Akılcılık Felsefe tarihi açısından Akılcılık, 17. yüzyılın

advertisement
Akılcılık
Felsefe tarihi açısından Akılcılık, 17. yüzyılın büyük Akılcı filozoflarının, Descartes, Spinoza ve
Leibniz'in ortak felsefi eğilimlerine verilen addır. Aklın deneyden bağımsız, a priori, zorunlu
bilgiler ortaya koyabileceği savını temellendiren felsefi görüştür. Bilginin temellendirilebilir,
doğrulanabilir, sınanabilir bilginin diğer bilme türlerinden, inançtan, imandan ayrılarak kendi
başına bir şey olmasında, ya da dünyanın "bilgi içinde" bir şey olmasında, dayanağın Akıl olması
da bu gelenekle başlatılabilir. Gerçi teknik anlamda Akılcılığın Akla verdiği yeri diğer felsefi
yaklaşımlar, örneğin deneycilik ve olguculuk paylaşmasa da bunların ortak Akılsallık paydasında,
"bilgi içinde" dünyanın açıklanmasındaki Akılsallık ölçütlerinde birleştikkleri öne sürülebilir.
Son dönemde ise Akılsallığın ve onun dayanağı Aklın evrensel bir başvuru yeri olamayacağı,
evrensel ölçütlerin söz konusu olmadığı yada bunların Akılla temellendirilemeyeceği, hatta Peter
Winch'in ifadesiyle mantıksal ölçütlerin bile toplumsal yaşam biçimleri bağlamından çıktıkları ve
ancak onun içinde anlaşılabileceği, yani "Akla Veda"nın zamanın geldiği savlanan ve göreceliğin
egemen olduğu bir dönem yaşanıyor.
İşte John Cottingham'ın kitabı, bu "veda" edildiği söylenen Aklı kendine dayanak alan Akılcılığın
Eski Yunan'dan günümüze kadar, yalın ve açık bir dille tarihsel bir sunuşunu yapıyor.
Akılcılık
Download