TBMM B:15 Biz kötü niyetli, "bilhassa dış tahrikleri `önleyemeyece

advertisement
T. B. M. M.
B:15
Biz kötü niyetli, "bilhassa dış tahrikleri 'önleyemeyece­
ğimize göre, anarşinin önüne geçmek için zabıta ted­
birlerinin yanı sıra iktisadî tedbirler ve eğitim tedbir­
leri almamız lazımdır» demiş, bunu müdafaa etmiş
isek, «Karaborsa ve kaçakçılığın da yalnız zabıta ted­
birleriyle önlenemeyeceğini» ifade etmiş, bunun için
de tedbirler önermiştik. Bu tedbirleriımliz, dış ticaret
rejimi, gümrük mevzuatıyla ilgili tedbirler başta ol­
mak üzere ticarî hayatı serbest hale getirici tedbirler
ve kaçakçıların elindeki 'imkânları kaldırıcı tedbirlerdir.
Mtelkü'm, dış ticaret rejimi değiştirilmiş, döviz
kuru çok daha serbest hale gelmiş, birçok malın it­
hali serbest 'bırakılmış,. dolayısıyla birçoğu gümrük­
lü veya konut fonu ödemeli olarak ithal edilmiş ve
satılmış, Türkiye'de dün revaçta olan 'birçok kaçak­
çılık -kalkmıştır.
Bugün dünün en 'büyük kaçakçılık kalemlerinden
olart sigara kaçakçılığı yoktur. Döviz kaçakçılığı ve
karaborsası yoktur. Bankalar döviz alamaz hale gel­
miş, dış ticarette ve her türlü ticarî hayatta döviz
sıkıntısı kalmamıştır.- Yine bugün birçok madde it­
hal edilmekle onların kaçakçılığı ve karaborsası kal­
mamıştır. Bu defa ithali serbest olmayan altın vesair
bazı mallarda kaçakçılık ve karaborsa olduğu riva­
yetleri duyulmaya başlamıştır.
Anavatan Partisi bu 'iktisadî tedbirleri alırken bir
şeyi de yapmıştır : Bu, seçimlerden beri anlattığımız,
ancak muhalefet tarafından bizim anlattığımız şekil­
de değil de, başka türlü bize atfedilen zabıta tedbir­
leridir. Sayın Genel Başkanımız özal nasıl ki, anar­
şik olayları basit zabıta olayı kabul etmeyerek üzeri­
ne en şiddetli şekilde gidelim demiş ve bunu yapmış
ise, kaçakçılık ve karaborsada da alınan İktisadî ted­
birlerin yanı sıra, zabıta tedbirlerinli de en iyi şekilde
almış ve uygulamaya geçmiştir.
îşte alınan bu sıkı zabıta tedbirleri meseleyi 'gün­
deme getirmektedir. Alınan bu tedbirlerin neticesi
ne olmuş?. Belki de Türkiye Cumhuriyeti tarihimde
görülmemiş bir ölçüde olayların üzerine gidilerek
ciddî operasyonlar yapılmış, en üst düzeydeki devlet
memurları tutuklanmış, nezarete alınmış, sorgulan­
mış, birçok görevli ve sivilde tutuklanmaktadır.
Türkiye mafiası olarak adlandırılan, kaçakçılıkla
ilgisi olduğu eslkıiden beri rivayet edilen birçok ismi
maruf şahıs tevkif edilerek tahkikat derinleştMîmektedir. Bunlar basınla ve her türlü yofa vatanda­
şın dahi duyduğu, öğrendiği vakıalardır. Bu suretle,
iktisadî tedbirlerle önlenen kaçakçılık, zabıta tedbir-
23 . KK 1984
0: 1
leriyie önlendiği gibi, 'eskiden bu fiilî ika edenler de
hesap vermeye başlamıştır. Bu işte parmağı olan her
şahıs titremeye ve bana ne zaman sıra gelecek ^diye­
rek korkmaya başlamış ve işi sulandırmak için gay­
ret göstermeye, efkârı umumiye yaratmaya çalışmak­
tadır.
Bütün bu hadiseler olurken Anavatan Partisinde
ve Hükümette dikkat edilen hususlardan birisi de,
bu işlerin hukuka uygunluğu ve kimsenin eziyet gör­
memesi meselesi idi. Nitekim, çok açık kalplilikle bu
endişeyi bakan olan bir arkadaşımız dile getirmiş;
ancak sayın bakanın tamamen hukuka olan saygısın­
dan ve partimiz prensiplerindeki hürriyetçilik, ferdi­
yetçilik esaslarını korumaya matuf bu beyanları da­
hi, gerek bir kısım basın ve gerek bazı çevrelerce
Anavatan Partisinde ihtilaf olarak gösterilmek is­
tenmiştir. Bu, Anavatan Partisinin sağlık işareti ve
adalet duygusudur. Devletin menfaatlerini gözetir­
ken ve suçlunun üzerine giderken ciddî, hukuku ko­
rurken, vatandaşın hürriyetini korurken ciddî olma­
sındandır.
Şu sorulan hususları biz kendi içimizde dile ge­
tirdik. Bu soru sahibinden çok önce efkârı umumiye
önünde hesabını verdik. Bu hale göre, Türkiye'de
Anavatan Partisi iktidar olduktan sonra gümrük ka­
çakçılığı, gerek iktisadî tedbirler ve gerekse zabıta
tedbirleriyle tamamen denilecek ölçüde azaltılmış­
ken, sayın parlamenter atkadaşlarca gündeme getiril­
mesi çok gecikilmiş 'bir mesele olarak 'mütalaa edil­
mektedir.
Muhterem üyeler, şu anda Türkiye'de büyük güm­
rük operasyonu vardır. Tahkikat devam etmektedir,
deliller değerlendirilmektedir. Mesele adlî mercilerin,
Türk hâkimler bin elindedir. Yıllar yılı devam eden
bu mesele, bugün adalete tevdi edildiği, zabıtanın
elan bu işi en ciddî bir şekilde takip ettiği bir esna­
da Meclis Araştırması yapılmak suretiyle ne elde
edilmek istenmektedir? Tahkikatın selameti bakımın­
dan tamamen gizlilik içinde cereyan eden, asayiş ve
adlî tekniği ve soruşturmayı icap ettiren bu mesele­
ye el atmaktan maksat nedir? Kamu görevlileri bu
takdirde, tahkikattaki tarafsız ve cesur durumlarını
devam ettirebilirler mi? Bu suretle bazı sanıkların
korunduğu endişesi, kamu görevlilerini yersiz teyak­
kuza sevk etmez mi?
CÜNEYT CANVER (Adana) — Meclise güven­
miyor musunuz?
M. TURAN BAYEZTT (Kahramanmaraş) —
Araştırmayı istismar ediyorsunuz.
Download