TBMM B:38 II . 12 . 1980 0 : 2 İhtisas dallarından bir araya gelecek

advertisement
T. B. M.M.
B:38
İhtisas dallarından bir araya gelecek bir teşkilatlan­
manın çevreye daha da faydalı olacağına inanmakta­
yız.
Çevre Genel Müdürlüğünün çalışma düzeni ve
yönetmelikleri, yukarıda arz etmeye çalıştığım çeşitli
bakanlıkların tfgfli 'birimleriyle kompozisyonu yapıl­
mış olsa, çel.şkiler de ortadan kalkar 'kanaatinde­
yim.
Sayın milletvekilleri, sınırlarımız ötesinde meyda­
na gelen Çerndb'İl Nükleer Santralı faciasından son­
ra, çeşitli bakanlıklarımızın çelişMi bilgilerle Türk
kamuoyu önüne çıkması, genel müdürlüğün daha
modem 'bir yapıya kavuşturulması zaruretini bir ke­
re daha ortaya koymuştur. Türkİyelnin en önemli ih­
racat ürünü olan fındıktan radyasyon söylemleri
ve çelişkili beyanatlar, Türk çiftçisinin önemli b'r
'kesimini mağdur öderken, birtakım istikbalo'lerln de,
depolara koydukları fındıklarla haksız kazan? sağ­
lamalarına yoıl açtığını görmemezlıkten gelemeyiz.
Çay ve sebze üreticileri de radyasyon liddialarının
altında ezilmiş, yetkili ağızlardan çıkan beyanatlarla
şaşkına dönmüşlerdir. Uzun müddettir bir yetkili ve
etkiliyi bekleyerek, tabiata terk edilmenin acısı riçeris ndeâ ı'.er.
Sayın milletvekilleri, çayda radyasyon var mı,
yok mu huzurlarınızda soruyorum? Niçin ilgili ıbir
yetkili çıkıp da bizi ıbir türlü aydınlatmıyor? Rad­
yasyon bir ticarî oyun haline mi geldi, fındıkta ol­
duğu gibi Radyasyon mevcudiyetinin söylen'Cuteri ye­
ni bîr oyun mudur? Eğer bir oyunsa, kimin mağdur
olacağı *v& kimin kazanacağı da zaten bellidir.
Sayın milletlvekil'leri, mikroplu sulara, pis plaj'fara terk ettiğim'iz çocuklarımıza, .sık sık tifo, kole­
ra salgınından dolayı sakat bıraktığımız İnsanları­
mıza, fındık, çay ve çeşitli sebzelerin radyasyonla
etkEenmesi de ilave edildiğinde,
insan unsuruna
ne ölçüde kıymet 'verdiğimiz meydana çıkmaktadır.
«Çevre meselelerinin çözümünü, ekonomi ve kal­
kınma nedenleri lic'inde müta'la etmekteyiz» diyen
Cum'huriyet hülkıülmettîrnıizin bu konuda söyieceği çok
şey alması gerekir. Çevre korunması yönünden alı­
nacak tedbirlerin, ekonomik kalkınma hedefleriyle
ters düşmemesi gerekmiyor mu? Çevre korunmasının
ekonomik gelişmeyi engelleyici Olmaması, aksine yol
gösterici olmasına dikkat edilmesi şart değil mildir?
Sayın milletvekilleri, sağlıklı, adi'i, dengeli kal­
kınma, ıiyi bir çevre planlamasıyla mümkündür. Çev­
re kirliliğiyle yaşıanabİIme İmkânı gittikçe zorlaşan
çağımızda, endüstri 've teknoloji alanındaki hızlı ge­
II . 12 . 1980
0:2
lişmelere bağlı olarak ortaya çıkan çevre sorunları,
Vır taraftan doğal dengeledin
bozulmasına sebep
olmakta; diğer taraftan kaynakların yok edilmesine
neden olurken, insan yaşamını tehdit eden niteli*
ğiyle de - dünyanın birçok ülkesinde olduğu gibi Türkiye'de de en Önemli sorunlardan biri olarak
karşımıza çıkmaktadır.
Türkiye'de çevre kirlenmesiyle mücadelenin, baş­
lıca ik'ı alanı 'kapsayacak tarzda yapılması gereğine
inanıyoruz. Bunlar, sanayileşme ve şehir planlamasıdır. Mücadele de iki safihalı yapılmalıdır: Birincisi,
bugüne ıkadar mevcut çevre kirlenmes-inin bertaraf
edilmesi; ikincisi de, bundan sonraki sanayi ve şeh'irierie ilgili gelişmelerde, çevre kirlenmesinin ön­
lenmesi hususudur.
Muhterem milletvekilleri, çevre sorunlarına al­
dırış etmeyen, insanların medenî olmaları kesinlikle
mümkün değildir. Malumlarınız olduğu veçbile, çev­
re sorunları sadece hava, toprak, su kirliliği de de­
ğildir. Çevre soruntarı, jnsanca yasamak demektir.
Sosyal devlet anlayışının vazıgeçilmez ana unsurla­
rından biri, çevre sorunlarında yatar. İçinde bulun­
duğumuz sosyal, kültürel çevre, bir yaddan insan 'ha­
yalına kolaylık sağlarken; diğer yandan, ürün ve
artıklarıyla tabiî çevreyi menfi yönde etkiler. İnsan
unsuru, tabiî çevre iie sürekli bir alışveriş içinde
olmak zorundad.r; çünkü, biLm, lekmik ve kültür,
tabiî çevrenin yapısını değiştirmektedir. İşte, sürekli
b:r sanayileşme ve kentleşme hedefinin gerçekleşti­
rilmesine çalışırken, çevre kirlenmesinin ihmal edil­
memesini tekrar vutiguîamak İsterim. Çünlkü, Önü­
nüzdeki yıllarda, çevre kirlenmesi konusuna ciddî
ve sistemli bir şekilde eğilmediğımiz takdirde, bu
problemlerin üstesinden gelmek, çok acil ve kaçınıl­
maz hale gelecek; buna mukabil çözüm ise, büsbü­
tün güçleşecektir.
Sayın mı İleti vekıı İleri, sanayileşme ve şehirleşmeden
kaynaklanan ive tafbiî çevreyi süratle tahrip ederek
İnsan hayatını eükrieyen kirlilik, Türkiye'mizde alı­
nan tedbirlerin _ yetersizliği sebebiyle büyük lorun
ve tehlike oümaya devam etmektedir, özellikle An­
kara'da bu durum facia ıhalıne gelmiştir. Katı yakıt
iMıal ederek hava kirliliğine mani olduklarını söy­
leyenlere biz buradan soruyoruz: Niçin zamanında
ve kâfi miktarda İMıal yapılmamıştır? Niçin beledi­
yelere yetki verilmiştir? İthaJ kömür politikasıyla,
Ankara'Ma™ mağdur edilmesine niçin göz yumul­
muştur? Ankara'nın kirli havası konusunda alınan
tedbirlerin, daha sıkı bir şekilde takip edilmesi ge448 —
Download