kişilik bozukluk testlerinin yapılması

advertisement
KİŞİLİK BOZUKLUK TESTLERİNİN YAPILMASI
1. Kişilik bozukluğu testlerini anlayabilmek için öncelikle kişilik ve
kişilik bozukluğu kavramlarını değerlendirmek gerekir.
Kişilik, bireyin gerek bi yolojik gerekse ruhsal yapılarının tümünün
birlikte yansıması ol arak, ilgi, tutum, davranış biçimleri, yetenek ve beceriler
gibi kişi yi başkalarından ayırt ettiren, kaynağını bedensel, ruhsal ve toplumsal
katmanlardan alan özellikler bütünlüğüdür.
Kişilik terimi batı dillerindeki kökenini eski Yunanca´daki “Persona”
kelimesinden alır. Persona maske demektir. Eski Yunan ti yatrosunda belli
kimlikleri canlandıran aktörler, bu kimliği temsil eden maskeleri yüzlerine
takarak oynarlardı. Gösteri sanatlarındaki bu yöntem, her kültür ve toplumda
kullanılmış olup, oyuncuların be lli kişilikleri yansıtmasının sağlamıştır.
Kişilik kavramı bireye özgü özellikleri içerir, bir bütün olarak
düşünülmekle birlikte, değerlendirmede, zeka, algılama biçimi, duygusal
tepkiler, düşünce süreçleri, eğilimler, çatışmalar karşısında baş edebilme y etisi,
toplumsallık gibi değişik boyutları ile ele alınır.
Kişilik özelliklerinin ve bunlarla ilintili farklı tiplerin tanımlanması
çabaları başlıca iki temel üzerinde sürdürülmüştür. Bunlardan birinde kişilikle
beden yapısı arasında bağlantı aranmış, diğe rinde ise ruhsal ve toplumsal
özellikler incelenmiştir. Kişiliğin en önemli yanını oluşturan mizaç üzerinde
duran ve mizacın beden yapısından ve kim yasından etkilenişine göre kişiliği
tiplere ayıran Hipokrat, kişiliği hafif kanlı mizaç (Sanguine), ağır kan lı mizaç
(Phlegmatic), karasevdalı mizaç (Melancolic), sinirli mizaç (Choleric) olarak
dört grup içinde toplamıştır. Beden yapısının insanlar arasındaki ilişkilerde
önemli olduğunu, bireyin çevreden gelen tepkilere karşı benzer nitelikte ve
giderek pekişen tepkiler ürettiğini fark eden araştırmacılar insanı beden yapısı
ile ilintili tiplere ayırma akımını başlatmışlardır. Beden yapısı ile ilintili
sınıflamalar uzun, ince, zayıf beden yapısı ile kısa, kalın, şişman beden yapısı
üzerinde kutuplaşmaktadır. 192 7 yılında Kretschmer kafa yapısının, yüzün,
gövdenin, kol ve bacağın ölçümlerine dayanarak “piknik”, “astenik” ve “atletik”
tip beden yapıları ile bu tiplerin hiç birisine uymayan “displastik” tipi
tanımlamıştır. Kretschmer daha sonra akıl hastaları ile be den yapısı arasındaki
bağlantı yı inceleyerek şizofreni olanların astenik, mani -melankoli olanların
piknik tip beden yapısı ile ilişkisini göstermiştir. Freud psikoseksüel gelişim
basamaklarındaki saplanmalara göre değişen kişilik özellikleri tanımlamıştır.
Daha sonra Jung içe dönük ve dışa dönük olarak iki temel uyum biçimi olduğunu
ileri sürmüştür.
Günümüzde kişilik sınıflandırmaları daha çok gözlenebilen davranışlara
göre yapılmaktadır. Herhangi bir davranışın veya özelliğin kişilik boyutu olarak
ele alınabilmesi için onun belli bir kalıcılığa erişmiş olması gerektiği görüşü
hakimdir. Ayrıca, bu kalıcı davranış özelliklerinin de kişiliğin bir parçası
sayılabilmesi için o kişi tarafından uyumda kullanılması gerekmektedir.
Kişilik yapısı esnekliğini kaybetti ği, uyumsuz olduğu ve sosyal veya mesleki
fonksi yonlarda belirgin stres ve yetersizlik yarattığı durumlarda artık bir kişilik
bozukluğu halini almıştır.
Erişkinlerde kişilik bozukluğunun pek çok sebebi olduğunun bilinmesine
karşın, gerçekte kişilik bozuklu ğu bebeklik ve çocukluk süresince gelişim
dönemlerindeki bozukluklardan kaynaklanır.
Kişilik bozukluklarının genel özelliği; çevresel streslere cevapta
karakteristik bir uyum bozukluğu, bazen diğerlerine karşı hoş olmayan
davranışlardır.
Kişilik bozuklukl arı; davranışlara da yansı yan katı, dar, uyumsuz
savunmalar, çocukluk çağında örselenme, aşırı koruyucu ve müdahale edici
tarzda çocuk yetiştirmeyi de kapsayan olumsuz aile özelliklerini içeren çevresel
ve genetik faktörlerin kötü bir sonucudur. Ayrıca çoc ukluk ve adölesan
dönemlerinin beklenen ve doğal sonucu olan umutsuzluk, çaresizlik ve sıkıntı da
kişilik bozukluklarına eşlik eder.
Kentsel topluluklarda, sosyo -kültürel ve ekonomik düzeyi düşük
toplumsal sınıflarda daha sık görüldüğü bildirilmektedir. Ya ygınlık oranı
gelişmiş toplumlarda %10 -20 arasında değişmektedir. Erkeklerde kadınlara göre
4-5 kat fazla olduğu bildirilmektedir.
Eti yolojisinde genetik faktörlerin rolü ile ilgili tartışmalı bulgular vardır.
Antisos yal kişilik bozukluğunda soya çekim gös terilmiştir. Kişilik bozuklukları
ile ilgili psikolojik kuramlar psikoanalize dayanır. Freud kişiliğin, süregelen
temel içgüdüler ile bunların yüceleştirilmesi veya bunlara karşıt tepkiler gibi
kalıcı özelliklerden oluştuğunu ileri sürmüştür. Psikososyal f aktörlerin ise
kişilik bozukluğunun oluşumunda diğer faktörlere göre daha büyük rol oynadığı
ve kişilik bozukluğunun özelliklerini belirlediği kabul edilmektedir. Bugün,
modern bir yaklaşım olarak kalıtsal bir zemin üzerinde organik, bilişsel,
gelişimsel, sosyal ve çevre faktörlerini de içeren karmaşık bir model üzerinde
durulmaktadır.
Kişilik bozukluklarının tanısı, bireyin fonksi yonlarının uzun bir dönem
içinde değerlendirilmesi ve erken erişkin dönemdeki bireye özgü kişilik
özelliklerine ilişkin bulgular ın varlığını gerektirir. Bu bozukluklardaki
özelliklerden bahsederken gelip geçici mental durumları ve durumsal stresörler
karşısında ortaya çıkan tepkilerin karakteristik etkilerini ayrı tutmak gerekir.
Kişilik bozukluklarında görülen ortak özellikler :
a) Süreğen ve kalıcıdırlar, çocukluk çağında başlarlar, genellikle
dalgalanma göstermezler.
b) Diğer psiki yatrik bozukluklara göre daha temel işlev bozukluklarını
yansıtır, yani daha yapısaldır.
c) Değişmeye daha çok dirençlidir. Bu yüzden tedavileri güç ve uzun
sürelidir.
d) Çoğu benlikle bütünleşmiştir (ego sintonik). Hastalar genellikle
durumlarından yakınmazlar, tedavi beklentileri yoktur.
e) Bazı kişilik bozuklukları genetik veya psikodinamik olarak bazı
psiki yatrik bozuklukların hafif formları olarak kabul edilir (Örneğin şizoid
kişilik bozukluğu gibi).
f) Uyum amacı ile esneklik gösteremezler, toplumda uyumlu sayılabilecek
ölçülerin dışına çıkarlar.
g) Sosyal ve iş yaşamında belirgin bozulmalar dikkat çekicidir.
h) Çevreyle olan ilişkilerinde çevreyi kendine uyduran tarzda (alloplastik)
uyum yaparlar.
ı) Kişinin bilişsel işlevlerinde, temel düşünce ve duygu yapılarında
genellikle bozukluğa yol açmazlar.
Kişiliğin, psikiyatrik görüşme sırasında muayenesi için özgül sorular
ve yöntemler yoktur. Görüşmede hastanın genel yaşam biçimi, yaşam
olaylarına karşı tutumu, değer yargıları, diğer insanlarla ilişki kurma biçimi
değerlendirilmelidir. Kişilik bozukluğu olanlarda bunaltı, depresyon, somatik
yakınmalar, obsedan düşünceler ve başka nörotik belirtiler gör ülebilir. En
önemli ayırım kişilik bozukluğunda kişinin kendisinden değil çevresinden
yakınması, kendisinin çevreye uyması değil, çevrenin kendisine uyması
beklentisi olmasıdır (alloplastik uyum). Kişilik bozukluklarında genel olarak,
psikozların aksine ge rçeği değerledirme yetisi bozulmaz, düşünce, algı ve
duygulanımda ağır bozukluklar olmaz. Ancak şizotipal, paranoid ve borderline
kişilik bozukluklarında zaman zaman psikotik belirtiler ortaya çıkabilir. Alkol
ve başka psikoaktif maddelere aşırı tutku ve b ağımlılık gösterenlerin çoğunda
kişilik bozukluğu vardır.
Kişilik bozukluklarının sınıflandırılması ile ilgili çok çeşitli görüşler
mevcut olup, burada en son ve en yaygı n sınıflandırma kitabı olan DSM -IV'ün
(Diagnostic and Statistical Manual of Mental Dis orders, fourth edition) kabul
ettiği kriterler özetlenmiştir.
Bir Kişilik Bozukluğu için genel tanı ölçütleri (DSM -IV'e göre)
(kısaltılarak)
A. Kişinin içinde yaşadığı kültürün beklentilerinden belirgin olarak sapan,
kendini ve başka insanları değerlendi rme, duygusal tepkiler gösterme,
kişilerarası ilişkiler gibi alanlarda kendini belli eden, süreklilik kazanmış
davranış ve iç yaşantı örüntüsü,
B. Bu örüntünün esneklik göstermemesi, yaşantısının hemen her alanına
yayılmış olması,
C. Klinik açıdan belirgin bir sıkıntı ya ve toplumsal, mesleki işlevsellikte
bozulmaya yol açması,
D. Değişmez ve uzun süreli olması, başlangıcının ergenlik dönemine kadar
uzanması,
E. Bu örüntünün başka bir mental bozukluk, madde kullanımı veya genel
tıbbi bir hastalık sonucu olma ması,
Özgül kişilik bozuklukları DSM -IV'de ;
A kümesi (tuhaf, gerçeklikten uzak özellikler) : paranoid, şizoid, şizotipal
B kümesi (sebatsız, heyecansal, gösterime yönelik özellikler) : antisosyal,
borderline, histrionik, narsisistik
C kümesi (belirgin endişeli, sıkıntılı davranış eğilimleri) : çekingen,
bağımlı, obsesif -kompulsif, pasif agresif olarak sınıflandırılmıştır.
ÖZGÜL KİŞİLİK BOZUKLUKLARI
PARANOİD KİŞİLİK BOZUKLUĞU
Kuşkucu, alıngan kişilerdir. Başkalarından kötülük gelebileceği düşüncesi
ile aşırı dikkatli, kuşkucu ve savunucudurlar. Çabuk alınırlar, başkalarının söz
ve davranışlarını kendi aleyhlerineymiş gibi yorumlama eğilimindedirler. Gurur,
kıskançlık, alınganlık ve şaka kaldırmayan özellikleri ile başkaları ile çabuk
tartışmaya ve kavgaya girme eğilimindedirler. İnsan ilişkilerinde soğuk ve
uzaktırlar, başkalarına yukardan bakarlar. Başarısızlık ve kusurlarını hep
başkalarına yansıtırlar.
OBSESİF KOMPULSİF KİŞİLİK BOZUKLUĞU
Aşırı düzenli, titiz, kusursuz olma çabasında, kuralcı, başkalar ının da
kurallara tam uymalarını bekleyen kişilerdir. Hoşgörüsüzdürler, olayları aşırı
tartma eğilimleri ve bunun sonucu da kararsızlıkları vardır. İş sorumluluklarına
aşırı düşkün ve hırslıdırlar. Aşırı sorumluluk duygusu taşırlar, ahlaki ve estetik
değerlerde katıdırlar. Cimriliğe varan düzeyde tutumludurlar. Konuşmalarında
ve ilişkilerinde aşırı kuralcılık, ayrıntıcılık ve mantıklı olma çabası hakimdir.
Obsesif kompulsif nörozdan belirgin obsesyon ve kompulsi yonların olmaması ile
ayrılırlar.
2. Kişilik ve kişilik bozuklukları için genel kavramlar gözden
geçirildikten sonra bügün elimizde olan çok çeşitli kişilik testlerinin test
için önemli olan objektiflik, güvenirlik, geçerlilik kriterlerini tam anlamı ile
karşılayabildiği söylenemez. Bu belki de kişil ik kavramının çok karmaşık
olmasından kaynaklanmaktadır. Günümüzde kişilik testlerinin pek çok
çeşidi ve sınıflandırılması vardır.
Bunların çoğu anketler ve soru listelerinden oluşmaktadır. Soru listesi
(envanter) bireyin fikirleri, zevkleri, duyguları, i lgileri ve belli durumlarda
olası reaksi yonları araştıran sorulara bizzat yazarak cevap verdiği cetvellerdir.
Sorular çoğunlukla "evet", "hayır", "bilmi yorum" şeklinde cevaplandırılır. Bu
çeşit listelere kağıt -kalem testleri de denmektedir. Bu testlerin uy gulanışı
sdandart ve puanlaması objektiftir. Uygulama ve puanlama kolaylığı yanında
soruların değişik kimseler tarafından farklı algılanabileceği ve bireyin saklamak
istediği bazı şeyleri varsa kolaylıkla gizleyebileceği gibi sakıncaları vardır.
Bu testlerden bazıları kişiliğin yalnızca bir yönünü incelemek, bazıları ise
birçok yönü hakkında bilgi vermek üzere düzenlenmiştir. Çok ynlü kişilik
testlerine örnek kliniklerde sıklıkla kullanılan "Minnesota Çok Yönlü Kişilik
Envanteri'dir.
Çok yönlü testler yanı nda kişilikte ya da psikopatolojide tek bir boyutu
ölçen testler de geliştirilmiştir.
Testlerden bazıları ise kuramcılarının kişilik boyutlarına göre
değerlendirme yapmaktadırlar. Bunlara örnek Eysenck Kişilik Envanteri'dir.
Eysenck Kişilik Kuramı'nda kiş ilik üç temel boyuttta açıklanmaktadır. Bunlar
nevrotiklik, dışa dönüklük -içe dönüklük ve psikotiklik boyutlarıdır. Bu
boyutların evrende normal dağılım gösterdikleri ve her boyutta kalıtımın önemli
yeri olduğu vurgulanmaktadır.
Eysenck kişiliği boyutsal bir yaklaşımla sınıflandırmıştır. Önceleri dışa
dönüklük- içe dönüklük ve nevrotiklik boyutlarından meydana gelen bu model,
daha sonra "psikotiklik" boyutunun katılması ile , üç boyut tarafından
tanımlanmıştır.
Bunun yanısıra sık kullanılan ve daha önce s özünü ettiğimiz DSM -IV
sınıflandırma kriterlerine göre geliştirilmiş yarı yapılandırılmış görüşmeler
içerisinde kişilik bozuklukları da yer almaktadır. Bunlara örnek SC ID -P kişilik
formudur. Bu görüşme çizelgelerinin farkı, sadece deneğin değil görüşmecini n
klinik görüşlerinin de sonucu etkilemesidir.
Download