atık yönetimi

advertisement
Çevre korunmasına ilişkin Avrupa Birliği ve İtalya Mevzuatı.
Türk mevzuatı ile karşılaştırılması.
http://ecoman.uniurb.it – email: [email protected] – Tel. +39 068540721
Sede operativa Urbino:
Sede operativa Roma:
Via Ca’ Le Suore 2/4, 61029 Urbino
Via Nemorense 18, 00199 Roma
Ecoman
Ekolojik Yönetim
Her şeyden önce, İtalyan çevre mevzuatının hemen hemen
tamamının Avrupa Birliği Kanunlarının iç hukuka aktarılmasının
bir sonucu olduğunu vurgulamalıyım. (direktifler ve yönetmelikler)
AB direktiflerinin iç kanunlara aktarılmasından önce çevre
standartlarının aksine İtalya’da sağlığın korunması, özellikle
işyerinde sağlık konusunda önemli bir mevzuat geliştirilmişti.
2
AB, çevre koruma direktiflerini ne zaman
uygulamaya başladı?
 Avrupa Birliğin’de çevreye korumaya yönelik yasal hükümler
1980’lerin ortasında başlıyor. Bu dönemden önce Avrupa
Birliğinin çevre alanında yasa yapma yasa çıkarma yetkisi
elinde yoktu. Her üye devlet istediği takdirde Avrupa
Birliğinin dışında kendi çevre yasalarını yapabilirdi.
Gerçekte, bu dönemde çevre sorunu Avrupa Birliği
ülkelerinin ana gündem maddelerinden biri değildi.
 1980’lerin ilk yarısında Avrupa Birliği direktifleri içindeki, ilk
örneklerden bir tanesi Çevresel Etki Değerlendirmesi
Direktifidir.
3
Avrupa’da çevre korunması mevzuatının
ortaya çıkış süreci
•
Avrupa Birliğinin çevre sorunlarına ilişkin yasal düzenleme
yapma yetkisi “Tek Avrupa Senedi” adı verilen Roma antlaşması
ile başlık VII adı altında çevre konularına özel olarak yürürlüğe
girmiştir. Üç başlıktan oluşur: 130R, 130S ve 130T. 130R, 1.
paragrafında , özellikle "doğal kaynakların akıcı ve rasyonel
kullanımını sağlamak ve insan sağlığının korunmasına katkı
sağlamak, çevreyi korumak, muhfaza etmek ve geliştirmek için "
topluluk hukukuna görev verir.
4
Çevre Alanında AB Prensipleri
"1988 yılındaki Tek Avrupa Senedi ile Avrupa çevre
hukukunu temel alan üç yasal ilke ilk kez onaylandı:
önleyici eylem ilkesi, zararın kaynağında telafi
edilmesi ve kirleten öder ilkesi
5
Maastricht Antlaşması
Bu
yetkinlikler
daha
sonra
1993
yılında
çevre
faaliyetlerine gerçek bir AB politikası halini veren Avrupa
Birliği Maastricht Antlaşması
ile genişletildi (Madde
130R). Maastricht anlaşması ile, çevrenin korunması
Topluluğun görevleri belirlenirken gerekçeler arasında
yerini aldı "sürdürülebilir ve enflasyona bağımsız çevre
duyarlılığı“(mad. 2).
6
Çevre hükümleri "Çevre" başlığı altında ayrı bir başlık XVI olarak
ayrıldı ve 1987'deki anlaşma ile üç temel prensibe 4.'sü eklendi,
ihtiyat ilkesi. Ayrıca çevre alanında alınacak kararların nitelikli
çoğunluğa dayanılarak benimsenebileceği ilkesi getirildi. 1997’de
imzalanan Amsterdam antlaşması ile Avrupa birliği antlaşması çevre
sorunlarına dair yeni maddeleri sözleşmeye ekledi, bunlar 174, 175,
176
7
Madde 174
Antlaşmasının 174. Maddesinin 2. bendi uyarınca Avrupa
Birliği çevre politikası ihtiyatlılık ilkesi ile önleyici
eylem, çevreye verilen zararın öncelikli olarak
kaynağında giderilmesi ve kirleten öder ilkelerini temel
alır.
8
İhtiyatlılık İlkesi
İhtiyatlılık ilkesi 1993 yılında Maastricht Antlaşması
tarafından tanıtıldı ve uluslararası bağlama dayanmaktadır.
Özellikle 1992 yılında Birleşmiş Milletler Çevre ve Kalkınma
Konferansı'nda imzalanan Rio Bildirgesi'nin 15. maddesinde
özgün açık ve kesin ifade ile "bir eylem veya politikanın
halka veya çevreye zarar verme riski taşıdıklarında, eylem
veya politikanın zararlı olmadığı konusunda bilimsel görüş
birliğinin bulunmaması, zararlı olmadığına dair kanıt yükü
bu eylemi gerçekleştirenlere düşer " olarak eklenmiştir.
9
İhtiyatlılık İlkesi
2000 yılının ilerleyen dönemlerinde ihtiyati tedbir ilkesine
ilişkin bir Komisyon Bildirimince bu ilkenin içeriğini belirledi.
Komisyon ayrıca, çevre ve insan sağlığı koruma
önlemlerinin
ihtiyatlılık
ilkesi
kapsamında
kabul
edilebileceğini de belirtmektedir. Özellikle, bir müdahale
gerekiyorsa, önlemler seçilen koruma düzeyine uygun
olmak zorundadır, uygulamalarında ayrımcılık yapılmamalı
ve halihazırda kabul edilmiş benzer önlemler ile tutarlı
olmalıdır. Ayrıca bunlar, eylemin ya da eylemsizliğin
maliyetlerinin ve potansiyel yararlarının incelenmesine ve
yeni bilimsel deliller ışığında gözden geçirme konusuna
dayanmalıdır.
10
Kirleten Öder İlkesi
Bu Avrupa Birliği mevzuatına üreticilerin kirliliklerinin
maliyetini topluluk üzerine yıkmalarına müsade etmemek
için
sunuldu. Bir başka deyişle, kirleten öder ilkesi
aracılığıyla,
Avrupa
Birliği
yasama
organı
çevre
zararlarından sorumlu olan şirketlerin çevresel maliyetlerini
benimsetmeye çalışmışlardır.
11
Yasal açıdan kirleten öder prensibinin uygulanması, izin
verilen kirliliğe bağlı olmalıdır.
Diğer bir değişle, eğer bir şirket kendisine verilmiş yasal
sınırların ötesin de, özellikle IPPC kapsamında verilen
yetkilendirme (AB 2008/1/ Entegre kirlilik önleme ve
kontrol direktifi 15 Ocak, 2008) bir kirlenmeye yol açıyor
ise bu kirliliğin yol açtığı ekonomik yük, ya kirletici ya da
bütün topluluğu kapsamalıdır.
12
Avrupa Birliği Antlaşmasının temel yasalarından başlayarak,
farklı ulusal yasaların standartlaştırılması adına 30 yıl
boyunca Avrupa Birliği Enstitüsü çevrenin korunması için bir
takım Direktif ve Yönetmelikleri kabul etmeye başladı
Avrupa Birliği yasaları daha önce belirttiğimiz ilkeler ile
uyum içerisinde geliştirildi. Avrupa Birliği kapsamında
yapılan her eylem planı yukarıda belirtilen ilkelere uyumlu
olması gözetilerek belirlendi.
13
AB ve AB Üye Devletleri
Arasında Paylaşılan Yetki

Genel
anlamda,
Avrupa
Birliği
ve
Üye
Devletlerarasındaki çevre alanındaki yasal çerçeveyi
açıklığa kavuşturmak için vurgulamamız gereken son
yasal başlık, üyeler ve AB kurumları arasında yetki
paylaşımının nasıl yapıldığıdır
14





AB sadece Anlaşmalarca kendisine verilen yetkilere
sahiptir(konferans ilkesi). Bu yetkilendirme presnibi
dolayısıyla AB, sadece üye ülkelerin imzaladığı
antlaşmalardaki yetkiler sınırında yasa çıkartılabilir.
Avrupa Birliğine sözleşmeler kapsamında yetki akratımı
yaptırılmamış başlıklar, Avrupa Birliği ülkelerine aittir.
Lizbon Antlaşması AB ve AB üye ülkeler arasındaki yetki
paylaşımına açıklık getirmiştir. Bu yetkiler 3 ana başlık
altında toplanmıştır:
Münasır yetkiler;
Paylaşılan yetkiler;
Desteklenen yetkiler;
15
Avrupa Birliği Yasaları
Daha önce söylediğimiz gibi bunlar AB yasalarının temel
biçimleridir:

Yönetmelikler - tüm üye ülkelere yöneliktir ve tam
olarak uygulanır. Ulusal yasaya gerek duyulmadan
doğrudan uygulanır.

Direktifler - Yönergeler, bütün üye ülkelere yöneliktir
ancak belirli bir tarihe kadar tamamlanması gereken
hedefleri içerir. Uusal otoriteler, belli tarih sınırı
içerisinde bu direktifin uygulanması için gerekli yasal
değişiklikleri yapmak zorundadır (uygulama tarihi iç
hukuka aktarma tarihi yerine geçer)
Bu nedenle, münhasır yetki söz konusu olduğunda AB'nin
yönetmelikleri kullanması gerektiği açıktır, paylaşılan
yeterlilik durumunda, Üye Devletlere bazı takdir yetkisini
bırakma ihtiyacı göz önüne alındığında, doğru belgenin
16
Direktif olacağı açıktır.



Üye Devletler, AB'ye Çevre meselesiyle ilgili yasal olarak
paylaşılan bir yetkiyi devretmiştir.
Bu, Avrupa Birliği'nin, Avrupa Direktifi'nin uygulanması
yoluyla Üye Devletler tarafından elde edilecek çevre
koruma hedeflerini belirlemek için Topluluk Direktiflerini
benimseme görevi olduğu anlamına gelir. Her Üye
Devlet, AB hedeflerine ulaşma araçlarını ve yolunu
seçmekte serbesttir.
Aslında, son on yılda çevre alanında AB Direktifleri her
zaman daha spesifik hale geldi ve sadece çevre
korumanın hedeflerini değil, aynı zamanda onlara
ulaşmanın yollarını da düzenledi.
17
Kendi kendini yönetme
direktifi
Bazı durumlarda, Avrupa yönergeleri, AB tarafından belirli
ve ayrıntılı olarak benimsenmiştir, böylece yasal uzmanlar,
onları ulusal olarak aktarılmasına gerek olmaksızın Üye
Deletlerde doğrudan uygulanabilir olarak değerlendirmiştir.
(Kendi kendini yönetme direktifi)
18
Direktiflerin çıkarılmasıyla onaylanan çeşitli çevresel
koruma araçlarını / kurumlarını ayrıntılı olarak analiz
edeceğiz. Şimdilik bunları, bireysel çevre ilkeleri ile
ilişkilendirerek
listeleyebiliriz:
ÇED
(çevresel
etki
değerlendirmesi) SEA (stratejik çevresel değerlendirme);
IPPC (Entegre Kirlilik Önleme Kontrolü). Bu Yönerge,
önleme ve ihtiyati prensiplerin somut bir uygulamasıdır.
Başka bir örnek vermek gerekirse, atık yönetimi ile ilgili
çerçeve direktifi, kirleten ücret ve Önleme ihtiyatlılık ilkesi
temel alınarak hazırlanmıştır.
19
Sunumumun ardından, Topluluk Çevre Mevzuatı konusunda
genel bir açıklama yapacağım.
Avrupa Direktifi, onay için bir zaman kriterine dayanarak
listelenmemektedir ve açıklanmamaktadır.
20
Şu konular ile devam edeceğiz;
-Çevre koruması için idari izin; (ÇED, DENİZ, IPPC)
-Atık Yönetimi
-Bireysel çevresel unsurların korunmasına yönelik direktifler
- Çevrenin korunması için idari usuller (iyileştirme
prosedürü, çevresel sorumluluk.
21
Administrative authorization
for environmental protection
Çevre ile ilgili Belli Başlı Kamu ve Özel Projelerin
Etkisinin Değerlendirilmesi Hakkında 85/337/AET ve
27 Haziran 1985 tarihli Konsey Direktifi (ÇED
Direktifi)
22
ÇED Direktifi olarak bilinen, Çevre ile ilgili Belli Başlı Kamu
ve Özel Projelerin Etkisinin Değerlendirilmesi Hakkında
Direktifi kararın öncesinde projenin çevresel sonuçlarını
(olumlu ya da olumsuz) öngörmek için kullanılan resmi
sürece ilişkin temel kavramları belirlemektedir.
23
Direktifin başlangıç noktası, muhtemelen önemli çevresel
etkilerin önceden değerlendirilmesinden sonra çevreye
önemli etkileri olan kamu ve özel projelere izin verilmesidir.
Bu değerlendirme, yetkili makamlar tarafından geliştirici
tarafından sağlanan uygun bilgileri dikkate alarak ve yetkili
makamlar tarafından ve söz konusu proje ile ilgilenen kişiler
tarafından tamamlanarak yapılmalıdır.
24
ÇED Prosedürüne Konu Olan Ana Tür
Projeleri



Ham petrol rafinerilerinin yanı sıra kömür veya petrol
şeylinin günde 500 tonluk gazlaştırma ve sıvılaştırma
yanı sıra, yeniden gazlaştırma terminalleri sıvılaştırılmış
doğal gaz.
Tesisatları: - En az 300 MW gç sıcaklığı olan elektrik
santralleri ve diğer yanma tesisatları; - Barajlar ve
rezervuarlar da dahil olmak üzere 30 MW'lık daha
yüksek imtiyazlı güçle hidroelektrik enerjisi üreten
tesisler;
Asbest ve asbest içeren ürünlerin ekstraksiyonu için
teçhizatın ve transformasyonun yanı sıra; Nükleer enerji
santralleri ve diğer santraller (bu tür tesislerin veya
reaktörlerin sökülmesi veya devre dışı bırakılması da
dahil olmak üzere diğer nükleer reaktörler)
25
Dört ya da daha fazla şeritli kırsal yollar ya da mevcut
yolların iki şeridine yeniden konumlandırılması ve / veya
genişletilmesi, böylesi yeni bir yolun ya da yolun en azından
sürekli bir uzunlukta doğrultulmuş ve / veya genişletildiği
dört ya da daha fazla şeridi temin etmek üzere
genişletilmesi 10 km; -
26
ÇED prosedürü aşağıdaki idari
adımları izlemek zorundadır:
a) Çevresel etki araştırmasının içeriğini tanımlama;
b) Projenin sunumu ve yayınlanması;
c) Danışmalar sürecinin yürütülmesi;
d) Çevresel araştırmanın değerlendirilmesi ve istişarelerin
sonuçları;
e) Karar;
f) Karara ilişkin bilgi;
g) İzleme.
27
Çevresel Etki Araştırmasında Yer
Alan Bilgiler
- Projenin özellikleri, konumu ve boyutlarına ilişkin bilgi
içeren tasvir;
- Önemli olumsuz etkileri önlemek, azaltmak ve mümkünse
iyileştirmek için öngörülen tedbirlerin açıklanması;
-Projenin hem yapım aşamasında hem de çalışma
aşamasında üretebileceği çevre ve kültürel miras üzerindeki
ana etkileri tanımlamak ve değerlendirmek için gerekli
veriler;
- Başvuru sahibi tarafından incelenen, sıfır seçeneği de dahil
olmak üzere, çevresel etkileri hesaba katarak seçiminin ana
nedenlerini belirleyen ana alternatiflerin taslağı;
- İzleme için öngörülen tedbirlerin açıklaması
28
Proje Kararı


Çevresel etki değerlendirmesi için teknik ve araştırmacı
faaliyetler yetkili makam (CA) tarafından yürütülür.
Yetkili makam, projenin yürütülmesine olumlu bir görüş
verir. Aksi takdirde, Yetkili makam, savunucunun
projeye dahil edeceği yönerge ile olumlu bir görüş
verecektir. Son seçenek CA, izin vermez ve daha sonra
proje, çevresel etkilerini AB yönergesi tarafından talep
edilen standarda uymayan değerlendirmeye devam
edemez.
29
Stratejik Çevresel Değerlendirme (SEA)
ile ilgili 2001/42 / EC sayılı direktif
ÇED Direktifinin Üye Ülkelerde uygulanmasına ilişkin
deneyim, Ab Topluluğunun, bir projenin sunulmasından
önce bir aşamada bir çevresel değerlendirme aracına ihtiyaç
duyduğunu ortaya koymuştur.
(Altyapı ve endüstriyel proje).
30

Just to make an example, when you start the EIA
procedure on a new stretch of highway has already
decided by the authority that this mobility need will be
addressed through the creation of a highway. Instead in
the earlier stage it should be evaluated whether to
respond to this need by building a highway or a railroad
for example. Thus, the Community legislature at the
beginning of the 2000s he began to think of combining
the phase of approval of plans and programs (for
example the infrastructure plan, or mobility plan)
parallel proceedings could be included in decisionmaking also environmental concerns.
31
Bu ihtiyaçlara cevap verebilmek için Avrupa Birliği, SEA
Direktifi olarak bilinen Stratejik çevresel değerlendirme
(SEA) ile ilgili 2001/42 / EC sayılı Direktifi onayladı. SEA,
planlama ve program hazırlamada çevresel ve muhtemelen
diğer sürdürülebilirlik unsurlarının etkin bir şekilde
değerlendirilmesini amaçlayan, sistematik bir karar destek
süreci
oluşturulması
ile
ilgili
temel
kavramları
belirlemektedir.
32
SEA plan ve programların sebep olduğu çevresel etkileri göz
önüne almasını sağlamalıdır. Bu çevresel etkiler karar alma
sürecinin bir parçasıysa buna Stratejik Etki Değerlendirmesi
denir.
SEA Direktifi, geniş bir kamusal plan ve program
yelpazesine (ör. Toprak kullanımı, ulaşım, enerji, atık,
tarım, vb.) Uygulanmaktadır. SEA Direktifi 2001 yılından bu
yana yürürlüktedir ve Üye Devletler tarafından Temmuz
2004'te aktarılacaktır.
33
SEA'ya tabi olan Planlar veya
Programlar


SEA Direktifinin ÇED'e benzer plan / programların bir
listesi yok.
SEA, aşağıdaki planlar / programlar için zorunludur:


ÇED Direktifi'nde listelenen projelerin gelecekteki kalkınma
rızasının çerçevesini belirleyen, tarım, ormancılık, balıkçılık,
enerji, sanayi, ulaşım, atık / su yönetimi, telekomünikasyon,
turizm, şehir ve ülke planlaması veya arazi kullanımı için
hazırlanmıştır.
Veya
Habitatlar Direktifi uyarınca bir değerlendirmeyi gerektirdiği tespit
edilmiştir.
34


Stratejik Çevre Değerlendirmesi (SÇD) prosedürü şu
şekilde özetlenebilir: Çevredeki muhtemel önemli
etkilerin ve önerilen plan veya programın makul
alternatiflerinin tanımlandığı bir çevre raporu hazırlanır.
Taslak plan veya program ve hazırlanan çevre raporu
hakkında kamuoyu ve çevre yetkilileri bilgilendirilmekte
ve istişar edilmektedir.
35
SÇD ve ÇED prosedürleri birbirine çok benzerdir, ama bazı
farklılıklar bulunmaktadır:
-SÇD, tarama aşamasında çevresel yetkililerin
görüşülmesini gerektirir;
-SÇD (Yetkili bir kuruma sunulacak olan SEA raporunda
kapsanacak konuların içeriğini ve kapsamını belirleyen SEA
sürecinin aşamaları), kapsamında zorunludur;
-SÇD makul alternatiflerin değerlendirilmesini gerektirir
(ÇED kapsamında geliştirici incelenecek alternatifleri seçer);
-SÇD
kapsamında
Üye
Devletler,
öngörülemeyen
istenmeyen etkileri tespit etmek ve uygun önlemleri almak
için planların / programların uygulanmasının önemli
çevresel etkilerini izlemelidir.
-SÇD, Üye Ülkelerin çevre raporlarının yeterli kalitede
olmasını sağlamayı zorunlu kılar.
36
ÇED prosedüründe kilit oyuncular şunlardır: : Projeyi,
genellikle özel bir konuyu ve yetkili kamu otoritelerini
çevresel etki araştırmasını değerlendirmek için teklif etme.
SÇD prosedüründe, ana oyuncular genelde tüm kamu
varlıklarıdır: Planı kabul etmeye yetkili makamlar ve planın
veya programın çevresel etkilerini değerlendirmek üzere
sorumlu yetkili makamlar.
37

İtalya örneğinden bir örnek vermek gerekirse, ulusal
enerji planının hazırlanmasında ve kabul edilmesinde
planı sunan taraf altyapıdan sorumlu bakanlık iken, bu
planın uygunluğunu değerlendiren merci ise Çevre
Bakanlığı. Çevre raporu, yetkili mercilerle / Çevre
Bakanlığı ile sürekli bir diyalog yoluyla Alt Yapı
Bakanlığı'nın inisiyatifiyle hazırlanıyor.
38
SÇD prosedürleri aşağıdaki idari aşamalardan geçmektedir:
-Çevre raporunun hazırlanması;
-İstişare yapılması;
-Çevre raporunun ve istişare sonuçlarının değerlendirilmesi;
-Karar;
-Karar alma süreci;
-Eylemleri izleme.
39
Çevre Raporu
Çevresel raporda, planın veya önerilen programın
uygulanmasının çevre ve kültürel miras üzerindeki olumlu
etkilerinin yanı sıra kabul edilebilir makul alternatifleri
tanımlamalı, tarif etmeli ve değerlendirmelidir.
40





Çevre raporunda, raporu sunan mercilerin rapor içinde
sunması gereken bilgiler şöyledir:
a) Daha önceki ilgili plan ya da programların ilişkisi
dâhilin de sunulan plan ya da programın genel anlam da
içeriği ve ana hedefleri;
b) Etkilenecek olan çevrenin şuan ki durum ile ilgili
unsurları ve söz konusu program ya da plan
uygulanmadığı halde zaman içinde geleceği aşama;
c) Kayda değer şekilde etkilenmesi mümkün alanların,
kültürel, çevresel ya da peyzaj bölgelerinin
tanımlanması;
d) Özellikle çevresel önemi olan bölgeler, kültür ve
peyzaj alanlarıyla ilgili olanlar da dahil olmak üzere,
plan ya da programla ilgili mevcut tüm çevresel
sorunlar.
41



e) Çevre koruma hedeflerinin belirlenmesi, uluslararası
düzeyde Avrupa Birliği ve üye ülkeler düzeyinde bu plan ve
programın hazırlanma sürecinde planı sunan merciinin tüm bu
yukarıda belirttiğimiz düzeylerdeki çevre koruma hedeflerine
uygunluğunun uygun olup olmadığının raporunda belirtmesi
f) Biyolojik çeşitlilik, nüfus, insan sağlığı, flora ve fauna,
toprak, su, hava, iklim faktörleri, malzeme varlıkları, mimari
ve arkeolojik miras dahil olmak üzere kültürel miras, peyzaj
ve aralarındaki ilişkiler de dahil olmak üzere çevre üzerindeki
olası önemli etkileri ve ikincil, kümülatif, sinerjik, kısa, orta ve
uzun vadeli kalıcı ve geçici, olumlu ve olumsuzlar dahil olmak
üzere tüm önemli etkileri düşünmelidirler.;
g) Planın veya programın uygulanması ortamı üzerinde
olumsuz etkileri önlemek, azaltmak ve olabildiğince tamamen
telafi etmek için öngörülen tedbirler;
42
Çevre raporunun ve bunun sonuçlarının, danışman raporu
sonuçlarının planın uygulanmasından önce hesaba katılması
gerekiyor. Plan veya program kabul edildiğinde çevre
yetkilileri ve halka bilgi verilir ve ilgili bilgiler kendileri için
kullanılabilir hale getirilir. Erken dönemde öngörülemeyen
olumsuz etkileri tespit etmek için, planın veya programın
önemli çevresel etkileri izlenmelidir.
43
Endüstriyel emisyonlarla ilgili Avrupa Birliği
Yönergesi 2010/75 / AB, Entegre Kirliliğin Önlenmesi
ve Kontrolü (IPPC) ile ilgili 96/61 / EC sayılı
Direktifin ardılıdır.
44
Endüstriyel Emisyonlar Direktifi (IED), Avrupa Birliği'nde
çeşitli endüstriyel kaynaklardan gelen kirliliği en aza
indirmeyi hedeflemektedir. IED'nin Ek I kapsamındaki
endüstriyel tesislerin operatörleri, AB ülkelerindeki yetkili
makamlardan entegre bir izin almaya mecburdur.
45



IED Endüstriyel Emisyonlar Direktifi , entegre yaklaşım,
en iyi mevcut teknikler, esneklik, denetimler ve halkın
katılımı gibi çeşitli ilkelere dayanmaktadır.
Entegre yaklaşımın anlamı , izinlerin, tesisin çevresel
performansını da hesaba katması gerektiği anlamına
gelir; Hava, su ve toprak emisyonları, atık üretimi,
hammadde kullanımı, enerji verimliliği, gürültü,
kazaların önlenmesi ve kapatılmasından sonra alanın
restorasyonu gibi.
Direktifin amacı, bir bütün olarak çevrenin yüksek
düzeyde korunmasını sağlamaktır.
46
Faaliyet, ilgili tehlikeli maddelerin kullanımı, üretilmesi veya
serbest bırakılmasını içeriyorsa, operatörler operatörün bir
tesisatın işletmeye alınmasından önce veya toprak ve yer
altı
suyu
kirliliği
ihtimalini
göz
önüne
alarak
güncellenmeden önce temel rapor hazırlamasını ister;
entegre bir yaklaşım
47
Emisyon sınır değerleri (ELV'ler) de dahil olmak üzere izin
koşulları, IPPC Direktifi'nde tanımlanan Mevcut En İyi
Teknikler (BAT) temel alınmalıdır. Lisans yetkililerine ve
şirketlere Mevcut En iyi Tekniklerin belirlenmesinde
yardımcı olmak için Komisyon, AB Üye Devletleri, sanayi ve
çevre örgütlerinden uzmanlar arasında bir bilgi alışverişi
düzenler. Bu çalışma, Sevilla'daki AB Ortak Araştırma
Merkezi (İspanya) için Prospektif Teknoloji Araştırmaları
Enstitüsü Avrupa IPPC Bürosu tarafından koordine
edilmektedir. Bu, Komisyonun BAT sonuçlarının ve BAT
Referans Dokümanlarının (BREF'ler olarak adlandırılır) kabul
edilmesini ve yayınlanmasını sağlar.
48

Entegre kirlilik önleme ve kontrol, Direktifin Ek I'inde
(enerji endüstrileri, metallerin üretimi, işlenmesi ve
üretimi, mineral sanayi, kimya sanayi, atık yönetimi,
hayvancılık vb.) Tanımlanan yüksek kirlilik potansiyeli
olan yeni veya mevcut endüstriyel ve tarımsal
faaliyetlerle ilgilidir. .).
49
Endüstriyel veya tarımsal kurumlar izin almak için bazı
temel yükümlülükleri yerine getirmelidir. Özellikle şunları
yapmalıdır.
- Mevcut en iyi tekniklerin, tüm uygun kirlilik önleme
tedbirlerinin kullanılması (En az atık üreten, daha az
tehlikeli madde kullanın, üretilen maddelerin geri kazanıp
geri dönüştürülmesini sağlayın vb.);
-Tüm büyük çaplı kirliliği önlemek;
-Önlemek, geri dönüştürmek veya atığı mümkün olan en az
kirletici şekilde imha etmek;
-enerjinin verimli kullanılması;
-Kazanın önlenmesi ve hasar sınırlamasının sağlanması;
-Faaliyet sona erdiğinde alanların orjinal durumuna
50
getirilmesi.
Buna ek olarak, bir izin çıkarma kararı, aşağıdakileri de
içeren bir dizi özel şart içermelidir:
-Kirleten maddeler için emisyon sınır değerleri (Emisyon
ticareti şeması geçerliyse sera gazları hariç - aşağıya
bakınız)
Herhangi bir toprak, su ve hava koruma tedbirleri
gereklidir;
-Atık yönetimi önlemleri;
-İstisnai durumlarda alınması gereken önlemler (kaçaklar,
arızalar, geçici veya kalıcı duruşlar, vb.);
-Uzak mesafe veya sınır ötesi kirliliğin en aza indirgenmesi;
-izlemenin serbest bırakılması;
Ve uygun diğer bütün tedbirler..
51
Ticari ve endüstriyel gizlilik kurallarını ve uygulamalarını
ihlal etmeden, bu bilgiler ilgili taraflara sunulmalıdır:
(Elektronik olarak da dâhil olmak üzere) uygun vasıtaları
kullanarak ve aynı zamanda faaliyet lisansına ilişkin
prosedür ile ilgili bilgileri, projeyi yetkilendiren veya
reddeden sorumlu yetkilinin iletişim bilgilerini ve kamuya
katılma imkânını kullanarak Lisanslama süreci;
Projenin sınır ötesi etkileri olması muhtemel ise diğer Üye
Devletler. Her Üye Devlet, bu bilgileri görüşlerini verebilmek
için kendi topraklarındaki ilgili taraflara göndermelidir.
52
Atık Yönetimi Avrupa Birliği
2008/98 / EC sayılı Direktifi
2008/98 / EC sayılı Avrupa Birliği Yönergesi atık
tanımlamaları, geri dönüşüm, geri kazanım gibi atık
yönetimi ile ilgili temel kavram ve tanımları belirler.
Atıkların atıklar sona erdiği ve ikincil bir hammadde haline
geldiği (atık son ölçütü olarak adlandırılır) ve çöp ile yan
ürünlerin birbirinden nasıl ayrıldığı açıklanmaktadır. Direktif
bazı temel atık yönetimi ilkelerine yer vermektedir: atığın
insan sağlığını tehlikeye atmadan ve çevreye zarar
vermeden, özellikle de su, hava, toprak, bitki veya
hayvanları tehdit etmeden, gürültü veya koku ile
rahatsızlığa meydan vermeden yönetilmesini, ve kırsal
kesimi veya özel ilgi çekici yerleri olumsuz şekilde
etkilememesi
53
AB üyesi ülkelerin atık mevzuatı ve politikası, aşağıdaki atık
yönetimi hiyerarşisini öncelik sırası olarak uygulayacaktır:





Önleme
Yeniden kullanıma hazırlanıyor
Geri dönüşüm
Kurtarma
Elden çıkarma
54
Direktif AB tarafından "kirleten öder ilkesini" ve
"genişletilmiş üretici sorumluluğunu" dikkate alarak
benimsenmiştir.
55
Ayrıntılı analiz yapmadan önce atık yönetimi temel bir
hukuki meseleyi vurgular. Atık yönetimi, zayıf yönetimin
neden olabileceği çevre ve sağlık üzerindeki olumsuz etkiler
nedeniyle kamu yararına faaliyetler olarak düşünülür.
Dolayısıyla, sektörde faaliyet gösteren tüm operatörler önce
belirli faaliyeti (atık toplama, geri dönüşüm, geri kazanım,
işleme, imha etme) yetkilendirilmelidir. Operatör yukarıda
belirtilen faaliyetlerden herhangi birisini izin veya yerki
almadan yerine getirirse mahkeme işlemlerinde cezaya
çarptırılabilir.
56








Atık yönetimi için Avrupa hukuki çerçevesini analiz etmek için Direktif tarafından
belirlenen tanımların analizi ile başlamak uygun:
Atık Tanımı: Taşıyıcının attığı veya atmaya niyetli olduğu veya atması gereken
herhangi bir madde veya nesne anlamına gelir;
'Atık yönetimi', bu tür operasyonların denetimi ve atık sahalarının bakımının
yapılması da dahil olmak üzere atıkların toplanması, taşınması, geri kazanılması
ve bertaraf edilmesi anlamına gelir; bir bayi veya aracı olarak alınan önlemler de
dahil;
Atık üreticisinin tanımı: Faaliyetleri atık üreten (orijinal atık üreticisi) veya bu
atığın doğasında veya kompozisyonunda değişiklik yapacak ön işleme,
karıştırma veya diğer işlemleri yapan herkes anlamına gelir;
Atık taşıyıcı: Atık üreticisi ya da atığı elinde bulunduran gerçek ya da tüzel kişi
anlamına gelir;
Bayi: atıkların fiziksel olarak elinde tutulmaması gereken bayiler de dahil olmak
üzere, atıkların satın alınması ve daha sonra satılması için müdürlük rolü
oynayan herhangi bir teşebbüs anlamına gelir;
Önleme: bir maddenin, malzemenin veya ürün atık haline gelmeden önce
alınan önlemlerden kaynaklanan şuurları azaltır: ürünlerin tekrar kullanılması
veya ürün ömrünün uzatılması veya üretilen atıkların olumsuz etkileri dahil atık
miktarı Çevre ve insan sağlığı veya madde ve ürünlerdeki zararlı maddelerin
içeriği;
Yeniden kullanım, atıkları olmayan ürünler veya bileşenlerin, tasavvur edildiği
amaçla tekrar kullanıldığı herhangi bir işlemi ifade eder;
57




Arıtma, toparlanma veya imha işleminden önce hazırlama da dahil
olmak üzere kurtarma veya imha işlemleri anlamına gelir;
Geri kazanma, ana sonucunun aksi halde, belirli bir işlevi yerine
getirmek için kullanılmış olan diğer malzemelerin veya bu işlevi yerine
getirmek üzere hazırlanan atığın fabrikada veya daha geniş bir
ekonomide değiştirilmesi ile yararlı bir amaca hizmet eden herhangi
bir işlemi ifade eder. Ek II, kapsamlı kurtarma işlemleri listesini
içermektedir;
Geri dönüşüm, orijinal veya başka amaçlar için olsun, atıkların
ürünlere, materyallere veya maddelere yeniden işlendiği her türlü
iyileştirme işlemi anlamına gelir. Organik maddenin yeniden
işlenmesini de içerir ancak enerji geri kazanımı ve yakıt olarak veya
dolgu doldurma işlemleri için kullanılacak malzemelerin yeniden
işlenmesi dahil değildir;
İmha etme, işlemin ikincil bir sonuç olarak madde veya enerjinin geri
kazanılması durumunda dahi gerçekleşmeyen herhangi bir işlemi ifade
eder. Ek I, atık işlemlerinin ayrıntılı bir listesini içermektedir.
58
Ürüne ve ikincil hammaddeye göre
tanımlama (atık sonu)



Daha önce de belirtildiği gibi, 2008/98 / EC sayılı
Direktif,
atıkların
yönetimi
için
üreticilere
uygulanabilecek en son seçenek olan dolumdan önce
yeni bir hiyerarşi eylemi oluşturmuştur.
Her şeyden önce yasal çerçeve amacı taşımayan bu
anlamda atığın üretilmesini önlemek, önleme tanımını
hatırlamakta fayda var.
Bu yeni yaklaşımın temelinde, Avrupa yasama meclisi,
bir dizi koşulun yerine getirildiği durumda belirli ürünleri
atık olarak değerlendirmemesine izin veren yeni yasal
kategorileri öngördü.
59
Directive 2000/60/EC
management
on
water
2000/60 / EC sayılı Avrupa Birliği Direktifi (kısacası, AB Su
Çerçeve Direktifi), İç yüzey sularının, geçiş sularının,
kıyı sularının ve yer altı suyunun korunması için
Topluluk eylemi için bir çerçeve oluşturmaktadır: (a) Sudaki
ekosistemlerin durumunu iyileştirir, korur ve geliştirir, (b)
mevcut su kaynaklarının uzun vadeli korunmasına dayalı
sürdürülebilir su kullanımını teşvik eder; (C) su ortamının
korunması ve iyileştirilmesi, (d) yer altı suyundaki kirliliğin
aşamalı olarak azaltılmasını ve daha fazla kirliliğin
önlenmesini amaçlamaktadır; (e) sel ve kuraklıkların
etkilerini azaltmaya katkıda bulunmaktadır.
60
Üye Devletler, ulusal topraklarında bulunan bireysel nehir
havzalarını
belirleyecek
ve
bu
Direktifin
amaçları
doğrultusunda, onları ayrı nehir havzaları bölgelerine
atayacaktır. Küçük nehir havzaları, daha büyük nehir
havzaları ile birleştirilebilir veya uygun olduğunda, tek tek
nehir havzası bölgelerini oluşturmak üzere komşu küçük
havzalarla birleşebilir. Üye Devletler, her nehir havzası
bölgesi içinde yer alan ve özel koruma gerektiren olarak
belirlenen tüm alanların kayıt defterlerini veya kayıtlarını
tesis edecektir
61
Avrupa Parlamentosu ve Konsey, içme suyunun çıkarılması
için kullanılan sular için olan riskler de dahil olmak üzere, su
ortamında veya su yoluyla önemli bir risk oluşturan bireysel
kirleticiler veya kirletici gruplar tarafından su kirliliğine karşı
özel önlemler alacaktır.
62


Annex I regards the information that the Member States
shall provide on all competent authorities within each of
its river basin districts as well as the portion of any
international river basin district lying within their
territory,
Annex II concerns surface and groundwater, Annex III
the economic analysis, Annex IV protected areas, Annex
V surface and groundwater status, Annex VI the list of
measures to be taken, Annex VII river basin
management plans, Annex VIII the list of main
pollutants, Annex IX The "limit values" and "quality
objectives", Annex X priority substances and Annex XI
Ecoregions for rivers and lakes (25 Articles and 11
Annexes).
63
Directive 2008/50/EC Ambient
Air Quality and Cleaner Air for
Europe (CAFE)

The starting point of
UE has been the
Sixty
Community Environment Action Programme adopted by
Decision No 1600/2002/EC of the European Parliament
and of the Council of 22 July 2002. The decision
establishes the need to reduce pollution to levels, which
minimize harmful effects on human health, paying
particular attention to sensitive populations, and the
environment as a whole, to improve the monitoring and
assessment of air quality including the deposition of
pollutants, and to provide information to the public.In
order to protect human health and the environment as
a whole, it is particularly important to combat emissions
of pollutants at source and to identify and implement
the most effective emission reduction measures at local,
national and Community level
64
Bu nedenle, ilgili Dünya Sağlık Örgütü
standartları, kılavuzları ve programları dikkate
alınarak, zararlı hava kirleticilerinin
emisyonlarından kaçınılmalı, engellenmeli veya
azaltılmalı ve çevre havası kalitesi için uygun
hedefler belirlenmelidir.
65







Altmış Topluluk Çevre Eylem Programı tarafından oluşturulan
hedeflere ulaşmak isteyen bu Direktif 2008/50 / UE, aşağıdakileri
amaçlayan önlemleri ortaya koymaktadır:
Bir bütün olarak insan sağlığı ve çevre üzerindeki zararlı etkilerden
kaçınmak, önlemek ya da azaltmak için tasarlanan ortam havası
kalitesi için hedeflerin belirlenmesi ve oluşturulması;
Ortak usul ve kriterlere dayanarak Üye Devletlerdeki hava kalitesini
değerlendirmek;
Hava kirliliği ve rahatsızlığına karşı savaşta yardımcı olmak ve ulusal
ve Topluluk önlemlerinden kaynaklanan uzun vadeli eğilimleri ve
iyileştirmeleri izlemek için ortam havası kalitesi hakkında bilgi edinin;
Ortam havası kalitesi ile ilgili bu tür bilgilerin kamuya açık tutulmasını
sağlamak;
Hava kalitesinin iyi olduğu yerlerde tutulması ve diğer durumlarda
hava kalitesinin iyileştirilmesi;
Hava kirliliğini azaltmak için Üye Devletler arasında artan işbirliğinin
teşvik edilmesi.
66
Yukarıda listelenen tedbirlerin uygulanması için Üye
Devletler, aşağıdaki faaliyetlerden sorumlu yetkili mercileri
ve organları uygun seviyelerde belirteceklerdir:
-Ortam havası kalitesinin değerlendirilmesi;
-Ölçüm sistemlerinin (yöntem, ekipman, ağlar ve laboratuarlar)
onaylanması;
-Ölçümlerin doğruluğunun arttırılması;
-İnceleme yöntemlerinin analizi;
-Komisyon tarafından Topluluk çapında kalite güvence programları
düzenleniyorsa, kendi ülkelerinde koordinasyon;
-Diğer Üye Devletler ve Komisyon ile işbirliği.
67
Direktif, Avrupa topraklarında üniform uygulama ve daha iyi
hava kalitesinin sağlanması için Üye Ülkelere bazı
yönergeler
sunmaktadır.
Örneğin,
çevre
havasının
kalitesinin değerlendirilmesine yönelik ortak bir yaklaşım,
ortak değerlendirme kriterlerine göre izlenmelidir.
68
Özetle CAFE direktifi, PM2.5 ince partikülleri için yeni
hedefler
getirir
ancak
hava
kalitesi
standartlarını
değiştirmez. Bununla birlikte, Üye Devletler, limitlerin
karşılanmasında belirli zorluklar yaşadığınız belirli alanlarda
bu standartların bir kısmının karşılanmasında daha fazla
esneklik sağlamaktadır.
69
CAFE Direktifi, 250.000'den fazla nüfusa sahip yerlerde
izleme ve modelleme yoluyla hava kalitesinin periyodik
olarak değerlendirilmesine, hava kalitesini iyileştirmek için
eylem planlarının geliştirilmesini ve hava kalitesi durumu
hakkında halkı bilgilendirme yükümlülüklerini tanımlamasını
önermektedir.
70
2004/35 AB Sorumluluk Direktifi

2001 yılı Avrupa Komisyonu, Çevre Sorumluluk Direktifi
teklifini Üye Devletlere teklif etmeye karar vermiştir.
Avrupa Komisyonu, şu anda Toplulukta çok sayıda
kirlenmiş alan bulunduğundan ve önemli sağlık riskleri
oluşturduğu varsayımından yola çıkarak, son on yılda
biyoçeşitlilik kaybı önemli ölçüde hızlandı. Hareketsiz
kalınması gelecekte alan kirliliğinin artması ve
biyoçeşitlilik kaybının daha fazla olmasına neden olabilir.
Çevresel zararı önlemek ve düzeltmek, Antlaşmada
belirtilen Topluluk çevre politikasının amaç ve ilkelerini
uygulamaya
katkıda
bulunacaktır.
Hasarın
nasıl
giderileceğine karar verirken yerel koşullar dikkate
alınmalıdır.
71
Direktif, Üye Ülkelerin yükümlülük rejimlerini uyumlaştırma
ihtiyacından hareketle, çevresel hasarın yüklenmesi
açısından çok heterojen olup, bu nedenle muhtemelen
Avrupa
pazarındaki
firmalar
arasındaki
rekabetin
bozulmasına yol açacaktır.
72

Direktif, farklı hukuk sistemlerini standartlaştırma
ihtiyacı nedeniyle hala çevre sorumluluğu kavramına
oldukça sınırlı bir yasal yaklaşımı temsil etmektedir.
Yaklaşım,
çevresel
hasarın
önlenmesi
ve
iyileştirilmesine uygulanan kirleten öder ilkesine
dayanmaktadır (ELD). ELD, "saf ekolojik hasar" ile
uğraşırken, "geleneksel hasar" (mülkiyet zararları,
ekonomik zararlar, şahsi) gibi kişisel bir sorumluluk
sisteminden farklı olarak, kamu otoritelerinin yetkileri
ve görevlerine ("idari yaklaşım") dayanmaktadır.
73
Environmental Damage
definition

Direktif, "çevresel zarar" ı, korunan türlere ve doğal
yaşam alanlarına, suya verilen zarara ve toprağa verilen
zarar olarak tanımlar.
74

Zarar doğal kaynakta ölçülebilir olumsuz bir değişiklik
veya doğal kaynak hizmetinin doğrudan veya dolaylı
olarak oluşabilen ölçülebilir bozulması anlamına gelir. Bu
bağlamda hizmet olarak kast edilen, "halkın ya da bir
başka doğal kaynağın yararı için bir doğal kaynak
tarafında meydana gelen fonksiyon’’dur. Direktif,
çevresel zararı, doğal kaynakların üç kategorisine bağlı
olarak değerlendirmektedir:
75



Biyo çeşitlilik, Korunan türlerin ve doğal yaşam
alanlarının zarar görmesi ve 92/43 / EEC ve 79/409 /
EEC yönergeleri tarafından düzenlenir:
damage to the waters, Su alanında Topluluk eylemi
için bir çerçeve oluşturan 2000/60 / EC sayılı Direktifte
tanımlandığı üzere, su statüsünü önemli ölçüde
etkileyen herhangi bir hasar;
damage to the soil , Maddeler, müstahzarlar,
organizmalar ya da mikroorganizmaların toprağa,
zemine ya da alt katına doğrudan ya da dolaylı giren
insan sağlığı üzerinde önemli bir advers etki riski
oluşturan herhangi bir kara kontaminasyonu olarak
anlaşılmaktadır.
76
Direktif, münferit operatörlerin zararları ile faaliyetleri
arasında nedensel bir bağ kurulamıyorsa, yaygın kirliliğin
yol açtığı hasarın açık bir hükümle belirtilmediği durumlarda
uygulanmaz. Direktif, geleneksel zararları, yani mülk ve
insanlara verilen hasarları değil, hukuki sorumluluğu ile
halen yönetilen bu tür hasarlarla ilgili herhangi bir hakkı
etkilememektedir.
77

Direktifin ihtiyati ilke uyarınca getirdiği gerçek yenilik,
çevresel sorumluluk sisteminin yalnızca kendisine zarar
vermek için değil yakın gelecekte zararın çevreye olası
gelmesi ihtimali olarak tanımlanan yakın tehlike
tehdidine uygulanmasıdır. Bu bağlamda, önleme ile kast
edilen, opertatörün önlem almadığı durumlarda ya da
yetkili makamın operatörün gerekli önleyici tedbirleri
almasını şart koştuğu ya da kendisini almasını gerektiği
durumdur. Önleyici tedbirler, direktif uyarınca, böyle bir
zararı önlemek veya en aza indirgemek için yakın
gelecek bir çevresel zarar tehdidi yaratan bir olaya,
eylem veya ihmala karşılık alınan önlemler.
78
Çevresel zararlar için düzeltici
önlemler



Su, korunan türler veya doğal habitatlar ile ilişkili olarak
çevresel zararın düzeltilmesi, çevre temel koşullarının,
birincil, tamamlayıcı ve telafi edici iyileştirme yoluyla
geri kazandırılmasıyla sağlanır:
Birincil iyileştirme, zarar görmüş doğal kaynakları ve
/ veya bozulmuş hizmetleri temel duruma ya da temel
duruma döndüren herhangi bir düzeltici önlemdir;
Tamamlayıcı iyileştirme, birincil iyileştirmenin hasar
görmüş doğal kaynakların ve / veya hizmetlerin
tamamen onarılmamasıyla sonuçlanmadığı gerçeğini
telafi etmek için doğal kaynaklar ve / veya hizmetler ile
ilgili olarak alınan herhangi bir önlem tedbiridir.;
79


Telafi edici iyileştirme, doğal kaynakların ve / veya
hizmetlerin, birincil iyileştirme tam olarak gerçekleşene
kadar meydana gelen hasar tarihinden itibaren oluşan
geçici hasarlarını telafi etmek için alınan herhangi bir
işlemdir;
Geçici hasarlar, hasar görmüş doğal kaynakların ve /
veya hizmetlerin, ekolojik işlevlerini yerine getiremediği
veya birincil veya tamamlayıcı önlemler yürürlüğe
girene kadar diğer doğal kaynaklara veya kamuya
hizmet sunamamasından kaynaklanan kayıp anlamına
gelir. Halkın üyelerine maddi tazminat ödememektedir.
80

Birincil iyileştirme ortamı temel durumuna getirmekle
sonuçlanmazsa, tamamlayıcı iyileştirme yapılacaktır.
Buna ek olarak, geçici zararları telafi etmek için telafi
edici iyileştirme yapılacaktır. Suya ya da korunan türlere
ya da doğal yaşam alanlarına zarar vermek açısından
çevresel zararların telafisi, insan sağlığının olumsuz
şekilde etkilenen herhangi bir önemli riskinin ortadan
kaldırılmasını gerektirir.
81
Tamamlayıcı iyileştirmenin amacı, hasar gören yerin
temel durumuna geri döndüğünde sağlanacak gibi,
alternatif bir bölgede de dahil olmak üzere benzer düzeyde
bir doğal kaynak ve / veya hizmet sunmaktır. Mümkün olan
ve uygun olduğunda, alternatif bölge, etkilenen nüfusun
çıkarlarını dikkate alarak, zarar gören bölgeye coğrafi olarak
bağlı olmalıdır
82
İyileşmeyi bekleyen doğal kaynakların ve hizmetlerin ara
kaybını telafi etmek için telafi edici iyileştirme yapılacaktır.
Bu tazminat, hasar görmüş sahada ya da alternatif bir
yerde koruma altındaki doğal yaşam alanlarında ve türlerde
ya da suda ek iyileştirmelerden oluşmaktadır. Halkın
üyelerine maddi tazminat ödememektedir. Tamamlayıcı ve
telafi edici önlem tedbirlerini belirlerken, Direktif, ilk
seçenek olarak, kaynak, kaynak ya da hizmet-hizmet
eşdeğerliliği yaklaşımlarının tür, kalite ve miktar bakımından
kullanılmasını gerektirir. Bu mümkün değilse, alternatif
türde kaynaklar ve / veya hizmetler sağlamalısınız (örn.,
Kalitedeki azalma telafi edici önlemlerin daha büyük bir
kısmı tarafından telafi edilebilir)
83
Download