TBMM B:120 27 . 6.2006 politikalarının Türkiye`de uygulanmaya

advertisement
TBMM
B:120
27 . 6.2006
O: 3
politikalarının Türkiye'de uygulanmaya başlamasıyla yüzde 70 seviyesinde olan enflasyon oranı
yüzde 29,5'e düştü. 2002 yılında büyüme...
SONER AKSOY (Kütahya) - Yüzde 35...
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Yüzde 29,5. Yanlış biliyorsunuz Sayın Milletvekilim,
yüzde 29,5'tir 2002 yılı sonunda.
Büyüme, 2002 yılında yüzde 7,9; cari açık 1,5 milyar dolar, dışticaret açığı 10 milyar dolar.
Yine, uygulanan ekonomik politikalarla ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 69,5. Yani, o
dönemdeki uygulanan politikalarla Türk ekonomisi 2001 ve 2000 krizlerinin etkilerini yavaş yavaş
üzerinden atmaya başlamış.
Ve 2002 Kasımında yapılan seçimlerle AK Parti iktidara geldi. AK Parti İktidarı döneminde,
geçmiş Hükümet döneminde uygulanan ekonomi politikaları, IMFyle anlaşmayla ortaya çıkan
ekonomi politikalannın aynısı uygulanmaya başlandı. O sürenin sonunda biten politikalar, yeni bir
stand-by anlaşmasıyla tekrar hayata geçirildi.
Şimdi, biz hep şunu söylüyorduk: 2002-2006 yıllan arasında dünyadaki likidite bolluğu ve
gelişmekte olan ülkelere yönelen bu paralar nedeniyle, Türkiye'de de sunî bir ekonominin iyileş­
mesinin söz konusu olduğunu hep dile getirdik. Bu kürsülerden ben bunu çok kez dile getirdim; an­
cak, o dönemde arkadaşlarımız burada, ben, Türk parası aşırı değerlenmiştir dedikçe, arkadaşlanmız
bana diyorlardı ki: Türk parasının aşın değerlenmiş olmasından niye rahatsız oluyorsun?! Ama, ben
şunu söylüyorum, bana, Siyasal Bilgiler Fakültesi İktisat ve Maliye Bölümünde şunu öğretmişler­
di: Bir ülkenin parasının aşırı değerli veya aşırı düşük olması önemli değildir; önemli olan, o ülkenin
parasının o dönemde nerede olması gerekiyorsa orada olmasıdır. Önemli olan budur. Şimdi, Çin
parası dolar karşısında yüzde 40 daha düşük seviyede; yani, olması gerekenin yüzde 40 daha altın­
da. Ama, hiç...
SONER AKSOY (Kütahya) - Onun için dalgalanmaya bırakıyorlar.
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Hayır... Şimdi, şunu söylüyorum Sayın Milletvekili, ben
şunu anlatmak istiyorum: Çin'deki vatandaşlar, eyvah, bizim paramız dolar karşısında yüzde 40
düşük diye hiç ağlamıyorlar; tam tersine, bütün Amerika, Çin'in parasının değerlenmesi lazım gel­
diğini, düşük Çin parası nedeniyle Amerika ekonomisinin ciddî manada sıkıntı içerisinde olduğunu
ve Amerikan mallarının Çin mallanna karşı rekabet edemediğini söylüyor. Şimdi, biz, hep bunu dile
getirdik; ancak, bunu dile getirirken, bu sözleri biz burada da duyduk; ama, şimdi, gelinen nok­
tada... Demin Sayın Muharrem Karslı da aynısını söyledi "Türk parasının aşın değerlenmesi -ay­
nen kendi ifadesidir- Türkiye'nin haynna olmadı" dedi; katılıyorum ve ben bunu burada çok söy­
ledim, onlarca kez burada dile getirdim; doğrusu da buydu. Yani, Türk parasının aşın şekilde bas­
tırılmasının, dolar karşısında değer kazanmasının Türk ekonomisi için son derece sakıncalı ol­
duğunu söylüyordum. Niye söylüyordum bunu; çünkü, aşırı değerli Türk parası, ucuz ithalatın
kapısını açıyordu; Türkiye, bir ithalat cenneti haline geldi. İhracatın ithalatı karşılama oranı bu
nedenle son derece düşük seviyelere geldi, son yedi sekiz yılın en düşük seviyelerine geldi ihracatın
ithalatı karşılama oranı. Niye; ara malı ithalatı korkunç derecede arttı.
Şimdi, sizin bütün maksadınız ve gayeniz, Türkiye'de sadece enflasyonla mücadele etmek ol­
duğu için diğer bütün gelişmeleri gözardı ettiniz ve aşırı değerli Türk parasının da aşırı değerlenmiş
olmasını sadece enflasyonla bir mücadele aracı gördünüz. Dünyanın değişik ülkelerinden yapılan
ucuz ithalatla Türkiye'deki enflasyona karşı bir mücadele yapabileceğinizi gördünüz; ancak, bunun
neticesi ne oldu Türkiye'de; bunun neticesi, 2002 yılında 1,5 milyar dolar olan cari açık -son rakam­
lar- 27 milyar dolara ulaştı.
Şimdi, dünyadaki bu sıkıntının Türkiye'ye bu kadar önemli ölçüde yansımasının sebebi, işte
Türkiye'deki bu cari açığın ve dışticaret açığının... Sayın Başbakan da, artık, son günlerde itiraf et-
-78-
Download