TBMM B: 74 14 . 3 . 2006 O: 3 Değerli arkadaşlarım, Sayın

advertisement
TBMM
B: 74
14 . 3 . 2006
O: 3
Değerli arkadaşlarım, Sayın Bakanımız da belirtti; hava, gürültü ve su kirliliği o bölgede
inanılmaz boyutlarda. Burada faaliyetlerini sürdüren fabrikaların, atıklarını Dilderesi'ne bıraktıkları
hem çevre halkı tarafından biliniyor hem de Sayın Çevre ve Orman Bakanımız tarafından, bir
konuşmasında açıkça teyit ediliyor.
Marmara Denizindeki kirliliğin yüzde 25'ini, tek başına Dilovası'ndaki kuruluşlar gerçekleş­
tiriyor. Körfez kirliliğinin de yüzde 42'den fazlasını, yine Dilovası'ndaki sanayi kuruluşları gerçek­
leştiriyor. Bu biliniyor, Çevre ve Orman Bakanımız tarafından da biliniyor, yöre halkı tarafından da
biliniyor, artık Kocaeli Büyükşehir -yani, geçtiğimiz yıl yapılan düzenlemeyle, İstanbul'la birlikte,
belediye sınırlarımız il sınırları olarak kabul edildi- belediye başkanları da biliyor; ama, her ne hik­
metse, konuşmalardan öteye bir önlem alınamıyor.
Değerli arkadaşlar, son yıllarda Dilovası'nda meydana gelen ölüm olaylarında kanser neden­
lerinin anormal derecede artmış olması, ister istemez, bölgedeki sanayi kuruluşlarının faaliyetleri ve
bunların atıklarının insan sağlığı üzerindeki etkisini dikkatle incelememizi gerektiriyor. Kocaeli
Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Sayın Onur Hamzaoğlu
tarafından, Dilovası'nda yaşanan kanser nedenli ölümlere ilişkin bir araştırma ve bu konuda bir ön
rapor hazırlanmış. Sayın Hamzaoğlu ile dün yaptığım görüşmede, nihaî raporunu bir hafta-on gün
içerisinde tamamlayacağını söyledi. Bu raporda yer alan bilgilere göre, Dilovası'nda, son sekiz yıl­
da gerçekleşen ölümlerin yüzde 32,3'ü kanser nedeniyle. Kanser nedenli bu ölümlerin yüzde 44'ü
akciğer, yüzde 19,5'i de mide kanseri. Dünya Sağlık Örgütünün verilerine göre, dünyadaki ölüm­
lerin yüzde 12'si kanser nedeniyle. Türkiye'deki ölüm olaylarının da yüzde 12 civarında kansere
dayalı ölüm olduğu biliniyor. Yani, Dilovası'ndaki ölümlerin, dünya ve Türkiye ortalamalarının 2,5
katından daha fazlası kansere dayalı ölümler. Görüldüğü gibi, Dilovası'nda yaşanan kansere bağlı
ölümler, hem dünyadaki rakamların hem de ülkemizdeki rakamların çok çok üzerinde.
İlimizde, bu konuda görevli kamu kurumları ve yerel yönetimlerin gerekli hassasiyeti göster­
dikleri kanaatinde değilim. Üstelik, Çevre ve Orman Bakanının da, bölge milletvekili olmasına rağ­
men, bölgenin bu konudaki kötü talihini yenecek ciddî çalışmalarını, maalesef görebilmiş değiliz.
Biraz evvelki konuşmasında, Sayın Bakanımız da, bizim gibi o bölgenin sorunlarını dile getirmek­
ten öteye, çok fazla önlem ya da çok fazla tedbir alındığını ortaya koymuş değil.
Gerçekten en köklü çözüm, o bölgede sanayi kuruluşları ile insanları birbirinden ayırmak bel­
ki; ama, bu, bugünkü Türkiye koşullarında fıziken imkânsız gibi gözüken tabloyu önümüze
koyuyor.
Gerçekçi olursak, bizim Kocaeli'nde, 1970'li yıllarda, doğusundan şehre girenler, kokudan,
otobüslerde bile burunlarını kapatırdı. 1990'lı yılların başında ilimize vali olarak atanan bugünkü
Sayın Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterinin önderliğinde, yine -o zaman büyükşehir değildi- İzmit
Belediye Başkanı Sayın Sirmen'in ortak çabalarıyla, Kocaeli'ndeki o koku bir yıl içerisinde temiz­
lenebildi.
Kocaeli Körfez'deki balık çeşidi yok olmuştu; evsel atıklarının ve sanayi kuruluşlarının filtre
ve doğrudan atıklarını denize göndermesinin önü kesilince görüldü ki, denizdeki canlılar; yani,
balık çeşidi artmaya başladı; hatta, bazı bölgelerde yeniden denize girilmeye başlandı.
Şimdi, gerçekten Kocaeli'nde olduğu gibi Dilovası'nda da eğer fabrikaların, sanayi kuruluş­
larının, boya fabrikalarının ve o bölgeyi kirleten diğer kuruluşların alması gereken önlemler hatır­
latılır ve yapması gerekenler yapılırsa, yapmadıktan takdirde yaptırım uygulanırsa, bugünkü değer­
lerin çok altına inebilir.
Değerli arkadaşlar, o bölgede halkın rahatsız olduğu bir başka ana sorun da, gürültü kirliliği;
yani, Çolakoğlu ve Diler Demir-Çelik Fabrikalarının, o demir eritme ve döküm sırasında yapmış ol­
duğu gürültüden, o yöredeki halk, gece yatağından fırlayıp uyanabiliyor. Eğer arabayla geçerseniz
oradan, gürültüyü, E-5'ten de, TEM Otoyolundan da duyabilirsiniz.
-514-
Download