Kanserde immünoterapi çalışmaları umut verici

advertisement
On5yirmi5.com
''Kanserde immünoterapi çalışmaları umut verici''
Prof. Dr. Başak Oyan Uluç, son yıllarda akciğer kanserinde en umut verici sonuçların,
hastaların kendi savunma sistemlerini yeniden aktive olmasını sağlayan
'immünoterapi' çalışmalarından gelmeye başladığını belirtti.
Yayın Tarihi : 20 Eylül 2014 Cumartesi (oluşturma : 10/21/2017)
Yeditepe Üniversitesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Başak Oyan Uluç, son yıllarda
akciğer kanserinde en umut verici sonuçların, hastaların kendi savunma sistemlerini yeniden aktive
olmasını sağlayan 'immünoterapi' çalışmalarından gelmeye başladığını belirterek, "Kısa bir gelecekte
buna dönük ilaçların piyasaya çıkması bekleniyor'' dedi.
Uluç, ''7. Uluslararası Onkoloji Günleri'' dolayısıyla AA muhabirine yaptığı açıklamada, dünyada ve
Türkiye’de kansere bağlı en sık görülen ölüm sebebi akciğer kanseri olduğunu vurgulayarak, akciğer
kanserlerinin yüzde 85’ini küçük hücreli-dışı akciğer kanserinin (KHDAK) oluşturduğunu ve
hastaların yüzde 70’inin ileri evrede tanı aldığını söyledi.
Türkiye'de akciğer kanserinin erkeklerde görülen kanser türleri arasında ilk sırada yer aldığını ifade
eden Uluç, ''Fakat gelişmiş ülkelere bakacak olursak orada akciğer kanseri artık erkeklerde ikinci
sıradadır.Şu an hali hazırda vakalarımızın yüzde 80-85’i erken dönemde değildir. Bu yaklaşık
yüzde 15’i erken dönemde teşhis ettiğimizi göstermektedir'' ifadesini kullandı.
İleri evre küçük hücreli-dışı akciğer kanserinde yakın zamana kadar tedavinin yalnız kemoterapi
verilmesi şeklinde yapıldığını hatırlatan Uluç, son yıllarda tümörde genomik değişikliklerin
(mutasyonlar) saptanması ile tedavi yaklaşımında çok önemli değişiklikler olduğunu bildirdi.
Artık akciğer kanserlerinde tanı konulduktan sonra bu değişikliklerin rutin olarak test edildiğini ve
saptanmaları durumunda kemoterapi yerine bu değişiklikleri hedefleyen ilaçların kullanıldığını
bildiren Uluç, ''immünoterapi'' denilen bu tedavi yönteminde, amacın hastanın kendi savunma
sistemlerinin yeniden aktive olmasını sağlayarak hastalıkla mücadeleyi organizmanın yapmasını
sağlamak olduğunu kaydetti.
Bu tedavi çeşidinin tümörün çeşidine, bağışıklık sisteminin yeterliliğine ve tedavi ekibinin
görüşüne göre planlandığına dikkati çeken Uluç, şunları kaydetti:
''EGFR mutasyonu saptanan hastalara 'erlotinib, gefitinib veya afatinib' isimli tablet şeklinde verilen
hedefe yönelik ajanlar ile kemoterapiye oranla çok daha iyi yanıt elde edilmekte, üstelik yan etki
daha az olmakta ve yaşam kalitesi artmaktadır. Benzer şekilde ALK translokasyonu saptanmış olan
hastalar da 'crizotinib' isimli tablet formunda ajan ile tedavi edildiğinde kemoterapiye oranla çok
daha iyi yanıt elde edilmektedir. EGFR mutasyonu ve ALK translokasyonuna yönelik etkin tedaviler
olsa da bu değişiklikler küçük hücreli akciğer kanseri hastalarının ancak yüzde 15’inde
saptanmaktadır. Hastaların yüzde 85’inde ise halen kemoterapi tek seçenektir ve kemoterapi ile
sağlanan başarı sınırlıdır''
Son yıllarda akciğer kanserinde en umut verici sonuçların immünoterapi çalışmalarından gelmeye
başladığını ve kısa bir gelecekte buna dönük ilaçların piyasaya çıkması beklendiğini belirten Uluç,
şöyle devam etti:
''Sağlıklı bir immün sistem aktifleştiği zaman, bunun normal dokulara da zarar vermesini önlemek
için belli bir süre sonra fren mekanizmaları devreye girmekte ve bağışıklık sisteminin saldırısını
durdurmaktadır. İşte fren mekanizmalarından en önemlilerinden bir PD-1 reseptörüdür. PD-1
reseptörü aktifleştiği zaman, bağışıklık sistemi tümöre karşı tolerans geliştirmekte ve immün
sistemin tümöre saldırısı durmaktadır. PD-1’i hedefleyen 'nivolumab ve pembrolizumab' isimli
ilaçlar bağışıklık sisteminin başlattığı saldırıyı frenleyen PD-1 reseptörünün aktifleşmesini
önlemekte ve bu şekilde immün sistem, tümöre tolerans geliştirmeyip, tümörü yok
etmektedir. Hem daha önce tedavi almamış, hem de daha önce aldığı tedavilere direnç geliştirmiş
olan hastalarda PD-1’i hedefleyen 'nivolumab'ın etkili olduğu klinik çalışmalarda gösterilmiştir ve
yeni çalışmalar devam etmektedir. Bu ilacın en önemli avantajı moleküler değişiklikleri olsun
olmasın tüm küçük hücreli-dışı akciğer kanserlerinde etkili olmalarıdır. ''
İmmünoterapinin akciğer kanseri dışında çok sayıda farklı kanser türünde de etkili olduğuna
işaret eden Uluç, bunun melanomda standart tedavi haline geldiğini söyledi.
Uluç, '' İmmünoterapiler, günümüzde kanserlerin yüzde 3’ünde kullanılıyorsa da gelecek 10 yılda
kanser tedavisinin belkemiğini oluşturması ve kanserlerin yüzde 60’ında kullanılmaya başlanması
beklenmektedir'' dedi.
7. Uluslararası Onkoloji Günleri Sempozyumu ve Onkoloji Hastaları Yardımlaşma ve Sevgi Derneği
Başkanı Salih Yüce de bugün Muş Öğretmenevi'nde düzenlenen ve iki sürecek sempozyumun
ana temasının, ‘2023 Politikalarında Türkiye’de ve Dünyada Kanser Politikaları, Akciğer Kanserleri,
Alkol ve Sigara ile Mücadele ve Cilt Kanserleri’ olduğunu belirtti.
Hastaların ve kanserle mücadele konusunda çalışan sivil toplum kuruluşlarının ulusal ve uluslararası
gelişmeleri izleyebilmeleri, bunların aktif parçaları olabilmeleri için uluslararası platformlarda yer
almaları, yurtdışında ve yurtiçinde düzenlenen faaliyetlere katılmalarının önemli olduğunu
vurgulayan Yüce, Onkoloji Günleri'nin de bu anlamda önemli bir imkan sunduğunu söyledi.
Bu dökümanı orjinal adreste göster
''Kanserde immünoterapi çalışmaları umut verici''
Download