اَلَّذ۪ينَ يُؤْمِنُونَ بِالْغَيْبِ وَيُق۪يمُونَ الصَّلٰوةَ وَمِمَّ

advertisement
Kasım-1997
OLGUN MÜ'MİN NASIL
OLMALIDIR?
Diyanet
‫ب‬
َ ُ‫ين ي ُْؤ ِمن‬
َ ‫اَلَّ ۪ذ‬
ِ ‫ون بِ ْال َغ ْي‬
‫ون الص َّٰلوةَ َو ِم َّما َر َز ْقنَاهُ ْم‬
َ ‫َوي ُ۪قي ُم‬
‫ون بِ ََٓما اُ ْن ِز َل‬
َ ُ‫ين ي ُْؤ ِمن‬
َ ‫ون َوالَّ ۪ذ‬
َ َۙ ُ‫يُ ْنفِق‬
ٰ ْ ِ‫ْك َو ََٓما اُ ْن ِز َل ِم ْن قَ ْبلِ َۚ َك َوب‬
‫اْل ِخ َر ِة‬
َ ‫اِلَي‬
‫ون‬
َ ُ‫هُ ْم يُوقِن‬
‫اُ ۬و ٰلَٓئِ َك َع ٰلى هُ ًدى ِم ْن َربِّ ِه ْم‬
‫ُون‬
َ ‫َواُ ۬و ٰلَٓئِ َك هُ ُم ْال ُم ْفلِح‬
Muhterem Müslümanlar!
Allah'ın birliğini ve Hz. Muhammed
(s.a.s.)'in peygamberliğini kabul edip dili
ile söyleyen, kalbi ile de tasdik edene
Mümin ve Müslüman denir.
Bizler
elhamdülillah
Müminiz,
Müslümanız. Bu bakımdan Cenabı Hakka
ne kadar hamdu sena etsek azdır.
Muhterem Kardeşlerim!
Bir kimsenin sadece, inandım, iman
ettim demesi kafi değildir. Her ne kadar bu
sözler müslüman olmak için kafi ise de
imanın kemale ermesi, olgun Mümin
olması için yeterli değildir.
Cenabı Hak yüce kitabında, olgun
mu'minler hakkında söyle buyuruyor: "O
müttakiler ki, gaybe inanırlar, namaz
kılarlar, kendilerine verdiğimiz mallardan
zekat verirler. Yine onlar, sana indirilene
ve senden önce indirilene ve ahiret gününe
iman ederler. İşte onlar Rab'lerinden bir
hidayet üzeredirler ve kurtuluşa erenler de
ancak onlardır". (1)
Sevgili Peygamberimiz de:
"Müslüman,
o
kimsedir
ki,
Müslümanlar onun dilinden ve elinden
selamette bulunurlar". (2)
"Hiçbiriniz, kendisi için arzu ettiğini;
başkası için de arzu etmedikçe iman etmiş
olamaz". (3)
"Müminler
birbirini
sevmekte,
birbirine
acımakta
ve
yekdiğerini
korumakta bir vücut gibidirler". (4)
"Müslüman Müslümanın kardeşidir,
ona zulmetmez, onu yardımsız bırakmaz,
ona hor bakmaz" (5) buyurarak kalplerdeki
iman ile amel gerçeği birleştirmiştir.
İşte bu ayet ve hadislerin ışığı altında
kendi kendimize soralım:
Allah adı anıldığı zaman kalbimiz
heyecanla çarpıyor mu?
Gözümüz
O'nun
heybet
ve
kudretinden yaşarıyor mu?
Tenimiz O'nun celalinden diken
diken oluyor mu?
Kuran
okunduğu
zaman
haz
duyabiliyor muyuz?
Günde beş defa okunan Ezanı
Muhammediyye'ye kulak verip, o davete
icabet edebiliyor muyuz?
Ramazan ayı geldiğinde orucumuzu
tutabiliyor muyuz?
Servetimizi Allah yolunda ve
insanlığın hayrına harcayabiliyor muyuz?
İnsanlara
karşı
şefkatli
ve
merhametli, olabiliyor muyuz?
İşgal ettiğimiz makamda, hak ve
adalete hareket edebiliyor muyuz?
Ölçü, tartı ve butun islerimizde hile
yapmadan doğru dürüst hareket edebiliyor
muyuz?
Bacası
tütmeyen,
tenceresi
kaynamayan. dertler ızdıraplar içerisinde
kıvranan
kimseleri
bulup,
yardım
edebiliyor muyuz?
Dinimizin haram gördüğü içkiyi,
kumarı, zinayı, rüşveti karaborsacılığı,
faizi, riyakarlığı ve hasedi nefretle
karşılayıp, bunlardan uzakta durabiliyor
muyuz?
İste her birisi Müslüman ve
Müslümanların hayrına olan bu ve buna
benzer suallere müsbet cevap verenler,
olgun mu'minlerdir.
Hülasa olarak diyebiliriz ki:
Olgun mümin: Sadece inandık ve
iman ettik demekle iktifa etmeyip. İslam'ı
tümüyle yasayandır.
Olgun Mümin Hakk'ın ve halkın
sevgisine, maddi ve manevi tekamüle ve
ebedi mutluluğa götüren İslam'ın yolunda
olandır.
Olgun Mümin: Şahsi, sosyal ve ailevi
hayatını, İslam'ın emrettiği şekliyle
düzenleyendir.
***
(1) Bakara Suresi Ayet 3, 4, 5.
(2) Tecrid-i Sarih C. 1. Sh. 129.
(3) Tecrid-i Sarih C.1 Sh. 30. .
(4) Riyazüs'SalihinTer. Cn_Sh7 277
(5) Riyazüs Salihin Ter. C. 1 Sh. 277
Download