4.2. Gelişmekte Olan Ülkelere Yönelik Fon Akışlarının Nedenleri

advertisement
FİNANSAL
SERBESTLEŞME VE
FİNANSAL KRİZLER 4
Prof. Dr. Yıldırım Beyazıt ÖNAL
6. HAFTA
GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERE YÖNELİK
ULUSLAR ARASI FON HAREKETLERİ
• 4. GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERE ULUSLAR
ARASI FON HAREKETLERİ
• Gelişmekte olan ülkeler, son 25 yılda ekonomik
olarak oldukça yüksek bir büyüme trendi
yakalamışladır. Bu büyüme genel olarak ihracat
artışları ve önemli ölçüdeki yabancı sermaye
girişleri ile mümkün olmuştur. Gelişmekte olan
ülkelere yönelik yabancı sermaye girişleri, önceleri
gelişmiş ülkelerin hükümetleri ya da bu ülkelerdeki
ticari bankaların hükümet garantilerine dayalı olarak
verdikleri krediler şeklindeydi. Ancak son yıllarda
gelişmekte olan ülkelere yönelik sermaye
akışlarının kaynağında önemli değişmeler olmuş ve
bu fonlar sermaye piyasaları yoluyla ve kamusal
garantiler olmadan sağlanmaya başlanmıştır.
GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERE YÖNELİK
ULUSLAR ARASI FON HAREKETLERİ
• Gelişmekte olan ülkelere yönelik sermaye
hareketlerinin önemli bir bölümünü oluşturan
ve aynı zamanda ilgili ülkelere teknoloji ve
yönetim tekniklerinin transferini de sağlayan
yabancı direkt yatırımlar, özel sektör
yatırımlarından oluşmakta olup, yatırım
yapılan ülkelerin hem ulusal piyasalarında
etkinliğin ve rekabetin artmasına katkıda
bulunmakta, hem de ilgili ülkelerin uluslar
arası rekabet gücünü arttırıp bunların diğer
ülke piyasalarına girişlerini mümkün
kılmaktadır.
GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERE YÖNELİK
ULUSLAR ARASI FON HAREKETLERİ
• Yabancı direkt yatırımların yanında, gelişmekte
olan ülkelere yönelik fon girişlerinden birisi de
uluslar arası fon türü portföy yatırımlarıdır.
Portföy yatırımları 1990’lı yıllarda önemli düzeyde
artış sağlamıştır. Özellikle ABD ve Japonya
kaynaklı olan bu fonlar, gerek genel ulusal
kalkınmaya ve gerekse yurtiçi sermaye
piyasalarının gelişimine önemli katkıda
bulunmakla birlikte ülkelerin ekonomik dengeleri
açısından bazı risklerde yaratabilmektedir. Bu
riskler; genellikle enflasyon baskısı, ulusal
paranın aşırı değerlenmesi, cari işlemler
dengesinin kötüleşmesi ve özellikle son yıllarda
yaşanan şekliyle menkul kıymet borsalarının aşırı
değerlenmesi şeklinde olabilmektedir.
GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERE YÖNELİK
ULUSLAR ARASI FON HAREKETLERİ
• Gelişmekte olan ülkelere akan uluslar arası
fonların hacminde özellikle 1980’li yıllardan
sonra yaşanan artışlar 2000’li yıllarla birlikte,
azalma eğilimine girmiştir. Net sermaye
akışlarının bölgeler arasındaki dağılımı
oldukça farklı düzeylerde olmuş ve esas
itibariyle, siyasi ve ekonomik istikrar gösteren
ülkeler daha fazla pay alan ülkeler grubu
olarak öne çıkmıştır. Buna göre, net sermaye
akışlarının 2000’li yıllarda özellikle Asya
ülkelerinden diğer gelişmekte olan ülkelere
doğru kaydığı gözlemlenmektedir.
GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERE YÖNELİK
ULUSLAR ARASI FON HAREKETLERİ
• Uluslar arası portföy yatırımlarının kısa vadeli
yatırımlar-fonlar şeklinde olması halinde önceden
açıklanan riskler, özellikle menkul kıymet piyasaları
ve döviz piyasaları açısından çok daha fazla
gündeme gelecek ve ilgili ülkelerin mali
piyasalarının yeterli derinlik düzeyinde olmaması
halinde, riskler krizlere dönüşebilecektir. 1994
yılında yaşanan Meksika krizi ve 1997 yılının
sonlarına doğru patlak veren Asya krizinde kısa
vadeli yabancı fonların önemli rol oynadığı
bilinmektedir. Kısa vadeli fonlar, vade yapıları
itibariyle genellikle menkul kıymet piyasaları ve
döviz piyasaları gibi likiditesi yüksek piyasalara
yönelmektedir.
GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERE YÖNELİK
ULUSLAR ARASI FON HAREKETLERİ
• Son çeyrek yüzyılda, uluslar arası sermaye
hareketlerinin yönü ve hacminde yaşanan
olağanüstü değişmeler aynı şekilde bu fonların
kompozisyonlarında da yaşanmıştır. Özellikle kısa
vadeli fonların piyasalar üzerindeki olası olumsuz
etkilerini gidermek için, mali piyasaların alt
yapısının çok iyi hazırlanması, mali kurumların
gerekli sermaye ve likidite yeterliliğine sahip olması
yatırımcıyı koruma ve kamuyu aydınlatmayla ilgili
uygulamaların etkin şekilde işliyor olması ve son
olarak merkez bankalarının piyasaların likidite
durumunu çok iyi izleyip gerektiğinde müdahale
edecek konumda olması gerekmektedir.
GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERE YÖNELİK
ULUSLAR ARASI FON HAREKETLERİ
• Uluslar arası Sermaye Hareketlerinin
Sınıflandırılması:
• Direkt Yatırımlar: Özkaynak şeklindeki genellikle
uzun vadeli sermaye ve elde edilen kazançların
yeniden yatırımı.
• Diğer Uzun Vadeli Yatırımlar: Krediler, banka
mevduatları, diğer alacak ve borçlar.
• Portföy Yatırımları: Kamu sektörü tahvilleri,
diğer tahviller ve hisse senetleri.
• Kısa Vadeli Yatırımlar: Krediler, kısa vadeli
borçlanma araçları, banka mevduatları, diğer
alacak ve borçlar.
GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERE YÖNELİK
ULUSLAR ARASI FON HAREKETLERİ
• Uluslar arası kısa vadeli yatırımlar genellikle “hot
Money-sıcak para” olarak adlandırılmaktadır.
Ülkelerin ödemeler dengesi açısından sıcak paraya
bağımlı olmaları birçok kez ödemeler dengesinde ve
daha sonra döviz kurlarında ani dengesizliklere yol
açmakta ve oradan da olayın büyüklüğüne göre, mali
piyasaları, dış ticaret ve reel ekonomiyi olumsuz
etkilemekte, kısaca sistematik riske yol
açabilmektedir. Bu konu özellikle gelişmekte olan
ülkeler açısından sistematik riske yol açabilmektedir.
Gelişmekte olan ülkelerde herhangi bir nedenle
başlayan sıcak para çıkışları ödemeler dengesini ve
döviz piyasalarını alt üst etmekte ve bu dengesizlikler
mali piyasaların diğer kısımlarına da yansımaktadır.
1994 yılında yaşanan Meksika krizi ve 1997 yılı
sonlarında patlak veren Asya krizi buna bir örnektir.
GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERE YÖNELİK
ULUSLAR ARASI FON HAREKETLERİ
• Etkin bir sermaye piyasasına sahip olunması ya da
uluslar arası sermaye piyasalarında işlem
yapılması halinde, yabancı sermaye kalemleri
arasındaki farklar azaltılabilecektir. Çünkü bu
sermaye kalemlerinin her biri kolayca diğerine
dönüştürülebilmektedir. Özellikle gelişmiş ülkelerin
sermaye piyasaları oldukça gelişmiş olup herhangi
bir aktif, kredi ya da menkul kıymet diğerine
kolaylıkla dönüştürülebilmektedir. Bu nedenle, son
yıllarda ödemeler dengesindeki yabancı sermaye
kalemleri arasındaki farklar azalma göstermektedir.
Ancak sermaye kalemleri arasındaki farklar
tamamen ortadan kalkmış değildir. Çünkü,
gelişmekte olan ülkelerin sermaye piyasaları bir
yana, gelişmiş ülkelerin sermaye piyasalarında bile
etkinsizlikler bulunmaktadır.
GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERE YÖNELİK
ULUSLAR ARASI FON HAREKETLERİ
• Gelişmekte olan ülkeler için uluslar arası kaynakların
erişebilirliğinin sınırlı olması yanında, bu kaynakların
vadeleri, gelişmiş ülkeler ve uluslar arası kredibilitesi
yüksek şirketlere göre oldukça kısadır. Bu kaynakların
vadelerinin kısa olması, doğal olarak bunların daha
uzun vadeli fonlara dönüştürülmesini
sınırlandırmaktadır. Gelişmekte olan ülkeler, genellikle
kısa vadeli yabancı kaynaklara mecbur kalmaktadırlar.
• Vade bakımından sınıflandırma yaparken yabancı
sermaye kalemlerini uzun ve kısa vadeli kaynaklar
olarak ayırabiliriz. Bu ayrımda, kısa vadeli yatırımlar ve
portföy yatırımları uzun vadeli yatırımlar ve direkt
yatırımlar uzun vadeli yatırımlar olarak
değerlendirilebilir. Buradaki kısa vadeli kaynaklar (hot
money) genellikle 1 yıl içinde nakde dönüşebilecek
aktifler ile hisse senetleri gibi her an nakde
dönüşebilecek menkul kıymetleri ifade etmektedir.
GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERE YÖNELİK
ULUSLAR ARASI FON HAREKETLERİ
• Gelişmekte olan ülkelerin gerek ödemeler
dengelerinin ve gerekse döviz piyasaları ve daha
sonra mali piyasalar ile reel ekonomilerinin kısa
vadeli yabancı sermayenin-hot Moneyoynaklığından kaynaklara risklere maruz
kalmaması için yabancı sermaye hareketlerini
çok iyi izlemesi ve kısa vadeli kaynaklardan
ziyade, direkt yatırımlar gibi uzun vadeli
kaynaklara yönelmeleri gerekmektedir. Doğal
olarak, uzun vadeli kaynaklara yönelmek ve bu
kaynaklardan pay alabilmek, ilgili ülkenin uzun
vadeli ekonomik ve siyasi görünümüne bağlıdır.
Bu aşamada ekonomik ve siyasi alt yapının
oturmuş olması ve bu konudaki kararlılık, kritik
faktör olarak öne çıkmaktadır.
GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERE YÖNELİK
ULUSLAR ARASI FON HAREKETLERİ
• 4.2. Gelişmekte Olan Ülkelere Yönelik Fon
Akışlarının Nedenleri
• Gelişmekte olan ülkelere yönelik fon akışlarının
nedenleri; iki temel başlık altında incelenebilir. Bunlar;
içsel ve dışsal faktörlerdir.
• A.İçsel Faktörler: içsel faktörler, gelişmekte olan
ülkelerin gerek genel ekonomi, gerekse mali piyasaları
ile ilgili olarak, daha etkin bir serbest piyasa ekonomisi
yaratabilmek için yapmış oldukları reform hareketlerini
ve cari piyasa koşullarını ifade etmektedir. İçsel
faktörler:
– Gelişmekte olan ülkelerdeki ekonomik altyapı ve mevzuatla ilgili
değişiklikler.
– Başarılı fiyat istikrar programları.
– Başarılı döviz kuru politikaları.
– Yatırımcıyı koruyucu önlemlerin alınması.
– İletişim teknolojilerindeki gelişmeler ve bilgi akışının hızlanması.
– Özelleştirme uygulamaları.
GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERE YÖNELİK
ULUSLAR ARASI FON HAREKETLERİ
• B.Dışsal Faktörler: Bu faktörler yatırım
yapılacak olan ülkenin koşulları aynı
kalmakla beraber, yatırıma konu olabilecek
diğer ülkelerin koşullarında bozulma olması
ve sonuçta koşullarında değişme olmayan
ülkenin göreceli olarak iyi konuma
gelmesini ifade etmektedir. Bunlardan
önemlileri şunlardır:
– Diğer ülkeler ve bölgelerde yaşanmakta olan
ekonomik durgunluk.
– Uluslar arası faiz oranları ve diğer getiri
oranlarında azalmalar.
– Piyasa katılımcılarının sayısının artması.
GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERE YÖNELİK
ULUSLAR ARASI FON HAREKETLERİ
• 4.3. Gelişmekte Olan Ülkelere Yönelik Kısa Vadeli
Yatırımlar ve Portföy Yatırımları
• Kısa vadeli yatırımlar, esas itibariyle, finansman
bonosu gibi kısa vadeli borçlanma araçları, banka
mevduatları, kısa vadeli banka kredileri ve kısa vadeli
diğer alacak ve borçlardan oluşmaktadır. Portföy
yatırımları ise, gerek uzun vadeli ve gerekse kısa
vadeli menkul kıymetlerden oluşabilmekte olup, kamu
menkul kıymetleri, özel sektör tahvilleri ve hisse
senetlerinden oluşmaktadır. Portföy yatırımları, kısa
vadeli yatırımlara göre daha uzun vadeleri ifade
etmekle beraber, içerdikleri araçların likiditesi yüksek
menkul kıymetlerden oluşması nedeniyle, kısa vadeli
yatırımlar gibi yatırım yapılan ülkeyi her an terk
edebilmekte ve dolayısıyla ekonomik dengeler
üzerinde olumsuz etkiler yaratabilmektedir.
GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERE YÖNELİK
ULUSLAR ARASI FON HAREKETLERİ
• 4.4. Yeni Gelişen Piyasalara Yönelik Fon Türleri
• Geçen 20 yıl boyunca IFC başta olmak üzere, Dünya
Bankası, IMF ve diğer uluslararası mali kuruluşlar,
gelişmiş ülkelerdeki kurumsal yatırımcıları, yatırım
bankaları, fon yöneticileri ve mali piyasalarla ilgili
düzenleyici kuruluşları yeni gelişen piyasalarda gerek
yatırım yapmaya ve gerekse bu ülkelerle işbirliği içene
girerek mali piyasalarının gelişimine katkıda bulunmaya
teşvik etmiştir. Gelişmiş ülkelerde oluşturulan ülke
fonları aracılığıyla yatırım yapılmaktadır.
• Yeni gelişen piyasalara yönelik fonlar:
–
–
–
–
–
Uluslar arası portföy yatırımı fonları (Ülke fonları).
Hisse senedi fonları (direkt yatırım).
Risk sermayesi fonları.
Ulusal yatırım fonları.
Yap işlet devret ve yap işlet şeklinde fonlar.
GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERE YÖNELİK
ULUSLAR ARASI FON HAREKETLERİ
• 4.5. Uluslar arası Direkt Yatırımlar
• Günümüzde dünya ekonomisi hükümetler ve uluslar
arası kurumlardan ziyade çok uluslu şirketler ve
bankaların başı çektiği mali kurumlar tarafından
yönlendirilmektedir.
• Uluslar arası direkt yatırımlar, bu yatırımlara konu olan
ülkeler bakımından gelir artırıcı nitelik taşımakla
beraber, bu yatırımı yapacak olan taraflara da gelirin
yanında riskler de sunmaktadır. Bu riskler, esas
itibariyle döviz kuru riski, faiz oranı riski ve enflasyon
oranı riskinden oluşmaktadır.
• Gelişmekte olan ülkelerin genel itibariyle yabancı direkt
yatırımlardan aldıkları paylar düşük olmakla beraber,
analiz yaparken dikkat edilmesi gereken bir konu daha
vardır. Bu ülkelerin kendi içlerinde de yabancı direkt
yatırımlardan aldıkları paylar çok farklı düzeylerdedir.
GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERE YÖNELİK
ULUSLAR ARASI FON HAREKETLERİ
• 4.6. Yabancı Direkt Yatırımları Çekmenin Önündeki
Engeller ve Çözüm Yolları
• Yabancı yatırımcıları caydırabilecek birçok neden
olmakla beraber, bu nedenleri iki genel nokta etrafında
toplayabiliriz. Bunlardan birincisi, siyasi engeller ve
ikincisi de ekonomik engellerdir. Siyasi engeller,
yabancı yatırım kararı açısından birinci düzeyde önem
taşımaktadır. Bu sorun devam ettiği sürece ekonomik
değerlendirmeye geçilmemektedir. Yabancı direkt
yatırım kararlarının verilmesini etkileyen belli başlı
faktörler şunlardır: *Piyasaya giriş, *Eşit muamele,
• Bilindiği gibi yabancı yatırımlar ve sermaye girişleri her
ülke için önem taşımakla beraber, gelişmelerini
tamamlamaya ve gelir düzeylerini yükseltmeye çalışan
gelişmekte olan ülkeler için ayrı bir önem taşımaktadır.
Download