Şubat-198 DİN KARDEŞLİĞİ ŞUURU M.Nuri YILMAZ Din işleri

advertisement
Şubat-198
DİN KARDEŞLİĞİ ŞUURU
M.Nuri YILMAZ
Din işleri Yüksek Kurulu Uzmanı
Muhterem Müslümanlar!
Allah'ın birliği inancına dayanan dinimiz, tam
anlamıyla bir kardeşlik ve birlik dinidir. Esasen
toplum halinde yaşayan insanların, saadete
kavuşması, ancak kaynaşmak ve bütünleşmekle
mümkündür.
Yalnız
başına
bir
damla
bir
hiç
mesabesindedir. Damlaların meydana getirdiği
deniz ise çok güçlüdür.
Yalnız başına bir tuğla, hiçbir şey ifade
etmez. Tuğlaların yan yana getirilmesinden oluşan
bina, çok şey ifade eder.
Yalnız başına bir insan fazla bir şey
yapamaz, insanların birleşmesinden hâsıl olan
topluluk, çok şey başarabilir.
Bunun için, yüce dinimiz birliği, kardeşliği,
huzur ve ahengi gerçekleştirecek her davranışı,
benimsemiş, güzel görmüş ve emretmiştir. Bunun
aksine, kardeşliği ve birliği bozacak her hareketi,
yasaklamış ve engellemiştir. "Allah'ın rahmet eli
birlik ve topluluk üzerinedir" diyen sevgili
Peygamberimiz, diğer hadislerinde kardeşlik şuuru
içerisinde birbirimizi sevmeyi cennete girme
sebebi olarak haber vermiştir.
Aziz müminler!
Dinimizin her Müslümana zorunlu olarak
yüklediği ibadetlerde, bu birlik ve kardeşlik ruhunu
bulmak, mümkündür. Herhangi bir rütbe ve sosyal
sınıf farkının gözetilmediği camilerde cuma,
bayram ve diğer vakit namazlarında aynı safa
dizilerek, gönül gönüle, adeta bir ruh halinde
ibadet eden; yine tam bir eşitlik içerisinde oruç
tutmakla, sabır ve irade gücünü tazeleyen;
mü'minler birlik ve kardeşliğin güzel bir örneğini
vermektedirler. Onlar, zekât vere vere kardeşlik
duygusunu pekiştiren, Hac'da dünyanın dört bir
bucağından gelen, dilleri, renkleri, adet ve
gelenekleri farklı insanlarla tanışıp kaynaşarak din
kardeşliğinin dinimizdeki birlik ve beraberliğin
tam bir
örneğini vermişler,
birbirleri ile
kenetlenmiş ve bütünleşmişlerdir.
Böyle bir toplumda; amaç birliği vardır, iş
birliği vardır, gönül birliği vardır. Bu kardeşlik bir
binanın tuğlalıları kadar sağlam, bir binanın
tuğlaları kadar birbirleri için lüzumlu, bir binanın
tuğlaları kadar birbirinin tamamlayıcısıdır.
Muhterem Cemaat!
İslam dininin hedef edindiği kardeşlik, din
kardeşliğidir.
"Ancak
Mü'minler
kardeştir"1
mealindeki ayeti kerime bu gerçeği ifade eder.
Kur'anı Kerim'de kan bağından çok iman bağının
esas alındığı fikrini işleyen pek çok ayet vardır.
Bunlardan
birisi Tufan
sırasında
babasının
peygamberliğini kabullenmeyen Hz. Nuh'un oğlu
ile alakalıdır. Hz. Nuh (as) Cenabı Hakk'a:
"Rabbim! Oğlum da şüphesiz benim ailemdendir"
diyerek oğlunun kurtarılmasını isteyince, Cenabı
Hak kendisine: "Ey Nuh o senin ailenden değildir.
Çünkü kötü bir iş işlemiştir, iman etmemiştir"2
cevabını vererek, Peygamber soyundan olmasına
rağmen,
onu
inanmışların
topluluğundan
çıkarmıştır.
İslam
kardeşliğinin
hâkim
olduğu
toplumlarda renk ve ırkların farklı olması hiçbir
önem taşımaz. Renk farklılıklarından dolayı bir
ayrım yapılamaz. Nitekim Peygamberimiz bir
vesile ile Ebuzer (RA) e hitaben şöyle der: "İyi
bak! Sen Allah'a olan takvanla üstünlük elde
etmedikçe, ne kırmızıdan, ne siyahtan, ne araptan
ve ne de diğer insanlardan üstün değilsin"3
Peygamberimizin dilinde "Cahiliye davası"
Asabiyet davası" "Cahiliye asabiyeti".... gibi
değişik tabirlerle ifadesini bulan ayrımcılık ve
bölücülük, dinimizde kesinlikle yasaklanmıştır.
Bu hususta Kur'an-ı Kerim "Biz sizi bir erkek
ve bir dişiden yarattık. Sonra tanışıp anlaşasınız
diye milletlere ve kabilelelere ayırdık. Allah
katında en iyi olanınız O'ndan en çok
sakınanızdır."4 buyurmaktadır.
Aziz mü'minler!
Dinimizin
temel prensiplerinden
hangisi
incelenirse incelensin, bu birlik ve kardeşlik
şuurunu görmek mümkündür.
Hutbemize Peygamberimizin bir hadisi şerifinin
meali ile son vermek istiyoruz: "Birbirinize buğz
etmeyiniz.
Birbirinizle
alakanızı
kesmeyiniz,
birbirinize sırt çevirmeyiniz, birbirinize haset
etmeyiniz, ey Allah'ın kulları! Allah (cc)'ın size
emrettiği şekilde kardeş olunuz! Hiç bir mü'min
için din kardeşi ile üç günden fazla dargın durması,
helal olmaz.5
***
1
2
3
4
5
Hucurat, 49/10.
Hud, 11/45.
Ibni Esir, En-Nihaye, 1/437.
Hucurat 49/49.
Fethü’l-Kebir, 3/313.
Download