Ek Dosyayı indirin

advertisement
Bismillahirrahmanirrahim
BASINA VE KAMUOYUNA…
Yaratan ve hayat veren, öldüren ve öldürdükten sonra tekrar diriltecek olan Allah’ın adıyla…
Hamd, Yerlerin ve göklerin ve her ikisi arasındakilerin sahibi ve idarecisi olan Allah’a mahsustur.
Salat ve selam hidayet rehberimiz, kurtuluş reçetemiz olan, Alemlere Rahmet Peygamberi, gözümüzün
nuru Muhammed (as) ve Tevhit Rehberi tüm elçilerin üzerine olsun. Selam, Şehitlerin efendisi Uhud
kahramanı Hz. Hamza’ya, Kerbela’nın kıyam önderi Hz. Hüseyin’e, İslam için kanını dökmüş
sözünün eri tüm şehitlere ve bu ahit üzere sabırla bekleyenlerin üzerine olsun.
Selam olsun! İşkence, muhacerat, zindan ve şehadet ile ömrünü taçlandıran Şehit Turan’a…
Selam olsun! Mazlumların safında yer alan güzel insan Şehit Cumali’ye…
Selam olsun! Direniş ve izzeti Hz. Hüseyin’den miras alan Şehit Hüseyin Dakak’a…
Selam olsun! Şehadeti adeta bir damatlık elbise gibi kendine yakıştıran ve bunu kanıyla doğrulayan
Şehit Riyad’a…
Selam olsun! Şehadet aşkıyla yanıp tutuşup, Rabbinden şahadet ile rızıklanmayı talep eden ve bu
uğurda ahdine sadakat gösteren Şehit Hasan’a…
Ve Selam olsun! Henüz 16’sında İsmail’i bir teslimiyet ile Yüce İslam davası uğruna kendini Allah’a
kurban eden Şehit Yasine…
Hatırlanacağı üzere 2014 yılının Ekim ayında, Kobani olaylarını protesto bahaneli eylemler ile
HDP’nin eş başkanları örgüt taraftarlarını sokağa çağırmış, ülkeyi kaosa sürüklemek, iç savaş
çıkarmak ve özelde hazmedemediği İslami yaşantıya saldırı fırsatı bulmuştu. Yolda gördükleri sarıklı,
sakallı Müslümanlara saldırılar olmuştu. Meydana gelen olaylarda HDP/PKK cenahı özelde Cami,
Kuran Kursları, İslami STK’lara ve yine referansı İslam olan Hür Dava Partisi ve uzanabildiği diğer
siyasi oluşumlara da her türlü fiili saldırıyı düzenlemişlerdir.
Hiçbir kutsalı olmayan bu güruh, muhtaç ailelere Kurban Bayramında Kurban eti götüren, aralarında
henüz 16 yaşında olan Yasin BÖRÜ ve beraberindeki Hüseyin DAKAK, Hasan GÖKGÖZ, Cumali
GÜNEŞ, Turan YAVAŞ ve Riyad GÜNEŞ’inde aralarında bulunduğu İslami kimlikli gençleri
katletmiş, arkalarında gözü yaşlı eşler ve daha doğmamış yetim bebeler bırakmışlardır. Saldırılarda,
taş sopa, satır, silah, delici ve kesici akla hayale gelen her türlü suç aletleriyle adeta zincirinden
salıverilmiş bir şekilde ağızlarından akıttıkları salyalar ile hunharca Müslüman kardeşlerimizi Şehit
etmişlerdir. Gençler bir eve kıstırılarak, Kürtlerin asla ama asla adet ve geleneklerinden olmayan bir
ihanet ile toplu saldırı yapılıp eman verilmemiş, İnsanlık ve annelik duygularını yitirmiş kadınların
zılgıtları eşliğinde balkonlardan atılmış, üzerlerinden araçlarla geçilmiş, vücutları yakılmaya, boğazları
kesilmeye çalışılmış, öyleki Şehitler anneleri tarafından dahi tanınmaz hale getirilmiştir. Kınadıkları
ve sokağa çıkma gerekçeleri olan ve eleştirdikleri İŞİD ‘den daha cani olduklarını bir kez daha
kanıtlamışlardır. Akıllara durgunluk veren bir başka husus da şudur ki; Devletin, sözüm ona “güvenlik
görevlileri” olaylara müdahale etmemiş ve kayıtlarda da sabit olduğu gibi saldırılar esnasındaki
yardım çağrılarına da duyarsız kalmıştır. Bununla birlikte 6/8 Ekim dosyası ile alakadar yargı süreci
ise FETÖ zihniyeti devam mı ediyor sorusunu akıllara getirmektedir. Çözüm sürecinde silah ve
mühimmat depolayan örgüt adeta halka karşı amansız bir savaş başlatmış, yüzlerce masum insanı
katletmişlerdi.
6/8 Ekim olayları Bölge gerçekleri açısından bir milattır. Kanıyla destan yazan Şehit Yasin ve
arkadaşları şer güçlerin hesaplarını alt üst etmiş, bölgedeki sessizliği bozmuş ve olaylarla birlikte
Yıllardır Kürdistan coğrafyasında Müslüman halkın yaşadığı acıları, sıkıntıları batıdaki
Müslümanların da görmesini sağlamıştır. Bölge üzerinde oynanan oyunlar 6/8 Ekim olayları ile gün
yüzüne çıkmıştır.
Halk için savaştıklarını ve mücadele ettiklerini iddia eden bu kan emici halk düşmanları, her fırsatta
Emperyalist Batı’dan emir ve talimat alarak Kürt halkına saldırmayı ve her türlü zulmü her zaman
kendileri için vazgeçilmez bir görev bilmişlerdir. Susa, Başbağlar, Xanike, Dürümlü, Yüksekova
Mustazaf Der Başkan Yardımcısı Şehit Ubeydullah DURNA’nın katledilmesi, 6/8 Ekim Kurban
Bayramı Katliamı, Diyarbakır İhya Der Başkanı Şehit Aytaç BARAN’ın katledilmesi, Bingöl’ün
Karlıova İlçesinde katledilen Şehit Cengiz TİRYAKİ ve Şehit Fethi YALÇIN’ın katledilmesi Mardin
Kızıltepe’de şehid edilen Suudi uyruklu 2 Müslüman, Van’da şehid edilen Abdullatif ŞENER, Cami
Der’e saldırı yapanların Mahmut ENEZ’i katletmeleri gibi daha ismini burada saymaktan aciz
kalacağımız sayısız katliamları Kürt halkına reva gören bu vahşi örgüt her fırsatta özellikle güçlü olup
destek bulduğu bölgelerde katliam yapmaktan asla geri durmamıştır.
Müslümanlar var oldukça herkes şunu iyi bilsin ki: Kürdistan Coğrafyasını İslamsızlaştırma
emellerine asla ama asla ulaşamayacaklardır. Biz de Huseynler bitmez varsa Yezitleri, bizde Yasinler
bitmez varsa çeteleri, bizde Aytaçlar bitmez varsa alçakça etekli yarasaları. Şehitlerimiz her zaman
bizim için cesaret ve iftihar vesilemiz olmuştur. Aramızdan şehit olarak ayrılan kardeşlerimiz bizim
için kayıp değil, aksine en büyük kazancımızdır. Haçlı zihniyetinin maşası olan zavallıları
sesleniyoruz ki, artık aklınızı başınıza alın, emperyalistlerin kuklası olmaktan, taşeronluğunu
yapmaktan vazgeçin. Müslüman halka zulmediyorsunuz. Ama şunu unutmayın ki zulüm devam etmez.
Basireti ve feraseti bağlanmışlara çağrımız bir an önce tövbe ve uyanıştır. Yıllardır her türlü zulmü
iliklerine kadar yaşamış bu mazlum Müslüman Kürt halkına bu zulmü reva görür ve bu saldırgan ve
tahammülsüz tutumlarınıza devam ederseniz, hem dünyanız hem de ahretiniz hüsran olacaktır.
Anne babalara da sesleniyoruz; Çocuklarınızı İslam fıtratı ile büyütün, onları kendini yarı tanrı olarak
ilan eden Müslüman Kürt Halkının değerlerine savaş açan birinin kucağına atmayın, çocuklarınızı kirli
savaşlarda namlulara hedef yaptırmayın. ABD/İsrail gibi büyük şeytanların uşaklarına kaptırmayın. Bu
ateş sizi de yakar, ciğeriniz yanar, Kürt halkı artık sükûnet ve huzur istiyor. Marksist, komünist ve
sosyalistlerin kendilerini kullanmasını istemiyor. Kürtlerin Koruyucusu olan, yerin ve göğün yegâne
yaratıcısı Allah azze ve celledir. Çocuklarınızı Kuranı, efendimizin hayatını öğrenmeleri için camiye
gönderin. İslam düşmanlarının sonu cehennem olan devrim fantazileri için ölmeye değil…
Son olarak Şunu belirtelim ki;
Bu bölgede kimse kendini başkasından üstün görmesin, kimse burada istediğimi yaparım ve yanıma
kar kalacak diye düşünmesin. Kimsenin kimseye üstünlüğü yoktur. Üstünlük ölçüsü Allah’a
bağlılıktır, takvadır. Allah’ın arzı geniştir. 6/8 Ekimde halkımız dostu da düşmanı da gördü. Anneler
ve babalar çocuklarının ölmesini istemiyor! Müslüman Kürt Halkı’nın değerleri ve manevi dinamikleri
ile ters düşen şer güçler artık istedikleri gibi bölgemizde at koşturamayacaklardır.
Allah yolunda ölmek isteyenler, ebetteki dünyalıklar için yaşamak isteyenlere galip gelecektir! Zira
Müslümanlar, kâfir, mürtet ve zalimlerin şarabı, malı mülkü, dünya ve dünyalıkları sevdiğinden daha
fazla Allah için mücadele edenler, elbetteki dünyalıklar için yaşamak isteyenlere galip geleceklerdir.
Zira Şehadet, İzzetin, kurtuluşun ve mümince bir hayat yaşamışların şeref tacıdır.
Rabbimiz, kalplerimize kendi korkusundan daha şedid bir korku ve kendi sevgisinden daha üstün bir
sevgi yerleştirmesin. Bize basiret ve feraset bahşedip, rızasına uygun bir hayat ve sonu Şehadet olan
bir ölüm nasip eylesin.
Son olarak cumartesi ikindiden sonra Ulu Camii’de yapacağımız 6-8 Ekim Şehitleri için okutulacak
Mevlid Etkinliği’ne tüm halkımızı davet ediyoruz.
Duamızın sonu Âlemlerin Rabbine Hamd etmektir.
HÜR GENÇLİK DİYARBEKİR
Metni okuyan : Yasin DURSUN ( HÜDA PAR Diyarbakır Gençlik Kolları Başkanı)
Download