Koroner Arter Dominansı ve Qt Dispersiyonu

advertisement
Demirbağ ve ark.
Van Tıp Dergisi: 8 (3):80-84, 2001
Koroner Arter Dominansı ve Qt Dispersiyonu
Recep Demirbağ*, Hasan Ekim**, Fikret Turan***
Özet:
Amaç: Koroner arter hastalığı (KAH) olanlarda QT dispersiyonunun (QTD) arttığı ve tutulan damar ile
ilgisi olmadığı gösterilmiştir. Bununla birlikte, dominant koroner arter ile QTD arasında ilişki bulunup
bulunmadığı bilinmemektedir. Bu çalışmada, sağ koroner dominantlığı, sol koroner arter dominantlığı
olanlar ve belirsiz dominant olgularda, QTD ile damar dominantlığı arasındaki ilişki egzersiz testi (ET) ile
araştırıldı.
Metod: Çalışmaya, koroner anjiyografi ile, sağ koroner arteri dominant (RCAD) 35 (yaş ort. 47 ± 10 yıl, %
34’ü kadın ), sol koroner arter dominant (LCA) 40 (yaş ort. 50 ± 9 yıl, % 37’si kadın) ve belirsiz dominant
(BD) 30 (yaş ort. 54±13 yıl, % 36.6’sı kadın) olgu alındı. Her üç gruptaki ilaç almayan olgulara
anjiyografiden bir gün sonra ET uygulandı. Asetil-salisilik asid ve nitrat dışında ilaç alan hastaların ilaçları
kesildikten bir hafta sonra efor testi yapıldı.
Bulgular: İstirahat QTD değerleri sağ koroner arter dominant grupta 30 - 90 ms (ortalama 45 ± 9 ms), sol
koroner arter dominant grupta 26 - 83 ms (ortalama 40 ± 14 ms) ve belirsiz dominant grupta 25 - 90 ms
(ortalama 42 ± 11 ms) bulundu. Gruplar arasında istatiksel olarak bir farklılık yoktu (p>0.05). Efor sonrası
QTD değerleri ise RCAD olanlarda 35 - 109 ms (ortalama 57±15 ms), LCAD olanlarda 33 - 84 ms (ortalama
50±13 ms) ve 29 - 88 ms (ortalama 55±11 ms) olarak hesaplandı. Her üç grupta da istirahat halindeki kalp
hızına göre düzeltilmiş QT dispersiyonu (QTcD) arasında istatiksel olarak anlamlı fark olmadığı gözlendi
(RCAD grupta 45±9 ms, LCAD grupta 44±11 ms, BD grupta 43±10 ms, p>0.05). Toparlanma dönemi 3.
dakikasında yapılan ölçümlerde ise QTcD değerlerinin her üç grup arasında benzer oranda artma gösterdiği
ve anlamlı farklılık olmadığı (RCA dominant grupta 67±16 ms, LCX dominant grupta 60±19 ms, BD
dominant grupta 62±17 ms, p>0.05), saptandı.
Sonuç: RCA veya LCA dominantlığı ile BD olan hastalar arasında QTD ve QTcD değerlerinin
istirahat ve efor sonrası 3. dakika ölçümleri arasında anlamlı bir farklılık olmadığı gözlendi. Bu
bulgular QT dispersiyonu üzerine koroner arter hastalığı dominantlığından çok, koroner tutulumun
etkili olduğunu savunan görüşleri desteklemektedir.
Anahtar kelime: dominant koroner arter, QT dispersiyonu, koroner arter hastalığı
QT
dispersiyonu
(QTD),
standart
12
derivasyonlu elektrokardiyogram (EKG) da en
uzun ve en kısa QT intervali arasındaki farklılık
olarak
tanımlanmaktadır.
Ventriküler
repolarizasyondaki
değişmeleri
ve
kalbin
elektriki inhomojenitesini yansıtmaktadır (1,2).
Koroner arterlerin dominantlığı, sol ventrikülün
diyafragmatik yüzü ile interventriküler septumun
arka diyafragmatik yüzünü beslemelerine göre
kabul edilir (3).
İnsanlarda %72 sağ koroner, %10 sol koroner
arter dominant olurken %18 olguda ise iki
koroner arter dengeli bir dağılım gösterdiğinden
dominantlık belirsizdir (4).
* Van Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi
Kardiyoloji Kliniği
** Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Kalp ve
Damar Cerrahisi Anabilim Dalı, Van
*** Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Kardiyoloji
Anabilim Dalı, Van
Yazışma Adresi: Dr. Recep Demirbağ
Van Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi
Kardiyoloji Kliniği
65000 Edremit/VAN
80
QT dispersiyonunun uzun QT sendromu,
hipertrofik kardiyomyopati, akut miyokard
infarktüsü ve konjestif kalp yetersizliği gibi
durumlarda arttığı gösterilmiştir (5-8). Koroner
arter hastalığı (KAH) olanlarda istirahat ve efor
sonrası QTD değerleri KAH olmayanlara göre
anlamlı derecede yüksek ve lezyon yeri ile ilgisiz
olup olmadığı yapılan çalışmalarda bildirilmiştir
(9,10). Bununla birlikte sağ koroner arter
dominantlığı (RCAD), sol koroner arter
dominantlığı (LCAD) veya belirsiz dominantlığı
(BD) olan olgular arasında istirahat ve efor
sonrası QTD ve kalp hızına göre düzeltilmiş QT
(QTcD) hakkında yeterli veri bulunmamaktadır.
Bu çalışmamızda RCAD, LCAD ve BD
durumunda istirahat ve efor testi (ET) sonrası
QTD ve QTcD değerleri arasında bir farklılık
olup olmadığı araştırıldı.
Gereç ve Yöntem
Çalışmamıza hastanemizde Ağustos 2000 ile
Ocak
2000
tarihleri
arasında,
koroner
anjiyografileri yapılmış, RCA dominant olan 35
(yaş ort. 47±10 yıl, % 34’ü
kadın),
LCA
Van Tıp Dergisi, Cilt: 8, Sayı: 3, Temmuz/2001
Koroner Arter Dominansı ve Qt Dispersiyonu
Tablo I. Hasta gruplarının genel özellikleri
RCA Dominant
LCA Dominant
B Dominant
P
(n=35)
(n=20)
(n=30)
Yaş (yıl)
47±10
50±9
54±13
AD
Erkek/Kadın
23/12
15/5
19/11
AD
Sigara içme
18 (%51)
13 (%65)
18 (%60)
AD
Hipekolesterolemi
10 (%28)
5 (%25)
9 (%30)
AD
Hipertansiyon
8 (%22)
6 (%30)
9 (%30)
AD
Diyabetes mellitus
7 (%20)
5 (%25)
5 (%16)
AD
Aile öyküsü
12 (%34)
11 (%55)
13 (%43)
AD
Nitratlar
19 (%54)
14 (%70)
20 (%67)
AD
β-bloker
15 (%43)
10 (%50)
17 (%57)
AD
Risk Faktörleri
İlaçlar
7 (%24)
6 (%30)
7 (%20)
Kalsiyum antagonisti
LCA: sol koroner arter, B: belirsiz dominant arter, RCA: sağ koroner arter , AD: anlamlı deği
AD
Tablo II. İstirahat ve ekzersiz sonrası QT değerleri
İstirahat
Ekzersiz
sonrası 3.
Dakika
RCA Dominant
(n=35)
LCA Dominant
(n=20)
(n=30)
RR
810±63
845±36
820±47
AD
QTmax
375±24
361±19
377±34
AD
QTmin
337±30
340±27
342±35
AD
QTD
45±9
40±14
42±11
AD
QTcmax
409±29
410±25
406±22
AD
QTcmin
359±25
360±29
361±30
AD
QTcD
47±9
44±11
43±10
AD
RR
515±45
526±38
520±40
AD
QTmax
335±16
339±15
340±18
AD
QTmin
284±22
280±19
283±20
AD
QTD
57±15
50±13
55±11
AD
QTcmax
410±20
412±17
409±15
AD
QTcmin
339±20
345±21
349±23
AD
B. Dominant
62±17
60±19
67±16
QTcD
RR: RR aralığı, B: belirsiz, RCA: sağ koroner arter, LCA: sol koroner arter. AD: anlamlı değil
dominant 40 (yaş ort. 50±9 yıl, % 37’si kadın) ve
BD dominant 30 (yaş ort. 54±13 yıl, % 36.6’sı
kadın) hasta olmak üzere 85 olgu alındı.
Konjestif kalp yetersizliği, kalp kapağı hastalığı,
sol ventrikül hipertrofisi, kontrol edilmemiş
hipertansiyon,
diyabetes
mellitus,
atriyal
P
AD
fibrilasyon ve diğer ileti bozukluğu ile
antiaritmik ilaç kullananlar çalışmaya dahil
edilmedi.
Bütün olgulara Burdick T600 efor aletiyle
Bruce protokolü uygulanar treadmil testi yapıldı.
Van Tıp Dergisi, Cilt:8, Sayı:3,Temmuz/2001
81
Demirbağ ve ark.
80
70
QTcD (ms)
60
50
İstirahat QTcD
40
30
Efor sonrası QTcD
20
10
0
RCAD
LCAD
BD
Dominantlık durumu
Şekil-1 İstirahat ve efor sonrası QTcD değişimi
İstirahat ve efor sonrası 3. dakikasında 12
derivasyonlu 50 mm/sn hızda EKG kaydı alındı.
Tüm olgularda ASA ve nitrat dışındaki ilaçları
kesildikten 1 hafta sonra ET yapıldı. Her üç
gruptan da ilaç almayan hastalara anjiyografiden
bir gün sonra ET uygulandı. Angina pektoris, STsegment depresyonu, ciddi aritmiler, hedef kalp
hızına ulaşma, sistolik basınçta 220 mmHg üzeri
yükselme
veya
tansiyonda
düşme
testi
sonlandırma kriteri olarak alındı. Ekzersiz test
esnasında veya toparlanma döneminde J
noktasında 80 ms sonra oluşan >1 mm ve üzeri
horizontal veya downsloping ST segment
depresyonu pozitif olarak kabul edildi. İstirahat
ve
toparlanma
3.
dakikasındaki
alınan
EKG’lerinde QT intervalindeki değişmeler
karşılaştırıldı.
Koroner anjiyografi standart seldinger yöntemi
uygulandı. Koroner anjiyografiler aynı hekim
tarafından değerlendirildi. Her hangi bir
pozisyonda, en az bir damarda ≥%50 darlığı olan
hastalar çalışmaya alındı. Arka inen dal ve arka
sol ventrikül dalı hangi koroner arterden
çıkıyorsa o koroner dominant, her iki koroner
arterde dengeli bir dağılım gösteriyorsa
dominantlık belirsiz olarak kabul edildi.
Çalışmaya alınan hastaların QT mesafesi QRS
kompleksinin başlangıcından T dalgasının inen
kolunun TP hattını kestiği noktayı içine alacak
şekilde büyüteç yardımı ile ölçüldü. İstirahat ve
efor sonrası 3. dakikada 50 mm/sn hızda çekilen
EKG’de QTD, en uzun QT mesafesinden en kısa
QT uzunluğunun farkının alınması ile ve QTcD
de Bazett formülüne göre QT mesafesinin, R-R
mesafesinin saniye cinsinden kare köküne
bölünmesi ile hesaplandı (11).
İstatistiksel değerlendirmede çalışmada elde
edilen sürekli veriler ortalama ± standart sapma
82
olarak ifade edildi. Gruplar arası karşılaştırma
student t testi ile yapıldı. Kategorik veriler Kikare testi ile karşılaştırıldı. P<0.05 istatistiksel
olarak anlamlı kabul edildi.
Bulgular
Tablo-1 de gösterildiği gibi her üç grup
arasında yaş, cinsiyet, risk faktörleri ve
kullandıkları ilaçlar bakımından anlamlı farklılık
yoktu. Hasta gruplarının QTD ve QTcD
değerlendirme sonuçları, efor öncesi ve sonrası 3.
dakikada ölçülen ortalama QTD ve QTcD'leri ve
istatistiksel
karşılaştırmaları
Tablo
2'de
sunulmuştur. İstirahat QTD: sağ koroner arter
dominant grupta 30 - 90 ms (ortalama 45±9 ms),
sol koroner arter dominant grupta 26 - 83 ms
(ortalama 40±14 ms) ve belirsiz dominant grupta
25 - 90 ms (ortalama 42±11 ms) bulundu. Gruplar
arasında önemli bir farklılık yoktu (p>0.05). Efor
sonrası QTD değerleri, RCAD olanlarda 35 - 109
ms (ortalama 57±15 ms), LCAD olanlarda 33 - 84
ms (ortalama 50±13 ms) ve BD olgularda 29 - 88
ms (ortalama 55±11 ms) idi. Eksersiz sonrası 3.
dakikadaki QTcD değerleri RCAD grubunda
67±16 ms, LCAD grubunda 60±19 ms ve BD
grupta 62±17 ms olmasına rağmen istatiksel
olarak anlamlı fark bulunmadı. İstirahat ve efor
sonrası 3. dakikadaki QTcD eğerlerindeki artış
şekil-1 de görülmektedir. Her üç grupta eforla
QTD değerindeki artışın benzer düzeyde olduğu
gözlendi (p>0.05).
Yüzde QTD ve QTcD değişimi benzer olup üç
grup arasında anlamlı bir farklılık saptanmadı
( p>0 .05).
Van Tıp Dergisi, Cilt: 8, Sayı: 3, Temmuz/2001
Koroner Arter Dominansı ve Qt Dispersiyonu
Tartışma
QRS kompleksinin başlangıcından T dalgasının
sonuna kadar olan süre olan QT mesafesi
ventriküler elektriksel sistolü yansıtmakta olup
depolarizasyon ve repolarizasyon toplamıdır.
Ventriküler repolarizasyondaki heterojeniteyi
yansıtır. QTD 12 derivasyonlu EKG’de en uzun
QT mesafesinden en kısa QT mesafesinin
çıkarılması ile hesaplanır(1,2). Artmış QTD
değerlerinin infarktüs sonrası risk sınıflamasında,
ani ölüm ve aritmiye olan eğilim belirlenmesinde
çok önemli bilgiler verdiği belirlenmiştir(12).
Miyokardial iskemi varlığında da QTD'nin arttığı
ve koroner lezyon yeri ile ilişkili olmadığı daha
önce yapılan çalışmalarda gösterilmiştir (9).
Lowe ve ark (10) KAH olanlarda QTD de artış
olduğunu, KAH olmayanlarda QTD artışının
olmadığını ve QTD de uzamanın tutulan koroner
damar sayısı ile ilgisi olmadığını göstermişlerdir.
İstirahat ve efor testi sırasında KAH olanlarda
KAH olmayanlara göre QTD’daki değişmenin
daha belirgin olduğu bildirilmektedir (13).
Bununla birlikte KAH olan kişilerde RCAD,
LCAD ve BD durumunda QTD değerleri arsında
bir ilişki olup olmadığı tam bilinmemektedir. Bu
çalışmada farklı dominantlık durumları olan
olgular arasında istirahat ve efor sonrasındaki
QTD ve QTcD değerleri arasında bir ilişki olup
olmadığını araştırdık. İstirahat QTD ve QTcD
değerleri her üç grupta benzerdi. Efor sonrası 3.
dakikada ölçülen QTD ve QTcD değerleri
belirgin şekilde artış göstermesine rağmen
aralarında anlamlı farklılık bulunmadı. Stoletniy
ve ark (14) üç damar lezyonu olanlarda istirahat
QTD değerlerinin belirgin şekilde uzadığını
göstermişlerdir. Tıkız ve ark (9) damar lezyonu
olanlarda lezyon yeri ile QTD değerleri arasında
bir ilişki olmadığını ve efor sonrası ST çökmeleri
ile QTD değerleri arasında korelasyon olduğunu
belirtmişlerdir.
Ventrikül
repolarizasyonundaki
bölgesel
farklılığın,
ventrikül
repolarizasyonunun
göstergesi olan QT intervalindeki bölgesel
değişimden kaynaklandığı ve akut iskemi
yaratacak olayların iskemik bölgedeki aksiyon
potansiyelinin süresini kısaltarak QT intervalinde
kısalmaya veya QTD da artışa neden olduğu
bilinmektedir (15). İskemi derecesinin QTD ile
ilişkili
olduğu
ve
iskemiyi
düzeltecek
revaskülarizasyonun QTD'yi azalttığı bir çok
çalışmada
gösterilmiştir
(16-19).
Bizim
çalışmamızda da farklı koroner arter dominantlığı
olan olgularda istirahat ve efor sonrası QTD ve
QTcD değerlerinde benzer değişme olması, QTD
ve QTcD değerlerinin dominantlıktan ayrı olarak
iskemi ile ilgili olabileceğini düşündürmektedir.
Çalışmamızın sınırlayıcı faktörlerinin başında
koroner
anjiyografilerinde
dominantlık
değerlendirmelerinin görsel olması nedeniyle
nicel değerlendirme yapılamamasıdır. Bu açıdan
anjiyografileri değerlendirilemeyecek durumda
olanlar çalışma dışında tutulmuştur. Diğer önemli
bir faktör QT mesafesinin her derivasyonda net
olarak ölçülememesi ve efor sonrası OT
ölçümünde görülen zorluklardır. Çalışmamızda
12 derivasyonla ölçülen olgular %60 iken diğer
olgularda 1-2 derivasyon dışında ölçümü
yapılmıştır.
Sonuç
olarak
çalışmamızda
ventrikül
repolarizasyonundaki heterojenite ölçümü olduğu
kabul edilen QT ve QTcD değerlerinde uzamanın
koroner arter dominantlığı ile değişmediği
gözlendi.
QT Dispersion
Dominance
and Coronary Artery
Abstract:
Aim: It has been shown that QT dispersion (QTD) is
increasing in patients with coronary artery disease
(CAD) and there is not a relation with coronary.
However, there is not enough knowledge about
whether there is related or not between dominant
coronary artery and QTD. In this study, at right
coronary artery dominance (RCAD), at left coronary
artery dominance (LCAD) and at uncertain artery
dominance (UCAD) cases; the relation between QTD
and vessel domination was investigated with exercise
stress test (EST).
Method: 35 cases with RCAD (mean age 47 ± 10
years, 34 % of whom women), 40 cases with LCAD
(mean age 50 ± 9 years, 37 % women) and 30 cases
with UCAD (mean age 54±13 years, 36.6 % women)
determined by coronary anjiography have been
enrolled into the study. Exercise stress test has been
carried out to the cases who are not taking medicine
in each of three groups, after one day from
anjiography. EST has been made to the patients who
are taking medicine except nitrates and acetylsalicylic acid one week after medicine has been
stopped.
Results: The rest QTD was found 30 - 90 ms (average
45 ± 9 ms) at RCAD group, 26 - 83 ms (average 40 ±
14 ms) at LCAD group and 25 - 90 ms (average 42 ±
11 ms) at UCAD group. There was not an important
difference between the groups (p>0.05). After EST,
QTD has been calculated 35 - 109 ms (average 57±15
ms) at RCAD, 33 - 84 ms (average 50±13 ms) at
LCAD and 29 - 88 ms (average 55±11 ms) at UCAD.
It has been watched that there isn’t meaningful
difference statistically in rest corrected QTD (QTcD)
in each of the three groups. (at the group of RCAD;
45±9 ms, at LCAD; 44±11 ms, at UCAD; 43±10 ms,
p>0.05). In the measures of the thirth minute after
EST, QTcD increased similarly in each groups and
there is not meaningful differencebetween the groups
Van Tıp Dergisi, Cilt:8, Sayı:3,Temmuz/2001
83
Demirbağ ve ark.
(at RCAD group 67±16 ms, at LCAD group 60±19
ms, at UCAD group 62±17 ms, p>0.05).
Conclusion: Consequently, between patients which is
RCAD, LCAD and patients which is UCAD it has
been observed that QTD and QTcD have not shown a
meaningful difference between the measure of rest
and three minutes after EST. These findings
supported that involved coronary vessel is more
effective than coronary artery dominance on QTD.
10.
11.
12.
Key words: Coronary artery diseases, QT dispersion,
dominate coronary artery
13.
Kaynaklar
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
84
Higham PD, Campbell RWF: QT dispersion. Br
Heart J 1994; 71: 508-10
Surawicz B: Electrophysiologic substrate of
torsades de pointes: dispersion of repolarization
of early after depolarization. J Am Coll Cardiol
1989; 14: 172-84
Schland RC, Alexander RW, Fuster V, Hurst’s
The Heart, Eight Edition, Mc Graw-Hill, Inc.,New
York. 1994, p. 84-89, 973-1083, 1205-1223.
Özcan N: Korner Kalp Hastalıkları; birinci baskı,
Ankara.1997, p.4-8.
Linker NJ, Colonna P, Kekwick CA, et al:
Assessment of QT dispersion in symptomatic
patients with congenital long QT syndromes. Am
J Cardiol 1992; 69: 634-38
Dritsas A, Sbarouni E, Gilligan D, et al: QT
interval
abnormalities
in
hypertrophic
cardiomyopathy. Clin Cardiol 1992; 15: 739-42
Day CP, McComb JM, Matthews J, Campbell
RW: Reduction in QT dispersion by sotalol
following myocardial infarction. Eur Heart J
1991; 12: 423-27
Bonnar CE, Davie AP, Caruana l, et al: QT
dispersion in patients with chronic heart failure: B
blockers are associated with a reduction in QT
dispersion. Heart 1999; 81: 297-302
Tıkız H, Balbay Y, Terzi T, ve ark.: İzole tek
damar koroner arter hastalığında QT dispersiyonu:
14.
15.
16.
17.
18.
19.
tutulan damar ya da lezyon yerleşimi ile QT
dispersiyonu arasında ilişki var mı? Türk
Kardiyoloji Derneği Arşivi, Eylül-2000.
Lowe MD, Rowland E, Grace AA: QT dispersion
and triple-vessel coronary disease. Lancet 1997;
349: 1175-76
Bazett HC. An analysis of the time-relations of
electrocardiogram. Heart. 1920; 7: 353-370
Zareba W, Moss AJ, le Cessie S: Dispersion of
ventricular repolarization and arrhythmic cardiac
death in coronary artery disease. Am J Cardiol
1994; 74: 550-53
Roukema G, Singh JP, Meijs DM, et al: Effect of
exercise-induced ischemia on QT interval
dispersion. Am Heart J 1998; 135: 88-92
Stoletniy LN, Pai RG: Value of QT dispersion in
the interpretation of exercise stress test in women.
Circulation 1997; 96: 904-10
Kleber AG, Janse MJ, Van Capelle FJI, Durrer D:
Mechanism and time course of S-T and T-Q
segment changes during acute regional myocardial
ischemia in the pig heart determined by
extracellular recordings. Circ Res 1978;42: 60313
Teragawa H, Hirao H, Muraoka Y, et: Relation
between
QT
dispersion
and
adenosine
triphosphate Stress Thallium-201 Single-Photon
Emission Computed Tomographic Imaging for
detecting myocardial ischemia and scar. Am J
Cardiol 1999; 83: 1152-6
Stierle U, Giannitsis E, Sheikhzadeh A et al:
Relation between QT dispersion and the extent of
myocardial ischemia in patients with three-vessel
coronary artery disease. Am J Cardiol 1998; 81:
564-8
Yunus A, Gillis AM, Traboulsi M et al: Effect of
coronary angioplasty on precordial QT dispersion.
Am J Cardiol 1997; 79: 1339-42
Altınmakas S, Dağdeviren B, Keser N, Uyan C,
Yıldız S, Pektaş O: QT dispersiyonu üzerine
cerrahi revaskülarizasyonun etkisi. Turk J Cardiol
1999; 2: 99-103
Van Tıp Dergisi, Cilt: 8, Sayı: 3, Temmuz/2001
Download