TBMM B : 74 10 . 3 . 1087 O : 1 lama, sendikacılığı baltalama özlem

advertisement
T. B. M. M.
B : 74
lama, sendikacılığı baltalama özlem ve planlarının bir
parçası olduğuna inanıyoruz.
Bize göre, ILO ilkelerine uygun olarak asgarî üc­
ret komisyonu oluşturularak asgarî ücretin belirlen­
mesi yönteminden vazgeçilemez. Asgarî ücret, işçinin,
ailesiyle birlikte insan onuruna yaraşır bir yaşam sür­
mesine asgarî düzeyde yeterli bir geçim ücretidir ve
net olarak hesaplanmalıdır.
Sayın Taşçıoğlu, bunca yaşına, başına, unvanına
rağmen «Çok yaşayan değil, çok gezen bilir» atasözü­
nü doğrulareasma, 27 Şubat 1987 günü Zonguldak'ta
kömürün kara gerçeğiyle - nihayet - taşınarak, «Ma.dtantyşçT/jerintinaMılkılart para, «on zlerröskıe kadar he­
lal paradır» diyor; sanki aksini iddia eden var gibi,
sanki emeklerinin gerçek karşılığını almadıklarını bil­
miyor gibi ve sanki işçilerin ücretlerini hak edip etme­
dikleri gündemdeymiş gibi.
Sayın Taşçıoğlu'nun esas üzerinde durması icap
eden, maden işçilerinin aldıkları paranın helal olma­
sından çok, çalışanları sömürenlerin devleti soyanla­
rın, hayalî ihracat yapanların, hileli iflas yaratanla­
rın paralarının ne ölçüde helal olduğudur. (DSP ve
SHP sıralarından, «Bravo» sesleri, alkışlar)
MEHMET ÖZDEMİR (Elazığ) — Sendika ağa­
larını ve işçiyi sömürenleri, onların paralarıyla Avru­
pa'da gezenleri ve vatan hainlerini de söyle.
SURURt BAYKAL (Devamla) — Bu gerçekleri,
yerin 410 metre derinliğinde, ekmeğine kömürün ka­
rasını katık yapan işçilerin helal ve eksik ücretlerini
gündeme getirerek unutturamaz. Sayın Taşçıoğlu, ey­
lem kararı alan işçileri kınayacağına, sabırlarını taş­
ma noktasına getiren, sefaletlerine ve feryatlarına ku­
lak tıkayan," onları kandıran ve oyalayan zihniyeti kınasa, daha akılcı ve gerçekçi bir yaklaşım içinde olur­
du. (ANAP sıralarından gürültüler) Ne yazık ki size
cevap verebilecek kadar vaktim yok.
MEHMET ÖZDEMİR (Elazığ) — Vakit değil,
bilgin yok, bilgin.
SURURİ BAYKAL (Devamla) — Devlet Bakanı
Sayın Titiz, «Ne demekse bu güvence?.. Personelin
işinden memnunsam, sözleşmesini uzatırım; değilsem,
o personelle çalışmak zorunda mıyım?» diyor.
Çalışanların mukadderatım, işverenin ve genellikle
siyasal iktidarın iki dudağı arasında bırakan, güvenceyi küçümseyen ve istemeyen bir çalıştırma rejimi­
nin, çağdaşlıkla ve uygar devlet adamhğıyla bağdaşır
yönü yoktur, özgürlüğü, dilediği zaman işçinin işine
son verme olarak anlayan Sayın Titiz, çalışma ve ya­
10 . 3 . 1087
O: 1
şama özgürlüğünü bilmezlikten, görmezlikten geliyor.
(DSP ve SHP sıralarından alkışlar)
Değerli milletvekilleri, çalışma yaşamını çekilmez
duruma sokan yasak ve kısıtlamalar yetmiyormuş gi­
bi, etlkili ve sonuç almaya yeterli olmayan budanmış
grev bile, işverenlerce, iktidarın destek ve güdümünde
kırılıyor.
NETAŞ greviyle ilgili olarak tarafları uzlaştırmak
ve uyuşmazlığı kotarmak amacıyla yapılan bir çalış­
ma olup olmadığı, anlaşmazlık noktalarının neler ol­
duğu, «Meslek eğitimi» adı altında üretme faaliyetini
sürdürerek grev kırıcılığı yapanlar hakkında ne gibi
işlem yapıldığı yolunda; toplu iş sözleşmesi şartıyla
ilgili olarak Ulaştırma Bakanlığınca işçilere elaltından
haberler salınarak sendika seçme özgürlüklerine yö­
nelik saldırılar konusunda ne gibi işlemler yapıldığı
yolundaki sorularımıza Başbakan yerine Sayın Ulaş­
tırma Bakanının, grev bittikten sonra verdiği yanıtta,
«Grev kırıcılığı yapıldığı» Sayın Bakan tarafından da
kabul ve itiraf edilmektedir.
BAŞKAN — Sayın Baykal, lütfen toparlayın efen­
dim; süreniz doldu.
SURURİ BAYKAL (Devamla) — İşverenliğin te­
lefon imalatı bölümünde, 25 öğrenciye telefon ve
ahize üretiminin yaptırıldığı, bu amaçla işyerine mal­
zeme girişi ve işyerinden mal çıkışı yapıldığı, bu du­
rumun, Toplu İş Sözleşmesi - Grev Lokavt Yasası­
nın 43 üncü maddesine aykırı olduğu ve işveren hak­
kında, anılan kanunun 78 inci maddesine göre işlem
yapılabilmesi için Cumhuriyet savcılığına suç duyuru­
sunda bulunulması gerektiği sonuç ve kanaatine varıl­
dığı; Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İstanbul
Bölge Müdürlüğünce, Cumhuriyet savcılığına suç du­
yurusunda bulunulduğu bu yanıtta belirtilmektedir.
İşte bir ibret ve utanç belgesi.
BAŞKAN — Sayın Baykal, lütfen toparlayın,
lütfen efendim...
SURURİ BAYKAL (Devamla) — Evet Sayın
Başkan.
Demokrasiyle, insan hak ve özgürlükleriyle bağ­
daşmayan hükümler taşıyan Anayasamız, devlet ni­
teliğinin en başta gelen öğesi olan emekçi kesimin,
bırakınız korunmasını, onu, egemen sınıfların tahak­
kümüne âdeta terk eden ve toplumsal barışı sağlamak­
tan uzak yasaklar içermektedir. Sendikaların yapısı,
örgütlenmesi; sendikalararası ve uluslararası örgüt­
lenme üzerindeki yasaklar, çalışanların diledikleri ör­
gütleri özgürce kurabilme ve sendikal çoğunluk ilkesi
417 —
Download