Hz. Muhammed - video.eba.gov.tr

advertisement
Hz. Muhammed (sav)'in
Medine'de İlk Faaliyetleri
Hicret, Hz. Peygamber’in risâlet görevini daha iyi
şartlarda yerine getirmesini ve İslâmiyet’in
yayılmasını sağlayan çok önemli bir olaydır.
Milâdî 623’te Müslümanlar arasında
kardeşlik ilan edildi.
Bütün varlıklarını Mekke’de bırakıp Medine’ye göç
eden Müslümanlara “muhacir”, onları ağırlayan
Medineli Müslümanlara da “ensar” denir.
Peygamberimiz, aralarındaki bağı iyice güçlendirmek
için her muhaciri bir ensarla kardeş ilan etti. Ensar
da sahip oldukları malllarını muhacir
kardeşleriyle paylaştılar. Tarihte eşine az rastlanan
bu olay İslam kardeşliğinin en güzel
örneklerindendir.
Son peygamberin en büyük hedefi, Kur’an
âyetlerini tebliğ etmek, dini yaşayarak
öğretmek, dinin gelecek nesillere
değiştirilmeden intikalini sağlayacak
müminlerin sayısını arttırmaktı.
O bu amaçla bazı düzenlemeler yapmaya ve
tedbirler almaya karar verdi. Müslümanları Allah’ın
rızasını kazanmış iyi birer kul olmaya teşvik ederek
aralarında gönül birliği ve sosyal dayanışmayı
sağlamaya yönelik faaliyetler yaptı; emir ve
tavsiyelerde bulundu.
Her şeyden önce müslüman toplumun merkezi
olacak bir camiye ihtiyaç vardı. Mekke
döneminde müslümanların bir araya gelip
ibadet etme ve Rasûlullah’ı dinleme imkânları
çok kısıtlıydı.
. Medine’de özellikle Birinci Akabe Biatı’ndan sonra
müslümanların sayısı artınca Es‘ad b. Zürâre, daha
sonra Mescid-i Nebevî’nin inşa edileceği arazideki
hurma kurutma yerinin etrafını çevirerek kıblesi
Kudüs’e doğru olan bir mescid yaptırmıştı.
O sıralarda Mekke’deki müslümanlar henüz cuma
namazı kılamazken, Medineliler burada cemaatle
namaz kılıyorlardı. Rasûl-i Ekrem Medine’ye
girişinde devesinin çöktüğü ilk yere mescid
yaptırmaya karar verdi ve bu amaçla Sehl ve Süheyl
adlı iki yetim çocuğa ait araziyi satın aldı.
Yedi ay kadar süren Mescid i Nebevî’nin inşaatı
sırasında Rasûlullah, Ebû Eyyûb el-Ensârî’nin
evinde misafir kaldı ve burada Medineli
müslüman erkeklerden, bir başka evde
de kadınlardan biat aldı.
Bizzat Hz. Peygamber tarafından yaptırılan iki
mescidden biri olan (diğeri Kubâ) Mescid-i Nebevî üç
kapılı olup kıblesi Kudüs’e yönelikti. Hicretten on altı
veya on yedi ay sonra nâzil olan âyetler (el-Bakara,
149-150) doğrultusunda kıble Kâbe’ye çevrilinceye
kadar namazlar Kudüs’e doğru kılınmıştır.
Mescid-i Nebevî her şeyden önce bir ibadet
yeri idi. Ancak Asr-ı saâdet’te, başta eğitim ve
öğretim olmak üzere Rasûlullah’ın hemen
bütün faaliyetlerinin merkezi yine burası
olmuştur.
Siyasî ve askerî gelişmelerin konuşulup çeşitli
kararların alındığı, yaralıların tedavi edildiği, savaş
esirlerinin veya suçluların göz altında tutulduğu,
ganimetlerin saklandığı, müslüman olan kabile
heyetlerinin, elçi ve misafirlerin kabul edilip
ağırlandığı, adlî davaların görüldüğü, nikâhların ilânı
veya çeşitli gösteri ve merasimlerin yapıldığı yer yine
Mescid-i Nebevî idi.
Rasûlullah, peygamberlik vazifesinin
bütün gereklerini mescidi ile bitişiğindeki
evinde yerine getiriyor, yeni nâzil olan
Kur’an âyetlerini burada tebliğ edip
öğretiyordu.
Bu arada kimsesiz müslümanlarla ilim tahsil etmek
isteyen sahâbîlerin barınması için Mescid-i
Nebevî’nin arka kısmında Suffe adı verilen, üzeri
hurma dallarıyla örtülü bir gölgelik yapıldı. Burada
barınan ve eğitim-öğretim görenlere ehl-i suffe veya
ashâb-ı suffe denilmiştir.
Rasûlullah, Medine dışına gönderilecek
irşad veya diplomasi heyetleri
oluştururken ehl i Suffe’den
faydalanıyordu.
Toplumsal Barışın Kurulması
MEDİNE SÖZLEŞMESİ
Peygamber Efendimiz Medine'ye geldikten sonra bu
şehirde yaşayan insanlar ve farklı dini gruplar arasında
toplumsal barışın sağlanması için bazı çalışmalar yaptı.
1- Mekke'den gelen muhacirlerden her birini,
Medineli ensardan biri ile kardeş ilan etti.
Kendisine de Hz. Ali'yi kardeş seçti.
2- Yıllardır birbirleriyle çatışma halinde olan Evs ve
Hazreç kabilelerini barıştırdı.
3- Medine'de yaşayan tüm dinî gruplarla
(Müslümanlar, müşrik Arap kabileleri,
Yahudiler) "Medine Sözleşmesi" anlaşmasını
yaptı.
Hz. Muhammed'in Medine'de yaptığı tüm
antlaşma ve çalışmalar, onun toplumsal barışa
verdiği önemi gösteriyordu. Peygamberimiz
hayatı boyunca insanlar arasında barış ve
kardeşliğin yayılması için büyük emek
harcayarak başarılı sonuçlar almıştır.
Buna göre herkes Medine'yi dış saldırılara karşı
beraberce savunacak, Medine'de özgür bir
ortam olacaktı.
Medine sözleşmesinin bazı maddeleri:
1. Yahudiler kendi dininde serbest olacaklar.
2. Müslümanlarla Yahudiler, barış içinde
yaşayacaklar.
3. şehir dışından bir saldırı olursa
Medine birlikte savunulacak.
4. İki taraftan biri, üçüncü bir tarafla
savaşırsa diğer taraf yardımcı olacak.
5. Müslümanlarla Yahudiler arasında bir anlaşmazlık
çıkarsa Hz. Muhammed hakem kabul edilecek.
Download