î - Tbmm

advertisement
î : 75
31. . 1957
meşinden mütevellit duyduğu elemin tesiriyle
intikam almayı göz önünde tutması acaba bu
genç için kan gütme midir, yoksa taammüden
adam öldürmek midir? Bu, üzerinde durulacak
bir noktadır. Biz katî olarak kan gütme oldu­
ğuna tam bir kanaat getiremiyoruz, çünkü,
kan gütmenin kıstası burada yoktur. Aradan
uzun yıllar geçmemiş, nesiller araya girmemiş,
aileden aileye intikam duyguları tevali etmemiş.
İki buçuk ay evvel dayısı öldürülmüş, bu da
dayısının kaatilini öldürmüş, hâdise sıcağı sıca­
ğına işlenmiş. Bu \aziyet karşısında işi taam­
müden adam öldürmek şeklinde mütalâa etmoye mecburiyet hissettik. Taammüden adam öl­
dürmenin cezası da idamdır. Fakat, kan gütme­
yi kaimi etmediğimiz takdirde bunun arkasın­
dan hukuki bir sebep geliyor. Adam öldürmek­
ten idamına karar verilen şahsın mağdur tara­
fından dayısının öldürülmüş olması karşısında
* mahkeme taammüden öldürme kararını verme­
liydi. Suç taammüden işlendiği, mahkeme taam­
müden öldürmeyi kabul ettiği takdirde de idam
cezasında 59 ncu maddeyi tatbik ederek bunu
30 yıla indirmesi icabederdi. Ben de esbabı muhaffifenin mevcudiyeti sebebiyle bu yolda bir
takrir vermiştim. Fakat, ekseriyet müebbet
hapsi kabul ettiği için ben de buna iştirak et­
tim. Bununla beraber kanaatimce, bir tavsif ha­
tası meveudolduğuna ifade etmekten de kendi­
mi alamıyacağım. Cezanın 30 seneye indirilme­
si icabederdi, ancak, takririmiz reddedilince,
idam yerine niç olmazsa müebbet hapsi mutazammm Nuri özsan arkadaşımızın takririne re­
is beyin de iltihakı ile karar verildi. Böylece 00
seneye indirilmesi lâzım' gelen cezanın, ancak
müebbet hapse tahvili mümkün olabildi.
Sadece 18 yaşını yeni bitirmek sebebiyle de­
ğil, demin arz ettiğim sebeplerden de verilen
cezanın ağır olduğu kanaati bizde hâsıl oldu.
Takdir Yüksek Heyetinizindir.
REÎS — Muammer Alakant.
MUAMMER ALAKANT (Manisa) — Muh­
terem arkadaşlar; Servet Sezgin arkadaşımızın
bu beyanından sonra Adliye Encümeninin mazhatasının ret ve îsmail Hadımlı'nın teklifinin ka­
bul edilmesi hakkında bendenizde bir kanaat hâ­
sıl oldu. Dosyayı lâyıkiyle tetkik etmemiş oldu­
ğum için bu husustaki malûmatım derin değil­
dir. Fakat Servet Sezgin arkadaşımızın beyana­
tı bende tereddüde mahal bırakmadı.
O:1
Salâhiyettar olan mahkeme bütün şahitleri
dinliyerek, kanaatini kullanarak hâdisenin kan
gütme hâdisesi olduğuna dair karar veriyor.
Mahkemenin verdiği bu karar Mehkemei Tem­
yize gidiyor. Temyiz Mahkemesi de hâdiseyi kan
gütme hâdisesi olarak kabul ediyor ve o şekilde
karar veriyor. Büjjük Millet Meclisinin, mahke­
menin vermiş olduğu bu kararları tebdil etmeye
hakkı yoktur. Salâhiyettar olan mahkeme bütün
şahitleri dinlemiş, dosyaları tetkik etmiş ve o
kanaate varmış. Demiş ki, hâdise bir kan gütme
hadisesidir. Şimdi Büyük Millet Meclisi mahke­
menin verdiği karar böyle değildir, taammüt
vardır, diyemez. Bu tamamen kazai bir tasarruf­
tur. Büyük Millet Meclisi Anayasa ile müesses
mahkemelerin verdiği kararı tağyir edemez, teb­
dil edemez. Ama neden Meclise geliyor, neden
Meclis karar veriyor? Bunu arz edeyim :
iki sebeple Meclis karar verir : Birisi idam
cezası, gayet ağır bir cezadır. Dâvanm^bütün
safahatı geçirip geçirmediği tetkik olunur. Bir
kere daha tetkik et der. İkincisi de bir faidei iç­
timaiye mülâhazasidır, bir merhamet bir şefkat
meselesidir. Bunda bir faidei içtimaiye mülâhaza
ederse cezayı tahfif edebilir. Ama salâhiyettar
bir mahkemenin verdiği bir karar için «yerinde
değildir, böyle hüküm verilemez, hüküm böyle
olmalıydı.» diyemez. Bu yolda karar verecek
olursa bunun sonu nereye gidecektir? Bir Mec­
lis heyecana kapılabilir, yanlış hüküm verebilir.
Anayasa ne diyor? Hepimiz kabul ediyoruz, biz­
zat Demokrat Parti Hükümetinin vekilleri de
bunu söylüyorlar. Mahkemelerin istiklâli ne de­
mektir? Mahkemelerin kararlarına dokunma­
mak demektir, mahkemelerin hükümlerinde is­
tiklâl sahibi o olması demektir. Şimdi siz mahke­
menin vermiş olduğu karar böyle değildir de
böyledir derseniz bu olmaz arkadaşlar. Binaen­
aleyh, sırf atıfet kabilinden, bir faidei içtimai­
ye mülâhaza ederek, merhamet ve şefkat mülâ­
hazası ile Büyük Millet Meclisi cezayı tahfif
ederse buna bir diyeceğim yok. Ama, karar böyde değildir, bu bir taammüden katildir demek
hem selâhiyetimiz dışındadır, hem de doğru de­
ğildir, arkadaşlarım.
REİS — Servet Sezgin.
SERVET SEZGİN (Çanakkale) — Muhte­
rem arkadaşlar, Sayın Yunus Muammer Ala­
kant'in konuşmaları muvacehesinde tekrar hu-
- m
Download