Untitled - Gazi Üniversitesi Açık Arşiv

advertisement
TÜRK VE KAZAK HUKUKUNDA VATANDAŞLIĞIN ASLİ
KAZANILMASI
Anastassiya KOİGİSHEVA
YÜKSEK LİSANS TEZİ
ÖZEL HUKUK ANABİLİM DALI
GAZİ ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
MART 2017
iv
TÜRK VE KAZAK HUKUKUNDA ASLI VATANDAŞLIĞIN KAZANILMASI
(Yüksek Lisans Tezi)
Anastassiya KOİGİSHEVA
GAZİ ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
Mart 2017
ÖZET
Kişiler nerede bulunursa bulunsunlar sosyal ve ekonomik yaşamlarında hukuki bağın önemi
tartışmasızdır. Kişi ile devlet arasındaki hukuki bağı vatandaşlık bağı belirlemektedir.
Vatandaşlık bağı ile bağlı kılınan kişi, devlet tarafından dünyanın her yerinde koruma altına
alınmaktadır. Söz konusu devletin sağladığı güvence altında kişiler yaşamlarını diledikleri gibi
sürdürmektedirler. Devletler vatandaşlığın kazanılması ve kaybına ilişkin esas ve şartları ulusal
yasalarla düzenlemektedir. Bununla birlikte, vatandaşlığa ilişkin ulusal yasalar üzerindeki
milletlerarası sözleşmeler de etki oluşturmaktadır. Çalışmada Türk ve Kazak vatandaşlık
kanunları çerçevesinde asli vatandaşlığın kazanılmasına ilişkin yasal düzenlemeler izah
edilmiştir. Esas itibariyle, her iki ülke bakımından günümüz vatandaşlık kanunlarının temelini
oluşturan asli vatandaşlığın gelişim süreci ve yürürlükteki vatandaşlık kanunları dikkate
alınmıştır.
Bilim Kodu
: 501
Anahtar Kelimeler
Sayfa Adedi
: Hukuki bağ, Vatandaşlık, vatandaşlık kanunları, Türk hukuku, Kazak
hukuku, asli vatandaşlığın kazanılması.
: 87
Danışman
: Prof. Dr. Feriha Bilge TANRIBİLİR
v
TURKISH AND KAZAKHSTAN FORMAL CITIZENSHIP LAWS
(M. Sc. Thesis)
Anastassiya KOİGİSHEVA
GAZİ UNIVERSITY
GRADUATE SCHOOL OF SOCIAL SCIENCES
March 2017
ABSTRACT
The role of citizenship is undisputable in spite of that where he or she lives. Binding between
state and citizen is established by citizenship bond. Person who affiliates with the binding of
citizenship, it is protected by state through every part of the world. Under state protection,
citizens continue their live as they desire. States regulate the issue of the condition of
acquisition and loss of citizenship by law. The impact of international agreement on citizenship
is also important for national citizenship law. In this study, it is explained the acquisition of
formal citizenship related to Turk and Kazak citizenship laws. Substantially, it is evaluated that
those countries historical and current formal citizenship laws.
Science Code
Key Words
Page Number
Supervisor
: 501
: legal binding, citizenship, citizenship law, Turkish law, Kazak law,
acquisition of formal citizenship.
: 87
: Prof. Dr. Feriha Bilge TANRIBİLİR
iv
İÇİNDEKİLER
Sayfa
ÖZET ..............................................................................................................................
iv
ABSTRACT ....................................................................................................................
v
İÇİNDEKİLER ...............................................................................................................
iv
KISALTMALAR ............................................................................................................
viii
GİRİŞ ..............................................................................................................................
1
1. BÖLÜM
VATANDAŞLIK HUKUKUNUN TEMEL MESELELERİ
1.1. Vatandaşlık Kavramı .............................................................................................
3
1.2. Vatandaşlık Hukukunun Temel İlkeleri ................................................................
6
1.2.1. Herkesin Mutlaka Bir Vatandaşlığı Olmalıdır .................................................
8
1.2.2. Herkesin Sadece Bir Vatandaşlığı Olmalıdır ...................................................
10
1.2.3. Kişi Vatandaşlığını Değiştirmede Özgür Olmalıdır .........................................
12
1.3. Vatandaşlık Hukukunun Kaynakları .....................................................................
13
1.3.1. Türk Vatandaşlık Hukukunun Kaynakları .......................................................
14
1.3.2. Kazak Vatandaşlık Hukukunun Kaynakları .....................................................
15
1.4. Vatandaşlık Hukukunun Anayasal İlkeleri ............................................................
16
1.4.1. Türk Vatandaşlık Hukukunun Anayasal İlkeleri ..............................................
18
1.4.2. Kazak Vatandaşlık Hukukunun Anayasal İlkeleri ...........................................
20
1.5. Vatandaşlığın Asli Kazanılması ............................................................................
22
1.5.1. Kavram .............................................................................................................
22
1.5.2. Vatandaşlığın Asli Kazanılması Yolları...........................................................
23
1.5.2.1. Soybağı Esası ile Vatandaşlık Kazanma ..................................................
24
1.5.2.2. Toprak Esası ile Vatandaşlık Kazanma ....................................................
25
v
Sayfa
2. BÖLÜM
VATANDAŞLIĞIN SOY BAĞI ESASI İLE KAZANILMASI
2.1. Türk Vatandaşlık Hukukunda Soybağı Esası ........................................................
27
2.1.1. Tarihi Gelişim ..................................................................................................
27
2.1.1.1. Osmanlı Hukukunda .................................................................................
27
2.1.1.2. Türk Hukukunda .......................................................................................
28
2.1.1.2.1. 23 Mayıs 1928 Tarih ve 1312 Sayılı Türk Vatandaşlık Kanunu .......
28
2.1.1.2.2. 11.02.1964 Tarih ve 403 Sayılı Türk Vatandaşlık Kanunu ................
29
2.1.1.2.3. 28.05.2009 Tarih ve 5901 Sayılı Türk Vatandaşlık Kanunu ..............
30
2.1.2. 5901 Sayılı Türk Vatandaşlık Kanununa Göre Soybağı Esası .........................
31
2.1.2.1.Türk Hukukunda Soybağının Kurulması...................................................
31
2.1.2.1.1. Evlilik ..................................................................................................
32
2.1.2.1.2. Tanıma.................................................................................................
34
2.1.2.1.3. Babalık hükmü ...................................................................................
35
2.1.2.2. Soybağı Esasıyla Vatandaşlığın Kazanılması ..........................................
37
2.1.2.2.1. Türk vatandaşı anadan doğan çocuklar ...............................................
37
2.1.2.2.2. Türk vatandaşı babadan doğan çocuklar .............................................
38
2.1.2.2.3. Evlilik birliği içinde doğan çocuklar ...................................................
38
2.1.2.2.4. Evlilik birliği dışında doğan çocuklar .................................................
39
2.1.2.3. Usulü.........................................................................................................
40
2.1.2.3.1. Yurt içinde doğan çocuklar .................................................................
41
2.1.2.3.2. Yurt dışında doğan çocuklar ...............................................................
41
2.1.2.4. Soybağı Esasıyla Türk Vatandaşlığını Kazanmaya İlişkin Bazı
Hususlar ...................................................................................................
42
2.1.2.4.1. Vatandaşlığın kazanma anı .................................................................
42
2.1.2.4.2. Seçme hakkını kullanarak Türk vatandaşlığından ayrılma imkânı .....
43
vi
Sayfa
2.2. Kazak Hukukunda Soybağı Esası ..........................................................................
44
2.2.1. Tarihi Gelişimi .................................................................................................
44
2.2.1.1. Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği Döneminde Vatandaşlık ............
45
2.2.1.1.1. Genel olarak ........................................................................................
45
2.2.1.1.2. 1924 tarihli ve 1938 tarihli SSCB Vatandaşlık Kanunu .....................
48
2.2.1.1.3. 1977 tarihli SSCB Vatandaşlık Kanunu ..............................................
50
2.2.1.2. 1991 tarihli Kazak Vatandaşlık Kanunu...................................................
53
2.2.2. Soybağı Esası ...................................................................................................
54
2.2.2.1. Kazak hukukunda soybağının kurulması..................................................
54
2.2.2.1.1. Evlilik ..................................................................................................
54
2.2.2.1.2. Tanıma.................................................................................................
55
2.2.2.1.3. Babalık hükmü ....................................................................................
56
2.2.2.2.Vatandaşlığın soybağı esasıyla kazanılması ..............................................
57
2.2.2.2.1. Evlilik birliği içinde veya dışında ana veya babanın ikisinin de
Kazak vatandaşı olması ......................................................................
57
2.2.2.2.2. Kazak vatandaşı ana veya babadan doğan çocuklar ...........................
57
2.2.2.2.3. Evlilik birliği içinde doğan çocuğun ana veya babasının Kazak
vatandaşı olması .................................................................................
59
2.2.2.3. Usulü.........................................................................................................
60
2.2.2.4. Soybağı esasıyla vatandaşlık kazanma hüküm ve sonuçları ....................
61
2.2.2.4.1. Vatandaşlık kazanma anı.....................................................................
61
2.2.2.4.2. Seçme hakkı yoluyla Kazak vatandaşlığından ayrılma imkânı...........
61
3. BÖLÜM
TOPRAK ESASIYLA VATANDAŞLIĞIN KAZANILMASI
3.1. Türk Vatandaşlık Hukukunda Toprak Esası ..........................................................
63
3.1.1. Tarihi Gelişimi .................................................................................................
64
3.1.2. Toprak Esası İle Vatandaşlığın Kazanılmasının Şartları ................................
65
vii
Sayfa
3.1.2.1. Türkiye’de Doğmuş Olma ........................................................................
65
3.1.2.1.1. Genel olarak ........................................................................................
65
3.1.2.1.2. Türkiye’de bulunmuş çocuklar ...........................................................
66
3.1.2.2. Çocuğun ana ve babasının vatandaşlığını kazanmamış olması ................
67
3.1.3. Usulü ................................................................................................................
67
3.1.4. Toprak esasıyla vatandaşlığı kazanma hüküm ve sonuçları ............................
68
3.1.4.1. Vatandaşlık Kazanma anı .........................................................................
69
3.1.4.2. Seçme hakkını kullanarak Türk vatandaşlığından ayrılma imkânı ..........
69
3.2. Kazak Vatandaşlık Hukukunda Toprak Esası .......................................................
71
3.2.1. Tarihi Gelişimi .................................................................................................
71
3.2.2. Toprak Esası İle Vatandaşlığın Kazanılmasının Şartları .................................
72
3.2.2.1. Kazakistan’da Doğmuş Olma ...................................................................
72
3.2.2.1.1. Genel olarak ........................................................................................
72
3.2.2.1.2. Kazakistan’da bulunan çocuklar .........................................................
72
3.2.2.1.3. Kazakistan’da ikametgâh sahibi vatansız ana babanın çocuğu olma ..
73
3.2.3. Usulü ................................................................................................................
74
3.2.4. Toprak Esasıyla Vatandaşlık Kazanma Hüküm ve Sonuçları ..........................
74
3.2.4.1. Vatandaşlık Kazanma Anı ........................................................................
74
3.2.4.2. Seçme Hakkını Kullanarak Kazak Vatandaşlığından Ayrılma İmkânı ....
75
SONUÇ ...........................................................................................................................
77
KAYNAKÇA ..................................................................................................................
81
ÖZGEÇMİŞ ....................................................................................................................
87
viii
KISALTMALAR
Bu çalışmada kullanılmış kısaltmalar, açıklamaları ile birlikte aşağıda sunulmuştur.
Kısaltmalar
Açıklamalar
a.g.e.
Adı Geçen Eser
a.g.m.
Adı Geçen Makale
AÜEHFD
Atatürk Üniversitesi Erzincan Hukuk Fakültesi Dergisi
AÜHFD
Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi
Bkz.
Bakınız
BM
Bileşmiş Milletler
c.
Cilt
CİEC
Milletlerarası Ahvali Şahsiye Komisyonu (Commission
Internationale de l'Etat Civil)
Çev.
Çeviren
DEÜHFD
Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi
Ed
Editör
EÜHFD
Erzincan Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi
İBD
İstanbul Barolar Dergisi
İBUY
İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları
KEAK
Kazak Evlilik ve Aile Kanunu
KMK
Kazak Medeni Kanunu
KVK
Kazak Vatandaşlık Kanunu
KYŞ
Kazak Yüksek Şurası
m.
Madde
MB
Mülkiyeliler Birliği
MHB
Milletlerarası Hukuk ve Milletlerarası Özel Hukuk Bülteni
MÖHUK
Milletlerarası Özel ve Usul Hukuku Hakkında Kanun
RG
Resmi Gazete
S
Sayı
s.
Sayfa
SB
Sovyetler Birliği
SSCB VK
Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği Vatandaşlık Kanunu
ix
Kısaltmalar
Açıklamalar
SSCB
Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği
TBB
Türkiye Barolar Birliği
TMK
Türk Medeni Kanunu
TVK
Türk Vatandaşlık Kanunu
TVKUY
Türk Vatandaşlığı Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik
UAD
Uluslararası Adalet Divanı
USA
The United States of America
USSR
The Union of Soviet Socialist Republics
VK
Vatandaşlık Kanunu
Vol
Volume
YBD
Yönetim Bilimleri Dergisi
Yön
Yönetmelik
YSD
Yüksek Sovyet Divanı
1
GİRİŞ
Günümüzde kişilerin bulundukları ülkelerdeki sosyal ve ekonomik yaşamlarında hukuki
bağlarının tespit edilmesi son derecede önemlidir. Şöyle ki birey vatandaşlığını taşıdığı ülke
korumasından yararlanma hakkı olmakla birlikte söz konusu ülke açısından önem taşıyan
belli yükümlülükleri yerine getirmeye de üstlenmektedir. Bu karşılıklı yükümlülükler birey
ve ülke arasında vatandaşlık bağını oluşturmaktadır. Bu konuda ulusal çıkarlarını göz
önünde bulunduran ülkeler vatandaşlığa ilişkin çeşitli düzenlemeler yapmaktadırlar.
Vatandaşlığın kazanılmasında kabul edilen başlıca esas asli vatandaşlık veya doğumla
kazanılan vatandaşlıktır. Bu yolla kazanılan vatandaşlık bireyin isteğine bağlı olmadığı halde
ana babaya bağlı olarak veya doğum olgusuna dayanılarak kazanılmaktadır. Asli vatandaşlık
bağlamında soy bağı esasına dayalı olarak kazanılan vatandaşlığa ilk derece vatandaşlık
denilmektedir. Soy bağına bağlı olarak kazanılan vatandaşlıkta çocuğun ana babasının veya
ana babasının birisinin vatandaşlığı esas alınmaktadır. Doğum yeri esasına bağlı olarak
kazanılan vatandaşlık ise ikinci derece vatandaşlık olarak ifade edilmektedir1. Doğum yeri
esası veya toprak esası olarak bilinen bu vatandaşlık kazanma yolunda çocuğun doğduğu yer
önem taşımaktadır2.
Çalışmamızda Türk ve Kazak vatandaşlık kanunları esas alınarak asli vatandaşlığın
kazanılmasına ilişkin düzenlemeler incelenecektir. Türk vatandaşlık hukuku mevzuatında
Osmanlı İmparatorluğundan günümüze kadar olan süreçte vatandaşlığa ilişin birtakım
düzenlemeler yapılmıştır. Düzenlemelerde devlet ve şahıs menfaatini dengede tutan
vatandaşlık yasası yapmaya yönelik çalışmalar sürdürülmüştür. Türkiye Cumhuriyetinde
2009 yılında 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu kabul edilmiştir.
Bağımsızlık sonrası Kazak hukukunda vatandaşlık konularını düzenleme oldukça yeni bir
konu olduğu söylenebilir. 1991 yılında bağımsızlığını duyuran Kazakistan ekonomik, siyasi
ve sosyal alanlarda ciddi değişimlere gitmiştir. Gelişmeleri takiben Kazak mevzuatında da
önemli gelişmeler yaşanmıştır. Bu bağlamda yapılan yasal düzenlemelerde şahıs menfaati
Nomer, E. (2015). Türk Vatandaşlık Hukuku, 21.Baskı, İstanbul, s.52, Doğan, V.(2016). Türk Vatandaşlık
Hukuku, 13.Baskı, Ankara., s.31.
2
Doğan, V, a.g.e, s.31.
1
2
öne çıkmıştır. Kazakistan Cumhuriyeti bağımsızlık sonrası 1991 tarihinde ilk vatandaşlık
yasası hazırlanmıştır.
Türk ve Kazak hukuklarında asli vatandaşlığın kazanılması adını taşıyan tez çalışmamız üç
bölümden oluşmaktadır.
Vatandaşlık hukuku açısından önem taşıyan bir takım temel ilkeler var ki bu ilkeler ülke
vatandaşlık yasalarının özünü oluşturmaktadır. Bu ilkeler evrensel ilke haline gelmiş ve
günümüzde az ya da çok ulusal vatandaşlık yasalarına yansıtılmaktadır. Bu sebeple ilk olarak
vatandaşlık hukukunu esasını oluşturan temel kavram ve ilkeler üzerinde durulması isabetli
olacaktır. Bu bakımımdan ilke bölümde, vatandaşlık hukukunun temel meseleleri
bağlamında vatandaşlık kavramı, vatandaşlık hukukunun temel meseleleri, vatandaşlık
hukukunun kaynakları, vatandaşlık hukukunun anayasal ilkeleri, vatandaşlığın asli
kazanılması incelenecektir.
Konumuzun ana odak noktası Türk ve Kazak Vatandaşlık hukuku bakımından aslı
vatandaşlığın kazanılması olduğuna göre her iki ülke vatandaşlık konusunun yasalaşma
sürecinin tarihi gelişimi üzerinde durulması gerekir. Bu bağlamda ikinci bölümün birinci
kısmında Türk hukuku açısından soybağı esası irdelenecektir. Bu kısımda Türk vatandaşlık
kanunlarının tarihi gelişimi ve günümüzde yürüklükte olan Türk vatandaşlık kanunundan
söz edilecektir. Aynı şekilde, ikinci bölümün ikinci kısmında Kazak hukukunda vatandaşlık
hukukunun tarihi gelişim süreci ve günümüzde mevcut Kazak Vatandaşlık Kanununda
düzenlenen soybağı esası yoluyla Kazak vatandaşlığını kazanma izah edilecektir.
Üçüncü ve son bölümde ise toprak esasıyla vatandaşlığın kazanılması incelenecektir.
Bölümün ilk kısmında Türk hukukunda toprak esası hakkında bilgi verilip, ardından Türk
hukukunda toprak esası ile vatandaşlık kazanma şartları, usulü, toprak esasıyla vatandaşlığı
kazanma hüküm ve sonuçları incelenecektir. Üçüncü bölümün ikinci kısmında, söz konusu
konular karşılaştırmalı olarak Kazak hukuku açısından irdelenecektir.
3
1. BÖLÜM
VATANDAŞLIK HUKUKUNUN TEMEL MESELELERİ
1.1. Vatandaşlık Kavramı
Birey sahip olduğu vatandaşlığıyla toplumun bir parçasını oluşturduğuna göre, günümüzdeki
milletlerarası hukukta kullanılan anlamda bir devlete aidiyeti belirleyen vatandaşlık henüz
kişiye ait bir özellik olarak mevcudiyetini korumaktadır3.
Doktrinde vatandaşlık milliyet, tabiiyet, uyrukluk, yurttaşlık gibi farklı kavramlarla ifade
edilmektedir4. Anılan kavramalar içinde tabiiyet ve vatandaşlık kavramları yaygın şekilde
kullanılmaktadır. Tabiiyet kavramı “bir kişi (gerçek ve tüzel kişi) veya şeyi (gemiler ve hava
gemileri) devlete bağlayan bağ ” şeklinde ifade edilirken vatandaşlık kavramı “gerçek
kişileri devlete bağlayan bağ”5 olarak tanımlanmaktadır.
Görülüğü üzere, tabiiyet kişi ile devlet arasında karşılıklı hak ve yükümlülükleri ifade eden
hukuksal bağ olarak tanımlanmaktadır. Tanımda geçen kişi kavramı gerçek ve tüzel kişiler
açısından önem taşıdığı belirtilmelidir6. Dolaysıyla, söz konusu bağ kapsamı her ülkenin
ulusal mevzuatı yanı sıra uluslararası anlaşmalarda da düzenlenmektedir. 6 Kasım 1997
tarihli Vatandaşlığa Dair Avrupa Sözleşmesi’nde7 de vatandaşlığın kişi ile devlet arasında
hukuki bağın belirleyici olduğu ortaya konulmuştur.
Vatandaşlık kavramını oluşturan ana unsurların belirlenmesinde milletlerarası ve ulusal
mahkemelerin, özellikle Milletlerarası Adalet Divanı’nın özel bir yeri vardır. Milletlerarası
Nomer, E, a.g.e, s.3, Doğan, V, a.g.e, s.4, Güngör, G.(2016). Tabiiyet Hukuku, 4.Baskı, s.1
Doğan, V, a.g.e, s.4, Nomer, E, a.g.e, s.3, Erdem, B.(2014). Türk Vatandaşlık Hukuku, 4.Baskı, İstanbul,
s.24.
5
Doğan, V, a.g.e, s.4. Vatandaşlık kavramı ile ilgili tanımlar için bkz. Berki, O, F.(1951). Türk Vatandaşlığı
Kanunun Aslı Tabiiyete Müteallik Hükümleri, AÜHFD, C.VIII, S.1-2, s.146, Fişek, H.(1959). Türk
Vatandaşlık Hukuku, Ankara, s.3, Göğer, E.(1979). Türk Tabiiyet Hukuku, 4.Baskı, Ankara, s.5, Uluocak,
N.(1986). Türk Vatandaşlık Hukuku, İstanbul, s.6, Aybay, R.(2008). Vatandaşlık Hukuku, 3.Baskı, İBUY,
İstanbul, s.100, Güngör, G.(2016). Tabiiyet Hukuku, 4.Baskı, s.1, Nomer, E, a.g.e, s.5
6
Doğan, V, a.g.e, s.6, Güngör, G, a.g.e, s.6, Nomer, E, a.g.e, s.7, Erdem, B, a.g.e, s.24.
7
Sözleşmenin Türkçe ve İngilizce metni için bkz: http://www.nvi.gov.tr/mevzuat/mevzuat/milletlerarasıs%C3%B6zslemeler, Erişim: 14.02.2016.
3
4
4
Adalet Divanı’nın Nottebohn kararında8 da vatandaşlık tanımı yapılmıştır. Kararda yer alan
tanıma göre, vatandaşlık “temelinde bir toplumsal bağlılık vakası, karşılıklı hak ve
görevlerle birlikte gerçek bir varlık, menfaat, ilgi ve duygu dayanışması yaratan bir hukuki
bağ ” dır. Bir kişi ile bir Devlet arasındaki ne tür bir bağın etkili bağ olarak tanınmasını
belirlemek için sağlam ölçütler oluşturması gerekir. Adalet Divanı tarafından verilen kararda
vatandaşlığın tespitine yönelik üç önemli noktaya işaret etmiştir. “Bunlar, ferdin vatandaş
sayılması için sahip olması gereken koşulları gösteren hukuki ilişki yani vatandaşlığın şekli
içeriği, ferdin hak ve görevlerini gösteren hukuki statü yani vatandaşlığın maddi içeriği ve
ferdin belli bir devletin halkına diğer devletlerin halklarından daha sıkı bir bağla bağlı
bulunmasını ifade eden vatandaşlığın gerçekliği ilkesidir”.
Nottebohn kararına ilişkin incelemede bulunan birkaç yazar bahse konu sıkı vatandaşlık
bağının vatandaşlığın kazanılmasına ilişkin geleneksel ölçütlerle belirlenmesi gerektiğini
ileri sürmüşler. Bunlar toprak esası (jus soli) ve kan esası (ius sanguinis) dır. Anılan iki
geleneksel ölçüt devletlerce sıklıkla benimsenen yurttaşlık kuralları olarak düşünülebilir.
Münhasır olmamakla birlikte vatandaşlık kazanmaya ilişkin kuralları bu ölçütler
çerçevesinde oluşturan bir devletin etkin bağ teorisine elverişli olduğu oldukça güvenilir
gözükmektedir9.
Alman Anayasa Mahkemesi vatandaşlığı hukuki statü olarak bir siyasi topluluğa üyelik
şeklinde tanımlamıştır. Vatandaşlık, yasal gereklilik olarak, bir taraftan kişiler arasındaki
görevlerin eşit şekilde paylaşılması için eşitlik statüsü uygularken diğer taftan devletin
egemenliğini oluşturan meşruiyetin özel kaynağı olarak ortaya çıkmaktadır 10.
Vatandaşlığın uluslararası ilişkilerde belirleyici bir faktör olduğu dikkate alındığında
egemen devlet kavramıyla yakından ilgili olduğunu görüyoruz. Küreselleşme sürecinde
birbirine bağımlı dünya ve değişen egemenlik algısı vatandaşlığın sınırlayıcı işlevini
kaybettirmiş durumdadır. Şöyle ki, artık vatandaşlık sadece ve sadece kişi ve devlet
arasındaki bir hukuki bağ olarak kabul edilmemektedir. Sınır ötesi vatandaşlık için henüz bir
işaret olmamasına rağmen devletlerin birden fazla topluluk üyeliğini (vatandaşlığını)
Uluslararası Adalet Divanı, Nottebohm Davası, Liehtenstein v.Guatemala, http://www.icj
cij.org/docket/files/18/9009.pdf. Karara ilişkin değerlendirmeler için bkz. Unat, İ. (1966). Nottebohm Kararı
ve Tabiiyetin Gerçekliği İlkesi, Ankara, s. 21.
9
Matias, G.(2016). Citizenship as a Human Right: Fundamental Right to a Specific Citizenship, London, s.54.
10
Alıntı Bauböck, R, Ersboll, E, (2006). Acquisition and Loss of Nationality: Policies and Trends in 15
European States, Amsterdam University Press, Amsterdam, s.100.
8
5
tanıdığı aşikârdır. Çifte vatandaşlık sayısındaki artış ve devletlerin çok vatandaşlık ile ilgili
tutumunun değişmesi geleneksel vatandaşlık algılamalarında değişime işaret etmektedir11.
Özetle, “vatandaşlık, devletin tek taraflı, egemenlik hakkını kullanarak, koşullarını ve
hükümlerini saptadığı bir hukuki statüyü gerçekleştiren fert ile arasında kurulan bir hukuki
bağ”12 olarak tanımlanabilir.
Devletler egemenliği altındaki toplumu kendi egemenlik yetkisine dayanarak getirdiği özel
kanunlarla belirlemektedirler. Söz konusu özel kanunların temelini ulusal vatandaşlık
kanunları oluşturmaktadır. Ulusal vatandaşlık kanunları vatandaşlığa ilişkin meselelerin
ulusal boyutunu düzenlemektedir13. Devletler vatandaşlık kanunlarını hazırlamada muhtelif
ülke vatandaşlık mevzuatını, milletlerarası sözleşmeleri ve vatandaşlığa ilişkin temel ilkeleri
esas almaktadırlar. Milletlerarası sözleşmelerde devletlerin egemenlik haklarını sınırlayıcı
nitelikteki herhangi bir geçerli kural olmadığından devletler kendi egemenlik haklarına
dayanarak
ulusal
çıkarlarını
göz
önünde
bulundurduğu
halde
düzenlemeler
yapmaktadırlar14.
Vatandaşlığın ulusal mevzuata tabi tutulduğu dikkate alındığında Türk ve Kazak hukukunda
vatandaşlığa ilişkin yapılan kavramlara değinmemiz yararlı olacaktır.
Türk Anayasasının15 66.maddesine göre “Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan
herkes Türktür”. Kazak hukukunda yapılan vatandaşlık tanımında genel tanımla
yetinilmiştir. Kazak Medeni Kanunu’nun16 ilk bölümünde vatandaşlık tanımı üzerinde
11
Hailbronner, K.(2006). Nationality in Public International Law and European Law, Acquisition and Loss of
Nationality Volume 1: Comparative Analyses, Amsterdam University Press, Amsterdam, s.2. Spiro, P.(2011).
A Internatıonal Law of Citizenship, The American Journal of Internatıonal Law, 105(4), s.695.
12
Berki, O, F.(1951). a.g.e, s.146, Uluocak, a.g.e, s.6, Aybay, a.g.e, s.12, Doğan, a.g.e, s.6, Güngör, G, a.g.e,
s.1-2.
13
Doğan, V.(2015). Türk Vatandaşlık Hukuku (5901 Sayılı Kanuna Göre Güncellenmiş), 12.Baskı, Ankara,
s.3
1930 tarihli Uyrukluk Yasalarının Çatışmasıyla ilgili Bazı Sorunlara ilişkin Lahey Sözleşmesi’nde vatandaşlık
yasasına ilişkin açıklamada bulunulmuştur13. Sözleşmenin 1.maddesine göre “Bir Devlet tarafından
tanımlanan vatandaşlık yasası, uluslararası sözleşmeler, uluslararası gelenek ve yurttaşlık açısından genel
olarak kabul gören ilkelerle uyumlu olduğu sürece diğer devletler tarafından tanınacaktır”.
14
Doğan, V. a.g.e, s.3. Devletin kendi vatandaşlarını belirleme yetkisi “mahfuz ya da münhasır yetki”
denilmektedir. Söz konusu yetki kapsamı ve sınırları için bkz. Güngör, a.g.e, s.12-13, Uluocak, a, g. e, s.6,
Nomer, E, a.g.e, s. 19, Erdem, B, a.g.e, s.25.
15
RG. 9.11.1982-2709.
16
RG.
27.12.1994-154.
Kanunun
Türkçe
metni
için
bkz:
www.economy.gov.tr/portal/content/conn/.../Kazakistan/.../MEDENİ%20KANUN.doc, Erişim: 22.10.2016.
6
durulmuştur. Buna göre vatandaşlık “kişi ve devlet arasında sağlamlaştırılan sosyal ve siyasi
bağ ” şeklindedir. Söz konusu bağ devlet ve birey arasındaki karşılıklı hak ve
yükümlülüklerden oluşmaktadır. Bu bağlamda kişiler Kazakistan Anayasası17 ve başka ilgili
yasalarla tanınan siyasi, sosyal ve ekonomik haklardan yararlanabilirler. Aynı zamanda her
bir Kazak vatandaşı, Kazakistan Cumhuriyeti Anayasası ve diğer kanunlara uymakla, her
yerde devlet menfaatini savunmakla, devlet bütünlüğünün bozulmaması için devlete destek
olmakla, Kazakistan devleti içinde oturan farklı milletlerin haysiyetine saygılı olmakla,
Kazakistan Cumhuriyeti’nin bağımsızlığının devam etmesine yardım etmekle, yükümlü
tutulmuştur18.
1.2. Vatandaşlık Hukukunun Temel İlkeleri
Milletlerarası hukukta vatandaşlığın düzenlenmesi konusunda devletleri sınırlayan
milletlerarası
nitelikte
kurallar
bulunmamasına
karşın,
devletlerin
vatandaşlık
düzenlemelerinde, milletlerarası uygulamada kabul gören bazı ilke ve hedefler mevcuttur19.
Söz konusu ilke ve hedefler ülkelerin vatandaşlığa ilişkin düzenleme yetkisini
kısıtlamamakla birlikte ülkelere devlet ve şahıs açısından önem taşıyan ilke ve hedeflere
erişilmesi için ışık tutmaktadır. Böylece, uluslararası düzeydeki vatandaşlığa ilişkin
sözleşmeler devlet ve şahıs menfaatleri arasındaki ince dengeyi belirli bir düzeyde
korumaktadır.
Vatandaşlık hukukunun temel ilkeleri veya vatandaşlığın klasik ilkeleri, Milletlerarası
Hukuk Enstitüsünün 1985’te gerçekleştirilen, Cambridge toplantısı diye bilinen toplantı
sonucunda ortaya çıkan tavsiye niteliğindeki kararda yer alan ilkelerdir20.
Doktrindeki bir görüşe göre vatandaşlık hukukunun temel ilkeleri yanı sıra devletlerin
vatandaşlığa ilişkin yasal düzenleme getirme yetkisini “sınırlayıcı nitelikte” olmasıyla
birlikte devletler vatandaşlık konusunda düzenleme yaparken “diğer devletlerin
RG.28.01.1993-83. Türkçe metin için bkz:
http://www.turk-pa.org/documents/turk-t.pdf, Erişim:
22.10.2016.
18
Sapargaliyev, K. (2002). Konstitutsionnoe Pravo Respubliki Kazahstan (Kazakistan Cumhuriyeti Anayasa
Hukuku), Almatı, s. 86-87.
19
Çelikel, A. (2016). Milletlerarası Özel Hukuk, 14. Baskı, İstanbul, Beta Yayınları, 2000, s. 17,Göğer, E,
a.g.e, s.16, Fişek, H, a.g.e, s.18, Uluocak, N, a.g.e, s.11, Doğan, V, a.g.e, s.25, Güngör, G, a.g.e, s.19, Erdem,
B, a.g.e, s.19
20
Güngör, G, a.g.e, s.20, Doğan, V, a.g.e, s.25, Nomer, E, a.g.e, s.29, Erdem, B, a.g.e, s.12. Ayrıntılı bilgi için
bkz.
The International
Law
Institute,
web:
http://justitiaetpace.org/resolutions_chrono.php?start=1985&end=1991, Erişim: 12.10.2016.
17
7
egemenliğine ve haklarına saygı”, “hakkın kötüye kullanılmaması”, “hüsnüniyet ilkesi”,
“makul ölçülere bağlı kalmak zorunluluğu”, “milletlerarası toplumun menfaatlerini
zedelememek zorunluluğu” gibi hususları dikkate almalıdırlar21.
Yukarıda işaret edilen direktif ilkelerle birlikte, Uluslararası Adalet Divanı tarafından
benimsenen “vatandaşlığın geçerliliği” ilkesi de vardır22. Anılan ilke 6.04.1955’de UAD’na
taşınan gerçek vatandaşlığın tespitine ilişkin olayda hüküm altına alınmış ve hemen hemen
tüm ülkeler tarafından benimsenen ilke haline gelmiştir. UAD kararında gerçek ve etkili
vatandaşlık “ilgili kişi ile tabiiyeti söz konusu olan devlerden hangisi arasında daha güçlü
bir fiili bağ mevcut ise o bağa dayanan tabiiyet ”23 şeklindedir. Gerçekten de bazı
durumlarda kişinin çift vatandaşlığa sahip olması halinde, vatandaşlığın kötüye kullanılması
mümkündür. Bundan dolayı milletlerarası özel hukukta vatandaşlık ihtilaflarının çözümüne
ilişkin kurallar geliştirilmiştir24.
Avrupa Vatandaşlık Sözleşmesi25 vatandaşlık hukuku alanındaki mevcut ilkelerin
geliştirilmesi vatandaşlık konusunu düzenleyen ulusal mevzuatlara mümkün olduğu ölçüde
vatansızlığın önlenmesini amaçlayan hükümler öngörmektedir26.
Sözleşmenin 1.maddesinde sözleşmenin kapsamı belirtilmektedir. Buna göre, Sözleşme
“birden çok vatandaşlık sahibi kişilerin askerî yükümlülükleri ile ilgili kuralları ve gerçek
kişilerin vatandaşlıkları ile ilgili kural ve ilkeleri düzenler”. Bu noktada Sözleşmenin ne
ölçüde ulusal mevzuat kapsamında uygulanacağı belirtilmelidir. Sözleşme çerçevesinde teyit
edilen husus, milli devletlerin vatandaşlık hukuku alanında sahip olduğu münhasır yetkiyi
milletlerarası hukuka uygun olarak kullanılmasının milletlerarası hukukta müediyyidesinin
Nomer, E, a.g.e, s.10. Vatandaşlık konusunda devletlerin münhasır yetkisi bakımından uluslararası mahkeme
kararı bkz. Uluslararası Adalet Divanı, Nottebohm Kararı, Liehtenstein v.Guatemala, http://www.icj
cij.org/docket/files/18/9009.pdf. Erişim: 12.02.2016.
22
Doğan, V, a.g.e, s.26.
23
Uluslararası Adalet Divanı, Nottebohm Davası, s.22. Karar hakkında geniş bilgi için bkz, Unat,İ.(1966).
Nottebohm Kararı ve Tabiiyetin Gerçekliği İlkesi, Ankara, s.17.
24
Vatandaşlık ihtilaflarına ilişkin bağlama kuralları için bkz . Nomer, E, s.35, Güngör, a.g.e, s.14,
Bayraktaroğlu Özçelik, G.(2015). Kanunlar İhtilafı Hukukunda Olumlu Vatandaşlık İhtilaflarının Çözümü ve
MÖHUK m.4.(1)(b) ve (c) Hükümlerinin Değerlendirilmesi, Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 19(1),
s.111-145.
25
Avrupa Vatandaşlık Sözleşmesi hakkında geniş bilgi için bkz. Explanatory Report to the European
Convention
on
Nationalıty,
https://rm.coe.int/CoERMPublicCommonSearchServices/DisplayDCTMContent?documentId=09000016800
ccde7
26
Güngör, G.(1998). Avrupa Vatandaşlık Sözleşmesi, Prof. Dr. Yılmaz Altuğ’a Armağan, MHB, 17(1-2),
s.229.
21
8
bu vatandaşlığın diğer akit devletler tarafından dikkate alınmaması, bu devletlerin ülkesinde
ve özellikle milletlerarası mahkemeler önünde etkili kabul edilmemesi olduğudur. Bu surette,
milletlerarası hukukun milli hukuklardan üstün olduğu Sözleşmede de ifadesini
bulmaktadır27.
Görüldüğü üzere, devletler vatandaşlığa ilişkin yasal düzenlemeler yaparken taraf oldukları
milletlerarası
sözleşmelere
uyum
sağlamaları
gerekir.
Dolaysıyla,
milletlerarası
sözleşmelerin ulusal mevzuattan daha üstün olduğu vurgulanmaktadır. Bu bağlamda,
devletler vatandaşlığa ilişkin konuları düzenlemedeki münhasır yetkisini milletlerarası
hukuka uygun bir şekilde kullanmaması durumunda bahse konu vatandaşlığın diğer akit
devletlerde tanınmaması görüşü ileri sürülmektedir28.
Günümüzde çağdaş hukuk sistemlerinin vatandaşlık hukukunun temel ilkelerini ulusal
mevzuata yansıtmaya çalıştığından ve söz konusu ilkelerin uygulanmasına yönelik yasal
düzenlemeler getirdiğinden sözedilebilir. Çünkü vatandaşlık hukukunun temel ilkeleri
kişilik haklarının bir parçasını oluşturmakta ve bu ilkelerin uygulanmasına ilişkin milli
kanunlarda hükümler getiren ülkelerin kişisel haklara verdiği önemin bir göstergesi olarak
değerlendirilmektedir. Dolaysıyla, vatandaşlık hukukunun temel ilkleri, genel olarak,
vatandaşlığa ilişkin konuları düzenlemede yasal çerçeve çizmektedir.
1.2.1. Herkesin Mutlaka Bir Vatandaşlığı Olmalıdır
Bahse konu ilkenin temelinde yatan ana fikir vatansızlığın önlenmesidir. Bilindiği üzere
vatansız kişilerin günlük yaşamlarında herhangi ülke ile bağı bulunmadığından birtakım
sorunlarla karşılaşmaktadırlar. Diğer bir ifadeyle, vatansızlık hali hem devlet hem de birey
tarafından istenmeyen bir durumdur. Bunun sebebi devletlerin kendilerini oluşturan toplumu
bilmek istemesidir29. Birey açısından ise, kendilerinin hak ve koruma talep edebileceği bir
devletin bulunması arzu etmesidir30.
Güngör, G, a.g.e, s.232.
Güngör, G, a.g.e, s.232.
29
Seviğ Muammer Raşit.(1947). Devletler Hususi Hukuku: Tabiiyet-i Yabancılar Hukuku – Kanunlar İhtilafı,
C.I, 2. Baskı, İstanbul, s. 25, Aybay, R, a.g.e, s.21, Güngör, G, a.g.e, s.20, Nomer, E, a.g.e, s.29, Doğan, V,
a.g.e, s.27.
30
Doğan, V, a.g.e, s.21, Erdem, B, a.g.e, s.19, Güngör, G, a.g.e, s.20.
27
28
9
Vatansızlık kanunlar ihtilafı alanında da sorun oluşturmaktadır. Şöyle ki, vatansızlık, kişiyi
diplomatik olarak himaye edecek bir milli devletin olmadığı haller ile kanunlar ihtilafı
hukukunda kişinin milli hukukunun uygulanacağı hallerde hukuki sorunlara yol açmaktadır.
Bundan dolayı vatansız kişiler için başka irtibat noktalarının (yerleşim yeri, mutad mesken,
dava sırasında bulunan yer gibi) kabulü gerekmiştir31. Bu bağlamda, vatansız kişilerin
bulunduğu bazı ülkelerde, özellikle kanunlar ihtilafı kuralları gelişmemiş ülkelerde sorunun
önemi daha da artmaktadır. Söz konusu sorunlar vatansız kişilerin ekonomik ve hukuki
ilişkilerinde büyük engeller oluşturabilmektedir.
Vatansızlık, kanunlar çatışması sonucunda ortaya çıkabilir. Şöyle ki, bir kişi doğuştan veya
sonradan vatansız olabilir. Mesela, evlilik içinde doğan bir çocuğun ana babasının milli
hukukuna göre soybağı yoluyla onların vatandaşlığını alamadığı gibi. Vatansızlığa sebebiyet
veren diğer bir durum, devletin kendi güvenlik devamlılığını sağlama amacıyla, kanunda
öngörülen esaslara dayanarak, vatandaşlıktan çıkarma halleridir32.
Hal böyle olunca, uluslararası düzeyde vatansızlığın önlenmesine yönelik çalışmalar
yapılmıştır. Bu çalışmaların sonucu olarak, 13.09.1973 tarihli Vatansızlık Hallerinin
Azaltılmasına İlişkin Bern- CIEC Sözleşmesi33 ortaya çıkmıştır. Sözleşme, vatansızlara,
tespit edilen şartların var olması durumunda doğdukları ülkenin vatandaşlığını veya anne
ve/veya babalarının vatandaşı oldukları devletin vatandaşlığını talep etme hakkı
sağlamaktadır34.
Devletler, vatansızlığı önlemeye ilişkin düzenlemeler yapmasına rağmen vatansızlık
hallerinin tam anlamıyla önüne geçilememiştir35. Bundan dolayı devletler bazı durumlarda
vatansızlığı önleyici düzenlemeler yapmaya gitmişler36. Söz konusu düzenlemelerden en
Güngör, G, a.g.e, s.22, Milletlerarası Özel hukukta vatansız kişilere uygulanacak bağlama kuralları için bkz
Doğan, V.(2015). Milletlerarası Özel Hukuk, 3.Baskı, Ankara, s.169, Nomer, a.g.e, s.42, Demirkol, B.(2015).
Uluslararası Hukukta Dikkate Alınan Vatandaşlık: Gerçek Kişilerde “Etkin Vatandaşlık” Sorunsalı,
Galatasaray
Üniversitesi
Hukuk
Fakültesi
Dergisi,
S.2,
s.160-191,
web:
file:///C:/Users/admin/Downloads/SSRN-id2786576.pdf, Erişim: 22.10.16.
32
Uluocak, N, a.g.e, s.12, Fişek, H, a.g.e, s.18.
33
Sözleşmenin
İngilizce
ve
Türkçe
metni
için
bakınız.
Web:
https://treaties.un.org/pages/ViewDetails.aspx?src=TREATY&mtdsg_no=V-4&chapter=5&lang=en
vehttps://www.tbmm.gov.tr/tutanaklar/KANUNLAR_KARARLAR/kanuntbmmc058/kanuntbmmc058/kanu
ntbmmc05801883.pdf. Erişim: 4.02.2016.
34
Erdem, B, a.g.e, s.13, Güngör, G, a.g.e, s.23, Doğan, V, a.g.e, s.29.
35
Doğan, V, a.g.e, s.39, Uluocak, N, a.g.e, s.11, Göğer, E, a.g.e, s.17.
36
Turhan, T, Tanrıbilir F, B. (2009). Vatandaşlık Hukuku Ders Notları, Ankara, s.29.
31
10
önemlisi, Vatansızlık Hallerinin Ortadan Kaldırılmasına Dair Anlaşmadır37. Diğer taraftan
ülkelerin söz konusu ilkenin uygulanmasına ilişkin ulusal düzeyde yasal düzenlemeler
yapmalarına rağmen bahse konu ülkeler bazı durumlarda kendi çıkarları gerektirdiğinde bu
ilkeyi ihlal etmektedirler38.
Vatandaşlığa ilişkin temel ilkeler Avrupa Vatandaşlık Sözleşmesi’nin39 4.üncü maddesinde
düzenlenmektedir. Sözleşmeye göre, vatandaşlığa ilişkin genel ilkeler,
- Herkes vatandaşlık hakkına sahiptir (m.4/a)
- Vatansızlıktan kaçınılmalıdır (m.4/b)
- Hiç kimsenin keyfi olarak vatandaşlıktan mahrum edilemez (m 4/c)
- Bir Taraf Devlet vatandaşı ile yabancı arasında ne evlilik, ne evliliğin sona ermesi, ne de
evlilik sırasında eşlerden birisinin vatandaş- lığını değiştirmesi, kendiliğinden diğer eşin
vatandaşlığına etki eder (m.4/d).
Bu ilkeler sözleşmeye akit ülkelerde vatansızlığın önlenmesi amacıyla düzenlenmiştir.
Sözleşmenin 4.maddesinde geçen üç ilke vatandaşlık hukukunun direktif ilkelerinden olup,
kişinin vatansız kalmasını ya da vatansızlığı önlemeye yönelik ilkelerdir40. Sözleşmede
ayrıca “ bir âkit devletin vatandaşı ile bir yabancı arasındaki evlilik, evliliğin sona ermesi
veya eşlerden birinin evlilik sırasında vatandaşlığın değiştirmesi diğer eşin vatandaşlığına
kendiliğinden etki etmemesi” ilkesi de kabul edilmiştir (m. 4).
1.2.2. Herkesin Sadece Bir Vatandaşlığı Olmalıdır
Vatandaşlık hukuku açısından önem taşıyan diğer bir ilke
“her kişinin sadece bir
vatandaşlığı olmalı” ilkesidir. Bu ilkenin temelinde yatan ana gaye, kişinin aynı anda birden
çok uyrukluğa sahip bulunmasının istenmeyen bir durum sayılmasıdır. Çünkü vatansızlıkta
olduğu gibi çift veya çok vatandaşlık da birey ve devlet açısından belli sorunları
doğurabilmektedir. Söz konusu ilke çift veya çok vatandaşlığı yasaklamaktadır.
Anlaşmanın İngilizce metni için bakınız. Web: http://www.unhcr.org/pages/4a2535c3d.html, Erişim:
4.02.2016.
38
Doğan, a.g.e, s.28, Nomer, E, a.g.e, s.35, Güngör, G, a.g.e, s.24.
39
Avrupa
Vatandaşlık
Sözleşmesi,
Strazburg,
6.XI.1997.
(Çev:
Aykaç,
A).
Web:
http://tbbdergisi.barobirlik.org.tr/m2008-77-445, Erişim: 12.02.2016.
40
Tanrıbilir, F, B.(2002). Avrupa Vatandaşlık Sözleşmesi ve Türk Hukuku, MHB, 22, s.795.
37
11
Kişinin tek bir vatandaşlığa sahip olması, yani çok vatandaşlığın önlenmesi, bugünkü
milletlerarası vatandaşlık hukukunda artık bir prensip veya bir hedef değildir. Gerek fikir
alanında gerekse vatandaşlık kanunlarında, bir ülke vatandaşlığının kazanılması için,
kişinin mevcut vatandaşlığını terk etmesi, aranan bir şart olmaktan çıkmaktadır41. Başka bir
deyişle, günümüzde bir kişinin birden fazla vatandaşlığa sahip olması, milletlerarası hukuka
uygun bir durum olarak değerlendirilmektedir. Bu bağlamda, doğumla ve evlenme yoluyla
kazanılan çifte veya çok vatandaşlık halleri, milletlerarası hukukta ve milli hukuk
sistemlerinde kabul edilen bir durumdur42.
Avrupa Vatandaşlık Sözleşmesi, çifte vatandaşlığı reddetmemektedir. Çünkü çifte
vatandaşlığın kabul edilmesi devletlerin siyasi, ekonomik ve kültürel çıkarları ile doğrudan
orantılıdır43. Çok vatandaşlığın azaltılmasına ilişkin ilke devletin vatandaşlığa alma yetkisini
kısıtlamamakta veya vatandaşlıktan çıkarma yükümlülüğünü yüklememektedir. Diğer
yandan devletlerin vatandaşlık verme konusundan sahip oldukları yetki, bir devletin yabancı
bir vatandaşı o zaman kadarki vatandaşlığından ayrıldıktan sonra ancak vatandaşlığa
alınabileceği anlamında sınırlayan bir devletler hukuk kuralı şüphesiz mevcut değildir.
Bundan dolayı vatansızlığın veya çok vatandaşlığın önlenmesi ilkelerinin vatandaşlık
verilmesi konusunda yeterince etkili olduğundan söz edilemez44.
Ayrıca, milletlerarası vatandaşlık hukukunda yaşanan gelişmeler vatandaşlığa ilişkin temel
ilkelerde önemli değişiklere neden olmuştur. Bu bağlamda, “her kişi için tek vatandaşlık”
ilkesinin uygulanmasında karşılaşılan zorluklar ve haksızlıklardan dolayı, vatandaşlık
hukukunun “ilke” veya “hedef” olma niteliğini kaybetmiş durumdadır45.
Günümüzde devletlerarası ticari ilişkilerin artması ve küreselleşme süreci dikkate alındığında tek vatandaşlık
ilkesi önemini yitirmiş gibi gözükmektedir. Şöyle ki, bazı hallerde, “çifte” vatandaşlığın kabul edilmesi
devletler için uygun bir çözüm olarak nitelendirilmeye başlamıştır. Bu süreçte, kişilerin “tek” vatandaşlık için
zorlanması anlayışı ortadan kalkmış durumdadır. Özellikle Belçika, Fransa, İtalya, Hollanda, İsviçre, İngiltere
gibi ülkeler vatandaşlık talebinde bulunan kişilerden mevcut vatandaşlığından vaz geçme şartına ilişkin
hükümlere ulusal vatandaşlık kanunlarında yer vermemektedir . Bkz. Nomer, E.(2009). Türk Vatandaşlık
Hukuku, 17.baskı, İstanbul, s.7, Aybay, a.g.e, s.22, Doğan, V, a.g.e, s.28, Güngör, G, a.g.e, s.24.
42
Çifte ve çok vatandaşlık hallerinin yol açabileceği sakıncalar için bkz Güngör, G, a.g.e, s24, Nomer, E, a.g.e,
s.35, Doğan, V, a.g.e, s.28.
43
Erdem, B, a.g.e, s.14.
44
Nomer, E, a.g.e, s.6, Doğan, V, a.g.e, s. 27, Güngör, G, a.g.e, s.24.
45
Nomer, E, a.g.e, s.6.
41
12
Türk vatandaşlık hukukunda çifte vatandaşlık hakkı 13.02.1981 tarih ve 2338 sayılı kanun46
ile
tanınmıştır.
Kazak
vatandaşlık
hukukunda
ise
çifte
vatandaşlığa
müsaade
edilmemektedir. Kazak vatandaşlığına girmek isteyen yabancı ülke vatandaşları ancak
yabancı ülke vatandaşlığını kaybettikten sonra vatandaşlık kazanabilecektir. Kazakistan
Anayasası’nın 10/3. maddesi uyarınca “kişiler, Kazakistan vatandaşı oldukları sürece, başka
bir devletin vatandaşlığını kazanamazlar”.
Devletlerarası ticari ilişkilerin hız kazanması çok vatandaşlık ihtiyacını doğurmaktadır.
Bununla birlikte kendi vatandaşlarına çifte ve çok vatandaşlık hakkı tanıyan devletler söz
konusu hakkın tanınmasıyla ortaya çıkabilecek kötüye kullanmaların önüne geçilmesi için
yasal düzenlemeler yapmaları gerekmektedir. Diğer bir ifadeyle, vatandaşlık ihtilafları sabit
kurallarla açıklığa kavuşturulması elverişli çözüm olarak gözükmektedir.
1.2.3. Kişi Vatandaşlığını Değiştirmede Özgür Olmalıdır
Milletlerarası Hukuk Enstitüsü tarafından önerilen üçüncü ilkeye göre, “kişinin
vatandaşlığını değiştirme hakkına sahip olmalıdır”47. İlkenin ana amacı, doğuma dayalı
vatandaşlık kazanma halleri (soybağı ve doğum yeri esası) hariç, kişilere zorla vatandaşlık
kazandırılması, vazgeçirilmesi ve kendi iradesine bağlı olarak vatandaşlıktan çıkmak isteyen
kişileri güvence altına almaktır48. Diğer bir ifadeyle, ilke kişiye kendi iradesi dışında
kazanmış olduğu vatandaşlığı seçme ve değiştirme hakkı tanımaktadır. Ancak, bazı
durumlarda, kişinin vatandaşlığını değiştirme hakkı bazı şartlara bağlı olabilir. Mesela,
kişinin vatandaşlığını değiştirmesinin ülke menfaati açısından sakıncalı görüldüğü hallerde
buna izin verilmeyebilir. Burada önemli olan nokta kişinin vatandaşlığını değiştirmek
istediği ülke açısından önem taşıyan şartları yerine getirdikten sonra kişiye bu hakkın
tanınmasıdır.
RG.13.02.1981- 2383. Yürürlükten kalkan 403 Sayılı kanuna çifte vatandaşlığın tanınmasına ilişkin
hükümlerin eklenmesiyle, 1981 tarihinden itibaren Türk vatandaşlarına, Türk vatandaşlığı yanı sıra bir başka
devletin ya da birden fazla devletin vatandaşlığına sahip olma hakkı tanınmıştır. Eski yürürlükteki 403 Sayılı
kanuna göre, Türk vatandaşı çifte vatandaşlık hakkına sahip olabilmek için Türk idaresinden izin alma şartı
getirilmiştir. Yeni kabul edilen 5901 Sayılı Vatandaşlık kanunu ile söz konusu izin kaldırılmıştır. Buna göre
“Herhangi bir nedenle yabancı bir devlet vatandaşlığını kazanan kişilerin, bu durumlarına ilişkin belgeleri
ibraz etmeleri ve yapılacak inceleme sonucunda kayden aynı kişiler olduklarının tespiti halinde, nüfus aile
kütüklerindeki kayıtlarına çok vatandaşlığa sahip olduklarına dair açıklama yapılır” (TVK. m. 44).
47
Geniş bilgi için bkz: International Justice Resource Center, http://www.ijrcenter.org/thematic-researchguides/nationality-citizenship/#ADDITIONAL_RESOURCES\\ Erişim: 14.12.2016.
48
Aybay, a.g.e, s. 23, Fişek, H, a.g.e, s.19, Göğer, E, a.g.e, s.17, Güngör, G, a.g.e, s.32, Doğan, V, a.g.e, s.29.
46
13
Görüldüğü gibi ilke bireyin kendi iradesi dışında vatandaşlığının değiştirilemez olduğunu
belirtmektedir. Günümüzde “kişinin vatandaşlığını değiştirmede özgür olma” ilkesi kişilik
haklarının bir parçası olarak görülmektedir. Buna esas olarak, Birleşmiş Milletler İnsan
Hakları Evrensel Bildirisi49 esas alınabilir. Bildirinin 15.maddesine göre, hiç kimse keyfi
olarak vatandaşlığından ve vatandaşlığını değiştirme hakkından mahrum edilemez”.
Kişiye aslen vatandaşlığını kazandığı yani, doğum anında kendi iradesi dışında kazandığı
vatandaşlığını, sonradan değiştirme hakkı tanınmalıdır. Daha açık bir anlatımla, kişinin
vatandaşlığında kalmak istemediği bir devletin vatandaşlığında zorla tutulmasında hem kişi
hem de devlet açısından bir menfaatin olmadığı kabul edilmektedir. Dolaysıyla, kişinin
kendisine tanınan bu hakkı kullanarak vatansız kalmasına müsaade edilmemektedir. Çünkü
kişinin vatandaşlığını değiştirmede özgür olma hakkı kişiye bu hakkı tanımamaktadır50.
Kişinin vatandaşlığını değiştirmede özgür olma ilkesini Türk ve Kazak hukuku bakımından
değerlendirildiğinde, her iki ülke hukukunda bu hak kabul edilmekte ve buna ilişkin
hükümler getirildiği söylenebilir. Türk vatandaşlık hukuku kişiye vatandaşlığını
değiştirmede serbestlik tanımaktadır (TVK.m.34). Aynı şekilde, Kazak hukukunda da
kişinin vatandaşlığını seçmede herhangi bir yasal engel söz konusu değildir. KVK’nın
24.maddesine göre, seçme hakkı ile vatandaşlıktan ayrılma imkânı Kazak vatandaşlığını
aslen ve sonradan kazanan çocuklar için tanınmaktadır.
1.3. Vatandaşlık Hukukunun Kaynakları
Yukarıda vatandaşlığın devletlerin kendi egemenlik haklarını kullanarak belirleyeceği bir
konu olduğunu belirtmiştik. Ancak, vatandaşlık konusu sadece milli kanunlarla
sınırlandırılmamaktadır. Vatandaşlık hukuku kaynaklarına milletlerarası sözleşmeler,
uluslararası ve ulusal mahkeme kararları ve doktrin de dahildir. Vatandaşlık hukukuna
ilişkin milletlerarası sözleşmeler vatandaşlığın kazanılması ve kaybında kişilere asgari
düzeyde koruma sağlamakta ki, devletler vatandaşlık konusunda düzenleme yaparken söz
konusu kuralları göz önünde bulundursunlar. Uluslararası ve ulusal mahkeme kararları ise
devletlerin vatandaşlığa ilişkin yasal düzenlemelerinde bulunan boşluklar sonucunda ortaya
Bildirinin İngilizce ve Türkçe metni için bkz, http://www.un.org/en/universal-declaration-human-rights/ ve
http://www.danistay.gov.tr/upload/insanhaklarievrenselbeyannamesi.pdf, Erişim: 14.12.2016.
50
Doğan, a.g.e, s.27.
49
14
çıkabilecek vatandaşlık ihtilaflarını adil biçimde çözümlenmesine hizmet edecektir.
Vatandaşlık hukukunun milletlerarası hukukta yaşanan gelişmelerden uzak tutulamayacağı
dikkate alındığında, doktrin vatandaşlık konusundaki güncel gelişmeleri ve ihtilafları ortaya
koymaktadır. Bu ileride yapılacak yasal değişiklikler için zemin hazırlamaktadır.
Vatandaşlık konusu ulusal hukukun yanı sıra milletlerarası hukuku da ilgilendiren bir
konudur. Bundan dolayı vatandaşlık hukukunun kaynakları milli kaynaklar, milletlerarası
kaynaklar ve doktrin olmak üzere üçe ayrılmaktadır. Bu çerçevede, Türk ve Kazak hukuku
açısından vatandaşlık hukukunun kaynakları üzerinde durulacaktır.
1.3.1. Türk Vatandaşlık Hukukunun Kaynakları
Türk vatandaşlık hukukunun kaynakları milletlerarası hukuk kaynakları, milli hukuk
kaynakları ve doktrinden oluşmaktadır. Milli hukuk kaynakları bağlamında, ulusal mevzuat
ve yerel mahkeme kararları esas alınmaktadır51. Her devlet, kendi hukuk düzeninin izin
verdiği ölçüde vatandaşlığa ilişkin kuralları belirlemektedir. Devletlerin vatandaşlığa ilişkin
temel ilkelere, Anayasalarında yer vermeleri de sık rastlanan bir durumdur52.
Milli kaynaklar bakımından Türk vatandaşlık hukukunun kaynakları Türk Anayasasının
66.maddesi başta olmak üzere, 5901 sayılı TVK, 5543 sayılı İskan Kanunu ve Türk
Vatandaşlık Kanunun Uygulanmasına ilişkin Yönetmelikten oluşmaktadır. Ayrıca Türk
Hukukunda, vatandaşlıktan kaynaklanan ihtilaflar idari yargının denetimine tabi
tutulmuştur. Bu çerçevede, idari yargı organlarınca verilmiş ilgili kararlar da Türk
vatandaşlık hukuku bakımından kaynak olarak kabul edilmektedir53.
Milletlerarası kaynaklar vatandaşlık hukukuna ilişkin milletlerarası anlaşmalardan
oluşmaktadır. Söz konusu milletlerarası sözleşmeler sadece uygulama alanı bakımından
belirli ülkelerle sınırlı kalırken bazıları ise belirli bölge ile sınırlandırılmamış, dünya
genelinde, tüm devletlerin kabulüne açık tutulmuştur54. Milletlerarası kaynaklar bağlamında
zikir edilmesi gereken vatandaşlık konusunu düzenleyen milletlerarası düzenlemeler olarak,
Fişek, H, a.g.e, s. 24, Göğer, E, a.g.e, s.27-30, Uluocak, N, a.g.e, s. 18, Güngör, G, a.g.e, s.38, Doğan, V,
a.g.e, s.12.
52
Dolunay, A.(2016). Vatandaşlık Hukuku İlkelerinin Türk Hukuku ve Kıbrıs Türk Hukuku Açısından
Değerlendirilmesi, TBB Dergisi, s.372.
53
Doğan, V, a.g.e, s.31, Uluocak, N, a.g.e, s. 18, Güngör, G, a.g.e, s.38,
54
Dolunay, a.g.e., s.374.
51
15
Avrupa Vatandaşlık Sözleşmesi, Avrupa İnsan Hakları ve Ana Hürriyetleri Koruma
Sözleşmesi55, Avrupa Birliği Temel Şartı56, Çok Vatandaşlık Hallerinin Önlenmesine Dair
Avrupa Sözleşmesi57 ve Vatansızlık Hallerinin Azaltılmasına Dair Avrupa Sözleşmesi58
sayılabilir.
Milletlerarası mahkeme kararları üçüncü sırada yer alan doktrin yardımcı hukuk kaynağı
olarak kabul edilmektedir59. Böylece, doktrindeki vatandaşlığa ilişkin görüşler de Türk
hukukunda vatandaşlık hukukunun kaynağı olarak değerlendirilmektedir. Vatandaşlık
konusunda düzenlenen kanun ve içtihattaki boşlukların doktrininin yükünü artırdığı ifade
edilmektedir. Doktrinin asıl vazifesi, karşılaştırmalı hukuk yardımıyla tabiiyet hukuku
alnındaki gelişmelerden kanun koyucu ve uygulayıcını haberdar etmektir. Doktrin,
karşılaştırmalı hukukta, tabiiyet hukuku alanında ortaya çıkmış olan müesseselerin
benzerliklerinden hareket ederek ortak bir uygulamaya gidilmesine, dolaysıyla, tabiiyet
hukuku alanında uyumlaştırmaya hizmet etmektedir60.
Görüldüğü üzere, Türk vatandaşlık hukukunda milletlerarası sözleşmeler, vatandaşlığa
ilişkin yasal düzenlemeler ve doktrin vatandaşlık hukukunun kaynağını oluşturmaktadır.
Ayrıca, yerel mahkemelerin Anayasa Mahkemesi başta olmak üzere Danıştay ve diğer idari
yargı organlarının kararları, kanunlara ilişkin açıklamaları mevzuatta hükümler bulunmadığı
hallerde “boşluk doldurmaya hizmet etmek” açısından vatandaşlık hukukunda önem arz
etmektedir61.
1.3.2. Kazak Vatandaşlık Hukukunun Kaynakları
Kazak hukukunda da, vatandaşlık hukukunun kaynakları milli kaynaklar, milletlerarası
sözleşmeler ve doktrinden oluşmaktadır. Ülke vatandaşlık hukukunu oluşturan ana
Sözleşme metni için bakınız. Web: http://www.echr.coe.int/Documents/Convention_ENG.pdf,
Erişim:24.02.2016.
56
Sözleşme metni için bakınız. Web: http://www.europarl.europa.eu/charter/pdf/text_en.pdf, Erişim:
14.02.2016.
57
Sözleşme metni için bakınız. Web: http://www.unhcr.org/451790842.pdf, Erişim: 14.02.2016.
58
Sözleşme metni için bakınız. Web: http://www.statelessness.eu/tags/convention-reduction-statelessness,
Erişim: 14.02.2016.
59
Doğan, V, a.g.e, s.12, Göğer, E a.g.e, s.28, Güngör, G, a.g.e, s.38. Bkz. Milletlerarası Adalet Divani Statüsü
m.38/1-d: 59.madde hükmü saklı kalmak üzere, hukuk kurallarının belirlenmesinde yardımcı araç olarak, adlı
kararları ve çeşitli ulusların en yetkin yazarlarının öğretilerini uygular. Statü metni için ulaşım:
http://www.uhdigm.adalet.gov.tr/sozlesmeler/coktaraflisoz/bm/bm_02.pdf, Erişim: 10.03.2016.
60
Doğan, a.g.e, s.14.
61
Güngör, G, a.g.e, s.40.
55
16
kaynaklar bakımından vatandaşlık konusunu düzenleyen milletlerarası sözleşmeler ve ulusal
mevzuatın öne çıktığından sözedilebilir.
Kazak vatandaşlık hukukunun milli kaynakları Kazakistan Cumhuriyeti Anayasası (m.10),
2012 tarihli Kazak Vatandaşlık Kanununu ve Kazak Medeni Kanunu’ndan oluşmaktadır.
Kazakistan Cumhuriyeti Anayasası’nda vatandaşlığa ilişkin temel hükümler yer almaktadır.
Bu noktada Kazak hukukunda vatandaşlık konusunu düzenleyen ulusal düzenlemelerin
milletlerarası sözleşmelere eğilim gösterdiği ve buna göre şekillendiği belirtilmelidir.
Milletlerarası kaynakları Kazakistan’ın taraf olduğu çok taraflı ve ikili anlaşmalar
oluşturmaktadır. Kazakistan 1992 tarihinde Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel
Beyannamesine taraf olmuştur62. Kazak hukuku Sözleşmede düzenlenen vatandaşlığa ilişkin
temel ilkeleri kabul etmiş ve bu ilkeler yasal değişiklikle zorunlu hüküm halinde gelmiştir.
Böylece, Kazak hukuku vatandaşlık konusunda yapılan düzenlemelerde evrensel ilkelere
bağlı kalarak yasal düzenlemeleri şekillendirilmiştir.
Milletlerarası kaynaklar açsından önem taşıyan vatansızlığın azaltılmasına ilişkin diğer bir
sözleşme Vatansızlığın Azaltılmasına Dair Birleşmiş Milletler Sözleşmesi’dir. Ancak
Kazakistan söz konusu Sözleşmeye henüz taraf olmamıştır63.
1.4. Vatandaşlık Hukukunun Anayasal İlkeleri
Dünya üzerindeki çoğunluk devletler kendi anayasalarında vatandaşlık veya uyrukluğa
ilişkin hükümlere yer vermektedirler. Bununla birlikte bu devletlerde vatandaşlığın
kazanılması ve kaybına ilişkin genel nitelikteki hükümler de anayasal düzeyde
düzenlenmektedir. Diğer bazı devletler ise bu görevi yasama organına bırakmışlar64.
Bazı devletler hukuki ve tarihi nedenlere dayanarak anayasal düzeyde vatandaşlık tanımı
yapmışken diğerleri ise bu konuda anayasada boşluk bırakmakta veya vatandaşlık tanımını
yeniden düzenlemekte veya diğer yasalarla belirlemektedirler. Anayasada düzenlenen
Sözleşmeye taraf devletler için bkz, http://www.ohchr.org/EN/UDHR/Pages/Introduction.aspx, Erişim:
25.12.2015.
63
Sözleşmeye taraf devletler için bkz Ratification of International Human Rights Treaties – Kazakhistan:
https://www1.umn.edu/humanrts/research/ratification-kazakhistan.html, Erişim. 24.12.2015.
64
Williams, S.(2009). Constituting Equality Gender Equality and Comparative Constitution Law, Cambridge
University Press, USA, s.295.
62
17
vatandaşlık tanımı toplumun geçmişte yaşadığı acılara (toplumsal travma), sıyası veya
anayasal olaya dayandırılabilir. Böyle tanımlar muayyen olası ihlallere karşı koruyucu araç
olarak görülür. Ancak anayasalarda vatandaşlık tanımlarına yer verilmesi, vatandaşlığını
taşıdığı kişinin koruma altına alınması için tek ve en etkili araç değildir 65.
Son dönemlerde sona eren sömürgecilik, kriz ve iç savaşlardan sonra önemli sayıdaki devlet
anayasalarında düzenlenen uyrukluğa ilişkin tanımlar yeniden yapılandırılmış ancak henüz
bu konuda bir kısım düzenleme getirme yetkisi kanun koyucuya bırakılmaktadır. Buna
mukabele, bazı ülke anayasalarında düzenlenen vatandaşlık konularında daha fazla detaya
yer verildiği görülebilir. Örneğin, Kazakistan Cumhuriyeti Anayasasının 2.bölümü66.
Devletin temel yapısı ile ilgili hukuk dalı olan Anayasa Hukuku devletin temel ve kurucu
öğesi olarak insan topluluğunu doğrudan ilgilendirmektedir. Bu bağlamda devletlerin
egemenlik haklarını kullanarak söz konusu topluluğa kimlerin hangi koşullarla gireceği
konusunda karar vermesi gerekmektedir. Çağdaş anayasalarda, devletin temel yapısını
oluşturan ve düzenleyen kurallar bağlamında vatandaşlığa ilişkin hükümlerin yer almasının
ana nedeni budur67. Anayasal düzeyde hüküm altına alınan vatandaşlık statüsü, vatansız
kişilerden farklı olarak, birtakım sabit (yerleşik) haklar öngörmektedir. Bununla beraber,
vatandaşlar için anayasal haklar düzenlemeyen veya vatandaşlık hakları ve ulusal topluma
üye diğer kişilerle sağlanan haklar arasında ayrım yapmayan devletlerde durum karmaşık
hale gelmektedir68.
Devletlerin anayasalarında vatandaşlık konusunun düzenlenmesi ulusal düzeyde kabul
edilen vatandaşlığa ilişkin yasal düzenlemelerin meşruluk çerçevesini çizmekte ki,
vatandaşlık meselelerine ilişkin konular kanunlarla düzenlenmektedir. Aşağıda Türk ve
Kazak anayasalarında yer alan vatandaşlığa ilişkin hükümlere kısaca değineceğiz.
65
Ginsburg, T, Dixon, R.(2011). Comparative Constitution Law, USA, s.148.
Ginsburg, T…, a.g.e, s.149. Kazakistan Cumhuriyeti Anayasasının II. Bölümünde yer alan vatandaşlığa
ilişkin hükümler “İnsan ve Vatandaş” başlığını taşımaktadır. Anayasanın Rusça, Kazakça ve Türkçe metni için
bkz. http://www.constitution.kz/ ve http://www.turk-pa.org/documents/turk-t.pdf, Erişim: 12.10.2016.
67
Aybay, R, a.g.e, s.12, Doğan, V, a.g.e, s.15, Güngör, G, a.g.e, s.46.
68
Ginsburg, T…, a.g.e, s.158, Williams, S, a.g.e, s.296.
66
18
1.4.1. Türk Vatandaşlık Hukukunun Anayasal İlkeleri
1982 tarihli Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında “Vatandaşlık” konusu “Siyasi Haklar ve
Ödevler” başlıklı bölümde düzenlenmektedir. Anayasanın 66.maddesi şu şekildedir:
“Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür.
Türk babanın veya ananın çocuğu Türktür.
Vatandaşlık, kanunun gösterdiği şartlarla kazanılır ve ancak kanunda belirtilen hallerde
kaybedilir.
Hiçbir Türk, vatana bağlıkla bağdaşmayan bir eylemede bulunmadıkça vatandaşlıktan
çıkarılamaz ”.
Söz konusu hükmün birinci fıkrasına ilişkin anayasal ilke şu şekilde yorumlanmaktadır.
“Türk Devleti” Türkiye Cumhuriyeti devletidir, “Türktür” ibaresinden kasıt, etnik bir birlik,
ırk ya da soy bağı değil, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığıdır. “Türk babanın ve Türk ananın
çocuğu Türktür” hükmü ile de desteklemek mümkündür. Türk vatandaşlık tayininde dikkate
alınacak tek kıstas, gerçek kişi ile Türkiye Cumhuriyeti Devleti arasında kurulmuş hukuki ve
siyasi bir bağ olan vatandaşlıktır69.
Doktrinde, anayasanın ilgili maddesinde yer alan “Türk” kavramı bazı tartışmalara70 neden
olmuştur. Ancak vatandaşlık hukukçuları bu konuda hemfikirdirler. Bunlardan birisine göre,
Anayasa Türk sözcüğünün nasıl anlam taşıdığın açıkça belirterek, başka referans noktaları
aramayı engellemiştir. Etnik kökeni Türk olanların, etnik kökeni Türk olmayanlara karşı bir
ayrıcalık ifade etmediğini belirterek, hukuken Türk olmanın neyi ifade ettiği Anayasada
tanımlanmıştır. Bu tanım bir kez daha vurgulayalım ırkçı değil, tam tersi ırkçılığı yasaklayan
bir düzenlemedir ve bütün vatandaşlar arasında eşitliği sağlayan bir hükümdür. Türkiye
Cumhuriyeti Devleti ile vatandaşlık ilişkisi olan (doğuştan veya sonradan kazanılan
Güngör, G, a.g.e, s.47, Doğan, V, Tanrıbilir, B, Şit, B.(2008). Türk Vatandaşlığı Kanunu Tasarısı
Sempozyumu, Ankara, s.13-23.
70
Köker’e göre Türk yerine Türkiyelilik kavramının kullanılması daha doğru bir yaklaşımdır. Şöyle ki,
Türkiyelilik kavramı daha çok referanslı bir kavramdır. Örneğin, İngilizcede “Turkish” ve “Turk” sözcükleri
farklı anlam ifade etmektedir. “Turkish” in Türkiyeli, “Turk” un ise etnik bir adlandırmaya gönderme yaptığını
ifade etmektedir. Bkz Köker, L.(2009). Kültürel Çoğunluk ve Anayasa, Toplumsal Barışın İnşası Sivil Bir
Anaysa Arayışı, Heinrich Böll Stiftung Derneği Türkiye Temsilciliği, İstanbul, s.54.
69
19
vatandaşlık arasında da bir fark yoktur) herkes, etnik kökeni, dini, inancı ne olursa olsun
Türk olarak mütalaa edilecektir ve kimsenin onlara ―Sen Türk değilsin deme hakkı
olmayacaktır71.
Türk Anayasasında vatandaşlık konusu bakımından önem taşıyan diğer bir husus, kanunılık
ilkesidir. Türk Cumhuriyeti Anayasasının 66.maddesinin 3. fıkrasına göre, “Vatandaşlık,
kanunun gösterdiği şartlarla kazanılır ve kanununda belirtilen hallerde kaybedilir”. Kanun
hükümlerinden hareketle, Türk vatandaşlığının kazanılma şartları ve kaybı kanunlarla
düzenlenmelidir72. Anayasada yer alan vatandaşlık kazanma ve kaybına ilişkin “vatana
bağlıkla bağdaşmama” kavramı çok soyut kavramdır. Bu noktada Anayasanın bu hükmü
takdir edilmelidir. Çünkü, genellikle, anayasalar genel hüküm niteliğindeki prensipler
koymaktadırlar. Şöyle ki, kanun koyucu anılan genel prensiplerden hareketle hükmün daha
somut hale gelmesi için yasal düzenleme yapmaktadır73. Böylece, anayasanın getirdiği
hüküm keyfi olarak vatandaşlıktan çıkarmaları engellemekte ve ilgili makamların
vatandaşlık işlemlerini yürütürken kanun çerçevesinde hareket etmeleri gerektiğini
vurgulamaktadır.
“Vatana bağlıkla bağdaşmayan” hükmüyle kastedilen eylemelerin neler olduğunu tespit
etmek kolay değildir. Vatandaşlıktan çıkarmanın “ağır bir müeyyide olduğu” dikkate
alındığında Anayasa hükmünün esnek nitelikteki bir kısıtlama getirdiği eleştirilebilir. Buna
rağmen, günümüzdeki çağdaş hukuk anlayışı vatandaş ile yabancıyı “sadakat” ölçütü ile
ayırt etmektedir. Burada ana amaç, yabancıdan devlete sadakat değil, sadece kişiden
vatandaşlık bağı ile bağlı olduğu ülke kanunlarına itaat etmesi beklenmektedir74. Halbuki
vatandaş her şeyden önce vatandaşı bulunduğu devlete sadakat ile mükelleftir. Sadakatin
kalkması halinde artık vatandaşlık da kendini yabancılıktan ayıran temel unsurunu
kaybetmiş olmaktadır. Böylece, “vatana bağlıkla bağdaşmama” hükmü “vatana
sadakatsizlik” şeklinde ifade edilmektedir75.
Özel, S.(2012). Anayasa m.66/1 Hükmünde yer alan Türk Tanımı üzerine bir Değerlendirme, İBD, S.6, s.45.
Güngör, G, a.g.e, s.48, Doğan, V, a.g.e, s.22.
73
Doğan, V, a.g.e, s.23.
74
Nomer, E, a.g.e., s.62, Doğan, V, Şit, B.(2008). Anayasal Vatandaşlık Kavramı, Türk Vatandaşlığı Kanunu
Tasarısı Sempozyumu, Ankara, s.13-23. (Ed. Doğan, V, Tanrıbilir, F, B, Şit, B)
75
Nomer, E, a.g.e., s.63, Güngör, G, 46, Doğan, V, a.g.e, s.15, Erdem, B, a.g.e, s.14. “Vatana sadakatsizlik”
Anayasanın 66.maddesine dayandırılmaktadır.
71
72
20
Anayasada düzenlenen başka bir anayasal ilke vatandaşlıktan çıkarılmaya ilişkindir.
Vatandaşlığın kaybına ilişkin hükümlerin anayasal düzeyde belirlenmesi, kanun koyucunun
vatandaşlığa ilişkin konuların yasal çerçevesini çizme arayışında olduğunun göstergesidir.
Bu bağlamda, “hiçbir Türk vatana bağlılıkla bağdaşmayan bir eylemede bulunmadıkça
vatandaşlıktan çıkarılamaz” kuralının, Türk vatandaşlığının irade dışı makam kararıyla
kayıp hallerinin tamamını kapsayacak genişlikte bir yoruma elverişli olmamasının 5.fıkranın
da geniş yorumuna engel oluşturduğu ifade edilmektedir76.
1.4.2. Kazak Vatandaşlık Hukukunun Anayasal İlkeleri
Kazakistan, 16 Aralık 1991 tarihinde bağımsızlığını ilan etmiştir. Bağımsızlık sonrası
Kazakistan’ın ilk Anayasası XII. Dönem Kazak Yüksek Şuarası IX. Toplantısında 28 Ocak
1993’te kabul edilmiştir. Söz konusu anayasada halk egemenliği, devlet bağımsızlığı, kişilik
hakları, güçler ayrılığı gibi birçok evrensel ilke esas alınmıştır. Günümüze kadar olan süreçte
Anayasada değişiklikler yapılmıştır77.
Anayasada vatandaşlığa ilişkin temel meseleler düzenlenmekte ve bu “İnsan ve Vatandaş”
başlığını taşıyan II. bölümde yer almaktadır. Anayasanın 10.maddesinin 1.fıkrasına göre,
Kazakistan Cumhuriyeti vatandaşlığı, kanuna uygun olarak edinilir veya sona erer, edinme
esası ve nedenine bakılmaksızın tek ve eşittir. Söz konusu maddeden anlaşıldığı üzere
Kazakistan vatandaşlığının kazanılması ve kaybında kanunilik ilkesi esas alınmaktadır.
Kazakistan Cumhuriyeti Anayasası’nın 10.maddesinin 2.fıkrasında ise vatandaşlık ve
vatandaşlık değiştirmeye ilişkin hüküm düzenlenmektedir. Buna göre, Kazakistan
Cumhuriyeti vatandaşı hiçbir şekilde vatandaşlıktan, vatandaşlığını değiştirme hakkından
yoksun bırakılamaz, ayrıca Kazakistan Cumhuriyetinden sınır dışı edilemez. Bu anayasa
ilkesi, Kazakistan vatandaşlarının devlet güvencesi altında yaşamlarını sürdürmelerini
amaçlamaktadır. Böylece, anayasa düzeyinde getirilen hükümle, kanun koyucu ve idarenin
keyfi davranışlarını engellemek olduğu belirtilmelidir78. Ayrıca, söz konusu anayasal ilke,
Güngör, G, a.g.e, s.51.
1995 Anayasası’na 7 Ekim 1998’de ilave ve değişiklikler yapılmıştır. İnternet: Amandikova, L, Kibeyev,
D.(2002). Obreteniye Gosudarstvennosti (Devlet Statüsü Kazanma), Web: http://www.kazpravda.kz/,
Erişim:12.12.2015. 1998 ve 2007 tarihlerinde ise Cumhurbaşkanı yetkilerini genişleten bazı değişiklikler
yapılmıştır. Anayasa metni için ulaşım: http://www.turk-pa.org/documents/turk-t.pdf, Erişim: 15.12.2015.
78
Azretbergenova, İ.(2002). Türk ve Kazak Hukukunda Vatandaşlığın Kazanılması, Yüksek Lisans Tezi,
Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara, s.97.
76
77
21
Kazak vatandaşlarına yasal düzenlemeler çerçevesinde kendi vatandaşlığını seçme ve
değiştirme olanağı da sağlamaktadır.
Yukarıda belirtiğimiz üzere anayasalar genel hüküm niteliğindeki soyut hükümler
koymaktadır. Bu bağlamda, anayasanın 10.1. fıkrası eleştirilebilir. Şöyle ki, zaten
anayasanın 14.maddesi eşitliğe ilişkin hüküm getirmektedir. Buna göre,
“Herkes kanun ve mahkeme önünde eşittir.
Köken, sosyal durum, görev ve mali durum, cinsiyet, ırk, milliyet, dini inanç, görüş, oturma
yeri veya her hangi bir özellik nedeniyle kimseye ayrım yapılamaz”.
Öyleyse, anayasanın m.10.1’de herkesin kanun önünde eşit olduğu belirtilmektedir. Buna
rağmen anayasa vatandaşlığa ilişkin özel hüküm düzenlemeye giderek, vatandaşlığın
kazanılması ve kaybında eşitlik ilkesini bir defa vurgulanmaktadır.
Kazakistan Cumhuriyeti vatandaşlığından başka bir devlet vatandaşlığı tanınmaz (m.10.3).
Söz konusu anayasa ilkesi, Kazak vatandaşlık hukukunun tek vatandaşlık sistemine dayalı
olduğunu açık bir şekilde ortaya koymaktadır. Diğer bir deyişle, Kazak vatandaşlık hukuku
Kazak vatandaşının Kazak vatandaşlığı yanı sıra diğer ülke vatandaşlığına sahip olması
durumunda bahse konu olan diğer ülke vatandaşlığını tanımamaktadır.
Türk ve Kazak hukukunda vatandaşlığa ilişkin genel olarak, benzer hükümler düzenlemekle
birlikte bazı konularda farklılıklar bulunmaktadır. Türk hukukunda vatana bağlılıkla
bağdaşmayan bir eylemde bulunmadıkça vatandaşlıktan çıkarılamayacağı şeklinde hüküm
getirilmiştir. Diğer taraftan Kazak hukukunda ise Kazak vatandaşının hiçbir şekilde
vatandaşlık değiştirme hakkından yoksun bırakılmayacağı ve ülkeden sınır dışı
edilmeyeceği hükmü düzenlenmektedir. Kazak hukukunda göze çarpan diğer bir fark,
anayasal hükümlerle tek vatandaşlık sistemi getirerek çift vatandaşlık yolunu engellemiştir.
22
1.5. Vatandaşlığın Asli Kazanılması
1.5.1. Kavram
Kişiyi devlete bağlayan tabiiyet bağının doğumla sağlanması halinde devletin iki esaslı
unsuru ülke ve insan topluluğu hareket noktası teşkil edebilmektedir. Şöyle ki, bazı devletler
asli vatandaşlığın kazanılmasına ilişkin düzenleme yaparken ülke unsurunu esas alırlar ve
ülke üzerinde doğan herkesin vatandaşlık bağı ile bağlı kılırlar. Bazı devletler ise bir devlete
tabiiyet bağı ile bağlı kılınan kişilerin yani devletin en önemli unsurunu oluşturan fertlerin
tabiiyetlerini çocuklarına geçmesinin Devlet için en doğal ve en güvenilir yol olduğunu ileri
sürürler79. Devletlerin anılan asli vatandaşlık kazanma yollarından birini esas edinmesi
halinde kişinin vatansızlığa düşme ihtimali yüksektir. Bu sebeple, günümüzde çoğu devletler
kişilere hem toprak hem de soybağı esasına dayalı olarak asli vatandaşlık kazanma imkanı
sağlamaktadır.
Genel olarak, vatandaşlığın kazanılma anı doğumdur. Doğum esasına dayalı olarak bir kişiye
vatandaşlık verilmesi hem uygun bir zaman hem de vatandaşlık kazanmanın kesin sebebi
olarak nitelendirilmektedir. Doğuma bağlı olarak vatandaşlık kazanma, çocuğun şahsına ait
bir hak şeklinde ifade edilmektedir. Vatandaşlık kazanılması sonradan resmiyet kazansa
(örneğin, bir resmi belgeye dayanılarak veya idari yetkiliye bağlı olarak) bile “doğum ile”
kazanılan vatandaşlık olarak kabul edilmektedir. Doğumla kazanılan vatandaşlık asli
vatandaşlık denilmektedir. Asli vatandaşlığın gerçekleşmesine neden olan, belirli vakıa ve
hukuki hadiseler genellikle doğum öncesine aittir80.
Asli vatandaşlık, kişinin doğumu anında ve doğumu dolaysıyla kazandığı vatandaşlıktır81.
Diğer bir tanıma göre ise asli vatandaşlık, kişinin doğum olgusuna dayanarak kazandığı
vatandaşlıktır82. Görüldüğü üzere, asli vatandaşlık esas itibariyle doğuma dayanmaktadır.
Birey doğumla kendiliğinden asli vatandaşlığı kazanmış olmaktadır. Bu bağlamda asli
vatandaşlığın kazanılması kanun yoluyla vatandaşlık kazanma esaslarından birini
Berki, O, F.(1951), a.g.e, s.147, Fişek, H, a.g.e, s.23, Aybay, R, a.g.e, s.36, Uluocak, N, a.g.e, s.22, Göğer,
E, a.g.e, s.36
80
Nomer, E, a.g.e, s.51-52, Berki, O, F, a.g.e, s.147, Fişek, H, a.g.e, s.24, Uluocak, N, a.g.e, s.24, Göğer, E,
a.g.e, s.36.
81
Doğan, V, a.g.e., s.30, Güngör, G, a.g.e, s.54, Erdem, B, a.g.e, s.93.
82
Aybay, R.(2008). Vatandaşlık Hukuku, 3.Baskı, İBUY, İstanbul , s.102.
79
23
oluşturduğundan asli vatandaşlık yoluyla vatandaşlık kazanmada herhangi bir makama
başvuruda bulunma ihtiyacı doğmamaktadır. Eğer birey kanunun öngördüğü şartları
taşıyorsa birey vatandaşlığı doğum anında kazanmaktadır83.
1.5.2. Vatandaşlığın Asli Kazanılması Yolları
Vatandaşlığın asli kazanılması iki sistemden oluşmaktadır. Bunlardan ilki, “soy” veya
“nesil” (jus sanguinis) esasına dayanarak kazanılan vatandaşlıktır. Soybağı esasında bireyin
doğduğu ülke önem taşımamaktadır. Böyle bir durumumda çocuk ana ve babasının veya
bunlardan birinin vatandaşlığını kazanmış olmaktadır84.
Vatandaşlığın asli kazanma yolunun diğer bir türü ise toprak veya doğum yeri (jure soli)
esasıdır. Söz konusu asli vatandaşlık kazanma türünde çocuğun ana ve babasının sahip
olduğu vatandaşlığın dikkate alınması yerine esas itibariyle çocuğun doğduğu devletin
vatandaşlığı esas alınmaktadır85.
Devletler vatandaşlığa ilişkin yasal düzenlemeler yapmada soybağı veya toprak esası
sistemlerinden birini tercih etmektedirler. Devletlerin vatandaşlık kazanılmasında söz
konusu sistemlerden birini seçmeleri o devletin göçe olan tavrını ortaya koymaktadır. Şöyle
ki, soybağı esasını benimseyen devletler göç eden kişilerin kendi vatandaşlığını kazanmasını
istemektedirler. Böylece, söz konusu ülkeler göç akımını belirli düzeyde sınırlamış olmakta
ve bu devletlere “içe göç alan devletler” denilmektedir. Toprak esasını benimseyen
devletler, göç eden bireylerin kendi vatandaşlığını korunmasını istememekte ve buna “dışa
göç veren devletler” denilmektedir86.
Genel olarak, söz konusu sistemden hangisinin üstün olduğunu belirlemek imkansızdır.
Burada her şey, halin koşullarına ve fertlere tabi tutulmaktadır. Her ülke, kendi
menfaatlerinden hareket ederek, kendi asli tabiiyetini tayin eden kuralları serbestçe87 tayin
etmektedir. Mesele, daha ziyade siyasidir. Bu sebeple sureti halinin de mekan ve zamanla
Doğan, V, a.g.e., s.30, Nomer, E, a.g.e, s.68.
Berki, O, F.(1951), a.g.e, s.147-159, Fişek, H, a.g.e, s.24, Uluocak, N, a.g.e, s.24, Aybay, R, a.g.e, s.36,
Göğer, E, a.g.e, s.36-54, Güngör, G, a.g.e, s.52, Doğan, V, a.g.e, s.30, Nomer, E, a.g.e, s.53.
85
Nomer, E, a.g.e, s.53, Göğer, E, a.g.e, s.37, Uluocak, N, a.g.e, s.24.
86
Doğan, V, a.g.e., s.31, Güngör, G, a.g.e, s.56.
87
Uluslararası hukukta devletin bu yetkisine “vatandaşlık konusunda devletin serbestliği doktrini (the doctrine
of the freedom of states in matters of nationality)” denilmektedir. Bkz. Gözler. K.(2011). Anayasa Hukukunun
Genel Teorisi, 1.Baskı, Bursa, C.1, s.413.
83
84
24
değişebileceğine hayret edilemez. Halen birçok devletler değişik nispetlerde jus sanguinis
ve jus soli’ye aynı zamanda yer vermektedirler88.
1.5.2.1. Soybağı Esası ile Vatandaşlık Kazanma
Geniş anlamda soy bağı bireyin üst soyu, ecdadı ile arasında var olan tabii, biyolojik bir
bağlantıyı ifade etmektedir. Dar anlamda soy bağı ise çocuk ile ana baba arasındaki
bağlantıyı ifade etmektedir89. Soy bağına dayalı olarak, ana baba ve çocuk arasında soy
bağının kurulması için kanunun öngördüğü koşulların yerine getirilmesi gerekmektedir.
Böylece, kanuna uygun bir şekilde ana baba ve çocuk arasında soy bağının kurulmasıyla söz
konusu kurulan bağ hukuki geçerlilik kazanmaktadır.
Latincede jus sanguinis tabiri ile ifade edilen bu esas, doktrinde doğum yeri esası, nesep
esası, kan esası ve soybağı esası gibi isimlendirilmektedir90. Soybağı yoluyla kazanılan
vatandaşlıkta önemli olan nokta, doğan çocukla babası veya anası arasındaki soybağı
ilişkisine dayanmaktadır91. Soy bağı esasına dayanarak kazanılan vatandaşlıkta çocuk ana
veya babaya bağlı olarak vatandaşlık kazanabilmektedir. Bu yolla çocuğun vatandaşlık
kazanmasında çocuğun doğduğu yerin önemi olmayıp çocuk nerede doğarsa doğsun ana
veya baba vatandaşlığa bağlı olarak vatandaşlık kazanmaktadır.
Soybağı esasına göre vatandaşlığın kazanılmasında temel husus vatandaşlığı kazanacak olan
birey ile ana –baba arasındaki soy bağının mevcudiyeti oluşturmaktadır. Böyle bir durumda
doğumun nerede gerçekleştiği önem taşımamaktadır. Ancak, bazı durumlarda bireyin tabi
soybağının mevcudiyeti, soybağı esasıyla vatandaşlık kazanmak için yeterli olmayabilir
veya kabul edilmeyebilir. Bu durumda, tabi soybağının hukuki soy bağına dönüştürülmesi
gerekmektedir92.
Maury, J.(1948). Tabiiyetin Tayinine Müteallik Meseleler, İstanbul Hukuk Fakültesi Mecmuası, 14(1-2),
Çeviri, Çobanoğlu,R, s.197.
89
Doğan, a.g.e, s.40, Fişek, H, a.g.e, s.24, Berki, O, F, a.g.e, s.151, Uluocak, N, a.g.e, s.24, Güngör, G, a.g.e,
s.54.
90
Fişek, H, a.g.e, s.24, Aybay, R, a.g.e, 36.
91
Aybay, R, a.g.e, s.56, Fişek, H, a.g.e, s.25, Uluocak, N, a.g.e, s.24.
92
Doğan, V, a.g.e., s.31, Güngör, G, a.g.e, s.55.
88
25
Türk hukukunda, soybağı esası Türk vatandaşlık hukukunun anayasal ve asli esasını93
oluşturmaktadır. Soy bağına bağlı olarak Türk vatandaşlığının kazanılması için bireyin Türk
vatandaşı bir anaya veya Türk vatandaşı bir babaya bağlı olması ve söz konusu ana veya
babanın doğum anında Türkiye vatandaşı olma şartı aranır94.
Kazak hukukunda soybağı ile kazanılan vatandaşlık çocuğun anası veya babası arasındaki
soy bağına dayandırılmaktadır95. KMK’ya göre, evlilik birliği içinde doğan çocuk ile ana
veya baba arasında soy bağının kurulabilmesi için evliliğin varlığı yeterli görülmüştür.
1.5.2.2. Toprak Esası ile Vatandaşlık Kazanma
Kişinin vatandaşlık kazanmasında kan esasının yanı sıra toprak esası da başvurulan bir
yoldur. Günümüzde bazı çağdaş hukuk sistemleri soy bağı yerine doğum yeri esasını
vatandaşlığın kazanılmasında öncelikli bir yol olarak kabul etmektedirler96. Toprak esasına
dayalı olarak vatandaşlık kazanmada çocuğun ana babasının vatandaşlığının önemi yoktur.
Bu esasa göre çocuğun ana babasının vatandaşlığına bakılmaksızın doğduğu yer
vatandaşlığını kazanmaktadır.
Anılan esastan hareketle vatandaşlık kazanmada kişi ile toprak arasında ilişkinin kurulması
söz konusudur. Kişi bu ilişkiye dayanarak toprak üzerinde egemenlik hakkına sahip devletin
vatandaşı olabilmektedir. Kişi ile toprak arasında ilişkinin kurulabilmesi için iki ihtimal söz
konusudur. Bunlar kişinin toprak üzerinde yerleşmesi veya doğma şartına bağlıdır. Toprak
esasına dayalı olarak kazanılan vatandaşlıklarda anılan kriterlerin bazen birisi bazen de her
ikisi birlikte önem taşımaktadır97.
Toprak esası veya doğum yeri esası olarak bilinen vatandaşlığın kazanılmasında doğumun
yapıldığı ülke önem arz etmektedir. Bu durumda kişi doğduğu ülke vatandaşlığını
kazanmaktadır98. Türk hukukunda toprak esasıyla vatandaşlık kazanma bir ihtimali olarak
TVK m.6/1: Doğumla kazanılan Türk vatandaşlığı, soy bağı veya doğum yeri esasına göre kendiliğinden
kazanılır. Doğumla kazanılan vatandaşlık doğum anından itibaren hüküm ifade eder.
94
Güngör,G, a.g.e, s.54.
95
Didenko, A.(2006). Grajdanskoe Pravo, Almatı, Nur-Press, s.104.
96
Nomer, a.g.e, s.72, Berki, O, F.(1951). a.g.e, s.156, Fişek, H, a.g.e, s.40, Uluocak, N, a.g.e, s.29, Göğer, E,
a.g.e, s.47, Aybay, R, a.g.e, s.42, Güngör, G, a.g.e, s.62, Doğan, V, a.g.e, s.54.
97
Göğer, E, a.g.e, s.48, Berki, O, F.(1948). Türk Vatandaşlık Hukukunda Toprak Esasının Gelişmesi, s.67,
web: http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/38/323/3197.pdf, Erişim: 21.09.2016.
98
Doğan, V, a.g.e., s.31, Güngör, G, a.g.e, s.62, Nomer, E, a.g.e, s.57.
93
26
veya vatandaşlık kazanmadaki başvurulan diğer bir tamamlayıcı yol olarak görülmüştür.
Dolaysıyla, vatandaşlık kazanmada toprak esası vatansızlığı önlemek açısından da önem
taşımaktadır. Toprak esasıyla Türk vatandaşlığını kazanılması vatansızlığı önlemeye yönelik
öncelikli ve temel ilke olarak kabul edilmiştir99.
Kazak hukukunda da doğum yeri esasıyla vatandaşlığın kazanılmasına ilişkin hüküm
vatansızlığı önleme amacına hizmet etmektedir. KVK. m. 13. ve 14’e göre Kazakistan
Cumhuriyeti sınırları içinde bulunan ve ana babası olmayan çocuk Kazak vatandaşlığını
kazanacağı şeklindedir. Ayrıca, Kazakistan Cumhuriyeti sınırları içinde devamlı olarak
ikamet eden vatansızların Kazakistan sınırları içinde doğan çocukları da Kazakistan
vatandaşlığını kazanacaklardır.
99
Nomer, a.g.e, s.56, Güngör, G, a.g.e, s.62-69, Doğan, V, a.g.e, s.54-58, Erdem, B, a.g.e, s.93.
27
2. BÖLÜM
VATANDAŞLIĞIN SOY BAĞI ESASI İLE KAZANILMASI
2.1. Türk Vatandaşlık Hukukunda Soybağı Esası
Türk vatandaşlık hukuku uzun zamandan beri devam eden gelişim sürecinde şekillenmiştir.
Günümüzde Türk vatandaşlık hukukunun temelleri geçmişe dayanmaktadır. Bundan dolayı
Türk vatandaşlık hukukunu daha iyi kavrayabilmek adına Türk vatandaşlı hukukunun tarihi
gelişimi ve ardından yürürlükteki Türk vatandaşlık kanununu incelememiz yararlı olacaktır.
2.1.1. Tarihi Gelişim
Türk vatandaşlık hukukunun tarihi gelişimi Osmanlı dönemine kadar uzanmaktadır. Bu
dönemde “vatandaşlık” kavramı tam anlamıyla kullanılmamış olsa da o dönem ihtiyaçlarını
karşılamak için yeterli görülmüştür. Aşağıda Osmanlı dönemi ve Cumhuriyet döneminde
mevcut durum ve vatandaşlığa ilişkin yasal düzenlemeleri inceleceğiz.
2.1.1.1. Osmanlı Hukukunda
Osmanlı döneminde devletin uyruğu (tebası) olarak kabul edilen kişiler arasında müslüman
olup olmama söz konusuydu. Bu ayrım, devlet hizmet alımında, vergi ve kişisel statü gibi
devletin kendi vatandaşlarına sağladığı haklar şeklinde ortaya çıkmıştır100.
1869 yılında Osmanlı Devleti tarafından Osmanlı vatandaşlık bağının kuruluş esaslarını
düzenleyen bir tabiiyet kanunu (“Tabiyet-i Osmaniye Niazmname”) yürürlüğe sokulmuştur.
Bu dönem açısından anılan düzenlemenin ana özelliği vatandaşlık konusunu başka bir metin
içinde değil de özel bir kanun ile düzenlenmesidir101. Dolaysıyla Osmanlı Tabiiyet Kanunu,
İslam dünyasında ilk seküler vatandaşlık kanunu özelliğini de taşımaktadır102.
Berki, O, F.(1951), a.g.e, s.147, Fişek, H, a.g.e, s.25, Uluocak, N, a.g.e, s.25, Aybay, R, a.g.e, s.70, Karakoç,
İ.(2012).Hukuk Tarihinde Vatandaşlık – Yabancılık Statüsü, İzmir, s.171-202.
101
Karakoç, İ, a.g.e, s.223, Fişek, H, a.g.e, s.25, Nomer, E, a.g.e, s.55, Doğan, V, a.g.e, s.35.
102
Serbestoğlu, İ.(2011). Zorunlu Bir Modernleşme Örneği Olarak Osmanlı Tabiiyet Kanunu, Ankara
Üniversitesi
Osmanlı
Tarihi
Araştırma
ve
Uygulama
Merkezi,
S.29,
s.205,
web:
http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/19/1682/17943.pdf, erişim: 28.10.2016.
100
28
Nizamnamenin hazırlanmasında 1851 yılında çıkarılan uyrukluğa ilişkin Fransız yasası
etkili olmuştur. Yasa o dönem açısından oldukça liberal hükümler içeren (telsik,(m.3 ve 4,
müsaade ile uyrukluktan çıkma (m.5), ıskat (m.6), evlenmenin kadının uyrukluğuna etkisi
(m.7) ) yasa olarak nitelendirilmektedir103.
Nizamnamede, Osmanlı vatandaşlığının kazanılmasında esas olarak soy bağı esası kabul
edilmiştir104. Nizamnamenin 1.maddesine göre, “ana ve babası veya yalnızca babası
Osmanlı tabiiyetinde bulunan çocuklar Osmanlı vatandaşıdır”. Ayrıca, Nizamnameyle
sınırlı bir şekilde toprak esası da mümkün kılınmıştır105. Buna göre, ana ve babası yabancı
olanlar Osmanlı topraklarında doğmuş ise ergin olmalarından itibaren üç yıl içinde Osmanlı
tabiiyetini talep edebilmişlerdir.
Nizamnamede Osmanlı tabiiyetindeki kadının vatansız bir erkekle evlenmesi halinde,
bunların Türkiye’de doğduğu çocuklarının hangi esasla vatandaşlık kazanacağına ilişkin
açık hüküm getirilmemiştir. Bununla beraber, düzenlemede Osmanlı tabiiyetinin kan esasına
göre kazanılmasına ilişkin hükümler sadece 1.maddede düzenlenmiş olup evlilik dışı
çocuklarının durumuna ilişkin herhangi bir hüküm bulunmamaktadır106.
2.1.1.2. Türk Hukukunda
2.1.1.2.1. 23 Mayıs 1928 Tarih ve 1312 Sayılı Türk Vatandaşlık Kanunu
Tabiiyeti Osmaniye Nizamnamesi yerini 23 Mayıs 1928 tarihli Türk Vatandaşlık Kanunu’na
bırakmıştır. Söz konusu düzenleme Cumhuriyet döneminin vatandaşlık hukuku alanında
yapılan ilk kapsamlı çalışma olarak nitelendirilmiştir107.
1928 tarihli Türk Vatandaşlık Kanunu soy bağı esasını ana ve babaya bağlı olarak kabul
etmektedir. Kanunun 1.maddesine göre, “Bir Türk baba veya ananın, Türkiye’de veya
ecnebi memlekette doğan çocukları Türk vatandaşıdır”. Dolaysıyla, Kanunda toprak esasına
dayalı olarak vatandaşlık kazanmaya ilişkin hükümlere de yer verilmiştir. Buna göre,
Aybay, R, a.g.e, s.71, Fişek, H, a.g.e, s.25, Uluocak, N, a.g.e, s.26.
Doğan, V, a.g.e, s.35, Nomer, E, a.g.e, s.55.
105
Doğan, V, a.g.e, s.35, Göğer, E, a.g.e, s.48-49, Karakoç, İ, a.g.e, s.218-230.
106
Fişek, H, a.g.e, s.26, Uluocak, N, a.g.e, s.25, Aybay, R, a.g.e, s.24, Göğer, E, a.g.e, s.34
107
Aybay, R, a.g.e, s.74, Fişek, H, a.g.e, s.26, Göğer, E, a.g.e, s.48, Doğan, V, a.g.e, s.36, Nomer, E, a.g.e,
s.55.
103
104
29
Türkiye’de doğan ve ana-babası belli olmayan veya Türkiye’de doğup da ana-babası veya
ana-babadan birisinin vatansız olması halinde çocuklara da Türk vatandaşlığını kazanma
hakkı tanınmıştır.
Kanunun eski kanuna nazaran daha geniş hükümler sevk etmesine rağmen vatandaşlık
kazanma esasların ilişkin hükümlerin “düzenlenme şeklinin tatminkar olmadığı” tenkit
edilmiştir. Şöyle ki, Türk tabiiyetinin kazanılması kanunun birinci maddesindeki ve kanunun
ilk iki fıkrası toprak esasını kısmen düzenleyen kanunun ikinci maddesinin üçüncü
fıkrasındaki hükümlerle tamamlanmıştır. Eğer kan esasına ait hükümler tek maddede
toplanmış olsaydı, kanunun düzenlenme şekli (planlanması) bakımından doğru yaklaşım
olurdu108.
2.1.1.2.2. 11.02.1964 Tarih ve 403 Sayılı Türk Vatandaşlık Kanunu
403 sayılı Türk Vatandaşlık Kanunu, önceki yasada da olduğu gibi, soy bağı esasını
benimsenmiştir. Ancak söz konusu kanun soy bağına dayalı vatandaşlık kazanmayı baba
yönünden düzenlemiş ve anayı dikkate almamış ve sonradan yapılan değişiklikle 1312 sayılı
Kanun sistemine dönüştürülmüştür109.
Kanunda, vatandaşlığa ilişkin evrensel ilkeler çerçevesinde, özellikle uluslararası alanda
kabul edilen üç önemli ilke ile ileri düzeyde hükümler getirilmiştir. Kanunun hazırlanma
aşamasında “herkesin uyrukluğu olmalı”, “herkesin bir uyrukluğu olmalı” ve “kişi
uyrukluğunu seçmede ve değiştirmede özgür olmalı” ilkelerine uyum çerçevesinde
düzenlemeler getirilmiştir110. 403 sayılı Türk Vatandaşlık Kanunu, Türk vatandaşlığının
kazanılmasında üç usul öngörmüştür. Bunlar: kanun yolu, yetkili makam kararı ve seçme
hakkıdır. Asli vatandaşlık bakımından ise kan esası ve toprak esası benimsenmiştir111.
Kanun temelinde kan esasını düzenlemekle birlikte toprak esasını da uygulanmasını
genişletmiştir. 403 sayılı kanunun önceki kanunlardan ayıran yönü Türk vatandaşlık
hukukunun genel esaslarının yerleşmeye başlamasıdır. Bu gelişme, yerleşik bir ilkeler
Fişek, H, a.g.e, s.26, Göğer, E, a.g.e, s.48.
Nomer, E, a.g.e, s.56, Doğan, V, a.g.e, s.36, Göğer, E, a.g.e, s.36, Aybay, R, a.g.e, s.30, Uluocak, N, a.g.e,
s.22.
110
Aybay, R. a.g.e, s.30. Vatandaşlığa ilişkin evrensel ilkeler veya vatandaşlık hukukunun temel ilkeleri olarak
bilinen ilkeler üzerinde 1.bölümde etraflıca üzerinde durulmuştur. Bkz , s.10.
111
Uluocak, N, a.g.e, s.24, Fişek, H, a.g.e, s.24-26, Göğer, E, a.g.e, s.36-42.
108
109
30
silsilesine sahip olmak ve sistemleştirmek açısından önem taşımaktadır. Ancak, 1981 ve
sonraki yıllarda yapılan yasal düzenlemelerle anılan temel ilkeler önemli oranda değişikliğe
uğramış ve buna kısmen de yeni müesseseler dahil edilmiştir112.
403 sayılı Türk Vatandaşlık Kanunu kendinde çağdaş özellikleri barındırmasına rağmen
zaman içerisinde yapılan değişiklikler sistem akıcılığını bozduğu, milletlerarası alanda
yaşanan gelişmeler kanunu değiştirme ihtiyacını doğurmuştur113.
2.1.1.2.3. 28.05.2009 Tarih ve 5901 Sayılı Türk Vatandaşlık Kanunu
Yukarıda belirtiğimiz üzere 403 sayılı Türk Vatandaşlık Kanunu uygulanmasındaki sorunlar
ve vatandaşlık hukukunda yaşanan yeni gelişmeler üzerine 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı
Kanunu114 28.05.2009 tarihinde kabul edilerek yürürlüğe girmiştir. Yeni vatandaşlık kanunu
hazırlama ihtiyacının başlıca nedeni, vatandaşlık hukuku hukukçularının da belirtiği gibi115,
403 sayılı Türk Vatandaşlık Kanunu’nun birçok değişiklikler sonucunda sistematik
bütünlüğünü kaybetmesidir. Daha açık bir ifadeyle, 1964 tarihli Türk Vatandaşlık Kanunu,
ortaya çıkan ihtiyaçlar sonucunda yapılan değişiklikler sonucunda adeta “yamalı bohça”
haline gelmiştir. Yeni vatandaşlık kanunu tasarısı, Avrupa Birliği hukuku ile uyum içerisinde
ve Vatandaşlık hukukunun gelişmelerini kendinde aksettiren bir Vatandaşlık Kanunu
Tasarısı olmuştur116.
Yeni Türk Vatandaşlık Kanunu, Türk vatandaşlığını kazanmayı doğumla ve sonradan
kazanma olarak ikiye ayırmıştır (TVK m.5). Söz konusu ayrım doğumla vatandaşlığın
kazanılması veya vatandaşlığın aslen kazanılması ve vatandaşlığın sonradan kazanılması ya
da müktesep vatandaşlık kazanılması şeklinde doktrinde yapılan ayrımlarla uyumludur117.
5901 sayılı Türk Vatandaşlık Kanunu Türk vatandaşlığının kazanılması ve Türk
vatandaşlığının kaybına ilişkin getirilen hükümlerle 403 sayılı Kanun arasında önemli
Karakoç, İ, a.g.e, s.280, Doğan, V. a.g.e, s. 37, Nomer, E, a.g.e, s.56.
Doğan, V, a.g.e, s.37.
114
RG. 12.06.2009-27256.
115
Ayrıntılı bilgi için bkz, Doğan, V, Tanrıbilir, F, B, Şit, B.(2008). Türk Vatandaşlığı Kanunu Tasarısı
Sempozyumu : Bildiriler, Ankara.
116
Erdem, B.(2008). Vatandaşlık Kanunu Tasarısında Evlenme ile Türk Vatandaşlığının Kazanılmasına ilişkin
Düzenleme, Türk Vatandaşlığı Kanunu Tasarısı Sempozyumu: Bildiriler, Ankara, s.105, (Ed. Doğan, V,
Tanrıbilir, F, B, Şit, B).
117
Doğan,V, a.g.e, s.39, Nomer, E, a.g.e, s.58, Doğan, V, Tanrıbilir, F, B, Şit, B, a.g.e, s.13-119, Güngör, G,
a.g.e, s.51
112
113
31
görülecek fark bulunmamaktadır. Yeni Kanunda Türk vatandaşlığının kaybına ilişkin önceki
vatandaşlığa ilişkin yasalardan farklı hükümler getirilmiştir. Bunlar 403 sayılı Kanunun
26.maddesinde öngörülen, izin almadan yabancı bir devlet vatandaşlığı kazanmanın Türk
vatandaşlığının kaybettirilme hükümlerinin kaldırılması ve askerlik yükümlüğüne bağlı
Türk vatandaşlığının kaybettirme sebeplerine ilişkin hükümde “çıkarma” kavramına yer
verilmemesidir118.
Özetlemek gerekirse, doğumla kazanılan vatandaşlık bakımından ister 403 sayılı Türk
Vatandaşlık Kanun’da düzenlenen ister yeni 5901 sayılı Türk Vatandaşlık Kanunu’nda
düzenlenen ve soy bağını esas alan düzenlemelerin Türkiye’nin bulunduğu mevcut koşullar
içinde ve uluslararası hukukta yer alan vatandaşlığın kazanılmasına ilişkin temel ilklerle
uyum içerisinde olduğu belirtilmelidir119.
2.1.2. 5901 Sayılı Türk Vatandaşlık Kanununa Göre Soybağı Esası
5901 sayılı Türk Vatandaşlık Kanunu, Türk vatandaşlığının asli kazanılmasında soy bağı
esası ve doğum yeri esasını benimsemektedir. Aşağıda ilk olarak, soy bağı esasına dayanarak
Türk vatandaşlığını kazanma üzerinde duracağız.
2.1.2.1.Türk Hukukunda Soybağının Kurulması
Soybağı esası, Türk vatandaşlık hukukunun anayasal ve aslı esası olarak kabul
edilmektedir120. Yukarıda belirtiğimiz üzere soybağı esasına dayalı olarak vatandaşlık
kazanmada bireyin doğduğu yer değil, ana ve baba arasındaki soybağı ilişkisi önem
taşımaktadır.
Soybağı kavramı dar ve geniş olmak üzere iki şekilde ifade edilmektedir121. Geniş anlamda
soybağı, bir kimse ile onun ecdadı, ataları (üst soyu) arasındaki biyolojik ve doğal bağlantıyı
ifade eder. Dar anlamda soybağı, sadece çocuk ile ana ve babası arasındaki bağlantıyı,
118
Nomer, E, a.g.e, s.58, Erdem, B, a.g.e, s.89.
Güven, P.(2008). Türk Vatandaşlığının Doğumla Kazanılması- Karşılaştırmalı Hukuk Açısından Konunun
Değerlendirilmesi, Türk Vatandaşlığı Kanunu Tasarısı Sempozyumu: Bildiriler, Ankara s.140, (Ed. Doğan, V,
Tanrıbilir, F, B, Şit, B).
120
Güngör, G, a.g.e, s.54. Aile Hukuku açısından soybağının kurulması için bkz Akıntürk, T, Ateş Karaman,
D.(2016). Türk Medeni Hukuku: Aile Hukuku, Cilt- 2, Ankara, s.321-389, Dural, M, Öğüz, T, Alper Gümüş,
M.(2016).Türk Özel Hukuku Cilt 3 Aile Hukuku s.252-356.
121
Soybağının kurulmasına ilişkin geniş bilgi için bkz. Baygın, C.(2010). Soybağı Hukuku, 1.baskı, İstanbul.
119
32
başka bir deyişle çocuğun ana ve babasına nisbetini ifade eder122. Hukuki düzenlemelerde
söz konusu her iki kavram da sonuçları itibariyle belli ölçüde etkili olmakta birlikte
vatandaşlık hukuku açısından önem taşıyan dar anlamdaki soybağı kavramıdır123.
Soybağı, “doğal soybağı” ve “yapay soybağı” şeklinde bir ayrıma tabi tutulmaktadır124.
Doğal soybağı, çocuk ile ana ve babası arasında doğumla gerçekleşen ve kendiliğinden
kurulan bağdır. Daha açık bir ifadeyle, bu bağ biyolojik bağ olarak doğrudan doğruya
oluşmakta ve çocuk ile ana-baba arasında bir kan bağlantısı olarak ortaya çıkmaktadır125.
Yapay soybağı (hukuki soybağı) ise doğal soybağının aksine, doğumla oluşmayan bir hukuki
işlem sonucunda dolaylı olarak oluşan soy bağıdır126. Söz konusu iki soybağı arasındaki
temel fark soybağının gerçekleşme şeklidir. Şöyle ki, doğal soybağı kendiliğinden
kurulurken yapay soybağı belirli bir hukuki işlem sonucu ile kurulmaktadır.
TVK, soybağı esasıyla Türk vatandaşlığının kazanma yollarını belirtmektedir. Kanunda
soybağı esası bakımından Türk vatandaşlığı “evlilik birliği içinde”, “evlilik birliği dışında”
ve “evlilik birliği dışında Türk vatandaşı babadan olan ve yabancı anadan doğan çocuk”
ayrımı yapılmıştır. Bu bağlamda soy bağına dayalı olarak Türk vatandaşlığı kazanmayı üç
başlık altında irdeledik.
2.1.2.1.1. Evlilik
Evlenme, tam ve sürekli bir hayat ortaklığı yaratmak üzere, cinsiyetleri ayrı iki kişinin
hukuken makbul ve geçerli şekilde birleşmesidir127. Diğer bir tanıma göre ise, evlilik,
evlenme adı verilen, kanunda belirtilmiş olan şekillere uyularak yapılan bir hukuki işlem ile
bir kadınla erkeğin oluşturdukları birliği128 ifade eder.
TVK m.7/2’ye göre “Türkiye içinde veya dışında evlilik birliği içinde Türk vatandaşı ana
veya babadan doğan çocuk, doğumundan itibaren Türk vatandaşlığını kazanır”. Kanun
hükmünden anlaşıldığı üzere, çocuğun Türk vatandaşlığını kazanabilmesi için, Türk
Akıntürk, T, Ateş Karaman, D, a.g.e, s.321, Dural, M…, a.g.e, s.329.
Doğan, V, a.g.e, s.40, Güngör, G, s.54, Nomer, E, a.g.e, s.68.
124
Fişek,
H.(1951).
Nesebin
Tashihi,
AÜHFD,
8(1-2),
s.555-594,
http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/38/308/3029.pdf, Erişim: 20.12.2016.
125
Akıntürk, T.., a.g.e, s.322, Tekinay, S.(1982). Türk Aile Hukuku, 4.baskı, İstanbul, s.405.
126
Akıntürk, T.., a.g.e, s.322, Dural, M…, a.g.e, s.329.
127
Akıntürk, T…, a.g.e, s.59.
128
Dural, M…, a.g.e, s.15.
122
123
web:
33
vatandaşı olan ana veya baba arasında hukuken geçerli bir soybağının kurulması
gerekmektedir.
Bu noktada tarafların geçerli bir evlilik ilişkisi kurabilmeleri için kanunun aradığı şartlar
yerine getirilmelidir. Bir aile hukuku sözleşmesi niteliğini taşıyan evlenme için TMK, özel
ehliyete ilişkin hükümler sevk etmiş, bazı evlenme engellerinin bulunmaması şartı aramış
ve belirli bir şekle tabi tutmuştur. Anılan şartlardan birinin yerine getirilmemesi evlenmenin
yapılmasına engel teşkil etmektedir. Buna rağmen evlenmenin yapılması halinde,
eksikliğinin evlenmenin geçerliliğine etkisi şartın niteliğine göre değişecektir129. Eşler
arasında evlilik ilişkisini kurulabilmesi için gereken şartlar maddi ve şekli şartlar olmak
üzere iki grupta toplanabilir. Söz konusu maddi şartlar evlenme ehliyeti ve evlenme
engellerine bağlıdır130.
Diğer taraftan, soybağının kurulması bakımından, evlenmenin geçerli olup olmaması önemli
değildir. Şöyle ki, butlanla sakatlanmış olan evlenmelerden doğan çocuklar, ana babaları iyi
niyetli olmasalar bile evlilik içinde doğmuş kabul edilirler131 (TMK. m. 157). Çocuk ile ana
arasında soybağının kurulması bakımından doğumun evlilik birliği içinde veya dışında
gerçekleşmesi arasında önemli bir fark bulunmamaktadır. Ayrıca, Türk anadan doğan çocuk
evlilik birliği içinde veya dışında doğmuş olsun Türk vatandaşlığını aslen (doğumla)
kazanmaktadır (TVK m.7/2).
Türk Medeni Kanunu’nun 292.maddesi uyarınca, “ Evlilik dışında doğan çocuk, ana ve
babasının birbiriyle evlenmesi hâlinde kendiliğinden evlilik içinde doğan çocuklara ilişkin
hükümlere tâbi olur ”. Türk hukukunda evlenmeyle soybağı kurulmasında, çocuğun tabii
anası ile tabii babasının evlilik kurmasıyla yeterli görülmüştür. Tabii ana ile tabii babanın
birbirleriyle evlenmesi geçersiz olarak kabul edilmesine rağmen söz konusu geçersizlik
çocuk ile baba arasında soy bağının kurulmasını etkilemeyecektir132.
Dural, M…, a.g.e, s.155.
Akıntürk, T, Ateş Karaman, D, a.g.e, s.62, Dural, M…, a.g.e, s.28.
131
Ayrıntılı bilgi için bkz Akıntürk, T…, a.g.e, s.330.
132
Doğan, V, a.g.e, s.48.
129
130
34
2.1.2.1.2. Tanıma
Tanıma, “herhangi bir erkeğe soybağı ile bağlı olmayan bir çocuğun, kendi dölünden
geldiği yolunda doğal babanın kanunun aradığı şekiller içinde ve belirtilen makamlara
beyanda bulunmasıdır”133.
Tanıma, kurucu yenilik doğuran tek taraflı bir işlem olup tanıyanın bu yöndeki iradesini
açıklamasıyla hukuki geçerlilik kazanmaktadır. Kural olarak, tanıma hükmünün herhangi bir
kimseye yöneltilmesine gerek yoktur134. Dolaysıyla, tanıma hakkı kişiye sıkı sıkıya bağlı
bir haktır. Bundan dolayı kişi ayırt etme gücüne sahip küçükler ve kısıtlıların yasal
temsilcilerinin (veli veya vasilerin) iznine ihtiyaç duymadan evlilik dışı çocuklarını
tanıyabilmektedir135.
Tanıma geçmişe doğru etkili olduğundan çocuğun doğumundan itibaren hüküm ve sonuç
doğurmaktadır. Vatandaşlık hukuku bağlamında, yabancı ana ve Türk baba evliliği içinde
doğan çocuk Türk vatandaşlığını kazanacaktır136.
TMK m.295’e göre, “Tanıma, babanın, nüfus memuruna veya mahkemeye yazılı başvurusu
ya da resmî senette veya vasiyetnamesinde yapacağı beyanla olur. Tanıma beyanında
bulunan kimse küçük veya kısıtlı ise, veli veya vasisinin de rızası gereklidir. Başka bir erkek
ile soybağı bulunan çocuk, bu bağ geçersiz kılınmadıkça tanınamaz”.
Tanıma şartları, esasa ilişkin şartlar ve şekle ilişkin şartlara ayrılmaktadır. Esasa ilişkin
şartlar bakımından “tanıyan” ve “tanınacak olan çocuk” ayrımına tabi tutulmaktadır.
Tanıyanla ilgili kanunun aradığı tek şart, tanıyanın çocuğun doğal babası olmasıdır. Bu
açıdan tanıma hakkı sadece babaya verilmiştir137. Bu husus, TMK.m.295’de açıkça olmasa
bile “Tanıma babanın … yapacağı beyanla olur ” şeklinde ifade edilmiştir. Tanınacak çocuk
bakımından kanunun aradığı tek şart, “çocuğun başka bir erkekle soybağı ilişkisinin
Baygın, C. (2002). Kan Bağına Dayanan Soybağı, AÜEHFD, 6(1-4), s.269, Akıntürk, T…, a.g.e, s.346,
Dural, M.., a.g.e, s.280.
134
Akıntürk, T…, a.g.e, s.346, Dural, M.., a.g.e, s.281, Özbay, İ, Nar, Ş, A.(2010). Son Yasal Değişiklikler
Çerçevesinde Tanımanın İptal Davası ve Bu Davada Uygulanacak Usul, EÜHFD, C.14, S.3-4, s.179.
135
Akıntürk, T…, a.g.e, s.347, Dural, M.., a.g.e, s.282
136
Doğan, V, a.g.e, s.51, Nomer, E, a.g.e., s.68, Akıntürk, T…, a.g.e, s.347, Dural, M.., a.g.e, s.282.
137
Akıntürk, T…, a.g.e, s.347, Dural, M.., a.g.e, s.282
133
35
bulunmamasıdır” (TMK.m.295/III). Söz konusu şart, “çocuğun tanınmasına engel
bulunmaması” olarak ifade edilmektedir138.
Tanımanın şekil şartı ise “babanın nüfus memuruna veya mahkemeye yazılı başvurusu ya da
resmi senette veya vasiyetnamesinde yapacağı beyanla olur” şeklindedir (TMK.m.295/I).
TMK m.296/2’ye göre “beyanda bulunulan nüfus memuru, sulh hakimi, noter veya
vasiyetnameyi açan hakim, tanımanın çocuğun kayıtlı bulunduğu nüfus memurluklarına
bildirir”. Çocuğun kayıtlı bulunduğu yerdeki nüfus memurluğu tanıma hakkında çocuğa ve
çocuğun anasına bildirilir. Çocuk vesayet altında olması halinde tanıma vesayet makamıma
bildirilir (TMK m.296/2). Bu noktada anılan bildirinin tanıma üzerindeki etkisinden
bahsedilmelidir. Tanımanın hukuki sonuç doğurması, bildirinin yapılmış olmasına bağlı
değildir139.
Görüldüğü gibi, TMK tanıma açısından önem taşıyan maddi ve şekli koşullar
öngörmektedir. Tanımaya ilişkin maddi şartlar, tanıyan ve tanınan bakımından
düzenlenmiştir. Tanınan bakımından aranan şart, tanımanın bizzat baba tarafından
yapılmasıdır. Tanınan bakımından öngörülen şart ise tanımaya engel bir durum
mevcudiyetidir140.
2.1.2.1.3. Babalık hükmü
Babalık hükmü evlilik dışında doğan çocuğun kendi babasına karşı nisbetinin tayinini ifade
eden bir davadır141. Çocuk ile babası arasındaki soybağının kurulması, evlilik ve tanıma
dışında, babalık hükmü (babalık davası) ile de gerçekleşebilir. Söz konusu hüküm ana veya
çocuk tarafından açılan babalık davası sonucunda sağlanmaktadır. Çocuk ile babası arasında
soybağının kurulması yenilik doğurucu niteliğindedir142.
Akıntürk, T…, a.g.e, s.351, Dural, M.., a.g.e, s.284
Akıntürk, T, a.g.e, s.353, Dural, M.., a.g.e, s.271.
140
Doğan, V, a.g.e, s.50, Nomer, E, a.g.e, s.68.
141
Berki, O, F.(1966). Türk Devletler Hususi Hukukunda Babalık Davası, AÜHFD, 2(6), s.360, web:
http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/38/248/2315.pdf, Erişim: 20.12.2016.
142
Dural, M…, a.g.e, s.290, Akıntürk, T…, a.g.e, s.351, Öztan , B.(2004). Aile Hukuku, Ankara, s.556.
Babalık hükmü hakkında geniş bilgi için bkz. Kutoğlu, T.(2012). Türk Mevzuatında ve İçtihatlarında Babalık
Hükmü, DEÜHFD, C. 12, Özel Sayı, s.945-984.
138
139
36
TMK m.301’e göre, “Çocuk ile baba arasındaki soybağının mahkemece belirlenmesini ana
ve çocuk isteyebilirler.
Babalık davası açma hakkı kişinin sıkı sıkıya bağlı hakkın bir parçasını teşkil ettiğinden, ana
sınırlı ehliyetsiz olmasına rağmen söz konusu davayı veli veya vasisinin onayını almadan
açabilir. Buna mukabil, veli ve vasi de ananın kanuni temsilcisi sıfatıyla babalık davası
açabilir143. Babalık davasını kendi babası olduğunu iddia eden çocuk de açabilir. Şöyle ki,
çocuğun babalık davası açması için bir kayyım atanmamışsa çocuk erginlik yaşını
doldurduktan sonra da babalık davası açabilir. Eğer çocuk babalık davası devam ederken
ergin olmuşsa, çocuğa davanın ihbarı gerekir144.
Babalık davasının konusu,
çocuk ile baba arasındaki
soybağının
mahkemece
belirlenmesidir. Babalık hükmü için dava açma hakkı, ana ve çocuğa tanınmıştır
(TMK.m.301/I). Ana ve çocuk söz konusu davayı ayrı ayrı açabilecekleri gibi, birlikte de
açabilirler. Babalık davası, çocuk doğmadan önce veya sonra açılabilir. Ancak bu ananın
babalık davasını istediği zaman açabilir anlamında da gelmemektedir. Ana, davayı çocuğun
doğumundan itibaren bir yıl içinde açabilir (TMK.m.303/I). Bir yıllık süre, zamanaşımı
olmayıp hak düşümü süresidir. Hak düşümü süresinin sonunda ananın dava hakkı
düşmektedir145. Ancak, dava açmada gecikme haklı bir sebebe dayanması halinde, söz
konusu bir yıllık süre bu sebebin ortadan kalktığı tarihten itibaren işlemeye başlayacaktır
(TMK. m.289/f.3). Haklı sebep, davacının kusuru olmadan dava açmaktan alıkoyan sebep
olarak ifade edilmektedir. Hangi sebeplerin haklı bir sebep olarak kabul edileceği konusu
hakimin takdir yetkisine bırakılmıştır. Kocanın ağır derecede hasta olması, cezaevinde
bulunması, ayıt etme gücünün geçici olarak kaybetmesi, savaş ve bulaşıcı hastalık
dolayısıyla bir yerde mahsur kalması gibi haller haksız sebep olarak gösterilebilir146.
Çocuk bakımından hak düşürücü süre farklıdır. Yeni Medeni Kanun’da çocuğun hak
düşürücü süresi hüküm altına alınmıştı. Anılan TMK.m.303/II hükmü çocuk yönünden bir
yıllık hak düşüm süresini kendisine kayyım atandığı tarihten itibaren başlayacağını işaret
Kutoğlu, T, a.g.e, s.957.
Özuğur, A, İ.(2010). Velayet, Vesayet, Soybağı, Evlat Edinme, Diğer Eşin Rıza ve Onamına Bağlı İşlemler,
Ankara, s.293, Kutoğlu, T, a.g.e, s.958.
145
Akıntürk, T…, a.g.e, s.361, Dural…, a.g.e, s.285.
146
Baygın.(2002). Kan Bağına Dayanan Soybağı, AÜEHFD, 6(4), s.264
143
144
37
ediyordu. Ancak, söz konusu TMK hükmü Anayasa Mahkemesi tarafından 27.10.2011
tarihli kararı147 ile iptal edilmiştir148.
Babalık davasında davacı bakımından ispat babalık karinesine dayanılarak149 ispat
edilebilmektedir. Babalık karinesi çocuğun doğmuş olma şartına bağlıdır. Çocuk doğmadan
açılmış babalık davasının babalık karinesine dayanması halinde, çocuğun doğmasının
beklenmesi gerekecektir150.
Babalık karinesi aksi ispat edilmek suretiyle çürütülebilir. Bu durumda iki ihtimal karşımıza
çıkmaktadır. Davalı, ya “çocuğun babası olmasının imkansızlığını” veya “bir üçüncü kişinin
baba olma olasılığının kendisininkinden daha fazla olduğunu” kanıtlama suretiyle babalık
karinesini çürütebilmektedir151 (TMK. m 302/III).
2.1.2.2. Soybağı Esasıyla Vatandaşlığın Kazanılması
2.1.2.2.1. Türk vatandaşı anadan doğan çocuklar
Soybağı esasına dayanarak Türk vatandaşlığının kazanılmasında izlenen ilk yol çocuğun
Türk vatandaşı anadan doğmuş olma şartıdır. Türk hukukunda ana ile doğurduğu çocuk
arasındaki tabii soy bağı, aynı zamanda hukuki soy bağı olarak kabul edilmektedir
(TMK.m282/2).
TVK m.7/1’e göre, Türkiye içinde veya dışında Türk vatandaşı ana veya babadan evlilik
birliği içinde doğan çocuk Türk vatandaşıdır. Yukarıda belirtiğimiz üzere söz konusu hüküm
açısından çocuğun Türkiye içinde veya dışında doğmasının önemi yoktur152.
147
RG 21.07.2012.
Ayrıntılı bilgi için bkz, Akıntürk…, a.g.e, s.362.
149
Çocuğun babasının tespitine yönelik “babalık karinesi” getirilmiştir. TMK m.302’ye göre, “ Davalının,
çocuğun doğumundan önceki üç yüzüncü gün ile yüz sekseninci gün arasında ana ile cinsel ilişkide bulunmuş
olması, babalığa karine sayılır. Bu sürenin dışında olsa bile fiilî gebe kalma döneminde davalının ana ile cinsel
ilişkide bulunduğu tespit edilirse aynı karine geçerli olur. Davalı, çocuğun babası olmasının olanaksızlığını
veya bir üçüncü kişinin baba olma olasılığının kendisininkinden daha fazla olduğunu ispatlarsa karine
geçerliliğini kaybeder”. Soybağının tespiti davasında ispat yöntemleri için bkz. Tüzüner, Ö.(2013). Soybağının
Tespiti Davasında Genetik Analize İlişkin Hükümlerin Değerlendirilmesi, AÜHFD, 62(4), s.1140-1158.
150
Akıntürk, T…, a.g.e, s.364, Dural, M,…, a.g.e, s.290.
151
Ayrıntılı bilgi için bkz. Akıntürk, T…, a.g.e, s.365, Dural, M…, a.g.e, s.292.
152
Güngör, G, a.g, e, s.54, Doğan, V, a.g.e, s.45, Nomer, E, a.g.e, s.68
148
38
Çocuğu doğuran ananın çocuğun hukuken anası olarak kabul edilmesinin sebebi, tabii
analığın hukuki analığın hukuki esasını oluşturmasıdır. Bundan dolayı Türk anadan doğan
çocuk, Türkiye içinde veya dışında, evlilik içinde veya evlilik dışında doğmuş ya da yabancı
babadan olmuş olmasına bakılmadan, doğumu anında ve doğumundan dolayı Türk
vatandaşlığını kazanacaktır. Bu noktada, devlet, “mahfuz yetkisine dayanarak” Türk
vatandaşı anadan doğan çocuğa soy bağının kurulmasının kamu hukukundan kaynaklanan
bir hukuki sonuç olarak, doğum anında Türk vatandaşlığını yüklemiş olmaktadır153.
2.1.2.2.2. Türk vatandaşı babadan doğan çocuklar
Türk hukukunda Türk vatandaşı babadan doğan çocuğun Türk vatandaşlığını kazanması,
evlilik içinde doğan çocuklar ve evlilik dışında doğan çocuklar olmak üzere iki başlık altında
düzenlenmektedir. Biz de buna uygun olarak, Türk vatandaşı babadan doğan çocuğun Türk
vatandaşlığını kazanma durumunu iki başlık altında inceledik.
2.1.2.2.3. Evlilik birliği içinde doğan çocuklar
Türk hukukunda evlilik birliğinde doğan çocuğun babası Türk vatandaşı ve anası yabancı
olması durumunda soy bağının kurulması açısından önem taşıyan “özel durumlar”
düzenlenmektedir. Soy bağının kurulmasının tespitine yönelik “babalık karinesi” kabul
edilmiştir154.
Evlilik ilişkisi devam ederken doğmuş olan bir çocuk ile babası arasındaki soybağı, doğum
anından itibaren kurulmuş olmaktadır. Bu durumda soybağının kurulması için kanunun
aradığı şart, çocuğun evlilik sırasında doğmuş olmasıdır (TMK. m.285/I).
TMK. m. 285/I bendi uyarınca “evliliğin ortadan kalkmasını izleyen üçyüz gün içinde doğan
çocukların babasının koca olduğunu kabul eder”. Madde hükmünde geçen “üçyüz günlük
süre” tip ilminin verilerine göre azamı gebelik süresidir. Buna göre, evlilik sona ermesini
izleyen üçyüz gün içinde doğmuş olan çocuk, mutlaka evlilik içinde ana rahmine düşmüş
153
154
Güngör, G, a.g, e, s.55, Nomer, E, a.g.e, s.69, Doğan, V, a.g.e, s.51.
Doğan, V, a.g.e, s.42, Güngör, G, a.g.e, s.55.
39
sayılır. Bazı durumlarda, istisnai olarak, çocuğun ana rahminde daha fazla kalmış olması
durumunda ve bunun ispat edilmesi halinde çocuk kocaya bağlanabilecektir155.
Böylece, evlilik birliği içinde doğan çocuğun Türk vatandaşı baba kanunun öngördüğü
şartları yerine getirdiği takdirde söz konusu çocuk Türk vatandaşlığını kazanabilecektir.
Ayrıca, evlilik birliği içindeki doğumlarda, ana veya babaya dayalı olarak Türk
vatandaşlığını kazanılmasında, çocuğun yabancı ana veya yabancı baba vatandaşlığını
kazanmış olması, çocuğun Türk vatandaşlığı kazanmasını engellemeyecektir156.
2.1.2.2.4. Evlilik birliği dışında doğan çocuklar
TVK m.7/3’e göre, “Türk vatandaşı baba ve yabancı anadan evlilik birliği dışında doğan
çocuk ise soy bağı kurulmasını sağlayan usul ve esasların yerine getirilmesi halinde Türk
vatandaşlığını kazanır”.
Evlilik birliği dışında doğan çocuğun babası Türk vatandaşı ve anası yabancı ülke
vatandaşlığını taşıması durumunda, çocuk ile baba arasındaki mevcut doğal soy bağı, hukuki
soy bağı olarak kabul edilmemektedir. Böyle bir durumda, söz konusu doğal soy bağının
hukuki soy bağına dönüştürülmesi gerekmektedir157.
Evlilik birliği dışında doğan çocuğun babası Türk ve anası yabancı olduğu için uygulanacak
hukuk tespiti kanunlar ihtilafı kurallarına göre belirlenecektir. Türk hukukunda soy bağının
kurulmasına ilişkin hüküm bulunmaktadır. MÖHUK m.16/1’e göre, “soy bağının kuruluşu,
çocuğun doğum anındaki milli hukukuna, kurulmaması halinde çocuğun mutad meskeni
hukukuna tabidir. Soy bağı bu hukuklara göre kurulamıyorsa ananın ve babanın, çocuğun
doğumu anındaki milli hukuklarına, bunlara göre kurulamaması halinde ana ve babanın,
çocuğun doğumu anındaki müşterek mutad mesken hukukuna, buna göre de kurulamıyorsa
çocuğun doğum yeri hukukuna tabi olarak kurulur”. Madde hükmünün işaret ettiği üzere,
Akıntürk, T…, a.g.e, s.330, Dural, M…, a.g.e, s.254.
Doğan, V, a.g.e, s.43, Nomer, E, a.g.e, s.69, Güngör, G, a.g.e, s.55.
157
Doğan, V, a.g.e, s.45, Güngör, G, a.g.e, s.57.
155
156
40
soybağının kurulmasında bağlama kuralları sırasıyla nazara alınacaktır. Bu durumda bir
önceki basamakta soybağının kurulması halinde bir sonraki basamağa gidilemeyecektir158.
MÖHUK m.16/1 ile düzenlenen hükmün ana amacı, çocuğun soybağının kurulmasını
güvence altına alma olduğu şüphesizdir. Anılan hüküm çocuğun menfaatini dikkate alarak,
onun nesebinin kurulmasını düzenlemektedir. Öyleyse, bahse konu bağlama kuralı nesebin
kurulmasında çocuk lehine en elverişli hukukun uygulanmasını amaçlamaktadır159.
Evlilik dışında yabancı anadan doğan bir çocuğun Türk vatandaşlığını soy bağı esasına
dayanarak kazanması için Türk vatandaşı bir erkekle arasında soybağının hukuken
kurulması gerekmektedir. Şöyle ki, evlilik dışında yabancı anneden doğan ve Türk vatandaşı
babadan doğan çocuk ile tabii baba arasında doğum anında “hukuken geçerli soybağı ilişkisi”
bulunmamaktadır. Türk vatandaşlığını kazanmak isteyen evlilik dışı çocuk, soybağının
kurulmasına ilişkin kanunun aradığı şartları yerine getirerek, Türk vatandaşı bir erkeğe soy
bağıyla hukuken bağlanırsa Türk vatandaşlığını kazanacaktır160.
Görüldüğü gibi, MÖHUK hükümleri evlilik birliği dışında doğan çocuğun babası Türk ve
anası yabancı olduğu durumda soy bağını belirlenmesine ilişkin başvurulan hukuku açıkça
tayın etmektedir. Böylece, evlilik birliği dışında doğan çocuğun Türk babası kanunun
öngördüğü şartları taşıması halinde çocuk Türk vatandaşlını kazanabilmektedir.
2.1.2.3. Usulü
Kişinin soybağı esasına dayalı olarak Türk vatandaşlığını kazanması için kanunun
öngördüğü maddi şartların yanı sıra şekli şartların da yerine getirilmesi gerekmektedir. Bu
itibarla, soybağı esasına dayalı olarak, yurt içinde doğan çocuklar ve yurt dışında doğan
çocuklar olmak üzere usulü şartlar üzerinde durulacaktır.
Milletlerarası özel hukukta soybağının kurulmasına ilişkin bağlama kuralları için bkz Doğan, V.(2016).
Milletlerarası Özel Hukuk, 3.Baskı, Ankara, s.309, Şanlı, C…, a.g.e, s137, Güngör, G, a.g.e, s.57,
159
Nomer, E.(2015). Devletler Hususi Hukuku, 21.Baskı, İstanbul, s.265. Benzer görüşler için bkz Şanlı, C..,
a.g.e, s.138, Güngör, G, a.g.e, s.58.
160
Güngör, G, a.g.e, s.56, Tekinalp, G.(2016). Milletlerarası Özel Hukuk Bağlama Kuralları, 12.Baskı,
İstanbul, s.210.
158
41
2.1.2.3.1. Yurt içinde doğan çocuklar
Yurt dışında Türk vatandaşı ana veya babadan doğan çocukların nüfusa bildirilmesine ilişkin
hükümler 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununda161 düzenlenmiştir. Kanunun 15.maddesi
uyarınca “Sağ olarak dünyaya gelen her çocuğun, doğumdan itibaren Türkiye’de otuz gün
içinde nüfuz müdürlüğüne… bildirilmesi zorunludur ”.
Bildirim yükümlülüğüne ilişkin hususlar ise Nüfus Hizmetleri Kanunun Uygulanmasına
ilişkin Yönetmelikte162 yer almaktadır. Bildirim “ana, baba, vasi veya kayyım, bunların
bulunmaması halinde, çocuğun büyük ana, büyük baba veya ergin kardeşleri ya da çocuğu
yanında bulunduranlar tarafından, doğumu gösteren resmi belgeye veya sözlü beyana
dayalı olarak da yapılır. Evlilik dışında doğan çocukların bildirimi ise ana, ananın küçük,
kısıtlı veya ölmüş olması ya da velayetin kendinde alınmış olması durumunda çocuk için
atanacak vasi veya kayyımları tarafından veya velayetin babaya verilmesi durumunda baba
tarafından yapılır” (Yön.m.26).
Görüldüğü üzere yurt içinde doğan çocuklar bulundukları nüfus müdürlüğüne bildirimde
bulunmaları gerekir. Böylece çocuğun kanunun aradığı usul şartlarını yerine getirmesiyle
Türk vatandaşlığını kazanacaktır.
2.1.2.3.2. Yurt dışında doğan çocuklar
5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunun 15.maddesi kapsamında yurt dışında Türk ana veya
babadan doğan çocuk hakkında altmış gün içinde dış temsilciliğe bildirilmesi gerekir.
Kanunda bildirim yükümüne uymayanlara para cezası öngörülmesine rağmen yurt dışında
gerçekleşen doğumlarda, bildirim yükümüne uyulmadığı görülmektedir163.
Acaba, çocuğun tescilinin yapılmaması onun Türk vatandaşlığını kazanmasına engel teşkil
edecek mi? Kanunda bildirim yükümlülüğünü yerine getirmeyenler için idari para cezası
öngörülmektedir. Özellikle yurt dışında yapılan doğumlarla ilişkin olarak, bildirim
yükümlülüğüne uyulmamasının önüne geçebilmek için kanunda özel düzenleme yapılmıştır.
Yönetmelikte yurtdışında yaşayan ve on sekiz yaşını tamamladığı halde doğuma ilişkin
161
RG.29.04.2006- 26153.
RG. 23.11.2006- 26355.
163
Doğan, V, a.g.e, s.52.
162
42
bildirimde bulunmayan kişilerin durumu düzenlenmektedir. Buna göre “Yurt dışında
yaşayan ve on sekiz yaşını tamamladığı halde doğumuna ilişkin bildirimde bulunmayan
kişilerin aile kütüğüne tescili, Türk vatandaşı ana veya babadan dolayı Türk
vatandaşlıklarının Bakanlıkça yapılacak inceleme sonucunda tespiti halinde mümkündür ”
(Yön. m.8).
Yönetmenliğin 10.maddesine göre “Bakanlıkça yapılacak inceleme ve araştırma sonucunda
Türk vatandaşı anadan doğduğu veya babadan olduğu tespit edilen kişinin, doğumundan
itibaren Türk vatandaşı olduğu aile kütüğüne tescil edilir”. Buna mukabele, sunular
bilgilerle çocuğun Türk vatandaşı ana veya babadan olduğunu ispat edilememesi halinde
başvurunun Bakanlıkça reddedileceği belirtilmektedir (Yön.m.10/2).
Sonuç olarak, çocuğun doğumuna ilişkin bildirimde bulunulmaması söz konusu çocuğun
Türk vatandaşlığını kazanmasına engel teşkil etmez. Şöyle ki, çocuğun Türk vatandaşı ana
veya babadan olduğu ispat edilmesi durumunda, kanunun öngördüğü işlemleri takip ederek,
Türk vatandaşlığını kazanabilecektir.
2.1.2.4. Soybağı Esasıyla Türk Vatandaşlığını Kazanmaya İlişkin Bazı Hususlar
Aşağıda soy bağına dayanılarak Türk vatandaşlığının kazanılmasında vatandaşlık kazanma
anı ve seçme hakkını kullanarak vatandaşlıktan ayrılma üzerinde durulacaktır.
2.1.2.4.1. Vatandaşlığın kazanma anı
Soybağı esasıyla vatandaşlık kazanılmada kazanma anının ne zamandan itibaren hüküm ve
sonuç doğuracağı sorusunun aydınlatılması gerekir. Soy bağına dayanılarak Türk
vatandaşlığının kazanılmasında kazanma anı olarak doğum anı mi ya da işlem anı mi esas
alınacaktır.
Yukarıda işaret ettiğimiz üzere kişi soy bağına dayalı olarak, doğumundan itibaren Türk
vatandaşlığını kazanmaktadır. Ancak kişinin Türk vatandaşlığını kazanabilmesi için ana ve
baba arasındaki soybağının hukuken geçerli bir şekilde kurulması gerekir.
Doğuma ilişkin bildirimin yapılmaması veya tescile ilişkin gecikmeler soybağı esasıyla
vatandaşlık kazanma anını etkilememektedir. Diğer bir ifadeyle, tescil işlemi hangi anda
43
yapılırsa yapılsın, soybağı esasına göre Türk vatandaşlığını kazanma anı çocuğun doğum anı
esas alınmaktadır164.
2.1.2.4.2. Seçme hakkını kullanarak Türk vatandaşlığından ayrılma imkânı
Seçme hakkı eskiden kullanıldığı tabiri ile hıyar hakkı Fransızca ’da (droit d’option) yani,
bir kişinin iki tabiiyetten birini seçmesi demektir165. Seçme hakkı ile Türk vatandaşlığının
kazanılması kişinin kendi isteğiyle yetkili bir makam onayına gerek kalmadan bir devlet
vatandaşlığının kazanılmasıdır166.
Bireyin vatandaşlık ilişkisinin kesilmesi, vatandaşlığın kazanılmasıyla birlikte yetkili
makam kararı yanında kişi iradesine bağlanabilen bir süreç olarak ifade edilmektedir. Genel
olarak, milli hukuk sistemleri ülke menfaatlerine aykırı faaliyette bulunan kişilere yönelik
olarak “vatandaşlıktan kovma” şeklindeki bir yaptırım olarak kabul etmişlerdir. Ayrıca,
bireyin başka bir ülke vatandaşlığını kazanma amacıyla veya başka ülke vatandaşlığına sahip
olması durumunda belirli şartları taşıma koşuluyla söz konusu hak tanınmaktadır167.
Türk Vatandaşlık Kanunu, m.34/1.a kapsamında “Ana ya da babadan dolayı soy bağı
nedeniyle doğumla Türk vatandaşı olanlardan yabancı ana veya babanın vatandaşlığını
doğumla veya sonradan kazananlar” ergin olmalarından başlayarak üç yıl içinde
kullanılmak üzere seçme hakkı yoluyla Türk vatandaşlığından ayrılma imkanı
tanınmaktadır.
Seçme hakkı yoluyla Türk vatandaşlığından ayrılmak isteyen kişi aynı zamanda başka bir
devletin vatandaşlığını taşıması gerekir168. Söz konusu şart Türk Vatandaşlık Kanunun
34.maddesine dayanmaktadır. Buna göre “… vatandaşlığın kaybı ilgiliyi vatansız kılacak ise
seçme hakkı kullanılamaz”. Anılan hüküm altında yatan ana gaye, vatansızlığı önleme
olduğu söylenebilir.
Doğan, V.(2015). Milletlerarası Özel Hukuk, Pratik Çalışmaları, Ankara, s.7, Nomer, E, a.g.e, s.157.
Berki, O, F.(1970), a.g.e, s.281, Uluocak, N, a.g.e, s.102, Göğer, E, a.g.e, s.168-171.
166
Aybay, R, a.g.e, s.75, Berki, O, F, a.g.e, s.282, Uluocak, N, a.g.e, s.102.
167
Kibar, E. (2012). Prof. Dr İlhan Unat’a Armağan, Mülkiyeliler Birliği 2012/1, Ankara, s.256.
168
Güngör, G, a.g.e, s.173.
164
165
44
Eşlerin seçme hakkının kullanarak Türk vatandaşlığından ayrılması çocuğun vatandaşlığı
üzerinde de muayyen ölçüde etki oluşturmaktadır. Kanunun 27/2.maddesi uyarınca
“Eşlerden birinin çıkma izni almak suretiyle Türk vatandaşlığını kaybetmesi diğer eşin
vatandaşlığına tesir etmez. Türk vatandaşlığını kaybeden ana yada babanın talebinin
bulunması ve diğer eşin de muvafakat etmesi halinde çocukları da kendileri ile birlikte Türk
vatandaşlığını kaybederler. Muvafakat verilmesi halinde hakim kararın göre işlem yapılır.
Çıkma izni almak suretiyle Türk vatandaşlığını birlikte kaybeden ana ve babanın çocukları
da Türk vatandaşlığını kaybeder ”. Böylece, seçme hakkını kullanmak suretiyle Türk
vatandaşlığından çıkan ana veya babanın çocukları onlara bağlı olarak Türk vatandaşlığını
kaybetmektedirler.
2.2. Kazak Hukukunda Soybağı Esası
Çalışmamızın bu kısmında Kazak hukukunda soy bağı esası üzerinde durulacaktır. İlk
olarak, Kazak hukukunda vatandaşlığa ilişkin yürürlükteki düzenlemelere geçmeden önce
Kazak vatandaşlık hukukunun tarihi gelişimi izah edilecektir. Ardından Kazak hukukunda
vatandaşlığa ilişkin yasal düzenlemeler ve soy bağına dayalı olarak Kazak vatandaşlığının
kazanılması incelenecektir.
2.2.1. Tarihi Gelişimi
Kazak hukukunun vatandaşlık tarihi uzun sürelik geçmişe dayanmaktadır. 8.yüzyılda
bugünkü Kazakistan topraklarında yaşamış olan Oğuz, Kıpçak, Nayman, Karluk, Calayar,
Argın ve Dulat gibi farklı Türk boyları 15.yüzyıla kadar “Altın Orda” devletinde ve daha
sonra “Ak Orda” devletinde yaşamlarını sürdürmüşler169.
Doğal olarak, söz konusu dönemlerde vatandaşlık, günümüz vatandaşlık kavramından farklı
anlamda kullanılmıştır. Bu dönemlerde, vatandaşlık, kişinin oturduğu devlete aidiyeti
sadakat bağı (tebaa) ile tespit edilmiştir. Bundan dolayı Kazak hanlıklarında yaşamlarını
sürdüren kişiler Kazak Hanlıkları tabiiyetine sahip olarak kabul edilmiştir170.
Akişev, Asilbekov, Baypakov.(1994). Kazakistan Tarihi: Ocherklar, Almata, s.110.
Erofeeya, A.(2005). Ponyatiye i Printsipi Grajdanstva Rossiyskoi Federatsii, Moskova Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, Yayınlanmamış, s.3-5.
169
170
45
Kazak hukukunda vatandaşlığa ilişkin ilk yasal düzenlemeler Sovyetler Birliği döneminde
yapılmaya başladığından çalışmamızın odak noktası Sovyetler Birliği döneminden itibaren
Kazak vatandaşlık hukukunda yaşanan gelişmeler olacaktır.
2.2.1.1. Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği Döneminde Vatandaşlık
2.2.1.1.1. Genel olarak
Ezici çoğunluklu Sovyet hukukçuları, genellikle, vatandaşlığı kamu hukukunun bir müessesi
olarak görmüşler. Bütün Sovyetler Birliğine üye ülkeler düzeyinde devlet hukukunun önemli
müessesini oluşturan vatandaşlık hukukunun uygulanmasına ilişkin kurallar Sovyetler
Birliği mevzuatına göre belirlenmiştir. Söz konusu kurallar Sovyetler Birliği devletinin
egemenlik haklarına dayandırılmış ve bu vatandaşlık konularını düzenlemeye yönelik özel
kurallar koyma yetkisine bağlanmaktadır171.
Bu dönemde vatandaşlığa ilişkin meseleler 1924 tarihli Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler
Birliği Anayasasında172 düzenlenmektedir. Vatandaşlığa ilişkin konular Anayasanın
2.bölümünde “Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliğine Üye Devletlerin Bağımsızlığı ve
Üye Devletler için Tek Vatandaşlık” başlığı altında düzenlenmiş ve Sovyet Sosyalist
Cumhuriyetler Birliği tek vatandaşlığı tanımış ve SSCB’ye Üye Devletlerin her bir
vatandaşı, SSCB vatandaşı olarak muamele görmüştür173.
Sovyetler Birliği döneminde vatandaşlığa ilişkin birkaç yasa174 kabul edilmesine rağmen
Sovyet vatandaşlığı tanımına yer verilmemiştir. Doktrinde söz konusu tanıma ilişkin
birtakım açıklamalar bulunmaktadır. 1965 tarihli Sovyet Hukuk Ansiklopedisinde yer alan
tanıma göre vatandaşlık “Bir kişinin bir devlete ait olma durumu olup devletin hem yurt
171
Ginsburgs, G.(1983). The Citizenship Law of The USSR, USA, s.19.
Anayasanın Rusça ve İngilizce metini için bkz, web: http://www.hist.msu.ru/ER/Etext/cnst1924.htm, ve
https://faculty.unlv.edu/pwerth/Const-USSR-1924(abridge).pdf, Erişim: 18.12.2016.
173
İnternet: 1924 Osnovnoi Zakon SSSR (1924 tarihli SSCB Anayasası),
Web:
http://www.hist.msu.ru/ER/Etext/cnst1924.htm#2,, Erişim. 27.02.2016.
174
Sovyetler Birliğine üye ülkelerin yeni ve eski vatandaşlık kanunlarının değerlendirmesi için bkz. Makaryan,
Sh.(2005). Citizenship Acquisition and Naturalization of Immigrants in the 15 Former Soviet Union
Republics:
Conforming
the
World
Culture
or
Following
National
Identity?
Web:
http://www.democracy.uci.edu/files/docs/conferences/grad/makaryanpaper.pdf. Sovyetler Birliği döneminde
kabul
edilen
tüm
Vatandaşlık
Kanunlarının
Rusça
metni
için
bkz.
Web:
http://pravo.levonevsky.org/baza/soviet/sssr0889.htm, Erişim: 16.12.2016.
172
46
içinde hem de yurt dışında yasal olarak statüsünü belirleyen sabit bir yasa”175 şeklinde ifade
edilmiştir.
Başka bir tanıma göre “Sovyet vatandaşlığı, ülkenin siyasi, ekonomik, kültürel ve sosyal
hayatına aktif olarak katılma hakkı veren, anayasaya dayalı olarak, bir kişinin Sovyet
sosyalist devletine dahil edilmesidir. Sovyet devleti kendinin karşılıklı hakları olduğu kadar
kişiye de koruma sağlar”176. Son olarak, Sovyetler Birliğinin önde gelen bir grup uluslararası
hukukçularının yaptığı bir tanıma göre “Vatandaşlık, fiilen bir kişinin belli bir devlette kalıcı
olarak yaşamını sürdürmesi ve söz konusu bireyin hak ve yükümlülüklerinin tümünü
içermesidir. Sovyet yurttaşlığı, bir kişinin Sovyet sosyalist devletine yasal olarak üye olması
demektir”177
Görüldüğü üzere vatandaşlığa ilişkin yapılan tanımların ortak noktası devlete üyelik veya
aitlik şeklinde ifade edilmiştir. Yapılan tanımların diğer bir ilgi çekici yönü vatandaşlığın az
yada çok devletin mülkiyeti olduğu ve kendine özgü birkaç sınırlamalar saklı kalmak
kaydıyla sahibinin söz konusu mülkiyet üzerinde tasarruf yapabileceği ve kullanabileceği
izlenimi vermektedir178.
Sovyetler Birliği hukukunda uyrukluk ve vatandaşlık arasında bir ayrım yapılmıştır. Buna
göre vatandaşlık tamamen yasal bir statüye sahipken uyrukluk etnik bir köken anlamını ifade
etmiştir. Sovyetler Birliği mevzuatı uyarınca her Sovyet kişisi sadece Sovyet vatandaşı değil
aynı zamanda bir uyrukluğa da sahipti. Bundan dolayı her Sovyet vatandaşı Sovyetler Birliği
toprağını oluşturan birçok ülkeden birine ait olmakla birlikte resmen Sovyetler Birliği
vatandaşlığını da taşımıştır179.
Sovyetler Birliği hukuk anlayışı bakımından vatandaşlık üç noktada toplanabilir180
İlk olarak, Sovyetler Birliğine üye üniter ve özerk devlet vatandaşları aynı zamanda
Sovyetler Birliği vatandaşı (ipso facto) olarak kabul edilmiştir. Ancak kişi söz konusu devlet
Shevstov, W.(1965). Grazhdanstvo (Vatandaşlık), Entsiklopedicheskii Slovar' Pravovykh Znanii-Sovetskoe
Pravo (Sovyetler Hukuku Ansiklopedisi), Moskova, s.90.
176
Yuridicheskii Spravochnik Dliia Naseleniia (Popüler Hukuk Sözcüğü).(1968). Moskova, s24.
177
Gromyko, Golunskii ve Khvostov.(1960). Diplomaticheskii Slovar (Diplomatik Sözlük), Moskova, s.405.
178
Osakwe, Ch.(1980). Soviet Citizenship Law in Historical Perspective, The American Journal of
Comparative Law 28(4), s.629.
179
Ginsburgs, G.(1983). a.g.e, s.193, Osakwe, Ch, a.g.e, s.630.
180
Osakwe, Ch, a.g.e, s.635.
175
47
vatandaşlığını taşımadan Sovyetler Birliği vatandaşı olabilmekteydi. Mesele, Federasyon
vatandaşı olma gibi.
İkinci olarak, hukuki bir kavram olarak vatandaşlık, vatandaşlık yasaları ile belirlenmiştir.
Buna göre vatandaşlığın kazanılması ve kaybı pozitif hukuk meselesidir. Söz konusu
meseleler doğal hukukla düzenlenmemelidir.
Son olarak, Sovyet vatandaşlığının kazanılması veya kaybına ilişkin kararlar veya
vatandaşlığın geri alınıp alınmaması konuları Sovyet devletinin özel yetkisi dahilindedir.
Sovyetler Birliği döneminde kişinin kendi isteğiyle vatandaşlıktan ayrılması birçok
bakımdan boşanma işlemi gibi algılanmıştır. Şöyle ki, vatandaşlıktan ayrılma işlemi yetkili
makamlara yapılan başvuruyla gerçekleştirilmiştir. Aynı şekilde, boşanmada da taraflar
hakkında resmen bir karar çıkarılmadığına kadar söz konusu işlem herhangi bir hüküm ve
sonuç doğurmamıştır. Evlilik ilişkisinin tek taraflı olarak sonlandırılması mümkün olmadığı
gibi, Sovyet vatandaşlığının tek taraflı reddi de herhangi bir hukuki sonuç doğurmamıştır.
Bununla birlikte, SSCB Yüksek Sovyet Divanı’nın kişinin Sovyet vatandaşlığından çıkmaya
onay vermemesi yönündeki kararına karşı herhangi bir yüksek makama itiraz edilemezdi181.
Yukarıda işaret edilen açıklamalara dayanarak şu sonuç çıkarılabilir. Sovyetler Birliği
döneminde kişiye vatandaşlığını seçme hakkı tanınmadığı ve Sovyet mevzuatı kişinin bu
hakkını kabul etmediği söylenebilir. Üstelikle, bu dönemde vatandaşlığa ilişkin konularda
yargı yolu kapalı tutulmuştur. Sovyet devletinin kendi vatandaşlarına karşı böyle bir tutumu
Sovyet Birliğine üye ülkelerin sömürge altında tutmanın bir görünümü olarak
değerlendirilebilir. Ancak, devletin kişinin zorla kendi vatandaşlığında tutması ne devlet
bakımından ne de kişi bakımından bir yararı olmayacağı aşikârdır.
Sovyet vatandaşlık hukukuna göre Sovyet vatandaşlığı üzerindeki haklar ancak Sovyet
yasaları tarafından tanınan hakları ifade etmiştir. Bahse konu hakkın yasal dayanağını SSCB
Anayasası, üye ülke Anayasaları ve Sovyet devletinin çıkardığı diğer idari kural ve
düzenlemeler oluşturmaktadır. Sovyetler Birliği ve üye devletler düzeyindeki yasal
düzenlemelerde vatandaşlık özel hak olarak düzenlenmemiştir. Bu sebeple, söz konusu hak
181
Ginsburgs, G.(1970). Soviet Law and the Acquisition of Citizenship at Birth, The University of Toronto
Law Journal, 20 (1), s.32, Osakwe, Ch, a.g.e, s.631.
48
da talep edilememiştir. Diğer bir deyişle, Sovyetler Birliği mevzuatı çerçevesinde, bireysel
haklar bakımından, vatandaşlık hakkı ne anayasada ne de diğer yasalarda düzenlenmiştir182.
Sovyetler Birliği döneminde vatandaşlık konusunda ilk düzenleme bu 1917 tarihli “İnsanları
Sınıflara Ayırmanın Genel Kaidelerini Kaldıran Kararname” dir. Söz konusu Kararname,
Sovyet devletinde ikamet eden toplumun tüm kesimini farklı hukuk kaidelerine tabi kılan
düzenlemeleri ortadan kaldırmış ve insanları hiçbir ayrıma tabi tutmayan yeni hukuki
düzenlemeler getirmiştir. Kararname ortak vatandaşlık kavramı getirmiş ve SSCB devleti
içinde oturan belirli şartları taşıyan herkes “SSCB Vatandaşı” olarak kabul edilmiştir.
Kararnamede yer alan “Vatandaşlık kavramı” gerçek kişiyi bir devlete bağlayan hukuki ve
siyasi bağ olarak tanımlanmıştır183.
2.2.1.1.2. 1924 tarihli ve 1938 tarihli SSCB Vatandaşlık Kanunu
Bu dönemde yaşanan diğer bir gelişme 1924 tarihli SSCB Vatandaşlık Kanunu’dur. Kanun
vatandaşlığa ilişkin konuları düzenlemektedir. Kanuna göre SSCB vatandaşlığının
kazanılması doğumla ve yetkili makam kararı ile gerçekleşmektedir (m.3, 7). SSCB
vatandaşlığının kaybedilmesi ancak yetkili makam kararı ile olabilmekteydi (m.9). Kanunda,
evlenme yolu ile kazanılan yabancı vatandaşlığın eşlerin vatandaşlığını etkilemeyeceği
kabul edilmiştir (m.5). Çocuğun evlat edinme yolu ile ülke vatandaşlığını kazanabilmesi için
ilgili ülkenin bu konuda rızası aranmıştır (m.13).
1924 tarihli vatandaşlık yasasında ilave hükümler getirilmiştir. Buna göre kanunda
öngörülen gruba dahil edilen kişilerin (örneğin, çocuğun vatandaşlığını belirlemeye ilişkin
ana ve babanın anlaşma yapması ve bu anlaşmada Sovyetler Birliği vatandaşlığını tercih
etmesi gibi) çoğunluğa ulaşması halinde kolaylaştırılmış vatandaşlık kazanma işlemleri
getirilmiştir184.
182
Osakwe, Ch.(1978).The Theories and Realities of Modem Soviet Constitutional Law: An Analysis of the
1977
USSR.
Constituon,
University
of
Pennsylvania
Law
Review.
s.1399,
web:
http://scholarship.law.upenn.edu/cgi/viewcontent.cgi?article=4875&context=penn_law_review,
Erişim:
15.12.2016
183
İnternet: Bundarsova, A.(2007). Vehi i İstoriya Osnovnogo Zakona (Kanun Tarihçesi ve Gelişim Süreci),
Web: www.kazpravda.kz. Erişim:27.03.2016.
184
Ginsburgs, G.(1970). a.g.e, s.72.
49
Bir grup Sovyet hukukçuları kolaylaştırılmış işlemlerin kanunda öngörülmesi (de lege
ferenda) gerektiğini belirterek buna ilişkin değerlendirmede bulunmuşlar. Söz konusu
değerlendirmeler şöyle özetlenebilir185.
- Vatandaşlık kazanmaya ilişkin kolaylaştırılmış işlemler federal yasa ile düzenlenmelidir.
- Sorunun çözümlenmesi için en uygun yol Sovyetler Birliği topraklarında ikamet etmek
şartıyla, Sovyet vatandaşlığına kabul etmek olacaktır.
- Kolaylaştırılmış işlemelere ilişkin yönetmelikte kanunda öngörülen kişi grubunun
çoğunluğa ulaşılmasından ne anlaşılması gerektiği açıkça belirtilmelidir.
- Bu kişilerin yurt dışında ikamet etmeleri halinde SSCB'nin yurtdışındaki temsilcileri
tarafından isteğe bağlı olarak Sovyet vatandaşlığına kabul edilebilir.
Kanun koyucunun bahse konu hükümlerde böyle bir boşluk bırakmasının temelinde Sovyet
yönetiminin vatandaşlık hakkının reddi yatmaktadır. Sovyet yönetiminin böyle bir tutumu
doğal karşılanabilir. Şöyle ki, bu dönemlerde Sovyetler Birliğinde toplu olarak
“hızlandırılmış” vatandaşlık kazandırma, yeniden vatandaşlık kazandırma ve vatandaşlıktan
çıkarma, farklı durumlarda, bir ceza yöntemi olarak kullanılmıştır. Sovyetler Birliği
döneminde vatandaşlık konuları sadece merkezi makamlar tarafından çıkarılan özel
kararnamelerle
Sovyet
vatandaşlığının
kazanılması
ve
kaybına
ilişkin
şartlar
değiştirilebilirdi veya düzenlenebilirdi186.
Bu dönemde kabul edilen vatandaşlığa ilişkin kanunlarda sık sık değişiklik yapıldığından
söz edilebilir. 1931 tarihli SSCB Vatandaşlık Kanunu, SSCB vatandaşlığının kazanılması
konusunda yeni bir düzenleme getirmemiştir. Ancak, SSCB Vatandaşlığının kazanılması ve
kaybında yetkili makamda değişikliğe gidilmiştir. Buna göre, vatandaşlığın kazanılması ve
kaybı konusunda yetkili makam olarak SSCB Yüksek Sovyet Divanı (YSD) kabul
edilmiştir187.
Kishin, S.(1925). Sovetskoe Grazhdanstvo (Sovyet Vatandaşlığı), Moskova, s.48.
Ginsburgs,G.(1970). ag.e, s.72.
187
Bundarsova, A, a.g.e.
185
186
50
1938 tarihinde yeni SSCB Vatandaşlık Kanunu yürürlüğe konulmuştur. Söz konusu
Kanunun 2.madesine göre, aşağıdaki nitelikleri taşıyan kişiler SSCB vatandaşı olarak kabul
edilmiştir:
- “7 Ekim 1917 tarihinde, yani SSCB kurulana kadar kendi devletinin vatandaşlığında
olanlar ve o tarihten kanunun yürürlük tarihine kadar (1938) Sovyet vatandaşlığını
kaybetmeyenler
- Kanunun şartlarına bağlı olarak vatandaşlık kazanan kişiler”
1938 tarihli Vatandaşlık Yasası eleştiriye açık hükümlerinden dolayı tartışmalara neden
olmuştur. Şöyle ki, yasada aslı vatandaşlığın kazanılmasına ilişkin açık bir hüküm
bulunmamaktadır188. Buna rağmen bazı yazarlar SSCB vatandaşlığının doğumla
kazanılmasının temelinde kan esası ya da Sovyet vatandaşı ana ve babadan olan çocuğun
Sovyet vatandaşı olacağını ileri sürmüşler189. Söz konusu görüş Sovyet vatandaşı bir ana
veya baba soyunun yasal statüyle ilgili olduğu ölçüde yerindedir. Aynı şekilde, soybağı
yoluyla çocuğun Sovyet vatandaşlığının kazanabilmesi için ne ana ve babanın talebi ne de
doğum yeri (SSCB topraklarında ya da yabancı bir ülke topraklarında doğma) önemlidir190.
Görüldüğü üzere 1924 ve 1938 tarihli vatandaşlık yasalarında birkaç çelişkili hükümler
bulunmaktadır. Söz konusu yasalar Sovyet devletinin menfaati için hizmet ederken Sovyet
vatandaşı menfaatinin geri plana bırakıldığı ortadadır. Bu da kişinin temel hakkının bir
parçasını oluşturan vatandaşlık hakkının ihlal edildiğinin bir işareti olduğu söylenebilir.
2.2.1.1.3. 1977 tarihli SSCB Vatandaşlık Kanunu
1977 tarihli SSCB Anayasası’ndan esinlenerek 1 Aralık 1978 tarihli SSCB Vatandaşlık
Kanunu kabul edilmiştir. Yeni Vatandaşlık Kanunu kendinde birçok evrensel ilkeleri
barındırmıştır. 1978 tarihli SSCB VK’ nun 15.maddesine göre SSCB vatandaşlığını
kazanmak isteyenlerin ırk, dil, millet, oturduğu yer ayrımı yapılmadan vatandaşlığa yetkili
makam kararıyla karar alınabileceği belirlenmiştir.
188
Taracouzio, T.(1939). The Soviet Citizenship Law of 1938, Journal of International Law, 18(1), s.24.
Lepeshkin, A.(1961). Sovetskogo Gosudarstvennogo Prava (Sovyet Vatandaşlık Hukuku), Moskova, s.465.
190
Voevodin, L ve Kravchuk, S.(1967). Gosudarstvennoe Pravo SSSR (SSCB Devletler Hukuku), Moskova,
s.179.
189
51
1977 tarihli Vatandaşlık Yasası, 1938 tarihli Vatandaşlık Yasasından farklı olarak, daha
ayrıntılı hükümler getirmektedir. Yasaya göre SSCB vatandaşlığı birkaç durumlarda
kazanılmaktadır. Kişi Sovyet vatandaşlığını doğumla, yetkili makam kararıyla, evlat edinme
ve seçim yoluyla kazanmıştır. Ayrıca, SSCB’nde bulunan kimsesiz çocuklar da Sovyet
vatandaşı olarak kabul edilmiştir.
Yeni Vatandaşlık Yasası soybağı esası ve doğum yeri esasına bağlı olarak Sovyet
vatandaşlığını kazanmada birkaç yol öngörmektedir. Yasanın 11.maddesi uyarınca Sovyet
vatandaşı ana ve babadan doğan çocuk, doğduğu yere bakılmaksızın, Sovyet vatandaşlığını
kazanmıştır. Yasanın 12.maddesinde ise Sovyet vatandaşı ana veya baba diğeri ise yabancı
devlet vatandaşı ana veya babadan olan çocukların vatandaşlığına ilişkin hükümler
düzenlenmiştir. Buna göre, Sovyet vatandaşı ana veya baba diğeri ise yabancı devlet
vatandaşı ana veya babadan olan çocuklar, doğum anında ana ve babanın mutad meskeni SB
topraklarında olması kaydıyla, doğumundan itibaren Sovyet vatandaşlığını kazanmıştır. Söz
konusu ana babanın Sovyetler Birliğinde mutad meskeni bulunmaması halinde ana babanın
her ikisinin de Sovyet vatandaşlığına rıza göstermesi durumunda, çocuk doğduğu andan
itibaren Sovyet vatandaşlığını kazanmıştır (m.12).
1977 tarihli Vatandaşlık yasası vatansız kişiler bakımından evrensel ilkeleri benimsemiştir.
Yasanın 13.maddesine göre ana veya babadan birisinin Sovyet vatandaşı olması diğerinin
vatansız olması veya vatandaşlığının belirlenememesi halinde, çocuğun doğduğu yere
bakılmaksızın, çocuk doğduğu andan itibaren Sovyet vatandaşlığını kazanmıştır. Böylece
13.maddenin uygulama alanı soy bağına bağlı olarak Sovyet vatandaşlığını kazanma
bakımından daha genişletilmiştir191.
Sovyet vatandaşlığı kazanmanın diğer bir yolu yetkili makam aracıyla olabilmektedir.
Yasanın 15.maddesinde yabancı veya vatansız bir kişi ulusal köken, cinsiyet, eğitim düzeyi,
dil ve ikametgah yerine bakılmaksızın Sovyet vatandaşlığına başvuruda bulunabilecekleri
hüküm altına alınmıştır. Yabancı ülke vatandaşı veya vatansız kişilerin bu yolla Sovyet
vatandaşlığı kazanmalarında Sovyet yasaları dünyanın herhangi bir coğrafi bir bölgesi
bakımından kota uygulamamıştır192. Bu yolla kazanılan vatandaşlığın diğer bir ilginç yönü,
191
Osakwe, Ch, a.g.e, s.635, Ginsburgs, G, a.g.e, s.76.
Osakwe, Ch, a.g.e, s.635, Boguslavski, M.(1988). Private International Law: The Soviet Approach, The
Netherlands, s. 36.
192
52
kişinin Sovyet vatandaşlığını kazanabilmesi için hiçbir şart aranmamasıdır. Sovyet
vatandaşlığı kabulü için ön şart olarak ikamet ve yerleşme niyeti hatta dil şartı bile talep
edilmemiştir193.
1977 tarihli Vatandaşlık Yasası kanunda öngörülen şartları yerine getirmesi halinde
küçüklere (14 yaş altı) Sovyet vatandaşlığı kazanma hakkı tanınmıştır. Buna göre ana veya
babadan birisinin Sovyet vatandaşı diğerinin ise yabancı ülke vatandaşı olması halinde çocuk
Sovyet vatandaşlığını kazanmıştır (m.20). Ana veya babadan birisinin Sovyet vatandaşı
diğerinin ise vatansız olması halinde de, SB topraklarında çocuğun mutad meskeni
bulunması şartıyla, Sovyet vatandaşlığını kazanmıştır (m.21).
Kesin olarak söylenebilir ki, Sovyet vatandaşlığını kazanmak için başvurulan ilk yol seçme
hakkı değildir. Çünkü 1977 tarihli Vatandaşlık Yasası çifte vatandaşlığı tanımamaktadır
(m.8). Dolaysıyla, Sovyet vatandaşları yabancı devlet vatandaşına sağlanan haklar için
talepte bulunamamışlar194. SB çifte vatandaşlıkla ilgili ortaya çıkabilecek ihtilafları ortadan
kaldırmak adına diğer sosyalist devletlerle bir dizi ikili anlaşmalar imzalamıştır195.
Sovyet vatandaşlığının kaybı bakımından vatandaşlık ilişkilerinin kesilmesi yetkili merciiler
kararıyla gerçekleştirilebilirdi. Kişinin vatandaşlıktan çıkması yetkili makamlarca izin
verilmedikçe Sovyet vatandaşlığını tek taraflı olarak reddetmek mümkün değildi.
Vatandaşlıktan kaybı veya reddi konusunda SSCB Yüksek Sovyet Divanı’nın (YSD) yetkisi
olmasına rağmen 1977 tarihli Vatandaşlık Yasası Sovyet vatandaşının vatandaşlıktan çıkma
talebinde
bulunamayacağı
yönündedir196.
Yasanın
17.maddesi
uyarınca
Sovyet
vatandaşlığından çıkmak isteyen bir kişi “devlete karşı bir sorumluluğu”, “başka bir
vatandaşa veya devlete karşı maddi bir yükümlülüğü”, “devam etmekte olan cezai devada
davalı olması”, “nihai bir yargı kararının uygulanmasına karşı bir konu”, “SB devletinin
ulusal güvenliğine aykırılık” söz konusuysa vatandaşlıktan çıkma talebi reddedilebilmiştir.
1977 tarihli Vatandaşlık Yasası, önceki vatandaşlık yasalarından farklı olarak, vatandaşlığa
alınma ve kayı konusunda SB üye devletlerin yetkisini açıkça düzenlemiştir (m.26). Yasanın
27.maddesi uyarınca vatandaşlığa ilişkin tüm başvurular SSCB Yüksek Sovyet Divanı’na
193
Osakwe, Ch, a.g.e, s.636, Boguslavski, M, a.g.e, s.35.
Chkhikvadze, V.(1978). Megdunarodnogo Prava (Uluslararası Hukuk), Moskova, s.151.
195
Osakwe, Ch, a.g.e, s.639.
196
Osakwe, Ch, a.g.e, s.639, Boguslavski, M, a.g.e, s.37.
194
53
(YSD) veya SB’ne üye devletlerin Yüksek Sovyet Başkanlığına yapılacaktır. Yurtdışında
yapılan başvurular ise SB dış temsilcilikleri aracıyla sağlanacaktır.
Görüldüğü üzere Sovyetler Birliği döneminde Sovyetler Birliği vatandaşlık yasalarının
yerleşik gelenekleri korunmuştur. Bu bağlamda devletin vatandaşlık statüsü vermeye,
reddine ve ya iptal etme gücünün mutlak olduğu ve yalnızca kendi kendine dayatılan
sınırlamalara tabi olduğu vatandaşlık yasalarına yansıtılmıştır197. Diğer taraftan Sovyet
vatandaşlarının pozitif haklarının korumasına ilişkin hükümlere yer verilmediği ve bu
hakkın özel hak olarak düzenlenmediği belirtilmelidir. Dolaysıyla, vatandaşlık konularında
Sovyetlerin ulusal yargı yetkisi sınırlandırıldığı ve Sovyetler Birliğinin taraf olduğu
uluslararası anlaşmalar ancak ilave kural olarak dikkate alındığı söylenebilir.
2.2.1.2. 1991 tarihli Kazak Vatandaşlık Kanunu
Kazakistan bağımsızlığını ilan ettikten sonra ilk defa 20 Aralık 1991 tarihinde kendi
Vatandaşlık Kanunu’na kavuşmuştur. Kazak Vatandaşlık Kanununda 1991 ve 2015 tarihleri
arasında beş defa değişiklik yapılmıştır198.
2012 tarihli Kazak Vatandaşlık Kanunu dokuz bölümden oluşmaktadır. Bunlar, Amaç,
Kapsam ve Tanımlar (m.1-9), Kazak vatandaşlığının kazanılması (m.10-18), Kazak
vatandaşlığının kaybedilmesi (m.19-25), vatandaşlık hizmetlerinin yürütülmesi (m.26-28),
Cumhurbaşkanının ve diğer yetkili makamların vatandaşlık kazanma konusundaki yetkileri
(m.29-31), Kazak vatandaşlığını kazanmak için başvuruda bulunma ve bu vatandaşlığa
başvuruda bulunan kişilerin dilekçelerinin yetkili
makamlarca incelenmesi (m.32-38),
vatandaşlık kazanma talep dilekçeleri ile ilgili kararlar ve ilgili hükümler (m.39-40), Kazak
vatandaşlığının kazanılması ve
kaybedilmesi konusunda yetkili makam ve kişilerin
kararlarına karşı itiraz yolu (m.41), Kazakistan Cumhuriyeti’nin kabul ettiği uluslararası
sözleşmelere ilişkin hükümleridir (m.42).
197
Osakwe, Ch, a.g.e, s.643.
Söz konusu değişiklikler: 3 Ekim 1995 tarihli 1017 sayılı yasa, 17 Mayıs 2002 tarihli 322 sayılı yasa, 4
Ekim 2004 tarihli 600 sayılı yasa, 20 Aralık 2004 tarihli 13 sayılı yasa ve 27 Nisan 2012 tarihli 63 sayılı yasayla
yapılmıştır. Yapılan son değişiklik için bakınız: http://www.refworld.org/pdfid/502caf112.pdf,
Erişim:12.03.2016.
198
54
2.2.2. Soybağı Esası
2.2.2.1. Kazak hukukunda soybağının kurulması
Kan esası, kişinin doğum anında soy bağı ile bağlı olduğu ana veya babasına bağlı olarak
kazandığı vatandaşlıktır. Çocuğun, soy bağı esasına dayanarak vatandaşlık kazanılmasında
çocuğun doğduğu yer önem taşımamaktadır. Önemli olan husus, çocuk ile ana veya babası
arasında soybağının kurulmasıdır199. Soy bağı esasından hareketle, kişinin Kazak
vatandaşlığını kazanabilmesi için ana veya baba ile çocuk arasından hukuken geçerli bir soy
bağının kurulması gerekir. Söz konusu kişinin hukuken geçerli soy bağının kurulması ile kişi
Kazak vatandaşlığını kazanacaktır. Ayrıca, ana veya baba ile çocuk arasında kurulan tabii
ilişki yeterli görülmemektedir. Kanun koyucu, bu ilişkinin aynı zamanda hukuken tanınmış
olma şartı aramaktadır.
Kazak vatandaşlık hukukunda da soy bağına dayanılarak kazanılan vatandaşlık ana esas
olarak kabul edilmektedir (KVK. m.10).
Kazak hukukunda soy bağına dayalı olarak Kazak vatandaşlığını kazanma esasları
düzenlenmektedir. “Evlilik birliği içinde ana babanın ikisinin de Kazak vatandaşı olması”,
“evlilik birliği dışında ana babanın ikisinin de Kazak vatandaşı olması”, “ana veya babadan
birinin Kazak vatandaşı olması” halleri soy bağına dayalı olarak Kazak vatandaşlığının
kazanma yolları olarak yer almaktadır.
2.2.2.1.1. Evlilik
KVK m.11’e göre çocuğun doğum anında ana ve babanın ikisi de Kazakistan Cumhuriyeti
vatandaşı ise çocuk doğumundan itibaren Kazakistan Cumhuriyeti vatandaşlığını kazanır.
Söz konusu madde hükmüne göre çocuğun doğum anında ana ve babanın Kazakistan
vatandaşı olması Kazakistan vatandaşlığını kazanma için yeterli görülmüştür. Böyle bir
durumda, çocuğun doğum yeri önem taşımamaktadır.
Çocuğun evlilik ilişkisine dayanarak Kazak vatandaşlığını kazanabilmesi için ana ve baba
arasında hukuken geçerli bir evlilik ilişkisinin bulunması gerekir. Bu bağlamda eşler
199
Çudakov, M, F.(1998). Kanstitutsionnoye Gosudarstvennoe Pravo Zarubejnıx Stran, Moskova, s.249-250.
55
arasındaki hukuken geçerliği bir evliliğin mevcudiyeti kanunun öngördüğü maddi ve şekli
şartlara bağlıdır.
Evliliğe ilişkin maddi şartlar bakımından evlenme ehliyeti ve evlenme engelleri esas
alınmaktadır. Bir kişinin evlenme ehliyetine ehil olabilmesi için erginlik yaşına ulaşmış
olması ve ayırt etme gücüne sahip olması gerekir. Kazak aile hukukuna göre genel evlenme
yaşı ön sekizdir. Ancak bazı istisnai durumlarda yetkili makam kararıyla bu yaş iki yaşa
kadar indirilebilir (KEAK.m.10)200. Bununla birlikte aynı cinsler arasındaki evlilikler,
evlenecek taraflardan birinin hâlen bir başkasıyla evli olması, yakın akrabalar arasındaki
evlilikler, evlat edilen ve evlat edinenler arasındaki evlikler, taraflardan birinin akıl hastalığı
bulunması gibi durumlar evlenme engelli teşkil etmekte ve bu tür evlilikler Kazak hukukuna
göre geçersizdir (KEA.m.11).
Görüldüğü üzere çocuğun evliliğe dayanarak Kazak vatandaşlığını kazanabilmesi için
hukuken geçerli bir evlilik ilişkisinin bulunması ön şarttır. Kanunun aradığı evliliğe ilişkin
şartları taşıyan ana ve babadan olan çocuk bu evliliğe dayanarak Kazak vatandaşlığını
kazanacaktır.
2.2.2.1.2. Tanıma
KMK’da evlilik birliği içinde babanın koca olmasının aile kütüğüne bağlı olarak
belirleneceği kabul edilmektedir. Buna göre, aile kütüğünde aile üyeleri olarak kayıt
edilenler ile hukuken geçerli bir soybağı kazanılmaktadır201.
Evlilik dışında doğan çocuğun tanınması çocuğun anası ile babasının birlikte evlenme
dairelerine başvurmalarıyla hukuki geçerlilik kazanmaktadır. KMK. m. 46/4’e göre çocuğun
anasının vefat etmesi, çocuğun anasının ehliyetinin olmaması veya çocuğun anasının
oturduğu yerin bulunmaması veya çocuğun anasının velayet hakkının hakim kararıyla
RG.26.11.2011-518.
Kanununun
İngilizce
metni
için
bkz.
http://online.zakon.kz/Document/?doc_id=31583872#pos=3;-237, Erişim: 24.12.2016.
201
KMK.m.50’ye göre,
1 Babalığın tanınması, ana veya babanın ana veya baba olarak tanınması için birlikte nüfus memuruna dilekçe
veren ana, fiilen çocuğun babası olarak bilenen, çocuğun vasisinin ve on sekiz yaşını dolduran çocuk
tarafından mahkemede babalık davası açılabilir.
2 Çocuğu gerçek babası olup olmadığı iddiası ile dava açma talebi, eğer babanın çocuğun fiilen babası
olmadığı belli ise babalık davası redd edilir.
3 Eğer çocuğun doğumu yapay döllenme yolu ile gerçekleşmiş ise, babalık davasının mahkemede açılmasına
doğumun yapay döllenme yolu ile gerçekleşmesi engel teşkil etmez.
200
56
kaldırılması veya kısıtlanması durumunda baba ile çocuk arasında soy bağının kurulması
için çocuğun vasi veya kayyımının izniyle veya bu da olmadığı hallerde mahkeme kararıyla
baba yetkili makama başvuru yapabilecektir.
KMK.m.47’ye göre, “istisnai bir durum olarak, çocuğun doğum anında ana babası birlikte
veya sadece babası babalığın tanınması için yetkili makama dilekçe verememiş ise, baba ile
çocuk arasında soy bağının kurulması için, çocuğun ergin olduktan sonra kendisinin veya
fiilen bakmakta olanın mahkemeye verdiği dilekçe ile babalık mahkeme kararı ile
tanınacaktır”. Kanun hükmünden hareketle babalığın mahkeme kararı ile tanınması
çocuğun
ergin
olduktan
sonra
kendisinin
yetkili
mahkemeye
başvurusu
ile
gerçekleşmektedir.
Kazak hukukunda babalığın tanınması çocuğun anası veya çocuk 18 yaşını doldurduktan
sonra
kendisi
tarafından
mahkemede
babalık
davası
açabilmektedir.
Ayrıca,
KMK.m.50.2’ye göre çocuğun doğumu yapay döllenme yoluyla gerçekleşmiş olması
halinde babalık davasının mahkemede açılmasına doğumun yapay döllenme yoluyla
gerçekleşmiş olması engel teşkil etmeyecektir.
Görüldüğü üzere tanıma ana babanın birlikte veya ancak babanın yetkili makamlara
başvurmasıyla gerçekleşmektedir. Buna mukabele, çocuk ergin olduktan sonra babalığın
tanınması için başvura bulunabilmektedir. Söz konusu yetkili makam aile daireleri veya
yetkili mahkeme olabilmektedir.
2.2.2.1.3. Babalık hükmü
Kazak hukukunda çocuk ile baba arasındaki soybağının yetkili mahkemece belirlenmesine
babalık hükmü veya babalık davası denilmektedir. KMK’da babalık hükmü veya babalık
davasına ilişkin takip edilecek hukuki süreç düzenlenmektedir. KMK. m.50.1’e göre
“babalık davası; çocuğun doğumuna ilişkin kayıt defterinde çocuğun ana veya babası olarak
gösterilenlerin, fiilen çocuğun anası veya babası olarak tanınan kişilerin, çocuğun ergin
olmasından sonra kendisinin, çocuğun vasisinin, (hakim kararıyla ile ehliyete sahip
olmayanların koruyucularının) talepleri dikkate alınarak açılacaktır”.
57
2.2.2.2.Vatandaşlığın soybağı esasıyla kazanılması
2.2.2.2.1. Evlilik birliği içinde veya dışında ana veya babanın ikisinin de Kazak
vatandaşı olması
KVK.m.11/1’e göre çocuğun doğum anında ana ve babanın ikisi de Kazakistan Cumhuriyeti
vatandaşı ise çocuk doğumundan itibaren Kazakistan Cumhuriyeti vatandaşlığını
kazanmaktadır. Bu durumda çocuğun Kazakistan sınırları içinde veya dışında doğması
önemli değildir. Bu noktada belirtilmesi gereken husus, KVK’da çocuğun Kazak vatandaşı
anaya veya babaya bağlı olarak Kazak vatandaşlığını kazanması çocuğun evlilik birliği
içinde doğma şartına bağlı olmamasıdır. Kanun koyucu, çocuğun ana ve babasının ikisinin
de Kazak vatandaşı olmaları çocuğun Kazak vatandaşlığını kazanması için yeterli
görmüştür.
Üzerinde durulması gereken diğer bir husus, ana ve babanın vatandaşlığını değiştirmesi
halinde çocuğun hangi vatandaşlığını kazanacağı sorusudur. KVK’nın 22.maddesine
uyarınca, ana ve babanın her ikisinin Kazak vatandaşlığını kazanması veya Kazak
vatandaşlığından çıkması halinde, ön dört yaşını doldurmamış çocuklar ana ve babalarının
vatandaşlığını takip edeceği belirlenmektedir.
Kanun hükmünden hareketle, ana ve babanın her ikisinin Kazak vatandaşlığını kazanması
veya Kazak vatandaşlığından çıkması durumunda çocuğun vatandaşlığı ana babasının
vatandaşlığına bağlı kalmaktadır. Söz konusu kanun hükümlerinden on dört yaşını
doldurmuş çocukların kendi vatandaşlığını belirleme hakkı olduğu çıkartılabilir. Ancak, bu
durumda çocuğun Kazak vatandaşlığını kazanma ve Kazak vatandaşlığından çıkmaya ilişkin
takip edeceği usul ve esaslar genel esaslara mı tabi olacak ya da buna ilişkin özel hükümler
mı uygulanacak sorusu cevapsız kalmaktadır. Kanımızca, kanun koyucunun söz konusu
durumun aydınlatılmasına yönelik açıklayıcı hükümler getirmesi doğru bir yaklaşım
olacaktır.
2.2.2.2.2. Kazak vatandaşı ana veya babadan doğan çocuklar
KVK.m.12’ye göre, Ana veya babanın birisinin farklı devlet vatandaşlığına sahip olması
halinde çocuk Kazak vatandaşı ana veya babasına bağlı olarak Kazak vatandaşlığını
58
kazanabilecektir. Ancak bu yolla çocuğun Kazak vatandaşlığını kazanabilmesi için kanunun
öngördüğü belirli koşulları taşıması gerekir. Söz konusu şartlar çocuğun doğduğu yere ve
ana veya babanın ikametgah yerine dayandırılmaktadır. KVK.m.12’ye uyarınca, ana veya
babadan birinin Kazak vatandaşlığı olması durumunda çocuğun Kazak vatandaşlığını
kazanabilmesi için aşağıdaki şartları taşıması gerekmektedir:
- Çocuğun Kazak topraklarında doğması
- Çocuk Kazak topraklarının dışından doğmuş ancak çocuğun Kazak vatandaşı ana veya
babasından birinin ikametgâhı Kazakistan’da bulunması
Kazak hukukunda çocuğun Kazakistan Cumhuriyeti sınırları dışında doğması halinde ana
veya babanın Kazak vatandaşı olma şartıyla, ana ve babaya çocuğun vatandaşlığını yazılı bir
anlaşmayla belirleyebilme hakkı tanınmaktadır. KVK. m.12.2’ye göre, Çocuk, Kazakistan
Cumhuriyeti sınırları dışında doğmuş, ancak doğum anında ana ve babası veya onlardan
biri Kazakistan Cumhuriyeti vatandaşı ise ama yurt dışında ikamet etmekte ise, çocuğun
vatandaşlığı ana babanın yazılı şekilde yapmış oldukları anlaşmaya göre tespit edilir. Bahse
konu hükmün vatandaşlık konusunda oldukça liberal bir düzenleme olduğundan
sözedilebilir. Şöyle ki, çoğu ülke hukukları vatandaşlığı belirleme konusunda böyle bir hak
tanımamaktadır. Ancak, ana ve babanın çocuğun vatandaşlığını belirlemeye ilişkin yapılan
yazılı anlaşmanın hukuken geçerlilik kazanması için söz konusu hüküm açık bir şekilde
düzenlenmesi gerekir. Kanun koyucu muhtemelen anılan hükmü getirme konusunda 1924
tarihli SSCB Vatandaşlık Yasasından esinlenmiştir. Çünkü 1924 tarihli SSCB Vatandaşlık
Yasasında da benzer hükümler söz konusu idi202.
Diğer bir ihtimal, ana veya babadan birinin Kazak vatandaşı diğer eşin ise vatansız olması
durumudur. KVK.m.12.3’e göre, “çocuğun doğum anında ana veya baba Kazak vatandaşı
ise, ama diğer eşin (ana veya babanın) vatandaşlığı belli değil ise veya vatansız ise doğum
yerine bakılmaksızın çocuk Kazak vatandaşlığını kazanacaktır”.
Kanun koyucunun getirdiği bu hüküm vatansızlığı önlemeye yönelik olduğundan
sözedilebilir. Çünkü çocuğun ana veya babasından birinin Kazak vatandaşı ve diğerinin
vatansız olması durumunda, kanun koyucunun çocuğa Kazak vatandaşı olma imkânı
tanımaması halinde çocuk vatansız ana veya babasına bağlı olarak vatandaşlık
202
Söz konusu yasa içeriği yukarıda incelenmiştir. Bkz. 1924 ve 1938 tarihli SSCB Vatandaşlık Kanunu, s.44.
59
kazanamayacaktı. Böylece, çocuğun ana veya babasından birinin vatansız ve diğerinin
Kazak vatandaşı olması halinde çocuğa Kazak vatandaşlığını kazanma hakkı tanınmaktadır.
2.2.2.2.3. Evlilik birliği içinde doğan çocuğun ana veya babasının Kazak vatandaşı
olması
Kazak hukukunda çocuğun ana veya babaya bağlı olarak Kazak vatandaşlığının kazanması
evlilik olgusuna dayandırılmamıştır. KVK.m.11’e göre çocuğun doğumu anında ana ve
baba Kazakistan Cumhuriyeti vatandaşı ise çocuk doğum yerinden bağımsız olarak
Kazakistan Cumhuriyeti vatandaşlığını kazanır.
Kazak vatandaşlık hukukunda çocuğun soy bağına dayalı olarak Kazak vatandaşlığını
kazanması için çocuğun ana veya baba arasındaki tabii soy bağının hukuki soy bağı olarak
kabul edilmesi gerekir. KMK. m. 46.2’ye uyarınca evlilik birliği içinde doğan çocukların
vatandaşlığı, çocuğun ana ve babasının evlilik cüzdanı ile belirlenecektir.
Çocuk ile ana arasında soy bağının kurulması kolaydır. Şöyle ki, çocuğu doğuran ana
çocuğun anası olarak kabul edilmektedir. KMK.m. 46’ya göre çocuk ile ana arasındaki soy
bağı ananının doğum yaptığı tıbbi müessesenin ananın doğum yaptığını kanıtlayan kayıt
belgeleriyle tespit edilir. Doğuma ilişkin resmi kayıtların bulunmaması durumunda ana ile
çocuk arasındaki soy bağının tespiti, şahitlerin görüşleri ve doğum hakkında diğer kanıtların
gösterilmesi ile ispat edilecektir. Ana ile çocuk arasındaki soy bağının tespit edilmesi
bakımından çocuğu doğuran ananın her yolla tespit edilmesi, soy bağının var olması için
yeterli görülmektedir203.
Çocuk ile baba arasında soy bağının tespiti daha zor şartlarda olabilmektedir. Bundan dolayı,
Kazak hukukunda da Türk hukukunda olduğu gibi babalık karinesi kabul edilmiştir.
KMK.m.52’ye göre babanın vefat etmesinden veya evliliğin sona ermesinden itibaren iki
yüz yetmiş gün içinde doğan çocuğun babası, aksi durum ispat edilmedikçe kocadır.
Kazak hukukunda çocuğun ana veya babaya dayalı olarak Kazak vatandaşlığını kazanması
ilke olarak ana veya baba vatandaşlığına bağlanmaktadır. Başka bir deyişle, çocuğun ana
203
Didenko, a.g.e, s.104.
60
veya babaya bağlı olarak Kazak vatandaşlığını kazanması açısından ana ve babaya eşit
haklar sağlanmaktadır204.
2.2.2.3. Usulü
Soy bağına bağlı olarak vatandaşlık kazanmada, çocuğun ana veya babasına bağlı olarak
vatandaşlığı kazanması için ilgili makamlara başvuruya gerek kalmamakta ve çocuk
kendiliğinden vatandaşlık kazanmaktadır. Ancak, doğumun hukuki geçerlik kazanabilmesi
için kanunun aradığı şartların yerine getirilmesi gerekir. Kazak hukukunda çocuğun soy
bağına dayalı olarak Kazak vatandaşlığını kazanabilmesi için usule ilişkin şartlar 205 yerine
getirilmektedir.
Soy bağına dayalı olarak çocuğun Kazak vatandaşlığını kazanmasında usule ilişkin hususlar
KMK’da düzenlenmektedir. KMK. m.49.1’e göre evlilik içinde doğan çocukların ana veya
babanın aile kütüklerine kayıt edilmesi, ana veya babanın yetkili makama bu konuda verdiği
talep dilekçesi ile olabilmektedir. Evlilik dışı doğum halinde, aile kütüklerine, çocuğun anası
olarak yazılması ananın verdiği dilekçe ile babası olarak yazılması ise ana ve babanın
tanınması ile veya babalık davası ile mümkündür.
Usule ilişkin diğer bir husus evlilik dışında doğan çocuklar açısından önem taşımaktadır.
KMK. m.49.3 uyarınca çocuk evlilik dışı ilişkiden doğmuşsa, bu durumda ana veya babanın
birlikte verdiği dilekçe veya soybağının mahkeme kararı ile kurulması söz konusu değilse,
Alisher, A.(2008). Karşılaştırmalı Olarak Kazak ve Türk Hukukunda Vatandaşlığın Kazanılması, Gazi
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmış Yüksek lisans Tezi, Ankara, s.59.
205
KMK..m.46’de soy bağının tespitine ilişkin usul ve esaslar düzenlenmektedir. Buna göre,
1. Çocuk ile ana arasında soy bağının tespiti, ananın doğum yaptığı tıbbi müessesenin ananın doğum yaptığın
ispatlayan kayıt belgelerini vermesine bağlı olur. Ananın doğumuna ilişkin resmi kayıtların bulunmaması
durumunda ana ile çocuk arasındaki soy bağının tespiti, şahitlerin görüşleri ve doğum hakkında diğer
kanıtların gösterilmesi ile ispat edilir.
2. Evlilik birliği içinde doğan çocukların vatandaşlığı anası ve babasının evlilik cüzdanı ile tespit edilir.
3. Çocuk ile baba arasındaki soy bağı ilişkisinin kurulması babalık karineye dayanır. Buna göre, babanın vefat
etmesinden veya evliliğin sona ermesinde başlayarak iki yüz yetmiş (270) gün içinde doğan çocuğun babası,
aksi ispat edilmezse, kocadır.
4. Babanın koca olarak bilinmesi, babanın çocuğun anası ile birlikte nüfus memuruna verdiği dilekçine bağlıdır.
Çocuğun anasının vefat etmesi veya ana olma hakkı mahkeme kararı ile alınması ve ananın nerede oturduğu
belli olmaması durumlarında çocuk ile ana veya baba arasındaki soy bağı çocuğun vasinin veya kayyımının
iznine bağlı olarak mahkeme kararı ile kurulur.
5. On sekiz yaşından büyüklerin baba olarak tanınması onların muvafakatine bağlıdır. Fakat, bu kişilerin
ehliyetleri olmadığında onların baba olarak tanınması vasisinin veya kayyımının rızasına bağlıdır.
204
61
çocuğun doğumu hakkındaki kayıt defterine (kütüğüne) çocuğun soyadı anasının isteğine
göre yazılacaktır.
KMK.m.49.4’e göre çocuğun döllenmesinin yapay yollardan olması halinde, bu şekilde
dünyaya gelen çocukların ana veya babaları, yapay yollardan çocuk doğmasını kabul edenler
şeklinde kabul edilmektedir. Çocuğun doğum kayıt defterine bu yapay yollarla çocuk
doğuran ana veya babanın soyadı yazılacaktır.
2.2.2.4. Soybağı esasıyla vatandaşlık kazanma hüküm ve sonuçları
2.2.2.4.1. Vatandaşlık kazanma anı
Kazak hukukunda soy bağına bağılı olarak kazanılan vatandaşlık doğum anından itibaren
hüküm ifade etmektedir. Çocuk doğduğu andan itibaren ana veya babasına bağlı olarak
Kazak vatandaşlığını kendiliğinden kazanmaktadır. Ancak, çocuğun soy bağına dayalı
olarak Kazak vatandaşlığının doğduğu andan itibaren hüküm ifade etmesi için kanunun
aradığı şartların yerine getirilmesi yeterlidir.
Kazak hukukunda soybağı uç yolla kurulmaktadır. Bunlar evlilik, tanıma ve babalık
hükmüdür. Anılan yollardan biri soybağının kurulması için yeterli görülmekte ve çocuk bu
yolla kazak vatandaşlığını kazanabilmektedir. Buna mukabele, yukarıda işaret ettiğimiz
üzere soybağının hukuken geçerlilik kazanması muayyen şartlara tabi tutulmaktadır.
Soybağı esasına bağlı olarak kanunun aradığı şart ana babanın veya ana babadan birinin
Kazak vatandaşlığını taşıması halidir. Bu yolla kazanılan vatandaşlıkta çocuğun nerede
doğduğuna bakılmaksızın hüküm ifade etmektedir. Böylece, çocuk doğduğu andan itibaren
ana babasına bağlı olarak aslı vatandaşlık kazanmaktadır.
2.2.2.4.2. Seçme hakkı yoluyla Kazak vatandaşlığından ayrılma imkânı
Kazak hukukunda kişinin Kazak vatandaşlığından ayrılmak istemesi durumunda herhangi
bir hukuki bir engel bulunmamaktadır. Diğer bir ifadeyle, vatandaşlıktan çıkma sadece
yabancı bir devlet vatandaşlığa sahip olmak amacıyla Kazak vatandaşlığından ayrılmak
62
isteyen kişiye tanınmış kanuni bir imkandır206. Ancak Kazak hukukunda çift vatandaşlığın
tanınmadığı dikkate alındığında, kişinin bu hakkını kullanarak vatansızlığa düşme ihtimali
yüksektir.
Kazak vatandaşlığından ayrılmak isteyen kişinin talebi Kazakistan Cumhurbaşkanı onayına
bağlı kılınmıştır (KVK.m.29). Bu bağlamda iletilen Kazak vatandaşlıktan çıkma talebine
ilişkin Cumhurbaşkanının onay verip vermemesi konusunda takdir yetkisi bulunmaktadır.
Seçme hakkı yoluyla Kazak vatandaşlığından çıkmak isteyen kişi, kanununda öngörülen
şartları taşıması halinde, İçişleri Bakanlığına başvuruda bulunacaktır (KVK.m.30). Seçme
hakkı yoluyla Kazak vatandaşlığından ayrılmak isteyen kişinin başvuru taleplerini
yürütmeye yetkili makam İçişleri Bakanlığıdır. Yurt dışından yapılan başvuru talepleri ise
Dışişleri Bakanlığı aracıyla sağlanacaktır (KVK.m.31).
Seçme hakkı yoluyla vatandaşlıktan ayrılma çağdaş vatandaşlık yaslarının ayrılmaz bir
özelliği olduğu gibi Kazak Vatandaşlık Kanununda da buna ilişkin hükümlerin yer verilmesi
yerinde olmuştur. Ancak kanunun koyucu seçme hakkı yoluyla vatandaşlıktan ayrılmaya
ilişkin hükümler getirirken söz konusu hakkın kullanımına ilişkin hükümlerin belirtilmesi
de önemlidir. Buna mukabele seçme hakkı yoluyla vatandaşlıktan ayrılmanın izne tabi
tutulması bu hakkının kullanımını engelleyebilir. Dolaysıyla bu hakkın kullanımı kişi
iradesine bağlı oluğuna göre hakkın kullanımının izne tabi tutulması seçme hakkı yoluyla
vatandaşlıktan ayrılmanın özelliğini önemli ölçüde kaybettirecektir.
Görüldüğü üzere seçme hakkını kullanarak Kazak vatandaşlığından ayrılma yetkili makam
iznine bağlanmıştır. Bu hakkın kanunundan doğan bir hak olduğu dikkate alındığında Kazak
vatandaşlığından ayrılmak isteyen kişinin, kanunun aradığı şartları taşıması halinde,
vatandaşlıktan çıkma talebinin olumlu sonuçlandırılması gerektiği söylenebilir. Aksi
takdirde, seçme hakkının kullanımı engellenmiş olur ve kanunda düzenlenen seçme hakkının
bir anlamı kalmaz. Kişinin kanunun aradığı şartları taşımasına rağmen vatandaşlıktan çıkma
talebi hakkında olumlu sonuç alamaması halinde işlem sırasında karşılaşılabilecek keyfi
davranışlara karşı yargı yolu açıktır.
206
Suleymanov, M.(1997). Mejdunarodnoye Çastnoye Pravo (Uluslararası Özel Hukuk), Almatı, s.97.
63
3. BÖLÜM
TOPRAK ESASIYLA VATANDAŞLIĞIN KAZANILMASI
Yukarıda asli vatandaşlığın kazanılmasında kan esası (soybağı/nesep) ve toprak (doğum
yeri) esası olmak üzere iki sistem bulunduğundan bahsetmiştik. Günümüzde birçok Avrupa
ülkesinde soy bağına dayalı vatandaşlık kazandırılmakla birlikte toprak esasına bağlı olarak
da vatandaşlığın kazandırıldığı görülmektedir207.
Doktrinde toprak esasının meşruiyeti, bir devlette doğmuş olan kişinin doğal olarak bu
devlette yaşayacağı, bu devlette bulunan toplumun kültür, görüş ve duyuş tarzlarını kabul
edeceği ve bu toplumun oluşturduğu gruba katılacağı düşüncesine dayanmaktadır208. Diğer
bir görüşe göre ise, toprak esası, kişinin ana babasının tabiiyeti ne olursa olsun, doğduğu
ülkede yaşamını geçireceği büyük bir ihtimal olduğuna dayandırılmaktadır. Durum böyle
olunca, gerek kişi gerek kişinin yaşamının sürdürdüğü ülke için, en iyi çözüm tabiiyetin
doğum yeri esası ile bağlanmasıdır. Bu sebeple, bir kişi içinde bulunduğu toplumun
ananelerinin ve müşterek gayelerinin etkisi alında kalacaktır209.
3.1. Türk Vatandaşlık Hukukunda Toprak Esası
Doğum yeri esasında (toprak esası) kişinin doğduğu devletin vatandaşlığını kazanması kabul
edilmektedir. Doğum yeri esasına dayalı olarak vatandaşlık kazanma, Türk hukukunda
anayasal bir ilke olarak kabul edilmemiştir. Ancak söz konusu vatandaşlık kazanma esası
istisnai bir esas de değildir. Genel olarak, bu esasa dayalı olarak vatandaşlık kazanma
“vatansızlık hallerinin önüne geçmek” için kabul edilen asli vatandaşlık kazanma yoludur210.
Toprak esasına dayanılarak kazanılan vatandaşlık, asli ve mutlak vatandaşlık niteliğini
taşımaktadır. Ancak, “kişinin vatandaşlığını serbestçe seçme” hakkının bulunduğu
Berki, O, F.(1970), a.g.e, s.156, Fişek, H, a.g.e, s.40, Uluocak, N, a.g.e, s. 29, Güngör, G, a.g.e, s.62, Doğan,
V, a.g.e, 31, Nomer, E, a.g.e, s.72, Anbarlı Bozatay, Ş.(2010). 5901 Sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu’na Göre
Türk Vatandaşlığının Kazanılması, Yönetim Bilimleri Dergisi, 8.(2), s.172.
208
Berki, O, F, a.g.e., s.167, Fişek, H, a.g.e, s.41, Uluocak, N, a.g.e, s.30.
209
Fişek, H, a.g.e, s.14, Berki, O, F, a.g.e, s.168, Aybay, R, a.g.e, s.42, Uluocak, N, a.g.e, s.30.
210
Güngör, G.(1998). Avrupa Vatandaşlık Sözleşmesi, MHB, S.17-18, s.234.
207
64
düşünülürse, söz konusu vatandaşlık terkedilebilir. Bu durum büyük ihtimalle çift
vatandaşlığa yol açabilmektedir211.
3.1.1. Tarihi Gelişimi
Toprak esasına dayalı olarak vatandaşlık kazanılmada çocuk doğduğu ülke vatandaşlığını
kazanmaktadır. Dolaysıyla, bu yolla vatandaşlık kazanacak olan çocuğun ana babası ile
soybağının da hiçbir önemi yoktur. Çünkü çocuk doğum anından itibaren doğumun
gerçekleştiği ülke vatandaşlığını kazanmaktadır. Günümüzde, toprak esası, bazı istisnalar
hariç, vatandaşlığın kazanılmasında tek başına kabul edilen bir sistem olarak
görülmemektedir212.
Türk hukukunda toprak esasının tarihi gelişimini üç başlığa ayırarak incelemek
mümkündür213. Bunlar, Tabiiyeti Osmaniye Kanunnamesi, 1928 tarihli Türk Vatandaşlığı
Kanunu ve 1964 tarihli Türk Vatandaşlığı Kanunudur.
Tabiiyeti Osmaniye Kanunnamesinin 2.maddesine göre “Vâlideyni Ecnebi olduğu halde
Memaliki Şahanede mütevellit olan şahıs sinnirüşte vusulü tarihinden bed ile üç sene
zarfında tâbiiyeti Devleti Aliyyeyi bihakkın talep edebilir”.
Söz konusu hüküm asli tabiiyetle ilgili olmayıp daha çok sonradan kazanılan vatandaşlığa
ilişkindir. Bu madde, seçme hakkı “hiyar hakkı” ile Türk vatandaşlığını kazanma imkanı
sağlamaktadır. Tabiiyeti Osmaniye Kanunnamesinin düzenlediği asli vatandaşlığın
kazanılmasına ilişkin hükümlerde toprak esasının kabul edildiğine dair herhangi bir açık
hüküm mevcut değildir 214.
1928 tarihli Türk Vatandaşlık Kanununda asli vatandaşlığa bağlı vatandaşlık kazanma
anlamında kan esasının yanı sıra toprak esası da kabul edilmiştir. Bu kanunun toprak esasıyla
ilgili bazı hükümleri vatansızlığı önlemeye hizmet etmekle birlikte getirilen bazı madde
hükümleri çifte vatandaşlık hallerinin doğmasına neden olmuştur215. 1928 tarihli Türk
Uluocak, N, a.g.e, s.31, Berki, O, F.(1970). a.g.e, s.157, Göğer, E, a.g.e, s.47, Doğan, V, a.g.e, s.31, Nomer,
E, a.g.e, s.72, Güngör, G, a.g.e, s.62.
212
Doğan, V, a.g.e, s.32, Nomer, E, a.g.e, s.72, Güngör, G, a.g.e, s.63, Erdem, B, a.g.e, s.91.
213
Bkz. Berki, O, F.(1970), a.g.e, s.67, Fişek, H, a.g.e, s.16, Uluocak, N, a.g.e, s.29, Aybay, R, a.g.e, s.42,
214
Berki, a.g.e, s.68, Fişek, H, a.g.e, s.42, Uluocak, N, a.g.e, s.29, Doğan, V, a.g.e, s.32, Nomer, E, a.g.e, s.72,
Güngör, G, a.g.e, s.63.
215
Berki, a.g.e, s.69, Fişek, H, a.g.e, s.41, Göğer, E, a.g.e, s.49, Uluocak, N, a.g.e, s.30.
211
65
Vatandaşlık Kanunu’nun Türk vatandaşlığın toprak esasına göre kazanılmasını sevk eden
hükümleri makul bir plana uygun olarak sıralanmamışlar ve kanunun içinde adete
serpiştirilivermişlerdir216.
1964 tarihli Türk Vatandaşlığı Kanunu, toprak esasına ilişkin hükümleri düzenlerken hukuk
tekniği bakımından yeni bir yola başvurmuştur. Kanun koyucu, tatbikini gerektiren halleri
ayrı ayrı düzenlemeden genel hükümler getirerek söz konusu madde kapsamını
genişletmiştir217. Getirilen yeni düzenlemeye göre Türkiye’de doğan ve vatandaşlığını ana
babasına bağlı olarak doğumla kazanamayan çocuklar doğumlarından itibaren Türk
vatandaşıdırlar.
3.1.2. Toprak Esası İle Vatandaşlığın Kazanılmasının Şartları
TVK.m.8’e göre “Türkiye’de doğan ve yabancı ana ve babasından dolayı doğumla herhangi
bir ülkenin vatandaşlığını kazanamayan çocuk doğumdan itibaren Türk vatandaşıdır”.
Ayrıca TVK hangi tür durumlarda çocuğun toprak esasına dayanarak vatandaşlık
kazanabileceğini belirtmektedir. TVK.m.11/1’e uyarınca “Türkiye’de doğan ve ana ve
babanın belli olmaması veya vatansız bulunması ya da milli kanunları gereğince ana ve
babadan dolayı vatansızlık kazanamaması gibi nedenlerde herhangi bir devletin
vatandaşlığını kazanamayan çocuk, doğumundan itibaren Türk vatandaşlığını kazanır”.
Türk hukukunda toprak esasıyla vatandaşlığın kazanılması için kanunun öngördüğü bazı
şartların yerine getirilmesi gerekmektedir. Söz konusu şartların yerine getirilmesiyle kişi
toprak esasına dayanarak Türk vatandaşlığını kazanmaktadır. Aşağıda bu şartlar üzerinde
kısaca duracağız.
3.1.2.1. Türkiye’de Doğmuş Olma
3.1.2.1.1. Genel olarak
Toprak esasına dayalı olarak kişinin Türk vatandaşlığını kazanabilmesi için doğumun
Türkiye’de yapılmasının şart olduğu belirtilmektedir. Bu noktada ülke sınırları denildiğinde
Fişek, H, a.g.e, s.41, Berki, a.g.e, s. 68-70, Uluocak, N, a.g.e, s.31.
Berki, a.g.e, s.172, Göğer, E, a.g.e, s.49, Uluocak, N, a.g.e, s.30, Doğan, V, a.g.e, s.36, Nomer, E, a.g.e,
s.56.
216
217
66
hangi sınırlar anlaşılması gerektiğinin aydınlatılması gerekir. Öncelikle olarak, Türkiye
sınırları kapsamında devletin siyası sınırlarını oluşturan kara ülkesi, kara suları ve hava
sahası kabul edilmektedir. Devletin kara ülkesinde, kara sularında ve hava sahasında doğan
çocuklar Türkiye’de doğan olarak muameleye tabi tutulacaktır218.
3.1.2.1.2. Türkiye’de bulunmuş çocuklar
TVK.m.8/2’ye göre “Türkiye’de bulunmuş çocuk aksı sabit olmadıkça, Türkiye’de doğmuş
sayılır”. Benzer hükümlere birçok çağdaş hukuk sistemlerinde rastlanabilir. Karineye göre,
Türkiye’de bulunan çocuklar, aksi durum söz konusu oluncaya kadar, Türkiye’de doğmuş
olarak kabul edilirler219. Söz konusu kanun hükmü eleştirilere neden olmuştur. Tüm
eleştirilerin odak noktası hüküm altına alınan karinen kesin bir hüküm doğurup
doğurmayacağı konusunda düğümlenmektedir.
Söz konusu madde hükmü milletlerarası bir teamül haline gelmiş bir karineye uyum
içerisinde düzenlenmiştir. Ancak, bu hüküm kesin bir karine niteliğinde değildir. Şöyle ki,
çocuğun Türkiye’de doğmamış olduğu her türlü delille ispat edilebilmektedir. Böyle bir
durumda, çocuk Türk vatandaşlığını kazanamamaktadır. Kanunda çocuğun Türkiye’de
doğmamış olduğunun ispatı kanunda bir süreye tabi tutulmamıştır. Toprak esasıyla
vatandaşlık kazanılmasının temelini oluşturan karinenin ispat ile ilgili süreyle
sınırlandırılması görüşü mevcuttur220.
Türkiye’de ana babası bulunmayan ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından koruma altına
alınmış çocukların Türkiye’de doğmadığının herkes tarafından, her türlü delille ve her
zaman ispat edilebilmesinin mümkün olması, hukuki istikrarı zedeleyici olmasının yanı sıra
doğum yeri esasının kabulü ile hedeflenen vatansızlığı önleme amacını etkisiz kılmak
bakımından da yeteri değildir. Vatansızlığın önleme amacı, bu hükmün kesin karine olarak
formüle edilmesi halinde ancak gerçekleşebilir görünmektedir221.
Doğan, a.g.e, s.55, Nomer, E, a.g.e, s.73, Güngör, G, a.g.e, s.66, Erdem, B, a.g.e, s.91.
Güngör, G, a.g.e, s.68, Fişek, N, a.g.e, s.42, Nomer, E, a.g.e, s.73, Doğan, V, a.g.e, s.57.
220
Nomer, a.g.e, s.73, Doğan, V, a.g.e, s.56, Güngör, G, a.g.e, s.66.
221
Güngör, G, a.g.e, s.68. Aynı yöndeki görüşler için bkz. Doğan, V, a.g.e, s.57, Nomer, E, a.g.e, s.57.
218
219
67
Görüldüğü üzere, genel kural Türkiye’de bulunan çocuklar toprak esasına dayalı olarak Türk
vatandaşlığını kazanabilmektedir. Yukarıda işaret ettiğimiz gibi, çocuğun bu yolla Türk
vatandaşlığını kazanabilmesi Türkiye egemenliği altındaki topraklarda doğmasına bağlıdır.
3.1.2.2. Çocuğun ana ve babasının vatandaşlığını kazanmamış olması
Toprak esasına dayalı olarak vatandaşlığın kazanılmasında yerine getirilmesi gereken diğer
bir şart bu çocuğun ana babasının vatandaşlığını kazanmamış olmasıdır. Buna göre çocuğun
yabancı ana ve babaya bağlı olarak vatandaşlık kazanmamış olma şartı getirilmektedir. Şöyle
ki, eğer çocuğun doğum anında soy bağına dayalı olarak ana veya babadan birisinin
vatandaşlığını kazanması durumunda çocuk Türk vatandaşlığını kazanamayacaktır222.
Bu noktada ana babanın vatandaşlığı bakımından önem taşıyan üç ihtimal söz konusu
olabilmektedir. İlke olarak, doğum yeri esasını benimseyen bir devlet vatandaşı ana ve baba,
yabancı ülkede doğan çocuklarına kendi vatandaşlıklarını verememektedir. Bundan dolayı
söz konusu çocuk Türkiye’de doğması halinde ana baba vatandaşlığını taşıdığı ülke
hukukuna göre ana baba vatandaşlığını kazanamamaktadır223.
İkinci ihtimalde ise çocuğun ana babasının vatansız olma durumudur. Çocuğun ana veya
babasının vatansız olması halinde çocuk ana baba vatandaşlığını kazanamamaktadır224.
Son ihtimal ise ana ve babanı belli olması durumunda ortaya çıkmaktadır. Bu durumda
terkedilmiş veya bulunmuş bir çocuk söz konusudur. Bulunmuş çocuğun doğum yerinin belli
olmaması halinde, aksi ispat edilmediği takdirde, çocuk Türk vatandaşlığını kazanacaktır225.
3.1.3. Usulü
Toprak esasıyla vatandaşlık kazanılmasında takip edilecek işlemler Türk Vatandaşlığının
Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik’te yer almaktadır. Yönetmenliğin 11.maddesinin
2.fıkrasına göre Türk vatandaşlığının kazanılmasına ilişkin başvurularda müracaat
Doğan, a.g.e, s.57, Berki, O, F, a.g.e, s.70, Güngör, G, a.g.e, s.69.
Nomer, a.g.e, s.73, Doğan, V, a.g.e, s.56.
224
Nomer, a.g.e, s.73, Doğan, V, a.g.e, s.56.
225
Nomer, a.g.e, s.74, Doğan, V, a.g.e, s.56, Güngör, G, a.g.e, s.69.
222
223
68
makamlarınca aşağıda belirtilen belgelerden oluşan dosya düzenlenir ve karar alınmak üzere
Bakanlığa gönderilir:
-
İsteği belirten form dilekçe
- Çocuğun Türkiye’de doğduğunu ispatlayan doğum belgesi
- Doğum belgesine dayanılarak düzenlenen doğum tutanağı
- Çocuğun ana ve babadan dolayı herhangi bir devletin vatandaşlığını kazanamadığını
ispatlayan belge
- Ana ve babanın vatansız olması halinde temini mümkün ise bu durumu ispatlayan belge
Yönetmenliğin 12.maddesine uyarınca yetkili makam tarafından yapılan inceleme
sonucunda 11.madde öngörülen şartları taşıdığı tespit edilen çocuk, doğumundan itibaren
Türk vatandaşlığını kazanacaktır. Çocuğun aranan şartları taşımadığı takdirde başvuru talebi
Bakanlıkça reddedileceği belirtilmektedir.
Türkiye’de bulunmuş çocuklar bakımında ise, İçişleri Bakanlığının yapacağı inceleme ve
araştırma sonucunda Türk vatandaşlığını iddia eden kişi hakkında hukuki şartların yerine
getirildiğini düzenleyen kararla birlikte Türk Vatandaşlığını doğum anında kazanmış
olacaktır (Yön.m.12/1). Bununla birlikte, Türkiye’de bulunmuş çocuklar bulundukları yerin
nüfus kütüğüne tescil edilir (Yön. m. 12/3 ).
Yukarıda işaret edildiği üzere çocuğun toprak esasına dayalı olarak Türk vatandaşlığını
kazanabilmesi için takip edilmesi gereken usule ilişkin şart çocuğun Türkiye’de doğduğunun
ispatına bağlanmıştır. Yetkili mercilerin çocuğun Türkiye’de doğduğuna dair kanaati,
çocuğun toprak esasına dayalı olarak Türk vatandaşlığını kazanması için yeterli görülmüştür.
3.1.4. Toprak esasıyla vatandaşlığı kazanma hüküm ve sonuçları
Toprak esasıyla vatandaşlığın kazanılmasında çocuğun doğduğu yer dikkate alınmaktadır.
Çocuk kanunda öngörülen şartları taşıması halinde toprak esasına dayalı olarak doğduğu
andan itibaren Türk vatandaşlığını kazanmaktadır. Aşağıda toprak esasıyla vatandaşlık
kazanılmasının doğurduğu sonuç ve hükümler bakımından önem taşıyan kazanma anı ve
seçme hakkını kullanarak Türk vatandaşlığından ayrılma üzerinde duracağız.
69
3.1.4.1. Vatandaşlık Kazanma anı
TVK.m.8/1’e göre “Türkiye’de doğan ve yabancı ana ve babasından dolayı doğumla
herhangi bir ülkenin vatandaşlığını kazanamayan çocuk, doğumdan itibaren Türk
vatandaşıdır “. Kanun hükümlerinden hareketle, çocuk toprak esasına dayalı olarak doğduğu
andan itibaren Türk vatandaşlığını kazanmaktadır. Ancak burada dikkat edilmesi gereken
husus, çocuğun bu yolla Türk vatandaşlığını kazanabilmesi için çocuğun belirli şartları
taşıması gerekmektedir. Söz konusu şartlar doğumun Türkiye sınırları içerisinde
gerçekleşmiş olması, çocuğun doğumla ana ve babasına bağlı olarak vatandaşlık
kazanamaması, çocuğun doğumla vatandaşlık kazanamamasıdır. Bu şartların yerine
getirilmemesi halinde toprak esasına bağlı olarak, çocuk Türkiye’de doğsa bile Türk
vatandaşlığını kazanamayacaktır226.
Toprak esasına dayalı olarak Türk vatandaşlığını kazanılması doğum anından itibaren
hüküm ve sonuç ifade etmektedir. Bununla birlikte çocuğun vatandaşlığının doğum anından
hüküm ve sonuç doğurması için doğumun Türkiye’de gerçekleşmiş olması gerekir.
Dolaysıyla, çocuğun toprak esasına dayalı olarak ana ve babasından vatandaşlık
kazanamaması gerekir. Çocuğun söz konusu şartları taşıması halinde doğum anından
itibaren Türk vatandaşlığı kazanacaktır.
3.1.4.2. Seçme hakkını kullanarak Türk vatandaşlığından ayrılma imkânı
Türk hukuku kişinin toprak esasına dayalı olarak Türk vatandaşlığı kazanıldıktan sonra
seçme hakkını kullanarak Türk vatandaşlığından ayrılma imkanı tanımaktadır. TVK.m.34/1ç göre “ Doğum yeri esasına göre Türk vatandaşı oldukları halde, sonradan yabancı ana
veya babasının vatandaşlığını kazananlar” bu kapsamdadır.
Bahse konu çocuklar toprak yeri esasına göre Türk vatandaşlığını kazandıktan sonra,
yabancı ana veya yabancı babalarla aralarında kurulan soy bağının kurulması sonucunda
yabancı ülke vatandaşlığını kazansalar bile, çocuğun toprak yeri esasına göre kazandığı Türk
Güngör, G, a.g.e, s.62, Nomer, E, a.g.e, s.72, Doğan, V, a.g.e, s.32, Tanrıbilir, F, B.(2008). Türk
Vatandaşlığı Kanunu Tasarısının Vatandaşlığın Kaybına İlişkin Hükümleri, TBB Dergisi, S.76, s.36.
226
70
vatandaşlığı bakımından herhangi bir engel oluşturmayacaktır. Bu çocuklara ergin
olmalarından itibaren üç yıl içinde kullanılmak üzere seçme hakkı tanınmaktadır227.
Diğer taraftan soy bağına dayanarak kazanılan vatandaşlığın doğum anından itibaren hüküm
ve sonucalar doğurduğu dikkate alındığında TVK.m.34/1-ç’de düzenlenen “sonradan
yabancı ana veya babasının vatandaşlığını kazananalar ” şeklindeki kullanım soy bağının
sonradan kurulduğu durumlarla birlikte sonradan çocuğun soy bağına dayalı olarak bir devlet
vatandaşı olduğu halleri de dikkate alınması anlaşılmaya uygun yaklaşımdır228.
Türk hukukunda seçme hakkını kullanacak kişilerden ergin olma şartı aranmaktadır. Kişinin
ergin olup olmadığı konusu Türk Medeni Kanununa göre belirlenecektir (TVKUY.m.3/e).
Bununla birlikte kişi evlenme veya mahkeme kararıyla ergin kılınmışsa seçme hakkını
kullanarak Türk vatandaşlığından ayrılmak için kanunun öngördüğü erginlik şartı
gerçekleşmiş kabul edilecektir229.
Kanuna göre “Seçme hakkı ile Türk vatandaşlığının kaybı, bu hakkın kullanılmasına dair
şartların varlığının tespitine ilişkin karar tarihinden itibaren hüküm ifade eder” (TVK.
m.35/1). Kanun hükümlerinden hareketle kişinin seçme hakkını kullanarak Türk
vatandaşlığından ayrılması yetkili makam kararına bağlanmıştır. Bu konuda karar verecek
yetkili makam İçişleri Bakanlığıdır (TVKUY.m.61). Türk hukukunda kişinin seçme hakkı
yoluyla Türk vatandaşlığından ayrılması yetkili makam kararına bağlıdır. Bu sonuç yetkili
makamın Türk vatandaşlığından ayrılması konusundaki reddi kişinin seçme hakkını
kullanamayacağı izlenimi vermektedir.
Acaba, kişinin seçme hakkı yoluyla Türk vatandaşlığından ayrılma hakkı kendi iradesine mi
ya da yetkili makam kararına mı bağlıdır? Kural olarak, seçme hakkı yoluyla Türk
vatandaşlığından ayrılma yetkili makam kararına bağılıdır. Seçme hakkı yoluyla Türk
vatandaşlığı kaybının yetkili makam kararıyla gerçekleştirilmesi, bu yolla Türk
vatandaşlığının kaybının özelliğini bozmuştur. Şöyle ki, yetkili makamın vereceği karar
tespit sonucuna bağlanmakta ve bu Türk vatandaşlığı kaybının sonucunu doğuran bir idari
işlem niteliğindedir. Türk vatandaşlığından seçme yoluyla ayrılma kanunun aradığı şartları
taşıyan kişi bakımından kanundan doğan bir hak olduğundan İçişleri Bakanlığının olumsuz
Güngör, a.g.e, s.135, Doğan, V, a.g.e, s.162, Nomer, a.g.e, s.119.
Güngör, G, a.g.e, s.68, Doğan, V, a.g.e, s.162, Nomer, E, a.g.e, s.119.
229
Doğan, V, a.g.e, s.170, Güngör, G, a.g.e, s.174, Tanrıbilir, F, B, a.g.e, s.37.
227
228
71
yönde karar alma yetkisi bulunmamaktadır. Öyleyse, İçişleri Bakanlığı seçme hakkı yoluyla
Türk vatandaşlığından ayrılmak isteyen ve kanunun aradığı şartları taşıyan kişilerle ilgili
işlem yapmak zorundadır. Buna rağmen işlemin yapılma zamanı bakımından İçişleri
Bakanlığının takdir yetkisi olduğu belirtilmelidir230.
3.2. Kazak Vatandaşlık Hukukunda Toprak Esası
Asli vatandaşlık kazanmanın diğer bir yolu toprak esasına göre vatandaşlık kazanmadır.
Toprak veya doğum yeri esasına göre vatandaşlık kazanmada, kişi ile doğduğu ülke
arasındaki yersel ilişki esas alınmaktadır231. Başka bir deyişle, toprak esasına dayalı olarak
vatandaşlık kazanmada çocuğun ana ve baba arasındaki ilişkisi dikkate alınmamakta, esas
olarak çocuğun doğduğu yer önem taşımaktadır.
Kazak vatandaşlık hukukunda da toprak esasına dayalı olarak vatandaşlık kazanma
vatansızlığı önleme amacına hizmet etmektedir. Bundan dolayı toprak esasına bağlı olarak
vatandaşlık kazanma soy bağına dayalı olarak vatandaşlık kazanmadan sonra ikinci derecede
doğumla kazanılan vatandaşlık olarak kabul edilmektedir. KVK’da doğum yerine dayalı
olarak, Kazakistan sınırları içerisinde doğan çocuklar Kazak vatandaşlığını kazanacakları
düzenlenmektedir (m.13-14).
3.2.1. Tarihi Gelişimi
Kazak hukukunda toprak esasına dayalı olarak vatandaşlığın kazanılması Kazak
Hanlıklarına kadar uzanmaktadır. Bu dönemlerde, Kazak Hanlıklarına ait olan topraklarda
oturan kişiler Kazak Hanlıkları tabiiyetine sahip kişiler olarak kabul edilmiştir232.
Sovyetler döneminde vatandaşlığa ilişkin yasal düzenlemelerde soybağı yanı sıra toprak
esasına dayalı olarak Sovyet vatandaşlığının kazanıldığı görülebilir. 1977 tarihli SSCB
VK’nun 12.maddesine göre, SSCB’de bulunmuş olan ana veya babası belirlenmeyen
çocuklar doğumlarından itibaren SSCB vatandaşı olarak kabul edilmiştir.
Güngör, G, a.g.e, s.174-175, Tanrıbilir, F, B, a.g.e, s.38.
Miçkeviç, A,B.(2006). Komentariy Zakonodatelstava Gosudarstv (Devletler Hukuku Yorumları), Moskova,
s.52.
232
Andrey, E, a.g.e, s.5.
230
231
72
Kazakistan’ın bağımsızlık sonrası kabul ettiği vatandaşlığa ilişkin yasal düzenlemelerde de
toprak esasına dayalı olarak vatandaşlık kazanmaya ilişkin hükümlere yer verilmiştir. 1991
tarihli KVK’da doğum yeri esası vatandaşlık kazanmanın temel ilkesi olarak kabul
edilmeyip vatansızlığı önlemeye yönelik kabul edilen bir vatandaşlık kazanma esası olarak
ortaya çıkmıştır.
3.2.2. Toprak Esası İle Vatandaşlığın Kazanılmasının Şartları
Çocuğun toprak esasına dayalı olarak vatandaşlık kazanabilmesi için sadece doğması yeterli
değildir. Doğumun toprak esasına bağlı olarak hukuki geçerlilik kazanması için kanunun
aradığı şartların yerine getirilmesi gerekir. Söz konusu şartlar yerine getirilmediği takdirde
çocuk toprak esasına dayalı olarak vatandaşlık kazanamayacaktır. Bu bağlamda, Kazak
hukukunda toprak esasına dayalı olarak vatandaşlık kazanılmasında kanunun öngördüğü
şartlar üzerinde duracağız.
3.2.2.1. Kazakistan’da Doğmuş Olma
3.2.2.1.1. Genel olarak
Toprak esasına dayanarak çocuğun vatandaşlık kazanabilmesi için kanunun aradığı ilk şart
doğumun Kazakistan’da gerçekleşmesidir. Bundan dolayı Kazakistan sınırlarının tespit
edilmesi önem taşımaktadır.
Önceden ülke sınırlarının tespiti milletlerarası hukuk kurallarına göre belirleneceğini işaret
etmiştik. Buna göre, Kazakistan siyasi sınırları içerisinde kalan kara parçası, kara suları ve
hava sahası Kazakistan sınırlarını oluşturmaktadır. Aynı şekilde, açık denizlerdeki Kazak
bayrağını taşıyan gemiler ve aynı alan üzerindeki sivil hava gemiler Kazakistan toprakları
olarak kabul edilmektedir. Kazakistan bayrağını taşıyan savaş gemilerinde doğan çocuklar
da Kazakistan toraklarında doğmuş sayılmaktadır.
3.2.2.1.2. Kazakistan’da bulunan çocuklar
KVK.m.13’e göre, Kazakistan’da bulunan ve ana ve babası belirlenemeyen çocuklar, toprak
esasından hareketle Kazak vatandaşlığını kazanacaklardır. Kanun hükümlerinden hareketle,
çocuğun Kazakistan sınırları içerisinde doğması ve ana babasının tespit edilememesi
73
durumunda çocuk kendiliğinden toprak esasına bağlı olarak Kazak vatandaşlığını
kazanmaktadır.
Kazakistan’da bulunan çocuğun ana babasının sonradan belirlenebilmesi durumunda çocuk
toprak esasına dayanarak Kazak vatandaşlığını kazanamayacaktır. Burada dikkat edilmesi
gereken husus, Kazakistan’da bulunan çocuğun ana-babasının tespit etme imkanın
bulunamamasıdır. Böyle bir durumda, çocuk toprak esasına dayalı olarak Kazak
vatandaşlığını kazanabilmektedir.
3.2.2.1.3. Kazakistan’da ikametgâh sahibi vatansız ana babanın çocuğu olma
Kazakistan’da ikametgâh sahibi vatansız ana babanın çocuğunun Kazakistan’da doğması
durumunda
Kazakistan
vatandaşlığını
kazanacağına
ilişkin
hükümler
KVK’nın
14.maddesinde düzenlenmektedir. Bun göre, Kazakistan Cumhuriyeti sınırları içinde
devamlı olarak ikamet eden vatansızların Kazakistan Cumhuriyeti sınırları içinde doğan
çocukları Kazakistan Cumhuriyeti vatandaşlığını kazanacaklardır. Kanun hükümlerinden
hareketle,
Kazakistan’da
ikametgâhı
bulunan
vatansız
ana
babanın
çocuğunun
Kazakistan’da doğması halinde Kazakistan vatandaşlığını kazanacağı söylenebilir. Çocuğun
toprak esasına dayanarak vatandaşlık kazanmasında çocuğun ana babasının vatandaşlığının
önemi yoktur. Önem taşıyan husus, çocuğun Kazakistan’da doğmasıdır.
Genel kabul edilen görüşe göre bir kişinin bir ülkede ikametgâha sahip olması bu kişinin
ikamet ettiği ülke vatandaşlığına sahip olduğu anlamında gelmez. Ancak, yukarıda
belirttiğimiz üzere kanun koyucunun vatansızlığı önleme amacıyla getirdiği hüküm
vasıtasıyla Kazakistan’da ikametgah sahibi vatansız ana babanın çocuğu Kazakistan
vatandaşlığını kazanabilmektedir.
Toprak esasına bağlı olarak üzerinde durulması gereken diğer bir husus, bir vatansız ana
babanın çocuğuna toprak esasına göre vatandaşlık verilmemesi halinde bu çocuğun vatansız
statüsüne düşmesi büyük olasılıktır. Çünkü vatansız ana babanın çocuğu zaten ana veya
babaya bağlı olarak, yani soy bağına göre vatandaşlık kazamayacaktır. Kanun koyucunun
toprak esasına dayanarak getirdiği hükümler söz konusu benzer durumların önüne
geçilmesine hizmet etmektedir. Böylece, çocuk ana baba vatandaşlığa bağlı olmadan
doğduğu yer vatandaşlığını kazanmaktadır.
74
3.2.3. Usulü
Genel olarak, toprak esasına dayalı olarak vatandaşlık kendiliğinden kazanılmaktadır. Ancak
çocuğun toprak esasına bağlı olarak Kazak vatandaşlığını kazanabilmesi için doğumun
Kazakistan sınırları içerisinde gerçekleştiğine dair geçerli bir kanıt olması gerekir. Kazak
hukukunda toprak esasına bağlı olarak vatandaşlık kazanmada kural olarak çocuğun
Kazakistan topraklarında doğduğunun belgelenmesi gerekir. Kazakistan’da bulunan ve ana
babası belirlenmeyen çocukların doğum tescili, yerleştirildiği çocuk evlerinin yetkilileri
tarafından yapılmaktadır.
Kazakistan’da ikamet eden vatansız ana babanın çocuklarının aile kütüklerine kayıt
edilmesi, ana babanın yetkili makama bu konuda verdiği talep dilekçesiyle olmaktadır
(KMK.m.49/1).
3.2.4. Toprak Esasıyla Vatandaşlık Kazanma Hüküm ve Sonuçları
Toprak esasıyla vatandaşlık kazanmada doğumun ne zamandan itibaren sonuç
doğuracağının belirlenmesi gerekir. Buna mukabele, kişi sonradan seçme hakkını
kullanarak, kanunun aradığı şartları taşıması şartıyla, aslı yolla kazandığı vatandaşlığından
vazgeçebilir. Aşağıda toprak esasına bağlı olarak vatandaşlık kazanma hüküm ve sonuçları
bakımından vatandaşlık kazanma ani ve seçme hakkını kullanarak vatandaşlıktan ayrılma
başlıkları altında inceledik.
3.2.4.1. Vatandaşlık Kazanma Anı
Kazak hukukunda Türk hukukundan farklı olarak, toprak esasına dayalı olarak vatandaşlık
kazanılma anı açık bir şekilde düzenlenmemektedir. KVK.m.14’e göre, Kazakistan
Cumhuriyeti sınırları içinde devamlı olarak ikamet eden vatansızların Kazakistan
Cumhuriyeti sınırları içinde doğan çocukları Kazakistan Cumhuriyeti vatandaşlığını
kazanacaklardır. Kanun hükmünden çocuğun ne zaman Kazak vatandaşlığını kazanacağı
sorusunun cevaplanması güçtür. Böyle bir durumda doğum tescilinin yapıldığı an çocuğun
vatandaşlık kazanma anı olarak kabul edilebilir.
Kazak hukukunda toprak esasına dayalı olarak vatandaşlık kazanmada çocuk doğduğu andan
itibaren fiilen Kazak vatandaşlığını kazanmaktadır. Ancak doğumun hukuki geçerlilik
75
kazanması için doğumun tescilinin yaptırılması gerekir. Doğum tescilinin yapıldığı andan
itibaren çocuk Kazak vatandaşlığını kazanmaktadır. Bununla birlikte geriye etkili olarak
çocuğun doğum anından itibaren Kazak vatandaşlığı hüküm ve sonuç ifade etmektedir.
3.2.4.2. Seçme Hakkını Kullanarak Kazak Vatandaşlığından Ayrılma İmkânı
Toprak esasına dayalı olarak kazanılan vatandaşlık çocuğun ergin olduktan sonra
vatandaşlığını değiştirmesini engellememektedir. Şöyle ki, çocuk erginlik yaşına ulaştıktan
sonra kendi iradesine bağlı olarak, toprak esasına dayalı olarak kazandığı vatandaşlıktan
vazgeçerek başka bir vatandaşlığa geçebilmektedir. Bazı ülke hukuk sistemleri kişinin irade
açıklamasını vatandaşlıktan ayrılmak için yeterli görmeyebilir. Böyle bir durumda,
vatandaşlıktan çıkma yetkili makam iznine bağlı kılınmaktadır. Diğer taraftan seçme
hakkının kullanımının ana unsurunu kişi iradesi oluşturmakta ve yukarıda söz ettiğimiz
resmi
makamların
kişi
iradesinin
yöneldiği
sonucu
engelleyecek
bir
yetkisi
bulunmamaktadır233.
Kazak hukukunda da çocuğa ergin olduktan sonra seçme hakkını kullanarak Kazak
vatandaşlığından ayrılma hakkı tanınmaktadır. KVK’nın 24.maddesinde seçim yoluyla
Kazak vatandaşlığından ayrılabilecek kişiler düzenlenmektedir. Kanun hükmüne uyarınca
“doğum yeri esasına göre Kazak vatandaşı oldukları halde, sonradan yabancı ana veya
babasının vatandaşlığını kazananlar”dır (KVK.m.24).
KVK’nın 24/2.maddesinde doğum yeri esasına göre Kazak vatandaşlığını kazandıktan sonra
yabancı ana veya babasının vatandaşlığına geçmek isteyenler, ergin olmalarından itibaren
bir yıl içinde seçme haklarını kullanarak Kazak vatandaşlığından ayrılabilecekleri
belirtilmektedir.
233
Kibar, E, a.g.e, s.256.
76
77
SONUÇ
Kişilerin günlük yaşamlarında ekonomik ve hukuki ilişkilere katılması özellikle bu
ilişkilerin ister yurt içinde ister yurt dışında olsun vatandaşlık bağına olan ihtiyacı
hissettirmektedir. Kişinin herhangi bir ülke ile vatandaşlık bağının bulunmaması yani
vatansız olması, kişi açısından büyük sorunlar oluşturabilmektedir. İşte bu noktada kişinin
bir devlet ile hukuki bağının bulunmasının önemi belirgin şekilde ortaya çıkmaktadır.
Milletlerarası düzeyde vatandaşlıkla ilgili Avrupa Vatandaşlık Sözleşmesi başta olmak üzere
birkaç milletlerarası sözleşmeler yapılmıştır. Anılan sözleşmelerin temelinde vatandaşlık
haklarının korunması ve vatansızlığın önlenmesine ilişkin tedbirler yatmaktadır. Dolayısıyla
bu tür milletlerarası sözleşmeler vatandaşlık haklarını korunmaya ve vatansızlığı önlemeye
hizmet edecek temel nitelikteki ilkeler getirmekte ki, söz konusu ilkeler kişilere vatandaşlık
konularında asgari düzeyde koruma sağlamaktadır. Belki de bundan dolayı vatandaşlık
“haklara sahip olma hakkı” şeklinde de tanımlanmıştır.
Vatandaşlığa ilişkin konularda kabul edilen milletlerarası sözleşmelerin getirdiği temel
ilkeleri devletlerin uygulama zorunluluğu bulunup bulunmadığı konusu tartışmalıdır. Ancak,
demokratik devletin özünü oluşturan kişisel haklara saygı duyan devletler vatandaşlık
konusundaki temel ilkeleri ulusal vatandaşlık yasalarına yansıtmaktadırlar. Böylece, söz
konusu ilkeleri benimseyen tüm devletlerde en az asgari düzeyde vatandaşlık hakları
korunmaktadır.
Milletlerarası alanda yaşanan gelişmeler vatandaşlık konularının önemini artırmıştır. Bu
süreçte devletler vatandaşlık konularına ilişkin temel meseleleri anayasal düzeyde
düzenlemeye gitmişler. Günümüzde devlet anayasalarında yer alan vatandaşlığa ilişkin
hükümler vatandaşlık hukuku bakımından anayasal ilke haline gelmiştir. Genel olarak,
vatandaşlık konularına ilişkin anayasada yer alan hükümler ulusal düzeyde vatandaşlık
konularının yasal çerçevesini çizmektedir. Bunun en güzel örneği Türk ve Kazak
anayasalarında düzenlenen vatandaşlığın kanunun belirtildiği hallerde kazanılacağı ve
kaybedileceği hükmüdür. Hükmün ana amacının vatandaşlık konularında ortaya çıkabilecek
keyfi davranışların önüne geçilmek istendiği söylenebilir.
78
Türk hukukunda vatandaşlık konularının yasalaşma süreci Osmanlı Dönemine kadar
uzanmaktadır. Osmanlı döneminde vatandaşlık konusunu düzenleme 1869 tarihli Tabiiyeti
Osmaniye’ye Dair Nizamnamedir. Söz konusu düzenleme asli vatandaşlığın kazanılması
bakımından kan esası yanı sıra sınırlı olsa da toprak esasını kabul etmiştir. Bu dönemlerde
kabul edilen vatandaşlık yasaları toplumun tüm ihtiyaçlarını karşıladığından bahsedilemez.
İlk dönemlerdeki vatandaşlık yasaları sadece vatandaşlığa ilişkin temel konularla sınırlı
kalmıştır. Sonraki dönemlerde de toplumun ihtiyaçlarını karşılayacak vatandaşlık yasası
yapma çabaları sürdürülmüştür. Günümüze kadar olan süreçte 1928, 1964 ve 2009 tarihli
vatandaşlık yasaları yürürlüğe sokulmuştur.
Kazak hukukunda vatandaşlık hukukunun tarihi gelişimi Kazak Hanlıklarına dayanmasına
rağmen yasalaşma süreci Sovyetler Birliği dönemine denk gelmektedir. Bu dönemde kabul
edilen vatandaşlık yasaları vatandaşlık haklarını korumaktan daha ziyade devletin
menfaatine hizmet ettiği söylenebilir. Şöyle ki, Sovyetler Birliğine üye devletler Sovyetler
Birliğinde zorla tutulduğuna göre söz konusu devlet vatandaşları da Sovyetler Birliği
vatandaşlığından çıkmaya müsaade edilmemiştir. Ancak 1975’ten itibaren milletlerarası
alanda yaşanan gelişmeler ve kişisel haklara olan önemin artmasıyla Sovyet Birliği liberal
hükümler getiren Vatandaşlık Yasaları yapma eğilimi göstermiştir. İlk olarak, 1977 tarihli
Vatandaşlık Yasasında açık bir şekilde Sovyetler Birliği vatandaşlığını kazanılması için kan
esası ve toprak esası benimsenmiştir. 1991’den sonraki dönemlerde ise Sovyetler Birliğinin
parçalanmasıyla Kazakistan kendi bağımsızlığını ilan etmiştir. Kazakistan 1994 tarihinde ilk
Vatandaşlık Yasasını yapmıştır. Söz konusu yasa vatandaşlığın aslı kazanılması bakımından
kan ve torak esasını düzenlemektedir.
Her iki ülke vatandaşlık hukuku bakımından vatandaşlık kazanma esasları benzerlik arz
etmektedir. Bilindiği üzere vatandaşlık doğumla kazanılan vatandaşlık ve sonradan
kazanılan vatandaşlık olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Çalışmamızda Türk ve Kazak
hukukunda vatandaşlık kazanma bağlamında aslı vatandaşlık esası üzerinde duruldu. Asli
vatandaşlık kendiliğinden kazanılmakta ve bu doğum olgusuna dayandırılmaktadır.
Kural olarak, asli vatandaşlık soybağı ve doğum yeri esasına bağlı olarak kazanılmaktadır.
Türk vatandaşlık hukukuna göre doğumla kazanılan vatandaşlık soy bağı veya doğum yeri
esasına dayanmaktadır. Ancak doğumla kazanılan vatandaşlık açısından soy bağı esasına
öncelik verilmektedir. Doğum yeri esası ise ikinci dereceli vatandaşlık olarak
79
nitelendirilmekte ve söz konusu esasın daha çok vatandaşlık hallerinin önlenmesi için
getirildiği ifade edilmektedir. Kazak hukukunda da soy bağı esası ile vatandaşlık
kazanılması vatandaşlık kazanmanın temel esası olarak kabul edilmiştir. Doğum yeri
esasının ise vatansızlığı önleme gayesine hizmet edeceği düşünülmektedir.
Seçme hakkı yoluyla asli vatandaşlıktan ayrılmanın usulü bakımından her iki ülke arasında
farklılık bulunmaktadır. Türk hukukunda seçme hakkı yoluyla vatandaşlıktan ayrılma
“tespit” niteliğindeki bir idari işleme tabi tutulurken Kazak hukukunda söz konusu işlem
yetkili makam “iznine” bağlanmıştır. Türk hukukunda seçme yoluyla Türk vatandaşlığından
ayrılmada tüm işlemler İçişleri Bakanlığınca yürütülmekteyken Kazak hukukunda bu işlem
Cumhurbaşkanı onayına bağlı olarak İçişleri Bakanlığı tarafından yürütülmektedir.
80
81
KAYNAKÇA
Akıntürk, T. ve Ateş-Karaman, D. (2016). Türk Medeni Hukuku: Aile Hukuku, Cilt- 2,
Ankara.
Akişev, Asilbekov, Baypakov.(1994). Kazakistan Tarihi: Ocherklar, Almata.
Alsher, A. (2008). Karşılaştırmalı Olarak Kazak ve Türk Hukukunda Vatandaşlığın
Kazanılması, Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü,
Ankara.
Anbarlı-Bozatay, Ş. (2010). 5901 Sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu’na Göre Türk
Vatandaşlığının Kazanılması. Yönetim Bilimleri Dergisi, 8 (2).
Aybay, R. (1989). Vatandaşlık Hukuku, İstanbul.
Azretbergenova, İ.(2002). Türk ve Kazak Hukukunda Vatandaşlığın Kazanılması, Yüksek
Lisans Tezi, Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara.
Baygın, C. (2002). Kan Bağına Dayanan Soybağı, AÜEHFD, 6(1-4).
Baygın, C.(2010). Soybağı Hukuku, 1.baskı, İstanbul.
Bayraktaroğlu-Özçelik, G. (2015). Kanunlar İhtilafı Hukukunda Olumlu Vatandaşlık
İhtilaflarının Çözümü ve MÖHUK m.4.(1)(b) ve (c) Hükümlerinin Değerlendirilmesi,
Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 19(1).
Berki, F.(1970). Devletler Hususi Hukuku (Tabiiyet ve Yabancılar Hukuku), Ankara.
Berki, O, F.(1966). Türk Devletler Hususi Hukukunda Babalık Davası, AÜHFD, 2(6), 360.
Berki, O.F. (1951). Türk Vatandaşlığı Kanunun Aslı Tabiiyete Müteallik Hükümleri,
AUHFD, VIII, 1-2.
Boguslavski, M.(1988). Private International Law: The Soviet Approach, The Netherlands.
Chkhikvadze, V. (1978). Megdunarodnogo Prava (Uluslararası Hukuk), Moskova.
Çelikel, A. (2000). Milletlerarası Özel Hukuk, 6. Baskı, İstanbul, Beta Yayınları.
Çudakov, M, F.(1998). Kanstitutsionnoye Gosudarstvennoe Pravo Zarubejnıx Stran,
Moskova.
Demirkol, B.(2015). Uluslararası Hukukta Dikkate Alınan Vatandaşlık: Gerçek Kişilerde
“Etkin Vatandaşlık” Sorunsalı, Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 2.
Didenko, A.(2006). Grajdanskoe Pravo, Almatı, Nur-Press.
Doğan, V, Tanrıbilir, B. ve Şit, B.(2008). Türk Vatandaşlığı Kanunu Tasarısı Sempozyumu,
Ankara.
82
Doğan, V. (2016).Türk Vatandaşlık
Güncellenmiş), 13.Baksı, Ankara.
Hukuku
(5901
Sayılı
Kanuna
Göre
Dolunay, A.(2016). Vatandaşlık Hukuku ilkelerinin Türk Hukuku ve Kıbrıs Türk Hukuku
açısından Değerlendirilmesi, TBB Dergisi.
Dural, M, Öğüz, T. ve Alper Gümüş, M.(2016).T ürk Özel Hukuku Cilt 3 Aile Hukuku,
İstanbul.
Erdem, B. (2010). Türk Vatandaşlık Hukuku, 1.baskı, İstanbul.
Erofeeya, A.(2005). Ponyatiye i Printsipi Grajdanstva Rossiyskoi Federatsii, Moskova
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi.
Fişek, H.(1951). Nesebin Tashihi, AÜHFD, 8(1-2), 555-594.
Fişek, H.(1959). Türk Vatandaşlık Hukuku, Ankara.
Ginsburg, T. and Dixon, R.(2011). Comparative Constitution Law, USA.
Ginsburgs, G.(1970). Soviet Law and the Acquisition of Citizenship at Birth, The University
of Toronto Law Journal, 20 (1).
Ginsburgs, G.(1983). The Citizenship Law of The USSR, USA.
Göğer, E.(1979). Türk Tabiiyet Hukuku, 4.Baskı, Ankara.
Gözler. K.(2011). Anayasa Hukukunun Genel Teorisi, 1.Baskı, Bursa, C.1.
Gromyko, Golunskii ve Khvostov.(1960). Diplomaticheskii Slovar (Diplomatik Sözlük),
Moskova.
Güngör, G. (1998). Avrupa Vatandaşlık Sözleşmesi, Prof. Dr. Yılmaz Altuğ’a Armağan,
MHB, 17(1-2).
Güngör, G. (2016). Tabiiyet Hukuku, Gerçek Kişiler-Tüzel Kişiler-Şeyler, 4.Baskı, Yetkin
Yayınları, Ankara.
Hailbronner, K. (2006). Nationality in Public International Law and European Law,
Acquisition and Loss of Nationality Volume 1: Comparative Analyses, Amsterdam
University Press, Amsterdam.
İnternet: Amandikova, L. and Kibeyev, D.(2002). Obreteniye Gosudarstvennosti (Devlet
Statüsü Kazanmak), Web: http://www.kazpravda.kz/. adresinden 25 Aralık 2016’da
alınmıştır.
İnternet:
Avrupa
Birliği
Temel
Şartı,
Web:
http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/16/8/406.pdf, adresinden 12 Aralık 2016’da
alınmıştır.
İnternet: Avrupa İnsan Hakları ve Ana Hürriyetleri Koruma Sözleşmesi, Web:
http://www.ombudsman.gov.tr/contents/files/199a4--Insan-Haklari-ve-Ana-
83
Hurriyetlerin-Korunmasina-Dair-Avrupa-Sozlesmesi%E2%80%99ne-Ek-Birinci.pdf,
adresinden 11 Ekim 2016’da alınmıştır.
İnternet: Avrupa Vatandaşlık Sözleşmesi, Strazburg, 6.XI.1997. (Çev: Aykaç, A). Web:
http://tbbdergisi.barobirlik.org.tr/m2008-77-445, adresinden 12 Aralık 2016’da
alınmıştır.
İnternet:
Birleşmiş
Milletler
İnsan
Hakları
Evrensel
Bildirisi,
http://www.unicankara.org.tr/doc_pdf/h_rigths_turkce.pdf, adresinden 11
2016’da alınmıştır.
Web:
Ekim
İnternet: Bundarsova, A.(2007). Vehi i İstoriya Osnovnogo Zakona (Kanunun Tarihçesi ve
Gelişim Süreci), Web: www.kazpravda.kz. adresinden 18 Aralık 2016’da alınmıştır.
İnternet: Convention on Certain Questions Relating to The Conflict of Nationality Laws The
Hague,
http://eudocitizenship.eu/InternationalDB/docs/Convention%20on%20certain%20questions%20
relating%20to%20the%20conflict%20of%20nationality%20laws%20FULL%20TEX
T.pdf. adresinden 15 Ekim 2016’da alınmıştır.
İnternet: Explanatory Report to the European Convention on Natıonalıty,
https://rm.coe.int/CoERMPublicCommonSearchServices/DisplayDCTMContent?doc
umentId=09000016800ccde7. adresinden 18 Ekim 2016’da alınmıştır.
İnternet:
http://www.nvi.gov.tr/mevzuat/mevzuat/milletlerarası-s%C3%B6zslemeler,
Erişim: 14.02.2016. adresinden 17 Kasım 2016’da alınmıştır.
İnternet: International Justice Resource Center, http://www.ijrcenter.org/thematic-researchguides/nationality-citizenship/#ADDITIONAL_RESOURCES\\ adresinden 17 Kasım
2016’da alınmıştır.
İnternet: Makaryan, SH. (2005). Citizenship Acquisition and Naturalization of Immigrants
in the 15 Former Soviet Union Republics: Conforming the World Culture or Following
National
Identity?
Web:
http://www.democracy.uci.edu/files/docs/conferences/grad/makaryanpaper.pdf.
adresinden 12 Eylül 2016’da alınmıştır.
İnternet: Note .(1997). The Funcionality of Citizenship, Harward Law Review, 110(8),
http://www.jstor.org/stable/1342045?seq=1#page_scan_tab_contents. adresinden 18
Aralık 2016’da alınmıştır.
İnternet: Osakwe, Ch.(1978).The Theories and Realities of Modem Soviet Constitutional
Law: An Analysis of the 1977 U.S.S.R. Constituon, University of Pennsylvania Law
Review,
web:
http://scholarship.law.upenn.edu/cgi/viewcontent.cgi?article=4875&context=penn_la
w_review, adresinden 17 Kasım 2016’da alınmıştır.
İnternet: Ratification of International Human Rights Treaties – Kazakhistan:
https://www1.umn.edu/humanrts/research/ratification-kazakhistan.html. adresinden
12 Kasım 2016’da alınmıştır.
84
İnternet: Sovyetler Birliği döneminde kabul edilen tüm Vatandaşlık Kanunlarının Rusça
metni için Web: http://pravo.levonevsky.org/baza/soviet/sssr0889.htm. adresinden 27
Kasım 2016’da alınmıştır.
İnternet:
Trop
v.
Dulles,
356
U.S.
86
(1958),
Web:
https://supreme.justia.com/cases/federal/us/356/86/case.html. adresinden 18 Aralık
2016’da alınmıştır.
İnternet: Uluslararası Adalet Divanı, Nottebohm Davası, Liehtenstein v.Guatemala,
http://www.icj cij.org/docket/files/18/9009.pdf, adresinden 18 Aralık 2016’da
alınmıştır.
İnternet: Vatandaşlık ve kişisel haklara ilişkin tüm milletlerarası sözleşmeler, Web:
https://www.coe.int/en/web/conventions/full-list/-/conventions/treaty/166,
adresinden 12 Aralık 2016’da alınmıştır.
İnternet: Vatansızlık Hallerinin Azaltılmasına İlişkin Bern- CIEC Sözleşmesi. Web:
https://www.tbmm.gov.tr/tutanaklar/KANUNLAR_KARARLAR/kanuntbmmc058/k
anuntbmmc058/kanuntbmmc05801883.pdf, adresinden 12 Aralık 2016’da alınmıştır.
Kadıroğlu, A. (2008). Vatandaşlık Kavramın Farklı Anlamları, Vatandaşlığın Dönüşümü
Üyelikten Haklara, Metis Yayınları, İstanbul.
Kılıçbay. M, A. (2009). Uyruktan Vatandaşa Geçimden İktisada, Ankara.
Kibar, E. (2012). Prof.Dr İlhan Unat’a Armağan, MB, Ankara, 1.
Kishin, S.(1925). Sovetskoe Grazhdanstvo (Sovyet Vatandaşlığı), Moskova.
Köker, L.(2009). Kültürel Çoğunluk ve Anaysa, Toplumsal Barışın İnşası Sivil Bir Anaysa
Arayışı, Heinrich Böll Stiftung Derneği Türkiye Temsilciliği, İstanbul.
Kutoğlu, T.(2012). Türk Mevzuatında ve İçtihatlarında Babalık Hükmü, DEÜHFD, 12, Özel
Sayı, 945-984.
Lepeshkin, A.(1961). Sovetskogo Gosudarstvennogo Prava (Sovyet Vatandaşlık Hukuku),
Moskova.
Matias, G. (2016). Citizenship as a Human Right: Fundamental Right to a Specific
Citizenship, London.
Maury, J. (1948). Tabiiyetin Tayinine Müteallik Meseleler, İstanbul Hukuk Fakültesi
Mecmuası, 14(1-2).
Miçkeviç, A,B.(2006). Komentariy Zakonodatelstava Gosudarstv, Moskova.
Milletlerarası Özel Hukuk, 3.Baskı, Ankara 2016.
Milletlerarası Özel Hukuk, Pratik Çalışmaları, Ankara 2015.
Nomer, E.(2015). Türk Vatandaşlık Hukuku, 21.baskı, İstanbul. Devletler Hususi Hukuku,
21.Baskı, İstanbul.
85
Osakwe, CH.(1980). Soviet Citizenship Law in Historical Perspective, The American
Journal of Comparative Law 28(4).
Ospanova, K.(2010). Türk ve Kazak Hukukunda Vatandaşlıkla İlişkinin Kesilmesi, Ankara
Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara.
Özbay, İ. ve Nar, Ş.A. (2010). Son Yasal Değişiklikler Çerçevesinde Tanımanın İptal Davası
ve Bu Davada Uygulanacak Usul, EÜHFD, 14, 3-4.
Özel, S. (2012). Anayasa m.66/1 Hükmünde yer alan Türk Tanımı üzerine bir
Değerlendirme, İstanbul Barosu Dergisi, 6.
Öztan, B. (2004). Aile Hukuku, Ankara.
Özuğur, A. İ.(2010). Velayet, Vesayet, Soybağı, Evlat Edinme, Diğer Eşin Rıza ve Onamına
Bağlı İşlemler, Ankara.
Pazarcı, H.(2016). Uluslararası Hukuk, 15.Baskı, Ankara
Sapargaliyev, K. (2002). Konstitutsionnoe Pravo Respubliki Kazahstan
Cumhuriyeti Anayasa Hukuku), Almatı.
(Kazakistan
Serbestoğlu, İ.(2011). Zorunlu Bir Modernleşme Örneği Olarak Osmanlı Tabiiyet Kanunu,
Ankara Üniversitesi Osmanlı Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi, S.29.
Serozan, R. (2005). Çocuk Hukuku, İstanbul.
Seviğ Muammer Raşit. (1947). Devletler Hususi Hukuku: Tabiiyet-i Yabancılar Hukuku –
Kanunlar İhtilafı, C.I, 2. Baskı, İstanbul.
Shevstov, W. (1965). Grazhdanstvo (Vatandaşlık), Entsiklopedicheskii Slovar' Pravovykh
Znanii-Sovetskoe Pravo (Sovyetler Hukuku Ansiklopedisi), Moskova.
Spiro, P. (2011). A Internatıonal Law of Citizenship, The American Journal of Internatıonal
Law, 105(4).
Suleymanov, M. (1997). Mejdunarodnoye Çastnoye Pravo (Uluslararası Özel Hukuk),
Almatı.
Tanrıbilir, F, B.(2002). Avrupa Vatandaşlık Sözleşmesi ve Türk Hukuku, MHB, 22.
Tanrıbilir, F, B.(2008). Türk Vatandaşlığı Kanunu Tasarısının Vatandaşlığın Kaybına İlişkin
Hükümleri, TBB Dergisi, S.76.
Taracouzio, T.(1939). The Soviet Citizenship Law of 1938, Journal of International Law,
18(1).
Tekinalp, G.(2016). Milletlerarası Özel Hukuk Bağlama Kuralları, 12.Baskı, İstanbul.
Tekinay, S.(1982). Türk Aile Hukuku, 4.baskı, İstanbul.
Turhan, T. ve Tanrıbilir, F. B. (2009). Vatandaşlık Hukuku Ders Notları, Ankara.
86
Türk Vatandaşlığı Hukukunda Toprak Esasının Gelişmesi, AÜHFD, 28, 1- 2.
Türk Vatandaşlık Hukuku (5901 Sayılı Kanuna Göre Güncellenmiş), 12.Baskı,
2015.
Ankara
Tüzüner, Ö. (2013). Soybağının Tespiti Davasında Genetik Analize İlişkin Hükümlerin
Değerlendirilmesi, AÜHFD, 62(4), 1140-1158.
Uluocak, N. (1986). Türk Vatandaşlık Hukuku, İstanbul.
Unat, İ. (1966). Nottebohm Kararı ve Tabiiyetin Gerçekliği İlkesi, Ankara.
Vatandaşlık Hukuku, (2008). İstanbul: 3.Baskı, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları.
Voevodin, L. ve Kravchuk, S.(1967). Gosudarstvennoe Pravo SSSR (SSCB Devletler
Hukuku), Moskova.
Williams, S. (2009). Constituting Equality Gender Equality and Comparative Constitution
Law, Cambridge University Press, USA.
Yuridicheskii Spravochnik Dliia Naseleniia (Popüler Hukuk Sözcüğü).(1968). Moskova.
87
ÖZGEÇMİŞ
Kişisel Bilgiler
Soyadı, adı
: Anastassiya KOİGİSHEVA
Uyruğu
: KAZAKİSTAN
Doğum tarihi ve yeri
: 26.05.1985 Kazakistan Almaty
Medeni hali
: EVLİ
Telefon
:
e-mail
: [email protected]
Eğitim
Derece
Eğitim Birimi
Mezuniyet tarihi
Lisans
Orta Asya Üniversitesi
2007
Yabancı Dil
Rusça, İngilizce
Hobiler
Kitap Okuma , Spor
GAZİLİ OLMAK AYRICALIKTIR
Download