Danışma Meclisi B : 48 29 s 1 . 1982 O : 4 fazıla `veremezsin

advertisement
Danışma Meclisi
B : 48
fazıla 'veremezsin, ticari mevduata hiç veremezsin, Dev­
let mevduatına, yani resmi mevduata veremezsin, di­
ğerine..» Bu olmaz. Serbest bırakınca hepsi serbest bı­
rakılıp
İkinci önemli husus. Dikkat ederseniz tedbirlerin
eksik uygulanmasından, tekrar ediyorum, yanlış uy­
gulanmasından değil, 'bankacılık kesimi ile banker ke­
simi arasında özellikle kredi faizleri konusunda gayri
kanuni rekabet doğmuştur. Nasıl doğmuştur? Eğer gi­
der de bir bankadan kredi alırsanız, banka size '% 50
faiz uygularsa, bu faizin üzerine (evvelâ % 25 idi,
şimdi % 15'e indirildi) Banka ve Sigorta Gider Vergi­
si ödersiniz. Ayrıca, daha önce ı% 25 idi şimdi % 15'e
indirildi ve indirileceği vaat edildi, faiz iade 'fonuna
katkı payı ödersiniz. Dolayısıyla daha çıkış noktasın­
da bir taraftan elinizdeki ^mevduatın % 75'inin alın­
ması, diğer taraftan sizin uyguladığınız faizin üzerinde
Devletin bazı vergileri de yüklemesi bu faizi pahalandırmaktadır ve gayri kanuni rekabet yaratmaktadır.
Bankerler ibankaların uyguladığı faizden % 10 daha
aşağı faiz uygulasalar bile yine kârlılar. 0 halde % 10
aşağı faiz ile kredi veren bir müessese varken % 10
pahalısına hiç kimse gitmez.
İkincisi; lütfen, elinizde bu rakamlar, 'rahatlıkla
bulabilirsiniz bu rakamları, hesabını yapınız. 19811 yı­
lı içerisinde mevduat, bankalarının vermiş olduğu
kredilerdeki artış İle, tekrar ediyorum, yıllık artış ile
Türkiye'de kredi alanların üç aylık devre faizleri ne­
ticesinde ödemiş oldukları faizlerin toplamı krediler­
deki artıştan fazladır. Yani 1981 yılı içerisinde kredi­
lerde çok hızlı bir artış vardır; ama bu artış nominal
hesap üzerindedir, aslında bu işletmelere yansımamış­
tır ve üç aylık devre faizleri şeklinde İşletmelerin bor­
cuna işlenmiş, bankalardaki işletmelerin borçları art­
mış; ama kullanacakları para artmamıştır. Ayrıca bey­
ler; tasavvur edebiliyor musunuz, % 60 ile faiz kul­
lanılan bir ülkede ticari mevduat rakamı 300 milyar
lirayı aşsın? Sıfır faizle bankada bekleyen vadesiz ti­
cari mevduat 300 milyar liranın üzerindedir. Bunun
bir açıklaması olması gerekir. Açıklaması gayet ko­
lay; eğer o blokaj dedikleri mevduatı, kredi alırken
diyor ki, «Sana 1 milyon lira kredi veririm ve şu faiz­
le veririm; ama sen bunun 250 bin lirasını sıfır faizle
bana mevduat olarak yatır bakalım, 750 bin lirasını
sen al, 750 bin değil, ben l milyon üzerinden ona faiz
işletirim, bu taraftan da senin 250 bin liranı bedava
kullanırım.» Buna müsaade edilmektedir.
O halde, bu aksaklıkların düzeltilmesi ve bunlara
çare bulunması gerekir. ,
29 s 1 . 1982
O : 4
Nihayet, çok önemli bir konuya değineceğim. Tür­
kiye'de gerek Hükümetin, gerekse Maliye Bakanlığı­
nın almış ve uygulamış olduğu kararlardan bir tanesi,
kara para dediğimiz vergisi ödenmemiş paraların iste­
sek de, istemesek de; ama ahlaki ve hukuki şekillerin
ötesinde ekonomik kurallara öncelik verilmek suretiy­
le mevduata dönüştürülmüş olmasıdır. Eğer bu para­
lar mevduata dönüşmeseydi, bugün Türkiye'de (fiyat
istikrarını sağlamak mümkün olmayacağı gibi, bugün
karaborsayı ve spekülasyonu ortadan kaldırmak müm­
kün değildi; ama bu yeterli değil. Çünkü, sizler de bi->
lirsiniz ki, bankalarda vadeli mevduat olarak yahut
mevduat sertifikası olarak yatan bir para likit bir de­
ğerdir, istediğinizde parayı çevirebilirisiniz. O halde,
eğer biz bu kara para veya (Pejoratif anlamda demi­
yorum) vergisi ödenmemiş paraları mevduat olmaktan
sanayi kesimine, aktarıp, orada sterilize etmez, dondurmazsak, yarın Türkiye'de dolar kurlarının resmi kur­
la dış kur arasındaki ufak bir fark yapması, demir fi­
yatının biraz yükselmesi ve bazı fiyatların belki kont­
rol altına alınması neticesinde tekrar piyasaya akacak
ve spekülasyonla yine piyasayı altüst edecek, daha da
önemlisi piyasayı normal piyasa kanalları dışına çeke­
cektir.
Nihayet, Maliye Bakanlığı olarak kendilerinden
rica ettiğimiz vergi kayıplarını ve vergi kaçakçılarını
önlemektir.,
Beyler;,
ıŞu bir gerçektin: (Maliye teorisinde her halde bu­
nun aksi söylenmiyor; vergi kaçakçılığının önemi Dev­
letin bir yılda kaybettiği parada değildir, Devlet bu
parayı başka yerden çıkarır; ama vergi kaçakçısı olan
bir işletme, bir şahıs, vergi kaçakçısı olmayan bir şa­
hısla kıyasıya rekabete girişmektedir, örneğini vere­
lim!:1
(Siz 2 milyon lira kazandınız, 1 milyonunu Vergi
olarak verdiniz, geriye'H milyonunuz kaldı. İşinizi çe­
virmek için 12 milyona ihtiyacınız var, o ikinci milyo­
nu % 60 faizle alacaksınız, bununla mal üreteceksiniz,
arz edeceksiniz, maliyetiniz pahalanacak. Vergiyi ka­
çıran hiç ödemediği için, 2 milyon nakit parayı çıka­
racak ve onunla mal alacak, sizinle rekabet edecek.
O halde, vergi kaçakçılığının önemini biz sosyal ya­
pıda hâsıl ettiği tahribatta aramalıyız, yoksa kayıpta
aramalı değiliz. Bu konuda söylenecek çok şeyler var.
Teşekkür ederim Sayın Başkan. (Alkışlar).
BAŞKAN — Teşekkür ederim. Sayın Aşkın.,
Sayın Pamak buyurun lütfen.
MEHMET PAMAK — Sayın Başkan; Danışma
Meclisinin muhterem üyeleri ve Sayın Bakanım,
— 466 —
Download