T.B.M.M. B : 8 16 .10 .1996 O : 1 Acaba, üyesi olduğunuz söylenen

advertisement
T.B.M.M.
B :8
16 .10 .1996
O:1
Acaba, üyesi olduğunuz söylenen İslam Halk Komitesinin lideri Kaddafi'nin bu hezeyanları,
ortak düşüncelerinizi dile getirdiği için mi, gerçek hissiyatınıza tercüman olduğu için mi sessiz kal­
dınız?! (ANAP, DSP ve CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar) Yoksa, Libya ile Parti olarak Refah Partisi olarak- parasal ilişkileriniz mi sizi asgarî tepkiyi göstermekten bile alıkoydu?! Kaddafi'ye ve Libya'ya diyet borcunuz mu vardı ki, bu, sizi, Türkiye'nin itibarını ve haysiyetini hedef
alan bu hezeyanları ezik ve suskun bir biçimde dinlemeye mecbur bıraktı?! Yoksa, İslama Çağrı
Teşkilatından aldığınız maddî yardımları gösteren çekler mi sizi bu zillete katlanmaya mahkûm et­
ti?! (ANAP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)
Bakın sayın milletvekilleri, nedenleri ne olursa olsun, biliniz ki, Türk Milletinin şaşmaz vic­
danında, bu Başbakan ve bu Hükümet mahkûm olmuştur, bu kamburu da ebediyen taşıyacaktır.
NURETTİN AKTAŞ (Gaziantep) - Ona siz değil, milet karar verecek.
A. MESUT YILMAZ (Devamla) - Şimdi, bütün bu gerçekler ortadayken, Koalisyonun kü­
çük ortağı Doğru Yol Partisinin Genel Başkanı ve Dışişleri Bakanının, Libya gezisini savunma ko­
nusundaki beyhude gayretleri de ibret vericidir.
Sayın Çiller, önceden bilinerek yaşanan bu rezaletleri, kendisinin de daha önce Libya'yı ziya­
ret etmiş olması ve müteahhit alacaklarının tahsil edilmesi amacıyla mazur göstermeye çalışmıştır.
Burada ilginç olan,'Sayın Çiller'in gerekçeleri ile Libya'nın savunma gerekçelerinin tıpatıp
aynı olmasıdır. Biraz önce alıntı yaptığım 4 Ekim 1996 tarihli Eşşems Gazetesinde de, Libya gezi­
sine karşı çıkan Sayın İçişleri Bakanına, Doğru Yol Partisinin Genel Başkanı Tansu Çiller'in 1 Ka­
sım 1994 tarihinde Libya'yı ziyaret ettiklerinde niçin bu ziyarete karşı çıkmadıkları sorulmaktadır.
Bu husus çok anlamlı ve dikkat çekicidir.
Sayın Tansu Çiller, Refah Partisinin, Hükümet Programının dışına çıkmadığını, Koalisyon
Protokolünü ihlal etmediğini söylemektedir. Bu nedenle gensoruya karşı çıkmakta ve Koalisyon
Hükümetini Kaddafi'nin değil, ancak kendisinin yıkabileceğini söylemektedir. Ama, şimdi, bizim
de kendisine sorma hakkımız vardır; Türk dışpolitikasının temel unsurları ve yönelimlerinin dışına
çıkmayı amaçlayan, İslam birliği peşinde koşan, bu amaçla G-7 benzeri M-7 oluşumunun hayalle­
rini hayata geçirmeye çalışan bu politikalar, Türkiye Büyük Millet Meclisinin güvenoyuna mazhar
olan Hükümet Programının içinde var mıdır?!
Türkiye'nin Batı'da güvenilirliğinin sorgulanması, Başbakanın Afrika gezisinin siyasî zafer
olarak nitelendirilerek Batı çevrelerinde alay konusu olması Hükümet Programı açısından doğal bir
durum mudur?! Hükümet Programında ifade edilen şahsiyetli dışpolitika anlayışı bu mudur?! Bun­
lar, Hükümetin, millî duygulara sahip çıkma ve manevî değerlere saygı anlayışını mı yansıtmakta­
dır?! Koalisyonun küçük ortağının, Refah Partisinin, Türkiye'nin dış ilişkilerini tahribe yönelik bu
politikasının ve uygulamasının taşeronu olarak görev almayı içlerine sindirmesi acaba Hükümet
Programının bir emri midir?!
Değerli milletvekilleri, dünya diplomasi tarihinde ilk kez, bir Başbakanın resmî ziyarette bu­
lunduğu bir ülkeye, Dışişleri Bakanlığı resmen tepki göstermiştir. Sayın Erbakan'm söylediği doğ­
ru ise, eğer, bu yolculuktan "muzaffer bir Romalı komutan gibi" döndüyse, Dışişleri Bakanlığı aca­
ba neye tepki göstermiştir?! Büyükelçimizi neden Türkiye'ye geri çağırmıştır? Türk tarihinde de­
ğil, cumhuriyet tarihinde değil, dünya diplomasi tarihinde böyle bir rezalet yaşanmamıştır.
BAŞKAN - Sayın Genel Başkan, 2 dakikanız var.
A.MESUT YILMAZ (Devamla) - Tamamlıyorum.
Bütün bunlar, bu Koalisyonun nasıl perişan ve derbeder olduğunu göstermektedir. Bunların
hiçbiri, oldubittiye getirilebilecek şeyler değildir. Bu Koalisyon, bu kürsüden bunların cevabını
vermek zorundadır. (RP sıralarından "verecek, verecek" sesleri)
-
87 -
Download