“Tükürün o zalimlerin hayâsız yüzüne!” diye matbuat lisanıyla cevap

advertisement
Sorularlarisale.com
“Tükürün o zalimlerin hayâsız yüzüne!” diye matbuat
lisanıyla cevap veren..." diyor. "Matbuat lisanıyla"
ifadesi ile ne demek istenmiştir?
Matbuat: Kelime olarak tab' edilmiş neşriyat, basılmış kitap, dergi gazete gibi
şeyler demektir.
İngilizlerin İstanbul’u işgali zamanında, Anglikan Kilisesi temsilcileri, İslam ümmetini
hafife almak ve istihza sureti ile altı soruya altı yüz kelime ile cevap verilmesini
teklif ediyor. O zaman Darü'l-Hikmet’i İslamiye azaları içinde yer aldığı için, Üstad
Hazretlerinden bunlara bir cevap verilmesi istenir. Üstad Hazretleri İngiliz kilisesinin
onur kırıcı bu tavrına karşı "Altı yüz kelime değil, belki altı kelime ile de değil, bir
tükürük ile cevap veririm." diyerek, onlara İslam ümmetinin izzet ve haysiyetini
gösteriyor. Ama bu tavrın yanında onların o altı sorusuna altı kelime ile de cevap
vermeyi ihmal etmiyor. Verilen cevabın tümü "Hutuvatt-ı Sitte" adlı eserde yer
almaktadır.
Üstad Hazretleri gazete vesilesi ile verdiği cevabın bir kısmı aşağıda yer almaktadır.
"Anglikan Kilisesine cevap"
"Bir zaman bî-aman İslâmın düşmanı, siyasî bir dessas, yüksekte
kendini göstermek isteyen vesvas bir papaz, desise niyetiyle, hem
inkâr suretinde,"
"Hem de boğazımızı pençesiyle sıktığı bir zaman-ı elîmde, pek
şemâtetkârâne bir istifhamıyla dört şey sordu bizden,"
"Altı yüz kelime istedi. Şemâtetine karşı yüzüne "Tuh!" demek,
desisesine karşı küsmekle sükût etmek, inkârına karşı da"
"Tokmak gibi bir cevab-ı müskit vermek lâzımdı. Onu muhatap
etmem. Bir hakperest adama böyle cevabımız var."
"O dedi birincide: “Muhammed (Aleyhissalâtü Vesselâm) dini
nedir?” Dedim: İşte Kur’ân’dır. Erkân-ı sitte-i iman, erkân-ı hamse-i
İslâm esas maksad-ı Kur’ân."
"Der ikincisinde: “Fikir ve hayata ne vermiş?” Dedim: Fikre tevhid,
hayata istikamet. Buna dair şahidim:
page 1 / 2
2
ٌ‫ﻗُﻞْ ﻫُﻮَ ﺍﷲُ ﺍَﺣَﺪ‬
1
َ‫ﻓَﺎﺳْﺘَﻘِﻢْ ﻛَﻤَﺎ ﺍُﻣِﺮْﺕ‬
Der üçüncüsünde: “Mezâhim-i hazıra nasıl tedavi eder?” Derim:
Hurmet-i ribâ, hem vücub-u zekâtla.
Buna dair şahidim 3.da ‫ﻳَﻤْﺤَﻖُ ﺍﷲُ ﺍﻟﺮِّﺑﻮٰﺍ‬
4
‫ﻭَﺍَﺣَﻞَّ ﺍﷲُ ﺍﻟْﺒَﻴْﻊَ ﻭَﺣَﺮَّﻡَ ﺍﻟﺮِّﺑَﻮﺍ‬
َ‫ﻭَﺍَﻗِﻴﻤُﻮﺍ ﺍﻟﺼَّﻠٰﻮﺓَ ﻭَﺍٰﺗﻮُﺍ ﺍﻟﺰَّﻛٰﻮﺓ‬5
Der dördüncüsünde: “İhtilâl-i beşere ne nazarla bakıyor?” Derim:
Sa’y asıl, esastır. Servet-i insaniye zalimlerde toplanmaz;
saklanmaz ellerinde. Buna dair şahidim:
6
‫ﻭَﺍَﻥْ ﻟَﻴْﺲَ ﻟِـْﻼِﻧْﺴﺎَﻥِ ﺍِﻻَّ ﻣَﺎﺳَﻌٰﻰ‬
ٍ‫ﻭَﺍﻟَّﺬِﻳﻦَ ﻳَﻜْﻨِﺰُﻭﻥَ ﺍﻟﺬَّﻫَﺐَ ﻭَﺍﻟْﻔِﻀَّﺔَ ﻭَﻻَ ﻳُﻨْﻔِﻘُﻮﻧَﻬَﺎ ﻓِﻰ ﺳَﺒِﻴﻞِ ﺍﷲِ ﻓَﺒَﺸِّﺮْﻫُﻢْ ﺑِﻌَﺬَﺍﺏٍ ﺍَﻟِﻴﻢ‬7
1 "Emrolunduğun gibi dos doğru ol." Hûd Sûresi, 11:112.
2 "De ki: O Allah birdir." İhlâs Sûresi, 112:1.
3 "Allah faizin bereketini giderip onu mahveder." Bakara Sûresi, 2:276.
4 "Namazı dos doğru kılın, zekâtı verin." Bakara Sûresi, 2:43.
5 "Allah alışverişi helâl, faizi haram kıldı." Bakara Sûresi, 2:275.
6 "İnsan için, ancak çalıştığının karşılığı vardır." Necm Sûresi, 53:39.
7 "Altını ve gümüşü biriktirip de onu Allah yolunda harcamayanları acı bir azapla
müjdele." Tevbe Sûresi, 9:34.
bk. Sözler, Lemeat, (Anglikan Kilisesine Cevap)
page 2 / 2
Powered by TCPDF (www.tcpdf.org)
Download