kişiler arası iletişimin sınıflandırılması

advertisement
ETKİLİ İLETİŞİM
1
İLETİŞİM ( KOMÜNİKASYON, HABERLEŞME, BİLDİRİŞ)

İletişim, hangi yolla olursa olsun insanların duygu ve
düşüncelerini birbirleri ile paylaşmasıdır.

İletişim, katılanların bilgi sembol üreterek birbirlerine
ilettikleri ve bu iletileri anlamaya, yorumlamaya
çalıştıkları bir süreçtir.

Bilgi üretme, aktarma ve anlamlandırma sürecidir.

İletişim bir kişiden(kaynak) diğer kişi veya
kişilere(alıcı) bilgi aktarım sürecidir.

İnsanların davranışı, konuşması, susması oturuş
biçimi, kendini ifade etmesi yani çevresine mesaj
iletmesi bir iletişimdir.
2







İletişimde asıl amaç; anlaşılabilir mesajlarla,
alıcıların tutum ve davranışlarında değişiklik
yapmaktır.
İletişim;
Toplumun temelini oluşturan bir sistem,
Bir kurum yönetiminin düzenli çalışmasını
sağlayan bir araç,
Kişisel davranışları etkileyen bir teknik,
Sosyal ilişkiler bakımından zorunlu bir bilim,
Sosyal uyum için gerekli bir sanattır.
3
NİÇİN İLETİŞİM
KURARIZ?





Var olmak
Haberleşmek
Paylaşmak
Etkilemek ve yönlendirmek
Eğlenmek ve mutlu olmak
4

İLETİŞİM SÖZ KONUSU OLUNCA AŞAĞIDAKİ
SORULARI KENDİMİZE SORMALIYIZ
Neden iletişim kurmaya ihtiyacım var?
2. Kiminle /kimlerle iletişim içinde olmalıyım?
3. Hangi tür iletişim biçimini kullanmam daha
uygun olur?
4. İletişime geçmemi engelleyen faktörler
nelerdir?
5. İletişim kurma becerimi nasıl geliştirebilirim?
1.
5
İletişimin temel
birimleri
1-KAYNAK= İletişimi başlatan
2-MESAJ = İletilecek bilgiler
3-KANAL = İletim yolu
4-HEDEF = İletilecek kişi
5-GERİ BİLDİRİM= Hedefin cevabı
(YANSIMA-FEEDBACK)
6
ÖRNEK SORU
İletişim sürecinin öğelerinden biride Kanal’dır. Bir
iletişimde kanal olabilecek unsur aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Sınıfta bulunan öğrenciler
B) Konu sonunda yapılan yazılı yoklamalar
C) Öğretmenin kullandığı araç gereç
D) Dersi anlatan öğretmen
E) Öğretmenin anlattığı konu
ÖRNEK SORU
Sınıfta ders anlatan bir öğretmen iletişimin hangi öğesini oluşturmaktadır?
A) Dönüt
B) Kaynak
C) Kanal
D) Mesaj
E) Alıcı
ÖRNEK SORU
Aşağıdakilerden hangisi iletişimin 5 temel amaçlarından bir tanesi
değildir?
a) Paylaşmak
b) Mutlu olmak
c) Varolmak
d) Arkadaş edinmek
e) Etkilemek ve yönlendirmek
7
İLETİŞİMİN TEMEL
ÖZELLİKLERİ






Bilinçli yada bilinçsiz olarak gerçekleşebilir.
Kullanılan sembollere, alıcı ve kaynak farklı
anlamlar verebilir.
Sözcüklerle ve beden diliyle gerçekleşir.
Sözel olmayan iletişim duyu organlarıyla
algılanabilir.
Geri bildirime gereksinim duyan çift yönlü
eylemdir.
Meydana geldiği ortamdan etkilenir.
8
İLETİŞİMİN TEMEL
FONKSİYONLARI


ENFORMASYON
: Kişisel, çevresel, yerel,
ulusal ve uluslar arası koşulları anlamak,
bilinçli tepkiler göstermek ve doğru sonuçlara
ulaşmak için gerekli olan haber, veri, bilgi,
mesaj, fikir ve yorumların toplanması,
depolanması, işlenmesi ve yayılmasıdır.
SOSYALİZASYON : Kişilerin, içinde
yaşadıkları toplumun etkin üyeleri olarak,
faaliyet göstermelerini sağlayarak, toplumsal
bağlılığı ve bilinci besleyecek genel bilgi
birikimini oluşturmak ve böylelikle, toplumsal
yaşama aktif bir şekilde katılmalarına izin
9
vermek.
 MOTİVASYON
: Her toplumun ve
her topluluğun yakın ve uzak hedeflerini
oluşturmak, kişisel tercihlerin teşviki,
kişisel ve toplumsal etkinlikleri
geliştirmek, herkesçe kabul gören
hedeflere ulaşmaya yardımcı olmak.
 TARTIŞMA : Karşılıklı fikir birliğini ve
alışverişini kolaylaştırmak ve kamuoyunu
ilgilendiren konularda farklı görüşleri
netleştirmek için gerekli ortamı
oluşturmak.
10
 EĞLENCE
: Kişisel ve toplu olarak
eğlenme amacıyla işaret, ses, sembol ve
görüntü aracılığıyla aktivitelerin
yaygınlaşmasını sağlamak.
 ENTEGRASYON
: Tüm insanların,
grupların ve ulusların birbirlerini tanıma ve
anlamalarını sağlamak, kendileri
dışındakilerin yaşam koşullarını, görüşlerini
ve isteklerini değerlendirebilmek için
ihtiyaç duydukları farklı mesajlara
ulaşmaları sağlamak.
11
 EĞİTİM
: Yaşamın tüm
aşamalarında kişilik oluşumu, kişisel
yetenek ve kapasitenin gelişimi için
bilgi aktarmak.
 KÜLTÜREL GELİŞME
: Geçmişin
mirası korumak amacıyla kültürel ve
sanatsal ürünlerin yayınlanması,
bireyin ufkunun genişletilmesi, hayal
gücünün geliştirilmesi yoluyla
kültürel gelişimin sağlanması
12
İLETİŞİM TÜRLERİ


KİŞİ İÇİ İLETİŞİM
Bireyin kendi kendisi ile kurduğu iletişimdir.
Bir insanın düşünmesini, duygulanmasını, kişisel
ihtiyaçlarının farkına varmasını iç gözlem yapmasını
rüya görerek kendi içinden mesaj almasını yada
kendine sorular sorarak bunlara cevaplar üretmesini,
kişi içi iletişime örnek verebiliriz.
Bireyin kendisi ile iletişim kurması,duygularını,
düşüncelerini gözden geçirmesidir. Aslında tüm
iletişimler burada başlar.
Kişi içi iletişimi olumsuz yönde etkileyen unsurlar İki
Halin Çatışması ve Bilişsel Çelişkidir
13
KİŞİLER ARASI İLETİŞİM




Genel bir tanımlamayla kaynağını ve hedefini insanların
oluşturduğu iletişime kişiler arası iletişim denir.
Karşılıklı iletişimde bulunan kişiler bilgi sembol üreterek
bunları birbirlerine aktararak ve yorumlayarak iletişimi
sürdürürler
İletişimin kişiler arası iletişim sayılabilmesi için 3 şart
aranır.
1-Yüz yüze olması
2-Katılımcılar arasında bir mesaj alışverişinin olması
3-Söz Konusu iletişimin sözlü veya sözsüz nitelikte
olmasıdır.
Yazışmalar kişiler arası iletişim sayılamaz.
14
KİŞİLER ARASI İLETİŞİMİN
SINIFLANDIRILMASI
Kişiler
Arası
iletişim
Sözlü
İletişim
Dil
Dil
ötesi
Sözsüz
İletişim
Yüz ve
Beden
Bedens
el
temas
Mekan
kullanı
mı
Araçlar
15
ÖRGÜT İÇİ İLETİŞİM








Örgütü belirli bir amacın gerçekleşmesi için kişilerin faaliyetlerinin bir
bölümünün iş bölümü içerisinde koordine edildiği ve çevresiyle
etkileşim içerisinde bulunduğu yapı olarak tanımlamak mümkündür.
Örgütsel iletişim örgütün hedeflerine ulaşmak için gereken üretim ve
yönetim süreci içinde, planlama, eşgüdümü sağlama, denetim, karar
alma gibi belli kurallar içinde gerçekleşen, örgüt içinde ve örgüt
dışında sürdürülen bilgi alışverişidir.
Örgüt üyelerinin bir takım işlere kendi rolleri içinde algılayıp
algılamamaları ya da sahip oldukları rolleri kendilerine uygun bulup
bulmadıkları da yine örgüt içi iletişimlerinde belirleyici olabilir.
ÖRGÜT İÇİ İLETİŞİMİNİN FONKSİYONLARI
Bilgi sağlama işlevi
İkna etme ve etkileme işlevi
Emredici ve öğretici iletişim
Birleştirme işlevi
16
KİTLE İLETİŞİM



Bir takım bilgilerin, sembollerin, bir takım hedefler tarafından üretilmesi
geniş insan topluluklarına iletilmesi ve bu insanlar tarafından
yorumlanması sürecine kitle iletişim adı verilir.
Kitle iletişim sürecinde kaynak, iletiyi aktarmak için belirli formlarda
biçimlendirilen tek bir kişi değil, biçimsel bir örgüt ya da profesyonel
iletişimcilerdir. Kaynak ile hedef kitle (alıcı) arasındaki ilişki çoğunlukla
tek yönlüdür. Yansıma gecikmeli ve nadiren olur.
Kitle iletişiminde kaynak ile hedef arasındaki kanallara ise kitle iletişim
araçları denir. Uzmanlaşma ve kurumsallaşmanın söz konusu olduğu bu
iletişim türü de gönderici mesajını mekanik araçlar yardımıyla kısa
zamanda hızlı ve sürekli bir biçimde alıcıya iletmektedir. Bu araçlar
arasında gazete, kitap, radyo, televizyon, çeşitli dergiler, kısaca görselişitsel ürünler ile basılı yayınlar sayılabilir. Bu araçlar herhangi bir
konudaki bilgiyi kısa zamanda geniş kitlelere yayabilmekte ve bu
yüzden günlük hayatımızda çok etkili olmaktadır
17
ÖRNEK SORU
Aşağıdakilerden hangisi iletişim türlerine girmez?
A) Kişi-içi iletişim
B) Toplumsal iletişim
C) Kişilerarası iletişim
D) Örgüt-içi iletişim
E) Kitle iletişimi
ÖRNEK SORU
Aşağıdakilerden hangisi kişi içi çatışmaya örnek gösterilebilir?
a) Kişinin karşısındakini yanlış anlaması
b) Bireyin aynı statüde çalışan başka bir kişi ile fikir çatışması
yaşaması
c) Bireyin aynı anda farklı şeylere ihtiyaç duyması
d) Kişinin karşısındaki konuşmacının fikirlerini benimsememesi
e) Kişinin sürekli olarak kendini motive etmesi
ÖRNEK SORU
Kaynağını ve hedefini insanların oluşturduğu iletişime
…...…………denir.
A) Kişi içi iletişim
B) Kişiler arası iletişim
C) Örgüt içi iletişim
D) Kitle iletişimi
E) Çatışmalı iletişim
18
ÖRNEK SORU
Bir insanın düşünmesi, duygulanması, ihtiyaçlarının farkına varması nasıl
bir iletişim tekniğidir?
A) Kişiler arası iletişim
B) Kişi içi iletişim
C) Örgüt-içi iletişim
D) Kitle iletişimi
E) Grup iletişimi
ÖRNEK SORU
İnsanların bilgi-sembol üreterek birbirlerine ilettikleri ve bu iletileri
anlamaya, yorumlamaya çalıştıkları sürece ne ad verilir?
A) İletişim
B) Kaynak
C) Sözsüz İletişim
D) Sözlü İletişim
E) Kodlama
ÖRNEK SORU
Aşağıdakilerden hangisi örgüt içi iletişim türüne bir örnektir?
A) Kişinin gördüğü bir rüya sonucu bir kuruma bağışta bulunması
B) Gazetedeki bir haber üzerine bir kişinin tavuk eti yememesi
C) Akşam yemeğinde ailenin kendi arasında yaptığı konuşmalar
D) Bir okuldaki müdürün, memurdan resmi yazılara cevap vermesini
istemesi
E) Uzun bir süre sonra karşılaşan iki asker arkadaşın aralarında yaptığı
özlem dolu konuşmalar
19
ÖRNEK SORU
Aşağıdakilerden hangisi kitle iletişimin özelliklerinden biridir?
a) Yüz yüze iletişimdir
b) Çift yönlü olma zorunluluğu vardır
c) Tek yönlü iletim olarak kalabilir.
d) Ulaşılabilecek insan sayısı sınırlıdır.
e) Karşılıklı iletişim
ÖRNEK SORU
Aşağıdakilerden hangisi iletişimin özelliklerinden değildir?
a) İletişim karşılıklı bilgi ve duygu alış verişidir
b) İletişimin olabilmesi için iletişime katılan insanların olması
gerekir
c) Verilen mesajlar sözlü yada sözsüz nitelikte olmalıdır
d) İletişimde en önemli mesajlar kişilerin söylediği kelimelerdedir
e) İletişim tek yönlü değil çift yönlü olmalıdır
20
İLETİŞİMİN ÖNÜNDEKİ
ENGELLER

KORKU (FOBİ)
Sosyal Fobi (SF), utanç verici bir duruma düşmekten,
onaylanmayacak bir davranışta bulunmaktan, alay
edilmekten, rezil olmaktan, eleştirilmekten,
reddedilmekten, beğenilmemekten, olumsuz olarak
değerlendirilmekten duyulan korku
 NEDENLERİ
 BELİRTİLERİ
1-Fizyolojik Belirtiler (Bedeninizde ortaya çıkan değişiklikler)
2-Zihinsel Belirtiler(Sosyal ortamlarda nasıl olmanız gerektiği
ve kendiniz ile ilgili düşünceleriniz)
3-Davranışsal Belirtiler (Kaçınma yöntemleriniz)
 TEDAVİSİ
21









ÖNKABUL
Yerleşmiş fikir ve inançlardır.
Bireyin sahip olduğu genellikle olumsuz düşüncelerdir.
Bazıları;
Şimdiye kadar hep başarısız oldu
Başkaları yapsın
Yine mi problem
Yapılması mümkün değil
Ben bu işi yapamam
Bu çocukça bir şey
DUYARSIZLIK
Çoğu zaman başkalarının duygu ve düşüncelerini dikkate
almayı bir fazlalık olarak görmekteyiz. Özellikle hayatımızın
akışı bazı zamanlar yoğun bir tempo içerisinde koşturmak
durumunda kalmamız nedeniyle sadece kendi işimize
odaklaşmış olabiliriz.

22
LAKAP TAKMAK
İsim takmak kişilerin benlik imajları üzerinde olumsuz
etki yapar. Kişiye takılan özellikle kötü anlam ifade
eden isimler, lakaplar kişilerin kendilerini
bulundukları ortamdan soyutlamalarına sebep
olabilir.
 ALINGANLIK
Alıngan kişi sürekli olarak, iletişim kurduğu kişi
tarafından kendisine yönelik bir olumsuzluk arar ve
bulduğunu düşünür. Böylece kendisi ve diğer
insanlarla iletişim ağının arasına duvar örer, bunun
sonucu olarak ta sağlıklı iletişim kuramaz.

23
BENCİLLİK(BEN MERKAZCİLİK)
Her konuda kendini öne çıkarma, sürekli kendinden
bahsetme, hep kendisi hakkında konuşma ve öteki
insanlardan daha önemli ve değerli olduğunu ön plana
çıkarma haline ben merkezcilik denir. Ben merkezci biriyle
iletişim sürecinde birey çok kısa bir süre sonra kendini
önemsiz, değersiz ve varlığının dikkate alınmadığını
hissetmeye başlayacaktır. Sağlıklı bir iletişimde her iki
tarafında eşit ve dengeli bir biçimde yer almaları
gerekmektedir.
 KARARSIZLIK
Kişiler, karşılarındaki insana kendilerini ifade edebilmek için
öncelikle kendilerinden emin olmalıdırlar. Kendisinden emin
olmayan kişi düşüncelerini ifade etmekte zorlanır ve
anlatmak istediklerini de anlatamaz. Buda doğal olarak
sağlıklı iletişimi engeller.

24
ÖRNEK SORU
Aşağıdakilerden hangisi iletişime engel faktörlerdendir?
A) Güvensizlik
B) Yabancılaşma
C) İlgisizlik
D) Duyarsızlık
E) Hepsi
ÖRNEK SORU
Aşağıdakilerden hangisi iletişimin önündeki engellerden biri
değildir?
A) Korkular
B) Ön kabuller
C) Duyarsızlık
D) Empati
E) Kararsızlık
ÖRNEK SORU
Aşağıdakilerden hangisi kişilerin korku sebeplerinden biri değildir?
a) Kişi-içi iletişim
b) Başarısızlık İnancı
c) Asosyal Bir iş Ortamı
d) Sürekli Stres ve Hastalıklar
e) Baskı Dolu Çocukluk
25

İLETİŞİMİN TEMEL
BECERİLERİ
DİNLEME
Dinleme iletişimin en temel alanlarından biridir. Empatik
iletişimin gerçekleşmesinde dinleme en önemli unsurdur.
Karşımızdaki kişiyi işitmek yeterli olmaz. Onun söylediklerini
anlamak,düşünmek,etkin bir dinleyici olmak gerekir. Hiç
kuşkusuz dinleme edimini sağlıklı bir şekilde
gerçekleştirmek kolay değildir. Günlük hayatımızın
koşuşturması ve yorgunluğu içinde sürekli bir şeyleri
dinlemek zorunda kalırız.
Gerçek dinleme söylenenleri dikkatimizi tam vermemiz ve
onları anlamamız anlamına gelir. Dinleyerek yakın
çevremizdeki arkadaşlarımızı,aile üyelerini anlamamızı,neler
hissettiklerini öğrenmemizi,onları ve ilişkilerimizi daha iyi
değerlendirmemizi sağlayacaktır. Dinleyerek evimizde,
mutlu ya da mutsuz insanların varlığını,işte daha iyi
çalışmamızı sağlayabiliriz.
26
DİNLEME TÜRLERİ
1-GÖRÜNÜŞTE DİNLEME : Bu dinleme türü aslında
dinlememek sadece dinliyormuş gibi yapmaktır.Sınıfta
veya diğer etkinliklerde insanların gözlerini size
çivilediklerini,arada sırada gözlerini hayret ifadesi
vererek açtıkları yada başlarını salladıklarını
görürsünüz;çok büyük bir dikkatle sizi dinliyor
gibidirler ancak zihnen çok uzakta olan bu insanlara
hitap ederseniz uykudan uyanır gibi sıçrarlar.
2-SEÇEREK DİNLEME : Bu dinleme türü bir anlamda
algıda seçicilikle ilgilidir.Bir annenin bir oda dolusu
çocuğun sesi varken, kendi çocuğunun ağlayışını ayırt
etmesi yada karnı aç olan kişilerin sadece yemek
reklamlarını fark etmesi gibi dinleyicinin sadece kendisi
ile ilgili olan kısmı duyması diğer anlatılanlara
kulaklarını kapatması anlamındadır.
27
3-SAPLANTILI DİNLEME :Bu tür dinleyiciler siz
ne derseniz deyin kendi duymak istediğini
duyar,bu tür dinleyicilerle belli bir noktaya yada
ortak paydaya gelmek çok zordur.
4-SAVUNUCU DİNLEME :Bu tür dinleyiciler
sürekli savunma durumundadırlar.Yapılan her tür
konuşmayı kendilerine yönelik bir saldırı gibi
algılarlar ve sürekli kendileri ile ilgili aslında öyle
olmadıklarını,öyle düşünmediklerini ispatlamak
gibi bir uğraşı içindedirler.konuşmaları genellikle
kendilerine dönüktür.
28
5-TUZAK KURUCU DİNLEME :Bu dinleyiciler sinsice
bir çaba içindedirler.Daha önceden yapılmış planları
vardır,konuşmacıyı usta sorularla tuzağa
çekerler.Argoda kullanılan “punduna getirip mosmor
etmek” şeklindeki deyimi bu dinleme türüne karşılık
gelir.Bu dinleyiciler genellikle ellerinde bir kağıt
kalemle dinlerler ve konuşmacının ,konuşmasında
yakaladıkları açıkları not ederler,konuşma sonunda ilk
söz alan ve bu açıkları sıralayanlar genellikle onlardır.
6-YÜZEYSEL DİNLEME: Yüzeysel dinleyici
konuşmanın ayrıntılarına dikkat etmez,genel konu ve
içerik hakkında bilgi sahibi olmak onun için
yeterlidir.Söylenen sözün görünürdeki yüzeysel
anlamın arkasında yatan derin anlamını kaçırır.
29
7-EDİLGİN DİNLEME :Dinleyici söylenen her
şeyi dinler ama tamamen pasiftir,konuşmaya
herhangi bir katkı sunmaz,eleştiri
getirmez,sadece dinler.Konuşmacıda
dinlenmiyormuş izlenimi yaratır.
8-ETKİN DİNLEME :Etkin dinleme görünen
mesajın arkasındaki gerçek mesajın ortaya
çıkmasını sağlar.Yansıtmalı dinleme yada
açılımlı dinleme diye de adlandırılır.etkin
dinleme de konuşmacı kendisinin ve
söylediklerinin önemsendiğini hisseder,böylece
kendini daha iyi ifade eder,aldığı geri iletiler
olaya daha objektif bakmasını sağlar,sevgi ve
saygı ortamı oluşturur, kabul edilmek
30
konuşmacıda özgüven oluşturur.
DİNLEMENİN KURALLARI










Mutlaka yüzünüzü konuşan kişiye çevirin
Konuşmayı kesin,hiç kimse konuşarak dinleyemez..
Konuşmacıya kolaylık sağlayın,onun rahatlamasını sağlayın.
Konuşmacıyı dinleme isteğinde olduğunu gösterin,işinizi
bırakın saatinize bakmayın,göz teması kurun.
Dikkatleri dağıtan şeyleri ortadan kaldırın.
Konuşmacıyı empatik dinleyin,kendinizi onun yerine koyun.
Sabırlı olun, başka kimseyle iletişim kurmayın.
Kendinizi rahat ve hafif tutun.
Eleştiriyi sonraya bırakın,soru sorun,konuşmacının mesajını
başka sözcüklerle acın.
Konuşmacının sözünü bitirmesini bekleyin
31
ÖRNEK SORU
Dinlerken söylenenler içinde bize yönelik bir eleştiri ya da
saldırı olup olmadığını araştırmak, hangi dinleme
şeklidir?
A) Nezaketten dinleme
B) Savunmada dinleme
C) Yaltaklanmacı dinleme
D) Denetçi Dinleme
E) Seçerek dinleme
ÖRNEK SORU
Aşağıdakilerden hangisi yanlış dinleme biçimlerinden
birisi değildir?
A) Görünüşte dinleme B) Saplantılı dinleme
C) Seçerek dinleme
D) Savunucu dinleme
E) Kritik dinleme
32
ÖRNEK SORU
Aşağıdakilerden hangisi dinlemeyi engelleyen tutum ve
davranışlardandır?
A) Kendi söyleyeceklerimize hazırlanmak
B) Karşımızdaki konuşurken hayal kurmak
C) İşimize gelmediğinde konuyu değiştirmek
D) Söylenenleri filtreden geçirmek
E) Hepsi
ÖRNEK SORU
Aşağıdakilerden hangisi etkili dinleme becerisi geliştirmenin
yollarından biri değildir?
A) Soru sorma
B) Hemen sonuç çıkarma
C) Göz teması kurma
D) Dinlediğinizi belli etme
E) Not alma
ÖRNEK SORU
Aşağıdakilerden hangisi etkin dinlemenin boyutlarından biri
değildir?
a) Önyargılı olmak
b) Konuşmacıya bakmak
c) Sözünü bölmemek
d) Empatik dinleme yapmak
e) Hiçbiri
33
KENDİMİZİ TANIMA





Kendini tanıma, kişinin kendisi hakkındaki bazı bilgilerin farkında olması
demektir. Kendini tanıma becerisi gelişmemiş olanlar, başkalarının onlar için
hazırladığı dünyayı yaşayarak, “kendisi” olma şanslarını kaybederler.
Bir insanın hedeflerini belirleyebilmesi, sağlıklı seçimler yapabilmesi, olaylar
karşısında nasıl tepkiler vermesi gerektiğini bilmesi, kısaca “kendisi” olması;
büyük oranda kişinin kendini tanımasıyla mümkündür.
Bunu sağlamak için; kendi iç dünyanızın farkında olmanız, duygu ve
düşüncelerinizi ayırt edebiliyor olmanız, bütün bunları da hem kendinizin
hem de başkalarının davranışlarını anlama amacıyla kullanmanız çok önemli.
Çok önemli olan bir başka nokta da; geleceğinizle ilgili doğru bir rota
belirleyebilmeniz için kendinizi tanımanız gerekiyor.
Kendini tanıma, öncelikle insanın iç dünyasıyla, başka bir deyişle kendisiyle
iletişime geçmesidir. Bu süreç insanın yaşadığı duyguları, aklından geçen
düşünceleri, canlı ve cansız her türlü varlığa gösterdiği tutum ve
davranışlarını yargılamadan gözlemesini ve çözümlemesini gerektirmektedir.
İnsanın kendini iyi tanıması, olumlu ve olumsuz ya da iyi ve kötü yönlerini
bilmesi, günlük yaşam içinde neyi yapıp yapamayacağını, yaşadıkları
karşısında neler hissedeceğini, neler düşüneceğini ve neler yapacağını
öngörebilmesi, içindeki istek ve gereksinimlerini görebilmesi ile yakından
ilişkilidir.
SOKRATES; "KENDİSİNİ TANIMAYAN İNSAN HİÇBİR ŞEY BİLMİYORDUR"
34











KENDİMİZİ TANIMAK İÇİN;
Kişiliğimiz
Zaaflarımız
Güçlü Yönlerimiz
Tepkilerimiz
Niyetimiz
Empati yeteneğimiz
Beklentilerimiz
Duygularımızı ifade biçimimiz
Kendimizle iletişimimiz
V.b. özelliklerimizi bilmemiz gerekir.
BAŞKALARINI BİLEN KİMSE
BİLGİLİ, KENDİNİ BİLEN KİMSE
AKILLIDIR.(LAO-TSZE)
35
KENDİMİZİ DOĞRU İFADE EDEBİLME
(KONUŞMA)


Uyuduğumuz zamanın dışında kalan süreç içinde
konuşmanın,yaşamımızda önemli bir yeri işgal ettiğini
görüyoruz.
Konuşma insanlar için günlük gereksinimdir.Konuşmanın etkili
olmasında birçok faktör vardır.Bunlar;ses tonu,sözcüklerin
seçimi,vurgu,içerik ,simgesel dil ve mizahın kullanımı,hız
telaffuz,ses perdesi,hedefe yönelik konuşma,üsluptarz,anlamlılık,zihinsel etkinlik ve kalıplardır.bunların
birkaçına sırayla bakalım.
İnsanda dilince değişir kader,
Ya yurda baş olur,ya başı gider.
Kutadgu Bilig
36
1- SES TONU:



Konuşmanın temelinde doğal olarak ses
bulunur. Çünkü vericiden alıcıya mesajı ulaştıracak
olan sestir.Konuşmada sesin yüksek veya alçak
oluşu,tonlama,vurgulama,akıcılık,işitilebilirlik,tınla
ma,gibi farklılıklar mesajın anlaşılmasında olumlu
veya olumsuz rol oynar.
Ses tonu konuşmanın içeriğine de işaret
eder,kızgınlık,sevinç gibi duyguları dinleyene
aktarır.
İletişim alanında çalışan uzmanlar,sesin yüksek ve
alçak tonlarda beraber kullanılmasıyla daha etkili
olacağının altını çizerler.Çünkü monoton bir ses
makine gibidir,yaşamı aksettirecek duyguları
içermez.Cümlelerin sonuna doğru yapılan vurgular
bu konuda daha çok yardımcı olur.
Konuşma sırasında,solunum sistemi gerektiği gibi
kullanılmalıdır.Bunun için doğru soluk almasını
öğrenmek gerekir.
37
2-SÖZCÜKLERİN SEÇİMİ:




Sözcükler,insanın içinde doğduğu kültürün (aile
kültürü,sokak kültürü vb.)sahip olduğu dilin tekrar
tekrar duyulmasıyla öğrenilir.iki insanın iletişim
kurmaları için aynı sözcük kalıplarına sahip olmaları
gerekir. Bu da aynı dili konuşmayan kişilerin iletişim
kurmalarını engeller ve ortak olan beden dili
kalıplarına başvurmalarına neden olur.
Etkili sözlü iletişimde kullanılan sözcüklerin
anlamlarının açık olmasına dikkat edilmelidir.
Konuşmalarda teknik sözcükler veya jargon
kullanılması farklı mesleklerden veya alanlardan
olan kişilerin konuyu anlamamalarına sebep olabilir.
Türkiye’de sık rastlanılan durumlardan biri batı
kaynaklı sözcükleri Türkçeye uyarlayarak
kullanmaktır. Bu tür sözcüklerle oluşturulan
tümceler özellikle bu yabancı dili kullanmayan
kişilerin verilen mesajı anlamalarında zorluk
yaşamalarına neden olabilir.
38
3- VURGU:
Konuşurken veya sesli okurken bazı
sözcüklerin veya sözcüklerdeki bazı
hecelerin daha baskılı ve şiddetli olmasına
vurgu denir.
 Örneğin,yer adlarında vurgu genellikle ilk
hecelerde bulunur. Vurgu sayesinde mesaj
belirginleşir.
4-KONUŞMANIN İÇERİĞİ:
Etkili sözel iletişim için,daima açık sözcükler
kullanılmalıdır.Fazla teknik veya farklı
cümleler kullanılmamalıdır.Dinleyicinin
yaş,eğitim,kültür seviyesine mutlaka dikkat
edilmeli ve uygun konuşma içeriği
hazırlanmalıdır. Eğer dinleyiciler konuya
yabancı iseler,örnek olay ve detaylar
verilerek anlamaları sağlanabilir.
39
5-SİMGESEL DİLİN KULLANILMASI:
Mecaz,teşbih(benzetme),abartma,alay ve
buna benzer simgeler konuşmaya renk katar
ve anlamı kuvvetlendirir.Mecaz,bir sözcüğü
gerçek anlamı dışında kullanmaktır.Kültürle
yakından ilişkilidir.Örneğin,Türk kültüründe
kızılan bir insana “domuz” demek bir başka
kültürde aynı değerlendirmeyi vurgulamaz.
6-KONUŞMADA MİZAHIN KULLANILMASI:
Konuşmadaki espriler dinleyenlerin
dikkatlerini toplayabilir ve konuşmaya renk
katar. Ama zorla yapılmış,dinleyenlere
uymayan veya onların anlamadığı bir mizah
konuşmanın tüm etkisini yok edebilir. Bu
nedenle mizah kullanılacağı zaman
dinleyicilerin durumu,konuşmanın içeriği
dikkate alınmalıdır.
40
7-KONUŞMA HIZI:




Konuşmada farklı hız kullanılarak dinleyenlerin
dikkatlerini sürdürmeleri sağlanabilir.
Etkili bir konuşmada,konuşma hızının dakikada
140-150 kelimeyi geçmemesi gerekir.
Bundan daha hızlı konuşmada,insanlar söyleneni
anlamak yerine konuşmacının ne kadar hızlı
konuştuğuna yoğunlaşırlar.Ancak etkili bir konuşma
biçiminde ana mesajın verilmesine doğru,hız biraz
artırılır.Ana mesaj verilir verilmez,hız kesilerek
birkaç saniye bu mesajın sindirilmesine izin
verilir.Konuşmada,çok hızlı konuşmak kadar,çok
yavaş konuşmak da etkililiği azaltacaktır.
Ayrıca ”eeeee ” gibi sesler çıkararak veya hiç ses
çıkarmadan donup kalmak gibi aralıkları doldurmayı
sağlayan duraksamanın da olması dinleyiciyi
sıkacaktır.
41
ETKİN BİR KONUŞMA İÇİN









Dinleyiciyi tanımak ve ona göre konuşmak.
Plan yapmak
Mesajın açık, net ve anlaşılır olması gerekir.
Türkçeyi doğru kullanmak.
Karşıdakiyle alay etmemek.
Argo konuşmamak, abartmamak.
Yalan söylememek
Abartılı olmamak kaydı ile jest ve mimik
kullanmak
Tatlı dil yılanı bile deliğinde çıkarır.
42
ÖRNEK SORU
Aşağıdakilerden hangisi iletişimin temel
becerilerinden değildir?
a) Karşımızdakini dinlemek
b) Kendini açmak
c) Kendini dinlemek
d) Kendini doğru ifade etmek
e) Kendini tanımak
43
İLETİŞİMİN PÜF NOKTALARI
A)
BEDEN DİLİ
Bazen bir hareket bin söze bedeldir. Bir kişiyle iletişim kurduğumuzda
söylediklerimiz ne kadar önemli ise hareketlerimizle o kişide
bıraktığımız intiba da o kadar önemlidir. El kol hareketleri mimikler
dokunma vücut pozisyonu... İş yaşamında başarılı olmak isteyen kişi
iletişim kurduğu kişilerin sadece söylediklerini değil yüzü eli kolu
ve bedeniyle yaptıklarını da duymalıdır.
Yapılan araştırmalara göre iletişimde kelimelerin etkisi % 7-10, ses
tonu ve konuşma şeklinin etkisi % 30 – 40, beden dilinin etkisi
% 55 – 60’dır.
Neden vücut dili?
1.Başkaları üzerinde olumlu bir etki yaratarak amacımıza
ulaşmak
2.Karşımızdakileri daha iyi anlayarak etkili bir iletişim kurmak.
3. Kendi beden hareketlerimizi denetleyerek sosyal ortamlara
daha çabuk uyum sağlamak
4.Başkalarının gerçekte ne söylemek istediğini anlamak.
44
1- GÖZ TEMASI
Göz teması iki kişinin aynı anda birbirlerinin gözlerinin içine
bakmasıdır. Bir tür sözel olmayan iletişim biçimidir ve sosyal
davranış üzerinde büyük etkisi olduğu düşünülmektedir. Göz
temasının sıklığı ve anlamı kültürler arasında farklılık
göstermektedir.
 Bir kişiyle konuşurken dikkat edilecek en önemli noktalardan biri,
nereye baktığınızdır. Doğrudan konuştuğunuz kişiye bakmak,
karşınızdaki kişiye samimiyetinizi iletmenize yardımcı olur ve
mesajınızın etkisini artırır. Yere bakarak veya gözlerinizi kaçırarak
konuşmanız, karşınızdaki kişinin üstünlüğünü kabullenme olarak
yorumlanacaktır.


Konuşurken göz temasından kaçınılması, boş boş ve sabit bir
noktaya bakma, ellerle ağzın örtülmeye çalışılması kişinin büyük
ihtimalle yalan söylediğinin göstergesidir.
Doğrudan göz ilişkisi kurmak ve sürdürmek konusunda aşırılığa
kaçmamak gerekir.
Sürekli olarak bir insanın gözlerinin içine bakmak hem o kimsede
rahatsızlık doğurur, hem de gereksizdir.
45
2- MİMİK (YÜZ HAREKETLERİ)
Bir duygu veya düşüncenin kaş, göz, ağız, yüz hareketleriyle anlatılması.
"Yüzü ekşidi, kaşları çatıldı, dudaklarını büzdü, gözleri hayretle açıldı!" gibi
ifadeler bize o kişinin duygu durumu hakkında bilgi verir,mesaj iletir. Nerede
ise bütün duygu durumlarını sadece yüz mimikleri ile ifade etmek
mümkündür? Yüz kaslarının anlatım amaçlı kullanımı mimikleri oluşturur.
46
3- BAŞ HAREKETLERİ
Başın öne eğik oluşu dış dünya ile ilgilenmeme ve
içe dönme durumunu, başın belli bir kişiye
yönelik olması onunla ilgilendiğimizi gösterir.
Baş örneğin yukarıya doğru biraz fazla kalkıksa
bir duruma karşı çıkış,meydan okuma veya
üstünlük duygusuna sahip olma gibi
yorumlanabilir.
En yaygın olarak kullanılan iki tanesi onay için
baş sallama ve reddetmek için başı yana
sallamadır. Onay için başı sallama hareketi çoğu
kültürde 'Evet' veya onay anlamına gelen
olumlu bir harekettir. Diğeri de genellikle
'Hayır' anlamına gelen kafayı yana sallama
hareketidir
47
4- JESTLER ( BEDEN HAREKETLERİ)



Bir jestten söz edebilmemiz için yapılan hareketin görülmesi ve
yaşadığımız duygu ve düşünceyle ilgili bir bilginin
karşımızdaki kişiye iletilmesi lazımdır.
Her bir jest düşünce ve duygu ürünü olduğu için aslında için
de doğal olarak bu özelikleri barındırır.
Yüz kaslarının anlatım amaçlı kullanılması mimikleri; baş, el, kol,
ayak, bacak,ve bedenin kullanımı da jestleri oluşturur.
Esas jest ve mimikler düşünce ve duygularımızı destekleyen,
onları somutlaştıran hareketlerimizdir. Örneğin, Sohbet
esnasında göz kırpma, baş salama, Kolları açma gibi işaret ve
hareketlerle iletmek istediğimiz ve programladığımız bir mesajı
içeren bir jesttir…
Öte yandan kendiliğinden gelen ve hiç beklemediğimiz bir
anda bizi yakalayan esneme hapşırma gibi durumlarda bile
48
jestler söz konusudur…
5- BEDEN DURUŞU




A)OTURMA
Bazı insanlar arkalarına yaslanır oturdukları alanın bütününü
kaplarlar ve durumdan memnun oldukları ve bulundukları yerden
uzun süre kalkmayacakları izlenimini verirler.
Buna karşılık bazı kimseler ise bulundukları sandalye veya koltuğun
ucuna ilişirler bütün ağırlıklarını bacaklarına verirler ve adeta diken
üzerinde otururlar. Koltuğun ucuna oturmak kalkıp gitmeye hazır
olmak ya da misafire veya önem verilen birine hizmete hazır olmak
gibi insanın yerinde durmaya istekli olmadığını gösterir. Böyle bir
hareket isteği iç gerginliğin bir yansımasıdır. Kadınların koltuğun
biraz ucuna oturmalarındaki inceliğe dikkat etmek gerekir.
Sandalyelerin bir ucuna adeta bir başkasına yer bırakacakmışçasına
oturanlar haklarından vazgeçmeye ve geri çekilmeye hazır
insanlardır. Bu kimseler varlık sebeplerini başkalarına hizmet
etmekte görürler kendilerine dönük eleştirileri çok fazladır ve çeşitli
sebeplerle sık sık suçluluk duygusu yaşarlar.Buldukları koltuğa
kendilerini bütünüyle bırakanların belki o an için çok yorgun
olduklarını düşünmek mümkün olabilir. Ancak bu kimseler büyük
çoğunlukla iç dünyalarında rotalarını bulamamış bu sebeple hareket
etmekten kaçınan ve hareket etmeyi yük gibi gören kimselerdir.
Oturulacak boş yer olduğu halde bir koltuğun koluna oturanlar
49
kendilerine fazlasıyla güven duyan kimselerdir.
B)ELLERİN TUTUŞU
İşaret parmağını kaldırıp konuşanlar, gizli bir şekilde karşısındakini tehdit eder.
Elleri kenetli olanlar ise, genel bir olumsuzluk ya da hayal kırıklığı yaşadıkları
mesajını verirler.
* Ellerini önde birleştirerek el pençe divan duran kişiler, karşısındakine ne
isterseniz yaparım demek isterken, ellerin arkada birleşmesi ise kendine olan
özgüveni, meydan okumayı anlatıyor.
* İnsanlarda elin çeneyi okşaması bir kimsenin karar verme sürecinde
olduğunu gösterirken, dinleyen kişinin eli yanaktayken, başparmağı çene
altındaysa karşısındakine eleştirel, hatta rekabetçi yaklaşımını sergiliyor.
* Diğer parmakların ağzı örtmesi ise, iki şeyin ipucu olarak nitelendirilirken,
'Benim söyleyeceklerim var' veya 'Sana inanmıyorum' olarak
değerlendiriliyor.
* Vücut dilinde kişiler kendilerini güvende hissetmek için genelde masa,
kürsü gibi bir yerin arkasında olmak istiyor. Eğer bu yoksa savunma
güdülerini bacak bacak üzerine atarak ya da kolları kavuşturarak
gösteriyorlar.
* Özellikle yabancı ortamlarda bulunanlar, kollarını kavuşturarak savunmaya
geçiyor, bu sırada başparmaklarını dışarıda bırakanlar ise, 'Savunmadayım
ama rekabete hazırım' mesajı veriyor.
50
BACAK MESAJLARI
* Bacak bacak üstüne atmak ise, savunmanın diğer bir
şekli. Daha çok kadınların tercih ettiği bu oturuş, içine
kapanıklık ve savunmaya geçme duygusunun göstergesi
kabul ediliyor. Kişi kabuğuna çekiliyor ve fikrini açıklamaya
karar verdiğinde bacak bacak üzerine atmaktan vazgeçiyor.
* Bacağını dizden büküp diğerinin üzerine koyarak oturuş
ise meydan okuma, hırs ve rekabetin işareti olurken,
ayakları çapraz durumda olan kişilerin sakladıkları itirafları
veya verebilecekleri tavizler bulunuyor.
* Yalan söyleyen kişiler ise, yüzüne dokunup, gözlerini
kaçırıyor, erkeklerin büyük çoğunluğu yalan söylerken
yakasıyla oynuyor ve gömleğini gevşetiyor.
51

C)AYAKTA OLMA
Vücudun genel duruşu da, o anki ruhsal durumumuz
hakkında ipuçları vermektedir. Örneğin kamburun
çıkarılmadığı, dik ve dengeli bir duruş; kişinin özgüvenli,
fiziksel ve ruhsal anlamda sağlıklı ve dinç olduğu etkisini
bırakır. ( - Sağlıklıyım. Güçlü biriyim. İşine yarayabilirim. Ne
dersin? )

Omuzların düşük olduğu, vücut ağırlığının önde toplandığı,
başın öne düştüğü duruş karamsarlık ve çekingenliği temsil
etmektedir. Bu konumdayken elleri dibine kadar ceplere
sokmak ise bedenle temas haline geçip iç gerginliği
azaltmak içindir. ( - Hiçbir şeyi doğru düzgün
yapamıyorum. Şu anda ıssız bir adada tek başıma olmayı
ne çok isterdim!)

Göğüs gerilerek, ayaklar açılarak vücut alanının arttırıldığı,
başın yan arkada, başparmak dışarıda olmak üzere ellerin
ceplerde tutulduğu konumda; kişi kendine olan aşırı
güvenini yansıtmaktadır ve bu pek hoş karşılanmaz. (-
Aranızdaki en iyisi benim. Ben her işi hallederim…
Müthişim…)
52
6- YAKINLIK

1 -Mahrem Bölge (15 ila 45 cm. arasında)
Kişiler bu bölgeyi kendi mallarıymışçasına koruduklarından tüm
bölgeler arasında en önemlisi budur. Sadece o kişiye duygusal olarak
yakın olan kişilerin bu bölgeye girmesine izin verilir. Burada bir de
sadece fiziksel temas sırasında girilebilen ve vücuttan uzaklığı 15 cm
olan bir alt-bölge vardır. Bu da yakın mahrem bölgedir.
2 -Kişisel Bölge ( 46 cm ila 1.22 rn. arasında)
Bu da kokteyllerde ofis partilerinde sosyal etkinliklerde ve arkadaş
toplantılarında başkalarıyla aramızdaki mesafedir.
3 -Sosyal Bölge (1.22 ila 3.6 metre arasında)
Yabancılar örneğin evimizde tamirat yapan tesisatçı veya doğramacı
postacı bakkal işyerindeki yeni eleman ve çok iyi tanımadığımız
kimselerle aramızdaki mesafe budur.
4 -Ortak Bölge (3.6 metrenin üzerinde )
Kalabalık bir gruba hitap ettiğimizde durmayı tercih ettiğimiz rahat
mesafe budur.
53
7- YÖNELİŞ
Daima konuştuğunuz ve sizinle konuşan insana dönük olun. İkiden
fazla insanla bir gurup oluşturuyorsanız, sizin için önemli olanların
dışındakilere merkezinizi kapatmayın. Mümkün olduğu kadar çok
kişiye merkezinizi açık tutun.
8- BEDENSEL TEMAS
Bütün araştırmalar bedensel temasın canlıların hayatında önemli bir
rolü olduğunu ortaya koymaktadır. Türkler, duygularını aktarmak
için temas öğesinden Batı toplumlarına kıyasla daha fazla
yararlanan milletlerdendir. Birini öpme, kollarını ya da sırtını tutma
bizdeki insan ilişkilerinde sık ve bol olarak kullanılır. Aile bireyleri
arasındaki ilişkilerde sarılma, öpme, kucaklama ve okşamanın
yaşanması, ilişkileri geliştirir. Temas öğesinin varlığı büyüklere de,
çocuklara da güven verir.
İnsanları tedirgin etmeden, mümkün olan her durumda bedensel
teması kullanın. Özellikle sizlerden gençlere, aynı cinsiyetten
olanlara, sizlerden daha alt statüde olanlarla bedensel teması
kurmak için her fırsatı değerlendirin
54
9- DIŞ GÖRÜNÜŞ
Giysiler, kişiler arası iletişimde özellikle mesajların algılanması ve hedeflerin ikna
edilmesi ve hedef kitle üzerinde olumlu bir imaj yaratılmasında önem
taşımaktadır.
Ortama göre seçilmiş güzel ve intizamlı kıyafet kaynağın kendisine duyduğu
güvenin ve hedef kitleyi oluşturan bireylere karşı duyduğu saygının
göstergesidir.






Giyim kuşam ve fiziksel görünüm
İnsanların bireylerle ne tür iletişimleri kuracaklarını belirleyen faktörlerden biriside
fiziksel görünümlerdir. Tanıdığımız bir insanla kuracağımız iletişimi, o gün üzerinde
giymiş olduğu elbise bizi fazla etkilemez. Fakat ilk defa karşılaştığımız insanla
konuşmaya başlamadan önce, kıyafetini, boyunu, kilosunu algılayabiliriz. Karşımızdaki
insanın fiziksel görünümü, en azından iletişime nasıl başlayacağımızı belirlemede
etkili olur.
iLK iNTiBA
İnsanlar yeni karşılaştıkları birisinin dış görünüşüne kısa bir süre baktıktan sonra
zihnimizde bir kalıba yerleştirerek ona, `efendi, bey, beyefendi, dayı, amca,
hemşerim, bacı, bayan, hanımefendi` demeye karar veririz. Fiziksel görünüm,
konuşmayı başlatan kişi için ipucu olmanın yanı sıra, kendisine hitap edilen kişi içinde
önemlidir. İnsanlar kendilerini nasıl tanımlıyorsa, başkalarının da kendilerine öyle
hitap etmesini isterler.
Giyim, kuşama dikkat!
Kişiler arası iletişimde giyimin önemi büyüktür. Yerine, zamanına uymayan giyim çok
değerli nice sözün üstünkörü dinlenmesine ve yanlı olarak algılanmasına neden olur.
Örneğin; bir topluluğun önünde konuşma yapmaya hazırlanan genç günlük
yaşamında giydiği kot ve tişörtle konuşmasını yapmak istendiğinde insanlar daha
onun konuşmasını nasıl olduğunu düşünmeden bu daha çocuk diyebilir. Eğer resmi
55
giyinseydi daha çok dikkate alınırdı.




“Kendinize gösterdiğiniz özen kendinize
verdiğiniz değerin ifadesidir.”
“Çevrenizden göreceğiniz saygı ve sevgi
kendinize gösterdiğiniz özen kadardır.”
“Güzel bir dış görünüş sessiz bir tavsiye
mektubudur.”
“İnsanları insan yapan kıyafetleridir. Çıplak
insanların toplumda yeri yoktur
56










GÜVENLİ DAVRANAN KİŞİNİN
BEDEN DİLİNİN İFADESİ AŞAĞIDA
VERİLMİŞTİR:
Bedeni diktir fakat rahat bir duruş sergiler.
Omuzlar diktir fakat az hareketlidir.
Oturuşta bacaklar bitişiktir.
Eller açık ve az hareketlidir.
Başla tasdik gerektiğinde yapar.
Düşünceli bir duruşu vardır.
Bakışları karşısındakini önemser niteliktedir.
Ses akıcıdır,rahattır,alçalmalar ve yükselmeler
yoktur.
Komik olaylarda yerinde güler.
57
 PASİF













DAVRANIŞ BİÇİMİ:
Pasif davranışın verdiği mesaj aşağılık duygusudur.Güvenli
olmayanlar başkalarının istek,ihtiyaç ve doğrularının
kendininkinden daha önemli olduğu görüşünü benimser.
Hem pasif hem de dolaylı davranır.
Başkalarının istek ve duygularını ön plana alır.
Vücudu yığılmış gibi durur.
Yüz hatları uzamış gibi ve çene sarkıktır.
Bacaklar rastgele bırakılmıştır.
Eller devamlı hareketlidir.
Omuzlar çekmiş gibidir.
Ses tonunda huzursuzluk vardır.
Sinirli bir gülüş sergiler.
Genelde vurguyu cümlenin sonuna koyar.
Soru sorar gibi konuşular.
Alt dudağını ısırırlar.
58
 SALDIRGAN
BİÇİMİ:










DAVRANIŞ
Saldırgan davranış oldukça karmaşık bir tablo
gösterir.Bu kişiler aktif veya pasif yolla saldırgan
olabilirler.Bu davranışın üstünlük duygusu veya
saygın olmayan bir ifadesi vardır.
Beden duruşu dik ve gergindir.
Omuzlar arkaya çekik ve hareketlidir.
Dudaklar gergindir.
Oturuş,gergin,öne doğru eşik ve hareketlidir.
Başla tasdik etme keskin ve hızlı olur.
Kaşlar çatıktır.
Bakışlar öfkeyi ifade eder.
Yüz aşırı kızarır.
Ses tonu emir verir gibidir.
59
İLETİŞİMİN PÜF
NOKTALARI
B) YARI DİLSEL İFADELER
Konuşmanın şeklini, tonunu, alçaklığı ve
yüksekliğini ifade eder. İnsanlar gerçek
niyetlerini konuşma şekilleri ile de belli
ederler. Bağırmak, titremek, kekelemek gibi
 Sesin yüksekliği sevinç korku ve öfkenin
 Sesin alçalması üzüntü yorgunluk ve hayal
kırıklığının ifadesidir.
60
C) SORU SORMA VE
CEVAP VERME


Sorular ne kadar önemli hayatımızda. Sorduğumuz kadar, bize sorulan da. İş
görüşmelerinde sorulur, sınavlarda sorulur, sohbetlerde sorulur, sorulur da
sorulur. Soruyu doğru anlamakta önemli sanırım. Cevaplar bazen içinde saklı
oluyor soruların..
İnsanları sorularından tanımak aslında o kadar kolay ki. Sorunun asıl amacı
gerçeği öğrenmektir. Gerçeği öğrenirken, yargı, inançsızlık, öfke, aşağılama
da sorunun içine gizlenebilir. Soruyu soran bu yüzden, cevabı verenden daha
çok belli eder kendini... Biz nasıl sorular soruyoruz acaba gün içinde?
Doğru yanıtlara giden yol, soru sormanın inceliklerini bilmekten geçer. Kime,
neyi, ne zaman, nerede, niçin ve nasıl sorduğumuz, yanıtların kalitesini
belirleyecektir. Sormayan gelişemez, gerçekleri öğrenemez, ezber bozamaz,
fark yaratamaz, daha iyiye ulaşamaz. Felsefenin, bilimin, teknolojinin;
icatların ve keşiflerin; tüm medeniyetlerin, nihayetinde gazeteciliğin
temelinde soru sormak vardır.
61
D) ELEŞTİRİ
“Eleştiri belki güzel bir şey değildir ama
gereklidir.Ağrı ile aynı işi görür,zira ağrı da
vücutta bir arıza olduğunu haber verir.”
 Birey değil davranış eleştirilmelidir
 Eleştirilen davranışı eleştiren kişinin kendisinin
yapmamış olması
 Eleştirileri hakaret unsurları içermemelidir.
 Kesinlikle genellemelerden sakınılmalıdır
 Eleştirilerin yapılacağı yer ve mekan iyi seçilmelidir.
 Eleştiri yapılacak kişinin içinde bulunduğu duygusal
zaman ayarlanmalıdır
62
ÖRNEK SORU
1. Kişi değil davranışı eleştirilmelidir
2. Uyarı gecikmeden verilmelidir
3. Başkalarının yanında eleştiri yapılmamalıdır
4. Eleştiri yapılırken kişinin daha önce yaptığı
hataları da anlatılmalıdır
Eleştiri yapılırken yukarıdakilerden hangilerine
özen gösterilmelidir?
A) 1-2-4
B) 2-3-4
C) 1-3-4
D) 1-2-3
E) Hepsi
63
E) HAYIR DİYEBİLMEK


Hepimiz biliriz ki onaylanmak ve beğenilmek insanların en
önemli ihtiyaçlarından biridir. Zaman zaman sırf bu
ihtiyacını karşılayabilmek için insanlar, kendi isteklerini bir
kenara atarak diğer insanların istek ve beklentilerini
karşılamak adına onlara EVET; kendi istek ve beklentilerini
ise erteleyerek HAYIR derler…Fakat burada diğer insanlara
söylediğimiz hayır ve evetlerin dengesini çok iyi kurabilmek
önemlidir…Çünkü ruh sağlığı tanımlamalarına baktığımızda
tanımlardan biri de : kendinin ve toplumun beklentilerine
dengeli uyum göstermektir.Yani ne biri ne de diğeri çok
ağır basmayacak şekilde uygun dengeyi kurabilmek ruh
sağlığının kısa fakat belirgin tanımlamalarından biri olarak
kabul edilmektedir…
HER ŞEYİ KABUL EDEREK SEVİLİP
BENİMSENECEĞİNİZİ DÜŞÜNÜYORSANIZ,
YANILIYORSUNUZ!...
64









Hayır demenin daha doğrusu karşımızdakini incitmeden
hayır diyebilmenin bir yöntemi olabilir mi? Genelde
önerilen yöntem;
1-Sizden istenenin kendi cümlelerinizle tekrar ifade
edilmesi,
2-Ardından, neden kabul etmediğinizle birlikte
gerekçenizin belirtilmesi,
3-Hayır cevabınızın sizden bir şeyler isteyen tarafından
kabul edilebilmesini kolaylaştıracak ifadeler
kullanılmasıdır.
4-Acele etmeyip sabırlı olunuz,
5-Çok fazla özür dilemeyiniz,
6-Baskı altında eğilmemeye çaba gösterin,
7- Karşınızdaki ile aynı tarafta olduğunuzu göstermeye
onun da bunu anlamasına çaba gösterin.
HAYIR DİYEBİLMEK, HAYATIMIZIN KONTROLÜNÜN
BİZİM ELİMİZDE OLMASI DEMEKTİR….
65
ÖRNEK SORU
“ Ne söylediğimizden daha önemlisi, nasıl söylediğimizdir” cümlesi
iletişimde hangi kavramın önemini vurgulamaktadır?
A) Empati
B) Enformasyon
C) Beden dili D) Yaşantı E) Öğrenme
ÖRNEK SORU
Aşağıdakilerden hangisi beden dilinin içerisinde yer almaz?
a) Yüz ifadesi
b) Baş hareketleri
c) Jestler
d) Ses tonu
e) Beden duruşu
ÖRNEK SORU
Bir kimsenin gönderdiği mesajı doğru algılamak için
aşağıdakilerden hangisi gereklidir?
a) Önyargılardan uzak, etkin bir dinleme
b) Konuyla ilgili önceden bilgi sahibi olma
c) Mesajı gönderen kişiyi önceden tanıma
d) Kaynak ve alıcının ortak deneyimlere sahip olması
e) Kaynak ve alıcının aynı mekânda bulunması
66
EMPATİ
KENDİMİZİ KARŞIMIZDAKİNİN YERİNE KOYABİLME SANATI
Empati tanımı üç temel öğeden oluşmaktadır.
1) Empati kuracak kişi kendisini karşısındakinin yerine koymalı,
olaylara onun bakış açısıyla bakmalıdır.
2) Empati kurmuş sayılmamız için, karşımızdaki kişinin duygularını
ve düşüncelerini doğru olarak anlamamız gereklidir.
3) Empati tanımındaki son öğe ise,empati kuran kişinin zihninde
oluşan empatik anlayışın, karşıdaki kişiye iletilmesi
davranışıdır.
İLETİŞİMİN EN ÖNEMLİ BOYUTU
İNSANLARI ANLAMANIN EN DOĞRU YOLU
67


EMPATİNİN SEMPATİDEN FARKLILIĞI
Bir insana sempati duymak demek, o insanın sahip olduğu
duygu ve düşüncelerin aynısına sahip olmak demektir.
Karşımızdaki kişiye sempati duyuyorsak, onunla birlikte acı
çekeriz yada seviniriz. Empati kurduğumuzda ise
karşımızdakinin duygu ve düşüncelerini anlamak esastır.
Kendimizi sempati kurduğumuz kişinin yerine koymamız ve
onu anlamamız şart değildir; sempatide "yandaş" olmak
esastır. Empati kurduğumuzda ise karşımızdaki kişiyle aynı
duyguları ve görüşleri paylaşmamız gerekmez; sadece
onun duygularını ve düşüncelerini anlamaya çalışırız. Bir
insanı anlamak başka şeydir, ona hakvermek başka şey.
Empatide anlamak, sempati de ise anlamış olalım ya da
olmayalım, karşımızdakine hak vermek sözkonusudur.
Empati Kurma ve Yardım Etme Davranışı
68
ÖRNEK SORU
Aşağıdakilerden hangisi, empatik iletişim kurmanın
unsurlarından değildir?
A)Karşıdaki kişiyi yerine göre eleştirme ve yargılama
B) Kendisini karşıdakinin yerine koyma
C) Karşıdaki kişinin duygu ve düşüncelerini doğru
algılama
D) Olaylara karşıdakinin bakış açısıyla bakma
E) Karşıdaki kişinin anlaşıldığını karşı tarafa iletme
ÖRNEK SORU
“Bir insanı yargılamadan önce, gün doğumundan
batımına değin onun ayakkabılarıyla dolaşın” atasözü
hangi süreci ifade etmektedir?
a) İleti
b) Sempati
c) Motivasyon
d) Empati
e)Yardımseverlik
69
İYİ
BİR EMPATİ İÇİN:
1-Ne olursa olsun karşıdakine saygı
duyun
2-Yargılamayın
3-Onu anlamaya çalışın
4-Dünyaya onun gözüyle bakın
70
STRES

Stres’in Tanımı

Stres’in Nedenleri















Sevilen birinin kaybı
Önemli bir başarı
Yaşanılan şehri değiştirmek
Sosyal hayatta değişiklik
Anne ve babanın boşanması
Uyku düzeninin değişmesi
Evlenme Sevgili veya eş den ayrılma
İşini kaybetme
Yeni işe başlama
Sorumluluk isteyen bir konuma gelme
Maddî problemler
Karşı cinsle yeni başlayan romantik ilişki
Yeme alışkanlıklarında değişiklikler
Aileden
birinin
sağlık
sorunu yaşaması
Hastalık ya da yaralanma
71
 STRES’İN
BELİRTİLERİ
Duygusal Düşünsel; Kaygı, Gerginlik,
Huzursuzluk, Korku, Utanma Kendini eleştirme,
konsantrasyon ve karar verme zorluğu, unutkanlık
ve başarısızlık ile ilgili düşünceler.
Davranışsal; Kekeleme ya da benzeri konuşma
güçlükleri, ağlama, sinirlilik, dişleri sıkma, iştah
artması ya da azalması.
Fiziksel; Kaslarda gerginlik, ellerin terlemesi,
baş ağrısı, sırt ya da boyun problemleri, sık
hastalanma, yorgunluk hissi, hızlı nefes alma,
çarpıntı, titreme
72
STRESLE BAŞA ÇIKMA

















Düşünce tarzınızı değiştirin
Derin bîr nefes alın
Zamanınızı iyi kullanın
Sosyal ortamlarda bulunmalısınız
İyi vakit geçirmeyi bilmelisiniz
Konuşmalısınız
Gergin hissettiğinizde bir dakika durmalısınız
Fiziksel rahatlığınıza özen göstermelisiniz
Hareket etmelisiniz
Sağlığınıza dikkat etmelisiniz
Gülmelisiniz
Sınırlarınızı bilmelisiniz
Gerçekçi hedefler belirlemelisiniz
Hep haklı olamazsınız
Gereksiz rekabetten kaçınmalısınız
Ağlamaktan çekinmemelisiniz
Etrafınızdaki güzel şeyleri görmelisiniz
73
ÖRNEK SORU
Günlük yaşamda karşılaşılan engeller ve zorlamalar karşısında
duyulan ruhsal gerginlik, huzursuzluk hali aşağıdakilerden
hangisinin tanımıdır?
A) Stres
B) Motivasyon
C) Empati
D) İletişim E) Gürültü
ÖRNEK SORU
Aşağıdakilerden hangisi stresin olumsuz etkilerinden değildir?
A) Beden sağlığı üzerinde önemli zararlı etkileri vardır
B) İş performansını düşürür
C) Bazı durumlarda kendimizi iyi hissetmemizi sağlar
D) Kısır döngü yaratır
E) Sorunlarla başa çıkmamızı zorlaştırır
ÖRNEK SORU
Aşağıdakilerden hangisi uzun süreli stresin kişide oluşturduğu
psikolojik sorunlardan biridir?
A) İştahsızlık
B) Yüksek tansiyon
C) Madde kullanımı
D) Uykusuzluk
74
E) Depresyon
MOTİVASYON












MOTİVASYON NEDİR?
1- Bir işi yapmak için içimizde duyduğumuz güçlü istek
motivasyondur.Motivasyon ne kadar güçlüyse bir işi yapma
gücümüz o kadar artar.
2-Hedefe yönelmiş davranış bir şey yapma isteğidir.
3-Bireyin , eylemin yönünü, gücünü ve öncelik sırasını belirleyen
iç ve dış bir uyarıcının etkisiyle harekete geçmesi.
Motivasyon insan ilişkilerine yön veren en önemli olgulardan
biridir.
MOTİVASYONU ETKİLEYEN DEĞİŞKENLER
a.Yetenek
b.İşe bakış açısı
c.Bireyin yapmak istedikleri ve yapması gerekenler
d.İşin kendisi
e.işin sunacağı ilerleme sorumluluk ve tatmin edebilme ölçütü.
f.Bireyin zekası becerileri ve bilgi düzeyi
75









MOTİVASYON VE İŞ YAŞAMINA ETKİLERİ
motivasyon araçları çalışanların motivasyonunu
sistemli olması dolayısıyla performans düzeyinin
yüksek olması açısından önemlidir. Bir işletmede
sistemli motivasyon araçları kullanmanın faydaları
şunlardır.
Çalışanların işletmeye ve iletme kültürüne bağlılıkları
artar.
İşletmede verimliliğin artmasında etkilidir.
Motivasyonu yüksek olan çalışanın morali de yüksek
olur.
Çalışanların iş tatmini yüksek olur.
Çalışanların işten kaytarma olayı azalır.
İşletmenin maliyetinde azalma olur.
İşletme ve çalışanlar için çalışma hayatının kalitesini
yükseltir. İşletmenin ürün yada hizmetlerinin
76
kalitesinin yükselmesinde etkilidir.
TAKIM ÇALIŞMASI








Takım: İki yada daha fazla kişinin bir amaç etrafında
ortak çaba göstermesidir.
Etkili bir Takım İçin
Takım elemanları arasında etkili iletişimin olması
Takımın ortak hedeflerinin olması ve herkes tarafından
paylaşılması gerekir.
Hedefler ve takımlar oluşturulurken herkesin
görüşünün alınması
Takımda paylaşılan ve benimsenen liderliğin olması
Liderin takım yönlendirebilmesi ve geliştirebilmesi
Takım elemanlarının “Biz” düşüncesine sahip olması
77
MOTİVASYONUNUZU
NASIL ARTTIRIRSINIZ?
Bazen motivasyonunuzun düştüğünü, hiçbir şey yapmak istemediğinizi
fark edersiniz. Bazen hedefleriniz olmadığını ya da hedeflerinizin,
kendinizi değil, başkalarını mutlu etmek için olduğunu
düşünürsünüz. Motivasyonunuzu arttırmak için;








Kişisel hedeflerinizi bir kâğıda yazın.
Çalışma isteğinizin az olduğunu hissettiğinizde bu hedeflerinizi
okuyun.
Başarıya odaklanın ve başarısızlık üzerinde düşünmeyin.
Mükemmeliyetçi olmayın.
Kendinize güvenin.
Sabırlı olun.
Değişim için kendinize zaman ayırın.
Hedeflerinize ulaşmak için gösterdiğiniz çabaları ödüllendirin.
78
ÖRNEK SORU
Avrupa kupa maçlarında üstün başarılar gösteren bir takım,
antrenman maçlarında zayıf takımlara bile
yenilebilmektedir. Bu durum aşağıdakilerden hangisiyle
açıklanır?
A) Farklı güdülenme düzeyleriyle
B) Güdülenmenin toplumsal kökenli olmasıyla
C) Kişilerin her zaman başarılı olmasıyla
D) Başarısızlığın olağan sayılmasıyla
E) Başarılı olmanın çok çalışmaya dayanmasıyla
ÖRNEK SORU
Başarılı öğrencilere takdir ve teşekkür verilmesinin nedeni
aşağıdakilerden hangisiyle açıklanır?
A) Öğrencileri mutlu etme
B) Yasal bir zorunluluğa uyma
C) Öğrencileri motive etme
D) Öğrencilerin başarılarını ölçme
79
ÖRNEK SORU
Motivasyonla ilgili olarak aşağıda verilenlerden
hangisi doğrudur?
a) Motivasyon geçicidir
b) Motivasyon hareketi devam ettiricidir
c) Herkes aynı araçla motive edilebilir
d) Motivasyon iş başarısı için önemli değildir
e) Motivasyon hedefe ulaşmayı olumsuz etkiler
ÖRNEK SORU
Bir işi yapmak için içimizde duyduğumuz güçlü
isteğe………. denir?
A) Empati
B) Motivasyon
80
C) Rekabet
D) Terfi
E) İletişim
PROBLEM ÇÖZME








Problem; gerginlik, dengesizlik, uyumsuzluk,
belirsizlik durumudur.
Problem; bireyin istenilen bir hedefe ulaşmak için
topladığı mevcut güçlerin karşısına çıkan engellerdir.
Problem; bir ortamdan ya da bir durumdan daha çok
tercih edilen bir başka ortama veya duruma geçiş
esnasında önümüze çıkan engeller, zorluklardır.
Problem; sizin önünüze atılmış, sizi engelleyen bir
durumdur.
Her tür problemin üç temel özelliği
1. Bireyin belirlediği bir amacı vardır.
2. Bireyin amaca giden yolunda bir engeli vardır.
3. Birey amacına ulaşmak istediğinde içsel bir
gerginlik duyar.
81
Problem çözmenin aşamaları
1-Problemin tam olarak tanımlanması
2-Yardıma ihtiyacın olup olmadığının belirlenmesi
3-Tüm çözüm yollarının belirlenmesi
4-Çözüm yollarının muhtemel sonuçlarının düşünülmesi
5-Kararın verilmesi
6-Kararın uygulanması
 Veya 1-Tanıma
2- Üretme 3- Kuluçka
4Değerlendirme
 Problem çözmenin önündeki engeller
1-Algısal etkenler
2-Duygusal etkenler
3-Geçmiş deneyimlerin etkisi (İşleve Takılma- Zihinsel Kurgu)
4-Kültürel etkenler

82
BEYİN FIRTINASI
Problemin çözümü ile ilgili bir grup insandan kısa bir süre içinde çok
sayıda düşünce elde etmektir.
 Fikirlerin, problemlerin, algıların, soruların veya sonuçların bir
listesini hazırlamak amacıyla bir ekibin yaratıcı düşüncesini ortaya
çıkartmak ve tam katılımı sağlamak için kullanılan tekniktir.
 Basamakları:
1-Problemin belirlenmesi ve tartışılması
2-Problemin değişik açılardan yeniden tanımlanması
3-Problemin kaç şekilde çözüleceğinin sorulması
4-Isınma turu
5-Beyin fırtınası
6-En akla gelmeyecek yol
7-Değerlendirme


Beyin Fırtınasının Yararları Nelerdir?
1-Grubun bütün olarak bilgilerini ve deneyimlerini ortaya koymasına
yardımcı olur.
2-Yaratıcılığı destekler.
3-Grubun bütününün katılımını sağlar.
83
Download