[EP-030] ŞİDDETLİ ÖKSÜRÜK SONRASI GELİŞEN SPONTAN

advertisement
[EP-030]
ŞİDDETLİ ÖKSÜRÜK SONRASI GELİŞEN SPONTAN PNÖMOMEDİASTEN: OLGU SUNUMU
Nagihan Durmuş Koçak1, Füsun Öner Eyüboğlu2
Başkent Üniversitesi İstanbul Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi Hastanesi, Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı, İstanbul
2
Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi, Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı, Ankara
1
26 yaşında mesleği hemşire olan kadın hasta, öksürük, nefes darlığı boyun ve göğüs ön tarafında
ağrı şikayetleri ile başvurdu. Bir haftadır şiddetli kuru öksürüğü olan ve astım nedeniyle düzenli
bronkodilatör (Salmeterol 50 mcg/Flutikazon 500 mcg inhaler+Montelukast sodyum 10 mg tb 1*1)
ilaç kullanan hastanın dün, boyun-kollara yayılan şiddetli göğüs ağrısı başlamış ve beraberinde
nefes darlığı gelişmiş. Fizik muayenede: Ateş:36.1, TA:110/70, NDS:76, SDS:20, SO2:%98 (oda
havasında). Boyun ve supraklavikuler bölgede palpasyonla cilt altında krepitasyon mevcuttu. Dinlemekle solunum sesleri doğal olup; diğer sistem muayene bulguları normaldi.Akciğer grafisinde
patoloji saptanmadı.Çekilen Toraks Bilgisayarlı Tomografide boyun ve üst mediastende serbest
hava görünümü izlendi. Hasta astım, spontan pnömomediasten ve cilt altı amfizemi tanıları ile
yatırıldı. Bronkodilatör tedavi (Salbutamol 2.5 mg nebul/Ipratropium bromür 250 mg nebul 4*1, Teofilin 200 mg 2*1 iv), sistemik steroid (Prednol 80 mg/gün iv), nazal oksijen, analjezik ve istirahat
önerildi. Takiplerine göre steroid dozu azaltıldı, 72 saat sonra çekilen Yüksek Rezolüsyonlu Bilgisayarlı Tomografide, mediasten ve cilt altındaki havanın rezorbe olduğu görüldü; eşlik eden
parenkim patolojisi izlenmedi. Solunum fonksiyon testi normal olan hastanın prednol dozu 40
mg/günʼe düşülerek ve kullanmakta olduğu bronkodilatör tedavinin devamı önerilerek taburcu
edildi. Poliklinik takipleri stabil seyretti, 1.5 yıllık periyotta nüks izlenmedi.
Spontan pnömomediastinum, travma, cerrahi ve diğer medikal prosedürlerle ilişkili olmaksızın mediastende serbest hava görülmesidir. Nadir bir klinik durum olup, astımlı hastalarda komplikasyonun gelişme sıklığının %0.2-0.3 arasında olduğu düşünülmektedir. Patofizyolojisi Macklin
tarafından ortaya konmuştur. Alveoler hiperinflasyon alveoler hasara yol açarak, intraalveoler havanın sırayla, interstisyum, hiluslar ve pulmoner vasküler yapılar boyunca mediastene yayılmasına
sebep olur. Mediastene ulaşan havanın boyun,yüz ve karın bölgelerine yayılması ile cilt altı amfizemi oluşur. En yaygın bulguları dispne, göğüs ağrısı, boyun ağrısı, ekspiratuvar wheezing ve
cilt altı amfizemdir. Sıklıkla benign ve kendini sınırlayan özellik göstermekle birlikte; pnömoperikardium, pnömoperitoneum, tansiyon pnömotoraks ve tansiyon pnömomediastinum gibi
hayatı tehdit edici komplikasyonlar da gelişebilir. Tedavide genel olarak yatak istirahati, oksijen,
analjezik ve komplikasyon gelişimi açısından takip önerilir. Sonuç olarak, astım alevlenmesi veya
şiddetli öksürük gibi presipitan faktörlerin varlığında özellikle göğüs ve boyun ağrısı ile başvuran
hastaların, eşlik eden pnömomediasten yönünden değerlendirilmesi hayati komplikasyonların önlenmesi açısından önemlidir.
89
Şekil 1: Hastanın başvurduğunda çek- Şekil 2a: BT kesitlerinde servikal bölge Şekil 2b: BT parenkim kesiti
ilen PA akciğer grafisi
ve üst mediastende serbest hava
görünümü
Şekil 2c: BT parenkim kesiti
90
Şekil 3a: Kontrol HRCT de cilt altı ve Şekil 3b: Kontrol HRCT kesiti
mediastende serbest hava izlenmedi.
Download