TBMM B: 45 15 4 12 . 1985 0 : 1 disiplinli bir demokrasi anlayışı ve

advertisement
T. B. M. M.
B : 45
15
4
12 . 1985
0:1
özal Hükümetinin halen uygulamakta olduğu ABD
disiplinli bir demokrasi anlayışı ve özel teşebbüsçü,
yanlısı böyle bir dış politikanın, 1920'lerde bağımsız­
özel teşebbüsü güçlendirmeye yönelik, yabancı ser­
lık savaşı yapmış, 62 yıl önce Cumhuriyeti ilan et­
mayeyle yerli girişimcilerin ortak teşebbüslerini des­
miş olan bir ülkede, ne olursa olsun, Pasifik tipi de­
tekleyen, dışa açık, dışsatıma ağırlık veren bir eko­
mokrasiyi,
disiplinli bir demokrasi veya disiplinli bir
nomik politikayı da beraber getirir. Tabiî, hemen be­
kapitalizm şeklinde ifadesini bulabilecek böyle bir
raberinde, IMF kontrolünü, Dünya Bankası hamilik
ye gözetmeliğini de getirir. Genellikle Amerika Bir­ • siyasal ve ekonomik modelin devamlı bir yaşam bi­
çimi olarak benimsenebileceğini düşünmemeniz gere­
leşik Devletlerinin, aslında, gelişmekte olduğu dedi­
kir. Şimdi, özal Hükümetince uygulanan bu açık
ği, özünde ise, fakir ülkelere önerdiği veya öngördü­
seçik
Amerika Birleşik Devletleri yanlısı dış politika­
ğü model, işte bu modeldir. Tabiî, bu modelin yürü­
ya
rağmen,
zaman zaman da, sözde seçenekler aran­
yebilmesi için güçlü bir işadamı grubunun yaratıl­
masına
girildiğinden,
bazen de konulan kavramak ve
ması gerekli şart olmaktadır. Modelin gereksinme duy­
çözmek imkânsız hale geliyor. Hükümet, dış politi­
duğu liç politik destek, güçlenen işadamları ile, onla­
kayı sadece ekonomik kurallara dayandırdığı için, te­
rın yandaşlarından; dış destek ise, ABD güdümün­
melde, dış politikamızın bütün anakuralları da birbi­
deki uluslararası finans kuruluşlarından gelmektedir.
rine karışıyor. Avrupa ile ilişkilerde soğuma mı var,
tşte, özal Hükümetinin tercih ettiği dış politika se­
hemen Amerika Birleşik Devletlerine yanaşırız; Ame­
çeneği budur ve Türkiye'nin karşı karşıya bulunduğu
rika Birleşik Devletleri, bizimle ilişkilerinde, Avrupa
olayların nedeni de, bu politik tercihtir.
ile ilişkilerimizi bozmayı veya askıya almayı mı sa­
İkinci seçenek olan Batı Avrupa tipi çoğulcu bir
lık veryor, buna karşılık, o yıl için öngördüğü yar­
demokrasi anlayışı ile, yukarıda çok özet olarak izah
dım miktarını sağlamaya yanaşmıyor mu, o zaman
etmeye çalıştığım modelin uyuşması hemen hemen
Arap ülkelerime dönelim. Bu şekilde sözde seçenek­
imkânsız gibidir. Görüntüde değil de, gerçek bir de­
ler, günlük politikalar, fasit daireler, korkarım ki,
mokrasi anlayışı, Türkiye'yi ya AET ile bütünleşme­
Türk dış politikasının iplerini birbirine karıştırıp, bi­
ye ya da Batı âleminde kalmakla beraber, tarafsız
zi, işlerin içinden çıkılmaz bir duruma getirmek üzere
ve bağımsız bir dış politika izlemeye götürür. Pasi­
neredeyse. Bu konuda bazı güncel örnekler vermek
fik tipi veya disiplinli bir demokrasi anlayışı ile, Av^
r'stiyorum.
rupa'ya ve AET'ye yatkın bir politika izlemeye de,
AET'ye girmeye de olanak olduğunu pek zannetmi­
Amerika Birleşik Devletlerinin, 24 Nisanı, insanın
yorum. Nitekim, son beş altı yıldır Türkiye'nin gün­
insana zulüm günü olarak ilan edilmesi yolundaki
demindeki olayları, Batı Avrupa'nın ve Amerika Bir­
son Kongre olayları; bu olaylar karşısında ABD yö­
leşik Devletlerinin farklı değerlendirdiklerini, yakla­
netiminin başlangıçta her zamanki gibi çaresizlik ifa­
şım ve bakış açılarının değişik olduğunu, Türkiye ile
deleri... Halbuki, Birinci Dünya Savaşının kıyame­
AET ilişkilerinin askıya alındığını nazarı itibara alın­
tinde yaşanmış bir olayın, yetmiş yıl sonra, bütün
ca, bu yaklaşımın ve değerlendirmenin yanlış olma­
sıcaklığı ile gündeme gelmesi nedendir acaba diye
dığı görülecektir. Olayları irdelerken, AET'yi sadece
düşününce, aklıma ister istemez gelen cevaplar beni
bir ekonomik bütünleşme hareketi olarak görmemek,
ürkütüyor. Acaba, Amerika Birleşik Devletleri, bu
onun arkasında yatan politik amacı da göz ardı et­
konuyu gündeme getirerek, Sovyetler Birliğinde bir
memek mecburiyeti vardır.
Ermenistan sorunu çıkarmak ve bu bölgede yeni bir
Ermenistan kurulmasına göz kırpmak mı istiyor ve
Sayın Başkan, sayın üyeler; Sosyaldemokrat HalkTürkiye, bu amaç için araç olarak mı kullanılıyor?
. çı Partinin öngördüğü programının anaprensiplerinEğer, Türkler Birinci Dünya Savaşının sonuçlarını
den biri olan, daha dengeli gelir dağılımını, daha hızlı
sineye çekseydiler, bugün Lozan değil, Sevr geçerli
büyümeyi, dışsatım ile birlikte üretim artışını amaç­
olurdu. Halbuki, Birinci Dünya Savaşı sonrasının an­
layan, dışalım ve satımda devletin düzenleyici rolünü
laşmaları
arasında ayakta kalan ve bugün geçerli olan
kabul eden, sanayileşmeyi önplana alan, dış ekonomik
yegâne
belge,
Lozan Andlaşmasıdır; şimdi yok edil­
ilişkilerde çok yönlü ve bağımsız bir politika gütmeyi
mek
istenen
budur
ve Türkiye'yi zayıf yakaladıkla­
hedef alan bir siyasî ve ekonomik modelin, tamamen
rını sanacakları bir anda, çeşitli güçler, Türkiye pas­
ABD yanlısı bir dış politika ile uyuşması da, demin
tasından pay koparmak eğilim ve teşebbüsünde bu­
izah ettiğim nedenlerle, olayların doğal akışına ters
lunacaklardır.
düşer. (SHP sıralarından alkışlar)
5X2-
Download