KARBONHİDRATLAR PROTEİNLER YAĞLAR

advertisement
KARBONHİDRATLAR
PROTEİNLER
YAĞLAR
KARBONHİDRATLAR
Yapılarında karbon (C) hidrojen (H) oksijen (O)
atomu bulundururlar.3 grupta incelenirler;
a.Monosakkaritler(Tek Şekerliler)
b.Disakkaritler(Çift Şekerliler)
c. Polisakkaritler(Çok Şekerliler)
A.MONOSAKKARİTLER





Basit ya da tek şekerler olarak adlandırılırar.
Genel formülleri CnH2nOn dir.Karbon sayısı 3-8 arasında
değişir.
En küçük karbonhidratlardır.
Sindirilemezler, parçalanamazlar, hidroliz edilemezler.
Karbon sayılarına göre isimlendirilirler;
3C’lu olanlara trioz denir.(PGAL)
5C’lu olanlara pentoz denir.(riboz, deoksiriboz)
6C’lu olanlara heksoz denir.(glikoz, galaktoz, fruktoz)
Pentozlardan, riboz RNA’nın ve ATP’nin yapısına
katılır. Deoksiriboz ise DNA’nın yapısında bulunur.
Riboz ve deoksiriboz arasında sadece oksijen
sayılarında farklılık gözlenir. Deoksiribozun bir tane
oksijeni eksiktir.
Heksozların, genel formülü C6H12O6 dır. Çeşitleri
glikoz (üzüm şekeri), fruktoz (meyve şekeri), ve
galaktoz (süt şekeri)dir. Üç çeşidin de kapalı
fomülleri aynı ancak açık formülleri yani kimyasal
bağlanışları farklıdır. Böyle bileşiklere izomer
bileşikler denir. Heksozlar arasında canlılarda enerji
verici olarak en fazle kullanılan molekül glikozdur.
ÜÇ İZOMERİK HEKSOZ
İnsan kanında gözlenebilen tek monosakkarit
glikozdur. Besinlerle alınan fruktoz ve galaktoz
karaciğerlerde glikoza dönüştürülerek kana verilir.
Heksozların tümü suda çözünebilir ve tatlıdır.
Ancak en tatlı şeker fruktozdur.
B.DİSAKKARİTLER
İki monosakkaritin birleşmesiyle meydana gelirler.
Disakkarit örnekleri maltoz (arpa şekeri), laktoz (süt
şekeri) ve sükroz (sakkaroz) (çay şekeri) dir.
GENEL OLUŞUM TEPKİMESİ
monosakkarit + monosakkarit
glikoz + glikoz
glikoz + galaktoz
glikoz + fruktoz
maltoz + H2O
laktoz + H2O
sakkaroz+ H2O
disakkarit + H2O
bitkisel
hayvansal
bitkisel
Genel oluşum tepkimesinde görüldüğü gibi iki
monosakkarit birleşip bir disakkarit oluştururken yani
küçük organik moleküllerden büyük organik moleküller
oluşurken su açığa çıkar. Böyle tepkimelere dehidrasyon
tepkimeleri denir. Dehidrasyon tepkimelerinde açığa
çıkan su sayısı kadar bağ kurulur. Karbonhidrat
monomerleri arasında kurulan bağa glikozit bağı denir. O
halde disakkaritlerde 1 tane glikozit bağı bulunur.
Dehidrasyon tepkimelerinin tersine yani büyük
organik moleküllerin su katılarak küçük organik
moleküllere parçalanmasına hidroliz tepkimeleri
denir.
Dehidrasyon tepkimelerinde ATP harcanır.Hidroliz
tepkimelerinde ATP tüketimi ya da üretimi olmaz.
NOT: Monosakkaritlerde glikozit bağı bulunmaz.
C.POLİSAKKARİTLER
Çok sayıda (100-1000) glikozun dehidrasyonuyla
oluşmuş büyük yapılı karbonhidratlardır.Bir
polisakkaritin oluşum tepkimesi şu şekilde
gösterilebilir.
n(glikoz)
polisakkarit + n-1 su + n-1 glikozit bağı
Bütün polisakkaritlerin yapı taşı glikozdur. Fakat
glikozların bağlanışı farklı olduğundan dolayı dört
farklı polisakkarit oluşmuştur.
Polisakkarit çeşitleri şunlardır;
1) Glikojen
2)Nişasta
3)Selüloz
4)Kitin
1) GLİKOJEN






Çok sayıda glikozun birleşmesiyle oluşmuş hayvansal bir
polisakkarittir.
Diğer ismi hayvansal nişastadır.
Hayvanlarda glikozun fazlası karaciğer ve kas
hücrelerinde glikojen olarak depo edilir.İhtiyaç olduğunda
depo edilen glikojenler parçalanıp glikoza dönüştürülüp
kana verilir.
Mantar ve bakteri hücrelerinde de glikojen bulunur.
Suda bir miktar çözünür.
Üzerine iyot damlatıldığında kahverengi renk oluşur.
2)NİŞASTA





Bitkilerde glikozun fazlası lökoplast organelinde nişasta
olarak depo edilir.
Suda hiç çözünmez ya da çok az çözündüğü için tadı ve
kokusu algılanmaz.
Buğday, mısır ve patateste bol miktarda nişasta bulunur.
Nişastalı besine iyot veya lügol çözeltisi damlatıldığı
zaman mor. Lacivert oluşur.
Hayvanlar nişasta üretemez, besinlerle dısardan
alır.Dışardan alınan nişasta hidroliz edilerek glikoza
parçalanıp kullanılır.
3)SELÜLOZ




Çok sayıda glikozun birbirine ters bağlanmasıyla
oluşmuştur.
Bitkilerde hücre çeperinin yapısını oluşturur.
Selüloz içeren besinler aldığımızda insanda selülozu
parçalayan enzimler olmadığından selülozdan enerji elde
edilemez, olduğu gibi dışarı atılır. Sadece geviş getiren
canlılar selülozdan faydalanabilir.
Suda erimez, iyotla boyanmaz.
4)KİTİN



Yapısı selüloza benzer.
Azotlu bir polisakkarittir.
Omurgasız hayvanlardan eklem bacaklılarda
(örneğin:böceklerde) dış iskeleti oluşturur.
KARBONHİDRATLARIN CANLI VÜCUDU İÇİN ÖNEMİ





Hücrede enerji verici olarak ilk sırada kullanılırlar.
Beyin hücrelerinin tek enerji kaynağı glikozdur.
Glikoz, proteinlerle birleşerek glikoproteinleri, yağlarla
birleşerek glikolipitleri oluşturur ve bu moleküller hücre
zarının yapısına katılır.
Pentoz çeşitleri olan riboz ve deoksiriboz, nükleik
asitlerin ve ATP’nin yapısına katılır.
Memelilerin sütünde bulunan laktoz, yavru canlıların
beslenmesinde etkilidir.
YAĞLAR




Karbon (C), Hidrojen (H) ve Oksijen (O) atomları
içerirler. Yapılarında ayrıca Fosfor (P) ve Azot (N)
bulunabilir.
Suda çözünmez.Alkol, eter, kloroform gibi organik
çözücülerde çözünürler.
Hidrojen oranları karbonhidrat ve proteinlere göre fazla
olduğu için bu moleküllerden daha çok enerji verirler.
Yağların, yağ asitleri, nötral yağlar (trigliserit), steroid,
fosfolipit ve glikolipit gibi çeşitleri vardır.
Şimdi bu yapıları inceleyelim.
A.NÖTRAL YAĞLAR (TRİGLİSERİT)
3 molekül yağ asidi ile 1 molekül gliserolün
birleşmesi sonucunda oluşurlar.Bu tepkime
sırasında yağ asidi ile gliserolün birleşmesini
sağlayan bağa ester bağı denir.Bu bağın
kurulduğu tepkimeyede esterleşme tepkimesi
denir.
GENEL DENKLEMLERİ
1 gliserin + 3 yağ asidi
1 nötral yağ + 3su + 3 ester bağı
B.STEROİTLER
Erkeklik ve dişilik hormonları ve
kolesterol steroitlere örnektir.
C.FOSFOLİPİTLER
Gliserol ve yağ asidine ek olarak fosforik
asit varsa fosfolipittir. Hücre zarının
yapısına katılırlar.
D.GLİKOLİPİTLER
Glikoz + yağ moleküllerinden oluşmuştur.
Hücre zarının yapısına katılırlar. Sinir
hücrelerindeki miyelin kılıfta bulunurlar
Yağ molekülleri taşıdıkları yağ
asidinin çeşidine göre ikiye ayrılır;
1. Doymuş Yağlar
2. Doymamış Yağlar
1. DOYMUŞ YAĞLAR





Doymuş yağ asidi içerirler.Şöyle ki; yağ
asitlerinin karbonları birbirine tek bağla
bağlanmıştır. Diğer bağlar hidrojenle
doyurulmuştur.
Oda sıcaklığında katıdırlar.
Doymamış yağlara göre daha çok hidrojen
içerirler.
Genellikle hayvansaldırlar.
ÖR: Tereyağı, kuyruk yağı...
H H H H H H
| | | | | |
OH - C – C – C – C – C – C - H
|| | | | | |
O H H H H H
2. DOYMAMIŞ YAĞLAR
İçerdeği yağ asidinin karbon zincirinin bazı
karbonları arasında çift bağ bulunur.
 Bu bağ asitlerinin karbonları hidrojen
atabilecek durumdadırlar.
 Oda sıcaklığında sıvıdırlar.
 Genelde bitkiseldirler.
 ÖR: Zeytinyağı gibi.

YAĞLARIN İNSAN VÜCUDU İÇİN ÖNEMİ






Hücre zarının yapısına katılırlar.
Bazı hormonların yapısına katılırlar.
Enerji kaynağı olarak karonhidratlardan sonra ikinci
sırada kullanılırlar.
Yağlar; protein ve karbonhidratlara göre daha fazla
enerji verirler. Fakat oksijen sayıları az olduğu için zor
parçalanırlar.
Vücutta yağın fazlası deri altında depo edilir. Bu sayede
canlı soğuktan korunur.
Vücudu basınç ve darbelere karşı korur.



Hidrojen bakımından zengin oldukları için yıkımları
sonucunda bol miktarda su oluşur. Bu da develer, göçmen
kuşlar ya da kış uykusuna yatan canlıların su ihtiyacının
karşılanmasını sağlar.
Kuşların enerji kaynağı olarak yağ depolamaları yağların
ağırlığının hafif olmasından dolayı canlının uçmasını
güçleştirmemesi sebebidir.
Yağda çözünen A,D,E,K vitaminlerinin vücuda alınmasını
kolaylaştırır.
Yağlar vücuda fazla alınırsa; şişmanlık, damar
tıkanıklıkları, kalp ve dolaşım rahatsızlıkları ortaya çıkar.
PROTEİNLER
Çok sayıda aminoasidin dehidrasyon sentezi ile birleşip
oluşturduğu büyük moleküllere protein denir. Proteinlerin
yapı taşı aminoasitlerdir. Aminoasitlerin yapısında karbon
(C), hidrojen (H), oksijen (O), azot (N) atomları bulunur.
Bazı aminoasitlerde bunlara ek olarak kükürt (S) ve azot
(N) bulunabilir. Bir aminoasitin yapısında amino grubu,
karboksil grubu ve radikal grup olmak üzere üç grup
bulunur.
BİR AMİNOASİTİN FORMÜLÜ
C H3
C2 H5
C2 H4
R
|
NH2 -
C|
H
COOH
n(aminoasit)
Protein + n-1 su + n-1 peptid bağı
Doğada 20 çeşit aminoasit vardır. Bütün
aminoasitlerde farklı olan tek grup radikal
gruptur. Bitki hücreleri bütün aminoasitleri
sentezler. Hayvan hücreleri ise 12 tanesini
sentezler. 8 tanesini dışardan alır. Vücutta
üretilemeyen dışardan alınan aminoasitlere
temel esansiyel (temel) aminoasitler denir.
Aminoasitler birbirlerine peptit bağıyla
bağlanarak proteinleri oluşturur.Peptit bağları
aminoasitlerin amino ve karboksil grupları
arasında kurulur.Bir aminoasitin amino grubunun
hidrojeni ile karboksil grubunun hidroksili
birleşerek H2O oluştururlar.Suyun çıktığı yerde
peptit bağı kurulur.
İki aminoasit birleşmiş ise oluşan yapıya
dipeptit,üç aminoasit birleşmiş ise
tripeptit,üçten fazla aminoasit birleşmiş
ise polipeptit adını alır.
Proteinler , hücrede genlerin (DNA’nın)
kontrolünde Ribozom organelinde
sentezlenir.Her canlının proteini
kendisine özeldir.Çünkü kendisinde
bulunan genetik şifreye göre
sentezlenmiştir.
Proteinlerin farklılığını , kullanılan
aminoasitlerin ÇEŞİT,SAYI ya da
DİZİLİŞLERİNDEN farklılığı sağlar.
Proteinler,yalnız aminoasitlerden oluşabileceği
gibi nükleik asitlerle birleşerek nükleoproteinleri
ya da glikoz ile birleşerek glikoproteinleri
oluşturabilirler.Hidrolizi sonucu yalnız
aminoasitler oluşan proteinlere
basit,aminoasitlerin yanısıra nükleik asit ya da
glikoz gibi farklı maddelerle oluşan proteinlere
bileşik proteinler denir.
PROTEİNLERİN CANLI VÜCUDU İÇİN ÖNEMİ





Canlının en küçük birimi olan hücrenin, ana yapısını
oluşturur.
Yapıcı ve onarıcıdır.Büyümeyi,gelişmeyi,yaralarının
iyileşmesini,zihinsel gelişimi sağlar.
Kanda oksijen taşınmasını sağlayan hemoglobin
molekülünün yapısında bulunur.
Proteinden yapılmış olan antikorlar,vücudun mikroplara
ya da yabancı moleküllere karşı savunmasında görev
yaparlar.
Yaşamsal olayların düzenlenmesini sağlayan hormonların
yapısına katılırlar.




Canlıdaki kimyasal faaliyetleri düzenleyen
enzimlerin yapısına katılırlar.
Hücrede, gerekirse karbonhidrat ve yağlardan
sonra enerji verici olarak kullanılırlar.Ancak bu
vücudun kendi kendini yemesi anlamına gelir.
Kasların kasılmasında görev alan aktin ve
miyozinler de protein yapılıdır.
Hücre içinde,hücre dışında ya da kanda ozmotik
basıncın dengelenmesinde etkilidirler.
Proteinler içerdikleri COOH grubundan dolayı
asit,NH2 grubundan dolayı bazik özellik
gösterirler.Bu şekilde hem asit hem baz
özelliği gösteren maddelere amofer madde
denir. Bu sayede proteinler hücrede meydana
gelen Ph değişikliklerinde tampon görevi
görürler.
 Kanda bulunan albümin ve globülin
moleküllerinin yapısında proteindir.

NOT: Proteinler yüksek ısı, aşırı pH gibi
durumlarda yapıları bozulur.Bu olaya
denatürasyon denir.
Karbonhidrat(|), Yağ(||), Protein(|||) ;
-Hücrede enerji için kullanma sırası.................|-||-|||
-Verdikleri enerji miktarına göre.....................||-|||-|
-Canlının yapısına katılma miktarlarına göre...|||-||-|
şeklinde sıralanırlar.
Download