çevre ve şehircilik teknik komitesi nihani raporu

advertisement
2012
0
Başkan Yardımcıları:
Ahmet Ziya GÜNDÜZ, Yücel KEMANDİ
Raportörler: Elif GÜNDÜZ, Fadim Sorumlu Uzman: Mehmet Emin
YAVUZ
YİĞİTBAŞI
Komite/Çalışma Grubu üye sayısı: 21
Yapılan Toplantı Sayısı: 5
Başkan: Namık CEYHAN
İL
İSİM
KURUM
KONYA
Konya Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü
Namık CEYHAN
KONYA
Sürdürülebilir Çevre Derneği (SÜÇEV)
Ahmet Ziya GÜNDÜZ
KONYA
Şehir Plancıları Odası
Elif GÜNDÜZ
KONYA
Necmettin ERBAKAN Üniversitesi
Fadim YAVUZ
KONYA
Seydişehir Belediyesi
Filiz ŞAHİN
KARAMAN
Konya Büyükşehir Belediyesi
Hasan Basri Güneş
KARAMAN
Konya
Çevre
Koruma
Derneği(KONÇED)
KONYA
Karaman Belediyesi
KONYA
Karaman Çevre Ve Şehircilik İl Müdürlüğü Çevre
Mehmet AKGÜN
Mühendisi
KONYA
Konya Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü
Mustafa ŞAHİN
KONYA
Konya Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü
Erdal BAŞTAN
KONYA
Konya Organize Sanayi Bölgesi Müdürlüğü
Ahmet ARUNDAŞ
KARAMAN
Beyşehir Belediyesi
Sultan Güleser KORKMAZ
KONYA
Beyşehir Belediyesi
Zehra SODAN
KONYA
KOP Dairesi Başkanlığı
Kerim UYAR
KONYA
KOP Dairesi Başkanlığı
Seda ÜNVER
KONYA
Sürdürülebilir Çevre Derneği (SÜÇEV)
Yücel KEMANDİ
KONYA
Sürdürülebilir Çevre Derneği (SÜÇEV)
Selma İNCE
KONYA
Konya Büyükşehir Belediyesi
Recep AYDOĞDU
KONYA
Konya Büyükşehir Belediyesi
İbrahim TEKİN
KARAMAN
Karaman Organize Sanayi Bölgesi Müdürlüğü
Yasin ÜNÜVAR
Eğitim
ve
Araştırma
Osman Nevres YILMAZLAR
Osman ŞİMŞEK
1
1 GİRİŞ
2014 2023 Konya Karaman Bölge Planının bölge aktörleri tarafından
benimsenmesi için 21.12.2011 tarihinde yapılan 7. Kalkınma Kurulu toplantısında
kurulan "Sanayi, Tarım ve Gıda, Hizmetler, Turizm ve Sosyal Kalkınma İhtisas
Komisyonları" ve bu komisyonların altında çalışması gereken "Teknik Komiteler"
oluşturulmuştur. Komisyon ve komite üyelerinin belirlenme çalışmalarına sonraki
süreçte de devam edilmiş olup ayrıca Çevre ve Şehircilik teknik komitesi
oluşturulmuştur. Bu komiteler altında ise, 12 tane çalışma grubu belirlenmiştir.
Bunlar; Arge-Yenilikçilik-İnovasyon, Dış ticaret-Lojistik, Enerji, İşgücü-İstihdam,
Toprak ve Su, Bitkisel Üretim, Hayvansal Üretim, Gıda, Hizmetler, Sosyal Kalkınma,
Turizm, Çevre ve Şehircilik çalışma gruplarıdır.
Bu çalışma sonucunda oluşturulmuş raporların bölge planına girdi
sağlayabilecek nitelikte olması için gönüllü katılım temel ilke olarak benimsenmiştir.
Öncelikle Teknik Komite çalışma grubu üyelerinin belirlenmesi için paydaş analizi
yapılmıştır. Paydaş analizinden sonra tüm paydaşlarla irtibata geçilerek çalışma
hakkında bilgi verilmiş ve katılım sağlayıp sağlamak istemeyecekleri sorulmuştur.
Böylelikle çalışmanın gönüllülük esasına dayanması sağlanmıştır.
Bu aşama da yapılan toplantılar ile tarımdan sanayiye, turizmden sosyal
politikalara kadar oldukça geniş bir yelpaze de Konya - Karaman olarak
gerçekleştirmek istediğimizi kalkınma hedeflerine ulaşabilmek için gerekli olan öncelik
ve tedbirlerimiz alanında uzman paydaşlarımız ile belirlenmeye çalışılmıştır. 12
gruptan oluşan Teknik Komiteler ajans uzmanlarının koordinasyonunda çalışmalarını
yürütmüştür. Teknik Komite çalışmalarında toplamda 49 toplantı gerçekleştirilmiştir.
Bu toplantılar sonucunda Teknik Komiteler tarafından öncelik ve stratejilerin
belirlendiği Özel İhtisas Raporları oluşturulmuştur.
Çevre, Enerji, İklim Değişikliği, Su Kaynakları ve Atık Yönetimi, Hava Kirliliği,
Toprak Kirliliği, Mekansal Planlama ve Yaşam Kalitesi vb. tematik konularda
yoğunlaşması öngörüsüyle Mevlana Kalkınma Ajansı moderatörlüğünde oluşturulan
"Çevre ve Şehircilik Teknik Komitesi" ilk toplantısını 11.01.2013 tarihinde Konya İl
Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü Toplantı Salonunda gerçekleştirmiştir. Komite Konya
ve Karaman illerindeki çeşitli kamu kurumu, üniversite ve STK temsilcilerinden
oluşturulmuştur. Toplantıda başkan, başkan yardımcısı ve raportörler seçilmiştir.
Komite üyelerinin isimleri, kurumları, katıldıkları toplantı sayısı ve komiteye yaptıkları
katkı (varsa) aşağıda belirtilmiştir. Komite çalışma amaçları doğrultusunda beş
toplantı gerçekleştirmiştir.
1. Toplantı: 11 Ocak 2013, saat: 14:00 Konya İl Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü
2. Toplantı: 21 Ocak 2013, saat: 13:30 Konya İl Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü
3. Toplantı: 11 Şubat 2013, saat: 13:30 Konya Büyükşehir Belediyesi
4. Toplantı: 18 Şubat 2013, saat: 13:30 Konya İl Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü
5. Toplantı: 22 Şubat 2013, saat: 14:00 Konya İl Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü
2
İlk toplantıda; her bir katılımcı kendi deneyim ve ilgi alanı doğrultusunda öncelik
önerisinde bulunmuştur. Bir araya getirilen öncelikler komitede tartışılmış, sonuçta 6
öncelik tespit edilmiştir:
Çevre Eğitiminin Yaygınlaştırılması ve Çevre Bilincinin Arttırılması
Hava Kalitesinin İyileştirilmesi
Sürdürülebilir Atık Yönetimi
Su ve Su Kaynaklarının Akılcı Kullanımı
Mekânsal Planlama Sürecinde Çevreye Duyarlı Politikaların Üretilmesi
Yeşil Sanayi Politikalarının Oluşturulması
İkinci toplantıda; katılımcılar en çok katkı koyabileceklerini düşündükleri
öncelikler konusunda stratejiler geliştirmişlerdir. Her bir önceliğe yönelik alt çalışma
grubu oluşturulmuştur.
Üçüncü toplantıda; katılımcılar belirlenen stratejiler üzerinde tartışarak
stratejilere son halini vermişlerdir. Aynı zamanda önceliklere ilişkin GZFT analizi
yapılmıştır.
Dördüncü toplantıda; GZFT analizi üzerinde tartışılmıştır. Katılımcılardan
mevcut duruma yönelik katkı koymaları beklenmiştir.
Beşinci toplantıda; raportörler tarafından biraraya getirilen rapor üzerinde
konuşularak son hali verilmiştir.
3
2 MEVCUT DURUM
Ekonomik ve teknolojik gelişmeler, nüfus artışı, hızlı kentleşme ve doğal kaynakların
tüketimi sürecinde insanlık bir yandan sanayileşmenin getirdiklerinden yararlanmayı ve
tam bir refah içinde yaşamayı hedeflerken diğer taraftan ihmal ettiği bazı değerlerin
bedeli olarak doğal dengenin bozulması ve çevrenin kirlenmesi ile karşı karşıya
kalmıştır. Hızla kirlenen hava, su ve toprak kaynakları, tahrip edilen orman alanları, iyi
tasarlanmış ve planlanmış programlar çerçevesinde süreklilik sağlanarak, ilgili tüm
kurum ve kuruluşların işbirliği ve ortaklığında çözüm bulunması ve geliştirilmesi
gereken çevre sorunlarıdır.
Türkiye’de, son yıllarda çevre eğitimi konusunda gerek devlet, gerekse kamuoyunda
bilinçlenme artmaktadır. Çevre eğitimi ile ilgili tüm bulgular bölgemiz için de
geçerliliğini korumaktadır. Bunun yeterli olmadığı bilinse de, bundan sonra atılması
gereken adımlar için bölgemiz altyapı oluşturulmasına açık bir durumdadır. Bölgemizde,
ilgili kurumlar ve STK’lar tarafından çevrenin korunması ve çevre konusunda toplumsal
duyarlılığın artırılmasına dönük çeşitli çalışmalar yapılmaktadır. Ancak kurumların
birbirleriyle ilişkilerinde, yönetim yapılarında, hedef kitlelerine ulaşmada, mali ve teknik
donanım konularında sorunlar bulunmaktadır.
Bölgemizde hızla gelişen sanayileşme ve şehirleşme birçok problemi de beraberinde
getirmiştir. Bu problemlerden biri hava kirliliğidir. Türkiye Çevre Sorunları ve
Öncelikleri Envanteri Değerlendirme Raporu (2012) verilerine göre hava kirliliği
Konya’da birinci derecede, Karaman’da ise 3. Derecede öneme sahiptir. Hava kirliliğinin
en önemli kaynağı evsel ısınma olarak belirtilmiştir. Hava kirliliği, ısınma (düşük vasıflı
yakıtların kullanılması), sanayi ve trafikten kaynaklanmaktadır.
Bölgedeki önemli çevre problemlerinden biri de atık yönetimi konusudur. Türkiye Çevre
Sorunları ve Öncelikleri Envanteri Değerlendirme Raporu (2012) verilerine göre
Karaman ve Konya atık yönetimi konusunda 2. Derecede sorunlu iller arasında yer
almıştır. Endüstriyel atıkların kontrolsüz olarak doğaya terk edilmesi ya da evsel
atıklarla aynı sistemden drene edilmesi, topraktaki ve sudaki ağır metal
konsantrasyonunu yükseltmektedir.
Aynı rapor verilerine göre, su kirliliği Karaman kent merkezinde birinci öncelikli sorun
olarak tespit edilmişken Konya’da üçüncü sırada yer almaktadır. Bölgede 1970’li ve 80’li
yıllarda var olan birçok sulak alan ve göl kurumuş, yok olmuş durumdadır. Halen tüm
göllerimizde su seviyeleri çok düşük, çoğu can çekişir vaziyettedir. Başta ülkemizin en
büyük tatlı su kaynağı Beyşehir Gölü olmak üzere su kaynaklarımızın
sürdürülebilirliğinin sağlanması büyük önem arzetmektedir. Yer altı su seviyesi de
düşmeye devam etmektedir.
Atık sular arıtılmadan kanallara, araziye, baraj göllerine deşarj edilmekte olup bu atık
sular alıcı ortamların bozulmasına sebep olmakta, yaban hayatını ve insan sağlığını da
tehdit etmektedir. Suların aktığı kanalın toprak zeminli olması ve bir kısmının araziye
deşarj edilmesi nedeniyle, sıvı atıkların bir bölümü süzülerek yüzeye çok yakın olan
yeraltı sularına ulaşmakta ve yeraltı sularının da kirlenmesine sebep olmaktadır.
Kentsel nüfusun özellikle göç almak suretiyle artması kent mekanına ilişkin sorun ve
beklentileri de arttırmaktadır. Konut talebinin karşılanmasında uzun vadeli
planlamaların olmaması, noktasal çözüm arayışları neticesinde tarım topraklarının
imara açılması (Konya kenti güneyindeki tarımsal alanların tahribi, düşük yoğunlukta
yaygın gelişimin aynı zamanda su geçirimsizliğini artırarak su döngüsünü olumsuz
4
etkilemesi), ulaşım planları ile arazi kullanım planlarının bütün olarak irdelenmemesi
sonucunda ulaşım talebi özel araçlara bağımlı hale gelmekte ve ulaşımdan kaynaklanan
hava-gürültü kirliliği hızla artmaktadır. Arazi kullanımı ile çevre düzeni planlarının bir
bütün olarak ele alınmaması sonucunda, kentsel fonksiyonların yer seçiminde bölgelerin
taşıma kapasiteleri dikkate alınmamakta; konut yoğunluğu, sanayi, ticaret, eğitim, sağlık
vb. fonksiyonların dengeli dağıtılmaması çevre kirliliği oluşturmaktadır (Anonim, 2010).
Bölgede çok sayıda KOBİ’nin varlığı bölge için bir fırsat aynı zamanda bir tehdit olarak
da değerlendirilebilir. Çünkü plansız üretim yapan KOBİ’ler çevreye önemli oranda zarar
verebilmektedir. KOBİ’ler genellikle yoğun biçimde doğal kaynakların kullanıldığı ve
zararlı gaz emisyon salınımının yüksek düzeyde olduğu sektörlerde (metal, dericilik,
boyama, tekstil, gıda işleme, kimya) faaliyet göstermekte olup; bu tür işletmelerin
çevreye verdikleri zarar büyük şirketlerinki kadar göze batmamaktadır. Fakat çevre
üzerindeki etkileri azımsanmayacak düzeydedir. TR52 Bölgesi işletmelerinin
uluslararası arenada ve küresel bir aktör olarak varlıklarını devam ettirebilmeleri uzun
vadede etkin kaynak kullanımı yapabiliyor olmaları ile de ilişkilidir. Dünyada yaşanan
ve yeşil ekonomiye doğru hızlı değişim ve dönüşüme adapte olmayan işletmelerin
gelecek dönemlerde problemlerle karşılaşacağı aşikârdır.
Yukarıda özetlenen mevcut durumdan hareketle yaşanabilir çevre ve marka
şehirler olma yolunda atılması gereken adımları esas alan Çevre ve Şehircilik
Teknik Komitesi’nin belirlediği 6 öncelik ve bağlı stratejiler aşağıda ele alınmıştır.
KAYNAKÇA:
Anonim, 2012, Türkiye Çevre Sorunları ve Öncelikleri Envanteri Değerlendirme Raporu, Çevresel Etki
Değerlendirmesi, Izin ve Denetim Genel Müdürlüğü Çevre Envanteri ve Bilgi Yönetimi Dairesi Başkanlığı
Veri Değerlendirme Şube Müdürlüğü, Ankara.
Anonim, 2010, Bölgesel Kalkınmanın Önündeki Güncel Sorunlar-Çevre Komisyon Raporu, MEVKA, Konya.
5
3 ÖNCELİKLER VE STRATEJİLER
ÖNCELİK 1: ÇEVRE EĞİTİMİNİN YAYGINLAŞTIRILMASI VE ÇEVRE BİLİNCİNİN
ARTTIRILMASI
STRATEJİ 1.1. Bölge bazında çevresel değerler (doğal kaynakların, koruma alanlarının)
tespit edilecek, çevre sorunlarının geldiği son durumun analizi yapılacaktır.
Çevre eğitiminin tespit edilen veriler üzerinden programlanabilmesi, yürürlüğe
konabilmesi ve son durum üzerinden faaliyetlerin geliştirilebilmesi için çevresel
değerlerin tespit edilerek son durum analizinin yapılması projeksiyonlara yol gösterici
olacaktır.
STRATEJİ 1.2. STK’lar, medya, kamu kurum ve kuruluşlarının öncülüğünde bölgede
çevre eğitim seferberliği başlatılacak ve yaygınlaştırılacaktır.
Çevre koruma bilincinin öncelikle anaokullarından başlanılarak eğitim-öğretim
kurumlarının tüm basamaklarında yaygınlaştırılması, çevre temalı sivil toplum
çalışmalarının/projelerinin
desteklenmesi,
AR-GE
çalışmalarının
arttırılması
gerekmektedir.
STRATEJİ 1.3. Çevre eğitimi konusunda yaşam boyu öğrenme anlayışının benimsenmesi
sağlanacaktır.
Çevre eğitimi ile ilgili yeni tekniklerin geliştirilmesi ve uygulamalı çevre eğitiminin
yaygınlaştırılması gerekliliği vardır. Toplumun topyekûn, çevre eğitimini hayatlarının
her döneminde uygulayabilir olması sağlanmalıdır. Çevre eğitiminin toplumsal bir değer
olarak algılanması ve yaşanması gerekmektedir. Türk toplumunun karakteristik
özellikleri tespit edilmeli kişiye özel bölgeye özel metotlar geliştirilmelidir.
STRATEJİ 1.4. Yürürlükteki çevre mevzuatlarının kamuoyu tarafından daha anlaşılır ve
uygulanabilir olması sağlanacaktır.
Çevre eğitimi konusunda toplumsal yaşamda düzenleyici, uygulayıcı ve denetleyici olan
mevzuatların tanıtımının yapılması gerekmektedir. Yaşayan, yapılanı sadece dosyalayan
değil, somut tedbirler alan ve uygulayan bir yapı oluşturulmadır.
STRATEJİ 1.5. Çevre koruma bilinci sektörel bazda ele alınacaktır.
Sektörlerin yönetim sistemlerini çevreye duyarlı hale getirmeleri ve çevre dostu
sektörlerin desteklenmesinin gerekliliği vardır.
ÖNCELİK 2: HAVA KALİTESİNİN İYİLEŞTİRİLMESİ
STRATEJİ 2.1. Bölge genelinde hava kirliliğinin önlenmesi ve hava kalitesinin
iyileştirilmesi amacıyla hazırlanan temiz hava eylem planları etkin bir şekilde
uygulanacaktır.
Hava kirliliği ile mücadele kapsamında hava kirliliğine neden olan kaynaklarda (ısınma,
sanayi, trafik) gerekli önlemler alınarak hava kalitesinin korunması amacıyla projeler
oluşturulmalıdır. Trafik kaynaklı hava kirliliğinin en az seviyeye indirilmesi için; toplu
taşımanın (yer altı ve yerüstü) ve bisiklet kullanımının özendirilerek yaygınlaştırılması,
şehir çeperlerinde büyük otoparkların oluşturulması sureti ile özel araçların şehir
6
merkezlerine girişinin sınırlandırılması gereklidir. Yakıt rejiminin gözden geçirilmesi ve
alternatif enerji kaynaklarının teşvik edilmesi, yerleşim yerlerinde ve sanayide
kullanılan yakıtların kalitelerinin iyileştirilmesi, sağlanmalıdır.
STRATEJİ 2.2. Küresel ısınma ve iklim değişikliğine uyum çalışmaları yapılacaktır.
Sera gazı salınımının azaltılması ve karbon emisyonunun sınırlandırılması konusunda
geliştirilen ulusal eylem planlarına uyum çalışmaları desteklenmelidir.
Stratejl 2.3. Bölgesel Temiz Hava Merkezi açılacak, hava kirliliği ölçüm ağı
genişletilecektir.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından açılması planlanan Temiz Hava Merkezi
Konya’da tamamlanmalı, Konya Karaman merkezi dahil 8 ilde ve kirliliğin yoğun olduğu
ilçelerde hava kirliliği parametreleri ölçüm ağı genişletilmeli,SO2 ve PM10 dışında NOX
ve Ozon ölçümleri de yapılmalıdır.
STRATEJİ 2.4. Şehir merkezlerinin gürültü haritası çıkartılacak ve mekansal planlamada
gürültüyü azaltıcı kararlar alınacaktır.
Şehirde yaşayan insanların yaşam kalitesini ve ruh sağlığını doğrudan etkileyen gürültü
kaynakları tespit edilip, tedbirler alınmalıdır.
ÖNCELİK 3: SÜRDÜRÜLEBİLİR ATIK YÖNETİMİ
STRATEJİ 3.1. Doğal kaynakların kullanımını kontrol etmek ve oluşan atıklar için, atık
yönetim sistemi oluşturulacaktır.
Anayasamıza göre, herkes sağlıklı bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Ancak, sanayi
devrimi döneminde, insanla doğal çevresi arasında bir kopukluk meydana gelmiş ve
doğal çevre zarar görmüştür. Doğal kaynaklar hiç tükenmeyecekmiş gibi düşünülmüş ve
çevrenin korunması ihmal edilmiştir. Bu nedenle sürdürülebilir çevre ve sürdürülebilir
kalkınma ilkesi çerçevesinde, çevrenin korunması sağlanmalıdır. Bu bağlamda çevresel
değerlerin ve ekolojik dengenin tahribini ve yok olmasını önlemeye, mevcut bozulmaları
gidermeye, çevreyi iyileştirmeye ve geliştirmeye, çevre kirliliğini önlemeye yönelik
çalışmaların yeniden yapılandırılması gerekmektedir.
STRATEJİ 3.2. Bölgede evsel nitelikli katı atık yönetiminde kaynakta ayrıştırma,
toplama, taşıma, geri kazanım ve bertaraf safhalarını teknik ve mali yönden bir bütün
olarak değerlendiren Entegre Atık Yönetim Sistemi’nin uygulanmasına yönelik
çalışmalar desteklenecektir.
Ekonomik kalkınma politikaları, çevrenin korunması önceliğini gölgelemiştir. Sanayinin
gelişmesi, hızlı nüfus artışı, aşırı tüketimler ve enerji ihtiyacının artması gibi nedenlerle
birlikte çevre sorunları da artış göstermiştir. Böyle bir ortamda, bölgede atık
oluşumunun azaltılması, çevreye verdiği zararın en aza indirilmesi, geri dönüşümle
atığın yeniden kullanılması gerekmektedir. Atık miktarını minimize etmek amacıyla,
öncelikli olarak gereksiz kullanımın azaltılması, atıkların enerji veya materyal olarak
geri kazanılması şarttır. Ayrıca belediyeler atık yönetim planları hazırlamalı ve bu
planların uygulanmasına yönelik; bölgedeki vahşi atık deponi alanları rehabilite edilmeli
ve düzenli depolama alanları oluşturulmalıdır.
7
STRATEJİ 3.3. Atık türüne ve bölge koşullarına uygun toplama, taşıma, geri kazanım ve
bertaraf sistemleri oluşturularak, tehlikeli atık, hurda vb. geri kazanım tesisleri bölgeye
kazandırılacaktır.
Bölgedeki sanayiciler atıkların geçici depolanması, ara depolanması ve bertaraf
tesislerine gönderilmesi noktasında sorun yaşamaktadır. Konya-Karaman bölgesinde
değişik sektörlerden kaynaklanan tehlikeli atıkların bertarafına yönelik tesis
bulunmamaktadır. Bölgede gelişen sanayi sektörü üretimine bağlı oluşan atıkların
bertarafı ve geri kazanımı büyük ölçüde bölge dışında yapılmaktadır. Atık geri kazanım
oranlarının artırılması, ekonomiye kazandırılması, istihdam sağlanması ve çevrenin
korunması bağlamında; tehlikeli atık bertaraf tesisi ve hurda geri kazanım tesislerinin
bölgeye kazandırılması şarttır.
ÖNCELİK 4: SU VE SU KAYNAKLARININ AKILCI KULLANIMI
STRATEJİ 4.1. Bölgedeki yeraltı ve yerüstü su kaynaklarına yönelik kirleticilerin
(tarımsal faaliyet, katı atık vb.) kontrolü artırılacak ve su kalitesindeki azalma
önlenecektir.
Bölgedeki su kaynakları atık suların arıtılmadan deşarjı, tarımsal gübre ve ilaçlar, katı
atıklar vb. tarafından kirlenmekte ve su kalitesi hızla azalmaktadır. Yoğun tarımsal
aktivitelerde kullanılan gübre ve ilaçlar, zemin suyu, sulama kanalları ve dereler ile
direkt olarak göllere karışmaktadır. Su kirliliğinin bölgesel envanteri hazırlanarak
kirlilik kaynakları tespit edilerek gerekli önlemler alınmalıdır.
STRATEJİ 4.2. Bölgemizdeki tatlı su kaynaklarının, özellikle “içme ve kullanma suyu
rezervuarı” durumunda olan ve gelecekte olabilecek göl, gölet ve barajların kimyasal,
biyolojik ve her türlü kirlenmeye karşı korunarak sürdürülebilirliği sağlanacaktır.
Başta ülkemizin en büyük tatlı su gölü olan Beyşehir gölü olmak üzere ekolojisini
bozacak ölçüde su toplama havzalarından su çekimi önlenmelidir. Su toplama
havzalarının korunması için tarımsal faaliyetlerin disipline edilmesi, sulak alanların
erozyonla dolarak ekonomik ömürlerinin azalmasını önlemek amacıyla civarındaki bitki
örtüsünün korunması ve geliştirilmesi gerekmektedir.
STRATEJİ 4.3. Tarımsal etkinlikler suya duyarlı hale getirilecektir. Bölge kırsalında
izinsiz kuyuların açılmasının önüne geçilecektir.
Bölge kırsalında tarımsal amaçlı açılmış izinsiz kuyu sayısı izinle açılmış yeraltı kuyu
sayısının iki katı kadardır. Kaçak kuyularla tarımda aşırı su tüketimi söz konusudur. Bu
nedenle bölgedeki su miktarını iyileştirmek için kaçak kuyularla yer altı suyunun yoğun
kullanımına son verilmelidir.
Küresel iklim değişikliğinin beraberinde getirdiği kuraklığın yanında yoğun ve
bilinçsizce yapılan tarımsal etkinlikler bölgesel su varlığının önünde büyük bir tehdittir.
Bu nedenle su varlığı günden güne azalan bölge kırsalında aşırı su tüketimini önleyecek,
aynı zamanda tarımda verimliliği arttıracak tekniklerin geliştirilmesi gereklidir. Ekolojik
tarımın özendirilmesi, suyu verimli kullanan sulama tekniklerinin desteklenerek
yaygınlaştırılması ve yörenin iklimine uygun-en az su gereksinimi sağlayacak tarımsal
ürün deseninin belirlenmesi gerekir.
8
STRATEJİ 4.4. Suya duyarlı mekansal planlama ve uygulamaları yapılacaktır.
Bölgedeki su kullanımının haritası çıkarılarak bu haritada yer alan veriler
doğrultusunda politikalar geliştirilmelidir. Kentsel alanlardaki içme ve kullanma suyu
şebekelerindeki su kayıp ve kaçakları önlenmelidir.
STRATEJİ 4.5. Tarımsal sulama tesislerinde altyapı iyileştirmeleri yapılacaktır.
Bölge kırsalında tarımsal sulamada genel olarak açık sulama kanalları kullanılmakta
olup, açık ve tabanı geçirgen olan kanallarda büyük miktarlarda su kayıp ve kaçakları
olmaktadır. Bu nedenle mevcut sulama tesislerindeki su kayıplarının önlenmesi adına
kapalı sistemlere geçilerek altyapı iyileştirmelerinin yapılması gerekmektedir.
STRATEJİ 4.6. Evsel ve endüstriyel atık su arıtma tesisleri tamamlanacak, atık su arıtma
tesisi olan fakat aktif olarak çalıştırmayan belediyelerin sistemlerini aktif olarak
kullanmaları sağlanacak, arıtmadan çıkan suların tarım ve sanayide kullanılması,
yağmur sularının farklı sistemlerle toplanarak sulama vb. amaçlı kullanılması
sağlanacaktır.
Belediyelerin katı atık toplama ve bertaraf, kanalizasyon şebekesi ve arıtma tesisi
altyapılarının yetersiz olması nedeniyle, atık suların ve katı atıkların ayrıştırılmadan
alıcı ortamlara ve kırsal çevreye bırakılması kırsal ekonominin bağımlı olduğu tarım ve
sulak alanlarının kirlenmesine, su ve toprak kaynaklarının niteliklerinin düşmesine
neden olmaktadır.
ÖNCELİK 5: MEKÂNSAL
POLİTİKALARIN ÜRETİLMESİ
PLANLAMA
SÜRECİNDE
ÇEVREYE
DUYARLI
STRATEJİ 5.1. Bütüncül bir sistem yaklaşımıyla, çevreye duyarlı, geniş kapsamlı dengeli,
akılcı ve etkin bir ulaştırma altyapısı oluşturulacaktır.
Bütüncül ol(a)mayan her türlü planlama çalışması kente mekânsal anlamda zarar
vermektedir. Enerji, işgücü ve zaman kaybına neden olmaktadır. Bu nedenle kentin
özgün yapısı, dinamikleri ve potansiyellerini göz önüne alan, enerji, çevre, ekonomi,
konut, arsa ve arazi politikaları ile tutarlı ulaştırma altyapısının oluşturulması gereklilik
arz etmektedir.
STRATEJİ 5.2. Arazi kullanım kararlarının ulaşım etkileri ile birlikte değerlendirildiği ve
ölçeğin gerektirdiği engelli dostu engelsiz kent içi ulaşım planları hazırlanacaktır.
Bölgede engelli vatandaşlarımızın hayatını kolaylaştırmaya yönelik düzenlemeler gerek
yaya yollarında, gerekse toplu taşımda kısıtlı ve yetersizdir. Toplumun tüm kesimlerine
eşit fırsatlar sunan, katılımcı, kamu yararını gözeten, çevreye duyarlı, ekonomik açıdan
verimli, güvenli, sürekli ve engelsiz yaya hareketi sağlanmalıdır. Bölgedeki engelsiz kent
içi ulaşım politikaları sayesinde sağlık, eğitim ve yaşam kalitesi konularında sürekli
gelişim için fırsatlar oluşturulmalıdır.
STRATEJİ 5.3. Sanayi, konut, eğitim, kamu kurumu, ticaret vb. alanlarda toplu ulaşım
olanakları artırılarak insanların bu alanlara ulaşımlarındaki maliyetleri ve iş gücü
kayıpları azaltılacaktır.
Konya’da toplu taşıma sisteminde farklı sistemler arasında entegrasyon
sağlanamamıştır. Bununla birlikte, mevcut toplu taşıma sistemlerinin hizmet kaliteleri
ve kapasiteleri de Konya’daki yükü taşıyabilecek konforda değildir. Bu sorunlara paralel
9
olarak işyeri-konut-aktarma noktası mesafeleri de özel araç kullanım oranının
artmasına neden olmaktadır. Özel araç kullanımı yüksek olmasının yanı sıra işyeri ve
konut alanlarındaki otopark yetersizliği de bir diğer sorundur.
STRATEJİ 5.4. Deprem, heyelan, toprak kayması, sel gibi afetlerin önemli tehdit
oluşturduğu kırsal yerleşimlerde doğal afet ve risk planları hazırlanacaktır.
Afet riski bulunan kırsal yerleşimlerde yeni afetlerin oluşmasına neden olacak
yaklaşımlardan vazgeçilerek riskler azaltılmalı ve güvenli yerleşim koşulları temin
edilmelidir. Afet riskinin azaltılması gerekçesiyle hazırlanan planlarda merkezi yerleşim
birimlerine, turizm bölgelerine, koruma alanlarına ve afet riski yüksek yörelere öncelik
verilerek; yaşamın gerçek sigortası olan ormanlar, meralar, sulak alanlar, kıyılar ve
tarım alanlarının sürdürülebilirliği için korunmasına olanak sağlanmalıdır.
STRATEJİ 5.5. Tarihi ve mimari değer taşıyan binalar restore edilerek korunacaktır.
Mimari ve kültürel açıdan önem taşıyan, korunması gereken ya da turizm potansiyeli
bulunan mimarlık örneklerinin fiziki koşullarının iyileştirilmesi yoluyla bölgede her
açıdan cazibe noktaları oluşturulmalıdır. Cazibe noktalarının korunması ve kullanılması
için yerli ve yabancı sermayeyi bu alanlara çekecek projeler geliştirilmelidir.
STRATEJİ 5.6. Doğal çevreyi bütün olarak ele alan, koruma-kullanma dengesini
sağlayarak ekolojik ve biyolojik çeşitliliği koruyacak “Ekolojik Planlama” yaklaşımı
benimsenecektir.
Bölgenin sahip olduğu doğal kaynaklar; artan nüfus, kente göçün devam etmesi ve göçle
gelenlerin genel olarak doğal kaynaklar etrafında yer seçmesi sonucu tahrip
edilmektedir. Kentsel gelişme baskısı altındaki doğal alanlar, koruma bilincinin de
yetersiz kalması ile tehlike altındadır. Bu noktada havza bazında endüstriyel ve toprak
muhafaza ağaçlandırmaları, rehabilitasyon çalışmaları, kent ormancılığı ve tarımsal
ormancılık yapılmasıyla araziler daha iyi değerlendirilmeli, özel ağaçlandırma
geliştirilmeli ve bu konuda toplumu bilinçlendirerek toplum sağlığı dikkate alınmalıdır.
Binalarda güneş, rüzgâr ve biyoenerji gibi alternatif enerji kaynakları daha etkin
kullanılmalı; doğaya saygılı, ekolojik, konforlu ve enerji tüketimini azaltan akıllı binalar
sayıca artırılmalı; yapılaşmada, meydan, otopark vb. alanlarda yeterli yeşil alanlar
sağlanmalıdır. Yapılarda temiz enerji kullanımı ve doğal gazın yaygınlaştırılması,
kalorifer tesis baca tesisatlarının bakımı ve kontrolünün artırılması, ısı yalıtımı ve
binalarda enerji verimliliğine uygun tedbirlerin alınması, yalıtım ve ısı pay ölçer
sistemlerinin tamamlanması sağlanmalıdır. Bölgemiz yerleşim alanlarında yağmur suyu
toplama kanalları oluşturulmalıdır.
STRATEJİ 5.7. İmar planlarının uygulanmasında kamulaştırma çalışmaları hızla
sonuçlandırılacaktır.
Geciken kamulaştırma uygulamaları toplumda planlama çalışmalarına ve uygulayıcı
kurumlara olan inancın azalmasına sebep olmaktadır. Bu noktada planlara halkın
katılımı zayıf kalmaktadır.
STRATEJİ 5.8. Planlamada kentsel yayılmayı destekleyen planlama yaklaşımlarından
uzak durulacak ve meteoroloji, topografya vb. çevresel faktörler göz önünde
bulundurulacaktır.
Kontrolsüz ve plansız kentsel yayılma, geri dönülemez çevresel, toplumsal ve ekonomik
maliyetleri gizlemektedir. Özellikle toprak ve su kaynaklarının sınırsızmış gibi kullanımı
başta gıda güvenliği olmak üzere iklim değişikliğine karşı doğanın savunma sistemlerini
10
zorlamaktadır. Kent dışında artan müstakil bahçeli konut tercihi, artan konut büyüklüğü,
küçülen hane halkları, artan bireysel motorlu araç kullanımı, artan yolculuk mesafesi
kentlerin altyapı maliyetlerinin yükselmesine, daha fazla enerji tüketilmesine, su ve
arazi kullanımında artışa neden olarak iklim değişikliği ve küresel ısınmayı
arttırmaktadır Değerli açık alanların ve doğal kaynakların tüketilmesi, yerleşmelerin
doğal yaşam alanlarının sınırlarına dayanması ve kentlerin ölçeğinin gereğinden fazla
büyümesi sadece fiziksel sonuçlar değil aynı zamanda sosyal, kültürel ve politik sonuçlar
da üretmektedir. TR52 bölgesinde özellikle Konya’daki kentsel yayılma, doğal yapıyı
hızla yok etmekte, ekolojik dengeyi bozmakta ve tarımsal üretimi olumsuz
etkilemektedir. Kentin hemen çevresinde yer alan tarım topraklarının kentsel alana
dahil edilmesiyle sonuçlanan bu süreçte, doğal kaynakların kayıpları yanında bu
arazilerde üretim yapan kırsal nüfus da geçim sıkıntısına düşmektedir.
STRATEJİ 5.9. Riskli yapılar ile çarpık-eski yapılaşma ve yapı stokunun dönüşümü hızla
sağlanacaktır.
Kentin belli bölgeleri düşük standartlı ve kentsel hizmetler açısından yetersiz olarak
inşa edilen binalarıyla, alt ve üst yapı yetersizlikleri ile günümüzde kent makro
formunda dikkat çekmektedir. Bu alanların dönüşüm sürecinin toplumun tüm
kesimlerine eşit fırsatlar sunan, katılımcı, kamu yararını gözeten, çevreye duyarlı,
ekonomik açıdan verimli, güvenli ve sürekli politikalarla desteklenmesi gereklidir. Her
aşamada Kent Konseyleri, STK, Üniversiteler, Kamu Kurum ve Kuruluşlarının yönetimde
ve planlamada aktif görev almaları sağlanmalıdır.
ÖNCELİK 6: YEŞİL SANAYİ POLİTİKALARININ OLUŞTURULMASI
STRATEJİ 6.1. Sanayi tesislerinin çevreye olası kirletici etkilerinin tespitine yönelik
envanter çalışmaları yapılacaktır.
Bölgedeki bütün sanayi tesislerinin hava emisyonu, atık su deşarjı, atıklar konusunda
sektörler ve firmalar bazında toplu olarak envanter bilgilerine ulaşılamamaktadır.
Muhtelif olarak envanter çalışmaları yapılmış olsa bile, bütün çevre kirleticileri ve
bunların kirletici yükleri konusunda detaylı veri tabanı çalışmalarına ihtiyaç
duyulmaktadır. Sera gazı emisyonlarının kontrolüne ilişkin emisyon azaltıcı tedbirlerin
desteklenmesine yönelik veri tabanı çalışmaları, atık suların arıtılarak doğanın
korunması ve enerji üretiminin teşvik edilmesine yönelik veri tabanı çalışmaları, atık
borsası oluşturulması ve atıkların geri dönüşümüne yönelik veri tabanı çalışmaları
desteklenmelidir. Enerji talebi karşılanırken çevresel zararların en alt düzeyde tutulması
ve üretim sistemi içinde yenilenebilir enerjilerin kullanımının yaygınlaştırılması teşvik
edilmelidir. Enerji verimliliğinin artırılması, enerjinin üretimden nihai tüketime kadar
her safhada en verimli ve tasarruflu şekilde kullanılmasına yönelik çalışmalar ve
yatırımlar desteklenmelidir.
STRATEJİ 6.2. İşveren ve çalışanların çevresel farkındalıklarının geliştirilmesi
Türkiye’de sanayi politikasının temel amacı, artan dünya rekabet şartları altında
sanayinin rekabet gücünü ve verimliliğini artırarak sürdürülebilir gelişme sağlamaktır.
Sürdürülebilir gelişme; ekonomik sosyal ve çevresel değerler dikkate alınarak
gerçekleştirilmelidir. Bu noktada “eko-ekonomi” kavramı karşımıza çıkmaktadır. Ekoekonomi; üretimi kısıtlayan ve ekonomik gelişmeyi engelleyen değil, aslında ekonomik
kazanç ile tüketicilerin yaşam kalitelerini iyileştirme arasında sinerjiyi artırıcı bir anlam
taşımaktadır. Çevreden ve kalkınma mücadelesinden taviz vermeden, sanayi sektörünün
11
gelişimi sağlanmalıdır. Çevrenin herkesin ortak malı olması ilkesinden hareketle
sürdürülebilir
ekonomik
kalkınmanın
da
ancak
çevreyi
önemseyerek
gerçekleştirilebileceğinin sanayi sektörü tarafından benimsenmesi gereklidir. Çevre
yatırımları, sanayici açısından ek maliyetler getirmektedir. Bu nedenle kalkınma
mücadelesi verilirken, çevrenin korunması ve geliştirilmesi konusunda sıkıntılar
yaşanmaktadır. Sanayi tesislerinin, insan sağlığına ve çevre kurallarına uygun üretim
yapmasına yönelik sosyal sorumluluk standartlarının gözetilmesini sağlayacak eğitim ve
farkındalık geliştirmeye yönelik çalışmalar desteklenmelidir.
STRATEJİ 6.3. Sanayi kaynaklı her türlü çevre kirliliğinin en az düzeye indirgenmesi
sağlanacaktır.
Endüstriyel üretimde atığın başka bir üretim için hammadde olabileceği bilinci
sanayiciye verilmelidir. Geri dönüşüm ve geri kazanımın önemi anlatılarak doğaya
bırakılan atık miktarının en az düzeye indirilmesine yönelik eğitim ve farkındalık
çalışmaları desteklenmelidir. Sanayi sektöründe faaliyet gösteren işletmelerde
kullanılan üretim teknolojileri, hammadde kullanımını ve atık oluşumunu azaltan
teknolojiye sahip olmalıdır. Sanayi tesislerinde kullanılan makine teçhizatlar ile yakma
sistemleri, eski model ve teknolojilerle üretildiği için içinde bulunulan “çevre ve enerji”
döneminin ihtiyaçlarını karşılamamaktadır. Daha verimli üretimin gerçekleştirilmesi ve
atıkların azaltılması, çevre dostu teknolojilerin sanayi sektöründe yaygınlaştırılması,
çevreye duyarlı tasarımlar ile teknolojik araştırma faaliyetlerinin ve yeni teknoloji
kullanımı konusundaki tedbir ve projelerin desteklenmesi gereklidir.
4 GZFT ANALİZİ
4.1 Güçlü yanlar



















Konya İlinin yüzölçümü büyüklüğüne bağlı coğrafi ve biyolojik zenginlik
Güneş enerjisi açısından potansiyelin uygun olması
Jeotermal kaynaklara sahip olması
Biyogazdan enerji üretimi yapılabilecek önemli bir potansiyel bulunması
Doğalgaz hattının bölgede bulunması
Bilimsel temelli çalışmalar için üniversitelerin varlığı
Önemli bir sanayi altyapısının varlığı
Bölgede çok sayıda KOBİ bulunması
Bölgede kalkınma ile ilişkili kurum ve kuruluşların (MEVKA, KOP, TKDK vb.)
bulunması
Geleneksel kültürümüzde insan haklarına saygı, israftan kaçınma, tasarruf bilincinin
mevcut olması
Bölge nüfusunun genç oluşu
Mesleki ve teknik eğitim verecek okullaşmanın mevcut olması
Geri kazanım/geri dönüşüm tesisleri için potansiyelin mevcut olması
Güçlü bir medya alt yapısının bulunması
Bölgenin kimliği ile özdeşleşen sivil mimari örneklerinin ve cazibe oluşturacak
kentsel imgelerin bulunması ve bu alanlara yönelik projelerin yapılıyor olması
Hızlı tren hattının kurulması
Diğer bölge ve illere erişim açısından avantajlı bir konumda olması
Depremsellik açısından güvenli bir konumda olması
Çevre Kanunu ve ilgili yönetmeliklerin mevcut olması,
12
 Basel Sözleşmesi’ne taraf olunmuş olması
 Mevzuatın uluslararası standartlara uyumluluğu için çalışmaların yürütülüyor olması
4.2 Zayıf yanlar
 Doğal kaynakların etkin ve verimli kullanma bilincinin istenen seviyede olmaması
 Yerel yönetim yatırım kaynaklarının sınırlı olması
 Yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım için yerli finans kaynaklarının ve uygun
kredi imkanlarının sınırlı olması
 Yenilenebilir enerji ve diğer çevre teknolojileri alanında yerli birikimin olmaması
 Üretimde doğalgazın yaygın olarak kullanılmaması
 Doğalgaz dağıtımının tamamlanamaması
 Üniversite-sanayi işbirliğinin istenen düzeye gelmemesi
 AR-GE çalışmalarının yetersiz olması
 Sanayi bölgelerinin hakim rüzgar yönünde oluşturulması
 Sanayici için çevresel yatırım konularının ikinci planda kalması
 KOBİ’lerin, orta ve uzun vadede büyüme hedeflerinin sektörel olarak planlanamaması
 Sanayi tesislerinin emisyon azaltıcı teknolojilerinin istenen seviyede olmaması
 Mesleki ve teknik eğitimde kalifiye eleman yetiştirmenin istenen düzeye gelmemesi
 Çevre eğitiminin belli bir düzeyde kalıp, tüm yaşama aktarılamaması, uygulamalı
eğitimin eksikliği
 Atıkları kaynakta ayrı biriktirme bilinci ve alışkanlığının istenen seviyede olmaması,
 Evsel atıklar ile geri dönüşebilir atıkların karıştırılmasını önlemeye yönelik altyapının
istenen seviyeye ulaşmaması
 Çevre bilinci ve eğitimi konusunda gerçekleştirilen iyi örneklerin kamuoyunda
yeterince paylaşılmaması
 Milli Eğitim müfredatında çevre eğitiminin yetersizliği
 Medyanın çevre eğitimi konusunda etkin kullanılmaması
 Tarihi eserlere sahip çıkma bilincinin toplumda yaygınlaşmamış olması
 Kentteki tüm yaşam alanlarının birbirine benzetilmeye çalışılması, özgünlük
olmaması
 İmar planlarında çevresel faktörlerin yeterince dikkate alınmaması
 Ülke altyapısına uyumlu olmayan yasal uygulamaların olması ve hazırlanan
mevzuatların özel sektörün önünü açacak nitelikte ve kolaylaştırıcı olmaması
 Su kaynaklarında azalma ve kirlilik
 Su yönetiminde günü kurtarıcı kararların alınması, risk yönetimi yerine kriz
yönetiminin benimsenmiş olması
 Bölgede çevre ile ilgili sivil toplum örgütlerinin yetersizliği
 Türkiye’nin su zengini bir ülke zannedilmesi
 Bölgedeki yıllık yağış miktarının düşük olması ve iklim değişikliğine bağlı olarak gün
geçtikçe azalması
 Altyapı hizmetlerinin (atık su arıtma tesisi, düzenli katı atık depolama alanları,
yağmursuyu toplama sistemleri vb.) olmaması veya yetersiz oluşu
4.3 Fırsatlar




Bölge insanının geleneksel yapısının çevreye duyarlı olması
STK’ların varlığı ve etkinliklerinin giderek artması
Avrupa Birliği’ne uyum sürecinde çevresel müktesebata uyum gayretleri
Çevre konusundaki hibe programları ve projeleri
13
 Çevre bilinci ve duyarlılığı konusundaki bilgilere teknoloji kullanarak ulaşımın
sağlanabilmesi (internet vb)
 Şehri yönetenlerin hava kirliliğini öncelikli sorun olarak görmesi
 Ülkemizde entegre atık yönetimine yönelik yapılan ulusal çalışmaların varlığı
 AB uyum sürecinde; atık yönetimine ilişkin desteklenen AB projelerinin varlığı ve AB
fonlarının mevcut olması
 Dünyada az atık üreten teknolojilerin gelişmekte olması
 Atık yönetimi konusunda iyi uygulama örneklerinin bulunması
 Atık yönetimi konusunda yetkilendirilmiş kuruluşların varlığı
 Geri dönüşüme yönelik teknoloji alanlarında çalışabilecek uluslararası nitelikte bilim
ve sanayi insanlarının varlığı ve sektörün gelişmeye açık olması
 İleri teknoloji kullanan çevreye duyarlı firmaların atık yönetimi uygulamalarının
mevcut olması
 Geri dönüşümün önemi konusunda toplumun geniş kesimlerinin fikir birliğinde
olması
 Geri dönüşümün istihdam yaratması
 Ülkede ucuz iş gücünün varlığı
 Genç nüfusun varlığı ve hızlı öğrenebilme yeteneği
 Atığın değerli bir madde olabileceği gerçeğinin genel geçer bir kavram oluşu: “Atık
altındır”
 Konya kenti için ulaşım master planının hazırlanıyor olması
 Tarihi dokunun sağlıklaştırılması için yararlanılabilecek uluslar arası fonlar
 Üst ölçekli planların varlığı
 Kentsel Dönüşüm Yasası’nın uygulamaya geçmesi
 Lojistik köyün Konya’da kurulması, Konya-Karaman-Taşucu demiryolu yapımının
gündemde olması
 Hızlı trenin Ankara dışında diğer illere de bağlantısının yapılıyor olması
 Karapınar ve Ilgın ilçelerinde termik santral için uygun linyit yataklarının
mevcudiyeti
4.4 Tehditler















Ekonomik sıkıntılar
Tüketime dayalı popüler kültürün oluşturduğu değer algıları
Çevre konusunda eğitimli eleman yetersizliği
Sanayisinin hızlı gelişmesi
Kırsal alandan şehir merkezlerine sürekli göçün olması
Plansız nüfus artışı
Sivil havaalanı olmayışı, mevcut havaalanı kapasitesinin düşük olması
Enerjide dışa bağımlılık
Doğalgaz kullanımı ilk yatırım maliyetinin yüksek olması
Yasal mevzuatın uygulamada beklentileri karşılayamaması
Avrupa Birliği uyum sürecinin değişen konjonktür sebebiyle sekteye uğraması
Yatırımcı ve finansörler için sektör belirsizliğinin engel oluşturması
Teknoloji know-how eksikliği
Atık Yönetimi konusuna yönelik Ar-Ge ile ilgili çeşitli fonların olmaması
Denetim yetersizliği
14
 Lisanslı geri dönüşüm tesislerinin nicelik ve nitelik olarak eksikliği ve
standardizasyonun net olmaması
 Elektronik atıklar gibi bazı atık alanlarında toplanan atığın az olması, iç pazarın
yetersizliği
 Atık Yönetimi konusunda uzun vadeli gelişme planının ve stratejilerinin bulunmaması
 Ekonomik krizlerin yaşanması
 Atıkların ayrı toplanmasına yönelik teknik yapı ve kaynak yetersizlikleri
 Ağırlıkla orta ve üst gelir grubuna yönelik konut yapma isteği
 Olası yüksek şiddetli bir depreme dayanabilecek konut oranının düşük olması
 Küresel ısınmaya bağlı su rezervlerinin azalması
 Tüketim artışına paralel olarak geri dönüşümde kullanılabilecek atık miktarında artış
olması
 Küresel hammadde ihtiyacının artması
5 EKLER
Ekler Ajans uzmanları tarafından hazırlanacaktır.
Her toplantı için imzalı katılımcı listesi
Toplantı fotoğrafları
15
Download