İsitme Engelliler

advertisement
İŞİTME ENGELLİLER
İnsan, beş duyusu aracılığıyla algılayabildiklerini beyninde yorumlayarak
anlamlandırır. İşitme duyusu da insanın çevresini algılamasına yardımcı olan, çevresindeki
canlılarla iletişimini sağlayan bir duyudur. İletişim, bir konuşan, bir dinleyen ve ikisi
arasındaki anlaşmayı sağlayan bir aracıyla gerçekleşir. Yani verici-alıcı ve ses dalgaları
şeklinde ifade edilebilir.
İşitme duyusu bireyin çevresi ile iletişim kurmasında yararlandığı duyuların başında
gelmektedir. Konuşma, işitme duyusu aracılığıyla kazanılmaktadır. İşitme engelli bireylerin
genel özelliklerinin çok geniş bir yelpazede farklılık gösterdiği ve işitme engellilerin eğitim
alanındaki gelişmeler göz önüne alındığında, bu bireylerin eğitimlerinin ve alınacak eğitsel
tedbirlerin önemi ortaya çıkmaktadır.
Okul öncesi eğitim dışındaki her kademede işitme engelli öğrenciler yatılı ve gündüzlü olarak
eğitimlerini devam ettirmektedirler. İşitme engelli öğrencilerin ilk ve orta öğrenimlerini
normal öğretim kurumlarında ( kaynaştırma) sürdürmeleri teşvik edilmekte, böylelikle
akranları ile sosyal ve duygusal yönden paylaşımlarına fırsatlar sağlanmaktadır.
İşitme engeli dış görünümde herhangi bir belirti vermediği için doğduğu andan itibaren
işitme kaybı olan çocuk normal bir çocuk olarak görülür. Ancak, çocuk konuşma çağına
geldiği halde iletişim kuramıyorsa çocuğun işitmediği fark edilmektedir.
İnsanoğlu doğumdan itibaren yaşadığı sürece iç ve dış çevresinden bir takım uyaranlar alır.
Bu uyaranlara tepkide bulunarak yaşamı için gerekli dengeyi kurmaya ve sürdürmeye çalışır.
Uyaranları çeşitli duyu organları yoluyla alır. Çevresindeki ses diye adlandırılan uyaranları da
kulak yoluyla alır. Bunlara gerekli tepkide bulunarak çevresiyle ilişki kurmuş olur. Kişi
sesten, yön anlar, olayları anlar, tehlikeleri sezer hale gelir ve onlara göre davranır. Kapı
zilini, telefon zilini, otomobil kornasını, çaydanlığın kaynamasını anlar ve gerekeni yapar.
Dil ve iletişimin iki temel öğesi işitme ve konuşmadır. Okuma ve yazma da işitme ve
konuşmadan türetilmiş olan iletişim türleridir. Kısaca işitme; anlama, konuşma, okuma,
yazma ve diğer işitme özellikli iletişimin temelidir denebilir. İletişim de insanın türdeşleriyle
olan ilişkilerinde önemli yer tutar. İşitme duyusu sürekli istemsiz çalışır.
İŞİTME ENGELİNİN NEDENLERİ
İşitme engeli doğuştan olabileceği gibi sonradan geçirilen hastalıklar, kazalar ve
yaşlanma nedeniyle de gelişebilir. İşitme engeli yaşamın üç döneminde ortaya çıkabilir;
Doğum öncesi sebepler;
Doğum öncesi sebeplerin başında kalıtım gelmektedir. İşitme özrü kalıtım yoluyla çocuğa
geçmektedir. Kalıtımla daha çok duyusal sinirsel türden işitme özrü geçmektedir. Bu tür
işitme engellerinden bazıları gizli seyretmekte ve buluğ çağında ortaya çıkabilmektedir.
İşitme engelli olmada bir diğer faktörde çocuk ile anne kanının uyuşmazlığıdır. Anne kanı
RH(-) çocuğun kanı RH(+) olması halinde annenin kanı ile fetüsün kanı arasındaki
geçişmeden annenin kanında bir çeşit saldırıcılar meydana gelmekte, bu saldırıcılar RH(+)
olan fetüsün kanındaki alyuvarları tahrip etmekte ve bu durum sağırlığa sebep olmaktadır.
Annenin hamilelik sırasında işitme sistemine zarar veren ilaçlar kullanması, kızamıkçık,
kabakulak gibi hastalıklar geçirmesi, hamilelik sırasında röntgen çektirmesi, sarılık geçirmesi,
böbrek hastalığı, şeker hastalığı, kansızlık gibi sistemik hastalıkları, hamilelik sırasında
geçirilen kazalar, çarpma ve yaralanmalar çocukta işitme kaybına neden olabilir.
Doğum sırasındaki sebepler;
Erken doğum, geç doğum, güç doğum ve geçici kordon dolanması uterusun kontraksiyon
anomalileri, forseps uygulanması, sezeryanla doğum, doğum süresinin uzaması ve oksijensiz
kalması gibi durumlarda sağırlığa sebep olabilir. Doğum anında oluşabilecek bazı kazalar,
çarpmalar, dış ve orta kulakta zedelenme yapabilir ve iletimsel işitme engellerine sebep
olabilir.
Doğum sonrası sebepler;
Doğum sonrasında çocuğun geçirdiği menenjit, ensofalit, kızılcık, kızamık, kabakulak,
boğmaca, enfluenza, çiçek gibi bazı enfeksiyon hastalıkları sağırlığa sebep olur. Bu yüksek
ateşli hastalıklara bağlı olarak geçirilen havale sonucu işitme engelinin kalıcı hasar olarak
kalması en yaygın olarak görülen sebeplerdendir. Bazı ilaçların dozu ve alınma süreleri iyi
ayarlanmadığı takdirde ilaçların kulağa ters etki etmesi sonucu sağırlık oluşabilir. Doğuştan
sonra görülen sağırlıkların bir diğeri de dominand hereditep sağırlıktır. Genellikle 5-15 yaşları
arasında görülür. Bu durumlarda konuşmanın korunmasında güçlük çekilir ve konuşma
bozulur. Kaza sonucu çarpma, düşme yanma, kulak içine yabancı cisim kaçırma, işitme
engelli olmaya sebep olmaktadır. Şiddetli gürültüde uzun süre kalmak da sağırlığın
sebeplerindendir.
İŞİTME ENGELLİ ÇOCUKLARININ ÖZELLİKLERİ
İşitme engelli çocuklar engellerinin özelliğine bağlı olarak gelişim alanlarında bazı farklılıklar
gösterirler. Ancak bu onların normal işiten akranlarından tamamen farklı olduğu anlamına
gelmez. Eğitimdeki amaçlarımızdan biri de işitme engelli çocukların engelinden doğan bu
farklılıkları eğitim ve öğretim ile en aza indirmektir.
Sesleri duymayan ve sözel uyaranları algılayamayan çocuğun dil kazanımı tam olarak
gerçekleşemeyebilir.
Soyut düşünmeyi gerektiren becerilerde daha başarısız olabilir.
Uyarlama, genel koordinasyon ve denge gerektiren becerilerde başarılarının kısmen daha
düşük olduğu söylenebilir.
Zihinsel gelişim sürecinde dil önemli bir yer tutar. İşitme engelli çocukların dil
becerilerindeki, kavram gelişimlerindeki yetersizlik ve işitsel girdinin az olması zihinsel
gelişim sürecini de olumsuz olarak etkiler.
Okuma yazma gibi dilin kullanımını gerektiren becerileri kazanmada da problemler
görülebilir.
Sosyal ve duygusal gelişimleri iletişimin sekteye uğramasından dolayı olumsuz etkilenebilir.
Çocukla iletişim kurulmuyor ya da iletişim için çok az zaman harcanıyorsa, çocuğun sosyal
çevrenin bir parçası olması, olumlu benlik algısı geliştirmesi gibi konularda problemler
yaşanabilir
Topluma uyum sağlamada zorluk çekerler, kendilerini soyutlanmış hissedebilirler.
İletişim ve Eğitim Yöntemleri
İşitme engelli öğrencilerle iletişimin en geçerli yolu doğal işitsel-sözel yöntemdir. Bunu
yaparken bir iletişimde olması gereken göz kontağı kurma, ortak ilgi ve sıra alma
davranışlarını yerine getirmelisiniz. Yani tamamen doğal ortamlarda doğal yolla öğrenciyle
konuşarak iletişim kurma yöntemidir. Çocuğumuzun cihazı olmayabilir veya çok ağır
derecede işitme kaybı olabilir. Sesleri hiç duyuramıyorsak yani bu yöntemi direk olarak
kullanamıyorsak, bunun yanında dudaktan okuma ve işaret yöntemini de destekler nitelikte
kullanabiliriz.
Öğrenciye öncelikle taklit yoluyla nefes alma çalışması yaptırarak nefesini kontrol etmesini,
küçük kağıt ve tüyleri üfleyerek uçmasını sağlayın. Aynaya yaklaşıp üflemesini isteyin ve
aynanın buharlaştığını gösterin. Ayna karşısında bazı kolay sesleri taklit yoluyla çıkarmalarını
sağlayın
(
a,e,p,b,f
gibi).
İşitme engelli her çocukta mutlaka bir işitme kalıntısı olduğu ve bu işitme kalıntısından
yararlanılabileceği
unutulmamalıdır.
Konuşma seslerini duymayabilir, doğa seslerini duyurmaya çalışın. Bir davul, tencere, kapı
çarpması olabilir. Üç farklı sesten hangisinin ne sesi olduğunu ayırt etmesine çalışın. Hayvan
seslerini taklit yoluyla yapmak hoşlarına gider. Bir tren, araba, uçak sesi yaptırılabilir. Bunları
oyunla
vererek
resmini
göstererek
yaptırabilirsiniz.
Belli bir birikim sağladıktan sonra resimler, hikayeler üzerinde konuşabilirsiniz. Kelimeleri
doğru çıkarmayabilir. Bu zamanla düzelecektir. Çünkü işitme cihazından gelen ses bizim
duyduğumuz sesten farklı elektronik, akustik bir sestir.
İşitme Cihazları; İşitme cihazı işitme engelli bireylerin çoğunluğu için en etkili
sağaltım yaklaşımıdır. Sesleri yükseltmek için düzenlenmiş olan işitme cihazları, mikrofon
aracılığıyla çevreden gelen sesleri toplar, yükseltir ve yükseltilen sesi kullanıcının kulağına
iletir. Cihaz sesi yükseltir ama işitme kaybını düzeltmez. Var olan işitme kalıntısının en etkili
şekilde kullanılmasını sağlar. Birey için en uygun cihazı seçmek gerekir. İşitme cihazları
mikrofon, yükseltici ve alıcı olmak üzere üç ana kısımdan oluşur, pille çalışır.
İŞİTME YETERSİZLİĞİ OLAN ÇOCUKLARIN KAYNAŞTIRMA YOLUYLA
EĞİTİMİ VE SINIF ÖĞRETMENİNE ÖNERİLER
İşitme eğitimi:
İşitme eğitimi çocuğun işitme kalıntısını en iyi şekilde kullanılabilir hale getirmeyi ve bunun
için yapılan çalışmayı içerir. Her işitme özürlü çocuğun bir işitme kalıntısı mutlaka vardır ve
bu kalıntıdan mutlaka yararlanmak gerekir
İşitme eğitiminin kulak yolu ile yapılması normal ise de bunun diğer duyularla
desteklenmesinde yarar vardır. İşitme eğitimi küçük çocuklarda oyun biçiminde daha
büyüklerde ise ünite ve diğer okul çalışmalarına bağlı olarak ele alınmalıdır. İşitme eğitiminde
çocuklara genellikle okul, öğretmen ya da yetişkin tarafından planlanan seslerin verilmesi
normal ise de çocuklara kendi istedikleri sesleri dinleme ve duyma fırsatı da verilmelidir.
Çalışmalar önceleri doğa ya da araç seslerini ayırt etme şeklinde ele alınmalı sonradan
konuşma seslerinin ayırt edilmesine geçilmelidir.
Sınıf Öğretmenine Öneriler :
İşitme özürlü öğrenciler sınıflarında ön sıralara oturtulmalı sık sık sorular sorarak konu ile
ilgisinin sürekli olması sağlanmalıdır.
Öğretmen söz konusu öğrencilerin aileleriyle işbirliği içinde olmalıdır.
İşitme özürlü çocuk sınıfta yokken sınıftaki diğer öğrencilere işitme engelli çocuk hakkında
bilgi verilmeli, arkadaşlarının ona nasıl davranması gerektiği anlatılmalıdır.
Çocuk sınıfta her türlü etkinliğe katılmalıdır. Kümelere girmeli.
Öğretmen sınıfa topluca soru sorduğunda çocuğun bunu anladığından emin olmalıdır.
Öğretmen işitme özürlü çocukla konuşurken kısa ve basit cümleler kullanmalıdır.
Çocuğun işitmesinde veya dikkatinde dalgalanmalar olabilir, bazı günler daha iyi işitip daha
dikkatli olabilirler.
İşitme özürlü çocukla konuşurken öğretmen yüzünün gölgede kalmamasına, ışıkta olmasına
dikkat etmelidir
Bazı çocuklar kelimeleri açık olarak ifade etmekte güçlük çekerler. Öğretmen çocuğun
dudaklarını izleyerek anlamak zorunda kalabilir.
Çocuk kelimeleri tam söyleyemezse bile, bazı sesler çıkararak tepkide bulunabilir.
Öğretmen çocuğun çıkarabileceği seslerden başlayarak ses çıkarması için teşvik etmeli. Daha
sonra çocuğa onun seslerini ve söylediği kelimeleri doğru telaffuz ederek yeni kelimeler
yapmasına yardımcı olmalıdır.
Çocuğun doğal olarak söylediği kelimelerden sonra öğretmen onu ödüllendirmek için
memnuniyetini bildirir ifadeler kullanmalı çocuğu teşvik etmelidir.
Öğretmen elindeki nesne hakkında konuşuyorsa çocuk hem eline hem de dudaklarına aynı
anda bakamayacağı için ona önce ellerine sonra da dudaklarına bakması için zaman
tanımalıdır.
Öğretmen, öğrenciyi soru sormaya teşvik etmeli, ders işlenirken tekrarlara yer vermelidir.
Öğrenmeyi kolaylaştırabilmek için materyal kullanımına özen gösterilmeli, öğretimde
kullanılan materyaller çocukların yaşamından seçilen, görsel materyallerle desteklenmelidir.
Konulara uygun geziler düzenlenerek konu öğretimleri pekiştirilmedir.
Okulda anlatılan derslerle ilgili olarak aileye bilgi verilmeli, aile evde yapabileceği etkinlikler
konusunda
yönlendirilmelidir.
İşitme engelli öğrenciyle konuşurken ağız hareketleri abartılmamalı diğer öğrencilerle
konuşuyormuş gibi konuşulmalıdır.
İşitme engelli öğrencinin akranlarını ve öğretmenini model alarak konuşmasının gelişeceği
unutulmamalı ve öğrenci rencide edilmeden söyledikleri anlaşılmaya çalışılmalıdır.
Sınıf içinde işitme engelli öğrencinin istek ve duyguları önemsenmelidir.
İşitme engelli öğrenciye soru sorarken, önce yapabildikleri sorulmalı daha sonra
yapamadıklarını öğretme yoluna gidilmelidir.
İşitme engelli öğrencilerin sınıf düzeyine göre geri kaldığı konularda öğrencinin kaynak oda
desteğinden
yararlanması
sağlanmalıdır.
&İşiten öğrencilerin ailelerinin sınıfta işitme engelli bir öğrencinin varlığı ile kendi
çocuklarının ihmal edileceğine dair kaygıları ve işitme engelli öğrencilerin ailelerinin kendi
çocuklarının uyumuna yönelik kaygıları, gerektiğinde rehber öğretmen veya diğer
uzmanlardan destek alınarak giderilmelidir.
Öğretim yöntemleri ve diğer konular hakkında öğretmen her zaman Rehberlik ve Araştırma
Merkezinden yardım isteyebilir.
Kaynaştırmanın Yararları:
İyi plânlanmış ve gerekleri yerine getirilmiş bir kaynaştırma uygulaması işitme engelli
öğrenciler için önemli yararlar sağlayabilir.
şİşitme engelli öğrenciler açısından kaynaştırmanın yararları:
&İşitme engelli çocuk, akranlarını gözleme, model alma, taklit etme, iş birliği kurma,
paylaşma ve karşılıklı iletişim kurabilme fırsatlarından yararlanmış olur.
İşitme engelli çocukların, yaşlarına uygun konuşma ve dil modelleri gözlemleme fırsatları
artar, dolayısıyla dili öğrenmeleri kolaylaşır.
İşitme engelli çocukların hem sosyal hem de sözel etkileşimlerinde artış olur.
İşitme engelli çocukların dil, motor, sosyal-duygusal, bilişsel ve kişilik gelişimi gibi gelişim
alanları desteklenir, bu çocukların akademik ve psikososyal gelişimlerine olumlu yönde etkisi
olur.
İşitme engelli çocuklar, toplumda bağımsız yaşam için gerekli olan pek çok beceriyi
düzenlenen etkinlikler içinde ya da oyunlar sırasında öğrenebilirler.
İşitme engelinden kaynaklanan ve bireyin toplum tarafından dışlanmasına neden olabilen
davranışların azalmasını sağlar, işitme engelli çocuğun sosyal kabulünü, uyumunu ve
etkileşimini arttırır.
İşitme engelli çocuğun, bir arkadaş grubuna katılarak çeşitli etkinliklerde bulunması ve kabul
görmesi kendine olan güvenini arttırır, bağımsız bir birey olmasına katkıda bulunur. Bu
durum çocuğun aynı zamanda bir topluluğa ait olma ve değerli olma duygularını pekiştirir.
İşitme engelli çocukların insanlar arasındaki farklılıkları ve benzerlikleri doğrudan
gözlemleme fırsatı olur.
İşiten öğrenciler açısından kaynaştırmanın yararları:
İşiten çocuğa, toplumda kendisinden farklı bireyler olduğunu ve onlarla nasıl etkileşime
gireceğini öğretir.
İşiten çocuğun, bireyler arası farklılıklardan kaynaklanan korku ve endişelerinin azalmasını
sağlar.
İşiten çocukların yardım etme, destek olabilme, yönlendirme, işbirliği kurma, paylaşma, bazı
durumlarda öğretmen rolünü üstlenerek engelli arkadaşını teşvik etme gibi olumlu
davranışları geliştirebilmelerini sağlar.
Engelli arkadaşına model olmanın ya da ona yardımcı olabilmenin getirdiği sorumluluk,
işiten çocuğa kendine güven duyabilme konusunda da olumlu kazançlar sağlar, kişisel
gelişimini destekler.
Diğer insanların ihtiyaçlarına karşı daha duyarlı ve toleranslı olmayı, engelli bireylerle
ilişkilere değer vermeyi öğrenir.
Download