Saraybosna, İstanbul, Gazimağusa

advertisement
İyi bir bakımla
hayata
tutunmaları için
Üniversitemizin
kahramanları
temizlik turunda
M
ustafa Kanturmuş, Ali Nariç
ve Halil Sorun… Üniversitemizin İç Hizmetler
Müdürlüğü bünyesinde kampüs içi çöp toplama
ve tahliye işlemini yapan üç temizlik kahramanı…
Onlar her gün 50 bölgeden, 120’yi aşkın konteyneri
boşaltıyor ve 5 ton çöp topluyor.
Uğur AYDIN’ın Haberi SAYFA: 4-5
S
ağlık Hizmetleri Yüksek Okulu
Yaşlı Bakım Bölümü öğrencileri
için hazır. Kıbrıs’ta tek olma özelliğine
sahip Yaşlı Bakım Bölümü’nü,
program koordinatörü Yrd. Doç. Dr.
Özlem Nurluöz’e sorduk…
Kadir Ünal IRKLI’nın Haberi SAYFA: 3
Neden
Yak n Do u Ün vers tes ?
“Ö renc s n n laptop kadar
de l süper b lg sayar kadar
dü ünmes n sa layan
ün vers te oldu u ç n”
“Ülkes ne ve toplumuna
kend h kayes n yazd rab lecek
ö renc yet t rd ç n”
1 Şubat 2013 CUMA
www.neu.edu.tr
[email protected]
Yıl: 2 - Sayı: 47
Kurucu Rektör Dr. Suat . Günsel
Üç şehirin hikayesi
Saraybosna, İstanbul, Gazimağusa
Bosna Hersek, Türkiye, Libya, Almanya,
Kıbrıs… Pek çok ülkenin, asırlar öncesini bugün
sokaklarında saklamayı başaran şehirlerinde
yaşamış bir isimden şehirlerin hikayelerini
dinledik. Slobodan İliç kendisini, “Bazen rüyamda
farklı şehirleri vatanım gibi görebiliyorum,
şehirler ve insanlar karışabiliyor. Ben kendimi
hem yabancı, hem de yerli sayıyorum. Türk
değilim fakat Osmanlı Tarihi dersleri veriyorum.
Müslüman değilim fakat İlahiyat Fakültesi’nde
İslam’ı anlatıyorum” diyerek anlatıyor.
Selem KAPLAN’ın Haberi SAYFA: 6-7
ARASTA ÇARŞISI, Lefkoşa / KUZEY KIBRIS
SARAYBOSNA ÇARŞISI, Saraybosna / BOSNA HERSEK
Sf.2
1 Şubat 2013
Akademik Bak
Academic Overview
Doç. Dr. Ertuğrul Okuyan
Doç. Dr. Ertuğrul Okuyan
Kalp Merkezi / Tıp Fakültesi Hastanesi
Heart Center / Medical School Hospital
Kalp krizi nedir?
K
alp, istirahat ederken dakikada
60-80 kez tüm vücuda kan
pompalar. Kollara, akciğerlere,
böbreklere, beyne sürekli kan
gönderir… Kalbin, vücudun kan
ihtiyacını karşılarken kendisini de
beslenmesi ve kan alması gerekir.
Bazı hastalarda sadece fiziksel aktivite
sırasında ortaya çıkan ve dinlenmekle
geçen göğüs ağrıları olabileceği gibi,
bazen damarların ani olarak tıkanması
sonucu gelişen, sıkıntılı bir göğüs
ağrısıyla başlayan, ani ölüme yol
açabilen kalp krizi de olabilir.
Kalbin yeteri kadar oksijen alamaması
sonucu kalp dokusunun (kasının)
ölmesine kalp krizi (miyokard
enfarktüsü) denir. Kalbimiz günlük
yaptığımız işe göre bazen daha fazla
bazen daha az oksijene ihtiyaç duyar.
Oksijeni kalbin kendi damarları yani
koroner damarları getirirler. Eğer
koroner damarlarda bir tıkanıklık veya
daralma söz konusu ise kalp yeteri
kadar oksijen alamaz, beslenemez.
Beslenemeyen kalp dokusu ölür,
işlevini yitirir ve kanı pompalayamaz
hale gelir. Sonuç olarak ölümcül bir
tablo olan kalp krizi ortaya çıkar.
Kalp krizinin verdiği hasar geri dönüşü
olmayan bir hasardır…
Kalp krizi geçirmiş kimselerde ölen
dokunun yerine yenisi gelmez. İşlevsiz
bir yara tabakası oluşur. Yani kalp
krizinin verdiği hasar geri dönüşü
olmayan bir hasardır.
Kalp krizine neden olan koroner
damar tıkanıklığının en önemli
sebebi“ateroskleroz”dur. Ateroskleroz,
damarlarının içine yağ birikintilerinin
oturması demektir. Sigara içenlerde
ve kolesterolü yüksek kimselerde bu
birikintiler sinsice büyürler ve zamanla
koroner damarı tamamen tıkarlar.
Sonuçta kalbin beslenmesi bozulur ve
kalp krizi meydana gelir.
Kalp Krizinin Belirtileri Nelerdir?
• Göğüste iman tahtasının arkasında
sıkışma hissi veren bir ağrı olur.
• Bu ağrı sol kola ve çeneye doğru
yayılır. Ağrı hareket etmekle artar,
dinlenirken azalır, fakat geçmez. Ağrı
genellikle yarım saatten uzun sürer.
• Ağrıyla birlikte soğuk soğuk terleme
ve mide bulantısı da olabilir.
• Nefes darlığı olur.
Bazı insanlarda belirtiler çok gizli
olabilir. Örneğin şeker ( diyabet )
hastaları hemen hemen hiç ağrı
duymazlar ve sadece nefes darlığı ve
soğuk terleme şikayetleri olur. Bazı
hastalarda mide ülseri veya pankreatit
ettirmelisiniz.
Sağlıklı, az yağlı ve kilo yapmayan
gıdaları, ihtiyacınız kadar
tüketmelisiniz.
İlaçlarınızı düzenli kullanmalısınız.
KALP KRİZİ SONRASI İŞ HAYATI
Çoğu birey, bir ay içinde eski işine
dönmektedir. Bu süreç, kalbin
gördüğü hasarın yaygınlığına
bağlıdır. Bazı kişiler, kalp krizi sonrası
daha az yorucu işlere geçmeyi
isteyebilirler. Daha az yorucu işlere
geçmeye kesin gereksinim olup
olmadığının belirlenmesi için,
kardiyak rehabilitasyon ünitelerinin
değerlendirmesine ihtiyaç duyulabilir.
ağrısıyla kalp krizi ağrısı karıştırılabilir,
ülser lehine yanlış yorumlanabilir.
Kalp krizi geçiren bir insana evde veya
işyerinde ne yapmalıyız?
Bu belirtilerle karşı karşıya
kaldığınızda derhal bir yere oturup
dinleniniz ve hemen bir sağlık
kuruluşuna ulaşmaya çalışınız.
Dışarıdaysanız cep telefonuyla yardım
isteyiniz. Kesinlikle yürümeye veya
merdiven çıkmaya devam etmeyiniz.
Çünkü aktiviteye devam etmek zaten
oksijen alamayan kalbinizin oksijen
talebini daha da artıracaktır.
Son zamanlarda kalp krizi
geçirildiğinin anlaşılması halinde biriki defa kuvvetlice öksürerek krizde
oluşan ölümcül ritm bozukluğunun
düzeltilebileceğini ileri süren yayımlar
çıkmıştır, ancak böyle bir yaklaşım
tartışmalıdır.
Saniyeler hayat kurtarıyor…
Gerçekten de saniyeler hayat
kurtarıyor, işte rakamlar. Her 100 kalp
krizi vakası, eğer hasta hastaneye
ulaşmamışsa yüzde 35 ölümle
sonuçlanıyor. Hastaneye ulaşanlarda
bu oran yüzde 5’in altına iniyor.
Peki kalp krizi sırasında başka ne
yapmak gerekiyor?
Öncelikle hiç zaman
kaybetmeyeceksiniz. Gereksiz
müdahalelerle sakın uğraşmayın. Bu
uyarı özellikle kalp krizi geçirenlerin
yanında bulunanlara yaka gevşetmek,
kolonya sürmek, soğuk su içirmeye
kalkmak cinayete teşebbüsten farklı
değildir. Hemen hastayı hastaneye
yetiştirmek dışında yapabileceğiniz
hiç birşey yoktur. Kalp krizi geçiren
bir hastayı oyalamak onun canına,
şansına kastetmektir.
Kalp Krizi Geçirme Riskim Var mı?
Kalp hastalıkları açısından risk arz
eden durumlar şunlardır:
• Sigara içmek
• Kan yağlarının (kolesterol, trigliserid)
düzensiz olması
• Diyabet Hastalığı
• Şişmanlık
• 65 yaşını geçmiş olmak
Yukarıdakilerin kaç tanesi yaşamınızda
varsa kalp krizi size o kadar yakın
demektir. Ancak korkmayın, bu
risklerin bazılarını kendinizden
uzaklaştırabilirsiniz. Örneğin sigarayı
bırakabilirsiniz. Doktorunuzun verdiği
tavsiyelere uyarak lipid ve diyabet
ilaçlarınızı düzenli kullanabilirsiniz.
Her gün düzenli egzersiz yapıp
aktivitenizi artırabilirsiniz ve bu
risklerin çoğundan uzaklaşabilirsiniz.
Unutmadan ilave edelim; düzenli
egzersiz yapmak, ayda bir defa halı
sahada arkadaşlarla buluşup maç
yapmak değildir. Böylesi düzensizce
yapılan sporlar antrenmana hazır
olmayan kalbi yorar. Bir uzmandan
yardım alarak düzenli spor yapmanızı
tavsiye ederiz.
KALP KRİZİ SONRASI
YAŞAMINIZDAKİ DEĞİŞİKLİKLER
Sigara içiyorsanız, bırakmalısınız.
Düzenli egzersiz yapmalısınız.
Tansiyonunuzu düzenli olarak kontrol
KALP KRİZİ SONRASI CİNSEL
YAŞAM
Çoğu birey, kalp krizi sonrası eski
hayatındaki tempoda cinsel ilişkiye
girebilir. Eğer cinsel ilişki sırasında
göğüs ağrınız olursa doktorunuza bu
konuyu bildirmeniz gerekir.
Bu durum, cinsel hayatınızın bitmesi
anlamına gelmez. Sorunlarınızı
çekinmeden doktorunuzla
görüşmelisiniz.
NE TÜR EGZERSİZLER YAPILMALI?
Kalp krizinden sonra iyileşme
sürecinde olanlar, herhangi bir sorunla
karşılaşmadan yürüyüş yapabilir, golf
oynayabilir, balık tutabilir, yüzebilir
ve benzer aktivitelerde bulunabilirler.
Egzersiz yapmak kalp hastalarının
çoğunluğuna tavsiye edilir. Yine de
sizin için doğru olan egzersiz miktarını
doktorunuzla görüşmeden, egzersiz
yapmanız doğru değildir. Doktorunuz
çeşitli spor aletlerinde, özel egzersizler
yaptırarak sizin için doğru olan
egzersiz miktarını tayin eder.
TEKRAR KRİZ GEÇİRME OLASILIĞI
Elbette hiç kimse bir kriz daha
geçirip geçirmeyeceğinizi önceden
bilemez. Ancak doktorunuzun kilo,
diyet, ilaç, egzersiz ve dinlenme ile
ilgili tavsiyelerine uyarsanız; daha
rahat yaşarsınız ve ilerideki krizlerden
korunma şansınız artar.
Koroner hastalıklar üzerine yapılan
araştırmalar, her geçen gün kalp
kriziyle ilgili yeni bulguları ortaya
çıkarıyor. Koroner hastaların bugünkü
durumu, yalnızca birkaç yıl öncesine
oranla bile daha iyidir ve bu durum
daha da iyileşecektir. Yani, umutlu
olmak için pek çok neden var.
Sf.3
1 Şubat 2013
İyi bir bakımla
hayata tutunmaları için
Kadir Ünal IRKLI
Sağlık Hizmetleri Yüksek
Okulu Yaşlı Bakım
Bölümü öğrencileri
için hazır. Kıbrıs’ta tek
olma özelliğine sahip
Yaşlı Bakım Bölümü’nü,
program koordinatörü
Yrd. Doç. Dr. Özlem
Nurluöz’e sorduk…
B
ir ön lisans programı olarak
hazırlanan ve tüm imkanlarıyla
öğrencileri için hazırlanan
bölümün amacı, yaşlı bakım
hizmeti verecek kişilere gerekli olan
teknik bilgiyi vermek. Yrd. Doç.
Dr. Nurluöz hedeflerini, “Bakıma
gereksinimi olan ya da olmayan
bütün yaşlı bireylerin bakım ve
rehabilitasyonunu yapan ve onların
yaşam kalitelerinin artırılmasına
katkı sağlayan ara profesyonel
elemanlarının yetişmesini sağlamak”
olarak açıkladı.
YALNIZLIK DUYGUSUNDAN
KARTARMAK İÇİN
Mezunlarının, Yaşlı Bakım Teknikeri
unvanına sahip olduğunu ifade
eden Nurluöz, yaşlı bireyleri, bakıma
muhtaç olsun veya olmasın hayata
tutunmasına yardımcı olacak
desteği verebilecek uzmanlar
yetiştireceklerini söyledi. Nurluöz,
“Onları, yalnızlık duygusundan
uzaklaştırma, kendi bedenine ve
yaşam alanlarına karşı duyarlı ve
koruyucu olmalarını alışkanlık
haline getirmeye yardımcı olan
ve bunu uygulatan insan gücünü
yetiştireceğiz” ifadelerini kullandı.
KUZEY KIBRIS’IN İHTİYACI
Kuzey Kıbrıs’ta nüfusun
değiştiğine dikkat çeken Yrd.
Doç. Dr. Nurluöz, yaşlı bireylerler
birlikte kentleşmenin de arttığını
belirterek, “Geleneksel aile yapısı
değişiyor. Yaşlı bireylerin bakımı
belli merkezlere devrediliyor. Bu
kurumlarda doğru uygulamaları
yapacak elemanlara ihtiyaç hızla
artıyor” dedi. Meslek hakkında
unutulmaması gereken konunun
iyi bir eğitim yanında,
hayatı, insanları
ve işini
seven
uzmanlar yetiştirmek olduğunu
anlatan Nurluöz, “Yaşlıları ancak
böyle yardımcılar mutlu edebilir”
diye konuştu.
İSTİHDAM SORUNU YOK
“Öğrencilerimiz bizim geleceğimiz,
temsilcimiz ve bizim markamızdır”
diyen Nurluöz, öğrencilerinin her
türlü donanıma sahip olmaları için
ellerinden geleni yapacaklarını
söyledi. Yaşlı Bakım Bölümü’nden
mezun olan öğrencilerin istihdam
sorununun olmadığına dikkat
çeken Yrd. Doç. Dr. Özlem
Nurluöz, mezunların iş başvurusu
yapabilecekleri uzun bir liste verdi.
Sağlık Bakanlığı’na bağlı olan yaşlı
bakım evleri, huzur evleri, özel
hastaneler, yaşlı bakım hizmetlerinin
yürütüldüğü sosyal hizmetler,
belediyeler, yaşlı hastaların
yatırıldığı bölümleri olan hastaneler,
terminal dönem bakım merkezleri,
sivil toplum kuruluşları ve
özel kurumlarda yürütülen
güçsüzler yurdu, yaşlı
için gündüz bakım
merkezleri, değişik
düzeylerde sağlık
hizmeti yürüten
özel ve gönüllü
kuruluşların sağlık
birimleri…
Sf.4
1 Şubat 2013
Üniversitemizin kahramanları
temizlik turunda
Mustafa Kanturmuş, Ali
Nariç ve Halil Sorun…
Üniversitemizin İç
Hizmetler Müdürlüğü
bünyesinde kampüs içi
çöp toplama ve tahliye
işlemini yapan üç temizlik
kahramanı… Onlar her
gün 50 bölgeden, 120’yi
aşkın konteyneri boşaltıyor
ve 5 ton çöp topluyor.
H
er sabah 7:30’da mesaiye
başlayan Mustafa Kanturmuş,
Ali Nariç ve Halil Sorun,
üniversitemiz Akademik Lojmanlar’ın
bulunduğu bölgeden çöpleri
toplamaya başlıyor. İlki sabah
saatlerinde olmak üzere günde iki
kez, 50 ayrı çöp alma bölgesinde
durup 120 kadar konteyneri
boşaltıyorlar.
GÜNLÜK 5 TON ÇÖP
Kuzey Kıbrıs’ta az sayıda bulunan çöp
kamyonu onların işini kolaylaştıran
bir çalışma arkadaşı olmuş. Günlük
5 ton çöpü toplayan üç çalışanın
elinin değdiği yer temizleniyor.
Küçük çocuklar, üniversiteli gençler,
akademisyenler ve
hastane dolayısıyla halktan
çok sayıda insanın bir arada
bulunduğu üniversitemiz
kampüsünün, günün her saatinde
temiz ve sağlıklı olması gerektiğini
söyleyen çalışanlar, görevlerini
titizlikle yerine getiriyor.
TEMİZLİK TURU
Üniversitemiz kampüsünün
yerleşik olduğu alanın en yüksek
yerinde bulunan Akademik
Lojmanlar’ın bulunduğu noktadan
başlayan derin temizlik faaliyeti,
Konukevi, Yurt ve Fakülte binaları,
Büyük Kütüphane, AKKM,
kantinlerle devam ederek İletişim
Fakültesi’nde tamamlanıyor.
Bu yolculuğu günde iki kez
tekrarlayan görevliler, her hafta
çöp konteynerlerini ilaçlama
görevini yürütüyor.
HİJYENİK
TEMİZLİK
GÖREVİMİZ
TEMİZLİĞİ
SAĞLAMAK
Ali NARİÇ. 26 yaşında.
Üniversitemizde 6
senedir çalışıyor. “İş
arkadaşlarımla çok iyiyiz.
Böyle güzel bir ortamda
çalışabilmek çok güzel.
Her gün temizliği
sağlamak için mesaiye
başlıyoruz, tertemiz bir
kampüs için elimizden
geleni yapıyoruz”
ifadelerini kullanıyor.
Mustafa Kanturmuş, Ali Nariç ve Halil Sorun, tüm kampüsten hergün 5 ton çöp topluyor...
Halil SORUN. 32
yaşında. Henüz 4
aydır üniversitemizde
çalışıyor. “Kısa bir
süre oldu ama buraya
ve iş arkadaşlarıma
çok alıştım. Çöp
kamyonumuz iyi bir
teknolojik donanıma
sahip. Bu hijyen
sağlamak için oldukça
iyi bir olanak” diyen
Sorun, sabah mesaiye
başladıktan sonra
kendilerini işlerine
verdiklerini ve akşamın
nasıl olduğunu
anlamadıklarını belirtiyor.
Fotoğraflar: İdris GERMİYANOĞLU
Uğur AYDIN
1 Şubat 2013
ZEVKLE
ÇALIŞIYORUZ
Mustafa KANTURMUŞ. 47
yaşında. Üniversitemizde
9 senedir çalışıyor. Çöp
kamyonunun şoförlüğünü
yapıyor. “Aracımız teknolojik
donanım bakımdan
mükemmel. Adada sayılı
bu araçlardan. Biri de
üniversitemizde. İçinde ve
dışında kamera sistemi var bu
çalışma koşullarının ne kadar
güvenli olduğunu göstermesi
bakımından önemli” diyen
Kanturmuş, “Biz zevkle
çalışıyoruz. Üniversitemizin
temizliği için her zaman
hazırız” ifadelerini kullanıyor.
Sf.5
Sf.6
1 Şubat 2013
Üç şehirin hikayesi Saraybo
Selem KAPLAN
Bosna Hersek, Türkiye,
Libya, Almanya, Kıbrıs…
Pek çok ülkenin, asırlar
öncesini bugün sokaklarında
saklamayı başaran
şehirlerinde yaşamış
bir isimden şehirlerin
hikayelerini dinledik.
Slobodan İliç kendisini,
“Bazen rüyamda farklı
şehirleri vatanım gibi
görebiliyorum, şehirler
ve insanlar karışabiliyor.
Ben kendimi hem yabancı,
hem de yerli sayıyorum.
Türk değilim fakat Osmanlı
Tarihi dersleri veriyorum.
Müslüman değilim fakat
İlahiyat Fakültesi’nde
İslam’ı anlatıyorum” diyerek
anlatıyor.
Birbirinden farklı ülkeler, diller,
ortam ve kültürü yerinde izlemek,
içinde yaşamak nasıl bir tecrübe?
Ben ne zaman bir ülkede bulunsam o
ülkenin vatandaşı gibi hissediyorum
kendimi. Yerli gazete okuyorum, yerli
takımı tutuyorum. Maçlar yapılırken
konuşma dilime bile “Biz kazandık”
diye yansıyor. Sonuçta ben Türk
değilim fakat bir şekilde buralı gibi
hissediyorum. Örneğin şu an sizin
dilinizi konuşuyorum fakat hiç zorluk
çekmiyorum. Ülkeyi, dili ve ortamı
değiştirmeyi çok seviyorum. Yani Türk
dünyasından Arap dünyasına kadar,
şimdi de İran beni çekiyor. Belki
bundan sonra Hindistan’da bir şey
yaparım.
İSTANBUL UYUMAZ
Bosna, İstanbul ve Lefkoşa… bize
bu üç şehirden bahseder misiniz?
Bosna benim doğduğum,
büyüdüğüm şehir. Saraybosna
Türkiye’nin ölçülerine göre büyük bir
yer değil. Bursa gibi yüksek dağlar
arasında ova içinde bulunan bir şehir.
Saraybosnalı olmayanlar için fazla
çekici bir şehir olmayabilir. Çok sis
var. İnsan sisi görünce burada eve
gideyim, kurtulayım bu dumandan
diye düşünüyor fakat biz de böyle
değil. Bizim oralarda sis varsa
sevgilinle parklara girmeye gerek
yok, kimse seni görmeden rahat
rahat dolaşırsın. Benim İstanbul’um
ne zaman gidersem birkaç saat
geçirdiğim bir yerdir. İstanbul
Üniversitesi’nin yanında Çorlulu Ali
Paşa Medresesi var. Orada nargile
içiyorum. Burada hiç kimse normal
nargile içmiyor. Orada nargile
içip ayağa kalktığınızda başınıza
vuruyor, yürüyemiyorsunuz. Benim
Beyoğlu’nda gittiğim barlar ve
restaurantlarda var. Hiç uyumayan
bir şehir İstanbul. Arkadaşlarım
var. Sevdiğim bir şehirdir. Mesela
Frankfurt’ta da yaşadım. Almanya’da
cumartesi günleri kıyamet günü
gibidir. Çünkü herkes koşup alışveriş
yapar, çünkü tüm mağazalar
kapanacaktır. İstanbul’da sabaha
karşı aklınıza karpuz yemek gelse
buna ulaşabilirsiniz. Rahat ve
sevdiğim bir şehir İstanbul.
KIBRIS: YALNIZLIK İSTEYENLERİN
ÖZGÜRLÜĞÜ
Saraybosna’nın güzel sisli havası,
uyumayan İstanbul’un enerjisi…
Peki Kıbrıs’ın şehirleri?
Ben Magosa’da yaşıyorum, evim
orada. Lefkoşa’ya gidip gelirken
yolculuk yapıyorum. Kıbrıs benim
için kocaman bir evde çatı katında
bir oda gibidir. Ne zaman yalnız
olmak istesen buradasın ve ne
zaman insanları, çevreyi özlesen 1
saat içinde dünyanın merkezindesin.
Çünkü Kıbrıs böyle bir yer.
KIBRIS’TA MUTLU YAŞIYORUM
Kıbrıs’sa gelmeye nasıl karar
verdiniz?
Bir kızım var, kızım şimdi 17
yaşında. O küçükken ben istedim
ki benim kızım deniz kenarında
büyüsün. Ankara’da her zaman
ışıklar altındasınız. Her zaman yeni
bir görev çıkıyor, çok yoğunluk
bitmiyor… Fark ettim ki, en az 20
kitap yazacak kadar malzemem
birikmiş. Fakat ben sadece 1 kitap
çıkarmıştım. Sakin bir yere gitmek
istedim. Şimdi deniz kenarında
oturuyorum. Gece ne kadar geç
yatarsam yatayım sabah mutlaka
güneşle birlikte uyanıyorum ve
denize doğru gidiyorum. 1 ay
öncesine kadar da 15 dakika denize
girebiliyordum. Sonra ofise gidip
kahve içiyorum. Kıbrıs’ta mutlu
yaşıyorum. Kıbrıs’ta insanlar iyi,
kibar ve meraklılar. Yeni geldiyseniz
sizin hakkınızda her şeyi bilmek
istiyorlar. Yaşadığım bu süre zarfında
KİMDİR?
B
undan 51 sene önce Saraybosna’da doğdum.
Eğitimimi orada tamamladım. İslam Bilimleri ve
Doğu Dilleri Edebiyatı okudum. Edebiyat Teorileri ve
Osmanlı Edebiyatı Yüksek Lisansı yaptım. Sırbistan
Belgrad Üniversitesi’nden sonra Almanya’da Bamberg
Üniversitesi’nde doktoramı tamamladım. 1996’da
Tarih Bölümü kuruldu. Bölümün ilk yabancı hocası
bendim. Bölümde İlber Ortaylı gibi değerli hocalar
da vardı. Öğrencilik zamanında 1 senemi Libya’da
geçirdim. Tercüman olarak çalışıyordum. Siz de bilirsiniz
ki öğrencilik yılları en güzel yaşlardır. Okuduğum
üniversitemin tarihinin en iyi öğrencilerinden biriydim.
Ama ben 7 sene okudum. 2.sınıftan sonra teklif geldi ve
tercüman olarak çalışmaya gittim 1 sene. O yaş için epey
yüklü bir miktar kazandığımı hatırlıyorum. Bu para bitene
kadar aklıma üniversite gelmedi. Avrupa’yı, Orta Doğu’yu
gezdim. Sonra param bitince dönüp üniversiteyi bitirdim.
Saraybosna Üniversitesi’nde çalışmaya başladım. 4 sene
orada çalıştım. Sonra Almanya’da eğitim aldım. Ankara
Bilkent Üniversitesi’nde 7 sene kaldım. 2003’te Doğu
Akdeniz Üniversitesi Tarih bölümü kuruldu ve ben de
bölüm başkanı olarak geldim, 2012’ye kadar. 2012’den
itibaren de Yakın Doğu Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde
çalışıyorum. Arapça, İslam Tarihi ve Tasavvuf Tarihi
dersleri veriyorum.”
ARASTA ÇARŞISI, Lefk
Sf.7
1 Şubat 2013
osna, İstanbul, Gazimağusa
artık nerdeyse herkesi tanıyorum.
GERİ DÖNECEK YER VARSA
GİTMEK GÜZEL
İnsan doğduğu veya uzun
süre yaşadığı yere alışır. Bu
gitmeleri nasıl planlıyorsunuz?
Memleketten uzak kalmayı
kendinize nasıl tarif ediyorsunuz?
Gitmeler, eğer geri döneceğin
bir yer varsa güzel ve mantıklı
oluyor. Ben uzun zamandır
Saraybosna dışında yaşıyorum.
Fakat annem orada olduğu için
her sene gidiyorum. Savaştan
dolayı yoksulluk vardı. Benim
liseden 30 senelik arkadaşlarım
ya Amerika’da, ya Kanada’da ya da
New York’dalar. Şimdi de pek bir
şey değişmemiş. Yeni nesil gelmiş,
kızlar yine güzel… İnsanların küçük
bir yere göre entelektüel seviyeleri
yüksek. Ünlü yönetmenlerin
çıkıyor küçük bir şehre göre. Ama
aslında annenizi özlüyorsunuz,
onun için gidiyorsunuz. Eğer derse
ki “hayat boyu kal” bunu kabul
edemiyorsunuz. Çünkü bir kere
dünyayı görmüşsünüz ve bu artık
kalmak zor geliyor. Özleyip yine
gelmek en keyiflisi.
koşa / KUZEY KIBRIS
RÜYALARIMDA ŞEHİRLER VE
İNSANLAR KARIŞIYOR
Yeni bir şehre nasıl alışıyorsunuz?
Pek çok mekan ve insan…
Bu kadar farklı yerlerde yaşamanın
rüyalarıma da yansıması olmuyor
değil. Bazen rüyamda farklı şehirleri
vatanım gibi görebiliyorum, şehirler
ve insanlar karışabiliyor. İnsanın
gittiği, kaldığı yerlerde sevdiği
insanlar oluştukça, gittiği mekanlar
oldukça o şehre ait oluyorsun.
O şehir çok güzel olmasa bile
seviyorsun, benimsiyorsun. Ben
kendimi hem yabancı, hem de
yerli sayıyorum. Türk değilim fakat
Osmanlı Tarihi dersleri veriyorum.
Müslüman değilim fakat İlahiyat
Fakültesi’nde İslam’ı anlatıyorum.
Ben Saraybosna’da doğdum.
Camilerin, çeşmelerin üzerlerinde
yazan yazıları merak ederdim.
Müezzin’in sesini duyduğumda ne
diyor acaba diye merak ederdim.
Bilinçaltımda belki de böyle bir
merakım vardı. Bilinmeyen, mistik,
romantik şeyler ilgimi çekiyor
sanırım. Benim için Türkiye ve doğu
toprakları egzotik bir yer.
TİTO CADDESİ İLE BEYOĞLU
Saraybosna, İstanbul ve
Mağusa… Bize yaşadığınız bu
şehirlerden etkilendiğiniz yerleri
karşılaştırabilir misiniz?
Saraybosna nehir üzerinde bir
şehirdir. Dağlar arasına sıkışmış
tıpkı bir yılan gibi uzun. Oranında
kendine özgün bir caddesi var.
Herkes akşamüstü mutlaka o
caddede görünür. Bir şeyler içer,
arkadaşlarınızla konuşur ve mutlaka
oradan geçersiniz. Özellikle Eylül
aylarında herkes denizden çıkınca
oraya gelir. Bu caddenin adı Tito
caddesi. İstanbul’da buna benzer
yer Beyoğlu’dur. Benim için her
geldiğimde kaldığım Büyük
Londra oteli. Yüzyıl başındaki o
havayı seviyorum ben… Bosna’da
Başçarşı turistik merkezdir. Alıveriş
yapılabilen yemek yenilebilen bir
merkez… Mesela yemek olarak
kebapçık ünlü yemeğimizdir. Sizin
bildiğiniz İzmir köftesi, Trakya
köftesi gibi. Onların bir sırrı var.
Türkiye’de Saraybosna’ya özgü
yemek yenilen yerler var özellikle
İstanbul’da. Lefkoşa bütün Akdeniz
şehirleri gibi bakımsız… Rum
tarafına gidince de aynı. Fakat her iki
yerde de çok sevdiğim ve gittiğim
yerler var.
TESADÜF DİYE BİR ŞEY YOK
Şehirlerden çıkıp biraz araştırma
konularınıza dönelim. Tasavvuf
alanına ilginiz nasıl başladı?
Ünlü Kazanova’yı bilirsiniz. Zampara
olarak tanınır ama aslında kendi
döneminin 17’nci yüzyılın sonunda
dünyanın ve Avrupa’nın en önemli
entelektüellerinden biriydi.
Aslında öyle bir eğitim görmüş ki,
daha farklı biri olsaydı Papa bile
olabilirdi ya da yüksek seviyeli
asker de olabilirdi. Ancak onu
maceracı ruhu her yere götürmüş,
İstanbul’da bile kalmış. O demiş ki;
“Hayatta en önemli kararlar, aslında
tesadüf gibi görünüyor. Fakat
tesadüf diye bir şey yok. Mutlaka
su yolunu bulur. İşte bana derdi ki;
“Slobodan madem bu kadar akıllı,
niye bu kadar okuyup doktor ya da
mühendis olamış?” Hikaye basit. Ben
4. sınıftayken sinemalarda bir film
oynuyordu. Filmin başında Kuzey
Irak’ta bir Alman arkeolog kazıyor
ve araştırma yapıyordu. Arapça bir
şeyler konuşuyor. Bunu izlediğimde
ben de böyle biri olmak istedim…
SARAYBOSNA ÇARŞISI, Saraybosna / BOSNA HERSEK
Sf.8
1 Şubat 2013
Kara Tren’in Kıbrıs ’
Gülin SAYILAR
Üniversitemiz İletişim
Fakültesi Gazetecilik
Bölümü’nde okuyan
ve Araştırmacı
Gazetecilik dersini
alan öğrencilerimizin,
dönem içinde çeşitli
konularda hazırladığı
haberleri siz okurlarımızla
paylaşmayı sürdürüyoruz.
Öğrencilerimizden ve
aynı zamanda gazetemiz
muhabirlerinden Gülin
Sayılar’ın Kıbrıs’ta tren
tarihçesi hakkında
hazırladığı haberi bu
hafta siz okurlarımızla
paylaşıyoruz.
ıbrıs’a 1905 yılında gelir tren…
Motorlu taşıtların artmasıyla
1951 yılında, 3 milyon 199
bin 934 ton ticari eşya ve 7 milyon
348 bin 643 yolcu taşıdıktan sonra
46 yıllık serüveni biter. İşte bu
araştırmanın konusu da Kıbrıs’ta
trenin olduğu 46 yıl…
anlatıyor. İngiliz Hükümeti’nin,
tüm Osmanlı dönemi boyunca
ithalat ve ihracat için kullanılan
Larnaka ve Omorfo kentleri
arasında demir yolu planladığını
ancak deve ile yük taşıyanların
işsiz kalma tehlikesi olduğunu
söyleyen belediye başkanınca kabul
edilmediğini belirten Bağışkan,
sonunda güzergahın değiştirilerek
Larnaka’dan Mağusa’ya kaydırıldığını
ifade ede ediyor.
GÜZERGAH DEĞİŞİYOR
Kıbrıs’ın tren tarihçesini araştıran
Arkeolog Tuncer Bağışkan,
İngilizlerin adaya ilk geldikleri 1878
yılında Lefkoşa - Larnaka ana yolu
dışındaki yolların patika olduğunu
ve hayvanların çektikleri araba
ve develerle yapılan yolculuklar
için bu yolların yeterli olduğunu
FİNANS KAYNAĞI YETERSİZ
Arkeolog Tuncer Bağışkan, 18781879 yılları arasında Kıbrıs’ın
ilk yüksek Komseri Sir Garnet
Wolseley’in tren yolunu ulaşımını
çok istediğini, ancak İngiltere’nin
Kıbrıs’ta kalış süresi belli olmadığı
ve yeterli finans kaynağı
ayrılmadığından sadece bir proje
K
olarak kaldığını belirtiyor. İkinci
girişimi Kıbrıs’ta görevli bulunan
Sir George Elliot ile Mr. Samuel
Brown’da 1878 -1881 yılları arasında
yaparlar ve başarılı olmazlar.
ÜÇ AYRI ETAPTA TREN YOLU
PROJESİ
Mağusa limanın geliştirilmesi ve
tren yolu projesini hazırlamak üzere
1898 yılında görevlendirilen Kraliyet
Mühendisi Teğmen H.L.Pritchard
hazırladığı raporu 10 mart 1898
yılında hükümete sunar. Kıbrıs’ta
acenta olan Frederick Shelford tren
yolu hattı için Haziran 1903 yılında
hükümete 3 etaptan oluşan fizibilite
raporu sunarak, tren yolunun 1903
yılında yapılmaya başlanmasına
karar verilir. Bu kabulden
sonrasını Bağışkan, “1905 yılında
biten ilk etabında, 58 kilo metre
Sf.9
1 Şubat 2013
’taki yolculuğu
uzunluğundaki Mağusa-Lefkoşa
hattı 2’nci etabında 1905 başlanmış
1907 yılında bitmiş Mehmet Akif
Caddesindeki Kanlıdere Köprüsü,
Ayios Dhometios, Yerolakko ve
Kokkinotrimithia geçip Omorfo’ya
ulaşıyordu. 3’üncü etap 1913
yılında başlandı, 14 Haziran 1915
bitti. 24 kilo metre uzunluğundaki
Güzelyurt-Evrykhou hattıydı. Ancak
1932 yılında Evrykhou devre dışı
bırakılarak Çamlıköy istasyonunun
son durak olarak kullanıldı” diye
anlatıyor.
HIZI 48 KİLO METREYİ
GEÇMİYORDU
Kasım 1905’te her gün iki tren
Mağusa’dan Lefkoşa’ya gidip
gelmeye başlar. Tuncer Bağışkan,
lokomotiflerin buhar gücüyle
çalıştığını ve hızlarının saate sadece
48 kilo metreyi geçmediğini ifade
ediyor. Demiryolları hakkında
ulaştığı belgelerden de örnekler
veren Bağışkan, Kıbrıs Hükümeti’nin
demir yolu için 1905 yılında 199.367
pound harcandığı, Mağusa-Omorfo
arasındaki yolculuğun 4 saat sürdüğü
ve Mağusa Evrykhou arası 10
istasyon bulunduğuna dair ayrıntılı
bilgilerin bulunduğunu anlatıyor.
ESİR, NARENCİYE, ASBEST
Kıbrıs’ın tren yolu macerasının
öğrenilebileceği bir yer de Eski
Eserler Müzesi. Müze yetkililerinin
verdiği bilgilere göre tren yolu,
Omorfo’dan Mağusa’ya narenciye
taşırken, Lefke’deki bakır, krom
ve asbesti de Mağusa limanına
taşıyordu. Tren hattı 1 ve 2’nci
Dünya savaşları ve sonrasında askeri
birlikleri, cephanelikleri Mağusa’dan
Lefkoşa’ya taşımıştı. Bu sebeple
2’inci Dünya Savaşı boyunca Alman
uçaklarının saldırı odağı haline
gelmişti. 1946-1949 yılları arasında
adaya gelen yaklaşık 50.000
dolaylarında Yahudi göçmeninin
de Karaolos toplama kampına
taşınmasında tren yolu kullanıldığı
biliniyor. Mağusa gümrüğüne gelen
malların adaya dağıtılması, Trodos
dağı kerestelerinin kentlere taşınması
ve bazı istasyonlarda telefon telgraf
ve posta hizmetleri verilmesi gibi
pek çok ayrıntı tren yolları aracılığıyla
yapılıyordu.
31.12.1951 PAZARTESİ: SON
YOLCULUK
Arkeolog Tuncer Bağışkan’a göre
trenin adadan kalkmasındaki en
önemli etken motorlu taşıtların
kullanılmaya başlanması ve trenlerin
yayalardan daha yavaş gitmesi…
Yaşlı bir kadın Lefkoşa’dan Mağusa’ya
giden bir kadını Küçükkaymaklı
çıkışında gören makinist onu trene
almak ister. Kadın işinin acele
olduğunu söyleyerek, trenden daha
çabuk gideceğini söyleyerek trene
binmez. Bu hikaye trenin Kıbrıs’taki
son yolculuğunun anısı olarak
anlatılıyor. İngiliz Hükümeti’nin tren
yolu ulaşımını tamamen kapatma
kararı aldığı 31 Aralık 1951 Pazartesi
günü 1 numaralı son lokomotif
Lefkoşa istasyonundan saat 14.47’de
Mağusa’ya doğru son yolculuğu
için hareket eder. Saat 16.38’de
Mağusa’ya ulaşdıktan sonra Tren Yolu
Hangarı’na alınır. Demiryolu seferleri
durdurulduktan sonra demir yolu
hatlarındaki raylar ile diğer tesisatın
sökülmeleri Mart 1953 tarihine
kadar tamamlanır. Yapılan açık
artırma sonucu 1 lokomotif dışında,
10 lokomotif, vagonlar, tren yolu
aksamları, yedek parçalar ve raylar
hurda olarak satılır. Tren yolundan
geriye, anıları, yolcu sayıları ve küçük
öyküleri kalır…
Sf.10
1 Şubat 2013
Üniversite
Mezunl ar
z
Bu hafta “Mezunlarımız” köşesinin
konuğu Barış Şemmedi. Üniversitemiz
Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği
Bölümü’nden 2010 yılında mezun olan
Şemmedi, öğrencilik yıllarını unutamıyor.
“Güzel bir öğrencilik geçirdim, unutamıyorum
ve öğrenciliği, arkada ortamımı çok özlüyorum”
diyen Barış Şemmendi, eğitim aldığı bölümün
öğretim üyelerinden çok şey öğrendiğini belirterek,
“Hocalarımla çok yakındık. Hepsinin üzerimde fazlaca emeği var.
Eğitim hayatım boyunca bana çok şey kattılar,onlara teşekkür
ediyorum” ifadelerini kullanıyor.
10 Nisan2008
21 Mayıs 2012
Haftanın
Fotoğrafı
Fatma TÜRKKOL
Basın
Fotoğrafı
Cankut TAŞDAN
DUYURU
Yakın Doğu öğrencileri ve mezunlarımızın dikkatine,
üniversitemiz gazetesinin “Mezunlarımız” köşesinde
kendiniz veya tanıdığınız mezun arkadaşınızın yer
almasını isterseniz, beğendiğiniz bir fotoğrafınızla
birlikte, isminiz, mezun olduğunuz bölüm, şuan
nerede çalıştığınız veya yükseköğrenime devam
ettiğinizi ve Yakın Doğulu olmanın sizin için ne anlama
geldiğini anlatan birkaç cümleyi [email protected]
adresine gönderebilirsiniz.
İlginiz için teşekkür ederiz...
Yak n Do u Üniversite Gazetesi
3 Haziran 1996
Nostalji
Fotoğrafı
Gazi YÜKSEL
Sf.11
1 Şubat 2013
Ü
niversitemiz Peyzaj Mimarlığı
Bölümü BRT 2 kanalında
yayınlanan “Ekolojik Denge”
programının konuğu oldu. Çelen
Kamburoğlu’nun hazırlayıp
sunduğu programın çekimleri
Babil Bahçeleri fidanlığı-botanik
bahçesinde gerçekleştirildi.
“Bitkiler ve Peyzaj Tasarımı”
konularının tartışıldığı
programda, üniversitemiz Peyzaj
Mimarlığı Öğretim Üyesi Yrd.
Doç. Dr. Özge Özden Fuller,
Öğretim Görevlisi Yüksek Peyzaj
Mimarı Buket Asilsoy ve Peyzaj
Mimarlığı Bölümü öğrencileri
yer aldı. Bitkiler, peyzaj tasarımı
ve ekolojik dengenin önemi
konularında yapılan söyleşi
programı çekimleri sonrasında,
öğrenciler bahçede bulunan
bitkileri inceleyerek bilgi aldı.
--------------------------------------------
Yeni kayıtlar
sürüyor
2
012-2013 Akademik Yılı
Bahar Dönemi’nde ön
lisans ve lisans programlarına
kayıtlar 9 Ocak 2013 tarihinde
başladı. KKTC uyruklu öğrenciler
kontenjanlar dahilinde ilgi
duydukları bölümlere yarı burslu
olarak kayıtlarını yapabilecekler.
Başvurular, yıllık programlar
dışındaki tüm programlara
yapılabilecek. Meslek Lisesi
mezunu KKTC uyruklu
öğrenciler, mevcut bölümlere
ek olarak yeni açılan 2 yıllık Yaşlı
Bakım, Tıbbi Dökümantasyon
ve Sekreterlik, Odyoloji
Teknikerliği, İlk ve Acil Yardım,
Tıbbi Görüntüleme Teknikleri,
Biyomedikal Cihaz Teknolojisi,
Bilgisayar Teknolojileri ve
Programlama ile Anastezi
Programları’na doğrudan kayıt
yapabiliyor. Adaylar, dönemlik
programları barındıran
Fakültelere ve Yüksekokullara da
kayıt yaptırabilecekler. Atatürk
Eğitim, Denizcilik, Fen-Edebiyat,
Güzel Sanatlar ve Tasarım,
İktisadi ve İdari Bilimler, İletişim,
Mimarlık, Mühendislik, Sağlık
Bilimleri, Beden Eğitimi ve Spor
Yüksekokulu ile Turizm ve Otel
İşletmeciliği Yüksekokulu.
--------------------------------------------
Etkinliğin
sonucu mutlu
bir gün
Ü
niversitemiz öğrencileri
Bülent Ecevit Rehabilitasyon
Merkezi’nde kalan yaşlılara
eğlence düzenleyerek hoş bir
gün yaşattı. Halkla İlişkiler ve
Tanıtım Bölümü öğrencilerinden
Ali Kömlek,, Cemal Türkhan,
Yılmaz Cüneyt, Tutku Damla,
Yıldırım Yücel, Hasan Özkan,
Halkla İlişkilerde Uygulama
ve Planma dersi kapsamında
Bülent Ecevit Rehabilitasyon
Merkezi’nde kalan yaşlı insanları
ziyaret ederek, onlara eğlence
düzenledi.
--------------------------------------------
Yüksek lisans
ve doktora
programları
yeni
öğrencilerini
bekliyor
Ü
niversitemiz 2012-2013
Bahar Dönemi için doktora
ve yüksek lisans öğrencisi
alacak. İşte doktora programları
ve kontenjanları: Fen Bilimleri
Enstitüsü: Mimarlık (2), İç
Mimarlık (2), Elektrik-Elektronik
Mühendisliği (1), Makine
Mühendisliği (2). Sağlık Bilimleri
Enstitüsü: Beden Eğitimi ve Spor
(3), Diş Hekimliği Fakültesi’nde
Protetik Diş Tedavisi (2),
Endodonti (2), Restoratif Diş
Tedavisi (2), Ağız Diş ve Çene
Radyolojisi (2), Ağız Diş ve
Çene Hastalıkları Cerrahisi (1).
Eczacılık Fakültesi’nde; Analitik
Kimya (2), Biyokimya (1),
Farmakognozi (2), Farmakoloji
(3), Farmasötik Kimya (1),
Klinik Eczacılık (2). Eğitim
Bilimleri Enstitüsü: Rehberlik ve
Psikolojik Danışmanlık (5), Eğitim
Yönetimi ve Planlaması (5),
Eğitim Programları ve Öğretim
(5), Bilgisayar ve Öğretim
Teknolojileri Eğitimi (5), İngilizce
Öğretmenliği (5). Sosyal Bilimler
Enstitüsü: Uluslararası İlişkiler
AD (2), İşletme AD (2), Bankacılık
ve Finans AD (2), Ekonomi AD
(2),Güzel Sanatlar ve Tasarım AD
(5), İletişim AD (5).
Yüksek Lisans programları
ve kontenjanları: Fen Bilimleri
Enstitüsü: Elektrik-Elektronik
Mühendisliği AD (5), Bilgisayar
Mühendisliği AD (12), Bilişim
Sistemleri Mühendisliği AD
(10), İnşaat Mühendisliği AD (5),
Makine Mühendisliği AD (10),
Biyomedikal Mühendisliği AD
(8), Gıda Mühendisliği AD(8),
Mekatronik Mühendisliği AD
(10), Deniz Ulaştırma ve İşletme
Mühendisliği AD (10), İç Mimarlık
AD (15), Mimarlık AD (15),
Matematik AD (10), Bilgisayar
İşletmeciliği AD (10). Sosyal
Bilimler Enstitüsü: Uluslararası
İlişkiler AD (15), İşletme AD (15),
Bankacılık ve Finans AD (15),
Avrupa Birliği İlişkileri AD (15),
İnsan Kaynakları Yönetimi AD
(15), Ekonomi AD (15), Bilgi ve
Belge Yönetimi AD (5), Pazarlama
AD (15), Uygulamalı (Klinik)
Psikolojisi AD (5),Gazetecilik AD
(10), Halkla İlişkiler ve Tanıtım
AD (15), Radyo, Televizyon ve
Sinema AD (15). Türk Dili ve
Edebiyatı AD (5), İngiliz Dili ve
Edebiyatı AD(15), Turizm ve
Otel İşletmeciliği AD (15), Güzel
Sanatlar ve Tasarım AD (10),
Dramatik Yazarlık AD (3). Sağlık
Bilimleri Enstitüsü bünyesinde
etkinlik gösteren Beden Eğitimi
ve Spor Yüksekokulu’nda
Beden Eğitimi ve Spor AD
(10), Eczacılık Fakültesi’nde
Farmakognozi AD (2), Analitik
Kimya AD (2), Farmasötik Kimya
AD (1), Farmasötik Botanik
AD (1), Farmasötik Teknoloji
AD (2), Biyokimya AD (1),
Farmakoloji AD (3), Toksikoloji
AD (1), Klinik Eczacılık AD (2),
Sağlık Bilimleri Fakültesi’nde,
Besin ve Beslenme Bilimleri AD
(4), Tıbbi Beslenme Tedavisi
AD (4), Hemşirelik AD (5), Tıp
Fakültesi’nde Tıbbi Biyoloji ve
Genetik AD (1). Eğitim Bilimleri
Enstitüsü: Eğitim Yönetimi ve
Planlaması AD (10), Okul Öncesi
Öğretmenliği AD (10), Bilgisayar
ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi
AD(10), Rehberlik ve Psikolojik
Danışmanlık AD (10), Tarih
Eğitimi AD (10), Osmanlıca
Paleografyası AD (10), Halk
Bilimi AD (10), Çevre Eğitimi
AD (5), Türkçe Eğitimi AD (10),
İngilizce Öğretmenliği AD (10),
Eğitim Programları ve Öğretim
AD (10),Özel Eğitim AD (10),
Eğitimde Yaratıcı Drama AD (10),
Resim-İş Eğitimi AD (10).
--------------------------------------------
Yakın Doğu
İlkokulu
birinci
C
umhuriyet Koşularında
kız ve erkeklerde Lefkoşa
Bölgesi birincisi olan Yakın Doğu
İlkokulu öğrencileri, basketbol
müsabakalarının birinci turunda
da hem kızlarda hem de
erkeklerde birinci turu şampiyon
olarak tamamladı.
--------------------------------------------
KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA
KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA
Üniversitemiz
satranç
takımına taze
kan
KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA
KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA KISA
www.neareasthospital.com.tr
DUYURU
Yakın Doğulu akademisyenlerimizin
dikkatine, üniversitemiz gazetesinin
Akademik Bakış isimli sayfasında
yayınlanmak üzere, akademik
alanlarınızla ilgili hazırladığınız
makaleleri okurlarımızla
paylaşmanızı bekliyoruz.
Çalışmalarınızı [email protected]
adresine gönderebilirsiniz.
www.neu.edu.tr
[email protected]
f/universitegazetesi
u/YaknDouGazetesi
Yak n Do u Üniversite Gazetesi
Mühendislik gecesi
Mert METCOOĞLU
Ü
niversitemiz Mühendislik
Fakültesi, Mühendislik Gecesi
düzenledi. Mühendislik fakültesi kafeteryasında yapılan geceye,
üniversitemiz Rektör Yardımcısı Prof.
Dr. Şenol Bektaş ile Rektör Yardımcısı
ve Mühendislik Fakültesi Dekanı
Prof. Dr. Fahreddin Sadıkoğlu’nun
da aralarında bulunduğu tüm
mühendislik bölümleri öğretim
üyeleri ve öğrencileri katıldı. Gece
Bilgisayar Mühendisliği Bölümü
öğrencilerinin kurduğu müzik
grubunun şarkıları, şiir dinletisi ve
yılın şanslı mühendisinin seçimiyle
devam etti.
Sahibi
Yakın Doğu Üniversitesi
Genel Yay n Yönetmen
Fatma TÜRKKOL
M zanpaj
Y t Er Y T
Haber Merkez
Selem KAPLAN, Kadir IRKLI, Halit DAĞ, Mert METCOOĞLU, Uğur AYDIN, Gülin SAYILAR
Download