T.B.M.M. B : 48 12 . 3 . 1992 0 : 2 Komisyon ve Hükümet yerlerini

advertisement
T.B.M.M.
B : 48
12 . 3 . 1992
0:2
Komisyon ve Hükümet yerlerini almışlardır.
Sayın milletvekilleri, bütçe üzerinde söz isteyen değerli milletekillerinin isimlerini okuyo­
rum : Sosyaldemokrat Halkçı Parti adına Sayın Nizamettin Toğuç, Refah Partisi adına Sayın
tsmail Coşar, Doğru Yol Partisi adına Sayın Yahya Uslu, Anavatan Partisi adına Sayın Rama­
zan Coşkun.
Şahısları adına, lehinde Sayın Gaffar Yakın, aleyhinde Sayın Musa Erarıcı ve Sayın Hüsa­
mettin Korkutata konuşacaktır.
Gruplar adına konuşmalar 20 dakikadır. Şahıslar adına yapılacak olan konuşmalar ise
10'ar dakikadır. Saygıdeğer konuşmacıların bu sürelere uymasını rica ediyorum.
İlk sözü, Sosyaldemokrat Halkçı Parti adına, Sayın Nizamettin Toğüç'a veriyorum.
Buyurun efendim. (SHP sıralarından alkışlar)
SHP GURUBU ADINA NİZAMETTİN TOĞUÇ (Batman) — Sayın Başkan, değerli mil­
letvekilleri; tarihte, dinler, insanların, sınırsal toplum yaşamına başlamasıyla görülür. Ne za­
man ki, toplum içerisinde zulüm, haksızlık, adaletsizlik, ahlaksızlık, ezen ve ezilen sınıflar başgöstermiştir, işte o zaman, insanca ve uygarca bir yaşam için dinler ortaya çıkmıştır. Arabis­
tan'da İslamın ortaya çıkmasının böyle bir döneme rastlaması da tesadüfi değildir.
İslam dini, bir zor dini değildir. Bütün kuralları, toplumsal yaşam düzenleyici ve insanla­
rın kardeşçe yaşamını sağlamak amacına yöneliktir.
Dikkat edilirse, bütün dinlerin amacı ve hedefi, insanların huzur ve mutluluklarını temin
etmektir. Din, insanları her çeşit ayırımdan alıkoyar, birbirlerine yararlı üyeler haline getirir.
Bütün dinlerin müşterek hedefleri, zulümle savaşmaktır.
Hazreti Muhammed, bir hadis-i şerifinde, "En büyük cihat, adaleti söylemek ve haksızlı­
ğa karşı koymaktır" diye buyuruyor. Kur'an-ı Kerim, baştan sona kadar, zalime karşı mazlu­
mu, güçlüye karşı güçsüzü korumaktadır. Yine Kur'an-ı Kerim'de Allahutaâlâ, "Eğer bir top­
lum veya bir şahıs, bir topluma veya bir şahsa zulüm ediyorsa, mazlumdan yana olun, zalimle
savaşın, ta ki, o zalimi hak yoluna getirene dek" der.
Dinler, başlı başına bir anayasa hukukudur. Her dinin, kendisine göre, insanlığa hizmet
için kuralları vardır. Mezhepler ise, her dinin bir giriş kapısı olarak kabul edilir; fakat, bir kı­
sım mezhepler, birtakım yönetici hükümdar ve diktatörlerin güdümünde kalarak, ayrı imti­
yazlara sahip olmuşlardır.
Değerli milletvekilleri, demokratik ülkelerde, meclisler din işleriyle uğraşmazlar. Din işle­
rini, devlet işlerine karıştırmazlar; çünkü dinler, kendi kendilerini idare edebilecek yapıya sa­
hiptirler.
İslam Dinine gelince : Sosyal, siyasal, ekonomik ve kültürel kurallarıyla kendisini en iyi
bir biçimde idare edebilecek, en iyi kurallara sahiptir.
Sayın milletvekilleri, bilindiği gibi, İslam Dini, eşitliği, kardeşliği ve insan haklarını savu­
nan ve benimseyen bir dindir. Örnek vermek gerekiyorsa : Kur'an-ı Kerim'in bir ayetinde şöyle
buyurulur : "Bütün iman edenler kardeştir" ve yine bir hadis-i şeriflerinde Hazreti Muham­
med şöyle buyurur : "El İslamu dinul müsavvatu" Yani, İslam, eşitlik dinidir. Diğer bir hadisi
şeriflerinde de : "El müsavvatu şiarül İslam" Yani, eşitlik, İslamın temelidir.
Hazreti Peygamber Efendimizin dönemine baktığımız zaman, gerçek eşitliği görebiliyo­
ruz. En çarpıcı örneklerinden bir tanesi, köle ve zenci olan Bilâli Habeş'tir. Şöyle ki: Bilâli Habeş,
— 403 —
Download