HH AA FF TT AA LL II KK GG ÖÖ RR ÜÜ NN ÜÜ MM

advertisement
 T. VAKIFLAR BANKASI T.A.O. HAZİNE BAŞKANLIĞI EKONOMİK ARAŞTIRMALAR MÜDÜRLÜĞÜ HAFTALIK GÖRÜNÜM 02 ‐ 06 Mart 2009 [email protected] 02 Mart 2009
YURTİÇİNDE GEÇEN HAFTA
Dış ticaret açığı
Ocak'ta %75.9
azalarak 1.38 milyar
dolar oldu...
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre Ocak ayı dış ticaret açığı bir önceki yıl aynı döneme göre %75.9
azalarak 1.38 milyar dolara gerilerken, ihracatın ithalatı karşılama oranı yaklaşık 8 yılın zirvesine yükseldi. İhracat
bir önceki yılın aynı dönemine göre %25.7 azalışla 7.89 milyar dolar olurken ithalat %43.3 azalarak 9.27 milyar
dolara geriledi. Ocak ayında %51.4 olan Avrupa Birliği’nin (AB) ihracattaki payı ise 2009 Ocak ayında %43.1'e
geriledi. AB'ye yapılan ihracat, 2008 yılının aynı ayına göre %37.7 azalarak 3.402 milyar dolar olarak gerçekleşmişti.
Verilere göre 2008 Ocak ayında %65 olan ihracatın ithalatı karşılama oranı, 2009 Ocak ayında %85.1'e yükseldi.
Ekonomistlere göre bu oran en son Nisan 2001'de aynı seviyelere yükselmişti.
Hazine Merkezi
Yönetim Brüt Borç
Stoku açıklandı...
Hazine Ocak sonu itibariyle merkezi yönetim brüt borç stokunu 391.1 milyar TL olarak açıkladı. Geçen yılın aynı
ayına göre %16.2 oranında artan borç stokunda reel artış oranı ise %6.1 oldu. Bu meblağın 254.9 milyar TL’si Türk
Lirası cinsinden geri kalan 136.2 milyar TL’si de yabancı paraya endeksli veya yabancı para cinsinden borçlardan
oluşuyor. Piyasaya olan toplam iç borç stoku ise 213 milyar TL tutarında gerçekleşti. Böylece, 2009 Ocak sonu
itibarıyla brüt borç stokunun %54.5’i iç piyasaya, %16.9’u ise kamu kesimine olan iç borçlardan oluşurken, dış
borçların ağırlığı %28.6 oldu.
Hazine’nin Mart ayı
borçlanma stratejisi
açıklandı...
Hazine’nin Mart ayı Borçlanma Stratejisi'ne göre; Hazine Mart ayında iç piyasaya yapacağı 3.7 milyar lira itfaya
karşılık piyasadan 2.5 milyar lira borçlanma hedefliyor. Bununla birlikte, Mart'ta toplam 4.1 milyar lira iç borç
servisine karşılık, 2.9 milyar lira iç borçlanma yapılacak. Hazine ayrıca, Mart'ta -1.1 milyar lira faiz dışı denge
öngörüyor. Hazine bu hafta ise 1 milyar 615 milyon TL iç borç servisi yapacak. Buna göre, 4 Mart Çarşamba günü
piyasalara 1 milyar 295 milyon TL, kamuya 319 milyon TL olmak üzere toplam 1 milyar 615 milyon TL ödeme
yapılacak.
Hazine, geçen hafta
491 milyon TL iç borç
servisi yaptı...
Hazine geçen hafta 491 milyon TL iç borç servisi yaptı. Hazine’nin iç borç itfa programına göre, 25 Şubat Çarşamba
günü piyasalara 382 milyon TL, kamuya 108 milyon TL olmak üzere toplam 491 milyon TL ödeme yapıldı. Hazine
böylece Şubat ayındaki toplam 22 milyar 955 milyon TL ödemeyi tamamladı.
2009 yılı büyüme
beklentisi ilk defa
negatif çıktı...
Merkez Bankası Beklenti Anketi Şubat ayı ikinci dönem sonuçlarına göre TÜFE’nin Şubat ayında %0.35 artacağı
tahmin edildi. Anket’e göre yıllık TÜFE beklentisi ise %7.5 olan hedeften daha da uzaklaşarak, %7.22’den %7.10’a
geriledi. Ankette, 2009 yılında Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’nın %0.4 daralacağı, cari açığın ise 23 milyar dolar’a
gerileyeceği öngörüldü. 12 ay sonrasının enflasyon beklentisi 0.28 puan düşerek %6.88'e inerken, 24 ay sonrasının
TÜFE beklentisi 0.01 puanlık bir artışla %6.44 oldu. Son dönemde kurda yaşanan yukarı yönlü hareketliliğe bağlı
olarak bankalar arası döviz piyasasında ay sonu itibariyle dolar kuru beklentisi 1.6368'den 1.6732'ye, yıl sonu dolar
kuru beklentisi 1.6546'dan 1.6648'e, 12 ay sonrasının dolar kuru beklentisi de 1.6569'dan 1.66'ya yükseldi.
Reel Kesim Güven
Endeksinde
toparlanma devam
etti...
Merkez Bankası tarafından açıklanan Reel Kesim Güven Endeksi Şubat ayında bir önceki aya göre 3.2 puan artarak
62.6 puan oldu. Bu seviye endeksin Ekim 2008'deki 69.2'den beri gördüğü en yüksek seviye oldu. Detaylara
baktığımızda katılımcıların genel gidişat, önümüzdeki üç aydaki üretim hacmi ve ihracat siparişleri, mevcut stoklar ve
sabit sermaye yatırım harcamasına yönelik beklentilerindeki iyileşmenin güven endeksindeki toparlanmada etkili
olduğu görülüyor. Tüketici güven endeksi yanında reel kesim güven endeksinde yaşanan yükseliş ekonominin
istikrarı açısından olumlu bir gelişme olmakla beraber, endekslerin hala nötr seviyesinin çok altında seyrettiği
görülmektedir.
Dünya Bankası:
Türkiye’de 20082010 döneminde
yoksulluk artacak...
Dünya Bankası, Türkiye’de 2008-2010 döneminde özellikle gençler, çocuklar ve yaşlıların yoksulluktan daha fazla
etkileneceği, tarım dışı sektörlerde kayıtdışı çalışmanın artacağı tespitinde bulundu. Yaşanabilecek olumsuzlukların
etkisini azaltmak için, sosyal projelere ağırlık verilmesini ve bu projelerin artırılmasını öneren Banka, bu kapsamda
uygulanan şartlı nakit desteğinin olumlu bir proje olduğunu belirtti.
IMF, Türkiye ile yeni
kredi üzerinde
çalışmaya devam
ediyor...
IMF Dış İlişkiler Bölümü’nden David Hawley, Türk yetkililer ile yeni krediye ilişkin bir çok konuda görüşmelerin
devam ettiğini söyledi. Hawley, görüşmelerin orta vadele finansal reformlar, 2009 ve 2010 bütçe gürünümü ve
global ortamın daha da kötüleşmesine hazır olma konularında sürdüğünü ifade etti.
Ekonomik Araştırmalar Müdürlüğü
[email protected]
02 Mart 2009
YURTDIŞINDA GEÇEN HAFTA
ABD’de resesyonun
izleri derinleşiyor...
Obama, bütçe açığını
azaltmak için
vergileri artıracak...
FED, önümüzdeki iki
yılda enflasyon riski
görmüyor...
ABD'de dördüncü çeyrekte Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’daki, (GSYİH) daralma önceki açıklamadaki %3.8'den %6.2'ye
revize edildi. İhracatın azaldığı ve tüketicilerin harcamalarını hızla azalttığı Ekim-Aralık döneminde zaten
resesyondaki ABD ekonomisi son 28 yılın en hızlı daralmasını yaşadı. Ocak ayında tüketici fiyatları %0.3, gıda ve
enerji fiyatlarının ayrı tutulduğu çekirdek enflasyon ise %0.2 artış göstererek son 4 yılın en düşük seviyesi ile yıllık
%1.7 arttı. Son 53 yılın en düşük seviyesinde bulunan yıllık TÜFE ise değişmedi. Konut piyasasına ilişkin veriler de
umutları yeşerten önceki verilerin aksine karamsar bir tablo çizdi. ABD’de ABD Ocak ayı ikinci el ev satışları %5.3
düşerek mevsimsel olarak son 12 yılın en düşük satışları ile yıllık 4.49 milyona geriledi. Bu gelişme, Aralık ayında
%18.5 gerileyen Case Shiller konut fiyatlarıyla birlikte değerlendirildiğinde konut piyasasındaki daralmanın
sürdüğüne işaret ediyor. Bu durum Ocak ayında konut fiyatlarının daha da düşmesine neden olabilecektir. Yeni
konut satışları da yıllık bazda %10.2 azalarak son beş yılın en düşük seviyesine geriledi. Böylece, yeni konut
satışlarında 1963 yılından beri görülen en sert düşüş gerçekleşti. ABD’de işsizlik maaşı almak için başvuranların
sayısı, 21 Şubat’ta sona eren haftada 667 bine yükselerek 1982’den beri en yüksek seviyesine ulaştı. İşsizlik
başvurularındaki artış, Şubat ayında işsizlik oranının %8’e yükseleceği beklentisini artırdı. Bu gelişmelerle, ABD'de
tüketici güven endeksi ise Şubat ayında 25 puanla 35.5 olan beklentilerin bir hayli altında açıklanarak tarihinin en
düşük seviyesine geriledi.
ABD Başkanı Obama, Kongre’nin ortak oturumunda yaptığı ilk konuşmada halka ve piyasalara güven vermeye çalıştı.
Obama ekonomiyi canlandırma paketinin 3.5 milyon kişiye istihdam yaratacağını ve bu yeni işlerin %90’ının özel
sektörde olacağını belirtti. Planın Amerika’da yol ve köprülerin yenilenmesini, toplu ulaşım sistemlerinin
genişletilmesini, rüzgar türbinleriyle güneş enerji tesisleri ve hızlı internet sistemlerinin kurulmasını öngördüğü
belirtiliyor. Hükümetin ekonomik durgunluğu önlemek için gerekeni mutlaka yapması gerektiğini belirten Başkan,
ülkeye ekonomik gücünü yeniden kazandırmanın tek yolunun, yeni işleri ve sanayileri yaratacak olan uzun vadeli
yatırımlardan geçtiğini söyledi. Obama yönetiminin görev süresinin dolacağı 2013 yılının Ocak ayına kadar ABD'nin
bütçe açığını 533 milyar dolar seviyesine indirmeyi hedefliyor. Bütçe açığının, varlıklı kesim üzerine uygulanacak
yüksek vergiler ve Irak'taki askeri harcamaları azaltarak düşürülmesi öngörülüyor. Bu bağlamda, 2010 yılı için
hazırlanan bütçe teklifinde ABD’nin sayıları 2.6 milyonu bulan varlıklı kesimi için vergilerin 1 trilyon dolar artırılması
isteniyor. Obama’nın bütçe teklifi varlıklı Amerikalıların şu an ödedikleri %33 ve %35 seviyesindeki vergilerin 2011’de
Clinton dönemindeki %36 ve %39.3 seviyesine yükselmesini öngörüyor. Ayrıca, Bush döneminde %15’e indirilen
sermaye kazançları ve temettülerden alınan vergi de %20’ye yükseltilecek. Obama, Bush’un düşük ve orta gelirliler
için yaptığı vergi indirimlerini ise koruyacak.
FED Başkanı Bernanke, Temsilciler Meclisi Finansal Hizmetler Komitesi'ndeki konuşmasında ekonomik durgunluğun
fiyat artışlarını sınırladığını ve enflasyonun önümüzdeki iki yıl için bir sorun olmayacağını söyledi. Hükümetin
Citigroup’ta veya diğer bankalarda önemli miktarda azınlık hissesi alabileceğini ifade eden Bernanke, bunun
devletleştirme anlamına gelmediğini ifade etti. Bankaların bilançolarının gözden geçirilmesi için yapılacak stres
testinin, bankaların daha fazla sermayeye ihtiyaç duyduklarını göstermesi halinde, ABD Hazine Bakanlığı’nın bu
bankalardan tercihli hisse alarak destek vereceğini bildirdi. Bernanke, bu tercihli hisselerin sadece bu bankalarda
olağanüstü kayıplar yaşanması halinde adi hisseye çevrileceğini de vurguladı. Bernanke, ekonomik büyümeyi
desteklerken, bankaların uzun vadeli yaşama kabiliyetini artıracak araçlar bulunduğunu söyledi. Resesyon ve finans
piyasalarındaki kriz nedeniyle politika yapıcılarının sözlerinin tek başına güven vermek için yeterli olmadığını ifade
eden Bernanke, ABD ekonomisinin tam olarak toparlanabilmesinin global ekonominin tabanını bulmasına bağlı
olduğunu da vurguladı. Bu arada, FED toplantı tutanaklarında, Ocak ayında iskonto faizlerinin değiştirilmemesi kararı
alınmasında, ekonominin zayıflamasına bağlı olarak enflasyon baskılarının azalmasının etkili olduğu görüldü.
Tutanaklara göre politika belirleyiciler, ekonomik şartların olağanüstü derecede düşük faiz seviyelerini haklı
gösterdiğini ifade ettiler. Toplantıda FED yetkilileri ABD ekonomisinin Aralık ayından beri zayıfladığını ve global
talebin ciddi şekilde yavaşlayacak gibi göründüğünü vurguladılar.
Ekonomik Araştırmalar Müdürlüğü
[email protected]
02 Mart 2009
ABD’de bankacılık
kesimi ilk kez zarar
etti...
Banka stres
testlerine
başlanacak...
ABD'de bankacılık kesimi son 18 yıldır ilk kez bir çeyrekte zarar ederek 2008'in son üç ayında 26.2 milyar dolar zarar
açıkladı. Zararın yarısı dört büyük bankadan kaynaklanırken, sektörün yaklaşık üçte biri dördüncü çeyrekte zarar
açıkladı. ABD Federal Mevduat Sigorta Kurumu’nun (FDIC) açıklamasına göre; ülkedeki sorunlu banka sayısı da son
çeyrekte 171'den 252'ye çıktı. Bankaların olası zararları için ayırdıkları teminatlar da son çeyrekte bir önceki yılın aynı
dönemindeki 32.1 milyar dolardan 69.3 milyar dolara ulaştı. FDIC verilerine göre, 2008 yılının tümünde ABD bankacılık
sektörü 1990’dan beri en düşük tutar olan, 16.1 milyar dolar kar etti. FDIC, 2008'in son çeyreğinde bankaların artan
kredi zararları ve varlık değerlerinin düşmesiyle sarsıldıklarını, birçok bankanın bu çeyrekte kar etmesine karşın, büyük
bankaların zararlarının toplam zararı arttırdığını kaydetti.
ABD Hazine Bakanlığı FDIC, FED, Döviz Denetleme Ofisi ve Tasarruf Gözetim Ofisi tarafından yapılan ortak açıklamada,
ABD bankacılık sisteminin arkasında durmaya devam ettiklerini ve sistemsel açıdan önemli şirketlere yardım etmeye
hazır olduklarını bildirdiler. Açıklamada, ABD Hazine Bakanlığı'nın açıkladığı bankalar için stres testi uygulamasının 25
Şubat'ta başlayacağı ve bu testin amacının büyük bankaların sermaye ihtiyaçlarını ölçmek ve belirli şirketlerin sermaye
ihtiyaçları için öncelikle özel sermaye kaynaklarına dönmeye ihtiyaçları olup olmadığını tespit etmek olduğu
vurgulandı. ABD Hazinesi bankalara stress testlerini iki senaryo altında yapacağını duyurdu. İlk senaryoya göre; ABD
ekononomisinin 2009'da %2 küçüleceği, gelecek yıl ise %2.1 büyüyeceği varsayılıyor. Daha karamsar senaryoda ise
ekonomi bu yıl %3.3 küçülürken, 2010’da %0.5 büyüme öngörülüyor. Hazine'den yapılan açıklamada bankalara stress
testleri yapılırken; bilanço dışı bağlantılar, kazanç tahminleri, bankaların faaliyet riskleri ile sermaye yapı ve
bileşenlerinin kalitesine de bakılacağı belirtildi. İki yıllık ekonomik senaryolar, bankaların, krediler ve menkul kıymetler
portföyü, bilanço taahhütleri ve yükümlülükler dahil potansiyel şirket zararlarını analiz etmek için kullanılacak.
ABD Hazinesi
Citigroup’taki
imtiyazlı
hisselerini adi
hisseye
çevireceğini
açıkladı...
Citigroup ile ABD hükümeti devletin alacağı hisse miktarı konusunda anlaşmaya vardı. Anlaşma çerçevesinde hükümet,
Citigroup’taki tercihli hisselerini adi hisseye çevirecek. Bu bağlamda Citigroup’un, ne kadar özel yatırımcıyı aynı şekilde
hareket etmeye ikna edeceği önem taşıyor, çünkü ABD hükümeti, özel yatırımcıların adi hisseye çevirdikleri her tercihli
hisse kadar, tercihli hisseyi adi hisseye çevirebilecek. Bunun için üst limit ise 25 milyar dolar olacak. ABD
hükümetinden bugüne kadar 45 milyar dolar yardım alan Citigroup’ta devletin payı, bu anlaşma ile %36’ya çıkacak.
AIG, dördüncü
çeyrekte 61.7
milyar dolar zarar
etti...
American International Group, dördüncü çeyrekte tarihinin en büyük zararını açıkladı. Art arda dört çeyrek dönem
zarar açıklayan AIG, dördüncü çeyreği 61.7 milyar dolar zarar ile tamamladı. Şirket’in hükümetten 30 milyar dolar
yardım alması ve daha önce aldığı kredilerin koşullarının gevşetilmesi bekleniyor. Bu arada, AIG’nin en az üç şirkete
bölünmesi için hükümet ile görüşmelerin yürütüldüğü bildiriliyor.
Şirketler kesimi ile
ilgili gelişmeler
piyasa
beklentilerini
belirlemeye
devam ediyor...
ABD’de iki
bankaya daha el
konuldu...
Amerikan otomotiv şirketi General Motors ise, geçen yılın son çeyreğinde, 9.6 milyar dolar zarar açıkladı. ABD merkezli
otomobil üreticileri General Motors ve Chrysler ise artık Kanada hükümetinden 10 milyar Kanada doları ile
beklentilerin iki katı kadar destek aramaya başladı. ABD’nin ikinci büyük bankası JP Morgan Chase ise, temettü
miktarını %87 azalttı. Banka’dan yapılan açıklamada temettü miktarının azaltılmasının Ekim ayında hükümetten TARP
çerçevesinde alınan 25 milyar dolar’ın geri ödenmesine yardım edeceğinin umulduğu ifade edildi. Merrill Lynch ise,
dördüncü çeyrek zararını 530 milyon dolar artış yönünde revize ettiğini bildirdi. Royal Bank of Scotland ise, İngiltere
hükümetinin zehirli varlıklara karşı koruma programına 325 milyar pound (462 milyar dolar) itibari değerli varlık
koyacağını bildirdi. ABD’de devlet destekli en büyük mortgage kuruluşu olan Fannie Mae’nin zararı ise dördüncü
çeyrekte büyük rayiç değer kayıpları ve kredilerle ilişkili harcamalar nedeniyle arttı. Böylece, Fannie Mae, dördüncü
çeyrekte net 25.2 milyar dolar, hisse başına 4.47 dolar zarar etti.
ABD Federal Mevduat Sigorta Kuruluşu (FDIC) önceki gün 2 bankaya daha el koydu. El konulan Nevada’lı Security
Savings Bank’in varlıkları toplamı 238 milyon dolara ulaşırken mevduat toplamı da 175 milyon doları buluyordu.
Illinois’deki Heritage Community Bank ise 232.9 milyon dolarlık varlığa ve 218.6 milyon dolarlık mevduata sahipti. İki
bankanın çöküşünün FDIC’ye 100.7 milyon dolara mal olması bekleniyor. 2008 yılında devlet tarafından el konulan
banka sayısı 25 olurken FDIC’nin zordaki banka listesi de hızla kabarıyor. Şu anda 252 bankanın içinde bulunduğu liste
1994’den beri en dolu olduğu günleri yaşıyor.
Ekonomik Araştırmalar Müdürlüğü
[email protected]
02 Mart 2009
HSBC’nin karı
beklentilerin altında
kaldı...
HSBC’nin, önceki yıl 19.1 milyar dolar olan ve 2008’de 13.6 milyar dolar olacağı tahmin edilen net karı 5.73 milyar
dolar oldu. Şirket’in 31 Aralık itibariyle Seviye 1 sermaye rasyosu 8.3, toplam sermaye rasyosu 11.4 oldu. HSBC
ayrıca 2008 için temettü miktarını %29 azaltarak 0.64 dolar’a düşürdüğünü ve hisse ihracı yoluyla 17.7 milyar dolar
sermaye artırımına gideceğini açıkladı.
Dünya Bankası, EIB
VE EBRD, Doğu
Avrupa Bankalarına
24.5 milyar euro
verecek...
Dünya Bankası, Avrupa Yatırım Bankası (EIB) ve Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD), Doğu Avrupa bankalarına
ve bazı müşterilerine 24.5 milyar euro finansman sağlayacaklar. Dünya Bankası Başkanı Zoellick, bir süredir bölge
bankalarının 120 milyar dolar yeniden sermayelendirmeye ihtiyaç duyduğunu belirterek geniş ölçekli bir Avrupa
kurtarma planı hazırlanması için kampanya yürütüyordu. AB liderleri de Pazar günü Doğu Avrupa’ya yardım
konusunu görüşecekler. 24.5 milyar euronun 7.5 milyar euroluk bölümü Dünya Bankası, 6 milyar euro EBRD ve 11
milyar euro EIB’den gelecek. Dünya Bankası ayrıca Doğu Avrupa ve Orta Asya ülkelerinde bankacılık dışı sektörlere
2009 ve 2010’da kredileri 12.5 milyar euro artıracak.
AB ülkelerinin ortak
tahvil ihraç etmesi
bekleniyor...
Avrupa Birliği’ne üye ülkelerden bazılarının küresel kriz nedeniyle görece daha zor duruma düşmeleri nedeniyle üye
ülkelerin ortak tahvil ihracı gündeme getirildi. AB’nin ortak bir mali örgütlenme içinde olmaması nedeniyle tahvil
ihracının arkasında AB’nin en büyük ekonomisi olan Almanya’nın kredibilitesinin yer alabileceği belirtiliyor. Küresel
mali krizin etkilerinden korunmak için Asya ülkeleri de 120 milyar dolarlık döviz havuzu oluşturacak. Japonya, Çin,
Güney Kore ve 10 Güneydoğu Asya ülkesi hafta sonu fon oluşturulması konusunda uzlaştı. Miktar geçen Mayıs'ta
öne sürülenden %50 daha fazla. Sadece karşılıklı kur swaplarına izin veren Chiang Mai Initiative isimli anlaşma
genişletildi. Havuzun tamamlanması için ise bir tarih verilmedi. Kore’de 1998 yılındaki Asya krizi sırasında
oluşturulan kötü banka Korea Asset Management (Kamco) ise, bankalara destek çabalarının genişletilmesi
çerçevesinde yeniden yapılandırılan şirketleri fonlamak üzere kötü borçlar için 1997-1998 Asya krizindekinden daha
fazla ödeme yapacak. Bu tutarın 20 trilyon Won (13 milyar dolar) olması planlanıyor.
Almanya’nın iflas
riski artarken,
İngiltere 1980’den
beri en büyük
daralmasını yaşıyor...
Ülke not indirimleri
sürüyor...
Japonya’da sanayi
üretimi rekor
biçimde düştü...
Almanya’nın iflas riskini gösteren CDS’leri, Deutsche Bank'ın sanayi ihracatlarındaki çöküş sebebiyle Alman
ekonomisinin bu yıl %5 küçüleceği uyarısının ardından hızla yükseldi. Almanya’nın 5 yıllık CDS'i 90 baz puana
yükselerek ilk defa Fransa CDS’lerinin üzerine çıktı. Alman iş dünyası eğilim endeksi IFO ise, Şubat ayında yeni bir
rekor olan 83’ten 82.6’ya geriledi. Mali kriz tüketici harcamalarının azalmasına ve şirketlerin küçülmesine sebep
olunca 2008’in dördüncü çeyreğinde İngiltere ekonomisi 1980'den bu yana en büyük daralmasını yaşadı. GSYİH
üçüncü çeyreğe göre %1.5 azalırken, tüketici harcamaları 1991 yılından beri en büyük düşüşünü kaydederek %0.7
geriledi, sabit yatırımlar ise %2.3 azaldı. GSYİH'deki çeyrek bazda düşüş %1.6 olan piyasa beklentisinin altında kaldı,
fakat yıllık bazda düşüş %1.9 ile %1.8 olan beklentinin üzerinde gerçekleşti.
Letonya'nın kredi notunu BB+’ya düşüren S&P, Litvanya ve Estonya'yı negatif izlemeye aldı. S&P, Letonya'nın not
görünümünü negatif olarak belirlerken, not indirimine gerekçe olarak kötüleşen dış görünüm ve hükümetin
ekonomi programını uygulamasına yönelik riskleri gösterdi. Estonya ve Litvanya'da ise ekonomik görünümün
kötüleşmesi ve zayıf ihracat performansı negatif izlemeye gerekçe gösterildi. Borç yükü altındaki Doğu Avrupa
ülkeleri temerrüde yaklaşırken S&P, Ukrayna'nın uzun vadeli döviz kredi notunu CCC+'ya indirerek, yatırım yapılabilir
notun yedi derece altına düşürdü. Böylece, Ukrayna'nın kredi notu Pakistan ile aynı düzeye inmiş oldu ve Avrupa'nın
en düşüğü haline geldi. S&P, Ukrayna’da IMF ile anlaşma yapılması için gerekli bütçe değişikliğini yapacak siyasi
iradenin oluşmamasını not indirimine gerekçe olarak gösterdi. Ukrayna ile IMF arasındaki 16.4 milyar dolarlık kredi
anlaşması, Kiev yönetiminin anlaşma şartlarına aykırı olarak %3'lük bütçe açığını kabul etmesinin ardından askıya
alınmıştı. Moody's de not indirimi olabileceği gerekçesiyle Ukrayna'nın kredi notunu değerlendirmeye aldığını
açıkladı.
Japonya'da sanayi üretimi art arda dördüncü ayda da gerileyerek Ocak ayında %10’luk düşüşle rekor seviyede
geriledi. Sanayi üretiminin Şubat ayında %8.3 düşmesi, Mart'ta ise %2.8 artması bekleniyor. Bu arada, tüketim
harcamaları da düşüşünü sürdürerek Japon ekonomisinin son 50 yılın en kötü resesyonuna girdiğini doğruladı. Ocak
ayı işsizlik ve enflasyon rakamları ise beklenenden daha olumlu gerçekleşti. İşsizlik oranı ise Ocak ayında iş arama
umudunu kaybedenlerin işgücü piyasasından çıkmalarının etkisiyle %4.4’ten %4.1’e gerilerken, Aralık ayında yıllık
bazda %0.2 artan TÜFE Ocak ayında değişmedi.
Ekonomik Araştırmalar Müdürlüğü
[email protected]
02 Mart 2009
YURTİÇİ PİYASALAR
İMKB-100 Endeksi bu hafta Avrupa borsalarında görülen düşüşlere rağmen %1.90 değer kazandı...
İMKB-100 endeksi Citigroup’un tümüyle kamulaştırılmayacağına dair haberin etkisiyle ABD ve Avrupa vadeli işlemlerde hafta
başında görülen hafif toparlanmanın etkisiyle haftaya alıcılı başladı. Hafta içinde ABD borsalarında Başkan Obama’nın bütçede
mali sektöre yardımın 750 milyar dolara kadar çıkabileceğinin yer alması olumlu algılanırken, özel sağlık sigortası ve ilaç şirketlerine
yönelik düzenlemeler endeksin satıcılı bir seyir izlemesine neden oldu. Ancak İMKB-100 endeksi, hafta boyunca yurtdışı
piyasalardaki olumsuz trende karşılık iyi bir duruş sergileyerek 24,000 puanın üzerinde kalmayı başardı. Haftanın son işlem
gününde ise ABD’de bankalara yönelik stres testinin yansımaları, ABD hükümetinin geçen yıl iki kez yardım ettiği dünyanın en
büyük sigorta şirketlerinden American International Group’un (AIG), 2008 dördüncü çeyreği için 60 milyar dolar zarar
açıklayacağının duyulması satış baskısını hızlandırdı. Buna bağlı olarak İMKB-100 endeksi son işlem gününü bir miktar düşüşle
tamamlasa da haftalık bazda %1.90 oranında prim yaptı ve haftayı 24,027 puan seviyesinden tamamladı. En çok değer kazanan
sektör %5.3 ile teknoloji sektörü olurken en çok değer kaybeden sektör -% 1.5 ile mali sektör oldu.
ABD’nin en büyük sigorta şirketlerinden AIG’nin yüksek zarar açıklayacağını duyurması, Avrupa borsalarında düşüşlere yol açtı.
Bunun etkisi ile İMKB-100 endeksi bugüne satıcılı bir şekilde başladı. Yurtdışında mali sektöre yönelik devam eden endişelere ek
olarak yurtiçinde IMF ile bir türlü yapılamayan anlaşma, önümüzdeki günlerde bileşik endekste alımları bir miktar sınırlayabilir.
Yurtdışında açıklanacak makroekonomik veriler ve yurtdışı piyasaların seyri endeks tarafından yakından takip edilecek. Bu sabahki
satışların devam etmesi durumunda 23,000 seviyesi ilk destek olacaktır. 23,000 puan seviyesinin altında bir gün sonu kapanış
görülmesi endeksin hızla 20,800 seviyesini test etmesine neden olabilir. Endeksin bu haftayı 20,800 seviyesinin altında kapatması
durumunda ise yurtdışı piyasalarda olumlu bir gelişme yaşanmadığı takdirde önümüzdeki haftalarda endeksin hızla 15,000 destek
seviyelerine kadar gerilemesi söz konusu olabilir. Bunun yanında 22,300 seviyesi ara destek olarak verilebilir. Endekste alımların
görülmesi durumunda ise 23,950 seviyesi ilk direnç olacaktır. Bu direnç seviyesinin kararlı bir şekilde kırılması durumunda 24,500
yeni direnç seviyesi olacaktır. Bu seviyelerin üstünde bir gün sonu kapanış endeksin 25,000, 25,600 ve 27,000 seviyelerini test
etmesine neden olabilir.
Ekonomik Araştırmalar Müdürlüğü
[email protected]
02 Mart 2009
Dolar/TL kuru tarihinin en yüksek seviyelerine yaklaştı...
1.771
Geçtiğimiz haftaya Doğu Avrupa’daki gelişmekte olan ülke piyasalarındaki toparlanmaya paralel olarak daha sakin başlayan
Dolar/TL kuru 1.685 seviyesinden başladığı haftayı hafif bir yükselişle 1.7028 seviyesinden tamamladı. Böylece, kur art arda üçüncü
haftayı da yükselişle kapattı. Haftanın ilk işlem günlerinde, ABD finans piyasasına ilişkin haberlerin EUR/USD paritesinde yükselişe
neden olması ve Citibank’ın bir kısmının devletleştilebileceği haberleri Dolar/TL kurunu aşağı yönde etkiledi. Hafta ortalarında ise,
FED Başkanı Bernanke’nin açıklamaları sonrası borsalarda yaşanan toparlanma ve EUR/USD paritesindeki düşüşün etkisiyle 1.70
seviyelerine kadar yükselen Dolar/TL kuru, hafta sonlarına doğru küresel piyasalarda finansal sistemin yeniden yapılandırılmasına
ilişkin olumlu beklentilerin etkisiyle sakin ve aşağı yönlü bir seyir izledi. Geçtiğimiz haftanın son işlem gününde ise, ABD 4. çeyrek
GSYİH revize değerlerinin beklentilerden daha sert düşüş göstermesi ve Citigroup hakkındaki haberlerin küresel resesyona ilişkin
kaygıları artırması, Dolar/TL kurunun haftanın en yükseği olan 1.7120 seviyesini gördükten sonra haftayı yükselişle 1.7028
seviyesinden tamamlamasına neden oldu.
Bu hafta ise küresel piyasalarda artan risk algılamalarının Dolar/TL kurundaki yükselişin bir süre devam etmesine neden olabileceği
düşünülüyor. Kurdaki hareketlerin %40’ını açıkladığı düşünülen küresel volatilitenin göstergesi VIX endeksinin yeniden yükselişe
geçmesi piyasalardaki risk iştahının azaldığına işaret ediyor. Bu durum Dolar/TL kurunun yukarı yönlü baskı altında kalmasına
neden oluyor. Bununla birlikte, TCMB’nin agresif faiz indirimlerinin de döviz fiyatlarının dış etkenlere karşı hassaslaşmasına neden
olduğu düşünülüyor. Bu hafta ABD’de açıklanacak Ocak ayı kişisel tüketim harcamaları ve Mart ayı ISM İmalat endeksi, ekonomiye
ilişkin öncül göstergeler olması bakımından kurun hareketi üzerinde etkili olabilecektir. Ayrıca, hafta sonlarına doğru yine ABD’de
açıklanacak Şubat ayı tarımdışı istihdam ve işsizlik verileri ile Euro Bölgesi’nde Avrupa Merkez Bankası’nın faiz kararı ve 4. çeyrek
revize edilmiş büyüme verisinin Dolar/TL kurundaki volatilitenin artmasına neden olabileceği düşünülüyor. Bu hafta kurun yukarı
yönlü hareketini baskılayabilecek yurtiçi tek olumlu verinin enflasyon tarafından gelmesi bekleniyor. Yavaşlayan büyüme ve
kurdaki geçişkenliğin azalması yıllık enflayonun düşüşünü destekleyerek TL’nin toparlanmasını sağlayabilir. 2000 – 2009 yılları
arasında aylık olarak çizilen Dolar/TL grafiğinde, kurun 2001 krizinde gördüğü tarihinin en yüksek seviyesine çok yaklaştığı
görülüyor. Dolar/TL kurunun 1.75 direncini kırıp, 1.78 seviyesi üzerinde kararlı kapanış yapması durumunda 1.80 seviyelerinden kar
satışlarının gerçekleşebileceği düşünülüyor. Bununla birlikte, aşağı yönlü hareketlerde 1.7150 ve 1.6830 seviyelerinin destek
oluşturması bekleniyor.
Ekonomik Araştırmalar Müdürlüğü
[email protected]
02 Mart 2009
Yurtdışı gelişmelerin daha etkili olduğu geçen haftanın ardından ortalama bileşik getiri 33 baz puan yükseldi...
Geçtiğimiz hafta daha çok yurtdışı piyasalarda artan risk
algılamalarının etkisiyle yukarı yönlü hareket eden 3 Kasım 2010
vadeli gösterge tahvilin ortalama bileşik getirisi %14.96
seviyesinden başladığı haftayı dalgalı bir seyrin ardından %15.29
seviyesinden tamamladı. Valörlü işlemlerde de yükseliş gösteren
ortalama bileşik getiri haftayı yine yükselişle %15.39 seviyesinden
kapattı. Geçtiğimiz haftanın ilk işlem günlerinde ABD borsalarının
küresel finansal sistem hakkındaki kaygılarla son 12 yılın en düşük
seviyesine gerilemesinin ardından yurtiçi piyasada Dolar/TL
Gösterge tahvilin
kurundaki yükselişe paralel olarak ortalama bileşik getiri hızla
ortalama bileşik getirisi
yükseldi. Ancak, hafta ortalarında, FED Başkanı Bernanke'nin zor
durumdaki bankaları devletleştirmek yerine, gözetim altında
tutmayı tercih ettiğini belirtmesi ve büyük bankaların
kamulaştırılmasına gerek olmadığının sinyalini vermesiyle gerileyen
ortalama bileşik getiri, Merkez Bankası reel kesim güven
endeksinin Ekim 2008'den bu yana en yüksek seviyesine ulaşması
haberinden de olumlu etkilendi. Güven endeksindeki artış, yurtiçi
piyasada geleceğe yönelik olumlu beklentileri yansıtması
bakımından önem taşıdı. Hafta sonlarına doğru ise, ABD’de açıklanan dayanıklı mal siparişlerinin Ocak ayında son 6 yılın en düşük
seviyesine gerilemesi ve haftalık işsizlik başvurularının beklentilerin çok üzerinde açıklanmasıyla finansal piyasalarda artan güvenli
liman alımları ile ortalama bileşik getiri yeniden yükseliş eğilimine girdi. ABD’de açıklanan büyüme verisinin beklentilerden kötü
gelmesi ve Citigroup hakkındaki haberlerin küresel resesyona yönelik kaygıları artırmasıyla, gösterge tahvilin ortalama bileşik
getirisi haftayı yükselişle %15.29 seviyesinden kapattı.
Hazine Müsteşarlığı, Mart ayı borçlanma stratejisine göre Hazine, Mart ayında iç piyasalardan borçlanmak için 6 ay vadeli referans
bono ve 12 ay vadeli iskontolu kıymetin yeniden ihracı ile iki ihale açmayı planlıyor. Bu durum, Hazine’nin Mart ayında daha çok
kısa vadeli kıymetler ile borçlanacağını gösteriyor. Hazine’nin ayrıca, Mart ayında 1.1 milyar TL faiz dışı açık öngörmesi; büyümenin
yavaşladığı, Dolar/TL kurunun da yükseldiği bir dönemde borç yükünün artacağı anlamına geliyor. Bu durum, Hazine’nin yeni
ihalelerinde borçlanma maliyetlerinin artmasına neden olabilecektir.
Ekonomik Araştırmalar Müdürlüğü
[email protected]
02 Mart 2009
TCMB’nin agresif faiz indirimleri ertesinde dövizin dış etkenlere karşı hassaslaşması, korunmamış uzun vadeli pozisyonların
getirilerini riske sokuyor. Bu durum ise kısa ve orta vadeli kıymetler ile uzun vadeli kiymetlerin fiyatları arasındaki makasın
genişlemesine neden oluyor. Ayrıca, TCMB’nin hızlı yaptığı faiz indirimleri sonrasında, ekonomik toparlanmanın başlamasıyla faiz
artışlarına daha erken başlama olasılığının arttığı görüşünün piyasada satın alınması gösterge tahvilin ortalama bileşik getirisinin
%12.19 olan fonlama maliyetine doğru hareketini kısıtlıyor. Uluslararası yatırımcıların gelişmekte olan piyasaları bir sepet olarak
değerlendirmesinin etkisiyle, bu ülkelere ilişkin risk algılamlarındaki artış yurtiçi tahvil – bono piyasasında da satışlara neden
oluyor. Özellikle bugün ABD’de açıklanacak Ocak ayı kişsel tüketim harcamaları ve Mart ayı ISM İmalat endeksinin ekonomiye
ilişkin öncü gösterge olması bakımından tahvil – bono fiyatları üzerinde etkili olması bekleniyor. Bununla birlikte, Salı günü yurtiçi
piyasada açıklanacak olan enflasyon verilerinin beklentilerden olumlu gelmesi durumunda, ortalama bileşik getirinin yukarı yönlü
hareketinin sınırlı kalabileceği düşünülüyor. Bu hafta ortalama bileşik getirinin %15 – 16 aralığında dalgalı bir seyirle yukarı yönlü
risklerin daha güçlü olduğu bir hafta geçirmesi bekleniyor.
Eurobono piyasalarında 2030 vadeli gösterge Eurobono geçtiğimiz hafta 123.125-127.500 bandında hareket etti..
Eurobono piyasalarında geçtiğimiz hafta başında yukarı yönlü hareketler yaşansa da kapanış bir önceki haftaya yakın bir seviyeden
gerçekleşti. Geçtiğimiz hafta görülen en yüksek seviye 127.500 (getirisi:%8.941) olurken, FED Başkanı Bernanke’nin ve Obama’nın
konuşmalarının ardından piyasalardaki hava olumlu gösterge eurobondun yukarı yönlü bu hareketinde etkili oldu. Haftanın diğer
günlerinde ise ekonomideki daralma, ABD Hükümeti’nin Citigroup’ta hissesini artırması, konut piyasasından zayıf sinyaller ve
ekonomideki diğer sorunlar, global ekonomiye ilişkin endişelerle riskten kaçınma eğilimi kuvvetlendirdi. Bu gelişmelerle satış
baskısı altında kalan gösterge eurbono haftayı 126.063 (getirisi:%9.068) seviyesine gerileyerek kapattı.
Geçtiğimiz haftanın ardından piyasalar bu hafta kritik bir haftaya daha başlangıç yapmaktadır. ABD’de önemli veri açıklamaları
takip edilecekken, özellikle gelecek olan ABD’nin istihdam verileri ve Euro Bölgesi’nin büyüme rakamları global piyasalar üzerinde
etkili olması mümkün olabilir. Yurtiçi piyasalarda ise IMF anlaşmasına ilişkin gelişmeler izlenmeye devam edecektir. Teknik olarak
2030 vadeli gösterge eurobononun aşağı yönlü hareket etmesi durumunda 123.000 seviyesi ilk aşamada test edilecektir. Bu
seviyenin kırılması durumunda ise 120.000 seviyesi önemli bir destek görünümündedir. Paritenin bu seviyenin altındaki
hareketlerinde ise 117.000 seviyesi güçlü bir destek seviyesidir. Yukarı yönlü hareketlerinde ise 7 günlük hareketli ortalama
değerinin işaret ettiği 126.750 seviyesi önemli bir direnç görünümündedir. Göstergenin bu seviyeyi kıramadığı sürece aşağı yönlü
hareket etmesi mümkün olabilir. Bu seviyenin kırılması durumunda ise 127.500 ve 128.500 seviyeleri direnç seviyeleri olarak test
edilebilir.
Ekonomik Araştırmalar Müdürlüğü
[email protected]
02 Mart 2009
YURTDIŞI PİYASALAR
Geçen hafta aşağı yönlü trendin hakim olduğu EUR/USD paritesinde bu hafta da aşağı yönlü hareketin devamı görülebilir...
Geçen hafta ABD’de açıklanan verilerin olumsuz gelmeye devam etmesi ve finansal kuruluşlara ilişikin olumsuz haberler global
piyasalarda resesyonun derinleştiğine yönelik endişeleri arttırırken, yatırım yapılacak alanların daralması yatırımcıların dolarda
likitte kalmayı tercih etmesine neden oluyor. Bunun yanı sıra dünyada yaşanan ekonomik durgunluğa ve risklere karşı sadece
ABD’nin gerçek anlamda önlem almaya çalışması yatırımcıların, ABD ekonomisi kötü de olsa en iyi yatırım yapılacak para biriminin
Dolar olduğu yönündeki algılanmasına yol açarak, güvenli liman alımlarıyla doların güçlü kalmasında etkili oluyor. Hafta sonu
Avrupa’dan gelen açıklamalarda da Doğu Avrupa ülkelerinin herhangi bir kurtarma paketi istemedikleri yönünde algılanması
Euro’nun zaten güçlenme eğiliminde olan Dolar karşısında gevşemeye devam etmesine neden oluyor. Geçen haftanın ilk işlem
gününe 1.2795 seviyelerinden başlayan EUR/USD paritesi hafta boyunca 1.2602 – 1.2991 bandında işlem gördü ve haftayı 1.2626
seviyelerinden tamamladı.
Ekonomik aktivite açısından zayıf bir hafta geçirmesi beklenen piyasalarda bu haftanın en önemli verisini Cuma günü ABD’de
açıklanacak olan tarım dışı istihdam verisi oluştururken, işsizliğin giderek arttığı bu ortamda istihdam verilerindeki bozulmanın
devam etmesi bekleniyor. Bunun dışında bu haftanın bir diğer gündem maddesini Euro Bölgesi ve İngiltere’den gelecek olan faiz
kararları oluşturuyor. Bu hafta da ABD ekonomisine ilişkin olumsuz veri ve gelişmelerin devam etmesi durumunda paritenin aşağı
yönlü hareketine devam etmesi beklenebilir. Bu durumda 1.2590 seviyelerinden işlem gören paritede 1.25 ana destek seviyesi
olarak görülürken, bu seviyenin kırılması durumunda 1.2460 ve 1.2320 destek seviyelerinin test edilmesi beklenebilir. 1.2320
seviyelerinin kararlı bir şekilde kırılması durumunda ise paritede aşağı yönlü daha sert hareketler mümkün olabilecekken, bu
durumda 1.18’li seviyeler sonraki destek seviyeleri olarak dikkati çekmektedir. Paritede yukarı yönlü bir hareket oluşması
durumunda ise 1.2705, 1.2760 ve 1.2850 direnç seviyelerinin test edilmesi beklenebilir.
Ekonomik Araştırmalar Müdürlüğü
[email protected]
02 Mart 2009
Japon ekonomisine yönelik olumsuz göstergeler JPY’nin değer kaybetmesine neden oluyor...
ABD kaynaklı olumsuz haberler, global piyasalarda geçtiğimiz hafta gündeminin en üst sıralarında yer alırken, USD/JPY paritesinde
yukarı yönlü bir seyir hakimdi. ABD’de açıklanan veriler olumsuz bir görünüm sergilerken USD’de güvenli liman alımlarının etkisiyle
değer kazançlarının devam ettiği görüldü. ABD’den gelen veriler olumsuz bir görünüm sergilemesine rağmen USD’nin JPY
karşısındaki değer kazançlarının da Japon ekonomisinden gelen olumsuz veriler nedeniyle yaşanan para çıkışı etkili olmaktadır.
Diğer bir ifadeyle yatırımcıların Japonya’dan paralarını çekip ABD’ye götürmeleri, paritenin yukarı yönlü hareketlerinin devam
etmesine neden olmaktadır. Nitekim, Japonya’dan gelen son büyüme rakamının %3.3’lük rekor bir düşüşe işaret etmesi, sanayi
üretiminin %10’luk, ihracatının %46’lık bir gerileme kaydetmesi sonrasında ihracat tabanlı büyüme modeli olan Japon ekonomisine
yönelik risklerin arttığını yansıtmaktadır. Bu durum da JPY’nin değer kaybetmesine neden olurken, carry trade işlemlerini yansıtan
paritenin bu özelliğini kaybettiği ve ekonomik gelişmelere göre hareket ettiğini göstermektedir. Böylece USD, bu ay JPY karşısında
1995'ten beri en hızlı aylık değer kazanımını göstermeye yaklaşırken, parite 93.46 seviyesinden başladığı haftada en yüksek 98.70
direncini test etmiştir. Bu seviye üzerinde tutunamayan USD/JPY haftanın son gününde ise USD’nin global piyasalarda değer
kazanmaya devam etmesine rağmen gelen kar realizasyonları ve teknik düzeltme hareketlerinin etkisiyle bir miktar değer
kaybederek 97.70 seviyesinden haftayı sonlandırmıştır.
Yukarı yönlü hareket etmeye devam eden parite ihracata dayalı ekonomisi olan Japonya için olumlu bir gelişme olarak
değerlendirilirken, bu hafta başında teknik düzeltme hareketlerinin etkisinde kalması beklenebilir. Fakat paritenin genel
görünümünün yukarı yönlü olduğu söylenebilir. USD/JPY’de bu durumda ilk aşamada 98.75 seviyesi dikkat çeken bir direnç
görünümündedir. Bu seviyenin aşılamaması durumunda, yukarı yönlü trendin güç kaybetmesi beklenebilir. Teknik olarak bu
seviyenin kırılması durumunda ise 100.00 ve 101.65 seviyeleri yeni hedef seviyeler olacaktır. Diğer yandan bu hafta gelecek olan
ABD istihdam verileri piyasalarda takip edilecekken, olumsuz rakamlar paritenin aşağı yönlü hareket etmesine neden olabilir. Hafta
başında da teknik düzeltmelerin etkisinde kalması beklenen paritenin 96.00 seviyesini ilk aşamada test etmesi beklenebilir. Bu
seviyeyi kırması durumunda ise 95.00 ve 20 günlük eksponential ortalamanın gösterdiği 94.50 seviyeleri dikkat çeken destek
görünümündedir. Paritenin 94.50 seviyesinin üzerinde tutunmayı başardığı sürece yönünün yukarı yönlü olduğu söylenebilir.
Ekonomik Araştırmalar Müdürlüğü
[email protected]
02 Mart 2009
Dow Jones Endeksi’nde düşüşler geçen hafta da devam etti...
Hafta başında hükümetin finansal sistemi düzelteceğine dair güvenin azalmasıyla birlikte ABD borsaları son 12 yılın en düşük
seviyesine geriledi. Bu düşüşte, derinleşen resesyonun karlarda yaratacağı azalmayla, hükümetin bankalara daha fazla sermaye
vermek zorunda kalacağına yönelik endişeler etkili oldu. İlerleyen günlerde ise FED Başkanı Bernanke’nin yaptığı açıklamaların
etkisiyle sert yükselişler görüldü. Ayrıca, ABD’de büyük bankaların finansal gücünü ölçmek için yapılan ve “stres testi” olarak
adlandırılan uygulamanın başlaması ve ekonomik yavaşlamanın etkilerini öne çıkaran konut datalarının açıklanması ile ABD
endekslerinde aşağı yönlü hareketler gözlendi. Ocak ayına ait mevcut konut satışları verisinin aylık bazda 1997 yılından beri en
düşük seviyeye ulaşması kredi krizinin yarattığı durgunluğun daha da derinleşeceğine işaret etti. Hafta sonuna doğru, hükümetin
bütçe çalışmaları çerçevesinde sağlık sektörü şirketlerine yaptığı ödemeleri düşürmesi birçok firmanın hafta içinde temettü
ödemelerini azaltacağını açıklaması Dow Jones Endeksi’nin değer kaybetmesinde etkili oldu. Haftanın son işlem gününde ise ABD
Hazinesi’nin Citigroup’un finansal durumunu destekleme girişiminin yatırımcılar tarafından olumlu karşılanmaması ve dördüncü
çeyrek GSYİH datasının beklentilerin üzerinde bir daralma göstermesi ile Cuma günü aşağı yönlü hareket eden Dow Jones haftalık
bazda %4.12 değer kaybederek 7,062 seviyesinden haftayı kapattı.
Bu hafta ABD’de veri açısından yoğun bir hafta olup, Cuma günü açıklanacak olan tarım dışı istihdam verileri ve bankalardan
özellikle Citigroup ile ilgili gelen haberler takip edilecektir. Haftanın ilk gününde Dow Jones endeksinin 1997’den beri gördüğü en
düşük seviyesine gerilemesi ile önemli bir destek olan 7,200 desteği kırılırken, aşağı yönlü hareketlerde 6,950 destek seviyesi aşağı
yönlü test edilmiştir. Bu seviyenin altında bir gün sonu kapanış görülmesi durumunda ise, Dow Jones bu hafta 6,400 ve 5,800
seviyelerini test edebilir. Hafta içinde endekste yukarı yönlü hareketin etkili olması durumunda 7,400 seviyesi ilk direnç olacaktır.
Bu seviyenin üzerine çıkılması durumunda ise 7,600 ve 8,000 seviyeleri güçlü dirençler olarak karşımıza çıkmaktadır.
Ekonomik Araştırmalar Müdürlüğü
[email protected]
02 Mart 2009
10 yıllık ABD Hazine tahvil getirisi geçtiğimiz haftayı %3 seviyesinin üzerinde kapattı...
Geçtiğimiz hafta, 10 yıllık ABD Hazine tahvillerinde ABD hükümetinin bütçe sorunlarının daha da artacağı endişeleriyle satış ağırlıklı
bir seyir etkili oldu. Geçen haftaya %2.80 getiri seviyelerinden başlayan 10 yıllık ABD Hazine tahvili, haftanın ilk günlerinde ABD’de
hükümetin finansal sistemi düzeltemeyeceği yönündeki endişelerin artması ile yatırımcıların hisse senedi piyasalarından çıkarak
altına ve ABD tahvillerine “güvenli liman” alımlarını arttırdıkları görüldü ve getiri seviyesi %2.69 seviyesine kadar geriledi. ABD’de
uygulamaya başlanan ‘stres testlerinin’ bankacılık sektöründeki sorunların giderilmesine önemli oranda katkı sağlayacağı ve ABD
Merkez Bankası Başkanı Bernanke’nin Kongre’de yaptığı sunumda bankalara ilişkin yaptığı açıklamalar ile finansal toparlanma
yaşanması durumunda 2009 yılının ikinci yarısından itibaren resesyonun sona erebileceğini söylemesi yatırımcıların hisse senedi
piyasaları gibi daha riskli alanlara yönelmesini sağladı. Böylece 10 yıllık ABD Hazine tavili getirisi yükselişe geçti. Haftanın son işlem
gününde ise, 10 yıllık ABD Hazine tahvilinde beklenen hareket gözlenmezken, ABD’de açıklanan dördüncü çeyrek büyüme verisinin
%6.2 daralma göstermesi sonucu ABD ekonomisinde resesyonun derinleştiğine yönelik endişelere rağmen ABD Hazine tahvillerine
gelen güvenli liman alımlarının yeterli boyutta olmaması dikkati çekti ve 10 yıllık Hazine tahvil getirisi %3.05 seviyesine kadar
yükseldi. 10 yıllık ABD Hazine tahvilinin getirisi haftalık bazda %8.1 yükselişle haftayı %3.02 seviyesinden kapattı.
Bu haftanın ilk gününde, ABD’nin en büyük sigorta şirketi AIG’nin yeniden hükümetin sermaye desteğine ihtiyaç duyacağı ve son
çeyrek bilançosunun olumsuz gerçekleşeceği beklentileriyle piyasalarda etkili olan olumsuz havanın etkisiyle ABD Hazine
tahvillerinde alımlar görüldü ve 10 yıllık tahvilin getirisi aşağı yönlü hareketle haftaya başladı. Bu hafta içinde ABD tahvil
piyasasında, ISM İmalat ve Hizmetler Endeksleri ile birlikte, istihdama verilerinin yanında ABD hükümetinden ve şirketlerden
gelecek haberlerin yakından takip edilmesi bekleniyor. Bu sabah görülen alımların hafta boyunca devam etmesi durumunda %2.90
ilk destek seviyesi olacaktır. Bu seviyenin altında bir gün sonu kapanış 10 yıllık ABD hazine tahvilinin %2.79 ve %2.6 seviyelerini test
etmesine neden olabilir. Bu seviyelerinin de altında bir kapanış görülmesi durumunda %2.52 ve %2.04 seviyeleri önemli destek
olacaktır. Buna karşın getirilerde yukarı yönlü seyrin etkili olması durumunda %3.07 ilk direnç, %3.25 ise ara direnç olacaktır. Bu
seviyelerin üzerinde bir gün sonu kapanış görülmesi durumunda %3.32 ve %3.48 getiri seviyeleri test edilebilir. %3.48 seviyesinin
de üzerinde bir kapanış görülmesi durumunda 10 yıllık ABD Hazine tahvilinin getirisi %3.90’a kadar yükselebilir.
Ekonomik Araştırmalar Müdürlüğü
[email protected]
02 Mart 2009
Petrol, art arda 4 haftalık düşüşün ardından haftalık olarak ilk kez toparlandı...
Geçtiğimiz hafta petrol fiyatları uluslararası piyasalarda sürpriz olarak algılanan verilerin etkisiyle %12.7 yükselerek haftayı 44.76
dolar/varil seviyesinden tamamladı. Geçtiğimiz hafta genelinde petrol fiyatları arz – talep dinamiklerinden etkilenerek toparlanma
gösterdi. Böylece, petrol son 4 hafta boyunca yaşadığı art arda düşüşün ardından ilk kez yükseldi. Haftanın ilk işlem günlerinde
uluslararası piyasalarda küresel enerji talebinin OPEC’in arz kesintisinden daha çok gerileyebileceği beklentilerinin satın alınmasıyla
düşen petrol fiyatları, ABD’de artan risk algılamlarının da etkisiyle hisse senedi piyasalarındaki sert düşüşleri izledi. Hafta
ortalarında ise, FED Başkanı Bernanke’nin ekonomik toparlanmaya ilişkin umutları artıran açıklamaları piyasalarda olumlu algılandı.
Bununla birlikte, geçtiğimiz hafta petrol fiyatlarının toparlanmasında etkili olan en önemli unsurun ABD’de açıklanan ham petrol
stok verilerinin beklentilerin aksine düşüş göstermesi olduğu düşünülüyor. Böylece, petrol fiyatları son 1 ayın en yüksek seviyesine
yükseldi. Stok verilerinin düşüşünde enerji talebinin düşük fiyatlar nedeniyle son 1 ayda geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre %1.7
artış göstermesinin etkili olduğu düşünülüyor. Ayrıca, fabrikaların üretimlerini ve kapasite kullanım oranlarını rekor seviyeye
düşürmesi de enerji talebini desteklemiştir. Hafta sonlarına doğru, stok verilerindeki sürpriz azalışın etkisinde kalarak artan petrol
fiyatlarının, ABD ve Japonya’da açıklanan beklenenden olumsuz büyüme verilerinin etkisiyle yukarı yönlü hareketi sınırlı olmuştur.
Bu hafta küresel ekonomide oluşan resesyon kaygılarının enerji talebinde neden olacağı azalışların etkisiyle petrol, 40 günlük
hareketli ortalaması olan 45.32 dolar/varil seviyesinin altında işlem görüyor. OPEC’in 15 Mart tarihinde Viyana’daki resmi
toplantısında yeni arz kesintisine gitmesi olasılığının yüksek olmasına karşın, İran’ın arz kesintilerinin fiyatların daha da düşmesini
engellemede yeterli olduğu şeklindeki açıklamaları, OPEC ülkeleri arasındaki uyumun güçlü olmadığı şeklinde algılandı. Bu
gelişmenin de fiyatların aşağı yönlü hareketine destek olabileceği düşünülüyor. Ayrıca, uluslararası piyasalarda 30 dolar/varil
seviyesinden satış opsiyonlarının satın alınmaya başlanması yatırımcıların petrol fiyatlarının çok daha gerileyebileceği beklentilerini
satın aldığını gösteriyor. Bu hafta ABD’de açıklanacak Ocak ayı kişsel tüketim harcamaları ve Mart ayı ISM İmalat endeksinin
ekonomiye ilişkin öncü gösterge olması bakımından petrol fiyatları üzerinde daha çok etkili olması bekleniyor. Bununla birlikte,
OPEC tarafından gelebilecek kararlı açıklamaların petrolü yukarı yönlü destekleyebilecek tek unsur olduğu düşünülüyor. Talep
tarafında ise, ABD’de hafta sonlarına doğru açıklanacak Şubat ayı tarımdışı istihdam ve işsizlik verileriyle Euro Bölgesi’nde
açıklanacak ECB faiz kararı ve 4. çeyrek revize edilmiş büyüme rakamının petrol fiyatları üzerinde etkili olabilecektir. Grafiğin alt
bölümünde çizilen 5 günlük salınım (oscillator) eğrisinin pozitif konumda olması petrolde satışların hız kazanmasına neden
olabilecektir. Bu durumda 40 dolar/varil seviyelerinin destek oluşturması bekleniyor. Yukarı yönlü hareketlerde ise 40 ve 50 günlük
hareketlerin işaret ettiği 45.25 ve 47 dolar/varil seviyelerinin direnç oluşturabileceği düşünülüyor.
Ekonomik Araştırmalar Müdürlüğü
[email protected]
02 Mart 2009
Altın fiyatlarında geçen hafta düzeltme hareketi ve kar satışları etkili olurken, paritedeki gerilemeye rağmen altın fiyatlarında
yukarı yönlü seyir etkili oluyor...
Altın fiyatlarında geçen haftaya başlangıç 992 dolar/ons seviyelerinde gerçekleşirken, hafta genelinde satış ağırlıklı hareketlerin
yaşandığı görüldü. Hafta boyunca 997 – 926 dolar/ons bandında işlem gören altın fiyatları haftayı 940 dolar/ons seviyelerinden
tamamlarken, altın fiyatlarının gerilemesinde teknik bir düzeltme hareketinin ve kar satışlarının etkili olduğu gözlendi. Hafta
boyunca özellikle ABD’de açıklanan verilerin olumsuz gelmesi EUR/USD paritesindeki gerilemeye rağmen altın fiyatlarını
desteklemeye devam ederken, haftanın son işlem günü ABD dördüncü çeyrek büyüme rakamının beklentilerin üzerinde olumsuz
gerçekleşmesi altın fiyatlarındaki aşağı yönlü hareketin sınırlı kalmasına neden oldu.
Bu hafta, veri açısından nispeten sakin bir seyir izleyecek olan piyasalarda haftanın en önemli gündem maddelerini ABD’de Cuma
günü açıklanacak olan istihdam verileri ile Avrupa ve İngiltere Merkez Bankalarının faiz kararları oluşturacak. Bunun yanı sıra
açıklanacak diğer makro ekonomik verileri de takip edecek olan piyasalarda açıklanan veriler sonrası oluşan risk algılamaları altın
fiyatlarının yönünü belirlemeye devam edecek. Bu hafta açıklanması beklenen verilerin beklentilerden olumsuz gelmesi
durumunda altın fiyatlarının yukarı yönlü bir seyir izlemesi beklenirken, kriz nedeniyle kurtarma planı kapsamında merkez
bankalarının likiditeyi arttırmaları sonucu ileride doğabilecek enflasyon endişeleri ve paranın değerinin düşebileceği beklentisi de
altına gelen güvenli liman alımlarında etkili oluyor. Uzun zamandır kıramadığı 20 günlük hareketli ortalama seviyesi olan 942
dolar/ons seviyelerinde destek oluşturan altın fiyatlarının bu seviyenin kararlı bir şekilde kırılamaması durumunda yukarı yönlü
hareketine devam etmesi ve 965 ve 975 dolar/ons direnç seviyelerinin test edilmesi beklenebilir. Bu seviyelerin kararlı bir şekilde
kırılması durumunda ise altın fiyatlarında yeniden daha önce test edilen rekor seviye olan 1,030 dolar/ons seviyelerinin test
edilmesi muhtemel görünmektedir. Altın fiyatlarında aşağı yönlü bir hareket oluşması durumunda ise 930, 910 ve 900 destek
seviyelerinin test edilmesi beklenebilir.
Ekonomik Araştırmalar Müdürlüğü
[email protected]
02 Mart 2009
HAFTANIN GÜNDEMİ (02 - 06 Mart 2009)
Türkiye...
Bu hafta veri açısından sakin bir seyir izleyecek olan yurt içi piyasaların yurt dışı piyasaları yakından takip etmeye devam etmesi
beklenirken, yurt içinde Salı akşamı açıklanacak olan enflasyon verilerinin de piyasalar tarafından yakından takip edilmesi
bekleniyor. Vakıfbank Ekonomik Araştırmalar Müdürlüğü olarak Şubat ayında aylık bazda TÜFE’nin %0.35, ÜFE’nin ise %0.48
artacağını tahmin ediyoruz.
ABD...
Geçtiğimiz hafta Amerika’dan zayıf ekonomik veriler gelirken, özellikle ABD'de dördüncü çeyrekte gayri safi yurtiçi hasıladaki
daralmanın %3.8'den %6.2'ye revize edilmesi ve bankacılık sektörüne yönelik gelen olumsuz haberler piyasaları olumsuz yönde
etkilemiştir. Bu hafta piyasaları veri olarak hareketli bir hafta beklerken özellikle Cuma günü açıklanacak olan tarım dışı istihdam
verisi haftanın akışını belirleyecektir.
Pazartesi günü piyasalarda ISM İmalat endeksi (Mart) ve Kişisel Tüketim Harcamaları Endeksi (Ocak, yıllık) rakamları izlenecektir.
ISM imalat endeksinin önemli bir öncül göstergesi olması bakımından piyasalar üzerinde etkili olması beklenmektedir. Ocak ayı
New York, Philadelphia ve Richmond bölgelerinden gelen rakamlarda yaşanan gerilemenin etkisiyle endeksin ciddi bir resesyon
sinyali vermeye devam etmesi ve 34.3 seviyesinde gerçekleşmesi beklenmektedir. Ocak ayı kişisel tüketim harcamaları endeksinin
ise perakende satışlarda görülen toparlanmanın etkisiyle %0.1 oranında hafif bir artış yaşaması beklenmektedir.
Salı günü ise konut sektörü açısından takip edilen bekleyen konut satış (Ocak) rakamları açıklanıyor. 2008 Ağustos ayından itibaren
gerilemeye devam eden bekleyen konut satışlarının Aralık ayında piyasaları şaşırtarak %6.3 artış yaşamasının ardından geçtiğimiz
hafta açıklanan ikinci el konut satışlarında yaşanan düşüşe paralel olarak Ocak ayında %2.8 gerilemesi beklenmektedir.
Çarşamba günü ISM hizmetler endeksi (Şubat) ve ADP Tarımdışı İstihdam (Şubat) rakamları takip edilecektir. ISM hizmetler
endeksinin, 2008 yılında sıkılaşan kredi koşulları ve tüketici güveninde yaşanan düşüşler parallelinde endeksin rekor düşük
seviyelere gerilediği görülmüştü. Ocak ayında ise endeksin 42.9 seviyesine gerileyerek beklentilerden iyi bir performans
sergilemiştir. Fakat Şubat ayında endekstedi gerilemenin devam etmesi ve 41.0 düzeyine gerilemesi beklenmektedir. Cuma günü
açıklanacak tarım dışı istihdam rakamlarından önce gelen öncül niteliği taşıyan ADP Tarım Dışı İstihdam (Şubat) rakamlarının ise
-553.000 kişi olarak gerçekleşmesi beklenmektedir.
Perşembe günü piyasalarda Fabrika Siparişleri (Ocak) rakamları izlenecektir. Ağustos ayından itibaren sürekli düşüş gösteren
fabrika siparişlerinin Ocal ayında dayanıklı mal siparişlerinde yaşanan sert düşüşe paralel olarak %1.6 oranında gerileme yaşanması
beklenmektedir.
Cuma günü açıklanacak olan özellikle öncül göstergeler arasında yer alan haftanın en önemli verisi olarak takip edilen Şubat ayı
tarım dışı istihdam verisi önem taşımaktadır. 600 bin kişi azalması beklenen tarım dışı istihdam rakamları parallelinde Aralık ayı
işsizlik oranının %7.6’dan, %7.9’a yükselmesi beklenmektedir.
Euro Bölgesi...
Geçtiğimiz hafta, Euro Bölgesi makroekonomik verilerinin bir önceki verilerden daha az azalması Euro Bölgesi’nin olumlu sinyaller
verdiğini göstermesine karşın, Doğu Avrupa bankalarının tüm Avrupa bankalarını beklentilerden de fazla olumsuz etkileyeceği
düşüncelerinin Avrupa piyasalarında etkili olması bekleniyor.
Çarşamba günü, Euro Bölgesi hizmet sektörüne ilişkin bilgi veren Şubat ayı PMI Hizmetler Endeksi’nin açıklanması bekleniyor. Söz
konusu verinin 38.9 tarihi düşük seviyesini koruması bekleniyor. 3 çeyrekte bir önceki çeyreğe göre %0.2 daralma görülen Euro
Bölgesi büyümesi 4. çeyrekte yatırımlarda ve ihracatta görülen küçülmenin etkisiyle bir önceki çeyreğe göre, %1.5 daralma
görülmüştü. Perşembe günü revize edilecek olan 4. çeyrek büyüme verisinde ise bir değişim beklenmiyor.
Euro Bölgesi büyümesinde görülen ciddi daralmanın etkisiyle %2.00 seviyesine kadar düşen Avrupa Merkez Bankası (ECB) kısa
vadeli faiz oranının Perşembe günü yapılacak olan ECB toplantısında 50 baz puan düşürülmesi bekleniyor.
Ekonomik Araştırmalar Müdürlüğü
[email protected]
02 Mart 2009
Haftalık Ekonomik Veri Takvimi
Tarih
Ülke
Açıklanacak Veri
Önceki
Beklenti
02.03.2009
Çekirdek Kişisel Tüketim Harcamaları (Ocak)
%0.0
%0.1
03.03.2009
04.03.2009
ABD
ISM İmalat Endeksi (Mart)
35.6
34.3
Euro Bölgesi
PMI İmalat Endeksi (Şubat)
34.4
--
Türkiye
TÜFE (Şubat, aylık)
%0.29
%0.35
ÜFE (Şubat, aylık)
%0.23
%0.48
%6.3
-%2.8
ABD
Bekleyen Konut Satışları (Ocak)
ABD
ISM Hizmetler Endeksi (Şubat)
ADP Tarım Dışı İstihdam
Haftalık Mortgage Verileri
05.03.2009
Euro Bölgesi
PMI Hizmetler Endeksi (Şubat)
ABD
Fabrika Siparişleri (Ocak)
41.0
-553,000
--
--
38.9
38.9
-%3.9
-%1.6
667,000
650,000
Büyüme (4. Çeyrek, çeyreklik, rev.)
-%0.2
-%1.5
ECB Faiz Kararı
%2.0
%1.5
İngiltere
BOE Faiz Kararı
%1.0
%0.50
ABD
İşsizlik Oranı (Şubat)
%7.6
%7.9
-598,000
-600,000
Haftalık İşsizlik Başvuruları
Euro Bölgesi
06.03.2009
42.9
-522,000
Tarım Dışı İstihdam (Şubat)
Ekonomik Araştırmalar Müdürlüğü
Cem Eroğlu
Müdür
[email protected]
0312 –455 84 80
Nazan Kılıç
Müdür Yardımcısı
[email protected]
0312 –455 84 89
Ümit Ünsal
Uzman
[email protected]
0312 –455 84 86
Bilge Özalp Türkarslan
Uzman
[email protected]
0312 –455 84 88
Zeynep Burcu Çevik
Uzman Yardımcısı
[email protected]
0312 -455 84 93
Seda Meyveci
Uzman Yardımcısı
[email protected]
0312 -455 84 85
Tuncay Serdaroğlu
Selin Düz
Emine Özgü Özen
Pelin Sencer Kaptan
Uzman Yardımcısı
Uzman Yardımcısı
Uzman Yardımcısı
Yetkili
[email protected]
[email protected]
[email protected]
[email protected]
0312 -455 84 84
0312 -455 84 87
0312 -455 84 87
0312 –455 84 90
*
Bu rapordaki bilgi ve veriler, Türkiye Vakıflar Bankası T.A.O. Ekonomik Araştırmalar Müdürlüğü tarafından güvenilir olduğuna
inanılan kaynaklardan edinilmiştir. Türkiye Vakıflar Bankası T.A.O. bu bilgi ve verilerin doğruluğu hakkında garanti vermemekte ve
bu raporda sunulan bilgilerin kullanılmasından kaynaklanabilecek zararlar konusunda sorumluluk kabul etmemektedir. Bu rapor
sadece bilgi vermek amacıyla hazırlanmış olup, hiçbir konuda yatırım önerisi olarak yorumlanmamalıdır.
Ekonomik Araştırmalar Müdürlüğü
[email protected]
Download