Buna göre, arka yüzde kahramanın 12 işinden biri olan Nemea Aslanı’nı öldürme sahnesinin yer aldığı sikkenin ön
yüzünde sakallı bir baş şeklinde tasviri yer alırken, daha sonra baş tasvirlerinde önce boynunda ve daha sonra da
başında aslan postu görülür.
25 Nehir tanrıları ile ilgili ilk tasvir Hellas’ın önemli ırmağı Akheloos’a aittir. Bu tasvir, insan yüzlü boğa şeklinde, MÖ 7
y.y.ın ikinci yarısının başına tarihlenen Syrakusa’ya ait bir Protokorinth oinokhoesi üzerinde görülür. Sikkeler
üzerindeki ilk tasviri ise MÖ 6. y.y.ın ilk yarısından sonra görülür. Altınoluk, 2010: 7 vd. MÖ 5. y.y.dan itibaren ise
nehir tanrıları insan şeklinde tasvir edilmeye başlar. Hep erkek olarak tasviri edilen bu tiplerde, küçük nehirleri genç
erkekler, büyük nehirleri de yetişkin erkek tasvirleri temsil etmektedir. Genelde bunların vücutlarının üstü çıplak, bel
ve bacakları örtülüdür. Erhan, 2014: 180.
26 Bk. yuk.: Dipnot 16.
27 Tekin, 2008: 120 vd.
28 Tekin, 2008: 130.
29 Arrianos, II. 12. 2.
30 Diodoros Siculus, XVIII. 3.
24
ÇUKUROVA ARAŞTIRMALARI DERGİSİ
CİLT 2, SAYI 2, KIŞ 2016
60
FATİH ERHAN
Seleukos Krallığı Dönemi (MÖ 281-164)
Diadokhlar Dönemi’nden sonra, MÖ 281’de Magnesia’nın kuzeyindeki Kurupedion
Ovası’nda Lysimakhos’un Seleukos’a yenilip ölmesi ile MÖ 301-281 arası Anadolu’ya
egemen olan Lysimakhos hakimiyeti sona ermiştir. Böylece Anadolu’da, MÖ 188 yılına
kadar sürecek olan Seleukos hakimiyeti başlamıştır. MÖ 190 yılı sonlarında Magnesia’nın
kuzeyinde Roma ile karşılaşan Seleukos Kralı III. Antiokhos (MÖ 223-187) yenilgiye
uğramış 31 ve MÖ 188 yılında Apameia Barışı yapılmıştır. 32 Kilikia’nın batısında bu gelişmeler
yaşanırken, gücü zayıflayan Seleukos Krallığı IV. Antiokhos Theos Epiphanes (MÖ 175-164)
Dönemi’nde, geriye kalan Kilikia kentlerine çeşitli özgürlükler tanımıştır. Pek çok kent bu
dönemde birer bağımsız devlet gibi kendi adlarına sikke basmışlardır. 33
Bu dönemde, MÖ 281’den IV. Antiokhos Dönemi’ne kadar, Kilikia Bölgesi kentlerinin sikke
basma yetkileri ellerinden alınmış, krallığın sikkeleri tedavülde kalmıştır. IV. Antiokhos
Dönemi’nden itibaren ise Kilikia kentlerinin birçoğu gibi Mallos da kendi adına sikke
basmıştır.
Kentin bu dönem sikkelerinde tip çeşitliliği çok fazla değildir. Ön yüzde kralın veya Zeus’un
başı, arka yüzde çelenk taşıyan Nike tasvirleri sıklıkla görülür (Resim 15). Ancak, sikke
yazıtlarında halen kralın isminin yer alması, yarı otonom bir baskıya işaret eder.
Mallos’un bu dönem sikke baskılarında mutlak bir Yunan etkisi görülmektedir.
2. Otonom Dönem (MÖ 164-67)
Apameia Anlaşması’ndan sonra, Anadolu’daki etkisini iyice artırmaya başlayan Roma
Devleti, MÖ 133 yılında Pergamon Kralı III. Attalos’un (MÖ 138-133) topraklarını miras
yoluyla kendisine bırakmasının ardından 34 bu alanda MÖ 129 yılında, Manius Aquillius
liderliğinde “Asya Eyaleti”ni (Provincia Asia) kurmuştur. 35 Roma bu dönemden sonra, MÖ
67 yılına kadar korsan sorunu ile uğraşmıştır. Roma, korsanlık faaliyetlerini tamamen
sonlandırmak için MÖ 67 yılında, senato onayıyla Lex Gabinia (Gabinius Yasası) yasasını
çıkarmış 36 ve Pompeius Magnus’u geniş yetkilerle bölgeye göndermiştir. 37 Pompeius,
Korakeison (Alanya) açıklarında meydana gelen savaştakorsanları yenerek, 38 Roma’nın
sahildeki bilinen Kilikia kentleriyle doğrudan ilk bağlantılarını başlatmıştır.
Bölgede bu gelişmeler yaşanırken, IV. Antiokhos Dönemi’nden sonra da kentin sikke tipi
çeşitliliği oldukça sınırlıdır. Bunun sebebi, büyük ihtimalle, bölgede hala Seleukos Krallığı
paralarının tedavülde olmasından kaynaklanıyor olmalıdır. Bu durum, krallığın bu
dönemde, bölgenin Pedias kısmında oldukça etkin bir siyasi güce sahip olduğunu
göstermesi açısından önemlidir.
Kentin bu dönemde bastığı sikkelere bakıldığında, yalnızca ön yüzde Athena Magarsia kült
heykeli, arka yüzde uçan kartal tasvirlerinin yer aldığı baskılar görülmektedir (Resim 16).
Kent için tartışmasız en önemli tanrıça Athena’dır. Erken dönem tasvirlerinde Yunanlı
özellikleri ile karşımıza çıkan Tanrıça; daha sonra yerel bir Tanrıça’nın da özelliklerini de
bünyesinde toplayarak Athena Magarsia olarak karşımıza çıkmıştır. Buna göre, MÖ 5. yy.
veya daha öncesinde deniz ticareti sayesinde Yunan kültürü ile tanışmış olan kente,
Titus Livius, XXXVI, 43-45.
Burada yapılan anlaşmaya göre, Seleukoslar Küçük Asya’da bulunan toprakları terk edecekler ve Kilikia’da
Kalykadnos Nehri’nin güneyinden (Sarpedon=Taşucu Burnu) batıya geçemeyeceklerdir. Titus Livius, XXXVIII, 38-39.
33 Tempesta, 2005: 62.
34 Kaya, 2005: 14.
35 Strabon, XIV. 1. 38.
36 Plutarkhos, XXV. 2; XXV, 4-6; XXVI. 1-4.; Cassius Dio, XXXVI.23, 4.
37 Kurt, 2009: 124.
38 Plutarkhos, XXVIII, 1.
31
32
ÇUKUROVA ARAŞTIRMALARI DERGİSİ
CİLT 2, SAYI 2, KIŞ 2016
MALLOS SİKKELERİ ÜZERİNE BİR İNCELEME
61
Athena’nın kültü de taşınmış ve yerel tanrıça ile kültü birleştirilerek, Athena Magarsia adını
almış ve kentin merkezindeki kutsal alanda bir tapınak inşa edilmiş olmalıdır. Nitekim MS 2.
yy.da yaşamış antik coğrafyacı Arrianos, doğu seferi sırasında MÖ 333 yılında Kilikia’ya
gelen Büyük İskender’in, Issos Savaşı’ndan önce Pyramos Nehri üzerinde bir köprü inşa
ettirerek, önce Magarsus sonra da Mallos’u ziyaret ettiğinden ve Magarsus’ta Athena
Tapınağı’na kurbanlar sunarak, Amphilokhos’un mezarını ziyaret ettiğinden
bahsetmektedir. 39 MÖ 4. yy.da varlığı bilinen ve Magarsus’taki en erken tarihli yapı olan bu
tapınak, Hellenistik dönemde Doğu Akdeniz’deki en önemli kehanet merkezlerinden birisi
konumundadır. Muhtemelen bu sebeple, bölgenin Seleukos Krallığı hakimiyetinde olduğu
Hellenistik Dönem’de Athena Magarsia tapınağı etrafındaki yapılaşma artmış ve Mallos
kentinin tiyatro, stadion gibi önemli yapılarının bir kısmının burada inşa edilmesine ve
zamanla Mallos kentinin merkezinin Magarsus’a kaymasına sebep olmuş olmalıdır.
Roma Dönemi (MÖ 67-MS 260)
Pompeius Dönemi’yle birlikte Roma hakimiyetine giren kent, bu dönemin erken yıllarında siyasi
karışıklıklardan dolayı el değiştirmeler yaşasa da, Augustus Dönemi’yle birlikte, doğrudan
Roma merkez denetimine girmiş, MS 72 yılında Kilikia’nın bir Roma eyaleti olmasıyla da bu
eyalete bağlanmıştır. 40
Roma Dönemi’nin sikke yazıtları; MÖ 1. yy.-Elagabalus (MS 218-222) arası ΜΑΛΛΩΤΩΝ,
ΜΑΛΛωΤωΝ, ΜΑΛ ΙΕΡ ΤΟΥ, ΘΕΟΥ ΑΜΦΙΛΟΧΟΥ şeklinde; Elagabalus-I. Valerianus (MS 25360) MALLO COLONIA, bazen FELIX ile birlikte, genellikle S.C., bazen de ΚΟΛω ΜΑΛΛωΤωΝ
şeklindedir. 41
Roma Dönemi’nin erken yıllarında sikke baskılarında Otonom Dönem geleneği devam
etmiştir. Sikke darbı sayısı ve tip çeşitliliği sınırlıdır. Augustus Dönemi’nde imparatorluk
dönemi baskıları başlar. Tiberius Dönemi ile birlikte ise kentte sikke darbı ve tip
çeşitliliğinde büyük bir artış görülür. Bu dönemde, ön yüzler genellikle imparatorlar ve
imparatoriçelere ayrılırken, arka yüz tip çeşitliliği çok daha fazladır. En sık görülen tipler;
Kent Tanrıçası, Athena Magarsia kült heykeli, Athena Magarsia Tapınağı, Amphilokhos,
kentin kuruluş efsanesi, kentin koloni unvanı alması, Tykhe, Dişi Kurt ve İkizler, Tanrıça
Roma, Roma Senatosu, ödül vazosudur.
Kentin bu dönem sikkelerinde en sık karşılaşılan tiplerden biri Kent Tanrıçası’dır
(Antiokheia Tykhesi). 42 Kent Tanrıçası, ayağının altındaki yüzen nehir tanrıları (Pyramos)
ile tasvir edildiği gibi, kentle ilgili birçok çoklu figürlü sahnelerde de kendine yer bulur
(Resim 17). MÖ 2. yy.dan itibaren birçok Kilikia kentinde baş ve oturan tasvirleri görülen
Kent Tanrıçası (Antiokheia Tykhesi), Tykhe kimliğinden daha ziyade, doğrudan kenti temsil
etmektedir.
Sık karşılaşılan diğer bir tip ise Athena Magarsia’dır. Kentin sikkelerinde, en erken
Arrianos, 2.5.
Sayar, 1999: 211.
41 Head, 1991: 724; Tahberer, 2005: 80.
42 Tykhe, Eski Yunan’da şans ve kader tanrıçasıdır. Homeros destanlarında adı geçmeyen ve mithosu olmayan tanrıça,
Hesiodos’a göre, Okeanos ve Tethys’in kızıdır. Hesiodos, 346-362. Antik Çağ’da Tykhe’nin kralların, devletlerin ve
şehirlerin kaderlerine hakim olduğuna inanılırdı. Tykhe’nin en eski kült heykeli Smyrna’da yapılmıştır. Burada tanrıça
polos ve bereket boynuzu ile gösterilmiştir. Buna karşın, en bilinen Tykhe tipi, Lysippos’un öğrencilerinden Sikyon’lu
Eutykides’in yapmış olduğu Antiokheia Tykhesi’dir. Modern araştırmacılar tarafından “Kent Tanrıçası” olarak
adlandırılan bu tipte tanrıça, elinde başakla kayalıklarda otururken, ayaklarının altında, yüzer şekildeki Nehir Tanrısı
Orontes ile birlikte tasvir edilmiştir. En bilinen belirteçleri cornucopia, dümen, polos (bazen modius şeklinde), mızrak,
palmiye dalı, başaktır. Kent Tanrıçası karakterinde ise bu belirteçler; başında kuleli sur tacı, elinde genellikle başak
veya saz kamışı (bazen aphlaston, haşhaş, çelenk, ödül vazosu), ayaklarının altında nehir tanrılarıdır. Erhan, 2014:
432.
39
40
ÇUKUROVA ARAŞTIRMALARI DERGİSİ
CİLT 2, SAYI 2, KIŞ 2016
62
FATİH ERHAN
dönemden itibaren görülmeye başlayan Athena tasvirleri, Roma Dönemi sonuna kadar
varlığını sürdürür. Tanrıça’nın kült heykeli yalnız tasvir edildiği gibi, bazen tapınak
içerisinde de verilmiştir. Bazı tasvirlerde ise, yalnız tapınak yer alır (Resim 18).
Strabon’a göre kentin efsanevi kurucularından olan Amphilokhos 43 tipleri de kentin
sikkelerinde sık görülen tiplerdendir (Resim 19). Strabon aslında kentin Troia Savaşı’ndan
dönen Mopsos ve Amphilokhos tarafından kurulduğundan bahsetmektedir, ancak kentin
sikkelerinde Mopsos yerine Amphilokhos tasvirleri yer alır. Mopsos ise, yine aynı bölgede
yer alan Mallos’un kuzeyindeki Mopsuhestia kentinin efsanevi kurucusu olarak kabul
edilmiştir. Bu yüzden bu kente ait sikkelerde sıkça tasviri görülür. Sikkelerde, Amphilokhos
yalnız tasvir edildiği gibi, kentle ilgili birçok sahnede de yerini alır. 44 Kahramanın Kent
Tanrıçası’nı taçlandırırken tasvir edildiği sahne, Mallos’un kuruluş efsanesine ithafen
sikkeler üzerinde kendine yer bulmuş olmalıdır (Resim 20).
Roma Dönemi’nde, MS 3. yy.da sıklaşan Roma’nın doğu seferleri ile birlikte, imparatorluğun
bölgedeki limanlarından biri olan kentin önemi de artmış ve İmparator Elagabalus (veya
Severus Alexander) Dönemi’nde “Coloniae” unvanı almıştır. 45 Kent, sikke yazıtlarında
İmparator I. Valerianus Dönemi’ne kadar Mallos ismiyle birlikte bu unvanı kullanmıştır.
İmparator I. Valerianus’un MÖ 260 yılında, Edessa’da (Şanlıurfa) Pers Kralı I. Shapur’a
yenilmesinin ardından, Roma’nın Kilikia’daki hakimiyeti sona ermiştir. Kentin koloni unvanı
alması sahnesi de sikkeler üzerinde çoklu figürlü sahnelerde tasvir edilmiştir. Bu
sahnelerde, kenti temsilen Kent Tanrıçası, kurucusu olarak Amphilokhos ve unvanı veren
kişi olarak imparator betimlenmiştir. Sikke yazıtlarında ise, Yunanca’nın yanı sıra Latince
yazıtlar da kullanılmıştır (Resim 21).
Kent Tanrıçası’nın yanı sıra, kentin sikkelerinde Tykhe 46 tasvirleri de görülür (Resim 22).
Sikkelerde, bir elinde bereket boynuzu, bir elinde dümen tutarken tasvir edilen Tykhe; şans,
talih ve kaderi temsil eder. Aslında Kent Tanrıçası’nın (Antiokheia Tykhesi) tasvirlerinin
yeterince çok tasvir edilmesine rağmen, bu tasvirlerin ortaya çıkması, bu dönemde Tykhe
ve Antiokheia Tykhesi’nin biribirinden farklı tanrıçalar olarak algılanması ile ilgili olmalıdır.
Yine Roma etkisiyle ortaya çıktığını düşündüğümüz diğer tasvirler ise, Dişi Kurt ve İkizler, 47
Amphilokhos, eski Yunan’da kahin ve kent kurucu kahraman. Kahin Amphiaraos ile Eriphyle’nin oğlu, Alkmaion’un
küçük kardeşidir. Homeros, Odysseia, XV. 248. Antik yazında anlatılanlara göre, Troia Savaşı’ndan sonra Anadolu’nun
güneyine inen Kalkhas ve Amphilokhos, Pamphylia bölgesine gelirler. Herodotos, VII. 91. Sonra, buradan Kilikia’ya
geçen Mopsos’la Amphilokhos, orada Mallos kentini kurarlar. Strabon, XIV. 5. 16. Mallos kentinin kuruluşunun
ardından başlayan tartışma kavgaya dönüşür ve ikisi de ölür. Pekman, 1970: 58-59; Grimal, 1997: 64. Bu
anlatılanların yansıması olarak da Pausanias, Mallos kentinde Amphilokhos’un bir kehanet ocağının bulunduğundan
bahseder. Pausanias, I. 34. 4.
44 Kahraman bu tasvirlerde, tüm kent kurucu ktisteslerin babası kabul edilen Apollon tasvilerinde görülen bir
ikonografide karşımıza çıkar. Yalnız tasvirlerinde; ayakta duran, çıplak bir erkek olarak tasvir edilen kahramanın
yanında, üç ayaklı kazan, elindeki dal ve yaban domuzu atribüleri yer alır.
45
Head, 1991: 724; Tahberer, 2005: 79.
46 Bk. yuk.: Dipnot 42.
47 Dişi Kurt ve İkizler, Roma kentinin, dolayısıyla Roma Devleti’nin kuruluş efsanesi ile ilgilidir. Remus ve Romulus’u
emziren dişi kurt tasvirinin Etrüsk kökenli olduğu düşünülmektedir. Efsaneye göre, Troia’dan kaçıp kurtulan Aeneas,
Latium bölgesine yerleşir. Grimal, 1997: 30. Oğlu Askanius ise Alba Longa kentini kurarak orada yaşar. Askanius’un
sülalesi burada uzun zaman hüküm sürerler. Aynı sülaleden Amilius, büyük kardeşi Numitor’u tahttan indirerek
kendisini kral ilan eder. Ayrıca, Numitor’un kızı Rhea Silva’yı Vesta Tapınağı’na rahibe yapar. Rhea Silva’nın Mars’tan
Remus ve Romulus adlı ikiz çocukları olur. Amilius, Remus’la Romulus’u bir sepete koyarak Tiber Nehri’ne bırakır.
Kıyıya sürüklenen çocuklar önce dişi bir kurt, sonra da çoban Faustulus ve karısı Acca Larentia tarafından
büyütülürler. Çocuklar büyüyünce kıyıya çıktıkları yerde bir kent kurmaya karar verirler. Ancak, aralarında çıkan
kavgada Romulus, Remus’u öldürür ve tek başına Palatinus Tepesi’nde Roma kentini kurar. Tip, ilk kez MÖ 137 yılında
sikkeler üzerinde görülmeye başlar. MS 330 yılında, Costantinopolis kentinin kuruluş kutlamaları nedeniyle
darbedilen sikkelerde yeniden tasvir edilen tip, aynı yüzyılın ortalarına kadar varlığını sürdürür. Tasvirlerine son kez,
MS 476 yılında darbedilen follisler üzerinde rastlanır. Kıral, 1996: 151.
43
ÇUKUROVA ARAŞTIRMALARI DERGİSİ
CİLT 2, SAYI 2, KIŞ 2016
MALLOS SİKKELERİ ÜZERİNE BİR İNCELEME
63
Tanrıça Roma 48 ve Roma Senatosu’dur. 49 Dişi Kurt ve İkizler Roma’nın kuruluş efsanesini
(Resim 23); Tanrıça Roma, Roma kentini (Resim 24); Roma Senatosu da, imparatorluğun
senatosunu temsil eder (Resim 25). Bu tiplerden Tanrıça Roma hariç, diğerleri kentin koloni
unvanı aldığı Elagabalus Dönemi’nden sonra ortaya çıkmıştır50.
Roma Dönemi’nde, kentte düzenlenen oyunlarla ilgili olarak ödül vazosu tasvirleri de
sikkeler üzerinde yer alır (Resim 26). Bu oyunlar, kentte kalıntıları günümüze ulaşmış olan
stadionda yapılıyordu.
Bu dönem sikkelerinde, ağırlıklı olarak Yunan etkisi vardır, ancak 3. yy.la birlikte, güçlü bir
Roma etkisi ortaya çıkmıştır.
SONUÇ
Mallos kentine dair en erken tarihli arkeolojik bilgiler, kentin MÖ 5. yy.dan itibaren basmaya
başladığı sikkelerden edinilmektedir. Sikkeler, kentin kesin yeri henüz tespit edilemediği için,
antik kaynaklar ve yazıtlar dışında, Mallos’un tarihinin 700 yıllık bir kesitindeki siyasi ve sosyal
yaşamına dair başka hiç bir kaynaktan ulaşılamayacak bazı bilgileri bizlere sunmaktadır.
Kentin en erken sikke bastığı MÖ 5. yy.ın ortalarından sonra, bölge Syennesis Krallığı
hakimiyetinde olsa da, kentle ilgili tasvirlerin yoğunluğundan dolayı, otonom bir
görünümün varlığını söylemek mümkündür. Sikke tiplerine göre, Yunan etkisi daha
ağırlıkta, Pers etkisi daha azdır. Özellikle, Demeter tasvirlerinin yoğunluğu kentin
ekonomisinin saha çok tarıma dayandığını göstermesi açısından önemlidir. MÖ 5. yy.
ortalarından, MS 260 yılına kadar, sikke tasvirlerinde doğrudan denizle ilgili tiplerin hiç yer
almaması da bu görüşü destekler niteliktedir.
MÖ 4. yy.da ise, Pers Satrapları Dönemi’yle birlikte, Satrap, Ahura Mazda, Baal gibi tiplerin
ortaya çıkması, kentteki Pers etkisinin arttığının açık göstergesidir. Ancak Demeter, Athena,
Aphrodite, Hermes, Kronos ve Herakles gibi Yunan kökenli tanrı, tanrıça ve kahraman
tiplerinde de belirgin bir artış söz konusudur. Dolayısıyla, bu dönem sikke tipleri GrekoPers bir görünüm sergiler. İlginç bir tespit olarak; bu dönem sikkelerinde Yunan
Pantheonu’nun baş tanrısı olan Zeus tasvirlerinin hiç görülmemesi dikkat çekicidir.
Büyük İskender ve Diadokhlar Dönemi de, Pers Satrapları Dönemi’nin Greko-Pers
geleneğinin devamı şeklindedir. Özellikle, Satrap Balakros Dönemi’nde görülen ön yüzde
tahtta oturan Baaltars, arka yüzde miğferli Athena başı tasvirli sikkeler, bu görüşü destekler
niteliktedir. Baaltars, tahtta oturan Zeus ikonografisinin bir benzeri şekilde tasvir edilmiştir.
Bu da, Pers Satrapları Dönemi ve devamında, Baaltars’ın Zeus’un yerini aldığını
göstermektedir.
48 Tanrıça Roma, Roma kentinin sonradan tanrıça olarak tapınım görmüş kişileştirmesidir. Hellenistik Dönem’de,
Yunanlar tarafından aktarılan Roma kentinin kuruluşu ile ilgili efsanelerde, kökeni Anadolu’da Troia’ya dayanan
Rhome isimli bir ölümlünün adı geçmektedir. Yunanların kent kurucu kahraman ktistes veya oikistes anlayışlarından
olacak ki, bu kişi sadece kente adını vermemiş, aynı zamanda kahinlik de yapmıştır. Roma, MÖ yaklaşık 200’den
itibaren Yunan dünyasında bir tanrıça olarak tapınım görmeye başlamıştır. Karayaka, 2007: 227. Tanrıça, sanat
eserlerinde ve sikkelerde genellikle Athena-Minerva ile benzer bir ikonografide tasvir edilmiştir. Miğferli baş ve büst
tasvirlerinin yanı sıra, yine miğferli, uzun giysili, kalkanlı ve mızraklı olarak ayakta; himation veya khylamis giymiş
olarak, sağ elinde Victoria veya Palladium, sol elinde mızrak ve yanında kalkanla tahtta oturur şekilde tasvir
edilmiştir. Erhan, 2014: 428-9.
49 Efsaneye göre, Roma’nın kurucusu olan Romulus tarafından kurulduğuna inanılan Roma Senatosu, Roma
Cumhuriyet ve onun devamı Roma İmparatorluğu'nun en üst düzeydeki meclisiydi. Cumhuriyet Dönemi’nde çok daha
geniş yetkileri olan Senato, imparatorluk döneminde imparatorların gücünün artmasıyla önemini kaybetmiştir. Tekin,
2008: 327. Senato sikkelerde başı örtülü bir kadın figür olarak tasvir edilir.
50 Roma kolonisi olan bir kentte yaşayanlar, merkezdeki Roma vatandaşlarıyla eşit statüye sahiplerdi. Bölgede, Mallos
dışında, Roma Dönemi’nde koloni unvanı almış yalnızca bir kent daha vardır: Ninika-Klaudiopolis.
ÇUKUROVA ARAŞTIRMALARI DERGİSİ
CİLT 2, SAYI 2, KIŞ 2016
64
FATİH ERHAN
Büyük İskender’in ardılları arasındaki büyük mücadelelerden sonra bölgeye hakim olan
Seleukos Krallığı Dönemi’nde ise, kral IV. Antiokhos Theos Epiphanes Dönemi’ne kadar
krallığın resmi paraları kullanılmıştır. Bu kral döneminde Mallos’ta, ön yüzde kral veya
Zeus’un başı, arka yüzde çelenk taşıyan Nike tasvirli sikkeler basılmıştır. Böylece, Zeus
(veya IV. Antiokhos) ve Nike kentin sikkelerinde ilk kez görülmeye başlamıştır. Bu durum,
Büyük İskender’le başlayan, bölgenin Hellenleşme sürecinin bir ürünüdür.
IV. Antiokhos Dönemi’nden sonra, siyasi gelişmelerle birlikte İkinci Otonomi Dönemi başlar.
Ancak, sikke darbı, kentin bu otonomi hakkını kullanıp kullanmadığını sorgulatacak kadar
sınırlıdır. Bu döneme tarihlendirilen, ön yüzde Athena Magarsia kült heykeli, arka yüzde
uçan kartal tasviri bulunan sikkeler dışında, otonom baskıdan söz etmek pek mümkün
görünmemektedir. Bu durum, Kilikia’nın Pedias kısmında, bu dönemde Seleukos Krallığı’nın
hala çok etkin bir siyasi güce sahip olduğunu, bundan dolayı da krallığın sikkelerinin
kullanıldığını göstermektedir.
MÖ 67 yılında başlayan Roma Dönemi’nde ise, erken yıllarda sikke darbından bahsetmek
oldukça güçtür. İmparatorluk baskıları ise Augustus Dönemi ile başlar ve Tiberius
Dönemi’nde oldukça artar. Bu baskılardan öyle anlaşılıyor ki Mallos, diğer birçok Kilikia
kentinden farklı olarak, imparatorluğun erken yıllarından itibaren önemli bir yere sahipti.
MS 3. yy.la birlikte, Roma’nın doğu seferlerinin artması nedeniyle, Mallos, İmparator
Elagabalus (veya Alexander Severus) Dönemi’nde bir Roma kolonisi olmuş ve bu dönemden
sonra kentin sikkelerinde güçlü Roma etkisi ortaya çıkmıştır.
KAYNAKÇA
AGIZZA, R. (2001). Antik Yunan’da Mitoloji Masallar ve Söylenceler (Çev: Z. İlkgelen). İstanbul: Arkeoloji ve
Sanat Yayınları.
ALTINOLUK, Z. S. (2010). Eskiçağ’da Irmak Tanrıları (Türkiye Trakyası ve Anadolu). İstanbul: Türk Eskiçağ
Bilimleri Enstitüsü Yayınları.
AISKHYLOS. (1956). Prometheus (Çev. H. W. Smyth). London: The Loeb Classical Library.
ARRIANOS. (1949). Alexandroi Anabasis, İskender’in Anabasis’i I-II. (Çev: Hayrettin Örs). İstanbul.
IMHOOF-BLUMER, M. F. (1883). Mallos, Megarsos, Antioche du Pyramos, Étude géographique, historique et
numismatique, Annuaire de la Soc. franç. de Num.6, 89-92.
BOSCH, C. E. (1957). Pamphylia Tarihine Dair Tetkikler, Studien zur Geschichte Pamphylie (Çev: Sabahat
Atlan). Ankara: TTK Basımevi.
BOYCE, M. (1983). “Ahura Mazda”, Encyclopaedia Iranica, C: 1, New York, 684-687.
CASSIUS DIO. (1961). Rhomaika. Historia Romana (Dio’s Roman History) (Çev: E. Car). London: The Loeb
Classical Library.
DIODOROS SICULUS. (1935). Bibliotheke Historikhe (Çev: C. H. Oldfather). Cambridge: The Loeb Classical
Library.
ERHAN F. ve F. F. GÜLŞEN. (2016). Magarsus Kazısı, 2013-2015, 37. Kazı Sonuçları Toplantısı, 2, Ankara,
175-190.
ERHAN, F. (2014). Antik Çağ Kilikia Sikkelerinde Dinsel Tasvirler. Yayımlanmamış Doktora Tezi. İstanbul:
İstanbul Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü.
ERHAT, A. (1997). Mitoloji Sözlüğü. İstanbul: Remzi Kitabevi.
ERZEN, A. (1943). Tarsus Kılavuzu. İstanbul.
GRIMAL, P. (1997). Mitoloji Sözlüğü. Yunan ve Roma (Çev: S. Tamgüç). İstanbul: Sosyal Yayınlar.
HEAD, B. V. (1991). Historia Numorum. A Manuel of Greek Numismatics. Amsterdam: Adolf M. Hakkert.
ÇUKUROVA ARAŞTIRMALARI DERGİSİ
CİLT 2, SAYI 2, KIŞ 2016
MALLOS SİKKELERİ ÜZERİNE BİR İNCELEME
65
HERODOTOS. (2004). Herodot Tarihi (Çev: M. Öktem). İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları.
HESIODOS. (1991). Theogonia, Hesiodos Eseri ve Kaynakları (Çev: S. Eyuboğlu, A. Erhat). Ankara: TTK
Yayınları.
HOMEROS. (1999). İlyada (Çev: A. Erhat, A. Kadir). İstanbul: Can Yayınları.
HOMEROS. (2000). Odysseia (Çev: A. Erhat, A. Kadir). İstanbul: Can Yayınları.
KARAYAKA, N. (2007). Hellenistik ve Roma Dönemlerinde Pisidia Tanrıları. İstanbul: Ege Yayınları.
KAYA, M. A. (2005). Anadolu’da Roma Eyaletleri: Sınırlar ve Roma Yönetimi. AÜ, DTCF, Tarih Bölümü,
Tarih Araştırmaları Dergisi, 24(38), 11-30.
KIRAL, A. G. (1996). Sikkelerin Işığında Ovalık Kilikia Kültleri (Roma İmparatorluk Dönemi).
Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul: İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
KURT, M. (2009). Roma Cumhuriyet Dönemi’nde Kilikya Bölgesi ve Yerel Güçler. Afyon Kocatepe
Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, XI(1), 115-139.
LEVANTE, E. (1993). Sylloge Nummorum Graecorum France 2 Cabinet Des Medailles. Paris: Bibliotheque
Nationale Numismatica Ars Classica.
LEVANTE, E. (1986). Sylloge Nummorum Graecorum Switzerland I Levante-Cilicia. Berne: Credit Suisse
Berne.
PAUSANIAS. (1964-1966). Periegesis tes Hellados. Description of Greece I-V (Çev: W.H.S. Jones). London:
The Loeb Classical Library.
PEKMAN, A. (1970). Eskiçağ’da Bazı Anadolu Şehirlerinin Tanrı ve Kahraman Ktistesleri. İstanbul: İstanbul
Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayınları.
PLUTARKHOS. (1948). Pompeius, Bio Paralelloi (Plutarch’s Paralel Lives) (Çev: B. Perin). London: The Loeb
Classical Library.
SAYAR, M. H. (1999). Antik Kilikya’da Şehirleşme, XII. Türk Tarih Kongresi I.1994, Ankara: TTK Yayınları,
193-216.
STRABON. (2005). Antik Anadolu Coğrafyası Kitap: XII, XIII, XIV (Çev: Adnan Pekman). İstanbul: Arkeoloji
ve Sanat Yayınları.
TAHBERER, B. (2005). Antik Kilikia Sikkeleri. Adana.
TEKİN, O. (2001). River-Gods in Cilicia in the Light of Numismatic Evidence. (Editörler: Eric Jean, Ali M.
Dinçol, Serra Durugönül). La Cilicie: espaces et pouvoirs locaux (IIe millénaire av. J.-C.- IVe siècle ap.
J.-C.), Varia Anatolica, 13, İstanbul: Institut Français d'Études Anatoliennes-Georges Dumézil, 519551.
TEKİN, O. (2008). Eski Yunan ve Roma Tarihine Giriş. İstanbul: İletişim Yayınları.
TEMPESTA, C. (2005). Antiochus IV Epiphanes and Cilicia. Adalya, VIII, 59-82.
TITUS LIVIUS. (2016). Ab Urbe Condita Libri. http://www.thelatinlibrary.com/liv.html adresinden erişildi.
ZIEGLER, R. (1988). Münzen Kilikiens aus kleineren deutschen Sammlungen, Vestigia 42. München: C.H.
Beck’sche Verlagsbuchhandlung.
ZİYAYİ AZİZİ, N. (2009). Zerdüştiliğin Kutsal Kitabı (Avesta) Üzerine Bir Araştırma. Yayınlanmamış Doktora
Tezi, Ankara: Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü.
İnternet Kaynakları:
http://asiaminorcoins.com/kilikia.html
ÇUKUROVA ARAŞTIRMALARI DERGİSİ
CİLT 2, SAYI 2, KIŞ 2016
66
FATİH ERHAN
EKLER:
Harita 1. Kilikia, Magarsus Kentinin Konumu (Tekin, 2001: 550)
Plan 1. Magarsus Kent Planı (Çizim; Faris Demir)
Resim 1. MÖ yaklaşık 425-385. Ön yüzde; insan yüzlü boğa başı (Pyramos). Arka yüzde; kuğu.
(SNG Levante-Cilicia, 139)
ÇUKUROVA ARAŞTIRMALARI DERGİSİ
CİLT 2, SAYI 2, KIŞ 2016
MALLOS SİKKELERİ ÜZERİNE BİR İNCELEME
67
Resim 2. MÖ yaklaşık 440-390. Ön yüzde, kanatlı tanrı (?). Arka yüzde, kuğu; üstte, MAP.
(SNG Levante-Cilicia, 124)
Resim 3. MÖ yaklaşık 400-380. Ön yüzde, miğferli Athena başı. Arka yüzde, kuğu.
(http://www.asiaminorcoins.com/gallery/displayimage.php?pid=257)
Resim 4. MÖ yaklaşık 440-390. Ön yüzde, çift yüzlü erkek başı. Arka yüzde, başlıklı erkek başı.
(http://www.asiaminorcoins.com/gallery/displayimage.php?pid=8881)
Resim 5. MÖ yaklaşık 400. Ön yüzde, Pegasos üzerinde Bellerophontes. Arka yüzde, kuğu.
(http://www.asiaminorcoins.com/gallery/displayimage.php?pid=12468)
Resim 6. MÖ yaklaşık 425-385. Ön yüzde, Gorgon Medusa başı (Pyramos); arka yüzde, baykuş;
üstte, MAP.
(http://www.asiaminorcoins.com/gallery/displayimage.php?pid=13211)
Resim 7. MÖ yaklaşık 440-390. Ön yüzde, kaplumbağa; arka yüzde, başlıklı kadın başı; her iki
yanında, MAP.
(http://www.asiaminorcoins.com/gallery/displayimage.php?pid=8882)
Resim 8. MÖ yaklaşık 400-385. Ön yüzde, astragalos; arka yüzde, kuğu.
(SNG Levante-Cilicia, 165)
Resim 9. MÖ 386-380. Ön yüzde, Baal; arka yüzde, Ahura Mazda.
ÇUKUROVA ARAŞTIRMALARI DERGİSİ
CİLT 2, SAYI 2, KIŞ 2016
68
FATİH ERHAN
(SNG Levante-Cilicia, 175-177)
Resim 10. MÖ yaklaşık 375-360. Ön yüzde, Kronos başı; arka yüzde, Demeter; sağda, MAΛ.
(SNG France 2, 388)
Resim 11. MÖ yaklaşık 385-333. Ön yüzde, tahtta oturan Athena. Arka yüzde, Hermes ve
Aphrodite; sağda, MAΛ.
(SNG France 2, 403-4)
Resim 12. MÖ yaklaşık 385-333. Ön yüzde, Herakles başı; solda, MAΛ; arka yüzde, kuğu; sağda,
MAΛ.
(SNG Levante-Cilicia, 161)
Resim 13. MÖ yaklaşık 350. Ön yüzde, Pyramos başı, sağa; arka yüzde, Medusa başı cepheden.
(SNG Levante-Cilicia, 172)
Resim 14. Balakros (MÖ 333-323). Ön yüzde, tahtta oturan Baaltars; arka yüzde, miğferli
Athena başı.
(Bk.: SNG Levante-Cilicia, 178)
Resim 15. IV. Antiokhos Theos Epiphanes (MÖ 175-164). Ön yüzde, kralın veya Zeus’un başı;
arka yüzde, Nike; BAΣIΛEΩΣ ANTIOXOY.
(SNG Levante-Cilicia, 1261)
ÇUKUROVA ARAŞTIRMALARI DERGİSİ
CİLT 2, SAYI 2, KIŞ 2016
MALLOS SİKKELERİ ÜZERİNE BİR İNCELEME
69
Resim 16. MÖ 2-1. yy.. Ön yüzde, Athena Magarsia kült heykeli; arka yüzde, kartal; altta
MAΛΛΩTΩN.
(Bk.: SNG Levante-Cilicia, 1264)
Resim 17. Macrinus (MS 217-8). Ön yüzde, imparatorun büstü; AVTO KAIC MAPKOΠεΛ[…]. Arka
yüzde, Kent Tanrıçası, ayaklarının altında iki nehir tanrısı; MAΛ ΙεΡ ΠΟΛ ΘεΟΥ […].
(SNG Levante-Cilicia, 1284)
Resim 18. Diadumenianus (MS 217-8). Ön yüzde, imparatorun büstü, sağa; AVTO KAI MA ΟΠεΛ
ΔΙΑΔΟΥΜεΝΙΑΝΟC; arka yüzde, tetrastil tapınak içerisinde Athena Magarsia kült heykeli; ΙεΡ ΠΟ
ΘεΟ ΑΜΦΙΛΟΧΟΥ
(SNG Levante-Cilicia, 1285)
Resim 19. I. Valerianus (MS 253-260). Ön yüzde, imparatorun büstü, sağa; IMP C LIC VALERIANVS
PI FE AVG; arka yüzde, Amphilokhos, yanında üçayaklı kazan ve yaban domuzu; MALLO COLONIA;
kesimde, SC.
(SNG Levante-Cilicia, 1298)
ÇUKUROVA ARAŞTIRMALARI DERGİSİ
CİLT 2, SAYI 2, KIŞ 2016
70
FATİH ERHAN
Resim 20. Iulia Mamaea (MS 222-235). Ön yüzde, Iulia Mamaea büstü, sağa; IOVLIA MAMAIA
SEB. Arka yüzde, Kent Tanrıçasını taçlandıran Amphilokhos, ortada Marsyas; SC […].
(Ziegler Kilikiens, 911-2)
Resim 21. Traianus Decius (MS 249-251). Ön yüzde, imparatorun büstü, sağa; IMP CAES CAI Mε
CVIN DECIO TRAIANO Sε; arka yüzde, Kent Tanrıçası’na Marsyas’ı veren imparator; sağda onu
taçlandıran Amphilokhos, önünde iki boğa; MALLO COLONIA FELIX SC.
(SNG Levante-Cilicia, 1291)
Resim 22. MS 3. yy.; ön yüzde, Tykhe, dümen ve bereket boynuzu tutuyor; MAΛ. Arka yüzde,
Tykhe, başak ve bereket boynuzu tutuyor; MAΛΛΩTΩN.
(http://www.asiaminorcoins.com/gallery/displayimage.php?pid=4939)
Resim 23. Alexander Severus (MS 222-235). Ön yüzde, imparatorun büstü sağa; IMP ES SEV
ALEXANΔPOC. Arka yüzde, Remus ve Romulus’u emziren dişi kurt; MALLO COLONIA FELIX, SC.
(http://www.asiaminorcoins.com/gallery/displayimage.php?pid=2145)
Resim 24. Domitianus (MS 81-96). Ön yüzde, imparatorun büstü, sağa; AVTOK PATωP
ΔΟΜΙTIANOC. Arka yüzde, tahtta oturan Tanrıça Roma, elinde Nike tutuyor; MAΛΛωΤωN IOV
AΓΑ.
(SNG Levante-Cilicia, 1270)
ÇUKUROVA ARAŞTIRMALARI DERGİSİ
CİLT 2, SAYI 2, KIŞ 2016
MALLOS SİKKELERİ ÜZERİNE BİR İNCELEME
71
Resim 25. Traianus Decius (MS 249-251). Ön yüzde, Roma Senatosu başı, sağa; SACRA SINATUS.
Arka yüzde, kayalıkta oturan Kent Tanrıçası; ayaklarının altında sağa ve sola yüzen nehir tanrıları
(Pyramos’un kolları), iki yanında sancak; SC MALLO COLONIA.
(Ziegler Kilikiens, 920)
Resim 26. Hostilianus (MS 251). Ön yüzde, imparatorun büstü, sola; IS VALEN OSTIL MES
QVINTUM C[…]. Arka yüzde, tabula ansata üzerinde ödül vazosu; SC MALLO COLONIA ΔεΙ
AMFILOCHI.
(SNG Levante-Cilicia, 1296)
ÇUKUROVA ARAŞTIRMALARI DERGİSİ
CİLT 2, SAYI 2, KIŞ 2016
Download