بِسْمِ اهللِ الْرَّْحَْنِ الْرَّحِيمِ قُلْ هَلْ يَسْتَوِي الَّذِينَ - DİTİB-NORD

Eğitim Kurumları Camilerimiz
‫بِ ْس ِم اهللِ الَّْر ْْحَ ِن الَّْرِحي ِم‬
ِ َّ
ِ َّ
‫ين ََل يَ ْعلَ ُمو َن‬
َ ‫ين يَ ْعلَ ُمو َن َوالذ‬
َ ‫قُ ْل َه ْل يَ ْستَ ِوي الذ‬
[Zümer sûresi, âyet 9]
Başkanlığı’nın başlattığı kampanyaya biz de katılalım
“Haydi bu yaz, Kur’ân-ı gönlüne yaz” diyelim ve
çocuklarımız ile beraber bizler de camilere koşalım.
Gelin bu yaz, bir kişiye de Kur’ân okumasını biz öğretelim.
Gelin bu yaz Kur’ân şenlikleri gerçekleştirelim, resim, şiir,
ezber yarışmaları düzenleyelim
Değerli Müslümanlar,
Gelin bu yaz, bu kurumları bizlere emanet edenleri
İlk emri ‘oku’ olan yüce dinimiz İslam, ilmi, faziletlerin en gururlandıralım.
üstünü saymış, bilgisizlik ve cehâletin her zaman
karşısında olduğunu açıkça beyan etmiştir. Bütün insanları Gelin bu Ramazan mukabelerimizi çocuklarımızla birlikte
bir tarağın dişleri gibi eşit sayan İslamiyet, bu konuda okuyalım.
teşvik olsun diye ilim sahiplerini üstün tutmuştur. Kur’ân-ı
Keîm; “Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?” [1] Gelin bu yaz camilerde buluşalım.
“Allah içinizden iman edenlerle, ilme nail olanların
derecelerini yükseltir.” [2] “Kulları içinde Allah’tan Hutbemizi bir hadîs-i şerif ile bitirelim:
gerektiği şekilde ancak ilim sahipleri korkar.” [3]
Resûlullah (s.a.v.) buyurdu ki: “Ya Öğreten, ya öğrenen, ya
meallerindeki âyet-i celîlelerle ilim sahiplerini övmüş,
dinleyen , ya da ilmi seven ol. Fakat sakın beşincisi olma
“Sakın cahillerden olma.” [4] ve benzeri anlamlardaki
helâk olursun.”
âyetlerle
de
cehaleti
ve
bilgisizliği
yermiştir. [5]
Değerli Kardeşlerim,
Müslüman toplumlarda eğitim ve öğretim önce camide
başlamış, İslam kültür ve medeniyetinin oluşup
gelişmesinde cami hep en önemli rolü oynamıştır. Hz.
Peygamber (s.a.v.) de İslam’ın kurumsallaşmasına
camiden başlamış, hicretten hemen sonra inşa ettiği
camiyi, bireysel ve sosyal pek çok ihtiyacın karşılandığı bir
merkez
haline
getirmiştir.
Değerli Mü’minler,
Peygamber (sav) hicretten sonra ilk adım olarak Mescid-i
Nebevî’yi inşa etmiştir. Göçmen işçiler olarak Avrupa’ya
çalışmak üzere gelen insanımız da, ihtiyaçlarının en
önceliklisi olarak
ibadethaneleri
görmüş ve bu
ibadethaneler de insanımızı bir arada tutmuştur. Bu gayret,
sivil toplum kuruluşlarının teşekkülünü beraberinde
getirmiştir. İhityaç gereği kurulan cami dernekleri, zamanla
birer sosyal kurum ve kültür merkezlerine dönüşmüştür.
Verehrte Muslime,
unsere Religion der Islam legt einen sehr hohen Wert auf
Bildung und Wissen.
So heißt es im Koran: “Können denn diejenigen, die wissen,
und diejenigen, die nicht wissen, einander gleich sein?”
Besonders die Moscheen hatten eine besondere Rolle in der
Entstehung der islamischen Wissenschaft, Kultur und Zivilisation.
Auch die ersten Gastarbeiter in Deutschland bauten zuerst ihre
Moscheen um Ihre Gottesdienste und religiösen Bedürfnisse
erfüllen zu können. Darüber hinaus erfüllten die Moscheen wichtige
soziale und kulturelle Aufgaben.
Auch heute haben Moscheen in der religiösen Erziehung unserer
Kinder eine große Bedeutung.
Moscheen bieten gerade in den Sommerferien besondere Kurse
und Programme für Kinder und Jugendliche an. Wir sollten auch in
Milletler içerisinde fedakarlıklarıyla göz kamaştıran diesem Sommer diese Angebote reichlich nutzen und unseren
insanımız, geleceğimiz olarak gördüğümüz çocuklarımızın Kindern religiöse und ethische Grundwerte vermitteln.
dinî eğitimi için de model insan olmuştur. Bu vesîle ile bu
mekânların kurulumunda emeği geçenleri hayırla yâd
ediyor ve onlara minnet ve şükranlarımızı sunuyoruz.
Değerli Kardeşlerim,
Bizlere bırakılan bu emanetlere sahip çıkmanın gereği, bu
kurumlarda verilen eğitimi desteklemek, geleceğimiz olarak
baktığımız çocuklarımıza, din ve ahlâk konularında verilen
eğitimden çocuklarımızın istifâde etmelerine aracılık etmek
ve bu mekânları çocuklarımızın ikinci adresleri haline
getirmek olmalıdır. Bütün bu görevleri daha canlı tutmak
için gelin bu yaz biz de camilere koşalım, Diyanet İşleri [1]
[1] Zümer, 39/9.
[2] Mücadele, 58/11.
[3] Fâtır, 35/28.
[4] En’âm, 6/35.
[5] Mecmeu’z-Zevâid ve Menbeu’l-Fevâid, c. 1, s. 122.