Gelir yoksa, yaşam da yoktur! Daha 1792`de

advertisement
Gelir yoksa, yaşam da yoktur!
Daha 1792’de Thomas Paine herkesin asgari gelir hakkına sahip olması gerekir fikri savunmuştu.
Bugün birçok Avrupa ülkesinde asgari gelir yürürlükte ve 16 Latin Amerika ülkesinde de asgari gelir
uygulaması var. En ünlüsü, Brezilya’da Bolsa Familia (Aile Ödeneği) adı altında 2003’te yürürlüğe giren
programdır. 12 milyon aile ya da 44 milyon kişiyi yararlanmaktadır.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun son tahminine göre 2009 yılında Türkiye’de yoksul sayısı 12 milyon 751
bin kişi, açlık sınırında yaşayan kişi sayısı ise 339 bin kişidir. Yani toplumun yaklaşık olarak %20’si
yoksuldur. Tam sayım yapılmış olsa bu oranın çok daha yüksek çıkacağına hiç şüphe yoktur.
Türk-İş’in 2011 Şubat ayı için yaptığı hesaba göre dört kişilik bir ailenin açlık sınırını yaklaşık 890 TL,
yoksulluk sınırını ise 2 bin 898 TL’dir.
Gelir dağılımın yarattığı bu adaletsizlik en temel insanlık hakkını ihlal ediyor!
Bunun karşısında CHP tarafından ortaya konulan “Aile Sigortası” Türkiye’de “asgari gelir hakkını”
toplumun geniş kesimleri tarafından tartışmaya açmak için bizlere önemli bir fırsat sunuyor.
Yoksulluğu eksik gelir desteği ile azaltmayı öneren bu proje genel seçimler öncesinde üzerinde
konuşulması gereken en önemli konuların biridir.
Bütün yoksullara 600 lira ya da şu kadar para verilecek demek aslında tamamen yanlıştır ve konuyu
özünden uzaklaştırmaktadır. Bu yanlışı, kasıtlı olarak, AKP’liler yapmakla kalmıyor, CHP temsilcileri de
yapıyor.
CHP’nin uzun yıllar sonra bulunduğu kısır politik eksenden dışına çıkma çabası olarak gördüğümüz
Aile Sigortasına toplumun geniş kesimlerinin destek vermesi gerektiğini düşünüyoruz çünkü;
İnsanca yaşama hakkı’ ellerinden alınanlar insanlar giderek unutturulmaya, yok sayılmaya veya ancak
sınırlı kömür ve poşet yardımlarıyla avutulmaya çalışılıyor.
“Aile Sigortası insanların en temel ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik bir haktır.”
CHP’nin “Aile Sigortası” olarak kamuoyuna sunduğu proje aslında bir asgari gelir hakkıdır. Yoksulluk
seviyesinin altında olduğu tespit edilen hanelerin geliri verilecek destek ve yardımlarla bu seviyeye
kadar tamamlanmasıdır. Yani “Aile Sigortası”, bütün yoksul hanelere aynı miktarda ödeme öngören
evrensel sosyal bir ödenek getirmiyor.
Genel seçim öncesinde “Aile Sigortası”nı somutlaştıran CHP, buna rağmen seçmenlerden “Aile
Sigortası” projesine yeterince destek bulabilmiş gibi görünmüyor.
AKP’nin “gerçekçi değil, bol keseden atıyorlar ve hesap kitap bilmiyorlar” türünden karşı çıkışının
ardında yatan tepkisinin nedeninin, yapılan kamuoyu araştırmalarında “Aile Sigortası”na esas AKP
tabanından önemli bir destek geldiği çok geçmeden de ortaya çıktı. Bu da gösteriyor ki; toplum “Aile
Sigortası” fikren beğeniyor fakat bunun CHP yönetiminin gerçekleştirebileceğinden pek emin değil.
Bunda da haklı çünkü tüm kamuoyu yoklamaları CHP’nin önümüzdeki dönemde iktidara gelme
olasılığının çok yüksek olmadığını işaret ediyor. Bir dönem daha iktidarda kalması muhtemel AKP’den
aslında artan yoksulluğun esas sorumlusu olarak da bunu tamir etmesini beklemek de insanların en
doğal hakkı.
AKP ise asgari gelir hakkını, evrensel bir hak olarak tanımlanmak istemeyip kaymakamın, valinin,
iktidar partisi il ve ilçe yöneticilerinin himmet etme aracı olarak kalmasını istiyor.
Tartışmaya AKP cephesinden en olumlu katkı ise sadece Ali Babacan’dan “mutlak yoksulluk değil,
gelişmiş ülkelerde olduğu gibi göreli yoksulluk kriterinin dikkate alınması gerektiğini hatırlatması ” ile
geldi.
Halbuki 2006 yılında AKP Diyarbakır milletvekili Aziz Akgül’ün verdiği ve hala meclis komisyonunda
bulunan kanun teklifinde vatandaşlık geliri ödemesi ve bu ödemenin bütçeden karşılanmasına yönelik
öneriler var. Dolayısı ile konu AKP için yeni değildir.
Konu çok boyutlu olmakla birlikte, Güncel Sol olarak görüşlerimizi ve çözüm önerilerimiz özetlersek:
Küçük bir azınlığın hep daha fazla zenginleştiği, geri kalanın ise mutlak olarak yoksullaşması ya
da arasındaki farkın açıldığı bir dünyada yaşıyoruz.
Kapitalizmin çıplak yüzüyle yüzleşme imkânı verdiği ve doğrudan sömürü oranını azaltmayı
hedeflediği için asgari gelir desteği Güncel Sol’un elbette desteklediği bir politikadır.
Eğer bir devlet kendini sosyal devlet olarak tanımlıyorsa orada herkesin asgari bir gelir
hakkına sahip olması gerekir. Ana çerçeve olarak bile olsa buna Aile Sigortası olarak lanse
etmek çok doğru bir kavram değildir.
CHP’ye bugüne kadar oy veren seçmenler için asgari gelir hakkı demek, daha çok vergi
demektir. “Herkese 600 lira” gibi popülist bir sloganın arkasına sığınılmamalıdır. Aile
Sigortası’nın doğru bir şekilde anlatılmasında CHP’ye önemli bir görev düşüyor.
Yoksulluğun minimum düzeylere indirilebilmesi için öncelikle herkesin ‘eşit vatandaş’
olabilmesi sağlanmalıdır.
Asgari gelir hakkının toplumda yaygın bir kabul görmesi için, bunun dayanışma amaçlı
finansman kaynaklarının da belirlenmesi gerekir.
Pratikte emekçilerin kendi vergileriyle finanse edildiği ve sınırlı transferler gerçek amacına
ulaşmayacaktır. Emekçilerin devletten edindikleri sosyal harcamalar devlete ödedikleri
vergileri aşmamalıdır.
Servet sahiplerinin servetlerinin miktarını sınırlandırıcı vergisel araçların geliştirilmesi şarttır.
Kişilere iş bulunması işsizliği azaltmakla birlikte ‘çalışan yoksul’ sorununu çözmeyebilir.
Her çalışan için yaşanılır ücret uygulamasına geçilmeli ve yaşanılan bölgenin özelliklerine göre
sık sık yeniden hesaplanmalıdır.
Asgari gelir desteğinden yararlanmak isteyenlere sunulan iş olanakları kişinin geçmiş iş ve
deneyim, yetenekleriyle uyumlu olmalıdır.
Asgari gelir desteğinin sermaye emek çelişkisini ortadan kaldırmadığı unutulmamalıdır.
“Asgari geliri desteği sermaye ile emekçileri değil, devlet ile emekçileri karşı karşıya getirir. Bu
da, sermaye ile emek arasındaki mücadelenin eksenini birey-devlet eksenine kaydırmak
anlamına gelebileceğinin farkında olunmalıdır.
Yoksulluk ve işsizlik sorunun çözümünde kapitalizmin sınırları dolayısı ile asgari gelir
desteğinin de sınırları bellidir. Neoliberalizmin teknolojik atılımlar ile yaptığı ataklara sol
henüz bir cevap verememişken, bu ve buna benzer süreçler insanlara sosyalist tahayyülü
ortaya koyma fırsatı verebilir.
Aile Sigortası hesabı konusunda yaşanan tartışma, AKP’nin iktisat politikaları, muhafazakârliberal dünya görüşü ve dayandığı sınıflar açısından gerçek konumunu sergilemesine yol
açıyor.
Bazı sosyalist düşünce kalıpları asgari gelir fikrini emeğin sömürülmesine yardım eden bir
liberal araç olarak görse de asgari gelir sosyalist veya sosyal demokrat partilerin pratikte
savunabildiği en önemli projelerden birisi olmuştur.
Asgari gelir desteğini kapitalist sistemin eksikliklerine çözüm arayışları olarak göstermek
bugün için solun elini hayatın içine sokmasını engellemekten başka bir işe yaramaz.
Sosyal politikayı idealize etmek yerine onun toplumsal gerçeklikte nereye oturduğuyla
ilgilenmek maddeci bir dünya görüşünün olmazsa olmazıdır.
Download